-
151.
0yine görüşemeden erken ayrılmak zorunda kaldık bayramdan ulaşla. yemek yedik, içmeye gittik. ben biraz fazla içtim mutluluktan. sarhoş olmaya başlamıştım. mesaj attım konuşmaya başladık. ben sarhoşluğun verdiği cesaretle mesajımda benimle çıkıp çıkmayacağını sordum.
+benimle çıkar mısın selin
bikaç dakika sonra mesaj geldi
-bilmiyorum olur mu..
+deneyelim?
-tamam. deneyelim..
+seni seviyorum..
-ben de seni seviyorum sexxx. şimdilik bu aramızda kalsın. eve geldim çok yoruldum uyucam biraz.
+peki iyi uykular.
artık selin sevgilimdi. çevremdeki hiçbir kız, hiçbir insan umrumda değildi. ulaş tebrik etti batak oynamaya gittik. henüz paylaşmamıştım kimseyle selinden aldığım emirden dolayı. o ne isterse eyvallahtım. -
152.
0yaz hadi okuyorum
-
153.
0ulaşla olan arkadaşlık ilişkilerimiz dostluğa dönmeye başladı. artık 4 ümüzün yer aldığı kısa vadeli planlar yapmaya başlamıştım hiç görüşmememize rağmen.
1 mayıs sabahına gözümü açtım, hem aldığım mesajın ve devamı olan konuşmaların mutluluğu hem de işçi bayramı oluşunun verdiği mutlulukla. ulaşla buluşacaktık. üstümü değiştirdim çıktım dışarı. bayramın yapılacağı yere gittik. bayram başladı ve ben onu gördüm.
o gün hiç konuşmamıştık. uzaktan ne kadar da güzeldi. o solculuğun ve zalim hayatının ona verdiği olgunlukla birşeyler yapmaya çalışıyordu. -
154.
0o gün selinden haber alamadım. sonraki gün de sonraki gün de. ama en azından nerde olduğunu biliyordum. 2 gün sonra geldiğini duydum. bana haber vermemişti.
kızmıştı bana, onu o hale düşürdüğüm için tepkiliydi düşünceleri vardı kafamda.
ama neden mesaj atmamıştı hiç, aramamıştı? merak ettiğimi biliyordu. en azından merak edeceğimi tahmin edebilecek kadar sevgimi göstermiştim ona.
arkadaşlarla oturduğumuz cafeye geldi. ablası ve ablasının arkadaşlarıyla. 101 oynamaya başladılar. beni gördüğü halde bırak yanıma gelmeyi, selam bile vermedi.
gerçekten bozulmuştum.
yanına gittim, biraz konuşabilir miyiz dedim.
reddetse de bi süre sonra kabul etti. ayrı bir masaya geçtik.
neden böyle yaptığını sordum, kendine yakıştıramadığını söyledi. o adam tanıdık olabilirdi dedi, haklıydı da.
konuşurken bileklerindeki bandajlar dikkatimi çekti. kolunu kendime doğru çektim, bunlar ne selin? dedim.
geri çekti kolunu. önemli birşey değil. dedi.
ısrar ettim, bandajların altında jilet izleri vardı.
o an ondan utandım. kendimden utandım. ben nasıl böyle birine karşı bu kadar aşk duyabilirdim?
elimde onun düşüncelerini düzeltmekten başka bir seçenek olmadığı için konuştum, barıştık. -
155.
0sürekli yanyana, sürekli konuşuyorduk. ister istemez sıkıntılar da çoğaldı durum böyle olunca. ayrılıklar çoğaldı. her seferinde ayrılmamak için söz veriyorduk, ayrılık değil küslük olacak adı diyorduk ama sonunda yine ayrılık oluyordu. 1 günlüğüne de olsa düşman oluyorduk.
ayrı olduğumuz günlerden birinde buluşmak istediğini söyledi. yanına gittim. ayak üstü bana bir poşet verip gitti. hemen açtım, baktığımda güzel kaplı bir defter, içinde yazılar, fotoğraflarımız, şıpsevdiler. özür dilemek için mesaj attım. tekrar yanına gittim, sarıldım ve barışmış bi vaziyette evlere gittik. -
156.
0okulda göremedim. merak ettim. mesaj attım, annesinin yanında hastanede yattığını söyledi. hemen okuldan kaçıp hastaneye ziyarete gittim. (annesi hastanede çalışıyordu. ve beni biliyordu.)
sordum yattığı odayı öğrendim. gittim. yüzünde renk kalmamış. solmuş. ağır bir grip geçiriyormuş, serum yemiş. bana yordu hastalığını, senin yüzünden böyle oldum dedi. ve devam etti, ben yine oğuzla konuştum.
kan beynime sıçradı. ama o durumdayken birşey diyemedim. mesaj at konuşmayı bitir dedim. melis diye kaydetmiş. mesaj attı.
-oğuz ben sexxxle barıştım. konuşmayalım.
+yalan söylüyorsun. sexxxin sesini duymadan inanmam.
aldım telefonu aradım.
+inandınız mı oğuz hazretleri
-inandım, bana bi daha asla konuşmayacağını söylemişti bu yüzden böyle bişe istedim.
+uzatma
dedim kapattım.
güven denen kavram bitmişti artık iyice. oğuz istanbula okumaya gitmişti. en azından görüşmediklerine emindim. -
157.
0Reserved devam panpa
-
158.
0okulda aramız gayet iyiydi. ne çok fazla ne de çok az muhabbet edebildiğimizden ilişki de seyrinde ilerliyordu.
o gün kaçmak istediğimi onunla birlikte, bize gitmek istediğimi söyledim. gelemeyeceğini önemli dersinin olduğunu söyledi. fakat ben de aynı okulda okuduğumdan hangi dersin önemli, hangi hocanın takıp takmadığını az çok biliyordum. yalan söylüyordu. zaten varolan bir güvensizlik varken bunu yapması hoşuma gitmedi.
gelmedi. ben gideceğimi söyledim. gitme dedi. istemedi gitmemi. inatla yürüyünce ne halin varsa gör dedi ve döndü. kızmıştım oldukça fazla. tek başıma gidip ne yapacaktım?
hem bu olay, hem de oğuzla konuşmasının etkisiyle uzun zamandır görüşmediğim bukete mesaj attım. her zaman elimin altında bulunuyordu zaten. gel desem gelebilecek konumdaydı.
+buket nasılsın ben sexxx
-iyi sen?
+ben de iyiyim. napıyosun?
-okuldayım sen napıyosun?
+ben de okuldan kaçtım, görüşelim mi?
-tamam ben de çıkıyorum zaten boş ders vardı. nerde buluşalım?
+... buraya gel 1 saate. eve gidiyorum, çıkarken ararım seni.
-tamam ben de hazırlanayım gidip. -
159.
0Devam et bro
-
160.
0en sevimsiz işlerden birini yaptım, oğuza mesaj attım. şifreyi istedim. unuttuğunu söyledi. gizli sorudan açabileceğimizi söyledi. ben de "ulan dıbınakodumun çocuğu bilgisayardan anlıyorum zaten öyle açabileceğimi biliyorum." dedim. konu kapandı.
beni kendine daha yakın tutuyordu. bikaç kere daha eve gittik başbaşa. artık iyice ilerlemiştik. bu, ona olan bağlılığımı artırıyordu. ve selin de bunun farkındaydı. -
161.
0bikaç hafta geçti. yavaş yavaş eski samimiyet sağlanıyordu aramızda. o gün benimle birşey konuşmak istediğini söyledi.
-sexxx birşey söylemem gerekli.
+dinliyorum
-ben yeni face açtım ya. (eski faceini kapatıp yeni bir face açmıştı. nedenini sormadım merak etmediğimden fakat kendi söyledi, eskisinde tanımadığım insanlar vardı dedi. uzatmadım.)
+evet?
-eskisinin şifresini oğuza vermiştim.
+niye ne alaka ne zaman?
-o konuştuğumuzda vermiştim. sınava hazırlanacağımı, facebookla ilgilenmemem gerektiğini söyledi ve şifremi değiştirdi. şu an facebook um onda. ben yenisini kullanıyorum ama eskisi onda. ben biraz denedim kitlendi şu anda açılmıyor.
+sen..
dedim kaldım. dürüstçe söylediği için, en azından kendi kafamda selini dürüstlüğe özendirmek için herhangi kötü bir laf etmedim. ama güven iyiden iyiye çökmeye başladı. -
162.
0birazdan devam etcem beyler
-
163.
0artık herşey daha anlamsızdı. daha bikaç ay önce omzuma yatıp söz veren insan nasıl bunu yapabilirdi nasıl? intikam duygusuyla büründüm düşündükçe. bi an herkese anlatıp rezil etmek istedim, vazgeçtim. ne yapacağıma karar veremedim bir türlü. bir gün geçti iki gün geçti. geçmek bilmeyen günler.
ikinci gün mesaj attı. "özür dilerim."
cevapsız kalması bana daha çok koymuştu. en azından birşeyler söyleseydi. biliyorum, birşey söylemeye kalksa susturacaktım ama istiyordum.
aklıma oğuzla birlikte olduğu zamanlardaki şenliklerde, oğuzu bırakıp başka biriyle takılışı geldi. cevap attım. "ben senin o konuştuğun huur çocuğu kadar gurursuz değilim. kusura bakma."
hemen cevap geldi. "affetmeni beklemiyorum zaten. kendime yakıştırmıyorum. özür dilemek istedim sadece."
uzunca bi süre tersledim. geç cevap attım. kestirme cevaplar attım. ama vazgeçmedi mesaj atmaktan.
ecenin ulaşın ve en önemlisi de benim karşısında duramayacağım aşkım sayesinde barıştık. oğuzla olan ilişkilerindeki sallantıları az çok bildiğimden zaten ufak bir güvensizlik vardı içimde. bu olay iyice pekiştirdi. her yaptığını sorgular oldum. artık eskisi kadar mutlu olamayacağımıza inanmaya başladım.
okul devam ediyordu. dershane son hızıyla devam ediyordu. sınav vardı. hazırlanmam gereken bir sınavım olmasına rağmen, ben selinle uğraşıyordum sadece. aklımdan çıkmıyordu bir saniye bile. -
164.
0sonraki gün okulun sonuncu sınıfına geçtiğimiz ilk gündü. ruh gibiydim.
okula geldiğimde selini göremedim. sonra teneffüste okulda olduğunu öğrendim. öğle arasında sınıfta kalmasını, konuşmak istediğimi söyledim.
derslere giriyordum, zaman geçmiyordu. sonunda geldi öğle arası. sınıfına gittim, sınıftakilerin çıkmasını rica ettim. sınıfta sadece ikimiz kaldık. yanına oturdum. neden dedim, neden?
-söyledim dün sebebini sexxx
+inanmıyorum selin inanmıyorum. nedenini öğrenmek istiyorum.
-neden inanmıyorsun?
dedi ağlamaya başladı. iyice kıllanmıştım. ama üzülüyordum, seviyordum da. elini aldım kalbimin üstüne koydum;
+ bak, senin için atıyor bu. sadece senin için. her ne olduysa söyle, nedeni neyse söyle. ne olursa olsun seni bırakmayacağımı biliyorsun.
-ne olursa olsun bırakmaz mısın?
+bırakmam..
-oğuzla konuştum ben. ama çok özür dilerim.
+nasıl konuştun nerden konuştun?
-o cafede oturduğum bizden ufak çocuklardan birinin tanıdığıymış. çocuğun facei bendeydi. oradan yazdı, benim olduğumu biliyormuş facete. ben de numaramı verdim.
+gibtir git selin allah belanı versin.
dedim ve hızlıca çıktım sınıftan. peşimden koştu tuttu kolumdan. uzak dur benden diyebildim. deli gibi ağlıyordu. ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. sınıfıma gittim. kaldım öylece. herşey saçma geliyordu. nasıl yaptı? nasıl yapabildi? cevap bulamıyordum. dünya küçüldü duvarlar üstüme geliyordu. başımdan aşağı sürekli olarak kaynar sular dökülüyordu.
o öğlen okuldan gitmiş. annesinin yanına gittiğini söylemiş. -
165.
0konsere gittiğini biliyordum. geldikten sonra görüşüp barıştık. herşey tekrar yoluna girmişti.
evde olduğum ve evin müsait olduğu bir gün çağırdım tekrar. geldi. çok güzel bir gün geçirdik. çok fazla ileri gitmeden, yaşadıklarımızdan daha fazlasını yaşadık. daha çok bağlanıyordum. hissediyordum.
günlerimiz hep birlikte geçiyordu. ulaşla ece geliyordu ara ara.
bikaç hafta sonra klagib günlük buluşmamızı gerçekleştirdik. her zaman gittiğimiz sessiz sakin yere gittik. sigara içerken muhabbet ediyorduk. ama aklımda onu teyzemlere çağırma düşüncesi vardı. özlemiştim çünkü. teyzemlerin evi müsait olduğu için sorumu yönelttim. hayır cevabını aldım. herhangi bir neden sunmadan hayır dedi.
o an neden bilmiyorum çok fazla sinirlendim. klagib küslüğümüz olan ayrılık kelimesini dile getirdim tekrar. döndüm giderken arkamdan koştu. neden dedi. nedenini bildiğini söyledim. üstelemedi döndü. -
166.
0eski bir komşumuz antalyaya taşınmıştı. beni bir haftalığına evlerine davet ettiler. antalya otobüsüne binmeden 1 saat önce selinle buluştuk cafede. dışarıda oturuyorduk, içeri sakin olduğu için içeri geçmek istediğimi söyledim. kabul etti.
cafenin içerisine doğru yöneldiğimizde karşımızda oğuzu bi tane kızla otururken bulduk. ben aldırış etmeden devam ettim, selin yakınlaşma isteğiyle içeri girmek istediğimi anlamıştı.
henüz içeride bi yere oturmadan "içerde oturmayalım" dedi. sinirlendim fakat birşey demeden tamam dedim. çıktık dışarı bendeki moral bozukluğuyla, beni uğurladı.
antalyada günler güzel geçiyordu. havuz deniz alkol. sürekli olarak mesajlaşıyor, geceleri konuşuyorduk. bir gece konuşurken grup yorumun şehre geleceğini, konsere gitmek istediğini söyledi tamam dedim.
konuşmanın devamında benim aklımı kemiren oğuz konusunu açtım. ters bir cevap alınca sinirlenip ayrıldım. oradaki güzel günlerimin kötü geçmesini istemedim. orada kaldığım 1 haftalık sürecin 4 gününü ayrı geçirdik. -
167.
0geldim devam ediyorum beyler.
-
168.
0bi sigara çay yapıp geliyorum beyler. okuyan varsa hayat belirtisi gösterirse sevinirim. yoksa gece devam etcem ya da hiç devam etmicem
-
169.
02 gün hiç konuşmadan geçti. 2 gün ama gün değil sanki. asır yüzyıl amk.
2. günün gecesi eceden mesaj geldi.
-sexxx söylediğimi söyleme ama selin senin mesaj atmanı çok istiyomuş.
bunu duyunca büyük heyecanla bir mesaj attım. kızların huurca taktikleri olduğunu anlamam geç oldu biraz.
huurca taktikler sadece onlarda yok tabii ki. konuyu hemen oğuz a getirdim. söylemek istemedi. beni sevip sevmediğini sordum. cevap vermedi.
+beni sevmiyorsan neden ağladın? neden mesaj atmamı istedin veya neden konuşuyoruz. anlamıyorum amacın beni üzmek mi derdin ne?
-seni seviyorum sexxx.
3 seneden beri peşinde koştuğum güzeller güzeli kız, bana beni sevdiğini söyledi. yerimde duramıyordum. ota taka gülmeye başladım. bunu söyledikten sonra uykusu olduğunu söyledi ve uyudu.
artık herşey farklıydı. sevdiğim insan yanımda olabilecekti. dünyaya farklı bakıyordum. aklımı toparlayamaz vaziyete gelmiştim. yaptığım işlerden 2 kat daha fazla keyif almaya başladım. hayatım üzerine kurduğum planları editleyip selini ekledim.
birkaç kez görüşmek istedi. uygun zamanı getiremediğimizden görüşemedik. evet bana beni sevdiğini söylüyordu fakat henüz yüzyüze oturup konuşmamıştık. çok fazla aramıyordum. sevdiğini söylemesi yetmişti bana.
güzel yanları olan bu olayın can sıkıcı tarafları olmaya başlamıştı. çevreden duyduğun saçma hikayeler. kızın geçmişi. oğuz ve oğuzu aldatması. kafamı kurcalamaya başlamıştı şimdiden. ama bu beni, benim seline bakışımı değiştirecek kadar meşgul etmiyordu. -
170.
0beyler hikaye ilerledikçe olaylar karışcak. başları biraz sıkıcı olabilir.
-
coitler erkenden yatmis
-
atamızın unutulmayan bir sözü
-
ucan kediye yapmak istediğim
-
ucan kedi neden silinmiş
-
dumbki adlı yazar seni her gördüğümde
-
helix nasil sildiler ama ucan kedini
-
kalpler ancak ve ancak allahı anmakla huzur bulur
-
sanat sanat icin midir toplum icin midir
-
siz hayatınız havada duran birini
-
kim jongin yakalanacağı en büyük hastalık
-
abi bu nedirrrrrrrrrrrrrrrrrr
-
beyler jet lee ne olmuş böyle
-
kons abi kaza yaptım mesaja bakar misin
-
ne zaman kendime inancımı kaybetsem buraya gelirim
-
kayranın hızlı zamanları
-
yine silik yemis
-
inci de 8 online da gördüm ya
-
ne zaman inancımı kendime buraya kaybetsem gelirim
-
züte kız kaçıran sokup yakıp hızlıca koşup
-
ben mıchael inci sözlüğün arslanı
-
manifest dinleyen var mı
-
halil falyalıya neden falyalı demişler
- / 1