1. 1.
    +1
    Beyler bırakıp kaçma değil, 15inde, 21 inde ve 22 sinde sınavım var. Bu yüzden yazamadım, yazamıyorum. Bu kadar zamanımı alacağını bilsem sınavdan sonra başlardım. Hikayeyi yarım bırakmıcam asla.
    ···
  2. 2.
    +1
    knight ya da metin2dir heralde. anlat bakalım
    ···
  3. 3.
    +1
    okulun başmalasına bir hafta kala, dershane tekrar başladı. nadir olarak görüyordum fakat bakışlarıma karşılık alamıyordum. günler zor geçmeye başladı. hala ayrıydık..

    yine bir dershane çıkışında arkadaşlarıyla cafeye gideceklerini öğrendim. kafama koymuştum, konuşacaktım. ben de gittim. çağırdım yanıma. gelmek istemedi. zorla da olsa geldi yanıma.
    +selin özür dilerim, barışmak istiyorum.
    -hayır sexxx bir kere ayrıldın, çocuk oyuncağı mı bu? aklın neredeydi.
    +o an fazla sinirlendim. sinirlerime hakim olamama problemim olduğunu biliyorsun. bi daha olmayacak böyle birşey.

    bu tarz uzunca bir konuşma geçti ve sonunda elimi tuttu. defteri okuyorum(bana verdiği deftere ben birşeyler yazdıktan sonra ona geri vermiştim.), dayanamayacak gibi oluyorum. bir daha ayrılmayalım. dedi ve el ele arkadaşlarının yanına geçtik. sonraki gün okul başlıyordu. o gece eve gittikten sonra mesaj attı;
    - birlikte olamayız sexxx
    +neden?
    -ablam ve babamdan dolayı. duyarlarsa hoş olmaz.
    +e kabul etmiştin. barışmıştık. ne oldu şimdi durduk yere? selin bu kadar zamandır birlikteyiz duymadılar şimdi mi duyacaklar. bahane üretiyorsun. sebebi öğrenmek istiyorum.
    -sebep bu başka bir sebep yok. mesajlaşmayalım. hoşcakal.

    ne olduğunu anlayamadım. telefon elimde kaldı. ben telefona bakıyorum, telefon bana. ağlasan ağlayamıyorsun. sebepsiz yere ayrılıyor dünyaları verebileceğin sevgilin. bakmaya kıyamadığın sevgilin.
    ···
  4. 4.
    0
    ikinci güne kadar ne mesajlarına cevap verdim, ne de aramalarını açtım.

    o gece oyunu oynayıp, gece 3 gibi telefonu da sessize alıp yattım, uyudum çok geçmeden.(benim uykum acayip ağırdır. hani kolay kolay uyanmam çoğu şeye.)

    bir titremeyle uyandım. hava daha tam manasıyla aydınlanmamıştı. bi süre olayın farkına varamadım, baktım telefonum titriyor. saat 6. arayan selin.

    iki gündür açmadığım telefonu o gün açtım ilk defa, sabah sabah aradığına göre yolunda gitmeyen birşeyler var demekti.
    ···
  5. 5.
    0
    istanbula gitmek için yola çıktı. ablası ve babası çoktan varmışlardı. orada bir akrabalarında kalacaklarını söyledi.
    selin oraya vardığında karşıladılar, gittiler eve.

    sonraki güne güzel uyandım. uzun zamandır tartışmıyorduk.

    uyandı, konuştuk. daha sonra ablasıyla dışarı çıkacağını, ablası bi arkadaşıyla buluşacağını selin de onun yanında gideceğini söyledi.

    güvensizlik burada kendini tekrar ortaya çıkarttı. oğuzun da istanbulda oluşunun etkisiyle, bana sordun mu? dedim. sormadım dedi.

    +izin aldın mı selin?
    -hayır ama..
    +tamam gitmeni istemiyorum.
    -geri mi döneyim sexxx?
    +dön selin. istemiyorum.
    -nasıl döneyim ya.
    +beni ilgilendirmez. dönmezsen bu telefon kapanır.
    -dönemem.

    kapattım telefonu. yine başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. aklıma binbir türlü senaryolar geliyordu ister istemez.
    ···
  6. 6.
    0
    gelmiştim yine yalnızlığımın şehrine. ulaşla çok sık olmasa da görüşebiliyorduk. zaman zaman görüntülü konuşuyorduk.

    vizeler başladı, düzenli olarak devamdan kaldığım iki dersin dışındakilere girdim. benim vizelerim çok iyi geçmemişti, okulda ne not tutuyordum ne ders dinliyordum. selin aksine iyi geçtiğini söylüyordu. sevindim onun adına.

    her kötü bir şehirde birinci sınıfa başlayan öğrenci gibi bizim de geçiş, tekrar hazırlanma gibi planlarımız vardı. yurttaki büyükler bu planlardan vazgeçmemizi söyleseler de cazip gelen oydu.

    selin haftaya ablası ve babasının istanbula gideceğini, onun da gideceğini söyledi. tamam dedim.
    biletini aldı. sınavlar yaklaşmıştı.
    ···
  7. 7.
    0
    yurttan birkaç arkadaş edinmiştim. geceleri batak atıyorduk. okul biraz yoluna girmeye başlamıştı. düzenli olmasa da sık sık gidiyordum.

    bir süre farklı yerde olduğum için düşüncelerimin önplanında selin olmamıştı. fakat taşlar yerine oturdukça selin kendini göstermeye başlamıştı düşüncelerimde.

    mesajlaşmadan bir dakikamız, konuşmadan bir gecemiz geçmiyordu.

    özlediğini söyledi. dayanamadım, yanına gideceğimi söyledim. bikaç gün sonra bilet aldım ve yanına gittim. çok güzel iki gün geçirdik dönmek zorunda kaldım. yine aynı zorlu ayrılık senaryosu, selinin gözyaşları, sözler yeminler.
    ···
  8. 8.
    0
    okulu kazandığım şehre gittik. beni yurda bıraktılar bizimkiler, döndüler.

    yeni insanlar vardı her tarafta. hiçbirşey istemiyordum. canım hiçbirşey yapmak istemiyordu. yeni bir insan tanımak istemiyordum, selin olsun yeterdi. sanki telefonu alıp "hadi buluşalım aşkım" dediğimde o gülümseyen suratıyla gelecekmiş gibi geliyordu.
    her ne kadar istemesem de zamanla insanlarla tanışmaya, kaynaşmaya başlamıştım. okula gidiyordum.

    okula da alışamamıştım. zaman geçmesine rağmen bir gram içim ısınmamıştı.

    sınıftaki insanlardan hoşnut değildim.

    selinle aramız iyiydi. o da aynı konulardan dolayı sıkıntıya düştüğünü belirtiyordu.
    canımı sıkacak herhangi bir hareketten çekiniyordu. istediğim herşeyi yapıyordu.
    ···
  9. 9.
    0
    artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı.

    artık kızmasam, deli gibi aşık olduğumu söylesem bile bunu istediğim zaman yüzüne söyleyemeyecektim. yürüdüğümüz yollardan geçerken gözlerim doldu. ağladım.

    eve gidene kadar ağladım. çok dolmuştum. yaşattıklarından dolayı, ayrılıktan dolayı, hala onu sevmemden dolayı, ailemi üzdüğüm için, bu şehri artık eskisi gibi sevemeyeceğimi, yeni gittiğim şehire onsuz ısınamayacağım için. en çok da artık eskisi gibi olmayacağımıza inandığım için..

    eve gittim, hiç tadım kalmamıştı. sanki yeni bi haber almış gibiydim selinden, yine birşey yapmış gibiydi. içim burkuluyordu.
    ···
  10. 10.
    0
    ayrılık vakti gelmişti artık. önce ben gidecektim. o kadar zor geliyordu ki. onca kötü şey yaşamamıza rağmen, onları yaşadığımız yerlerden ayrılmak bile koyuyordu insana.

    o gün tüm gün birlikteydik. akşam olunca ben eve gidecektim ve yarın sabah erkenden çıkacaktım yola. oturduk, ben ona nasihat verdiğim gibi o da bana vermeye başladı. dinleyecek durumda değildim. ayrılık zor geliyordu. ağlamaya başladı.

    onun yanında ağlamamalıydım. kendimi zor tutuyordum. herşeye rağmen o benim bebeğimdi, bitanemdi. göğsüme dayadı, tshirtüm ıslanana kadar ağladı. yaklaşık yarım saat süren bir ayrılma aşamasından sonra ellerimiz ayrıldı. ben eve geçtim, o eve geçti.
    ···
  11. 11.
    0
    birbirimizin canını sıkmadan geçiriyorduk günleri. her fırsatta birbirimizi sevdiğimizi, asla bırakmayacağımızı ve bu tarz şeylerin tekrarlanmayacağını söylüyorduk.

    onu siyasi olaylar konusunda uyarma gereği hissetmiştim. çünkü güvenmiyordum ona. bu şekilde söyleyemediğim için, o ortamın selini benden uzaklaştıracağını, ona karşı boş olmayan insanlara boş bi anında karşılık verebileceğini söylüyordum. kabul etti.
    ···
  12. 12.
    0
    devam ediyorum beyler
    ···
  13. 13.
    0
    @146 devam ettirmeyi düşünüyorum bro. sağolasın.

    @147 tamam dostum birazdan bikaç part daha gircem
    ···
  14. 14.
    0
    vay arkadaş iyi okudum gece gece ha. devdıbını bekliyorum. adam gibi sonuna kadar anlat hikayeyi. fena da yazmıyorsun. hadi kolay gelsin.
    ···
  15. 15.
    0
    o gün boyunca mesaj atmadı. gece birkaç özür mesajı attı. cevap atmadım. artık kendime engel koyabiliyordum.

    istanbuldan döndüğünü görmüştüm facebookta. mesaj atıyordu ama tek tük cevap atıyordum.
    geceleri arıyordu, açmıyordum. uyurken titreşime alıyordum uyanmayım diye.

    bikaç gün böyle geçtikten sonra bir gece ulaş aradı. selinin onu aradığını, çok ağladığını kötü olduğunu söyledi, affedeceksen affet yoksa benim kafamı şişirmesin dedi.

    açık sözlü oluşundan dolayı tek dostumdu zaten. tamam dedim biraz daha muhabbet ettikten sonra selinin mesajlarına düzgün cevap vermeye başladım.

    sorunu anlattım, tekrar böyle birşey olmasını istemediğimi söyledim. tekrar sözler, yeminler..

    dışarda ablasıyla ne yaptığını kimle buluştuğunu sorduğumda ise, orada okuyan, ablasının tanıdığı bi oğlanla buluştuklarını söyledi. avmde takılıp geri eve dönmüşler. pek birşey demedim, yeni barıştığımız için.
    ···
  16. 16.
    0
    finallere az bi zaman kala selin yanıma gelmek istediğini söyledi.

    bu sefer o gelmek istemişti. bu benim için, benim açımdan yerlerde olan ilişkimiz için muazzam bir gelişmeydi.

    geldi, yurtta kaldığım için, benim gittiğimde de yaptığımız gibi otelde kalmak zorunda kaldık. odayı ayırttıktan sonra dışarı çıktık. yemek yedik, dolaştık. hava kararınca sinemaya gitmek istediğimi söyledim. hatta hiç unutmuyorum, evim sensin vizyondaydı o sıralar.

    tek izlemememi söylemişti arkadaşlar, sevgilinle git demişlerdi. fırsat bu ele tekrar geçmez kafasıyla teklifimi sundum. kabul etti.
    gittik. filmin sonunda gözlerinden bikaç damla yaş süzüldü.

    kalacağımız otele gittik. o gece uzun uzun konuştuk. bana ailevi durumlarının detayından bahsetti. (ben hiçbir zaman açmadım bu konuyu, anlatmak istediği zaman anlatır düşüncesindeydim.)

    ara ara bahsederdi fakat hiç bu kadar detaya inmemişti. hüzünlendim. oğuzla olan olayın bununla da alakası olduğunu, o zamanlar kişiliğini tam oturmadığını, kendini bana tam olarak ait hissetmediğini ama şimdi herşeyin farklı olduğunu bu tarz yanlışlara yer olmayacağını söyledi.

    mutlu olmuştum.

    selinin gitme vakti gelmişti.

    kar yağıyordu. yola çıkacağı için telaşlandım. bindiği otobüsün plakasını telefonuma kaydettikten sonra yanından ayrıldım.
    artık ayrılıklar benim için daha rahattı. görüşebildiğimizi görmek içimi rahatlatıyordu. ama aynısı onun için geçerli değildi. her seferinde daha fazla ağlıyordu, daha fazla.
    ···
  17. 17.
    0
    not: beyler bu arada bayram tatilleri vs oldu yanlış hatırlamıyorsam. olaysız gidip geldiğimden anlatmıyorum çünkü hatırlamıyorum amk.

    not2:selinin bölümünü merak eden varsa, öğretmenlik okuyordu. ne olduğunu sormayın çok açıklamak istemiyorum.
    ···
  18. 18.
    0
    yine gelen mesajlar, aramalar. benim giblemez tavırlarım.

    oğuzun twitter profiline girdiğimde ise konuşmaları gördüm. biraz samimiydi konuşmalar. neden arattığını şimdi daha iyi anlıyordum. yakın takipteydi belli ki, sevgilisi var mı yok mu haberdar olmak istiyordu selin.

    kafamda senaryolar, seline çektirmek istediğim acılar, ayrılma isteği. vs.

    bunların karşısında tek başına dimdik duran bir aşk. hepsinden üstündü. hepsini örtbas edebilecek kadar büyüktü. üzülmeye başlamıştım yine kendi halime.

    seni giblemeyip, elin oğlunun aşk hayatını merak eden biri hakkında bu kadar düşünmek akıl karı değil diyordum.
    ···
  19. 19.
    0
    hemen selinin facebookunu açtım, girdim. arkadaş olunanlarda ve diğer bölümlerde herhangi bir sıkıntı yoktu.

    fakat aratılan isimlere girdiğimde, sık sık aratılan ben haricinde, gözüme hiç tanımadığım istanbulda okuyan bir kız ismi çarptı.
    kızın profiline girdiğimde oğuzun okuduğu okulda okuduğu yazıyordu. evet beyler yine oğuzla bi bağlantısını yakalamıştım.
    hiçbirşey düşünmeden aradım;

    +ne lan bu kim bu neden arattın bunu?
    -bilmiyorum tanımıyorum sexxx sakin olsana.
    +ne sakini gibtirtme belanı. neden arattın bunu?

    kim olduğunu bilmemediği konusunda ısrar ediyordu. bikaç ipucu verdikten sonra hatırladığını söyledi.

    -hatırladım. oğuzun twitter profilinde twitleştiği bi kız. googledan arattım, facebooku çıktı.
    +google dan aratıp facebook profiline girince ara bölümünde çıkıyorsa beni de cümle alem yatırsın hacamat etsin.
    -bilmiyorum ama gerçekten başka birşey değil.
    +ne işin var selin senin oğuzun profilinde?
    -sol tarafta takip edebileceklerimin listesi çıkıyor sürekli. orada çıktı, tıkladım. sen olsan tıklamaz mıydın. merak işte. kötü bi amacım yoktu.
    +ya selin çocuk mu kandırıyorsun gibtir git rica ederim.
    -küfür etme sexxx etme..

    kapattım telefonu suratına. yine kafamda türlü türlü tilkiler dolanıyordu.
    ···
  20. 20.
    0
    yurtta kalıp hayatımı zindana çevirmekten başka birşey yapmıyordum.

    yarıyıl tatiline girmeden önce lol (league of legends) isimli hayatımı giben oyuna başladım. bilen bilir.

    oyuna bakışım, klagib keyif alan oyuncudan ziyade birşeyler elde etmeye çalışan oyuncuya dönüşmeye başladı, farkedememiştim.
    arada facebook a giriyordum. önce selininkine, sonra kendiminkine sonra tekrar selininkine.

    bilgisayardan ciddi manada anlayan, internet siteleri açan kapatan vs. bi insanım fakat facebook konusundaki cehaletimi kimse gideremedi.

    arkadaşım kendi facebookunda birşeylere bakarken yanına oturdum. baktığı bölüm ilgimi çekmişti. "hareketler dökümü."
    buradan kendi hesabında neler yaptığına bakabiliyordun, aratılan isimler, arkadaş olunanlar vs.vs.
    ···