hayatımla oynanan oyun

bu gece atacağım partları seri seri atıyorum beyler. dışarı çıkmam gerekti. devdıbını gece veya sabah atcam.

durum böyle olunca, bendeki intikam duygusu tekrar açığa çıktı. fen sınavına iki gün kalmıştı. kuzenlerim gelmişlerdi. içiyorduk. hiç unutmuyorum, kırmızı şarap, kırmızı tuborg ve sprite karışımı yapmıştı kuzenim. ismi var mı bilmiyorum ama şarap sevmediğimden içemedim, kalan kırmızıları zütürebildim sadece.

gece saat 1 gibi bukete mesaj attım.

+naber buket
tam uyuduğunu düşünürken, yarım saat sonra cevap geldi.
-iyidir senden?
+ben de iyiyim. nasıl gidiyor?
-fena değil. eminle ayrıldık canım sıkkın. senin nasıl gidiyor?

oha emin mi? emin kimdi amk. başka biriyle çıkıyordu. şaşırmıştım, biraz da koymuştu. sonradan öğrendim ki uzun zamandır çıkıyorlarmış. bozuntuya vermeden cevap attım.

+ben de öyle, biz de selinle ayrıldık. içesim var deli gibi
-benim de var ya.
+e içelim. sınava da az kaldı. sınavdan önce mi içelim sonra mı?
-sonra içsek daha mantıklı.
+ama yok ya. kafamı dağıtmam lazım. yarın buluşup içsek? ulaş da gelir.
-peki olur. nereye gitcez?

selinle ikinci ayımızı kutladığımız yere gitmek için sözleştik buketle.

sonraki gün oldu, buluştuk. ulaş ben buket.

ne içeceklerini sordum, buket 3 tane efes dark istedi, ulaşla biz de 2şer tane kırmızı tuborg aldık.
onlara gitmesini, benim sınava gireceğim yere bakıp geleceğimi söyledim. kabul ettiler.

sınav giriş yerimi teyit ettikten sonra geçtim yanlarına. sakin bir yere geçmişlerdi. buket telefonla konuşuyordu, "kızlarla bahçedeyiz" dediğini duydum. kurcalamadım geçtim ulaşın yanına oturdum. buket karşımızda, ulaşla ben yanyanayız. ulaş zaten aramızı yapmak için can atıyordu.

buket 2. şişeyi bitirdikten sonra sarhoş olduğunu anlamıştım. hemen onun yanına geçtim. yanıma doğru geldi, sarıldım. omzuma yattı.
o an mutlu hissettim. selin gibimde değildi nedense.

ulaş bana göz kırpıp tuvalete gideceğini söyledi. bizi başbaşa bırakmıştı.
biraz daha omzumda yattıktan sonra, döndü bana yüzüme bakarken dudağıma yapıştı.

beyler o an selinde hissetmediğim duyguları hissettim. belki o kadar çıkıp da hiç öpmediğimden belki içimde beslediğim gizli aşktan. bilmiyordum ama umrumda da değildi. anın tadını çıkartıyordum. uzunca bi süre öpüştük. fazlasını istemedim, yetmişti o bana.
ulaşı aradım, nerde kaldığını sordum. hala tuvalet aradığını söyleyip güldü, gel hadi kanka dedim, geldi.

buketin dizine uzanmıştım. hava güneşliydi ama kamelyanın çatısı çok güzel engelliyordu güneşi, hafif hafif esiyordu hava. bıraksalar günlerce yatabilirdim orada. buket bana bakıp gülümsüyor, arada bi dudağıma öpücük konduruyordu.
uzun zamandır o kadar mutlu olmamıştım.

kalktık artık, yarın sınav vardı. buketi eve bıraktıktan sonra ulaşla biz dolanıyorduk. selinle babasını gördüm, mutluluğumu gizlemeyerek, babasının yanında olmasının da etkisiyle selam vermeden geçtim.

o gece buket, birlikte olamayacağımızı söyledi. üzülmedim, uzatmadan tamam dedim. benim de işime gelmişti aslında selin açısından.
selin eşit ağırlıktan hazırlandığı için fen sınavına girmeyecekti. ben de edebiyat sınavına girmeyecektim. yarın fen sınavı, sonraki gün edebiyat sınavı vardı.

ben sınava girdim, doğal olarak bomtak geçmiş bir sınav. çıktıktan sonra ulaşla buluştuk. onların evinde kimse olmadığını, içebileceğimizi söyledi.

ulaşlara gittik. biraz takıldıktan sonra hava kararmaya başlayınca 10 tane kırmızı tuborg aldık. gece yarısına doğru benim tuborglar bitmişti, selin geliyordu yavaş yavaş tekrar aklıma.

seline bunu anlatmam gerekti. hissediyordum. o sarhoşluğun verdiği cesaretle aradım. açtı telefonu. ne var ne yoksa anlattım buketle aramızda geçenleri. lanet okudu, küfür etti. bi daha aramam ve mesaj atmamam gerektiğini söyleyip kapattı. yarın sınavı vardı. bunu yapmam ne kadar doğruydu ama sevinmiştim.

sabah olunca ben eve geçtim ulaşla tekrar buluşmak üzere. duş alıp üzerimi değiştikten sonra çıktım dışarı.
ulaş buketin ona mesaj attığını söyledi.

geldi yanıma, mesajı gösterdi. aynen şu yazıyordu;

"o sexxx ipnesi nerde?"
oha lan noluyor dedim. neden bana değil de sana soruyor? bilmiyorum kanka dedi. buketi aradım. hemen yanına gitmem gerektiğini söyledi bana.

gitmek için yürürken, yabancı bi numarayla titremeye başladı telefonum. açtım, kim olduğunu sordum;

+kimsin?
-emin ben. nerdesin sen?
+xx cafenin oradayım. gel?
-yok şimdi değil 4-5 saate görüşcez zaten.
+görüşelim istediğin zaman ben buradayım.

bu şekilde atışmalı bi konuşmadan sonra buketin yanına gittim.

bi tane parkta, bankın üzerine bağdaş kurmuş vaziyette, başını ellerinin arasına almış ağlıyordu. biraz başında bekledim, tepki alamadım. buket, buket. seslenmelerime en sonunda tepki verdi, ayağa kalktı ve çok sert bi tokat attı.
ne olduğunu anlayamadım. şaşırdım. ne oldu dedim?

sen daha iyi bilirsin ne olduğunu dedi.
anlayamadım.

-kime anlattın yaşadıklarımızı sexxx
+kimseye

derken kaldım. oha dedim olamazdı imkanı yoktu. selin emine anlatmıştı. hemen selini aradım, nerede olduğunu sordum. buketi orada bırakıp gittim yanına ulaşla. gittim fakat ne diyebilirdim ki? suçlasan suçlanacak bi konu yok. emini nerden bulduğunu sordum, arkadaşı tanıyormuş ondan almış numarasını.

hiçbirşey diyemeden buketin yanına dönüyordum ki buket aradı. eminle görüşmeden benimle mutlaka görüş.
anlamıştım, bi yalan bulmuştu ve ortak şekilde söyleyecektik bunu emine.

tamam dedim, buketin yanına doğru yürürken emin ve arkadaşlarıyla karşılaştık. ulaş sima olarak biliyormuş, o söyledi bu emin diye.
durdum elimi uzattım;

+ben sexxx.
biraz şaşırdı.
+gel şöyle geçelim de konuşalım anlatayım kafanda soru işareti kalmasın emin.
-tamam dedi.

olayları anlattım, buketin bana ayrı olduklarını söylediğini söyledim. resmen oğuzun yerine geçmiştim. başkasının ilişkisinin içine sıçmıştım.
emin olgunlukla karşıladı, huurluk kızdaymış deyip kalktı.

bukete eminle konuşmayacağımı söylemiştim, unutmuştum bu sözümü. buketin yanına gittim, konuştuğumu söyleyip bi daha görüşmeme sözünü aldıktan sonra, ağlar vaziyette bırakıp yanından ayrıldım.

sınavının nasıl geçtiğini bilmiyordum selinin. ama çok iyi geçmediğine emindim. yaşattıklarımdan dolayı. ona karşı yaptığım herhangi bir kötülükten dolayı pişmanlık hissedemedim.

artık aile baskısı da başlamıştı. birlikte oluşuma onlar da anlam veremiyorlardı. düşünüyorlardı ama üzmemek için birşey demiyorlardı. sevdiğimi biliyorlardı çünkü.

sınavlar açıklandı, tercihler yapıldı. tercihler yapıldıktan bir gün sonrasına kadar hiç ama hiç düzgünce konuşamadık. hep 1-2 mesaj, sonunda yine yazmama kararları, kötü sözler, küfürler..

tercihler yapıldıktan sonra aramız hafif hafif düzelmeye başlamıştı. yaptıklarının üzerimdeki etkisi azalmıştı, veya alışmıştım aynı şeyleri düşünmeye anlamsız geliyordu. bilmiyorum.

tercihleri yaparken birlikte olmadığımız için, tercihler de alakasız olmuştu doğal olarak. buna çok pişman olduk ama çoktan geçmişti.
tercihler açıklandı. ona bolu bana yozgat gelmişti. mecburi ayrılığın, uzak kalışın verdiği hüzünle aramızı bozmadan bi süre devam ettik. ne ben ağzımı açtım ne de o.

kuzenim bizi yanına çağırmıştı ankaraya. olayları bildiği halde selini sevdiğini söylerdi. bu beni seline bağlayan sebeplerden biriydi çünkü kuzenimin fikirlerine ciddi manada önem verirdim.

selinin kuzeni de ankaradaydı ama çok ilgili değildi. selin babasına kuzeninde kalacağını söyleyip, kuzenini de arayıp haber verdikten sonra gittik.

kuzenimin evinde kaldık, gezdik dolaştık. arada bi onun kuzeniyle görüştük. artık memlekete dönme vakti gelmişti, kayıtlar başlayacaktı 1-2 haftaya.

o son gün kendi kuzenine gitti bir gününü de orada geçirmek için. otobüs biletleri hakkında mesajlaştık, karar verdik.
sonraki gün yolculuk vardı. ben eşyalarımı topladım, selinle kuzeni çoktan çıkmışlar bile.
kuzenim evden çıkmadan bana;

-gitme sexxx biraz daha kal nolcak sanki
+abi olur mu kıza ayıp olur
-olmaz ben konuşurum sever beni, dinler.
+yok olmaz asla.
-peki sen bilirsin.

tam o sırada annem aradı, neden dönmek istediğimi, biraz daha orada kalmamı istediğini kafa dağıtmaya ihtiyacım olduğunu söyledi. param bitti dediysem de ben yollarım dedim.

kuzenim durumu çakmıştı. aileden de onay alındığı için kesinlikle göndermeme taraftarıydı.
selin ve kuzeni gitmişler, ikimizin biletlerini almışlar aştide bizi bekliyorlardı.

kuzenim ne kadar ısrar etse de, kabul eder gibi oldum, fakat çantamı aldım yanıma. ne olur ne olmaz diyerek.
oraya gittik, konuşmaya başladı kuzenim bana fırsat vermeden.

selin döndü ağlamaya başladı. kuzeni ile kuzenim tartışmaya başladılar. onun kuzeni karşı cinsten olduğu için, kuzenim çok kırıcı olmadı onun bütün laflarına karşı.

selin bindi, fakat kuzenler arasında iş inada bindiği için ben binemedim. içim acıyordu. arada kalmıştım. en son selin otobüste, yanı boş bi vaziyette otobüs hareket etti.

döndüm arkamı gittim. akşamında oraya vardığında aradı, ağladı konuştuk. memlekete gidene kadar ayrıydık. gidince gönlünü aldım zor da olsa.

ben okula kayıt yaptırmaya ondan önce gittim, özel bir yurda da yerleşip döndüm. bikaç gün sonra o da gidecekti. fakat o tekrar dönmeyeceğini, yurtta kalacağını yolun çok uzun olduğunu söylemişti.

bu işlerle henüz yeni haşır neşir olduğum için yorum yapmadım, peki dedim.
hiç sevmemiştim burayı gelir gelmez. o da istemiyordu orayı sürekli söylüyordu. ama yapacak birşeyimiz yoktu.
ben memlekette, o ise okuduğu ildeydi. mesajlaşıyorduk sürekli.

o gün bana evden çıkmamı söylediği yere gitmemi, selinin eceye birşey verdiğini ve eceden onu almam gerektiğini söyledi. ece ile görüşmeyeceğimi söylesem de ısrarlarına dayanamadım. evden çıktım, bir iki adım attım. karşımda selin.
elinde ufak bi pasta, üzerinde bir tane mum. bana sürpriz yapmak için orada kalacağını söylemiş. okulumu tebrik etti, mumu üfledim. ben de onu tebrik ettim.

bu akşam bu kadar beyler. gece devam edebilirim. yorumlarınızı ve sorularınızı bekliyorum

Panpa şu an ki durumunuzdan da bahsedecek misin ?
Bide bölüm ne panpa ?

aynen bölüm ve memleketi merak ettim bende

@138 bahsetcem bro
@139 memleketi söylemek istemiyorum dostum bende kalsın. bölüm mak. müh.

devamı ne zaman

@141 yarın devamı panpa

rezerved

yozgat ne amk güldüm

@144 gül panpa ben de gülüyorum amk