-
51.
0bikaç güzel geçen günden sonra, ona içmek istediğimi söyledim. o da içmek istediğini, birlikte içmek istediğini söyledi. kabul ettim.
2. ayımızı kutladığımız yere gidecektik.
planladığımız gün gitmek için buluştuk.
+ben 2 tane kırmızı tuborg alcam kendime, sana ne alayım selin?
-bana da al 2 tane.
+saçmala selin sen 1 tane fıçıyla züt oluyosun kırmızı çarpar.
-yok ya birşey olmaz.
+peki sen bilirsin.
aldık içkileri gittik içeceğimiz yere. normalde aile piknik alanı tarzı bir yerdi. alkol almak serbest denilemezdi, yaşadığımız yerin şartlarından dolayı.
içebileceğimiz tenha bi yer bulduk. ben ikisini de içerken o daha birinciyi bitirememişti ve sarhoş olmuştu. aslında işime gelmişti. öpüşmeye başladık.
bi süre öpüştükten sonra yanımıza oranın güvenliği geldi ve oradan gitmemiz gerektiğini alkol almanın yasak olduğunu söyledi.
ben ciddi manada utanmıştım, sıkılmıştı canım. selinimi nasıl o duruma düşürebilirdim?
ama seline baktığımda hiç de umrunda olmadığını gördüm. eve o halde gitmemesini istedim, eceye bıraktım.
ayrıldıktan sonra eve geçtim. mesaj attı, kustum biraz, uykum var uyucam. diye. peki dedim.
sabah oldu, mesaj yok. arıyorum telefonu kapalı. telaşlanmaya başladım. ece yi aradım, açmadı.
ecelerin evinin önüne gittim fakat zillerini çalamazdım ailesinden dolayı.
yaklaşık 5 saat evin önünde bekledikten sonra ece aradı, selinin sabah erkenden köye gittiğini söyledi.(aile büyüklerinin yaşadığı merkeze 1 saat uzaklıkta biryer. çok nadir olarak bayramlarda giderdi.) -
52.
0o gün selinden haber alamadım. sonraki gün de sonraki gün de. ama en azından nerde olduğunu biliyordum. 2 gün sonra geldiğini duydum. bana haber vermemişti.
kızmıştı bana, onu o hale düşürdüğüm için tepkiliydi düşünceleri vardı kafamda.
ama neden mesaj atmamıştı hiç, aramamıştı? merak ettiğimi biliyordu. en azından merak edeceğimi tahmin edebilecek kadar sevgimi göstermiştim ona.
arkadaşlarla oturduğumuz cafeye geldi. ablası ve ablasının arkadaşlarıyla. 101 oynamaya başladılar. beni gördüğü halde bırak yanıma gelmeyi, selam bile vermedi.
gerçekten bozulmuştum.
yanına gittim, biraz konuşabilir miyiz dedim.
reddetse de bi süre sonra kabul etti. ayrı bir masaya geçtik.
neden böyle yaptığını sordum, kendine yakıştıramadığını söyledi. o adam tanıdık olabilirdi dedi, haklıydı da.
konuşurken bileklerindeki bandajlar dikkatimi çekti. kolunu kendime doğru çektim, bunlar ne selin? dedim.
geri çekti kolunu. önemli birşey değil. dedi.
ısrar ettim, bandajların altında jilet izleri vardı.
o an ondan utandım. kendimden utandım. ben nasıl böyle birine karşı bu kadar aşk duyabilirdim?
elimde onun düşüncelerini düzeltmekten başka bir seçenek olmadığı için konuştum, barıştık. -
53.
0sürekli yanyana, sürekli konuşuyorduk. ister istemez sıkıntılar da çoğaldı durum böyle olunca. ayrılıklar çoğaldı. her seferinde ayrılmamak için söz veriyorduk, ayrılık değil küslük olacak adı diyorduk ama sonunda yine ayrılık oluyordu. 1 günlüğüne de olsa düşman oluyorduk.
ayrı olduğumuz günlerden birinde buluşmak istediğini söyledi. yanına gittim. ayak üstü bana bir poşet verip gitti. hemen açtım, baktığımda güzel kaplı bir defter, içinde yazılar, fotoğraflarımız, şıpsevdiler. özür dilemek için mesaj attım. tekrar yanına gittim, sarıldım ve barışmış bi vaziyette evlere gittik. -
54.
0eski bir komşumuz antalyaya taşınmıştı. beni bir haftalığına evlerine davet ettiler. antalya otobüsüne binmeden 1 saat önce selinle buluştuk cafede. dışarıda oturuyorduk, içeri sakin olduğu için içeri geçmek istediğimi söyledim. kabul etti.
cafenin içerisine doğru yöneldiğimizde karşımızda oğuzu bi tane kızla otururken bulduk. ben aldırış etmeden devam ettim, selin yakınlaşma isteğiyle içeri girmek istediğimi anlamıştı.
henüz içeride bi yere oturmadan "içerde oturmayalım" dedi. sinirlendim fakat birşey demeden tamam dedim. çıktık dışarı bendeki moral bozukluğuyla, beni uğurladı.
antalyada günler güzel geçiyordu. havuz deniz alkol. sürekli olarak mesajlaşıyor, geceleri konuşuyorduk. bir gece konuşurken grup yorumun şehre geleceğini, konsere gitmek istediğini söyledi tamam dedim.
konuşmanın devamında benim aklımı kemiren oğuz konusunu açtım. ters bir cevap alınca sinirlenip ayrıldım. oradaki güzel günlerimin kötü geçmesini istemedim. orada kaldığım 1 haftalık sürecin 4 gününü ayrı geçirdik. -
55.
0konsere gittiğini biliyordum. geldikten sonra görüşüp barıştık. herşey tekrar yoluna girmişti.
evde olduğum ve evin müsait olduğu bir gün çağırdım tekrar. geldi. çok güzel bir gün geçirdik. çok fazla ileri gitmeden, yaşadıklarımızdan daha fazlasını yaşadık. daha çok bağlanıyordum. hissediyordum.
günlerimiz hep birlikte geçiyordu. ulaşla ece geliyordu ara ara.
bikaç hafta sonra klagib günlük buluşmamızı gerçekleştirdik. her zaman gittiğimiz sessiz sakin yere gittik. sigara içerken muhabbet ediyorduk. ama aklımda onu teyzemlere çağırma düşüncesi vardı. özlemiştim çünkü. teyzemlerin evi müsait olduğu için sorumu yönelttim. hayır cevabını aldım. herhangi bir neden sunmadan hayır dedi.
o an neden bilmiyorum çok fazla sinirlendim. klagib küslüğümüz olan ayrılık kelimesini dile getirdim tekrar. döndüm giderken arkamdan koştu. neden dedi. nedenini bildiğini söyledim. üstelemedi döndü. -
56.
+1okulun başmalasına bir hafta kala, dershane tekrar başladı. nadir olarak görüyordum fakat bakışlarıma karşılık alamıyordum. günler zor geçmeye başladı. hala ayrıydık..
yine bir dershane çıkışında arkadaşlarıyla cafeye gideceklerini öğrendim. kafama koymuştum, konuşacaktım. ben de gittim. çağırdım yanıma. gelmek istemedi. zorla da olsa geldi yanıma.
+selin özür dilerim, barışmak istiyorum.
-hayır sexxx bir kere ayrıldın, çocuk oyuncağı mı bu? aklın neredeydi.
+o an fazla sinirlendim. sinirlerime hakim olamama problemim olduğunu biliyorsun. bi daha olmayacak böyle birşey.
bu tarz uzunca bir konuşma geçti ve sonunda elimi tuttu. defteri okuyorum(bana verdiği deftere ben birşeyler yazdıktan sonra ona geri vermiştim.), dayanamayacak gibi oluyorum. bir daha ayrılmayalım. dedi ve el ele arkadaşlarının yanına geçtik. sonraki gün okul başlıyordu. o gece eve gittikten sonra mesaj attı;
- birlikte olamayız sexxx
+neden?
-ablam ve babamdan dolayı. duyarlarsa hoş olmaz.
+e kabul etmiştin. barışmıştık. ne oldu şimdi durduk yere? selin bu kadar zamandır birlikteyiz duymadılar şimdi mi duyacaklar. bahane üretiyorsun. sebebi öğrenmek istiyorum.
-sebep bu başka bir sebep yok. mesajlaşmayalım. hoşcakal.
ne olduğunu anlayamadım. telefon elimde kaldı. ben telefona bakıyorum, telefon bana. ağlasan ağlayamıyorsun. sebepsiz yere ayrılıyor dünyaları verebileceğin sevgilin. bakmaya kıyamadığın sevgilin. -
57.
0sonraki gün okulun sonuncu sınıfına geçtiğimiz ilk gündü. ruh gibiydim.
okula geldiğimde selini göremedim. sonra teneffüste okulda olduğunu öğrendim. öğle arasında sınıfta kalmasını, konuşmak istediğimi söyledim.
derslere giriyordum, zaman geçmiyordu. sonunda geldi öğle arası. sınıfına gittim, sınıftakilerin çıkmasını rica ettim. sınıfta sadece ikimiz kaldık. yanına oturdum. neden dedim, neden?
-söyledim dün sebebini sexxx
+inanmıyorum selin inanmıyorum. nedenini öğrenmek istiyorum.
-neden inanmıyorsun?
dedi ağlamaya başladı. iyice kıllanmıştım. ama üzülüyordum, seviyordum da. elini aldım kalbimin üstüne koydum;
+ bak, senin için atıyor bu. sadece senin için. her ne olduysa söyle, nedeni neyse söyle. ne olursa olsun seni bırakmayacağımı biliyorsun.
-ne olursa olsun bırakmaz mısın?
+bırakmam..
-oğuzla konuştum ben. ama çok özür dilerim.
+nasıl konuştun nerden konuştun?
-o cafede oturduğum bizden ufak çocuklardan birinin tanıdığıymış. çocuğun facei bendeydi. oradan yazdı, benim olduğumu biliyormuş facete. ben de numaramı verdim.
+gibtir git selin allah belanı versin.
dedim ve hızlıca çıktım sınıftan. peşimden koştu tuttu kolumdan. uzak dur benden diyebildim. deli gibi ağlıyordu. ben ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. sınıfıma gittim. kaldım öylece. herşey saçma geliyordu. nasıl yaptı? nasıl yapabildi? cevap bulamıyordum. dünya küçüldü duvarlar üstüme geliyordu. başımdan aşağı sürekli olarak kaynar sular dökülüyordu.
o öğlen okuldan gitmiş. annesinin yanına gittiğini söylemiş. -
58.
0artık herşey daha anlamsızdı. daha bikaç ay önce omzuma yatıp söz veren insan nasıl bunu yapabilirdi nasıl? intikam duygusuyla büründüm düşündükçe. bi an herkese anlatıp rezil etmek istedim, vazgeçtim. ne yapacağıma karar veremedim bir türlü. bir gün geçti iki gün geçti. geçmek bilmeyen günler.
ikinci gün mesaj attı. "özür dilerim."
cevapsız kalması bana daha çok koymuştu. en azından birşeyler söyleseydi. biliyorum, birşey söylemeye kalksa susturacaktım ama istiyordum.
aklıma oğuzla birlikte olduğu zamanlardaki şenliklerde, oğuzu bırakıp başka biriyle takılışı geldi. cevap attım. "ben senin o konuştuğun huur çocuğu kadar gurursuz değilim. kusura bakma."
hemen cevap geldi. "affetmeni beklemiyorum zaten. kendime yakıştırmıyorum. özür dilemek istedim sadece."
uzunca bi süre tersledim. geç cevap attım. kestirme cevaplar attım. ama vazgeçmedi mesaj atmaktan.
ecenin ulaşın ve en önemlisi de benim karşısında duramayacağım aşkım sayesinde barıştık. oğuzla olan ilişkilerindeki sallantıları az çok bildiğimden zaten ufak bir güvensizlik vardı içimde. bu olay iyice pekiştirdi. her yaptığını sorgular oldum. artık eskisi kadar mutlu olamayacağımıza inanmaya başladım.
okul devam ediyordu. dershane son hızıyla devam ediyordu. sınav vardı. hazırlanmam gereken bir sınavım olmasına rağmen, ben selinle uğraşıyordum sadece. aklımdan çıkmıyordu bir saniye bile. -
59.
0birazdan devam etcem beyler
-
60.
0bikaç hafta geçti. yavaş yavaş eski samimiyet sağlanıyordu aramızda. o gün benimle birşey konuşmak istediğini söyledi.
-sexxx birşey söylemem gerekli.
+dinliyorum
-ben yeni face açtım ya. (eski faceini kapatıp yeni bir face açmıştı. nedenini sormadım merak etmediğimden fakat kendi söyledi, eskisinde tanımadığım insanlar vardı dedi. uzatmadım.)
+evet?
-eskisinin şifresini oğuza vermiştim.
+niye ne alaka ne zaman?
-o konuştuğumuzda vermiştim. sınava hazırlanacağımı, facebookla ilgilenmemem gerektiğini söyledi ve şifremi değiştirdi. şu an facebook um onda. ben yenisini kullanıyorum ama eskisi onda. ben biraz denedim kitlendi şu anda açılmıyor.
+sen..
dedim kaldım. dürüstçe söylediği için, en azından kendi kafamda selini dürüstlüğe özendirmek için herhangi kötü bir laf etmedim. ama güven iyiden iyiye çökmeye başladı. -
61.
0en sevimsiz işlerden birini yaptım, oğuza mesaj attım. şifreyi istedim. unuttuğunu söyledi. gizli sorudan açabileceğimizi söyledi. ben de "ulan dıbınakodumun çocuğu bilgisayardan anlıyorum zaten öyle açabileceğimi biliyorum." dedim. konu kapandı.
beni kendine daha yakın tutuyordu. bikaç kere daha eve gittik başbaşa. artık iyice ilerlemiştik. bu, ona olan bağlılığımı artırıyordu. ve selin de bunun farkındaydı. -
62.
0Devam et bro
-
63.
0okulda aramız gayet iyiydi. ne çok fazla ne de çok az muhabbet edebildiğimizden ilişki de seyrinde ilerliyordu.
o gün kaçmak istediğimi onunla birlikte, bize gitmek istediğimi söyledim. gelemeyeceğini önemli dersinin olduğunu söyledi. fakat ben de aynı okulda okuduğumdan hangi dersin önemli, hangi hocanın takıp takmadığını az çok biliyordum. yalan söylüyordu. zaten varolan bir güvensizlik varken bunu yapması hoşuma gitmedi.
gelmedi. ben gideceğimi söyledim. gitme dedi. istemedi gitmemi. inatla yürüyünce ne halin varsa gör dedi ve döndü. kızmıştım oldukça fazla. tek başıma gidip ne yapacaktım?
hem bu olay, hem de oğuzla konuşmasının etkisiyle uzun zamandır görüşmediğim bukete mesaj attım. her zaman elimin altında bulunuyordu zaten. gel desem gelebilecek konumdaydı.
+buket nasılsın ben sexxx
-iyi sen?
+ben de iyiyim. napıyosun?
-okuldayım sen napıyosun?
+ben de okuldan kaçtım, görüşelim mi?
-tamam ben de çıkıyorum zaten boş ders vardı. nerde buluşalım?
+... buraya gel 1 saate. eve gidiyorum, çıkarken ararım seni.
-tamam ben de hazırlanayım gidip. -
64.
0Reserved devam panpa
-
65.
0buluştuk. uzunca bi süre oturduk. konuştukça konuştuk. ama hiç ikili ilişki muhabbeti açılmadı aramızda. oturduğumuz esnada selin mesaj attı.
-napıyosun sexxx
+çarşıda dolanıyorum, zippo benzini felan alcam
-iyi bakalım.
yalan söyledim, fakat gram pişman olmadım. olamadım. buketi evine bıraktıktan sonra eve geçtim. biraz daha huzurluydum. intikam güzel birşeydi, anlamıştım.
daha mutluydum, mesajlarına daha keyifli cevap verebiliyordum. ama kafamda şu soru dönüyordu. ulan ben intikamı aldım da, o üzülmedikten sonra alsam ne almasam ne? ne yapıp ne edip söylemem veya duyurmam gerekiyordu.
haftasonu geldi, dershanedeydim. devrelerimiz farklı olduğundan o çarşıdaydı. benden sonra girecekti derse. konuşmuyorduk derste olduğum için. ikinci dersten sonra girmedim, mesaj attım.
+selin birşey söylemem gerekli
-söyle aşkım
+ben geçen okuldan kaçtım ya
-evet?
birşey olduğunu anlamıştı.
+buketle buluştum. oturduk konuştuk.
-lanet olsun sana. lanet olsun. bitti sexxx bitti. artık tamamen bitti.
+istediğin gibi olsun. ben dürüstlük yapıp söylemek istedim.
cevap gelmedi. amacıma ulaşmıştım. üzülmüştü, fakat ben de üzülmüştüm. her halukarda üzülen taraf ben oluyordum. ilk gün konuşmadık. pazar gecesi aradım. açmadı. mesajıma cevap vermedi.
defalarca aradım, en sonunda açtı nefret dolu bir ses tonuyla. ben ağlamaklı oldum.
- ne var?
+özür dilerim. senden intikam almak için yaptım. çok özür dilerim. mutlu değilim böyle.
konuşmalar benim özürlerimle ve onun giblemez tavırlarıyla devam etti. barışmak için zaman istedi. konuşmadık bi süre. -
66.
0okulda göremedim. merak ettim. mesaj attım, annesinin yanında hastanede yattığını söyledi. hemen okuldan kaçıp hastaneye ziyarete gittim. (annesi hastanede çalışıyordu. ve beni biliyordu.)
sordum yattığı odayı öğrendim. gittim. yüzünde renk kalmamış. solmuş. ağır bir grip geçiriyormuş, serum yemiş. bana yordu hastalığını, senin yüzünden böyle oldum dedi. ve devam etti, ben yine oğuzla konuştum.
kan beynime sıçradı. ama o durumdayken birşey diyemedim. mesaj at konuşmayı bitir dedim. melis diye kaydetmiş. mesaj attı.
-oğuz ben sexxxle barıştım. konuşmayalım.
+yalan söylüyorsun. sexxxin sesini duymadan inanmam.
aldım telefonu aradım.
+inandınız mı oğuz hazretleri
-inandım, bana bi daha asla konuşmayacağını söylemişti bu yüzden böyle bişe istedim.
+uzatma
dedim kapattım.
güven denen kavram bitmişti artık iyice. oğuz istanbula okumaya gitmişti. en azından görüşmediklerine emindim. -
67.
0ulaşla yaşadıklarımızın benzerliğinden midir bilmem yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmemeye başladı.
artık her kötü durumda, iyi durumda yanımda onu arıyordum. çünkü beni tatmin edecek akıllar, cevaplar verebiliyordu. adeta bir pgibologdu benim için.
ulaşla ecenin arası da çok iyi sayılmazdı. ece sürekli ağlar olmuştu okulda. her ne kadar yanında olmaya çalışsam da, ona karşı da bir önyargı oluşmuştu çoktan. -
68.
0selinle aynı okulda olmamızdan dolayı ayrılıklar her ne olursa olsun uzun sürmüyordu. artık onda da güvensizlik duygusu oluşmuştu, ama birbirimizi çok fazla seviyorduk ve her fırsatta dile getiriyorduk.
tekrar bu olayların yaşanmaması için sözler veriliyordu.
doğum günü geldi. selinimin doğum günü. hediye aldım. okuldaydık, eve gitmek istediğimi, okulda geçirmek istemediğimi söyledim. kabul etti. o gün evde istemeden de olsa benim olmuştu.
evet, selin benim olmuştu. ikimizin de isteği dışında bir şekilde oldu, ben bunun sorumluluğunu kaldıramayacağımı düşünüyordum, o ise yaşımızın küçük olduğunu düşünüyordu.
onu teselli ettim, yanından ayrılmayacağımı, hep onunla olacağımı söyledim. ruh gibiydi, eve gitti.
selin doğum gününde benim olmuştu. bu beni mutlu ediyordu fakat düşündürüyordu da. bu sorumluluğu kaldırıp kaldıramayacağımı düşünmekten alamıyordum kendimi. -
69.
0selinin doğum gününden yaklaşık 2 hafta sonrası da benim doğum günümdü. yine okul zamanına denk gelmişti.
o gün okula gittim her zamanki gibi. arkadaşlarımın klagib kutlamalarını atlattıktan sonra derslere girdim. selinle de konuşmuştuk fakat doğum günümü kutlamadı. gece de kutlamamıştı. acaba unutmuş muydu?
kendi kendime bunları düşünürken öğle arası oldu. ece sınıftan çıkartmadı beni soruylarıyla, sonra arkamda bir kalabalık, selinin elinde bi pasta ve poşet.
doğum günün kutlu olsun sevgilim dedi. tekrar beni züt etmişti bir sürprizle. mumlar üflendi pastalar yendi. hediyemi verdi. bir tane cüzdan, bir tane de kalp şeklinde kutu ve içerisinde içi boşaltılan haplardan birsürü. içindeki ilacı döküp hepsine teker teker not yazıp koymuş. yaklaşık 100 tane vardı. aralarda beyaz çikolatalar. çok sevindim. eve gidince hapları açıp okumaya kalktım, 10 tane okuduktan sonra üşenip koydum bir kenara. -
70.
0belki okurum
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 07 01 2025
-
mal gibi alınıp satılabilecekken
-
pgibolog gercek disi bir meslektir
-
biz de mahkum olalım
-
reçetesiız antidepresan varr mı
-
umut hakkı erkek ismidir
-
sanki her sey gulluk gulistanlik da
-
sünger bob yasaklanan sahneee
-
dağ mağarasına rüzgar girmesin diye
-
besim butik
-
çocukken şey diyorlardı
-
sultanbeylide sex yapıyorum şu an
-
gadinin mancinigi dizine mi inmiş
-
inci sözlük bdsm seven köleler derneği
-
aranızda hiç sinir krizi geçiren var mı
-
tyler dursun yaşlı domuz annene zorla girip
-
sözlükte hakkımda yazdıklarınıza dikkat edin
-
beyler üç endonezyalı kız arasında kaldım
-
aponun içerden çıkması
- / 1