-
51.
0Rezerved
-
52.
-1Arkadaşlar adım Murat ve şu an 23 yaşındayım. Üniversite bu sene son senem. 2011 yılında yani Üniversitemin 3.yılında başladı bütün hayatım.3e kadar lise dışında ve dalgasına düşündüklerim dışında yani ciddi manada kimse olmamıştı. Neyse bu kadar bilgi yeter başlıyorum. Yaptığım tek şey ev arkadaşımla cafe ama içkili olan mekanda bira kullanmak takılmak çok hoşumuza gidiyordu okul çıkışlarında gecelere kadar çıkamazdık oradan. Ev arkadaşımın adı Tarık. Gerek yoktu ama söyleyim dedim. Tarık ile üniversite kaydında tanıştık ve 3 ay yurtta durduktan sonra eve çıkmıştık. Harbi kardeşimdir. Sesi çok iyi bende gitar çalıyordum ara sıra evde amatör olarak çalar söylerdik kampüste. Haliyle cafeye giderken mecburen gitar ile gidiyordum. Cafede biramızı yudumlarken cafeden bir abi geldi ve gençler alın size sahne dedi amatör olarak çıkın canlı müzik olur dedi. Sahne dediği yer iki sandalyeden ibaret. Normalde canlı müzik yapılabilecek bir cafe değil. Kasadaki adam müzikleri sürekli laptoptan ayarlardı. Yaptığımız üçüncü iş oldu. Diğer 2'si bu tarz değildi. Neyse fiyat konusunda azda olsa anlaşmak zorundaydık. Çünkü baba parası koyuyor arkadaşlar insana ve paramızda yetmiyordu. Hem takıldığımız mekanda durup,hem bedava içip, hemde para kazanmak gerçekten güzel. Her gün ama her gün çıkıyorduk ve Cafe gün geçtikçe daha çok doluyordu. Hem benle Tarık kendimizi geliştiriyorduk hemde kazanıyorduk. Biz gene çalarken bir kız sürekli benim gitar çalışımı takip ediyordu. Farketmiştim. 2-3 kere göz göze geldik ve biz molamızda iken yanıma geldi selam dedi. Bende selam dedim. Isminiz nedir dedi. Murat sizin ne dedim. Esra dedi. Ben memnun oldum dedim. O da bende memnun oldum dedim. Sen tek mi takılıyorsun dedim. Arkadaşım vardı fakat ailesinin yanına gitti bizde 2 sokak alttaki Cafe'de takılıyorduk. El ilanında canlı müzik yazınca geldim ilgimi çekiyor canlı müzik ayrıca 12 yaşımdan beri gitar çalarım dedi. Ben o anda merak etmiştim nasıl çaldığını falan ve kız gerçekten güzel bir kızdı. Hangi okulda okuyorsun dedim. Aynı üniversitede okuyormuşuzda bölüm farklı olduğu için ve hiçbir ortak dersimiz olmadığı ben onu o da beni ilk kez görmüş. Gitar çalışını çok merak ettim fakat birazdan çalmaya dönmem gerek senin çalmanı isterdim ama patron kıl bir insan dedim. Anlayışla karşıladı. Yarın üniversitede buluşacağımıza dair bir söz ve telefon numarasını aldım. Sonra ben çalmaya döndüm. O gün gece 01:20 gibi evde olmuştuk. Normalde 12:50 diyince biterdi ve bizde 01:00da evde olurduk 10dklik mesafe idi. O gün biraz fazla kalmıştık nedeni ise patron biraz daha kalın lütfen çok müşteri var demesi idi. Eve gider gitmez Esraya mesaj attım. Selam dedim ve konuşmaya başladık.Tümünü Göster
-
53.
-12.BÖLÜMTümünü Göster
Naber nasılsın muhabbetlerinden sonra yarın gitarını kampüse getirir misin dedim. Getiremem çünkü gitarım evde değil dedi yani ailesiyle yaşadığı yerde. Tamam ben getiriyim sen çal ben söyleyim dedim. Olur * dedi. Yorgunluğun ve sabah erken kalkmamdan dolayı ben yatıyorum iyi geceler dedim. O da bende yatıyorum iyi geceler dedi. Ve hemen uyuyakalmışım. Sabah kalktım kahvaltı yaptım Tarık'ı kaldırım kendisi erken kalkmaktan nefret eder. Güç bela kaldırdım ve o da kahvaltısını yaptı. Bende gitarımın akordunu vs ayarladım. Ve gitarı çantasına koydum. Parfüm sıktım hazırlıklarımı yaptım. Okula gittim saat 11 falan. Dersler ağır olduğu için devamsızlık yapmak istemiyordum. Derse girdim ve anlamsız bi mizahi olay yaşandı üniversite amfileri büyük oluyo ve profesörlerin giriş kapısı yukarıda öğrenci kapısı ise aşağıda oluyor. Profesör kapısından giriş öğrenciler için yasak. Bizim üniversite için böyle. Profesörün tebeşiri bitti ve öğrenci kapısının yanında olan çocuğa hitap etti. Sınıflar geniş olduğu için profesör kimseyi tanımaz. Devamsızlık olayı da bu arkadaşlar. Elden ele dolaşan yoklama fişine imza attığınız için yakın bir arkadaşınız sizin yerinize imzalar. Neredeyse sınıfta birbirini pek tanımaz. Oğlum yan sınıftan tebeşir al gel dedi. Ve çocuk gitti profesör kapısından içeri girip hocam sizde fazla tebeşir var mı bizim bitti de dedi. Hoca valla bende demin birini gönderdim dedi. Kimse gülmüyor, çünkü kimse anlam veremiyordu. Ve profesör kapısından çıkıp öğrenci kapısından tekrar geldi hocam sordum yoktu dedi kıs kıs gülerek. Kimse neden öyle yaptığına anlam verememişti. Profesör kendi gidip aldı geldi ve dersi işledi. Ders bittikten sonra çıktım Esra ile buluştuk. Merhaba dedim merhaba dedi tokalaştık. Kampüsün bahçesine oturduk ve gitarı çıkartıp verdim. Inceledi çok beğendiğini söyledi ve Gökhan Türkmen Sar Beni Başkasına Yasakla şarkısını çalmaya başladı. Ben sesim iyi olmasa da söyledim. Bir kaç parça daha çaldıktan sonra bir şeyler yiyelim mi dedim. Peki dedi ve pizza yedik. Hesaplarımızı ödedik. Ve çıktık o günümüz öyle geçti ve akşam Cafe'ye gelip gelemeyeceğini sordum. Tabikide gelicem dinlicem seni dedi. O an cidden çok mutlu oldum. Kendimi sanki sanatçı gibi hissetmiştim. Görüşürüz dedi. Bende görüşürüz dedim ve tam ayrılacakken Esra dedim efendim dedi sen çok daha güzel çalıyorsun gitarı dedim güldü ve ayrıldık. O gün sanki hoşlanmışmıydım. Bir şey olmuştu bana o gün dostlar. Ama 2-3 ay tanımadan ilişkiye başlamayı ben doğru bulmuyorum. O yüzden kendine gel Murat hele bi 2-3 ay geçsin nasipse olur dedim. Ve akşama kadar Tarık ile takıldık 17:00 gibi işin başına geçtik. Kız görünürlerde yoktu.. -
54.
-1Bölüm bölüm yazacağım. Hayatım boyunca yediğim en büyük kazık bu oldu. Bi üniversite gencinin parasız kaldığı ama fedakarlıktan kaçınmadığı şey. Evet benim başıma geldi başlıyorum. rezervleri alın
edit: okuyanların bu hayat hakkında buyuk bır tecrube edınecektir.
edit2: gece devam edıcem ve bu kazıgı anlatmayı bitirecegim. -
55.
-15.BÖLÜMTümünü Göster
Bu sefer sahnede bir bayan sesi olması farklı idi. Tarık sanki dışlanmış gibi olmuştu dışlanma değilde müşteriler Tarık'ın sesine hep alışkın olduğu için farklı ses hoş gelmişti kulaklarına ve bu Tarık'da bu duruma çok bozulmuştu. O gün Esra söylemeye başlayınca daha bir yürekten vuruyordum tellere gerçekten aşık olmuş gibi hoşlanmış gibi hissetmiştim. Fakat arkadaş kalmak gerekli, tanımak gerekli idi. 00:50 gibi çıktık Esra evlere dağılmayalım sahilde takılalım dedim. Çok iyi olur dedi.
Tarık'da peşimizden gelip duruyor lan noluyor dedim kendi kendime. Esra bir dakika diyerek Tarık'a döndüm. Lan neyi bekliyon sen git ben gelicem dedim. Kanka anahtarım yok dedi lan naptın anahtara dedim. Bilmiyorum kapıyı kitledim çıktım düşürdüm galiba dedi. Ben arkada unuttu sandığım için tepkili davranmıştım. Tamam al benim anahtarı deyip anahtarı verdikten sonra onu yolladım. Esra ile dondurma satan bir dükkan vardı. Ordan dondurma aldık. Yedikten sonra hesaplarımızı ödeyip sahile indik. Açılmaması gereken bir konu açtım eski sevgililerinden bahsetsene dedim. Hayatında zaten 2 kişi olmuş ve eski sevgililerinden bahsetsene dememin sebebi de belki eski sevgilileri gibi olursam etkilenir diye düşünmemdi. Gerçekten aptalca bir düşünce kimse olmak değilde kendim olacaktım. Öyle yaptım ama o zaman sormam hata oldu. Anlattı ayrıntılarına kadar. Sen anlat dedi benim hayatım ciddi düşündüğüm olmadı dedim. Gerçekten beni seven birini bulursam direk evlenirim ya dedim. inşallah nasip kısmet dedi. Bankta yan yana oturuyorsunuz ve sevgiliniz değil ama sarılmayı çok istiyorsunuz. Aynen öyle oldum keşke omzuna yatabilsem, sarılabilsem diyorum kendi kendime ama olması o gün için 0 olan bir şeydi.
Saat 02:30 gibi önce onu evine bıraktım, sonra da kendim eve gittim. Tarık bilgisayar başında uyuklayakaldığı için kapıyı duyması da geç oldu. Ama en sonunda açtı eve girdim. Ve doğru yatağıma uzanıp Esra'ya mesaj attım.
Bugün olan her şey için teşekkürler iyi ki tanışmışız * dedim ve 10-12 dk sonra o da mesaj attı. Her ne kadar bugün olan iş konusunda sana önyargılı davranıp kızsamda hayatımda aldığım en güzel sürpriz oldu her şey için teşekkürler sende iyi ki varsın demişti. Sürpriz işe yaramıştı gerçekten. Ve o gün o mesajın verdiği mutluluk ile ben yatıyorum yarın kahvaltı yapalım beraber saat 10'da şurada ol iyi geceler * dedim o da peki sanada iyi geceler * dedi ve ben yattım uyudum.
Sabah 10'da kalktım Tarık'a uyandırmamak adına bir not yazdım. Ben Esra ile kahvaltı yapıcam beni merak etme anahtardan bir tane bastır. işin bitince seni ararım ama sen sakın arama dedim ve laptobunun üstüne yapıştırdım. Annemgile de bu mevzuyu anlattım saat 10'dan sonra benim işim var ulaşamayabilirsiniz telaş etmeyin dedim. Annem illa sorgulayacak ne işi dedi. Ya anne arkadaşımla buluşacam belki gelinin olur ilerde dedim. Annem essah mı dedi. Essah dedim bende ve hadi görüşürüz sonra deyip teli kapadım. Duşumu aldım saç-baş yaptım parfüm sıktım ve buluşacağımız yere tam 10:45'te gittim.
Saat 10:10 geçe Esra geldi ve biraz mizahi bir şekilde 10 dakika bekletildim dedim. O da mizahi bir şekilde bekleyiver nolcak dedi. Beklerim ya ne dedim dedim tebessüm ederek. Kahvaltıyı nerede yapacağız dedi. Sen seçeceksin orda yapacağız dedi. Bir kahvaltı salonuna gittik ve simit, peynir,çay kombinasyonu yaptık. Pazar günü mesaimiz 19:30'da başlıyordu. O yüzden Esra lunaparka gidelim mi dedim. Beraber lunapark için metroya bindik. Aman Allah'ım o nasıl kalabalıktır! Esra'ya bölgenin serseri tiplerinden zarar gelmesin diye 15-16 yaşlarındaki çocuğa kardeşim ablana yer verir misin dedim. Anlayışlı olduğundan kalkıp yer verdi ve durağa geldik. Inip lunaparka gittik.
Ranger'a binelim mi dedim. Korkarım ben dedi. Ya bir şey olmaz dedim. Aslında burda hata yaptım. Yükseklikten korkusu olan birine ranger demek değilde dönme dolap demek daha mantıklı olur. Çünkü rangerda elinizi tutma ihtimali yok. Kemerler bağlıyor. Neyse aklıma rangerden sonra geldi. içimden hay aklıma diye sövdüm. Rangerden sonra dönme dolap için bir türlü ikna edemedim. O gün güzel bir vakit geçirdik 60-70'e yakın paramı lunaparkta harcadım. Yani totalde aşağı yukarı 120₺ harcadık.
Akşam 16 gibi evlere dağıldık 19:30'da Cafe'de görüşmek üzere deyip. Tarık anahtarı bastırıp gelmiş laptobunun başında idi. Lan oğlum sağlına zarar yeter dedim. Saat 17'ye kadar bilgisayarımda takıldım ve sonrasında cafenin yolunu tuttuk. Erkenden gidelim 2 saat falan orda takılırız içeriz sonra çıkarız sahneye diye. O gün en mutlu olduğum günlerden biri idi. Cafe sahibi bizi Grup MET yazmıştı (Murat Esra Tarık). Amatör müzik keyfi için Cafe ... Grup MET yazıyordu. Gizlice çekildiğimiz görüntülerdende arkaplan vardı ve içerde bize özel sahne yeri yapılmış elektronik aletler gelmişti. O gün en mutlu olduğum günlerden birisi olmuştu ve Esra daha bunu görmemiş tepkisini de çok merak ediyordum.
beyler okuyonuz mu biri ses versin o kadar yazıyoruz amk -
56.
-13.BÖLÜMTümünü Göster
Dün 22:15 gibi gelen Esra bugün mesai başlangıç saatini bilmeme rağmen saat 23:00'ı gösteriyorken bile yoktu. Nerde bu kız nerede derken saat tam 23:30 civarlarında yanında 1:90 olan bi herifle geldi. Ulan ne ki bu diyorum kendi kendime o kadar güldük ettik hiçte bahsetmedi dedim. Ama hemen kötüye yormamak lazım. Tabi o zaman bunu düşünemiyorsun daha yeni tanışma aşamasında olduğun biri ve 2-3 ay sonra kalıcı olan biri olabilir. O yüzden biraz korktum bu kızın galiba sevgilisi var falan dedim. Neyse sonra oturdular molamda bana işaret etti gel gel diye. Birde sevgilisi ile tanıştıracak ha dedim. Ama direk gidip filmlerdeki gibi bunun için mi çağırdın vs yani yanlış anlama yapmadım. Düzgünce gittim ve selam dedim. Tokalaştık falan o çocukla da tokalaştık. Sonra tanıştırmıcak mısın Esra arkadaşla dedim. Abim bu adı Serkan dedi. O an çok değişik oluyorsunuz arkadaşlar hani az öncesine kadar sevgilisi sandığınız ve abisi olduğunu öğrendiğiniz çocuk yüreğinizdeki yangın sönüyormuş gibi oluyor. Çok rahatladığınızı hissediyorsunuz. Aramızda 5 yaş varmış ve benle yaşıt gibi gösteriyordu. Kendisi biyoloji öğretmeni imiş. Kızın aile yapısı gördüğüm kadarıyla abisinin içkili mekana gidecek kadar izin verdiğine göre anlayışlı bir aile diye düşündüm. Serkan abide pek irdelemiyordu. Nasıl tanıştınız vs diye sormuyordu. Bizle beraber oturuyordu. Benim molam bitti ve işime döndüm. Saat 00:50'de çıktık. Tarık ile eve gittik kız ile abisi 00:30'da görüşürüz diye el sallayıp çıkmıştı, anlam verememiştim. Eve gider gitmez mesaj attım abin ile tanıştığıma çok memnun oldum diye. Aslında bu yavaş yavaş niyetinizi belli ettiğinize geliyor. Ama gerçekten çok erkendi. Esra'dan mesaj geldi. O da çok memnun olmuş dedi. Yatmam gerek çok yorgunum iyi geceler diyip yattım. Tarık geceleri yatmaz sabahları da kalkmaz. Geçmiş bilgisayarın başında oyun oynuyor. Tarık yat artık lan kalkamıyorsun sonra dedim. Murat kardeşim yarın Cumartesi dedi gülerek inanın o yorgunluk ve karışıklıklar içerisinde günleri bile unutmuşum. Cumartesi oluğunu öğrenince yatamadım. Ama Esra'ya da mesaj attım. Aldım elime gitarımı arpej şeklinde çalıp söylüyordum. Şarkılara kendim şiir falan ekliyordum. Tarık bütün gün zaten çalıyoruz kafam şiştim anasını satıyım evde yapma bari dedi. Haklıydı. Bende tamam lan dedim çantasına koyup laptopuma geçtim. Face hesabıma girdim. Esra'yı arattım profilini bulamadım çünkü daha soyadını bilmiyorum. Ana sayfada dolaştım ve laptopu kapadım. Evde yapacak bir şeyde yoktu. Cuma akşamları genelde uyumazdık 5'e kadar falan. Tarık benim çok canım sıkılıyor lan dedim o da çoktan oyunu kapatmış boş boş geziniyordu napalım diye düşündük sahile inelim dedim yürüyerek hemen hemen 15 dk idi. Aldık sigaralarımızı ve yola koyulduk. Tarık ile laflayarak gidiyoruz. Saat 02:15 gibi bir şey idi. Bu saatte sahilde herkes içer ve bizde ortamımı bozmamak adına aldık nevalelerimizi. Normalde sittin sene polis uğramayan sahilde polis 18'den büyük ama küçük gösteren çocukları almış kimlik sorguluyor. Çünkü orada gece 00:00'dan sonra hatta 23:00'dan (Kendimde lisedeyken en geç 23:00 evde olurum.) sokak çocuğu dışında hiçbir liseli olmaz ya ailesinin evindedir yada lisenin yurdunda. Giyimlerinden üniversiteli olduğunu düşündüğüm gençler hakkında yanılmamışımda. Polis kimlik sorguladıktan sonra bir şey yapmadı. Bizim yaşlar zaten normal yaştanda büyük gösterdiği için sorgulamadı bile. Polise bir kez daha sövüp. Oturduk içkimizi içtik ve 04:30 gibi kalktık. Çorbacıya gittik zaten kafamız güzel değil. içmesini bileceksiniz meyhanede vs iken hayvan gibi için ama sokakta, parkta vs adam gibi kafa olmadan için. Sonra sapıtıp bağıran tipler oluyor. işkembelerimizi içtik. Hesabı ödedikten sonra eve gidip direk yattık. 4.bölümde devam ederim. Şu ana kadar kesinlikle yapılmaması gereken tecrübelerimi söyleyeyim.
1) Hemen her kıza yavşamayın. En az 2-3 ay tanışma aşamanız olsun
2) Tanıştığınız kız veya erkek arkadaşınızın yanında karşı cinsten biri görürseniz kötüye yormayın
3) Dediğim gibi sokakta, parkta vs tadında bırakarak için. -
57.
-1Ertesi sabah daha doğrusu öğlen 12 gibi kalktım. Tarık daha kalkmamıştı ve kalkacağını da sanmıyordum. Bende ellemedim nasıl olsa Cumartesi uyusun bi randevusu falanda yok nasıl olsa dedim. Sonra telefonum titredi mesaj gelmişti yani baktığımda tam hatırlamıyorum ama 12-13 gibi mesaj 5 kezde çağrı vardı. Çağrıların 2'si annemdendi. Önce annemi aradım konuştuk. Kalan 3'ü Esra'dan idi. Mesajlarda ondandı. Onu da aradım. Ilk telefon fon görüşmemiz o gün oldu. Alo napııyorsun falan konuştuk abimi yolcu ediyorum gidiyor da dedi. Hmm hayırlı yolculuklar dedim. Sağol öğleden sonra buluşmak için müsait misin dedi. Tabiki de dedim. Gerekli saat ve yer bilgisini hallettikten sonra ben hazırlanmaya başladım. Saat 14:00 gibi buluşacaktık. işkembe ve biranın karışıklığı mideme değişik bir ağrı vermişti. Kahvaltı yapmadım çünkü Esra ile yiyecektik. Benim hemen Cafe'ye gidip patrondan günlük verdiği 50₺'nin 2 günlüğünü istemem gerekiyordu. Çünkü cebim bomboştu. Cafe'ye hemen gittim ve patrona durumu anlattım. Kasadan 100₺ çıkarıp verdi, kıl adamdır ama para konusunda hiç cimrilik etmez. Saat 14:20 oldu dediği yerden onu aldım ve Burger King'e gittik. Bir şeyler yedik, hesapları Alman usülü yaptık (Burası çok önemli hiçbir kızla ilişkiniz başlamadan hesabı ödemeyin.). Sahil kenarına indik çekirdek ve kola alıp. Yaklaşık 16:30'a kadar oturduk. Orda sevgilin var mı sorusunu o sordu bana. Bende yok senin var mı dedim. O da yok dedi. Bu bir işaret diye yorumladım kendimce. içim huzur ve mutluluk doldu bir anda. Sonra babasının ne iş yaptığını falan sordum. Asosyal bir tip olduğum için konu da açamadım doğru düzgün. Sonra gitardan ve gitar markalarından girince 20 dklik malzeme çıktı. Saatte 16:30 olunca Cafe'ye doğru gittik. Tarık yoktu gelir nasıl olsa 17:00'da başlıyoruz. Gene arayıp haber vermem gerekliydi. Aradım duymamış olsa gerek geç açtı, napıyorsun kardeşim dedim. iyiyim duştan çıktım ondan geç açtım sen napıyorsun dedi. Sıhhatler olsun kardeşim hadi gel yarım saatimiz var yaklaşık dedim. Tamam geliyorum görüşürüz diyip kapattık. Saat 16:50 iken patrona dedim. Esra diye arkadaşım var Tarık çok yoruluyor. Sırayla söylerler fena olmaz mı hem Esra'nın sesi de çok güzel dedim çağır bi bakalım dedi. Esra'yı çağırdım ve şarkı söylettirdi. Beğendi ve bugün çıksın dedi. Esra odadan çıkınca benim haberim olmadan naptın ya sen diyince biraz korktum ve afalladım. Haklıydı habersiz iş yapmam ve ne diyeceğimi bilemedim. Sahilde nelerden hoşlanırsın diye sorduğum soruya sürpriz yapılmasından demesi geldi aklıma. Hani sen sürpriz yapılmasını seviyordun ya böyle bir şey yaptım özür dilerim dedim. Ayy asıl ben özür dilerim hemen azarlar gibi yaptım dedi. Çok mutlu olmuştu. Ve sahneye çıktık.Tümünü Göster
-
58.
-1hadi beyler bosuna anlatmıyım nerdesınız lan
-
mottogirl adlı yazarın kaka deliği
-
neee 46 online mı
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 26 12 2024
-
27 yasında abinizin canı amburger çektii
-
incisözlük görgü kuralları
-
karbon ayak izi var da
-
bu nasi ev amg oglu
-
ben tapınakçıyıım
-
erkekler olarak hesap açınca
-
mottogirl ne haber
-
bu makaras serwfsizinin yan hesabi
-
sonunda şu sözlük düzeliyor
-
bugüne tıklayınca server error veriyor
-
ulu önder atatürkün fotosu ile kutsayalım
-
incigaleri bu foto da benden olsun
-
makaras iyi adamligi
-
iyi la 2 sene sonra twitterda tt olcaz
-
bir sözlük kızıyla seviyeli bir ilişki
-
aşkin yaşi yoktur demiş
-
kilosu 1000 tl haftada 1 anca
-
serkan inci sözlüğe şimdi bakıp ne gülüyordur
-
incigaleriye ilk ddos saldırısı
-
asgari ucret bence yeterli
-
cinsel engellilik
-
mottogirl
-
sulandın he hemen
-
gencecik oğlanların altında bmw var
-
partnerimi elimde tutmak gibi bi derdim yok
-
adamda cuma cumali umut
-
hiç birisini ciddi manada öldürmek veya
- / 2