/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +40 -1
    11. Sınıfın ilk döneminde bomboş yaşadığım hayat midemi bulandırmaya başlamıştı. Yaptığım hiçbir şeyden zevk almıyor, sevmeye çalıştığım insanları kendimden uzaklaştırmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum. Liseye geçerken çok başarılı bir öğrenciydim ama liseye geçince bulanan kafamla sadece Türkiyenin en iyi liselerine girebilecek puana sahip bir manyaktan başka bir şey değildim.

    Doğduğum ve 17 yıldır yaşadığım şehirde okuyordum. insanları dar görüşlü, şehir boğucuydu. Babamla 2.5 senedir kavgalıydım. Annemse bazen sadece o şehirde kalmamın tek nedeniymiş gibi geliyordu. Artık bir sabah uyandığımda artık bu hayatı yaşamak istemediğimi fark ettim, uğruna yaşanacak bir şey istiyordum.

    Uzun kavgalar ve annemin gözyaşları eşliğinde sonunda ailemi ikna etmiştim, büyükşehirlerden birindeki en prestijli fen lisesine geçiş yapacaktım. Evden çıkarken en son hatırladığım şey babamın elime tutuşturduğu dilekçe, valizlerim, basketbol topum ve babamın her şeyin çözümü olarak düşündüğü kirli parasıydı. Kapatırken iyi niyet olarak söylediği "gibtir git" cümlesini de unutmamak lazım.

    Otogarda gelecek olan otobüsü beklerken yaktığım sigarayı içerken kafamın bomboş olmasına sinirleniyordum. Ama başıma geleceklerden o an haberim olsaydı tercihlerim çok daha farklı olurdu.
    ···
  1. 2.
    -11
    Tutmaz tutarsa gibin
    ···
  2. 3.
    +1
    Nick entry
    ···
  3. 4.
    +2
    yerimi aliyim pampa devam
    ···
  4. 5.
    +1 -1
    sana giren her şey onda kalmasın dikkat et
    ···
  5. 6.
    +1
    Göz gezdirdiğimde algıladığım kelimeler, giren, zev aldığım,sol el, gibtir...
    ···
  6. 7.
    +13
    insanların garip bakışları üzerimdeydi. Küçüklüğümden beri alışmıştım zaten. Normalin üzerindeki boyum, uzun saçlarım, piercinglerim ve tepeden tırnağa siyah giyimimle bu bakışları kendime çekmekten hoşlanıyordum. Bir amacım olmadığından olsa gerek, insanları benim hakkımda düşünmeye itmek beni nedensizce mutlu ediyordu.

    Sigaramda çektiğim son yudumla beraber gelen otobüse bindim. Son kez yaşadığım şehre bakmak içimden gelmemişti. insanları sevmiyordum, ailemi sevmiyordum, bu şehirde yaşayan kendimi sevmiyordum. Yerime oturdum ve açtığım kitap benim için bir şey ifade ediyormuşcasına kitabı okumaya başladım. Cümleleri anlamadan geçtiğim onlarca sayfadan sonra kendime küfür savurup kitabı kapattım ve kafamı pencereye yasladım. Uyku, insanların uykuda yaşadığı boşluğu ben ayaktayken yaşıyordum.

    Muavinin sesiyle kendime geldim. Söylediğim yere geldiğimizi söyledi. Teşekkür edip diğer yolcuların garip bakışları arasında aşağıya indim. Valizimi alıp topumu da kolumun altına attıktan sonra çamların arasında kampüse doğru yürümeye başladım. Çok garip hissediyordum, bu şehrin bana iyi gelmesini ummuştum çünkü, sanki şehrin kendisi bana sebep olacaktı. Yine kendimi gibtir edip kulaklığımı takıp yokuşu çıkmaya devam ettim.

    Otobüse sabah bindiğim için okulun dağılma vaktinde okula gelmiştim. Kapıdan içeriye girdiğimde kızların gülüşerek beni işaret ettiğini hissedebiliyordum ve bu aşağılık bir şekilde çok hoşuma gidiyordu. Ben basit ve çok karmaşık bir insandım, kendimden nefret ediyordum.

    Yurdun nerede olduğunu anlamak için etrafıma bakınırken bir anda uzun zamandır hissetmediğim bir şeyi hissettim. Köşeden bana bakan kıvırcık saçlı, kocaman gözlü kısa bir kızla bakışırken bulmuştum kendimi. Normalde umrumda olmayacağına emin olduğum böyle bir anda ağzımın açık olduğunu fark ettim. Kendimi toparlayıp başımı çevirdiğimde onun da artık orada olmadığını fark ettim.

    Ama çok farklı hissediyordum, sanki uzun zamandan sonra bir şey gerçekten dikkatimi çekmişti..
    ···
  7. 8.
    +10
    Üzerimdeki şaşkınlığı attıktan sonra yurt tabelasını hemen karşımda gördüm. "gibtir et" dedikten sonra yurda doğru yürümeye başladım. Yurdun kapısında sevecen bir teyze vardı. Yeni geldiğimi fark edip hemen sarıldı, şaşırmıştım. Kibar olmaya çalışarak yeni geldiğimi, müdürle konuştuğumu yeni odamın hangisi olduğunu sordum. Odama kadar eşlik etti. Odanın kapalı kapısının önünde duruyordum, yeni hayatımın ilk arkadaşları belki de ilk düşmanları o kapının arkasındaydı. Çok düşünmeden kapıyı açıp hızlıca içeri girdim.

    Bana bakan 5 çift şaşkın gözle yalnız kalmıştım. Saçma bakışlarının farkına varınca hemen ayağa kalkıp eşyalarımı taşımama yardım ettiler. Hepsi iyi çocuklara benziyorlardı. Uzun boylu, samimi olan çocuğun adı okandı. Kısa boylu yine benim memleketimden olan çocuğun adı mustafa, şişman ve soğuk bakışları olanın adı ise tarıktı. Diğer ikili ise kendi hallerinde olan mahmutla kamildi.

    Tanışma faslı geçtikten sonra sıkıldığımı fark edip sigara bahanesiyle kaçmaya karar verdim. Nerede içebileceğimi sorduğumda okan "Kardeşim birlikte gidelim istersen göstermiş olurum" dedi. Sıkıntı olmayacağını söyleyip montumu giydim ve yürümeye başladık. Okan samimi bir çocuktu, bir zarar gelmeyeceği belliydi. Havadan sudan konuştuktan sonra sigara içtikleri yere gelmiştik. Bir tane de okana verdikten sonra aklıma gördüğüm kız geldi. "Okan kıvırcık saçlı kısa bir kız vardı ilk geldiğimde, servise binmiyordu yurttan herhalde; kim o kız biliyor musun" dedim. Okan "milyon tane kız var kardeşim bilemedim ki" dedi.

    Kendime kızmıştım, hiç huyum değildi böyle sorular sormak, bu kız neden beni bu kadar etkilemişti?
    ···
  8. 9.
    +1
    Sardı devam
    ···
  9. 10.
    +13
    Sigaramızı içtikten sonra yurda geri döndük. Kafamı dağıtmak için dışarıdaki potada biraz basketbol oynayıp odaya geri çıktım. Çantada kalan bir iki parça yemeği yiyip kafamı yastığa koydum. Uykum yoktu ama artık başıma giren ağrılarla savaşmaktan vazgeçmiştim. Odada kimse yokken belki uyurum diye düşünmüştüm.

    Kapının önünde konuşma sesleri geliyordu, dikkat edince benim hakkımda konuştuklarını fark ettim. "Biraz garip bir tip, dertli gibi sanki" dediklerini duydum. Kendi kendime gülümseyip uyuma çabama geri döndüm.

    Sabaha karşı 5 gibi pencereden gelen tıkırtılarla uyandım, ağaç dalları sürtüyordu. Geri uyuyamayacağımı bildiğimden üzerimi giyip sigara içmeye çıktım. Karnım aç değildi, zaten günde yediğim iki öğün bana yetiyordu. Kampüsten çıkıp boş sokaklarda turlayarak sigara içiyordum. Saatin 7 olduğunu fark ettiğimde yemekhaneye geçtim. Okanın yanına oturup kahvaltımı yaparken bir yandan da gözlerim birisini arıyordu, yemekhanede yoktu. Bir anda kendime kızdım, kendimi şaşırtıyordum ve merkezde sürekli bu kız oluyordu. Yemeğimi orada bırakıp sınıfa doğru yürümeye başladım.

    Sınıfa girer girmez gözlerim yine birisini arıyordu, hayır aynı sınıfta değildik; üzüntü hissettiğimde artık bardağı taşıran son damlaydı. Yumruğumu sıkıp kendime bir küfür savurarak sınıftakilerle tanışma faslına girdim.

    O gün hocaların saçma muhabbetleriyle ve sınıfın sorularıyla geçti. Son dersin tenefüsünde mahmutla konuşurken yanıma birisinin yaklaştığını hissettim, arkamı döndüğümde karşımda birisi duruyordu, o zaman gördüğümde mutlu olduğum birisi...
    ···
  10. 11.
    +1
    Yolla panpa
    ···
  11. 12.
    +1
    Devam panpa
    ···
  12. 13.
    +11
    Karşımda yaklaşık benim boylarımda iri yarı bir çocuk vardı. Adının emre ve basketbol takımının kaptanı olduğunu söyledi. "Bu akşam antrenman var kardeşim, bir gel görelim" dedi. "Eyvallah" dedikten sonra son derse girip yurda geçtim.

    Basketbol yıllardır kafamı dağıtan yegane şey olmuştu. Şortumu ve ayakkabılarımı giyip salona doğru yürümeye başladım. Salonun kapısına geldiğimde garip hissetmeye başlamıştım. içerideki kapıda kıvırcık saçları gördüğümde kalbim fırlarcasına atmaya başladı. Adımlarımı hızlandırdım yetişmek için, o sırada bir el omzumdan tuttu; emreydi bu. "Hoşgeldin kardeşim" dedi. "Önce bir koça göstereceğim seni sonra birlikte antrenmana geçeriz". Gözümü kapıdan ayırmadan emrenin peşinden yürüdüm. Koçla tanıştıktan ve takım için oynayışımı görmek istediğini söyledikten sonra emreyle beraber sahaya doğru yürümeye başladım.

    Sahaya girdiğimde hayal kırıklığına uğradım. Sadece erkekler vardı ve o kocaman gözleri göremiyordum. Emreye soracak oldum ama kendime de kızıyordum. Boşvermeye çalışarak kafamı sallayıp antrenmana katıldım.

    Antrenman bittiğinde koç takımda olduğumu söyleyip lisansımı en yakın zamanda çıkartacağını söyledi. Açıkçası çok umrumda değildi.

    Çantamı toplayıp yurda doğru yürümeye başladım.
    ···
  13. 14.
    +3
    Karı var hikaye var trend
    ···
  14. 15.
    +1
    Tutabilir rez
    ···
  15. 16.
    +12
    Yurda geçip duş aldım. Okana seslenip "sigaraya çıkalım kardeşim" dedim. Başını sallayıp peşimden geldi. Çok samimi arkadaşlıklar kuran birisi değildim ama okanın umursamaz ve samimi tavırları hoşuma gidiyordu.

    Dışarı çıktığımızda arkamızdan koşan bir çift ayağın sesini duydum. Kafamı çevirmemle kocaman gözlerle karşı karşıya kalmıştım, o kocaman gözlerle, beni her gördüğümde kurşun yemişçesine çarpan o gözlerle. Şaşkınlıktan gözlerimi ondan alamıyordum, vücudum benim kontrolümde değildi; daha önce bir çok kızla çıkmıştım ama bir hafta sonra ya ben ayrılmıştım ya da onlar bana dayanamamıştı, çok da kızlardan etkilenen birisi değildim yani. Ama bu, bambaşka bir şeydi.

    "Okan nereye" dedi melek gibi sesiyle. Okan "Sigaraya açelya, istersen sen de gel" dedi. "Olur" diyip bana bakarak tebessüm etti ve gözlerini kaçırdı. Bu kızda çok özel bir şey vardı, ne olduğunu bilmiyordum ama her hareketiyle beni büyülüyordu. "Ben savasarak sevisen" dedim elimi uzatarak. "Ben de açelya memnun oldum" dedi. Eli elime değdiğinde yeni yağmış karın soğuğunu hissetmediğimi fark ettim. Bembeyaz elleri yumuşacıktı, bugün bile o elleri aklıma getirmeden rahat bir uyku uyuyamam.

    Üçümüz sessizce kapıya doğru yürüyorduk, o sırada benim tanımadığım kızlı erkekli bir grup daha geldi. Onlarla da tanıştıktan sonra hep birlikte sigara içtiğimiz parka doğru yürümeye başladık. Bir muhabbet dönüyordu ama grubun en arkasında açelyayla ben ayrı yürüyorduk. Yürürken açelyanın üst kattaki sınıfta olduğunu, kızların basketbol takımında oynadığını ve yurtta kaldığını öğrendim. Ailesi yakındaki bir şehirde yaşıyordu ve iki kardeşi vardı. Bana sorular sormaya başlamıştı; ailemi, neden geldiğimi, hep kalıp kalmayacağımı merak ediyordu. Ben de tüm sorularını gülümseyerek yanıtlıyordum. Ben gülümsedikçe o kızarıyordu, kızarınca tombul yanakları belli oluyor ve beni benden alıyordu.

    Biz böyle konuşurken bir anda öndeki grubun sustuğunu fark ettim. Hepsi dönmüş ileriden sırıtarak bize bakıyorlardı. Açelya hemen kıpkırmızı oldu ve bana bakarak gülümsedi.

    O gülümsemeyle ölebilirdim..
    ···
  16. 17.
    +3 -1
    Yarram hızlan giberim belanı
    ···
  17. 18.
    +1 -1
    @19 haklı , hızlan lan amina fok koydugum
    ···
  18. 19.
    +1
    Rez sardi panpa
    ···
  19. 20.
    +1
    Rezerved
    ···