henüz 8 yasındayım su an gittigim okul sanırım aynı sene içerisinde gezdigim 3. okuldu ülkenin en batısından anadolunun bagrındaki bu köy okuluna gelmek zorunda kalmıstım .hicbir zaman bırakın okula alısmayı sayabilecegim 3 arkadasım bile olmamıstı sadece ailem vardı yanımda babam annem dedem dayım (eşinden ayrılmıslar) ve 2 kuzenim dostum diyebilecegim baskası olmamıstı onlar hem ailem hem dostum'du cogu gece uyandıgımızda babam dedem ve dayım evde olmazlardı bile annem kuzenlerim ve bana calıstklarını söylerdi hep bizde inanır uyurduk ah bilseydik işlerinin ne oldugunu..

aynı gecelerden birinde kapı yumruklarlacalmaya basladı hepimiz fırladık yataktan ama nasıl calıyor kapı yatagın içine sindim o günü hic unutamam o kadar cin ile şeytan ile ugrastım gece yarıları ne magaraların içini turladım ne mezarlıkların içinde cinlerle ugrasım ama cocukken yasadıgım o korkuyu hicbiri esdeger degildi , Annem yavasca kapıyı acmaya gitti dayımın sesiydi bu korkmus ürkmüş saskın aglayan bir ses tonu ile cabuk cabuk babam eski kitabı istiyor cabuk abla cabuk ne olduguna anlam verememiştik annem hızlıca kapagı eskimiş üzeri toz dolu olan kitabı dayıma verdi kitabın iki tarafıda bostu ön kapagında siyon yıldızını gördügümde siyon yıldızı olarak tahmin ettigim simge vardı kirli altın renggiyle cizilmişti annem bizi uyuttu kendisi sabaha kadar uyuyamamıs sabah olunca babamlar geldi tek tek sarıldılar hepimize bu evde daha fazla kalamayız dedi babam yinemi ya yeni gelmiştik diye bir sitem ettim babam kızdı sitem etme diyerek bıktım artk düzenli bir okulum düzenli bir hayatım olamayacakmı baba senin işini bile bilmiyorum ben diye bagırdım yüzü düştü . Tamam evlat aksam ögreneceksin işimiizin ne oldugunu sizde ögreneceksiniz dedi kuzenlerime dönerek kuzenlerim mert benimle aynı yasta olan, berk bizden 2 yas büyük olan kuzenim.

aksam oldu gitme hazırlıkları tamamlanınca deddem berk ve mertide aldı otutturdu bizi karsısına gencler ne kadar zor oldugunun farkındayım ama bizim işimiz bu eger bu işi yapmazsak gercek anlamda parasız kalırız dedi anlam veremedim berk girdi araya peki dede geceleri gelmiyorsunuz aylık olarak ev degistiriyoruz ne yapıyorsunuz söyle lütfen dedi dedemde pekala dedi evlat bu dünyada yasayan sadece biz degiliz bizden önce yasayanlarda vardı bizden sonra yasayanlarda olacak ve tabiki insan olmayan varlıklarda var biz baban ve enişten ile birlikte o eski insaların sakladıgı gizli şeyleri buluyoruz karsılıngda cok para alıyoruz kacma sebebimizde bizden ayrı olan diger varlıklar onlar o gizli şeyleri sahiplenir ve biz gidip onlardan kacırırız demişti yıllar o sekilde gecmişti ama yavaslamıslardı bir süre sonra bir süre sonra yıllık olarak ev degistirmeye baslamıstık liseye baslayacaktık artık mert ve ben berk ise ortaokulu bitirip babamlara katılmıstı

maddi durumumuz gercekten iyiydi aileme minnetardım bu konuda ailem diger arkadaslarıma göre garipti kuzenlerim dedem dayım annem ve babam birlikte yasardık herşeyimiz birlikteydi o sıralar Denizlideydik babam mert ve bana gencler liseye devam etmek istiyormusunuz diye sordu bir gün benim içimde gercekten öyle bir istek yoktu ben ailemin izinden gitmek cok zengin olmak istiyordm ama mert istiyordu bana hep anlatırdı birlikte büyümüştük kuzen degil kardes gibiydik hepimiz Babam sordugu sorunun ardından bize gencler secim hakkı sizin isterseniz okulunuza gidebilirsiniz isterseniz bizimle birlikte calısabilirsiniz ben direk okulu bıraktıgımı söyledim mert'de gönülsüz olarak tamam o zaman benimde gitmeme gerek yok diye ekledi hayat güzel bir hal almıstı ailecek kamplar yapıyorduk ateste etlerimizi pisirip hep birlikte etlerimizin yanında sohbet ediyorduk geceleri babamlar rakı bizede 2'ser adet bira veriyorlardı cok güzeldi herşey ta'ki 16 yasıma kadar 16 yasıma geldigimde babamlar ile birlikte ilk işimize gidecektik içimde garip bir his vardı heyecanlı olmam gerekirdi ama heyacan yoktu sanki içimde burukluk vardı arabaya bindik bi r köye dogrru yola cıktık aksam üzeriydi biz dagların arasındayken hava kararmaya baslamıstı bile , hızlandık köy bir karadeniz köyüydü bilenler vardır arkadaslar bu köyleri garip bir kasvetleri vardır hep geceleri yukarı dogru tırmanıyor gibiydi evler birbirlerinin üzeine cıkıyordu yaklasık 80 hanelik bir köydü evlerde seyrek seyrek ısıklar vardı

garip bir görüntüsü vardı digerlerinden daha eski olan bir evin önünde durdu dayım burasımı baba dedi 81 model bir espacemiz vardı o zamanlar burası dedi dedem dedemin eski bir arkadasının yanına gelmiştik arabadan önce dedem indi kapıya yaklastı babam ve dayım yanındalardı dayım arabada bekleyin demişti bize 3müz etrafı izliyorduk ev camiye yaklasık 200 mt uzaklıklaydı her tarafda agaclar vardı dar bi yol geciyordu köyün yolu olarak bir süre sonra kapı acıldı yaslı kısa boylu hafif sakallı yaslı bir adam actı kapıyı dedemle sarıldılar bi konusma gecti aralarında tabi duyamıyoruz biz sonra babam bize gelin işareti yaptı , işte belkide hayatımızın dönüş noktası o arabadan inerek o eve gitmek olmustu
eve girdik salona oturduk eski ısık önce 2 kez yanıp sönerek aydınlatma mücadelesi verdi sonra aydınlatmayı basarmıstı salonu , salonda eski bir masa vardı ahsaptan etrafında 2 sandalye masanın üzerinde eski bir örtü salonun ortasında karsılıklı 2 kanepe ve kösede kücük bir masanın üzerinde eski bir radyo vardı kanepelere oturmustuk misafiri oldugumuz adaamda dedemin yanına bir sandalye cekti ve oturdu adam girişti
-ee Mustafa abi anlat bakalım seni tekrar buralara getiren nedir hangi rüzgar attı.
Dedem- 74 yazında ugrastıgımız işi hatırlıyormusun ?
- hee hatırlamazmıyım ya hayatımın en güzel anlarıydı o günler
-Heh işte o günlerden elimizden kacırdıgımız şeyler vardı hatırlladınmı?
-Hatırlamaz olmuyum be mustafa abim ne içimiz yanmıstı
-O günlerde ugrastıgımız kabilenin izlerini buldum artık daha güclüyüm engel olamayacaklar.
Ortamda bi sessizlik olustu bir kasvet cöktü adam sustu basını egdi sadece
-Mustafa abi torunlarını getirmişsin ciddi birşeylere benziyor anlattıgın ?
-Merak etme onlar bizden daha saglamdır ehehehe
-Mustafa abi bak bizden gecti bosversene artık git emekliler gibi yasdıbına devam et bosver bunları

Adamın pek gönlü yok gibiydi dedemle calısmaya dedem farketmişti istersen gelmeyebilirsin diyerek devam etti.

Adam mustafa abi ben olamam bu işte basımı zor kurtarmıstım zaaten dedi
Dedem anladım halitcigim saol yinede dedi babam atladı peki abi biz burada kalabilirmiyiz bir süre malum cocuklar falan zor olur diye atladı adam ani bir refleksle hayır dedi sok olmustu babam adam kusuruma bakmayın eşimin onay vermesi imkansız tek yasamıyorum malumunuz dedi açıkcası sok olmustum adamda yanlız yasıyor havaları vardı acıkcası evde kadın yasıyor gibi bir hal yoktu berk devam etti amca senin karınmı var dedi dedem sus diye azarladı berk özür diledi adam var tabi yiğenim hatta su an burada dedi içimden yoh dıbına diye bir tepki verdim mert nasıl yani dedi burada su an dinliyor bizi dedi dayım hadi baba cıkalım dedi vedalastık adamla arabaya döndük gece arabada kalacaktık aklımda hala adamın dedikleri vardı karısı. Berk'de aynı seyleri yasıyor olacaktiki sordu adamın karısı varmıs orada ama biz göremedik dedi babam büyüdünüz artık o adam bir cinle evli beyller bazen oluyor öyle şeyler diye devam etti sok olmustum hemen uyuduk yarın işimiz vardı

Sabah erkenden uyandık babam köy fırınından simit peynir falan almıs meyve suyu ile kahvaltı yaptık baba simdi nereye gidecegiz diye bir soru geldi dayımdan dedem eski bir arkadasım daha var o bu konularda baya bilgilidir ona bir ugrayalım bugun belki onun bir yardımı dokunur. Eski arkadaslarından birimi baba diye sordu benim babam. Yok selimcim o işten sonra yardım aldıgımız birisi diyerek cümleyi koydu acıkcası konusmalrından hicbirşey anlamıyordum fransızdım konulara kuzenlerimde aynıydı dayım anlamıs olacaki anlayacaksınız gencler yakında sabredin dedi biraz merakımızı gidermişti bu yola cıktık farklı bir köye dogru gidiyorduk köy tabelasını gectik büyük bir mezarlık vardı yol kenarında bir köy için fazla büyüktü burası mezarlıgın içinde korkuluklar vardı nereye gelmiştik biz ya korkmaya baslamıstım

mezarlıgın tam ortasında kocaman bir meşe agacı vardı yoldan gözüküyordu bu mezarlıga cok dikkat etmiştim orası benim sıgınacagım yer olacaktı bilmiyordum tabi iyice süzdüm mezarlıgı bazı mezarlar yan yana bazıları seyrek olarakyayılmıstı cok eski ürkütücü bir havası vardı ve en tepesinde aglaclarla yani ormanla birleşiyordu ilerdikce yolun iki tarafındaki tarlalar göz nizamımızı oksuyordu güzel şeylerdi sonra bir köye geldik köy bos gibiydi caminin önünde durdurdy dedem arabayı yaslı bir adama işaret etti adam geldi dilruba kadın hala buralardamı diye sordu adama adamın göz bebekleri büyüdü ne yapacaksınız siz onu dedi dedem sen soruma soruyla karsılık verme evap ver dedi hala o eski evdemi dedi adam basını sallayarak onayladı sür dedi dedem tarif etti yolu köyden cıkarak 1 saat kadar daaga tırmanmaya devam ettik sürdükce sürdü babam sonunda eski ahsap bir evin yanında bir samanlıgın oldugu eski bir yapıya geldik cok kasvetliydi uzun süre baktım ahsap camlıkları kapalıydı ismini bilmiyorum onların tam olarak hani avrdır ya bir cam için 2 taraflı dısarı dogru acılırlar ister birini acar ister iksiini onalrdan vardı evde her camo seklide kapalyıdı biz evin önüne geldigimzide 2. kattaki camlardan birisi yarım acıldı siyahlar içinde bir kadın camdan bakıyordu kadın dedidigme bakmayın kadın madın degil aq cocugu

17 yasındayken öyle sanmıstım onu indik arabadan dedem dilruba kadın ben mustafa diye bagırdı giriş kapısı acıldı sok oldum o kadar yaslı bir kadının o hızla asagı inmesi imkansızdı daha simdi yukarıdan camdan bakıyordu biraz ürpermiştim selamlastılar dedem ile kadını gözleri dolmustu bu kadın dedmin eskilerinden biri olabilir diye dürttü berk bizi olabilirdi dedem cakpın bir adammıs zamanında neyse bizi tanıttı bu kadına dedem kadın bizi içeri cagırmıyrodu 5 dk dısarıda muhabbet ettiler bizi tanıttı dedem kadına falan derken babam dayanamadı cocuklar üşeyecek içeri gecebilirmyiiz dedi kadına kadın babamı boyluca süzdü ve kusura bakmayın yaslılık dedi girdik içeri eski bir evdi zemin yerden yüksekti biraz ahır ve bir cesme vardı içeride ve kücük bir kapının içinden üst katlara cıkan bir merdiven vardı dısarıya gelirsek dısarıddada evin kuzey tarafında yerden 5 m yükseklikte yapılmıs olan samanlık ve ev yapısı ile samanlıgın arasındaki 1.2 metre genişlginde bir bosluk vardı arkasında kocaman bir tarla dedemle sohbetleri sırasında inceleyebilmiştim

yukarı cıktık hepimiz cok eskiydi ev kerbinti ee mustafa anlat dedi kadın dedemde herşey bırakıtgın gibi kovalıyoruz sürekli dedi kadın yarısı dökülen dişlerinni göstererek gülümsedi yorulmadınmı daha ya valla helal sana eski birlikte calıstıkların korkudan evde duramıyorlar su an sen hala kvoalıyorsun dedi dedem ciddileşti bi an biz aklına geldik sanırım dedem o adamla konustuklarının aynısını bu kadınlada konustu kadının neşesi kaybolmustu mustafa bulasma dedi cok güclendiler artık diyerek devam etti dedem korkak degiliz bizimde var kendi bildiklerimiz dedi kadın birşey söylemedi bunun üzerine ben cok cektim sizin 74 davanızdan sonra sen kurtuldun beni bırakmadılar kızımı aldılar dedi gözleri dolmustu dedem keskin bir şekilde benim sucum degildi orada bulunmaması gereken sendin dedi kadın sanki yıllardır kırık olan kalbinin acıması ile konustu titrek bir sesle ah su gönül dedi . Dedem saadete gelelim yardım edecekmisin diye sordu kadın tabikide yardım edecegim kapıma kadar gelmişsin geri cevirebilirmiyim seni dedi güzel dedi dedem bu gece calısmalara baslarız dedi kadın gömüyü hatırlıyormusun dedi dedem evet dedi kadın tamam o zaman bu gece korunmalarımızı yapalım yarın gömüye gideriz dedi benim aklımda hala üst kattaki siyahlı kadın avrdı nasıl kalacaktım bu evde?

kadın bize kalacgımız odayı gösterdi oda tarlaya bakıyordu büyük bir alandı güneyde tarlanın bittigi yerde çitler baslıyordu gerisi gözükmüyordu o camdan merak da etmiyordum odada 2 eski yatak ve 1 yer yatagı vardı berk yerde yatacaktı biz mertle karsılıklı yataklarda gece oldu aksam yemegi hazırladı kadın bize yemekten sonra kadın dedeme ben korunmaları yaparım bilirsin iyiyimdir o konuda dedi dedemde olur yaz dedi kadın hepimizden birer parca sac aldı dedem bu konularda bilgilidir sesini cıkartmadı kadın dogru yapıyordu sanırım verdik biz birer tel sac ısıklar söndürüldü kadın kücük kare kagıtlara bir kitaptan kopyaladıgı sacma sekiller ve arapca yazılar yazdı toplam 6 kagıt vardı hepimiz için birer tane acaba bu kadın kendisini korumayacakmıydı ?
her kagıda birer sac teli koyarak legendeki suyun içine attı en son parmagından akıttıgı kanı legene damlattı ve yazılısını bilmiyorum 3 kez TÜN YEZKÜL diye bagırdı biz o gün üc kuzen mal mal izlemiştik kadını megersem spoiler vermeyim simdi xD

o geceden sonra hayatımın asla bir düzende olmayacaktı cok acıktı bu gece oldu biz girdik yataklarımıza bir türlü uyuyamıyordum bir o yana bir o yana dönüyordum yerden dıbına koyum dıbına koyum ya diye bir ses geldi ne oluyor diye basımı cevirdim berk cebelleşiyordu ne oldu lan dedim lan bilmiyorum kasınıyorum dedi cocuk cok fenaydı ama kan toplamıstı derisi lan kalk babama gidelim dedim kalktı hemen kapıya hareket ettik kapının kolunu zorladım kapı acılmıyordu lan ne oluyor diyerek ittirmeye devam ettim yok kapı acılmıyordu berk dedim kapı acılmıyor küfürler ederek geldi baktı lan bu kapı kitli dedi aananı gibeyim diye bagırdı sinirlenmiştim zaten türlü türlü mahlukatlarla ugarsıyorsacma ritüeller yapıyorduk canım sıkıldı arkamıdöndüm hasgibtir o ne lan tarlanın karsısındaki agaclıklardan duman yükseliyordu ama cok duman sanırsınız orman yanıyor berk oha dıbına koyum diyerek merti uyandırdı soka girmiştik kapıyı yumruklamaya basladık mert lan bakın orada gölgeler var dedi titreyerek ne gölgesi lan manyakmısın dedi berk gercektende gölgeler vardı ormanda beyler cok fena tasakalra geldik diye ben devam ettim kapıyı yumruklamaya devam ediyorduk sonunda kadın geldi ne oluyor gencler dedi teyze ölüyoruz burada ya dedi berk kapı yapar araada böyle sakin olun dedi ve kapıyı actı korkmayın kapıyı kapatmayı bir daha dedi ama yemin edebilirdik o kapının kilitli olduguna nasıl actı kilit cevirmeden işler taka sarıyordu o sırada kadının odasına giren siyah bir karartı gördüm . beynimin oyuunu herhalde diye düşündüm ben gecistirdim odaya döndük hemen ormana baktık hepimiz bir tak yoktu hayal gördük herhalde dedim bunlara güldüler ne hayal ama dediler 3müzde emindik orada birileri olduguna ve duman cıktıgına neyse yattık yeniden berk benim yanıma geldi sonradan mögrendik kasınma sebebi tahta kuruları denilen yaratıklarmıs yani hayvan.

gece aşırı derecede ürkütücü bir rüya görmüştüm kadın cıldırarak hepimizi öldürüyordu satır ile megersem bu kadın dedemin eski sevgilisiymiş rüyamda bunu görüyorum

sabah olunca kahvaltı mahvaltı yapıldı son hazırlıklar tamamnlandı ikindi vakti yola cıktık tam arabaya hareket ettik biz kuzenlerle hayır gencler ddedi dayım araba giremez oraya sırtımızda sırt canlataları vardı cok yürürmüyüz baba dedi mert hayır dedi dayım koyulduk yola yürüdükce yürüdük sonunda bir ırmak kenarına geldik dedem
-Dilruba hatırlıyormusun neresiydi tam olarak ben yavastan kayısı kopartıyorum sanırım.
kadın sanki bunu bekliyormus gibi gelin dedi öne o gecti bizi cok yürüttü sonunda ormanın ortasında agacın olmadııgı bir alan vardı cok ilgincti bu ormanın ortasında agacsız bir sekil cizilmeye calısmıslar resmen ürktüm biraz ne yalan söyleyim biraz daha yürüdükten sonra dilruba
-Mustafa 3 tane büyük kaya olacaktı yanlıs hatırlamıyorsam degilmi dedi
-Evet öylede 2 tane kaya var burada
-Güzel tam tahmin ettigim gibi bir yeri işaretledi elindeki sopa ile kazın dedi bize kuzenlerle giriştik biz zeminin biraz altı tasdı oluru yoktu 1 dakika dedi dedem haydi beyler girin su kayanın etrafına dedi giriştik büyük kayaya anlam veremiyordum hic kayayı biraz oynatmayı basardık ama kayanın altından korkunclu birşey cıkmıstı

kayanın altından bir sürü kemik cıkmıstı kadın dedeme bunları hatırlıyormusun mustafa efendi dedi, Dedemde hatırlamaz olurmuyum ikisinin gözündede sinsilik akıyordu ilgincti olaylar yani sanki kadın bize bir numara ceviriyor gibiydi ama dedem ondan daha kurnaz o numarayı basına örecek gibiydi bekleyip görecektik biryerde kamp kuralım dedi dedem geceyi gecirmek için gölün yanına geldik göl dedigimde bakmayın baya büyük birşey

bu gecelik bu kadar okuyan arkadaslar varsa yarın buralarda olurum tek istegim begenip okumak isteyen olursa rezerverd anlamında bir yorum bırakırsa hem baslıgı herkes görebilir hemde bende okundugumu bilip daha cok özen gösteririm tek bir yorum baska birseye gerek yok suku falan gererkmez

yarın anlatacgım kısım kadının basımıza ördügü coraplar ve dedemin yüksek ilmi ve cesareti ile bu olaylardan kurtulusumuzdur ve yarın gecede farklı bir olaya geceecegim günlük tarzı olacak bu baslık.

burada olanlar varmıs ufaktan baslayacagım arkadaslar olay örügüsü deam ettikce capsler gelecek malum 97 yılında yasanmıs bir olaydı bu caps yok elimde bununla iligli

gece herkes uyumaya cekildi ama nedense ben içimdeki sıkıntıdan dolayı uyuyamıyordum bir türlü gözüme o uyku girmiyordu olmuyordu bir türlü biraz vakit gectikten sonra berk seslendi
-Franc uyudunmu ?
-yok ya ne uykusu gram yok
-Hadi o zaman biraz cıkıp gezelim
berkde uyuyamıyordu anlasılan cıktık çadırdan dısarı keske cıkmasaydık cıkmaz olsaydık oradan işte gecenin ve hayatımın dönüm noktasını yapmıstık cadırdan cıktık birer sigara yaktık ve kolalarımızı yudumlayarak gölün kenarına geldik .
Berk: Ahbap bu kadını gözüm hic tutmuyor kötü şeyler olacak gibi geliyor
ben:bilemiyorum benim gözüme takılan bazı şeyler var
berk:nasıl yani?
ben: o karının evi ile ilgili kötü şeyler gördüm gözlerimle
bir süre sessizlikten sonra berk devam etti korkmus bir ifade ile
-Evin içindeki Siyahlılardanmmı bahsediyorsun ?
-Sen nerden biliyorsun ?
-bende gördüm cin dir diye tahmin ediyorum malum bu kadın onlarla içli dıslı sevişmiştir bile olum (ikimizdende hafif kahkaha)