Burak lise 1 de tanıştığım uzun zayıf sempatik ve de akıllı bir çocuktu kısa sürede kaynaştık ve cok yakın iki arkadaş olduk birçok şeyi konuşuyorduk neyse sonra lise 1 in sonuna doğru saçma sapan bir sebepten kavga ettik ve ağustosta barışana kadar konuşmadık.

birkaç kişi dinlese bile olur hikaye aşk ve hüzün dolu

Burak bu süre zarfında bir kız ile tanışmış bu
ayşe, Ayşe zayıf kısa boylu bir kız burağı uzun süredir seviyormuş fakat Mayıs gibi konuşmaya başlayıp ağustosta çıkmaya başlamışlar fakat bir sorun var ki bu sorun arkadaşımı öldürdü busenin arkadaş çevresinde okulda gevşekler diye tanımladığımız bir gavat sürüsü var bunlar cidden çok puştlar ve Ayşe bunlarla arkadaş burak da buna sinir oluyor fakat dile getiremiyordu

Bunlar olurken burak paranoyaklaşmaya başlamıştı ya onların yanına giderse ayrılırsa benden gibi şeyler düşünüyordu fakat ayşe aldatacak bir kız değildi burak da bu puştlara çok fazla sinir oluyordu nefret ediyordu öldürmek fikri geçiyordu aklından klagib ergen diyebilirsiniz fakat pgibolojisi bozulmaya başlamıştı pgiboloğa gitti ve teşhis konuldu ileri derece de paranoyak ve düşünce bozukluğu bir ton ilaca boğuldu uyku hapları antidepresanlar ayrıca anksiyete de vardı sonunda kızla konuştu ve onlarla olan ilişkisini kestirdi biraz olsun rahatlamıştı ilişkileri çok güzel gidiyordu ben yalnızdım ama burağın mutlu olması çok iyiydi fakat aklından hala intihar ve öldürme fikrini çıkarmıyordu sonunda intihar fikrini tek bir sonuca bağladı ayşe ondan ayrılırsa bu puştları öldürüp intihar edecekti bundan korkuyordum çünkü dediklerimi anlayan benle aynı kafa yapısında olan bir burak vardı ve klagib ergenler gibi karı kız muhabbeti yerine evrim tarih muhabbeti yapıyorduk ikinci dünya savaşı ve tankları çok severdi bende bayılırdım fakat eski Türkleri çok daha severdim bu tür muhabbetler yapan başka birileri yoktu ve o ölürse tamamen yalnız kalacaktım

intihar fikri aklından çıkmasa da ayşeyle iyi gidiyorlardı klagib yiyişmeler okuldan sonra gezmeleri vardı bende o aralar mutlu gibiydim öyle hayatımda çok ters giden şeyler yoktu fakat bende sinir hastalığı vardı herşeye herkese her yerde sinirlenebiliyordum bu çoğu kişide de vardır da sinirlendigimde gözüm kararır ağlamaya başlarım herşeye herkese vursam da sinirim geçmezdi burak da tıpkı bana benzemeye başlamıştı egoist sinirli ve agresif ama barzolar gibi kaba değildik gayet kibardık aylar böyle geçiyordu birgün okula geldim burak yoktu mesaj atıp sordum hastayım demişti dersi dinlerken aşağı kattan büyük bir ses geldi silah sesiydi bu apar topar koşarak aşağı indim bu puştların olduğu sınıf olan "c" sınıfının kapısını açtım burağın elinde bir silah ve yerde yatan iki kişi vardı bana bakarak Özür dilerim kardeşim dedi ve kafasına sıktı o an çok garipti sadece ağlayıp bağırdığımı hatırlıyorum hissizleşmiştim kardeşim dediğim adam önümde kafasına sıkmıştı

Daha sonradan öğrendim ki ayşe buraktan ayrılmıştı yerde yatan iki kişi de o puştlardı burak ikisini de öldürmüştü ve ayşe o puştlardan birini sevmeye başlamış ve buraktan bu yüzden ayrılmıştı 1 hafta boyunca evden çıkmadım büyük bir bunalıma girmiştim artık tamamen yalnızdım 1 hafta sonra okula gitmeye başladığımda herkesten nefret ediyordum ne ders dinliyordum ne de birisiyle konuşuyordum kafamı sıraya gömüp uyuyordum ve birgün birinin koluma dokunmasıyla uyanmıştım

Beyler bugünlük son partı atıp yarın devam edicem

Karşımda tatlı ve minik bir kız vardı bu kızı tanıyordum sınıfta orta sırada oturan sınıfın bed görllerinin arkadaşıydı

K:Kız
B:Ben

+oturabilir miyim
-Tabii buyur
+Merhaba benim adım melis
-Merhaba ben de egoist735
+sen intihar eden çocuğun arkadaşısın değil mi ?
-evet...
+adı buraktı değil mi ?
-lütfen bu konuda konuşmak istemiyorum
+tamam peki sen bilirsin tanıştığımıza memnun oldum
-...

Kafamı yeniden sıraya gömdüm ve ağlamaya başladım ne kadar sert ve de sinirli olursam olayım sevdiğim insanlara çok değer verirdim ve de duygusal bir yapıya sahiptim.

Beyler bugün bu kadar yarın devam edicem

Diğer günlerde böyle devam etti sonra wp dan bir mesaj geldi numarayı tanımıyordum konuşma şöyle:

+Selam
-Kimsiniz?
+ben melis hani konuşmuştuk ya
-ha tamam hatırladım Merhaba nasılsın
+teşekkür ederim iyiyim sen nasılsın
-aynı,ne oldu ?
+bişey yok konuşmak istedim sadece sanırım tarihe ilgi duyuyorsun ikinci dünya savaşı Osmanlı avrupa hun falan ?
-ha evet de nereden öğrendin
+bizim kızlardan öğrendim

Konuşmanın devamında baya ağır tarih sohbeti falan döndü aslında baya iyi gelmişti ayrıca tarih bilgisi hafife alınmayacak kadar iyiydi açıkçası bu kadar zeki çıkmasını beklemiyordum daha sonra yarın okuldan kaçıp biraz gezelim mi dedi baya bi garipsedim çünkü tanımadığı bir adamla gezip dolaşacaktı ama daha sonradan öğrendim ki o birkaç gün de arkadaşlarıma beni sormuş hakkımda baya bişey öğrenmiş yine normal değil bu durum ama melisinde çok normal bi kız olduğunu söylemek de abes kaçar neyse diğer gün 5m Migrosun önünde bekliyordum arkamdan gelmiş koluma dokundu döndüm ve anında sarıldı bi an şaşırdım sonra sarılmaya ihtiyacım olduğu için ben de sarıldım 1.60 boyuyla 1.75 boy 80 kiloluk benim içimde kayboluyordu daha sonra sahile indik okul zaten sahile yakındı en fazla 10 dakikalık mesafe vardı sahile orada baya bi oturduk ben pek inançlı değilimdir ateistte değilim ama genel olarak hayattan olan bıkkınlığım ve evrim üzerine konuştuk evrim teorisi hakkında pek birsey bilmiyormuş ben anlattım o dinledi sonra sahilde yürüdük biraz acıktığını düşündüğüm için bi simitçiye gittik simit poğaça falan aldık oturduk bir yere onları yedik bana çok eglendigini ve tekrar görüşmek istediğini söyledi ben de kabul ettim konuşuruz mesajlaşırız dedim evine bıraktım eve geldim bizimkilerde şaşırmıştı odasından çıkmayan depresyondaki oğulları yüzü gülerek eve geliyor

Melisle olan mesajlaşmalarımız devam ediyordu ama ben aşk hissetmiyordum bu egoist adamı çekecek sabredecek kız yoktu ayrıca ciddi bir ilişkiden korkuyordum ve aramızda olan bilgi alışverişinden memnundum celal Şengör ilber ortaylı gibi insanlara hayran olan onları idol olarak alan ben elbette bilgiye aç biriydim intihara meyilimli değildim boşluktaydım burağında dediği gibi "ne yaşayacak ne de ölecek kadar cesur" düzeninin bozulmasından işlerin kötüye gitmesinden onurunun gururunun yerler altına alınmasından korkan bir adamdım ben ne bir kıza yakınlaşıp muhabbet kurabilir ne de çıkma teklifi falan edebilirdim her neyse bu mesajlaşmalar devam ediyordu ve birgün beni bir yere zütürmek istediğini söyledi kabul ettim çıktık ve beni mezarlığa zütürdü melis hakkında bilmediğim başka birşeyde vardı anne babası ölmüştü bir trafik kazasında ona teyzesi bakıyordu mezarın önünde omzuma kafasını koydu ve ağlamaya başladı ona sarıldım ve benim de gözümden bir iki damla yaş süzüldü mezara su döktükten sonra mezarlıktan çıktık bana buraya kimseyi getirmediğini ve ilk beni getirdiğini söyledi sanırım korkum gerçek oluyordu melis bana aşık olmaya başlıyordu çok duygusaldı çok zekiydi ve de tatlıydı hayallerimde olan kızdı bu kız ama ben hazır mıydım kardeşim dediğim adamın ölümünden sonra hiçbir şey den zevk alamıyordum ve ikimizin hayallerinde evlenmişiz yurtdışında yaşıyoruz eşlerimiz çocuklarımız arkadaş ve ikimiz yine tarih ve bilim muhabbeti yapıyorduk fakat o ölmüştü ve ben bir boşluktaydım kafam çok bulanıktı buseyi evine bıraktım eve geldim yastığa kafamı koydum ve düşünmeye başladım o ara da uyuyakalmışım

Sabah kalktım yine gibik günde otobüse binip okula gittim öğlen yine uyuyordum birinin koluma vurmasıyla uyandım arka sıramda oturan burak kadar yakın olmasa da yakın muhabbetimizin olduğu berkay uyandırdı beni "melis geldi seni uyurken gördü aşağı indi bana da uyandığında aşağıda benimle buluşsun dedi" dedi kafamı kaldırdım saçımı düzelttim parkamı alıp aşağıya indim okulun arkasında melis oturuyordu öğle teneffüsünün bitmesine 10 dakika vardı beni gördü geldi koştu sarıldı ben de sarıldım ama ona şuan yeri değil gel oturalım ne oldu merak ettim dedim aslında daha önceden uyansan herseyi anlatacaktım ama şuan zaman yetmez çıkışta sınıfta beni bekle çıkma dışarıya birlikte çıkıp dolaşalım biraz sana anlatacaklarim var dedi ve kalktı gitti içimden noluyor dıbına koyayım diyordum ama neyse dedim baya önemli herhalde deyip sınıfa çıktım uyuyordum bizimkiler uyardım son dersin son 10 dakikasında beni uyandırın diye sagolsunlar uyandırdilar

Bekliyordum içeri girdi çantasını bir kenara attı bana sarıldı ben de ona sarıldım sarılmaktan çok fazla zevk alıyordum bu mükemmel birşeydi seni özledim dedi bir an yine kalbim durdu ve aklımdan ulan acaba konuşacağı önemli şey beni sevdiği falan olmasın diyordum içimden başka bir seste saçmalama aq şiskosu diyordu çantasını aldı aşağı indik Migrosa gittik orada yemek yedik sonra yine sahile gittik bi banka oturduk başını omzuma koydu ve herşeyi anlatmaya başladı ben "Ayşenin bir arkadaşıyım aslında sen çok yalnızdın ve ayşe vicdan azabı çekiyordu biraz rahatlayabilmek için seninle arkadaş olmamı istemişti hem vicdanı rahatlayacaktı hem de sen yalnız kalmayacaktın ilk başlarda bunu onun için yapsam da zamanla zekanı gördüm sen çok zekisin tarih ve bilgisayar konularında ama çok egoistsin sinir bozucusun ve dik kafalısın bunun için ara sıra seni dövmeyi düşündüm ama ayşe için vazgeçtim fakat sen çok kederliydin tatlıydın hem de çok tatlı bu süreçlerde çoğu kişi gibtir git diyebilir kaba davranabilirdi ama sen gayet kibardın ve diğerlerinden farklı olarak beni dinliyordun fikirlerime önem veriyordun tarih konusunda sen timuru çok severken ben canavar olarak görüyordum fakat anlattın beni aydınlattın yanımda durdun her zaman kısa bir süre olsa da ben bu süre de sana aşık oldum" dedi ben ayağa kalktım ve o ayşenin hayatıma karışmamasını söyledim ve Melise bana yalan söylediği için küstüm 2 ay boyunca konuşmadım işte en sevmediği özelliklerimden biri devredeydi inatçılığım çok inatçıydım çok fazla kez peşimden geldi konuşmak istedi ama ben reddettim ama kafam karışıktı beni seviyordu ve ben de duygularıma yenik düşerek onu sevmeye başlamıştım fakat bana yalan söylemişti ve onu benim için arkadaşımın ölümünde en büyük payı olan kişi ayşe göndermişti artık konuşmak için gelmiyordu sınıfa gelip o bedgörl arkadaşlarıyla konuşup gidiyordu bir yanım çok sinirli diğer yanım onu çok özlüyordu ve beynim bu ikilem arasında güç kaybediyordu

Yine uyuyordum biri koluma vuruyor kaldırdım kafamı melis bi kendime geldim ama o bana sinirli bir şekilde bakıyor okuldan çıktıktan sonra dolaşalım biraz dedi ve gitti birşey diyemedim yeniden kafamı gömdüm uyudum sınıftan çıktım onu gördüm sarılmadı elimi de tutmadı hadi acele et dedi aşağı indik beni yine mezarlığa zütürdü çantasını bir kenara attı ve mezarı göstererek

"Bak orada hayatımda sevdiğim ilk erkek yatıyor o benim kahramanımdı yakışıklıydı zekiydi çok iyi birisiydi ondan sonra hiçbir erkeği sevmedim o bana kızar diye sen sanıyorsun ki en büyük acıyı sen yaşadın ben her zaman saykodelik manyak oldum her zaman mutluydum falan filan ayşenin dediğini sırf sana iyilik olsun diye kabul ettim ama o aptal egon iyilikten anlamıyor ki ben sana acımadım egoist735 (sanki beynimi okuyordu ve ondan daha da fazla etkileniyordum) ben seni seviyorum ve sen bunu görmezden geliyorsun o aptal gururunun ezilmesine göz yum ve bana gel birlikte olalım iyiliksever zeki kızla gururunu ezdirmeyen dahi sayılacak zekaya sahip olan bu egoist birleşsin."

O an yutkunamadım Melise doğru gittim ve ona sarıldım rahat 5 dakika sarıldık ve ağladık.

-seni seviyorum
+bende seni seviyorum egoist manyak

Barıştık ve sevgili olduk ilişkimiz iyi gidiyordu artık derslerde uyumuyordum dersleri dinliyordum ve mutlu olmaya başlamıştım

Birgün yine okuldan çıktık Migrosa gittik ben yemeklerimizi aldım masaya koydum karşıma bir baktım ayşe

A:ayşe
M:melis
B:Ben

B:melis bunun burada ne işi var
M:sevgilim lütfen konuşmasına izin ver
B:burağı nasıl öldürdüğünü mü anlatacak? Ben gidiyorum
M:dün de zaten beni ektin bugün de ekemezsin gel buraya lütfen bir dinle diyeceklerini sonra gidersin
B:...
A:dün egoist735 ile ayni otobüsteydik elinde çiçeklerle gidiyordu
M:yoksa beni aldatıyor musun ? (Ağlamaya başladı çılgına döndü)
B:ya saçma sapan konuşma be ne aldatması
A:melis dün egoist735 burağın mezarına gitti dün burağın ölümünün 1 yıldönümüydü ve çiçekleri mezarına bıraktı
M: Özür dilerim sevgilim ben bir an farklı bişey sandım
B:tamam tamam lütfen ağlama beni de ağlatacaksın
B:ayşe demek sende burağın mezarına geldin seni nasıl da güzel öldürdüm demek için mi ya da nefret ettiğin o adamla seni aldattım onu sevdim diye demek için mi ?
A: bak ben çok pişmanım sen yalnız kalma diye melisi yolladım senin iyiliğini düş..
B:benim iyiliğimi arkadaşımı öldüren kişi düşünmesin lütfen
A:ben çok pişmanım lütfen beni affet
B:sen beni bırak seni umarım burak affeder benim affetmemle bişey değişmiyor
A:lütfen vicdanım rahatlasın yeter daha sonra sizi rahat bırakacağım
B:o an aklımdan hiç çıkmayacak ihanetinde ben seni affediyorum ama umarım burak affetmez
A:tamam tamam size iyi eğlenceler

Ayşe daha sonra gitti melis bana yaklaştı Özür dilerim sen cidden çok sadık ve de iyi birisin deyip dudaklarımdan öptü yaklaşık 5 6 aydır görüşüyorduk ama ilk defa dudağımdan öpmüştü bir garip oldum ve onu biraz geriye çekerek burası yeri değil dedim o gün yine sahile gittik Kumsalda oturuyorduk üstüme çıktı kucağıma oturdu ve öpüşme ye başladık küçük egoist şahlanıyordu ve bende ona belli etmemeye çalışıyordum sonra hava karardı ve ben melisi evine bıraktım eve geçtim yattım uyudum