1. 101.
    0
    @81 liseli değil beyler şukulayın yalan rüzgarı dedi.. devam et panpa
    ···
  2. 102.
    0
    vay amk
    ···
  3. 103.
    0
    Sonunda ali ihsan la tanıştım. Bizim mahalleye yeni taşınmışlardı o zamanlar. Onlar da alevi diye dıbına kodumun mahallesinden veto yediler. Ali ihsanla hemen kaynaştık. Sonrasında onun sayesinde biraz insana döndüm. Envai çeşit binliğe beraber imza attık. O da olmasaydı ben ne yapardım, nasıl bi hayat geçirirdim bilmiyorum amk. ali ihsana hiç söylemedim ama benim hayatımı kurtaran adamdır bu anlamda. Daha sonra lisede bozuştuk, tartıştık, yıllardır da görmüyorum. Ama eğer bu yazıyı okuyorsa ona sevgilerimi yolluyorum. Senin değerini çok sonradan anladım ali ihsan kardeşim. Gözlerinden öpüyorum.
    ···
  4. 104.
    0
    panpa ağladım bliyomusun allah hepsnin belasını versn sana bunları yapanların
    ···
  5. 105.
    0
    hikayeyi okumaya dvm edenler alın lan fon müziği yapın okurken..daha kolay ağlarsınız

    http://www.youtube.com/watch?v=r9q1HgXUxeQ
    ···
  6. 106.
    0
    yalansa ananı gerçekse yine ananı gibeyim panpa !!!='!=?'!
    ···
  7. 107.
    0
    daha etkili bir fon müziği: http://www.youtube.com/watch?v=0stv9gdigki
    ···
  8. 108.
    0
    panpa gözlerim doldu len
    ···
  9. 109.
    0
    @1 reserved. ağlıyorum bin seni anlıyorum inş zengin olursun amk
    ···
  10. 110.
    0
    rezervet
    ···
  11. 111.
    -7
    gaymak2 olm topu getir. yakala gaymak2.

    bunun gibi mi davrandılar???
    ···
  12. 112.
    0
    sonunda şaka yaptım dersen sapığın olur her entryni eksilerim bin
    ···
  13. 113.
    0
    Neyse, ben ilkokul üçüncü sınıftayken bu sefer de darüşşafaka gibi çıktı. bilen bilir,(angutyus reyis aşağıda gördüm entrini senin kalıbı kullanıyom bak..) darüşşafaka yetim çocukları ilkokul dörtten lise sona kadar parasız yatılı okutan bir vakıf okulu. Tabii o zamanlar bana babaannemden uzak olabilecek her yer cehennem amk. sonradan öğrendim bu darüşşafaka harbiden çok sağlam bi okulmuş, hem çok daşşaklı bi eğitim veriyorlar hem de çocuklara iyi bakıyorlarmış. Nerden bilim amk, ben orayı yetiştirme yurdu sanıyorum çocuk aklımla. Kimse de uyandırmadı. Bizim hoca da çok iyi bilmiyormuş demek ki, bana sadece yatılı olduğundan bahsetti. Neyse ilkokul hocam beni harbiden severdi, sessiz sakin içine kapanık çocuktum çünkü. Baş ağrıtmazdım, ses etmezdim. Ödev mödev her taku yapardım. Onun zoruyla bu darüşşafakanın sınavına girdim, elimden gelenin en kötüsünü yaptım sınavda. Başardım da amk. hoca sonra geldi beni teselli ediyor üzülme filan diye. Ne üzülecem lan? Babaannemin yanında kalayım da bana cehennem olsun amk, umurumda değil. Böylece darüşşafaka belasını da atlatmış olduk.
    ···
  14. 114.
    0
    rezerve.
    ···
  15. 115.
    0
    biraz seri kardeşim
    ···
  16. 116.
    0
    Yoksulluk iliğimizi kurutuyordu. Bazen yardımlar kesiliyordu, yenilemek için gene belge istiyorlardı amk. işte o vakitlerde biz züte geliyorduk yardımı tekrar bağlatana kadar. zaten yardımı da köpeğe kemik atar gibi veriyorlardı. Aşağılayarak, hor görerek, başına kakarak. Köpeğe kemik atar gibi. Babaannem benim için katlanıyordu o muamelelere, ben zaten çocuktum. Özgüvenim hep kötüydü. Beyler ben hala adres soramam, o kadar çok aşağılandım ki insanlardan bir şey isterken yerin dibine giriyorum.
    ···
  17. 117.
    0
    rezerved
    ···
  18. 118.
    0
    devam et fakir bin
    ···
  19. 119.
    0
    hav hav havhavhav hav hav hav hav bin
    ···
  20. 120.
    0
    Bir gün hiç unutmuyorum gene parasızlıktan süründüğümüz zamanlar. Babaannem böyle vakitlerde semt pazarına giderdi, alışveriş yapmak için değil, pazarcıların döktüğü artıkları toplamak için. Pazarcılar mallar ezilmişse ya da az mal kalmışsa onu taşımayıp oraya dökerlerdi. Patlıcan, kabak, ezik çürük domates, bol bol marul filan… babaannem çoğu zaman beni de yanında zütürürdü artıkları toplamaya, çünkü o kadar şeyi eve taşımaya gücü yetmezdi. Mecbur giderdim. Bir gün, o vakit ilkokul beşteydim yanlış hatırlamıyorsam gene gittik pazara. Zaten Pazar dağılmış. Ben utana sıkıla sebzeleri topluyorum, poşetlere dolduruyorum babaannemle birlikte, kimse görmesin istiyorum. O sırada bi balıkçı tezgahını topluyor, bizi yanına çağırdı, gelin gelin şurda biraz balık var alın bunları dedi, sağolsun. Gidip baktık, bi kasanın içinde yerde 1 ya da 2 kilo kadar ezilmiş dağılmış hamsi istavrit filan var. Biz eğilip bunları poşete doldurmaya başladık. Kafamı kaldırıp bi baktım, Didem bana bakıyor. Yanında annesi var. Didem o zamanlar benim platonik aşkım, aynı sınıftayız. ilkokul aşkı işte, onun haberi bile yok… beyler ben nasıl utandım, inanamazsınız. Gözlerim doldu lan. Kafamı eğdim. Didem yürüdü gitti. Ben orada ölmek istedim beyler, oradan kalkamayım, bir daha okula gidemeyeyim, beni zütürüp bi mezara atsınlar istedim… Didem seni hiç affetmiyorum. Biliyorum, senin bi suçun yok, sadece oradan geçip gidiyordun. Ama seni yine de affetmiyorum… edip canseverin bi şiirinde geçer ya lan, “ve dağılmış pazar yerlerine benziyor memleket”… ben hep dağılmış pazar yerlerine benziyorum…
    ···