okuldan sonra yine leylayla buluşacaktım, telefona kafayı takmıştım artık. o telefonda ve sabah gelişinde bi taklar yediği çok belliydi ama fırsat bulamıyordum açığını yakalamak için. benden deli gibi kaçıyodu. o gün ne kadar ısrar etsem de işi olduğunu ve hemen gidiceğini söyledi. okul çıkışı izleyecektim onu, kafaya koydum.
çıkış zili çaldıktan sonra beklemeye başladım. biz okulun ek binasında tek katlı bölmedeydik o da ana binada. biz kümes derdik tek katlı yere. kümesin son merdiveninde beklemeye başladım. ne kadar bakınsa da beni göremezdi. çıktı bende kimseye takılmadan koyuldum peşine. az ileride mal arkadaşlarıyla bi kaç dakika konuştu bende o arada geride kalıp sigaramı içtim. sonra devam etti hızlı hızlı yürümeye sanki bi yere yetişiyo amk delisi diye söylene söylene ilerledim. ben her adımımda kafamda yapbozun parçalarını kuruyodum, bu kesinlikle bi taklar çeviriyodu telefonu saklaması benden kaçması hiç mantıklı değildi.

leyla karşıdan karşıya geçti, eziliyodu salak. araba varken yola atlardı böyle huyları vardı.
karşıya geçti ve bende geçtim ve az bekledim uzaklaşmasını fazla yakınlaşmıştım fark ederse yine büyük bi kavga gelebilirdi. durağın önünden geçti biraz uzaklaşınca bende peşine takıldım. tam durağın ordan geçerken selin seslendi gayet neşeli bi giriş yaptı gülerek.
-nereye gidiyosun böyle beni bile görmüyosun.
o sesle beynimden vuruldum öyle kitlenmişim ki etrafta tanıdık birileri olabileceği fikri çıkmış aklımdan.
+dalmışım ya yorgunum eve gidiyodum
-sen burdan gitmezdin beni yolcu etmeye mi geldin yoksa * ?
he amk bi derdim buydu zaten.
+değişiklik olsun dedim seni gördüm madem yolcu edeyim
ben konuşurken zaten leyla gitmişti plan suya düşmüştü. içimden bayağı sövdüm tabi.
-haftasonu ne yapcaksın buluşalım mı hem konuşuruz hem gezeriz
+bilmem olabilir haberleşiriz mutlaka
-senin neşen yok eğlenicek bişeyler yaparız merak etme sıkmam seni
+eminim buna
ardından otobüs geldi ve selini uğurladım evine.
yolda düşüne düşüne beynimi yiyen fikirlerle eve vardım. bi tak yapmadan o günü bitirdim.
ertesi gün leyla bana çok uzaktı gördüğünde bile sadece el sallamakla yetindi. isteksizce olduğu belliydi bunun, bi hareket yapmadan döndüm sınıfa gittim.
bu durumu kabullenmiştim artık eğleniyo takılıyodum öyle boş boş. selin diğer elemanlar falan zamanı geçiriyodum.

o haftanın sonunda buluşacaktık selinle. biraz heyecanlanmıştım çünkü kaç yılımı beraber geçirdiğim kız kısa zaman önce bana yakınlaşmış ve benimle bişeyler yapmak istemişti. böyle şeyler bana garip geliyodu elbette. leylayla kaybettiğim arkadaşlık bağımı güçlendirecekti. konuştuk anlaştık ve o cumartesi öğleden sonra buluştuk. bizim burda yazlık bi yer var, oraya gittik sessiz sakin olur hep. sahilde banka oturduk ve olabildiğince her şeyden konuştuk.
selinin bi sevgilisi olduğunu ama bi süredir ayrı kaldıklarını biliyodum, çünkü bana hiç bahsetmemişti. bizim dedikoducu tayfa bile öyle söylüyodu ayrılmış uzun zaman olmuş falan.

-sana bişey itiraf edicem
+dinliyorum
-sınıftaki kimse bilmiyo ama benim hala bi sevgilim var ve seninde bilmeye hakkın var
bunu neden söylemişti neden hakkım vardı banane aq deyip geçiştirdim kendi kendime
+neden sakladın ki yada neden söylemedin
-hiç sormamıştın bende söylemeye gerek yok diye düşündüm biliyosun sandım
bu böyle deyince ecel terleri döktüm. dıbına koyim ne alaka şimdi geldik buraya arkadaşça oturduk bana ikaz lambası yaktın yok yere.
benim hiç öyle bişeye niyetim yoktu ama bana ne aşılamaya çalıştığını anlamıştım.
gereksiz ve ani yakınlığımız ilginin bi tık ötesine geçmişti belli ki. en azından onun için hissiyat buydu. bende bi ilgi duyuyodum ama sevgi değildi zaten başımda leyla belası vardı aq.