/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +86 -6
    edit: hikaye bitmiştir takip eden herkese teşekkür ederim

    (B: ben E: eylül)
    B: off çok güzel olmuş ya eline sağlık
    E: afiyet olsun aşkım yarın sabah da gözleme yapıcam sana
    B: okula gitmeyecek misin kızım ne gözlemesi ?
    E: yok ya ben yarın da gitmiycem sanırım
    B: nedenmiş o ?
    E: şey ya pek can...
    B: eylül bunu daha önce konuşmuştuk biliyosun
    E: ama bu seninle ilgili değil ki canım istemiyor sadec..
    B: canın manın değil o okula gidilecek
    E: off tamam vanic tamam gidicem rahatladın mı
    B: ama ben ben sana bunu hep söylüyorum benim için sınırlarını aşma her şey yerli yerinde olsun diye
    E: biliyorum canım biliyorum da işte ne bileyim
    B: şimdii bana bi tabak daha koysana şu patlıcandan ehehehe
    E: tabi canım ver getireyim hemen hıhıhıhı

    O mutfağa gittiği sırada telefonum titredi. Eylülün yanında asla sesini açmazdım hep titreşimde bırakırdım. Mustafa arıyordu. Açtım

    B: efendim kanka
    M: vanic kanka acil aşağı gelsene
    B: ne aşağı lan bizim burda mısın
    M: oyalanma olum gel işte önemli olmasa neden çağırayım aq
    B: allah allah tamam bekle geliyorum hemen

    Eylül mutfaktan seslendi "kimle konuşuyosun aşkım ?" diye
    Mustafa deyince şöyle bi şaşırdı tabi. Mustafa bizim fakülteden bi çocuk ama benim de Eylülün de arası o kadar iyi değil mustafayla. öyle arada bir aynı ortamda bulunmuşluğumuz var. telefonda kanka diye seslenmem de tamamen hitap amaçlı yoksa kankam olduğundan değil.
    Eylüle biraz beklemesini söyleyip aşağı indim mustafanın yanına. mustafa hemen kolumdan tuttu çekti binanın biraz yanıdaki girintiye doğru sokuşturdu. Bir anda o görüntüyü görünce gözlerim yuvalarından fırlarcasına açılmıştı.

    Okan , neredeyse tanınmaz hale gelmişti.
    ···
  2. 2.
    +29
    beyler pusuyor musunuz aq kendi kendime yazmıyorum inşallah
    ···
  3. 3.
    +22
    Adam anlatmaya devam etti. Mirayı nasıl sevdiğini, onu her gördüğünde kalbinin nasıl attığını, geçmiş 3 yılını yakıp bitirenin o olduğunu.. Ulan 6-7 yıllık dostum , kardeşim dediğim adam bana bile bundan ilk defa bahsediyordu. içine gömmüştü resmen onu. kendine saklıyordu. bana bile anlatmaya kıyamamıştı. okan durumu da işin içine girince iyice kendi umudunu kaybetmişti miraydan. ama sevgisi hiç azalmamış demek ki. demek ki halen onu gördüğünde kalbi pıt pıt hızlanıyor , göğsü geriliyor , aklındaki her şey bir anda uçup gidiyordu.
    "Ulan" diyebildim sadece. öylesine içlenmiş ki artık , hüngür hüngür ağlayarak anlatıyordu. arada bir başını kaldırıp sigarasından bir fırt çekiyordu. yine anlatıyordu , yine ağlıyordu.
    Onu o şekilde görmek benim de içimi parçalıyordu bi yandan.
    Bi yandan da kendime şaşırıyordum "ulan diyordum, senin gibi arkadaşın dostun ben dıbına koyayım. insan hiç mi anlamaz"...
    Anlamamıştım işte, öyle saklamıştı ki anlamamıştım, anlamamıştık...
    Cebinden bi siyah lastiğe benzer bişey çıkarttı. Avucunun içinde tutuyordu. bana doğru uzatarak
    E: bak bunu dün akşam arabada düşürmüş
    B: ne bu kanka
    E: saç tokası oğlum kör müsün
    B: kanka bence bu şekilde olmaz ya
    E: ne şekilde
    B: git bi konuş oğlum şu haline bak kendine benzemiyosun bile
    E: öyle demekle olmuyor be oğlum
    B: nasıl oluyor aq nasıl olac...
    E: (bağırarak ayağa kalktı) ULAN OLMAZ ANASINI gibEYiM KIZIN HALiNi GÖRDÜM DÜN AKŞAM SIRIL gibLAM AŞIK iŞTE OKANA NASIL ANLATIYOR NASIL AĞLIYOR ONUN iÇiN BEN GÖRDÜM AMINA KOYAYIM OLMAZ ANLAMIYOSUN OLMAZ

    bunları söyledikten sonra biraz durdu. soluk alıp vermesi hızlandı. ben de ayağa kalktım.
    sarıldı bana. elini yumruk yaptı sırtımdayken. sımsıkı sarıldı. başını omzuma koydu. ağlamaya devam etti. kendimi o halde bulmak beni de şaşırtmıştı ama olan buydu. ben de üzülüyordum egenin haline.
    kapının çalmasıyla irkildik. ben bakayım diye gittim. ege de dur dur ben bakarım diyip gözlerini sildi kapıya gitti. artık neyin özgüveni bilmiyorum bodoslama açtı kapıyı.
    ben biraz uzaktım kapıya. ama anlık sessizliği farketmek için yakın olmaya gerek yoktu zaten.
    ege öylece tepkisiz kapıdaki kişiye bakıyordu. Birden egenin yakalarına sarılan birinin onu geri geri hızlıca itmesiyle yanına doğru koştum.

    Ulan , Kaan'ın burda ne işi vardı ?
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +22
    M: miray B: ben E: ege

    M: ben böyle olmasını istememiştim. çok yalvardım ama dinlemediler gerçekten be...
    E: neyi istememiştin şunu açık açık anlatsana
    M: ben , ben çok üzgünüm
    B: miray neye üzgünsün noluyor aq düzgün anlat
    M: ben kaana çok yalvardım çok söyledim ama dinlemedil...
    E: ne kaanı lan hangi kaan şu bizim sarı kaan mı ?
    M: evet o ama gerçekten ben ayaklarına kapandım yalvardım dinlemediler.

    benim tam olarak beynim yanmıştı. ne olduğunu anlamaya çalışmıyordum bile çünkü artık kafam basmıyordu.
    ege sinirlenmeye başlamıştı farkındaydım ki kolay kolay sinirlenen biri değildi. miray devam etti
    M: aralarından sadece birinin kaan olduğunu biliyorum gerisini tanımıyorum
    B: ulan bunun okanla ne alıp veremediği var ?
    M: şeyy
    E: ney aq ney ?
    M: okan beni istemediği için kaan sinirlendi iyice
    E: o ne demek ulan şimdi böyle taktan sebep mi olur ?
    M: işte ben de onu anlatmaya çalıştım ya kaana
    B: ulan bu senin neyin oluyor da seni istememesine sinirleniyor anan değil baban değil
    M: sadece çok ..
    E: ne çok ne çok dıbına koyayım konuş ya şu hale bak
    M: çok yakın arkadaşım ya okula başladığımdan beri en yakın arkadaşlarımdan biri kaan işte
    B: artık ne kadar yakınsa şu duruma bak anasını satayım
    E: hay kaanının da senin dee.. (sigara çıkartarak dışarıya gitti hızlı adımlarla)

    mustafa mirayla konuşmaya devam etti
    Mi : miray M: mustafa

    M: iyi de bu huur çocuğu sırf okan seni istemiyor diye ağzını gözünü dağıtmak zorunda değildi çocuğun haline bak
    Mi: işte ben de onu söylemeye çalışıyorum çok yalvardım çok söyledim ama dinlemedi

    ben mustafayı az kenara çektim
    B:oğlum bence bu işte başka bişey var
    M: aynen aq şuna bak böyle taktan sebep mi olur ?
    B: şu geceyi atlatalım da kaanı ayrı düşünürüz şuan okanın durumu önemli
    M: aynen ya zaten geç oldu şurayı bi halledelim inşallah ciddi bişeyi yoktur baya kötüydü durumu
    B: aynen ya dıbınakodum doktoru da bi gelemedi ki bişey öğrenemiyoruz aq

    o sırada telefonum çaldı eylül arıyordu

    E: alo aşkım nerdesin ya çok merak ettim saat 11 oldu nerdeyse
    B: arayamadım ya kusura bakma hastanedeyiz işte okanla uğraşıyoruz gelirim birazdan
    E: tamam hayatım evdeyim ben seni bekliyorum
    B: bu gece bende kalırsın çok geç oldu
    E: ya olur da sana sorun olmasın şimdi
    B: ya ne sorun olacak açarız bi çekyatı yatarsın
    E: tamam canım gelirken ararsın
    B: tamam görüşürüz

    o sırada mustafanın doktorla konuştuğunu gördüm ege de içeri geliyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +21
    Kapıyı çaldım. Eylül açtı. Tatlı lacivert pijamalarını giymiş , saçlarını at kuyruğu toplamış , açıkçası onu görmeyi en sevdiğim haline bürünmüş, beni öyle bekliyordu evde. Kapıda onu öyle görünce yüzüme bi gülümseme geldi. baştan aşağı süzdüm eylülü, o da tek ayağını hafif kaldırarak ince bi ses çıkararak gülümsedi bana. içeri geçtim boynuma sarıldı.
    E: çok özledim seni
    B: canım daha öğlenden beri görüşmüyoruz ne çabuk
    E: ya özledim işte sevgilimi özleyemez miyim
    B: ben de seni çok özledim

    Elimden tuttu mutfağa çekti. Güzel bi yemek masası hazırlamış , birkaç çeşit de yemek yapmıştı evdeyken. Ben tabi tek çeşitten fazlasını görünce bi sırıttım. o da güldüğümü görünce yanağımdan öptü, boyu benden 13-14 santim kadar kısaydı. yanağımdan öpmek için parmak ucuna basar hep. o öyle yapınca ben de çenesinden kaldırıp dudağına bi öpücük kondurdum. yemeğe oturduk. tabağımı koydu. kendisi de otururken birden konuştu :

    "Bugün miray aradı beni... "
    ···
  6. 6.
    +20
    ben ege ve mustafa mal mal kalmıştık. birbirimize bakıyorduk öylece. ne demişti şimdi bu kız aq ? hayır gelmesini anlıyoruz çünkü okanı deliler gibi seviyordu ama okan ona pek pas vermezdi. hadi gel tamam da , neden okandan özür dileyeceksin ? ne yapmıştı ki okana ? bu okanın başına gelenlerle alakası mı vardı acaba ? biz düşünmeye çalışıyorduk ama aklımızı da çok çalıştıramıyorduk bu konu üzerine. dudaklarımızı bükerek vay dıbına koyayım demekten başka bişey yapamadık. çok geçmeden miray damladı zaten hastaneye. koştura koştura yanımıza geldi. bir de acele etmiş olacak ki bi paltosu vardı üzerinde altında pijaması artık eşofmanı mıdır nedir ondan vardı.

    M:miray B:ben

    M: noldu ? noldu okan nerde iyi mi o ?
    B: dur sakin ol biz de bilmiyoruz doktorlar ilgileniyor.
    Miray birden bire ağlamaya başladı. olabilirdi yani sonuçta kız hemen duygusala bağladığını düşündük. oturttuk biz de etrafına oturduk banklara.

    Birden bire sessizliği bölüp anlatmaya başladı Miray...
    ···
  7. 7.
    +19
    Masaya vurana doğru yöneldik, tahmin etmek zor olmasa gerek. Kaan masamızın başında dikilmiş , Mirayın kolundan tutup çekiştiriyordu. Miraysa bişeyler söylemeye çalışıyordu ama o an hepimiz bir ayaklanmıştık.
    M: Kaan dur napıyos...
    E: yine mi seni ulan (kaana doğru yöneldi, ben yemen bi elimi omzundan atıp çektim. Ulan adamın evini basmış, tutmasam anasını gibecek orda)
    K: ulan oğlum sen hiç konuşma , kalk miray hadi
    Mirayın canı acımış olacak ki küçük bi çınlama hedasıyla bi çığlık attı
    M: ya kaan bırak diyorum sana canımı acıtıyosun
    E: BIRAKSAN ULAN KIZI
    K: sana noluyor ulan bi evine bıraktın erkek mi kesildin başımıza ?
    E: ulan senin anan...
    B: kesin kan napıyosunuz siz sen de bırak kızı konuşuyoruz işte
    K: sana noluyor be ?
    E (kulağıma eğilerek) : vanic sen karışmasana
    B: miray gitmek istiyor musun
    M: hayır ve kaan ne yaptığını hala anlayamıyorum
    Kaan mirayı bırakarak birkaç adım geri gitti. Yüzsüz biriydi zaten. Duygusuna bilmemnesine de kolay kolay güvenilecek bi yanı yoktu.
    "Ulan" dedi kaan , sürdürdü "belki de o huur çocuğunu hastanelik etmektense direk öldürmeliydim"
    Birden bire gözleri doldu. Bağırarak konuşmaya başladı.
    "Unutamadım ulan seni, ne yapayım unutamıyorum. Yanımda olsan bile başkasını sevmen zoruma gidiyor"
    Egenin kaşlarını daha da çattığını, koyu yanaklarından birkaç damla terin süzülerek çenesine doğru aktığını gördüm. Haklıydı da be adam. Kaan denilen o züppeden daha oturaklı duyguları olduğunu biliyordum. O severse tam severdi.
    Miray kaana bağırıp çağırmaya başladı. Sinirden olacak ki ağlıyordu da aynı zamanda. Aralarındaki tüm arkadaşlığın yalan olduğunun farkına varmıştı o da. Kaana kızdı bağırdı çağırdı, aralarındaki her şeyin bittiğini söyleyip onu gönderdi. Kaanın yüzünde bize beslediği kini ve nefreti görmek zor değildi.
    Onu gönderdikten sonra hepimiz ayakta kalmıştık öylece oturamıyorduk. Eylül mirayın yanına doğru gidip sırtını sıvazlayacak oldu ki , miray birden bire boynuma sarıldı, sımsıkı sarılıyordu ve ağlıyordu.
    "Seni dinlemeliydim vanic, senin dediklerini dinlemel... " hıçkırmaya başladı.
    Bu durum beni şaşırtmıştı evet ama Eylül ve Egenin yüzlerindeki anlamsız bakışları da beni alttan alttan iğneliyordu. Bi elimi mirayın omzuna atacak oldum ki ben de , eylülün derin nefes alışı kulağıma geldi.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    +16
    Okan benim baya samimi bir arkadaşımdır. Samimiden biraz daha iyi olabilir. Yeri geldiğinde dertleştiğim yeri geldiğinde güldüğüm eğlendiğim sevdiğim bi insandı kısaca. Kimseyle de kolay kolay sorun yaşamazdı. ama anladığım kadarıyla bu sefer biraz farklıydı. çünkü gözleri morarmış, muhtemelen yumruklanmaktan şişmiş artık göz kapaklarından gözlerinin için görünmez olmuştu. dudakları patlamış , yanakları şişmiş , önde alt sıradaki dişlerinden de ikisi yarıya kadar kırılmıştı. yerde öylece sırtı duvara yaslanmış yatıyordu.

    B: ben M: mustafa
    B: o o oğlum ne oldu buna ne yaptınız lan siz
    M: bildiğin gibi değil hemen bişeyler yapmamız lazım sen anlarsın diye sana getirdim
    B: lan allahın malı ben ne anlayayım
    M: oğlum kafa mı kaldı bende aq bağırma (hızlı hızlı soluk alarak) bişeyler yapalım adamın durumuna baksana
    B: oğlum nasıl bişeye karıştınız ne yaptınız bunu kim yaptı ya
    M: biz de bilmiyoruz ki anasını gibtiklerim 6 kişi bir anda çullanmışlar ben de o sırada kafeden çıkıyordum kalabalığı görünce gittim baktım bizim okan
    B: vay anasını si..
    O sırada Eylül arkamdan seslendi

    E: ohaa vanic noluyor burda bu ne hal (okana doğru hızlı adım yaklaşıp eğilerek ) okan ? okan iyi misin ?

    B: dur egeyi arıyayım
    M: olum başkalarını karıştırmayalım istersen ne olduğu belli değil
    B: egeden bahsediyoruz aq saçma sapan konuşma ben demek o demek zaten
    M: neden arayacaksın ki ne yapacak o aq
    B: ulan sen neden bana geldin ?
    M: şey işte ne bil..
    B: ben de o yüzden onu arayacam işte

    egenin numarasını çevirip beklemeye başladım
    açtı

    E: ege B:ben

    E: ooo efendim hafız nabıyon
    B: kanka yardımına ihtiyacım var nerdesin
    E: hayırdır kanka şimdi son bi müşteri vardı bıraktım eve dönecektim ama
    B: kanka taksiyi kaptığın gibi buraya bizim aparta gel acil olmasa biliyosun...
    E: tamam oğlum tamam bekle 15 dakkaya ordayım

    Ege ek iş olarak geceleri taksicilik yapıyordu. Araba kullanmaya da bayılırdı zaten. Bu arada ege demek, ben demekti. Benim hayatım boyunca sahip olduğum tek gerçek dostumdu. Birbirimizi tamamlardık her zaman. Lise 2'den beridir böyleydik egeyle.

    Telefonum çaldı , ege arıyordu.

    E: kanka duyduklarım doğrumu bu okanla ilg...
    B: gel de bi hele kanka konuşuruz okan burda
    E: vay huur çocukları hemen geliyorum
    kapattı.

    Ama nerden duyduğunu soramamıştım. Nerden duymuş olabilirdi ki aq ?
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +16
    Beyler sabaha kadar yazacaktım ama yarın yolculuk yapacam bugün de biliyorsunuz acayip yoğundum gözler kapanıyor. Rezini almayan alsın da yarın devam edicem kaldığımız yerden. Bu hikayeyi okuyan olsa da olmasa da sonunu getirecem beyler içiniz rahat olsun yarım kalmaz. Yarın devam edelim hayırlısıyla , iyi akşamlar hepinize.
    ···
  10. 10.
    +16
    E: ee canım ne oldu okana bişeyi varmıymış ?
    B: ya var tabi adamın halini görmedin mi ...
    E: ya off anladın işte ciddi bişey var mı diyorum
    B: yok canım yok merak etme biraz hastanede kalacakmış sadece atlatır yani ciddi bi durum yok.
    E: heh tamam nedenmiş kim yapmış bişey öğrenebildiniz mi
    B: ya vallaha şimdi şöyle söyliyim , bişeyler öğrendik ama nedir ne değildir hala anlamadım
    E: nasıl yani canım ?
    B: ya bu okan için deli olan bi kız vardı hatırlıyo musun
    E: hıhı evet miray benim arkadaşım o
    B: hadi ya ? neyse işte onun yakın bi arkadaşı var kaan diye sarı bi çocuk
    E: bizim okuldan mı o da
    B: evet bizim okulda
    E: yok onu tanımıyorum ya ee ?
    B: o yapmış işte hem de sırf okan mirayı istemiyor diye
    E: hadi be saçmalama ciddi misin kaan miray ne alaka ?
    B: işte sırf arkadaşını istemiyor diye böyle bişey yapması garip geldi yani ya çocuk çok gerizekalı ya da cidden aralarında kardeşten öte bişey var
    E: ya bırak hayatım kimin arasında kardeşten öte bişey kaldı bu devirde
    B: e benle ege var mesela ?
    E: ya hayır kız erkek olarak bahsediyorum ..
    B: doğru ya hayatım ben çok yorgunum yatayım artık ben burda yatarım sen benim yatağımda yat
    E: tamam canım yatalım da şey..
    B: he ?
    E: ben birlikte uyuruz diye düşünmüştüm
    B: birlikte mi yok ya olmaz öyle şey

    ben yatak odama doğru geçiyordum zaten öğrenci evi bi yatak odam bi mutfağım bi de salon var anasını satayım. odama gidip kendime yorgan çarşaf falan getirdim çekyatı açtım eylülü de zorla odama gönderdim kapılarımız açıktı ama olsun yine de birlikte uyuma taraftarı değildim henüz.
    Gece bir ara yorgunluktan mıdır bilmiyorum belimin ağrısına uyandım hem de bi su içerim diye. Eylül göğsüme sarılmış başını da kolumun üzerine koymuş saçlarını salmış bacağını da bacağımın üstüne atmış , bildiğin yapışmış bana uyuyordu öylece. Ben de biraz kızsam da yine kıyamadım, uyanmasın diye hareket etmedim. telefona bakayım dedim saat kaç diye, egeden mesaj gelmişti.
    EGE (02.36) : oğlumsabah uyanır uyanmaz beni ara
    ···
  11. 11.
    +15
    Ben tabi bi meraklandım hayırdır diye düşünmeye başladım ama uyumuştur diye de o an arayamadım çünkü mesaj 2 buçuk gibi gelmişti saat 4 tü . zaten eylüle de kıyıp pozisyonumu bozamadım. ben de attım kolumu onun üzerine tekrar uyudum mis gibi kokusunu çeke çeke.
    sabah eylülün "aşkıım hadi kahvaltı hazır" diye seslenip yanağıma dudaklarını iki kez kondurmasıyla uyandım. o güne kadar hayatımda yaşadığım en güzel sabah olabilir belki de bilmiyorum. kalktım ayılmaya çalışırken saate bakayım dedim. saat 12 olmuş. ulan dedim noluyor anasını satayım hayatımız çöktü.

    B: sen ne zaman kalktın ya
    E: canım ege aradı seni sabah 9 gibi onun sesine uyandım ben bidaha uyumadım
    B: ege mi haa off ne dedi peki
    E: bana bişey demedi ama hızlı hızlı konuşuyordu zaten vanic uyanınca beni arasın dedi sadece
    B: hadi ya dur bi konuşayım onunla geleyim sen masayı hazırla o sırada
    E: tamam hayatım

    Hemen koşa koşa balkona çıktım egeyi aradım gece yazdığına göre önemli bişey olmuş olacaktı.
    Aradım. Ege açtı. Ama şaşırmıştım. Ege ağlıyordu.
    E: a , alo
    B: alo kanka hayırdır iyi misin sen ne oldu ?
    E: oğlum , ben .. bilmiyorum iyi miyim değil miyim
    B: nerdesin kanka bi konuşalım istersen
    E: evdeyim nerde olacam gitmedim okula
    B: tamam biz de gitmedik zaten geliyoruz
    E: eylül sende heralde
    B: evet kanka biliyosun zaten dün akşamdan ?
    E: kafa mı kaldı olum , eylülü getirme ya.
    B: niy... tamam kanka ben geliyorum şimdi bekle sen.

    Eylülün yanına koştum kahvaltımızı ettik benim hızlı yediğimi farketti zaten.
    E: canım ne oldu acelen mi var ?
    B: evet ya şey egenin yanına uğramam lazım da
    E: e tamam canım masayı toplayayım gidelim o zaman
    B: şey ben tek gitsem daha iyi olur sen de eve gidersin artık
    E: ya seni de bırakmak istemiyorum
    B: yok canım ne olacak sanki küçücük çocuğum
    E: ne bileyim canım işte endişeleniyorum seni geride bırakınca biraz daha kalayım burda olmaz mı

    Bunu biraz düşünmem gerekiyordu. Ama o an kalktım ben arayana kadar bişey yapmamasını evde kalmasını söyledim o da markete çıkacağını bişeyler lazım olduğunu söyledi zaten. Bi kez öpüp çıktım evden. Ege aklımı kurcalıyordu sürekli ne olmuştu acaba ona ? Ağladığını 2. kez görüyordum ve kolay kolay hiçbir şeyi dert etmezdi.
    Yoldayken aradı
    "kanka 1-2 paket uzun marlboro alsana gelirken"
    ···
    1. 1.
      0
      Rez panpa
      ···
  12. 12.
    +15
    Birden bi irkildim. Ulan ne mirayı miray seni kaç kere aramış da bugün arıyor ?
    E: aşkım ama ben arkadaşım diye demiştim zaten arayabilir yani ne var ki
    B: arasın da bu kadar şeyin üstüne olunca insan bi tedirgin oluyor
    E: bişey demedi ya sadece şeyi sordu işte okandan bi haber varmı falan diye
    Ben bi irkildim tabi tekrar okan lafı geçince. Zaten o gün çocuğun yanına da gitmedik durumu nedir neyi var nesi yok diye sormadık etmedik. Ayrıca bir yandan Ege de olması beni ayrı ürkütmüştü. Üzülmüştüm tekrar içten içe onun için.
    B: ee ne dedin
    E: ya böyle şey ağlamaklı gibiydi ben de sanki biliyormuşuz gibi davrandım ya üzülmesin kızcağız diye iyi iyi bugün vanic yanına gitti zaten diye şeyaptım aşkım
    B: eh iyi bare iyi yapmışsın üzülmesin zaten okan da iyidir bişeyi yok dediler dün
    E: evet canım evet o yüzden şeyettim işte

    Yemeğimizi yedik, yedik ama benim her halimden anlıyordu Eylül bişeyler olduğunu, içimin rahat olmadığını. Birkaç kez yöneltti ne oldu diye ama cevaplamadım. Yok bişey ya diyip geçiştirdim sahte bir iki gülüşle. Tabi 4 yıllık sevgilim sahte gülüşümle orjinal gülüşümü ayırt edebiliyor artık. Yemekten sonra yanıma geldi. Koynuma girdi , sarıldı belimden , başını da omzuma koydu otururken.
    E: biliyorum bişeyler var ama anlatmıyosun
    Ben sadece içli içli bi nefes verdim.
    Eylül bi elini yanağıma koyarak devam etti
    E: her ne varsa aklında takma bitanem, bak ben varım şuan yanında, sadece ikimiz varız. tüm dertlerini unut
    Birkaç kez yanağımdan öptü boynuma doğru inerek.
    Kollarımla sardım eylülü. Birden bire geriye doğru ittim. Biraz sonra olacakları tahmin etmiş olsa gerek ki gülmeye başladı kıkır kıkır.
    ···
  13. 13.
    +14
    Sinemadan çıktık. Elinden tuttum. Genelde yürürken o koluma girerdi, el ele tutuşmazdık. Sevgili olduğumuz ilk gün de elini tutmuştum. Anılarımız canlansın istedim.
    Şöyle bi içlendi, nefes aldı, göğsünü kabarttı.
    B: neler aldın sen bu kadar ya
    E: eve gidelim de göstericem ben sana
    B: bak sen allah allaah
    E: şşşt meraklan biraz
    B: iyi bak çok meraklandım, gel yemek yiyelim şimdi
    E: tamam canım girelim şuraya
    Yemek yedik. Uzun zamandır öyle yemek yiyemiyorduk, ya yarım kalıyordu ya da hiç başlayamıyorduk bile. Gözlerine bakmaktan, onu seyretmekten yemek yemeği unutmuştum.
    E: hadi aşkııım soğutuyosun bak
    B: ha ney evet yiyorum ya işte
    E: daldın mı hayırdır ne o hal
    B: vuruldum vuruldum
    Kaşlarını kaldırarak bana baktı. Ağzını büzüştürerek gülüyordu. Utanmıştı.
    Eve gittik. Yorulmuştum ben yine. Eve girer girmez elimdekileri bi kenara bırakıp salondaki çekyatlardan birine uzanmıştım. Eylül de poşetleri çantaları alıp odama geçmişti.
    Biraz zaman geçti.
    B: eylüüül nabıyosun gelsene ya
    E: geliyorum bi saniyee

    Salona bir geldi, ben yerimden kalktım. Doğruldum, dikildim artık ne derseniz. Bi anda kendimi kaybettim sanki. Kendisine siyah bi gecelik almışı. Altı, etek kısmı dizinin bi karış üzerindeydi , üstü de hatrı sayılır derecede açıktı. Kapının yanında dikilip elini beline attı.

    E: aşkım beğendin mi sürprizi mi ??

    Cevabı beklenen bi soru olmadığını biliyordum. Gözlerimin nasıl açıldığını ne hale geldiğimi o görüyordu zaten.
    Yanıma geldi, yakalarımdan tutup çekti kendine doğru. Öpmeye başladı. Dudaklarıma öyle sıkı yapıştı ki , öyle hırsla öpüyordu ki oturduğumuzu farketmedim bile.
    Beni oturtmuş , o da kucağıma oturmuştu. Öpüşmeye devam ediyorduk.
    ···
    1. 1.
      +3
      Boşaldım helal et .
      ···
  14. 14.
    +14 -1
    beyler dıbına koyayım entry atamıyorum sözlük çöktü mü ne oldu anlamadım gibeyim böyle işi sinirlerim bozuldu yarın devam edecem takipte kalın
    ···
  15. 15.
    +13
    doktor gittikten sonra mustafanın yüzünde bir "oh be" bakışı görür gibi oldum.
    hemen yanına gittik egeyle ne oldu lan diye sormaya başladık.

    M: olum şükür ya öyle önemli bişey yokmuş 1-2 kırık bi de bacağında zedelenme mi ne varmış 6-7 gün burda kalacakmış ciddi bişey yok yani
    E: oh be şükür aq hadi sizi de eve bırakayım artık
    B: tamam beyler dağılalım o zaman sevindim ya bu kadarla atlatmasına

    Miraya seslendim

    B: miray hadi gel gidiyoruz
    M: ne olmuş nesi varmış okanın ?
    B: önemli bişey yokmuş allaha şükür sadece bi hafta kadar burda kalacak
    M: of allahım şükürler olsun şükürler olsun...
    B: hadi hadi gidiyoruz sen neyle gelmiştin
    M: ben bi taksiye atladım geldim ya yine aynı şekilde gidicem zaten
    B: olmaz öyle şey gel biz bırakırız
    M: yok ya hiç gerek yok siz gidin ben kendim şeyaparım...
    B: gel gel olmaz öyle gece yarısı oldu kız başına bırakmayız seni böyle
    Arkamdan egeyle mustafanın da "tabi yani olm" bakışlarını seziyordum.
    M: eh iyi bakalım

    Taksinin yanına gittik ege kulağıma yaklaşarak "oğlum siz arkaya oturun miray önde tek otursun erkeğin yanına bırakmayalım şimdi kızı" dedi. haklıydı yani aq.

    Oturduk gidiyoruz en erken mustafayı indirdik. daha sonra bizim apartın ordan geçtik mirayın evi biraz daha uzakta kalıyordu ege de ordan eve geçecekti. Ben inerken egeye bi göz kırptım o neyi ima ettiğimi gayet iyi anlamıştı hafiften hiddetlenerek
    E: hadi hadi gibt... bas git eylüle selam söyle
    B: tamam kanka ya ne kızıyorsun iyi akşamlar, sana da iyi akşamlar miray
    E: eyvallah hafız görüşürüz

    Hafif sırıtmalı bi yüz ifadesiyle taksiden indim eylülü aradım daha ilk dıııt sesinin başında açtı demek ki telefon elinde bekliyordu.

    E: heh efendim aşkım naptın
    B: kapıyı aç canım geldim ben
    Telefonun kapanmasıyla kapının açılması bir oldu.

    Hemen boynuma atladı açar açmaz. O açık kumral saçlarını okşadım ben de başından sırtına kadar. Birkaç saat olmuştu ama özlemiştim yine de be. Öptüm yanağından. o da öptü
    E: çok merak ettim canım nabıyosunuz ya hiç haber de vermedin bi de haber ver demiştim yani
    B: ya canım hiç sorma dur geçeyim anlatırım
    ···
  16. 16.
    +13
    Telefonu kapattı. öyle yüzüme bakıyordu. hafiften de gülümsedi. Hayırdı canım dedim.
    E: annemle babam beni ziyarete geliyorlarmış ya
    B: oha ciddi misin hemen eve zütüreyim seni dur egeyi uyandırayım da taksinin anahtarını alayım
    E: yok aşkım yok dur bi
    B: ne oldu ?
    E: buraya gelmelerini söyledim
    B: eylül sen salak mısın ?
    E: ya ne olacak bitanem zaten sen söylemişsin burda kaldığımı babam de gelelim bi ortamı görelim o zaman dedi
    B: he bide baban kendisi istedi yani evime gelmeyi
    E: yaaani belki birazcık
    B: söylediklerinin hiç mantıklı olmadığının farkındasın dimi?
    E: aşkım babam beni kıramaz öyle söyledim öyle yapıcak işte buraya gelmeleri senin için bi problem olur mu ?
    B: ya ne problem olacak ortalığı biraz toparlarız tamam işte
    E: iyi işte canım dur egeyle mirayı uyandırayım

    Eylül miraya seslendi yanına gidip. ufak ufak da omzundan dürtüyordu. miray gözlerini ilk açtığında egenin yüzünü gördüğü için o uyandırmış sandı heralde , bi gülmeye başladı , sırıtıyordu. Eylül biraz daha dürtünce ayıldı miray. Daha sonra egeyi de miray uyandırdı hemen.
    M: egee , ege hadi canım kalk artık
    E: hıhığhğ (homurdanma sesleri çıkararak gözlerini açtı, uykusu çok hafiftir)
    Miray gülümsemeye başladı. Başını hadi dercesine yana doğru savurdu.
    Ege onu görünce bi heyecan yaptı. Birden yataktan fırladı. Ne olduğunu anlaması 4-5 saniye kadar sürdü.
    ikisini de ayılttığımızda olanları anlattık. Kalıp bize evi toparlamada yardım ettiler. Zaten 1.5-2 saat içinde burda olacaktı eylülün ailesi. Yardımlarını hiç de reddedemedik.
    Hemen evi toparladık , yatakları matakları düzelttik. eylül ve miray , eylülün ailesi için ufak çaplı yemek türü artık atıştırmalık mı diyim , kısa sürede yapılan pasta kurabiye falandı filandı yapmaya başladılar. ben de egeyle birlikte evi ufak ufak toparlamaya devam ediyordum.
    Derken kapı çaldı , egeyle miray daha bizdeydi göndermemiştik. kapının çalmasıyla onlar da çıkacak gibi oldu zaten. Eylülün babasının yalancı gülmesi ve iğneleyici bakışlarıyla karşı karşıya kaldım. Ferhat amca dedim, hoş geldiniz.
    Annesi beni severdi. Geldi hemen sarıldı bağrına bastı. Benim annem yoktu çünkü. 2 yıl önce vefat etmişti. O da beni oğlu gibi sever , annemin yokluğunu hissettirmemeye çalışırdı. Babalarını içeri alırken egeyle mirayı yolculadım.

    B: hadi bakalım gençler görüşürüz
    E: görüşürüz kanka allaha emanet
    M: her şey için teşekkürler vanic görüşürüz

    Egeyle miray direk eve gitmeyeceklerdi muthemelen. Biraz birlikte zaman geçirmek istedikleri belliydi. Ben de hemen eve geçtim.

    Eylül anası babasıyla hasret gideriyordu. Hasret dediğime de bakmayın , 1.5 ay önce zaten yine gelmişlerdi. Ama eylül onların tek kızıydı, hatta tek çocuklarıydı. O yüzden çok üzerine titrer , onun için her şeyi yaparlardı ve onu asla kırmaz, üzmezlerdi.

    Birden bire lafı açtı eylül

    E: baba ben bundan sonra vanicle birlikte kalıcam
    Eb: kızım daha erke...
    E: erken merken değil baba kaçyıl oldu zaten siz de çok iyi biliyosunuz bizi
    Ea : şş canım biraz sakin ol eylül doğru söylüyor.
    Eb: iyi de burası biraz şey
    E: ney baba ?
    Eb: burda iki kişi kalınmaz kızım (bana pis ve imalı bi bakış atarak) baksana küçücük yer
    E: o zaman ikimiz de apartlarımızdan çıkarız yeni düzgün bi yerde kalırız dimi aşkım ?
    B: he ne evet evet doğru olabilir
    Ferhat amca eylülü kenara çekerek ona "sessizce" konuştuğunu sanarak bir şeyler söyledi:

    Eb:Bu çocuğun yeni yer içi parası mı varmış da geçmek istiyorsun baksana gariban çocuk bu...
    E: baba yine başlama
    Eb: zaten annesinden sonra da çok dağıttı şu hale bak
    Tümünü Göster
    ···
  17. 17.
    +12
    Ege gelir gelmez taksiden inip okanın yanına koştu. Kaşlarını çatarak , gözlerini patlatarak bakıyordu onun o haline. Hemen taksiye bindirdik okanı. Hastaneye gitmesi lazım ulan adamın , az daha bekletsek ölecek anasını satayım. Zaten aralık ayındayız hava tak gibi soğuk.
    E:Eylül B:ben

    E: nereye gidiyorsunuz canım noluyor ben de geleyim
    B: ben de bilmiyorum eylül sen evde kal ben gelmeden de gideyim deme ben gelince seni bırakırım çok geç kalırsam da bende kalırsın
    E: ya ben de geliyorum olmaz öyle şey şu hale bak
    B: eylül hayır dedim eve geç beni bekle sen karışma
    E: off ama...
    B: (sesimi yükselterek ) eylüüül !
    E: tamam tamam haber et ne olduğundan
    B: tamam ederim

    taksiye atladık. okanı direk acile zütürdük. doktorlar hemşireler onunla ilgilenirken haliyle hastane polisi de bizimle içli dışlı olmuştu

    P: polis M: mustafa E:ege B:ben)

    P: hayırdır beyler kavga falan mı var durum nedir
    M: abi vall... (lafını kestim)
    B: abi bilmiyoruz ki 5-6 kişi girişmişler bizim fakülteden bu çocuk o yüzden getirdik.
    P: kardeşim tamam da neden siz getiriyorsunuz olay anında yanında mıydınız ?
    E: yok abi ben taksicilik yapıyorum tesadüfen ordan geçtiğim sırada kalabalığı görünce bi durup bakayım dedim zaten birkaç kişi daha yönelince dağıldı bu şerefsizler de

    ben kendi kendime küfretmeye başlamıştım egeye. ulan böyle saçma uydurma mı olur aq malı ? fazla yapmacık ve anlamsızdı ve o an neden gerçeği mustafa anlattırmadığımızı da anlamamıştım. ama egenin anlattığı gerçek hikayeden daha bi yaratıcıydı sanki.

    polisin anlamsız bakışlarından çok üzerimizde durmayacağını anlamıştık. zaten istanbul büyük şehir aq böyle binlercesi yaşanıyor.

    egeye halen anlam veremediğim bakışlarla bakıyordum ve içimden küfretsem de az çok sıyırmıştık.

    o sırada mustafanın üzerinden bi telefon sesi gelmeye başladı
    o da alışık olmayacak ki çok istifini bozmadı ama şş telefonun çalıyor lan dediğimizde ayıldı ve ceplerini yokladı.
    Okanın telefonu çalıyordu ve miray arıyordu. eğer o miray tahmin ettiğimiz miraysa bizim okuldan, uzun açık kahve saçları olan, 1.70 boylarında ve okan için deli olan gayet alımlı güzel bi kızımızdı. mustafa açamazdı çünkü o gereğinden fazla konuşur mallık yapardı. ege açtı hoparlöre verdi.

    M: alo , alo okan ?
    E: ege ben buyrun
    M: okan yok mu okan nerde iyi mi
    E: pek iyi diyemem ben kiminle görüşüyorum ?
    M: miray ben ya okuldan , tanımadın mı
    E: tanışmamıştık
    M: ya okan nerde durumu nasıl
    E: pek iyi diyemem
    M: nerdesiniz siz
    ege yerimizi belirtti
    M: geliyorum hemen
    E: dur acele etme gelip ne yapacaksın
    M: okandan özür dileyeceğim.

    Kapattı.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +12
    Bi haftayı aynı tempoyla geçiriyorduk. Hayatımızdan miray çıktığından beri çok aksiyon yaşamamıştık. Fakat egeye de hala bişey söylememiştik. Her seferinde başka bişey uyduruyorduk , o da bişeyleri anlamıştı zaten bi süre sonra ama inanmak istememişti kendince. Egenin de 1 haftaya çıkması çok düşük bi ihtimaldi. O kırıklar varken onu en azından birkaç hafta daha orda tutacaklardı. O kabullenmişti problem değildi, iyi olsun da gerisi mühim değildi zaten.
    Yılbaşı günü buketlere gitmek için hazırlanıyorduk.
    E: aşkım sence kırmızı küpelerimi mi takayım yoksa mavi taşlı olanları mı
    B: maviler çok dikkat çekiyo kırmızıları tak
    E: ay benim sevgilim beni mi kıskanırmış
    B: ne kıskanacam ulan çok göze batma diyorum işte
    E: hehe tabi tabii
    B: annenle konuşuyo musun hiç
    Birden bire modu düşmüştü. Sanki ananı avradını diye girişmiştim de karşılık verememişti.
    E: evet dün görüştüm
    B: iyiler miymiş ne yapıyorlarmış
    E: iyiymiş
    Sanki babasından haberim yokmuş gibi davranıyordum.
    B: e baban nasılmış o da iyi mi bi sıkıntı yok dimi?
    E: biz de bilmiyoruz
    B: ne demek bilmiyoruz ?
    E: babam evden gitmiş 3-4 gün önce bidaha da aramamış annemi
    B: yapma ya nasıl gitmiş acil bi işi falan çıkmış olmasın
    E: baya baya gitmiş işte vanic
    Bişey diyemedim üzüldüğünün farkındaydım. Yanına gittim. Omuzlarından tuttum. Alnından öptüm.
    B: çok güzel olmuşsun
    Eylül utandı.
    B: çıkalım mı artık saat 10 oldu (akşam)
    E: hıhı hadi gidelim
    Yolda eylülden öğrendiğim kadarıyla buket varlıklı zengin mi zengin bi kardeşimizdi. Ailesi okulu kazanır kazanmaz ona denize sıfır büyük bi daire almıştı. Biz de parti ayağına evini görmüş olacaktık.
    Ortam güzeldi. Müzik biralar bilmemneler gayet eğlenceli bi yerdi. Biz içmiyorduk ama yine de eğleniyorduk.
    Birden bire holün sonuna doğru yöneldim. Sanki mustafayı görür gibi olmuştum.
    ···
  19. 19.
    +12
    Benim evim en yakın olduğu için direk bizim eve gittik zaten eylül de artık bende kalmaya başladığından ilk bizi indirecekti. Durduk evin önünde , inerken eylül başladı
    E: buyrun gelin ya biraz otururuz çay kahve falan içerdik ?
    M: yok canım ya sağol zahmet olur şimdi gidelim biz yani şey gideyim ben
    E: ya nolucak canım gelin işte
    Ege bana baktı tabi olum gel dercesine kafamı salladım biraz konuşmamız da gerekiyordu zaten.
    Miray da biraz zorlanınca kabul etti eve geçtik. Miray eylülle mutfakta bişeyler hazırlayıp muhabbet ediyordu biz de egeyle balkona geçmiştik. Orda ne olduğunu sordum.
    E: oğlum bilmiyorum ya
    B: kızın eli yüzündeyken sırıtmasını biliyordun ama
    E: ya ne bileyim bi anda gelişti aq
    B: ne oldu ne dedin ki
    E: ben sadece yüzüne baktım , birden içimden geldi anlatmaya başladım. Onu ona anlattım be oğlum
    B: kanka güzel sonuçlanmışa benziyor
    E: ulan güzel ne kelime onun eli yüzüme değerkem var ya böyle anlatamam aq
    B: hadi yine iyisin hafız bak ben sana söyledim konuş anlat diye demek ki kız gerçek sevenini bulunca önemsedi
    E: galiba öyle oldu
    O sırada elinde çay tepsisiyle eylül girdi balkona. Arkasından da miray gelip hemen egenin yanına oturdu. Ege sadece onun gözlerine bakıyordu ve gülüyordu. Miray egenin yanağına parmaklarının tersiyle dokundu. "Üşümüşsün" dedi. Ege konuşamıyordu. Sanki nutku tutuluyordu onun karşısında. Miray koşa koşa askılıktan onun montunu getirdi üstüne attı omuzlarının. Ege teşekkür edebilmişti sadece. Miray da gülümsüyordu.
    Bu sırada biz de eylülle bu yeni çiftimizi izleyip kendi kendimize gülüp mutlu oluyorduk. Kimin aklına gelirdi ki sonuçta ? Eylülün yanağına bi öpücük kondurdum. Biz de birbirimize bakıyorduk , gülüyorduk.
    M: (egeye yönelerek) artık kalkalım mı geç oldu
    E: o o olur kalkal...
    B: abi kalın burda ne olacak
    Saat daha 8 falandı ama o ortamı bozmak istememiştim.
    E: yok be oğlum bir sürü zahmet verdik zaten size eyvalah
    Miray kalma fikrini beğenmiş gibiydi.
    M: aslında olabilir ya zaten benim evim baya uzak buraya
    (O kadar da uzak değildi)
    E: ama şimdi şe...
    ···
  20. 20.
    +12
    Ben baya baya şaşırmıştım. Birincisi ege marlboro içmezdi, kincisi ege hayatta uzun sigara içmezdi. Neyse ben otobüsten inip istediği gibi 1-2 hatta 2-3 paket sigarasını aldım ben de içerdim ama öyle yanımda içen biri olmadıkça paket maket taşımazdım yani. Egenin kapısını çaldım. Açtı. uykusuz olduğunu ilk bakışta anlamak zor değildi. uyumamıştı. girdim. sarıldı. sıkı sıkı sarıldı.
    B: ne oldu oğlum ne bu hal ?
    E: bildiğin gibi değil
    B: anlatsana aq ne oldu ?
    E: geç şöyle balkona geçelim

    Ulan diyordum şu iki gündür neler yaşıyoruz anasını gibeyim , kendi kendime

    E: hani ben mirayı bırakacaktım ya dün gece

    Aha ulan dedim kendi kendime hasgibtir

    B: ee kanka bırakacaktın evet ?
    E: zütürdüm işte evinin önüne durdum insin diye bekliyorum...
    B: ee dıbına koyacam şimdi düzgün anlat şunu
    E: inmedi
    B: ne ne ?
    E: anlattı be oğlum
    B: ne anlattı dıbına koyayım ne anlattı ege gibecem şimdi anlatmasını
    E: okanı nasıl sevdiğini anlattı, hem de ağlaya ağlaya anlattı be
    B: ve sen bunun için mi uyumadın tüm gece hagibtir ordan aq ?
    E: içime oturdu be kardeşim
    B: ney içine oturdu
    E: çok seviyor be oğlum onu çok güzel anlattı be
    B: kardeşim hayat bu herkes birine çatıyor işte ne yapacaksın
    E: ben ona çatmışken çatmasaydı be oğlum

    Ben öylece kalmıştım. Ne çatmasından bahsediyorsun sen aq egesi ? ne dediğinin farkında mıydı ulan bu ?
    B: ne diyosun dıbına koyayım ?
    E: oğlum hani olur ya böyle , bi gülüşüne baksan yeter hani. bi baksa yüzüne bi daha konuşmasa seninle yeter böyle. öyleydi işte o dün akşamki 15 dakikamız. ben de ona kıyamadım. bişey diyemedim. nasıl olacak ki oğlum , nasıl üzecem onu o öylesine başkasını severken

    Bi darbe de egeden yemiştim, hem de hiç beklemediğim bi taraftan...
    ···