-
26.
0Aq @2 si
-
27.
0Ellerini yüzüme koydu. Kalbimi anlıyordu. Karşısında bebeğe dönüyordum. Ağırlaşmış kollarım onun şefkatinde son buluyordu. Acı dolu, ateş çıkaran gözlerim sulanıyordu. Bir tek onun yanında ben, gerçek ben olabiliyordum. Ve yakında tek benim olacaktı. Sadece benim.
"Bu yaralar kalbindeki hiçbir yara kadar acımıyor değil mi?" diye sordu yüzümdeki morluklara dokunarak.
Gözlerimi kaçırdım ve sonra beni öptü, sarıldık.
"Hadi gidelim, yoksa sevginden ağlayacağım." dedi gülerek. El ele tutuştuk. Dün gece o ringte çıldıran adam, şimdi şık bir smokinin içinde nişanlısıylaydı. Yüzümdeki morluklar ve iri vücudumdu taksör, olduğumu kanıtlayan tek şey. Yoksa meleğimin yanında hassaslaşıyordum. Deli gibi seviyordum onu. Her şeyden çok. -
28.
0Rez belki degerlenir...
-
29.
0Kapıyı açtık ve dışarı çıktık. Hava soğuktu. Bir taksi çevirdim. Daha araba almaya para yoktu. Ama o da olacaktı. Dövüşecektim. Benim güzel sevgilim her şeyi hak ediyordu. Güzel kumral saçlarından gelen gül kokusu beni mutlu ediyordu. O kadar narin ve zarifti ki. Gülen mavi gözleriyle bana baktı. Biraz rimel ve parlatıcı vardı yüzünde, sadece. Öyle fazla boyanmazdı. Zaten güzeldi. Çok güzeldi. ince belinden tuttum ve onu arka koltuğa oturttum. Kendimde ön koltuğa geçtim ve şöfore yolu tarif ettim.
Resturanta geldiğimizde Selin'in kapısını açtım. Şöfore teşekkür etti ve koluma girdi. Konuştuğu herkesi mutlu ediyordu. Çok güzeldi kalbi, kendisi gibi. Resturanta girdiğimizde garson bizi karşıladı ve uygun bir masaya oturduk.
Yemekler geldiğinde sohbetimize başlamıştık.
"Sonuna kadar senin yanındayım. Sen her şeyi yapabilirsin." dedi elini yumruk yaparak. Hayallerimden bahsederken sanki kendi hayalleriymiş gibi heyecanlanırdı. Gözlerindeki parıltıyı ve azimi görebilirdiniz. Üniversitede, hayallerimden vazgeçeceğim sırada o yine benim yanımdaydı. Okuyamamıştım ama taksördüm işte. Hatta bir gün, taks hocamın öldüğünü öğrendiğim o gün tam taksa lanet ederken, ağlarken, hayallerimden vazgeçerken yanımda oturmuş, incecik bedeniyle karşımda dikilip "Çalışacağız!" diye haykırmıştı. Sonra omuzlarıma defalarca yumruk atmış ona vurmamı istemişti. "Bana vur, hadi tıpkı hocanla yaptığın gibi antreman yapacaksın." diye bağırmıştı. Bu ince ve kırılgan bedenin ardında güçlü bir kadın yatıyordu. -
30.
0borezervi
-
31.
0"Baban tüm mirasını çekmiş üzerinden Selin." dedim ellerini tutarak.
Gözlerini kaçırdı.
"Sen nereden öğrendin bunu?" diye sordu ve elindeki çatalı bıraktı.
"Selin, biliyorum işte. Bunu yapmak zorunda değilsin. Seni deli gibi seviyorum ama zorunda değilsin. O tüm güzel şeyleri bırakıp... "
"Kes şunu. Ben seninleyim. Bu kadar." dedi sinirli bir biçimde fısıldayarak.
"Selin zor biliyorum. Babanın verdiği şeylerin yarısını veremem ben sana, ne kadar dövüşsemde."
"Babamın malını isteyen yok. Seninleyim. Şimdi izin ver yemeğimi yiyeyim."
"Öyle bir hayattan benimle böyle çatı katına düşmek zor senin için. Senin iyi olmanı istiyorum Selin.." dedim.
Birden elindeki çatalı omzuma doğru fırlattı. Gözleri dolmuştu.
"iyiyim zaten anlıyor musun? Her zaman yanında olmak istiyorum. Tek istediğim bu." dedi ve hızla ayağa kalktı.
Koluna dokunduğumda elini ittirdi.
"Dışarıda bekliyorum, eve gidelim." dedi sinirli bir biçimde sonra yanağımdan öptü.
Benden nefret ettiği zamanlarda bile, en kötü kavgalarımızda bile yanağımdan öpmeden bitirmezdi o günü. Bana fırlattığı bıçağı çıkaran yine oydu. Elime cam batırdığında ağlayarak elimi diken yine oydu. Beni seviyordu da, yaralıyordu da. Fakat bu sefer onu yaralayan ben olmuştum.
Hesabı ödeyip tuvalete girdim ve aynada kendime baktım. Ona daha iyi bir hayat sunabilseydim keşke. Tüm bu sevgisine, sevgime, güzelliğine karşın. Onun gibi bir kadına bile sadece sevgi yetmezdi. Hiç mi özlemeyecekti hayatını. Babasının ona aldığı mücevherleri? Aynaya doğru bir yumruk savurdum sinirle. Kanayan elime baktım. -
32.
0Geber aq
-
33.
0huur cocu amk primcisi
-
34.
-1Birden bir kaç silah sesi duydum. Ve daha sonra siren sesleri. Tuvaletten hızla çıktığımda genç bir garson kolumdan tutup bağırmaya başladı. insanlar ağlıyordu. Resturanttaki tüm kalabalık bir odaya zütürülüyordu.
"Beyefendi, hemen odaya girmeniz lazım." dedi genç delikanlı beni ittirerek.
"Noluyor lan?" diye bağırdım. Genç bir kız koşarak resturant kapısına koştu ve daha sonra yere yığıldı.
Vurulmuştu.
"Kız yığıldı lan çekil noluyor?" diye bağırdım.
Camlar kırılmaya başlıyor, odaya girmem için zorluyorlardı. Odaya hızla girdim ve bağrışların bitmesini bekledim.
Garsonun yanına hızla koştum.
"Ne oluyor? Kız vuruldu lan noluyor?"
Garson yaşlı gözlerle bana baktı.
"Dışarıyı tarıyorlar abi. Dışarıdaki herkesi öldürüyorlar."
başlık yok! burası bom boş!