hayata sakso çekerek yaşam savaşı vermek

dede iyi bayramlar. :-) zavallı gibilmiş umutsuz hayatın arada hala aklıma geliyor amk. oraya yazacakken başlığı gördüm. şimdi burayı okuyorum.

@691 hoş geldin sarı bıyık. nerelerdeydin? bu arada bir oyuncu olarak sana büyük saygım var. imzanı almaya gelecem bir ara
edit:iyi bayramlar panpam

@692 panpa masamıza buyur.

http://1.bp.blogspot.com/..._w/A8ACFl965U0/s400/3.jpg

@639 vay amk. şukular helal, şukular şelale. yardın

dün emolarla ilgili bişeyler yazmıştım.aklıma geldi.bunu buldum:
http://www.youtube.com/wa...NXTKY&feature=related
çok güzel olmuş gerçekten.normalde oldukça bayatlar falan ama bu güzel.'iki lira ver de drink alalım kendimize' dediği yer süper.bir anım geldi aklıma yine bununla ilgili.birkaç sene önce bahariyede bu emolardan birkaçı benden bir lira istemişti,vermiştim.o zaman bilmiyordum emo nedir.tiplerinde bir tuhaflık vardı falan da..ne bileyim amk cüzdanlarını kaybettiler ya da hipiler falan sandım.yıllardır bu gizemi çözmeye çalışıyordum.sonunda muradıma erdim.neden yok artık lan emolar? hiç bir yerde görmüyorum

beyler,bu sabaha karşı yaşadığım elim olay neticesinde,'kezban' kavramı ve bu ürkünç yaratıkların toplumda git gide daha fazla yayılmasının sebebi üzerine epey kafa yordum.kim veya ne yaratıyordu bu kezbanları? kezbanı tek bir karede özetlesek nasıl bir şey çıkardı ortaya? kim kaldırıyordu selülitli ve devasa zütlerini böylesine de kokuşmuş amlarını altından imal sanıyorlardı? nasıl olur da sıradan ve parası az her öğrenci insanın yaptığı bir eylem olan 'film festivaline gitmek' le bu kadar övünebliyor,kendilerini adeta bir aynştayn,bir freud,bir virginia woolf sanıyorlardı iki kitap okudular diye?içime uğur dündarın ruhu kaçmışcasına araştırdım bu mevzuyu.okuldayken almış olduğum bol miktardaki sosyoloji ve antroploji derslerinin notlarını çıkardım tozlu raflardan ve tekrar tekrar okudum (aman tanrım yaa beyler ben sosyoloji dersi aldım inanabiliyor musunuz? ne kadar da kültürlü olmalıyım! şunu bilmenizi isterim ki, eğer kız olsaydım aldığım antroploji derslerinin etkisiyle minik bir pırlantaya dönüşmüş amcığımı size koklatmazdım bile,hıh!)neyse,sadede gelelim.sonuçta şunu buldum beyler:

1)kezban neye denir?
cevap: http://karikaze.files.wor...4828_355749_3589482_n.jpg

2)kezbanları kim yaratmıştır?
cevap: http://galeri.uludagsozlu...ucuge-odaklan_79873_m.jpg

burdan tüm kezbanlara sesleniyorum:sevgili kezban bacılarım. kokuşmuş kıl yuvası vajinalarınızla sonsuza kadar bacım olmaya devam edeceksiniz.hal böyleyken,lütfen tek derdimin 'şeftalü gibün amcuğunuzu zükmek' olduğunu sanmayınız.am dediğin şu dünyada milyonlarca olan bir şey.sadece sizde yok.şimdi o pek değerli zarlarınızı da alıp gibtir olup gidebilirsiniz.zira başka bir meziyetiniz yok bu zarlardan gayrı.sevişmemenin nesi meziyet,o da ayrı konu ya..ben de su içmeden yaşıyorum,öyleyse ne kadar takdir edilesi bir insanım doğama ısrarla karşı geldiğim için.öpüyorum canlarım.

edit: antropoloji yazmayı becerememişim bir türlü

şukular..

"Neden bana bu kadar dikkatli bakıyorsunuz?” dedi. Bu sual aynı zamanda benim kafamda da canlandı: Nasıl oluyordu da, hiç çekinmeden, bir kadına belki ilk defa olarak bu kadar dikkatli baktığımı aklıma getirmeden, onu uzun uzadıya seyrediyordum? Ve nasıl oluyordu da hala, o bu suali sorduktan ve gözlerini bana çevirdikten sonra bile, cesaretimi kaybetmeden ona bakmakta devam ediyordum. Beni de hayrete düşüren bir cesaretle “istemiyor musunuz?” dedim.

"Hayır ondan değil, sordum işte… Belki istiyorum da onun için sordum."

— Sabahattin Ali

- - - - reklam - - - -

(bkz: ps3 de fifa 13 oynayan panpalar toplanıyoruz)

- - - - reklam - - - -

- - - - reklam - - - -

(bkz: ps3 de fifa 13 oynayan panpalar toplanıyoruz)

- - - - reklam - - - -

gibtir git burdan, gibtir git.

tekrar melaba ehehe

hayatına sokayım

Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdimi

söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çılgınca aşığım sana
ama demem, diyemem
çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
sana asla...
çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var

Victor Hugo

Bazan bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazan da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil… insanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor… Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimden geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz.

Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor… Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağın bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmaşık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek… Böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor. Bilmem beni anlıyor musunuz?

- Sabahattin Ali

Kitaplar iyi bitmeli. Buna ne dersin : ve rahata erip hep birlikte sonsuza kadar mutluluk içinde yaşadılar.

- Bilbo Baggins

http://www.youtube.com/wa...mbedded&v=MRYwvBGEMIQ

yavrum, korkunç seviyorum gövdeni
kirpiklerini, küçük ellerini, gözlerini
gövden ormanlar, patikalar, donanma ateşleri
kulağında taflanla geçen sarı bir çocuk
büyük bir bahçede büyük bir çançiçeği
gövden yürüyen gece, kırmızı bir kuş
dili sonsuzluğun.

böyle boynun, kalçan, karnın
çıkıyorum
bu huysuz atı—
bizden yeni bir sözlük yaratılıyor altımızda
(boynunun soluk mavi çizgisinden).

yukarılarda korkunç ağıyor gök.

- ilhan Berk

Kadınlar ikiye ayrılır; bacaklarından.

- anonim

kimse yok mu lan dıbına koduklarım, pek hüzünlüyüm olum bu gece lan..

benim üzgünlüğüm herkese, herkes için..

Çocuklar büyükler gibi konuşur sefaletten.
- Edip Cansever