1. 1.
    0
    Beyler öncelikle baştan söylüyorum, okuma, anlama, düşünme ve kavrama özelliği olan kardeşlerim içindir bu başlık.
    Kimseye anlatamadığım şeyleri burada yazmak, içimi dökmek, biraz olsun rahatlamak ve sizi düşündürmek için yazmak istiyorum.
    Belki okuduktan sonra hayatınızda bazı değişiklikler yaparsınız, belki yalan konuşuyor bu bin der takmazsınız size kalmış.
    Diğerleri gibi twitter, ask.fm, facebook hesapları açıp, yok 200 entry olsun devam ederim, yok 300 entry olsun caps atarım triplerine girmeden, adam gibi hayatımı yazıp gibtir olup gidicem.
    Şuan tek isteğim beni dinleyen bi kaç kardeşimin olması.
    Eğer burdaysanız başlıyorum...
    ···
  2. 2.
    0
    Şuan 32 yaşındayım, Hikayem tam 17 sene öncesinden bugüne kadar.
    15 yaşındaydım, el bebek gül bebek büyümüş, geçim derdi görmemiş, rahata alışkın binin tekiydim.
    Baba zengin, dede zengin. Ne istesem elimin altında.
    Babam ingiltere'ye yerleşicez, kendinizi ayarlayın dediğinde, sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
    Onca arkadaşı, çocukluğumun geçtiği yeri, büyüdüğüm yeri bırakıp gitmek...
    Zor geldi önce, istemedim, korktum.
    Zorda olsa baba bu, gidicez diyosa gidiceksin. Daha 15 yasında ben gelmiyorum diyemezdim
    ···
  3. 3.
    0
    En zoru arkadaslarla vedalasmak, elini bile tutamadığım çocukluk aşkıma gidiyorum bahanesi ile sarılmak oldu.
    Adı Serpil'di, birlikte büyümüştük, birlikte oynamıştık, birlikte ağlamış, birlikte gülmüştük.
    En çok koyan ondan ayrılmaktı, o bilmese ben ona aşıktım, delicesine, yağmuru sever gibi, güneşi özler gibi.
    Bir gün gidebileceğimi, ondan ayrılabileceğimi, uzaklaşabileceğimi hiç düşünmemiştim."
    Ben gidiyorum dediğimde inanmadı, inanmak istemedi. Bana aşık değildi ama ayrılamazdı benden.
    Birbirimizi tamamlardık biz, birbirimizindik aslında biz.
    Son gün yanına gittim, kapısını caldım. Konusalım biraz aşagı gelsene dedim.
    ···
  4. 4.
    0
    O yaşlarda erkeklik önemlidir, ağlanmaz. Erkek adam ağlamaz.
    Gelmeden önce yeminler ettim kendime ağlamayacaktım, erkek olacaktım.
    O beni hep son gördüğü şekilde hatırlayacaktı, salya sümük ağlayan bi cocuk olarak hatırlasın istemezdim.
    Aşağı indik, iki elim arkada, bir elimle diğer elimi sıkıyor, yemini hatırlıyor, dudaklarımı ısırıyordum.
    Ağlama lan, erkeksin sen, erkek adam ağlar mı hiç ?
    işe yaramadı, gözlerim doldu.
    Serpil beni anlar, ağlayacağımı biliyordu, kendimi tutmaya calıstığımı hissediyordu.
    Üzülme bee, geri gelirsin mektuplasırız, biz ayrılmayız ki diyordu, kendini gülmeye zorlayarak.
    Ama bende serpili anlardım. Zor tutuyordu kendini ağlayacaktı.
    ···
  5. 5.
    0
    Hiç konuşmadan sarıldım ona, sıkı sıkı.
    ilk aşkıma, hayatım boyunca yanımda hayal ettiğim insana.
    Sıkı sıkı, uzun uzun sarıldım.
    Gözlerimden yaşlar akıyordu, ellerim titriyordu. Babama sövüyordum.
    Kulağına fısıldadım, "görüşürüz" diyebildim sadece. Görüşemeyecektik, çok iyi biliyordum.
    O cevap vermedi. Sanırım veremedi, ağlıyordu, tırnaklarını sırtıma geçirmişti.
    Arkamı döndüm ve koştum, sadece koştum.
    Görmemeliydi acizliğimi, muhtaçlığımı, çaresizliğimi. Erkektim ben.
    ···
  6. 6.
    0
    Koştum, koştum, koştum. Nereye koştuğumu bilmeden, düşünmeden, koşabildiğim kadar uzağa.
    Oturdum bi banka, köpek gibi ağladım, bağıra çagıra ağladım.
    Hırsımı ses tellerimden çıkarırcasına ağladım.
    Yumruğumu sıka sıka, elımı ısıra ısıra ağladım.
    Ne kadar sürdü ağlamam bilmiyorum, hava karamıştı.
    Kalktım evin yolunu tuttum, yol bitmesin diye dualar ederek yürüdüm.
    Eve girdim bavullar hazır, evde bi telaş, ben ruh gibi bakıyorum sağa sola.
    Annem geldi ne bu hal falan iyi bi azarladı beni, sanki onu duyabiliyormuşum gibi.
    ···
  7. 7.
    0
    Havaalanındayız...
    etrafta koşan insanlar, anonslar, akrabaların ağlaması zırlaması.
    Gürültüden kurtulmak, yol boyunca düşünmek istiyordum.
    Serpil'i düşünmek, onuda yanımda zütürmek istiyordum.
    Son çağrı yapılırken akrabalardan ayrılmış, biletlerde yazan kapının tam önündeydik.
    "hadi" dedi babam, "hadi yürüsene". ayaklarım gitmiyordu, istemiyordum işte.
    tuttu kolumdan çekti, zoraki yürüdüm.
    Uçak kalkarken son kez baktım şehrime ve söz verdim kendime
    dönecektim, buraya geri dönecektim ben.

    Edit: kız benden 1.5 yas büyük
    ···
  8. 8.
    0
    Beyler kimse yoksa uyuyorum yarın öğlen devam ederim, zaten iyiyim uyku bastırdı. 4-5 kişi varsak devam ederim ama
    ···
  9. 9.
    0
    Uçaktayken uzun uzun düşündüm.
    Hayatım değişecekti, dilim, kültürüm değişecekti.
    Korkutuyordu bunlar beni.
    nasıl olacaktı, ne olacaktı hiçbir fikrim yoktu.
    gidiyoruz dendi ve gidiyordum işte, bir eşya gibi, bir çanta gibi yanlarında zütürüyorlardı beni.
    kimse sormadı, kimse düşünmedi neler hissettiğimi.
    onlara göre çocuktum, bilmezdim. alışacaktım, yeni arkadaşlarım olacaktı, iyi bir eğitim alacaktım.
    hayatımın tamamen değişmesi kimsenin umurunda değildi. Önemli olan tek şey babamın işleri.
    önemli olan tek şey para.
    önemli olan tek şey zenginlik.
    ···
  10. 10.
    0
    Benim varlığım, servetim, her şeyim geride kalmıştı.
    babam yeni bir servet kazanmak için benim servetimi hiç etmişti.
    insanların bencil olduğunu, paranın insanlar için ne kadar önemli olduğunu 15 yaşımdayken anladım.
    babasını, annesini, kardeşlerini geride bırakmıştı babam.
    daha çok para uğruna, yeni bir servet uğruna, bütün geçmişinin üstünü çizmişti babam.
    bilmeden de olsa, benimde her şeyimi silip atmıştı...
    ···
  11. 11.
    0
    Anons yapılırken gözümü açtım.
    iniş için koltuklarımızın dik, masalarımızın kapalı, emniyet kemerlerimizin bağlı olması söyleniyordu.
    istemeye istemeye kalktım, koltugumu düzelttim, gözlerimi ovuşturdum.
    uçağın tekerlekleri sert bir şekilde yere değdi.
    sağ salim inmiştik. Malesef.
    babamdan sonra, pilota da sövüyordum.
    şansıma sövüyordum.
    hayatıma, kaderime sövüyordum.
    ···
  12. 12.
    0
    Nerdeyse bütün ailem hacı hocaydı.
    Babam, annem defalarca hacca gitmiş, kuranı hatim etmiş insanlardı.
    çocukluğum kuran kurslarında geçmesine rağmen ben onların istediği gibi olmadım hiç.
    dinden nefret ettiğim, allahın egoist olduğunu düşündüğüm zamanlar oldu.
    uçak iner inmez annemin dualar etmeside sinirlerime dokunuyordu.
    bir kere olsun benim duamı kabul etmezdi allah.
    gene etmedi, Manchesterdayız...
    ···
  13. 13.
    0
    Babamda hacı sakalı, annem kapalı.
    pasaport polisleri tip tip baktı, iyice süzdü.
    Türkseniz 1-0 yenik başlarsınız avrupada.
    o polisin bakışları, iğrenir gibi, hastalıklıymışız gibi bakışları.
    yaşayacaklarımın belkide ilk işaretiydi, ozaman anlamamıştım, çocuktum.
    bastı mührü, konuşmadan geri verdi pasaportları.
    Bavulları aldık, çıktık. Taksiye bindik, yeni evimizin yolunu tuttuk.
    ···
  14. 14.
    0
    Babam gelip giderdi hep buraya, az çok ingilizcesi var.
    Bende özel okullarda okudum, iyi denmez ama azda olsa ingilizce bilirim.
    ablamda öyle, annemse hiç bilmez.
    eve geldiğimizde etkilenmiştim, kocaman bir ev, büyük bir bahçe.
    gösterişli hayata ilk adım.
    ev tamamen hazırlanmıştı, bütün eşyalar tamam, çimler biçilmiş, ev temizlenmiş.
    girdik, babam moralimin bozuk olduğunu görüyordu "gel odana bak" dedi
    3 katlı bir ev, odam çatı katında, kocaman.
    "güzelmiş" dedim sadece, gülümsemeye çalışarak.
    ···
  15. 15.
    0
    Odamda ilk yaptığım şey, bavulumda getirdiğim serpil'in resmini kapının kenarına sıkıştırmak oldu.
    Başka hiç bir ayrıntıyla ilgilenmedim, umurumda da değildi zaten.
    15 yaşıma kadar ne istesem yapıldı. en saçmaları bile.
    şimdi tek istediğim şey serpildi. kimsenin umurunda değildi ama bu sefer isteğim.
    Herkesin ayrı bir telaşı vardı, herkes kendi halindeydi.
    Bana bakıyorlar ama görmüyorlardı sanki.
    yalnız hissediyordum kendimi, kalabalıkta tek başıma, bilmediğim bir şehirde kaybolmuş gibi, tak gibi hissediyordum.
    ···
  16. 16.
    0
    3-4 saat sonra tekrar buradayım, dinleyen arkadaşlarımı görmek isterim.
    ···
  17. 17.
    0
    ilk haftalar keşifle geçti, sokaklar, caddeler, meydanlar.
    Okul, dil kursu falan ayarlandı.
    1 ay sonra alışmaya başlamıştım bu hayata, beklediğim kadar kötü değildi.
    Eğlendiğim bile oluyordu.
    Komşularla tanıştık, benimle aynı yaşta, arnavut asıllı bir arkadaş edindim. rexhep (recep)
    burada doğup büyümüştü, onun katkısıyla alışıyordum şehre.
    aynı okulda, aynı sınıfta olacaktık rexheple.
    okulda yalnız olmama fikri korkularımı yenmeme yardımcı oluyordu.
    ···
  18. 18.
    0
    2 ay sonra okullar başlamıştı.
    kurslar ve rexheple yaptığımız sosyal etkinlikler sayesinde ingilizcem epey gelişmişti.
    rexhep olmasa buraya alışmam, çıkıp dolaşmam mümkün değildi.
    beni 1 sınıf geriden başlatmışlardı, rexheple aynı sınıfta olamayacaktık.
    Ancak korktuğum kadar yalnız değildim.
    sınıfımda başka ülkelerden gelmiş bir çok çocuk vardı.
    yalnız değildim, bu bana güç veriyordu
    ···
  19. 19.
    0
    ingilizcem git gide gelişiyordu.
    derslerde ingilizcemin zayıf olması nedeniyle zorlandığım olmuştu.
    gene rexhep koştu yardımıma, birlikte çalıştık derslere.
    annemden, babamdan, ablamdan çok destek oluyordu bana rexhep.
    daha tanışalı çok olmamıştı ama hemen ısınmıştım ona.
    kanım kaynamıştı, komşuyduk zaten, evler yan yana, hep birlikteydik.
    ···
  20. 20.
    0
    4. ayımda artık cesaretimi toplayıp, serpile mektup yazmaya karar verdim.
    4 ay beklememin sebebi, acaba o yazar mı önce bana diye düşünmemdi.
    belkide yazdı, bana gelmedi, mektup kayboldu diye kendimi kandıra kandıra oturdum masanın başına.
    4 ayımı anlattım, uzun uzun, sayfalarca.
    okulumu, rexhep'i, evimizi, bahçemizi.
    ondanda oraları anlatmasını istedim, neler olmuştu merak ediyordum.
    sevgilisi var mıydı ?
    benden sonra en yakın arkadaşı kimdi?
    her şeyi en ince ayrıntısına kadar sordum.
    kapadım zarfı gönderdim.
    ···