hayat sevmek için çok kısa

Şu the fox denilen huur çocuğu cidden sinirimi bozdu gençler. Ben yatıyorum allaha emanet olun geceniz güzel olsun. Yarın 11 gibi olayın devdıbını atarım okuyan okur

Selamın aleyküm günaydın gençler. Burda olan 3-5 kişi varsa anlatmaya başlayabilirim

Devam ediyorum gençler.

Kalan 1 birayı yarım yarım bölüştürüp içmeye başlamıştık, haliyle hızlı olarak bitti. Hayatımın kadını beni bırakmıştı, bugün hiç kimseye haber vermeyerek şirkete gitmemiştik. Tüm kötü olaylar bu günü bulmuştu sanki dıbına koyayım. işin kötü tarafı şimdi ne yapacaktık ?

Saat 3'e geliyordu. Eğer işe gitseydik yarım saat, bir saat sonra mesai bitimi olucaktı. O an Fatihle gözgöze geldik. O da aynı şeyi düşünmüştü sanırım. Yine de şirketi napıcaz lan diye söylenip üzülmekten kendini alı koyamadı. Çok zengin 2 insan değildik, bu işyerini bile bulduğumuza şükrediyorduk. Gidelim bari birilerine durumu anlatırız diyebildim en azından. Ne kadar gibko bir öneri olsa da yapacak hiçbir şeyimiz olmadığı için kabul etti fatih. Elimizi yüzümüzü yıkayıp indik aşağıya

Ebru beni Fatih burda gel al dediğinde hızla çıkmıştım evden. Telefonu haliyle evde unutmuşum. Evden çıkarken telefonuma bakmak aklıma geldi ve 4 cevapsız arama vardı. 3 tanesi patronun sekreteri gülsüm'den, 1 tanesi ise fatih kadar yakın olmasa da çalıştığım şirketten olan yakın bir arkadaşımdandı. Arayanları Fatih'e söyleyince taku yedik diyebildi sadece.

Evim ile şirketin arası uzak değildi. Yaklaşık 15-20 dakika sonra şirkete geldik. Saat 3.20 civarı idi sanırım. Şirketin içine girdik ve çok sevdiğim ve zaman buldukça bol bol aşağıya inip muhabbet ettiğim güvenlikçi kardeşim yanımıza koştu. hakan abi noldu eline önemli bir şey mi oldu dedi. Gencecik çocuktu. Severim onu da korkmuştu. yok oğuzum önemli bir şey yok diyerek yukarıya çıkmaya başladık

3. kat, patronun olduğu kata geldik. Çıktığımızda sekreter masasında kimse yoktu. gülsüm neredeydi acaba. Hazır o da yokken patronun odasına girmek için ilerlerken içeriden gülsüm çıktı. Bizi görünce yüzünde ki rahatlama ve korku ifadelerini rahatlıkla görebiliyordum. Ya hakan, fatih ne hallere düştüm, nerelerdesiniz ya insan bi söyler diyerek sitem etti. yine bir kızdan yemiştik tribi. Gülsüm muhabbeti hoş, kafa bir kızdır. Fatih hiç bir şey demeden elimi gösterdi. Elimi gören gülsümün şaşkınlığı iki katına çıkarak ikinci soruyu hakan ne oldu eline diyerek yöneltti

Önemli bir şey yok gülsüm, evde ufak bir kaza oldu diyerek geçiştirdim konuyu. Bunca olayın üstüne gülsüm'e anlatamazdım bir de durumu. Ve beklediğim cümle de geldi gülsümden. patronun ne durumda olduğunu anlamışsınızdır heralde. çok sinirli size dedi. Bunu düşünemeyecek ne vardı dıbına koyayım. içeri girip biraz yalan söylemek için müsait mi dedim. Müsait geçin dedi gülsüm. Fatihle birbirimize 2 saniyelik bir bakışın ardından girdik odaya

Odaya girdiğimizde patronun bize attığı bakışı hiç bir zaman unutmam. okulda büyük bir haylazlık, yaramazlık yaptığımız zaman müdür bizi odasına çağırır, girdiğimizde nasıl bakarsa aynı o bakışı attı bize. Oo beyler, ne gerek vardı. bugün sizin izin gününüz neden geldiniz ya diyerek aklınca sitem etti dıbına koduğumun ayısı. Murat bey çok özür dileriz diye atladı bizim tıfıl Fatih. Dün akşam hakan ufak bir kaza geçirmiş tüm geceyi hastanede geçirdik diyerek gibko bir yalan attı ortaya fatih. Eh be oğlum öyle yalan mı olur, sadece elimde sargı var dedim içimden. Bunu duyan patronun yüzündeki kızgınlık ifadesini yarı yarıya şaşkınlık aldı

Hayırdır hakan ne oldu diyerek şaşkınlığını gidermeye çalıştı. Önemli bir şey değil murat bey, odamda ki gardolap üstüme devrildi diyebildim. Fatih o ara kendini gülmemek için öyle bir sıktı ki, elimde ki kanlı sargıdan daha kırmızı oldu dıbına koduğum. Vücudumda ve elimde kegibler var diyerek ikinci yalanı da attım ortaya. ee dıbına koduğum kafanda hiç bir şey yok derse ne deyecektim bilmiyorum ama o huur çocuğu patronda onu soracak akıl yoktu. Yüzünde ki kızgınlık tamamen gitmiş, şaşkınlık ve üzüntüyle Çok geçmiş olsun hakan bilmiyordum. Böyle durumlarda bize ulaşabilirsen her türlü yardımı yaparım dedi. Bu sözü duyunca kanım ısınmaya başlamıştı murata ama bu onun huur çocuğu olduğu gerçeğini değiştirmiyordu

Ben arayacaktım ama ben orda olduğum için gereksiz buldum Murat bey diye züt yalamaya başlamıştı fatih. Tamam sorun değil. Sen iyiysen sorun değil hakan dedi. Hatta 1 günde izin vermişti. Bedavadan 2 gün ne tatlı olmuştu. Teşekkürlerimizi edip çıktık odadan. Bizim çıktığımızı gören gülsüm konuşmak için yanımıza geliyordu. Hiç durum anlatamazdım dıbına koyayım. Gülsümcüm çok acil gitmem lazım sonra konuşuruz diyerek çıktım odadan. Dikkat et hakan diye bağırdı arkadan.

Eve gitmeyecektim. Kadınım, ebru benden ayrılmamıştı. Bunu kendime anlatamazdım. Çıkardım telefonumu ebruyu aldım. Tam hatırlamıyorum 5 veya 6. çalıştan sonra alo hakan diyerek, üzüntülü ve yorgun bir sesle açtı telefonu. nerdesin ebru diye sordum. Hakan lütfen dinlenmek ve yalnız kalmak istiyorum. Lütfen anla beni diye cevap geldi. Bu sefer beklemeye niyetim yoktu. ebru geliyorum dedim. 3-4 saniye sessizlikten sonra offff gel tamam ya diyerek izni verdi

@167. Ulan dıbına koduğumun ahrazları. yaşın maksimum 20,21. klavyeden herşeyi yazmak kolaydır. Varsa bir problemin özelden verirsin telefonunu, arar konuşuruz. Sizin gibi dıbına koduğumun asosyal maymunları yüzünden ne adam gibi bir şey anlatabiliyoruz ne başka bir şey yapabiliyoruz. Hikayenin yalan olduğunu düşünüyorsan entry atmadan eksiyi basar, gibtir olup gidersin. Kuyruk acınız mı var anlamıyorum, sizi zorla tutan biri yok burda.

amk asalağı diye aklınca bir küfür öğrenmişsin, 2 cümlede bir onunla başlıyosun cümleye. Kalıbımı basarım ortaya, 18 yaşından büyük, bıyıkları yeni terlemiş bir liseliden farklı biri değilsin. Hadi şimdi gibtir git. Sizin gibi babası belli olmayan huur çocukları yüzünden insanda ne bir heyecan kalıyor ne bir şevk.

yanımda olan, hikayeyi batıran insanlara kızan kişilere teşekkür ediyorum. Akşam başlayacağım ve bu gece bitireceğim hikayeyi.

yine çocuklar yine çocuklar. bıktım hepinizden cidden bıktım. bu türk halkı ile bir gib yapamayız kusura bakmayın ama, toplum olarak ne bir yere saygı ne de dikkat gösteriyoruz. bir çay alıp yazmaya başlıyorum

25 dakika sonra ebruların evine gelmiştim. Kapıyı açtı, hiç bir şey demeden yüzüme baktı. Direk salona geçip oturdum. Geldi karşımdaki sandalyeye oturdu. Ne istiyorsun hakan dedi. Ne isticem gerizekalı, bilgi istiyorum, neden böyle olduk. Seni istiyorum ebru diyebildim sinirle. Hafif acıma, hafif üzüntü duygusu ile bana bakmaya devam etti. Hakan ... diyerek başladı sözlerine. inan seni herşeyden çok sevdim diyerek devam etti. Ve işte asıl beni bitiren cümleleri ile de sonlardırdı sözlerini ; ama hakan artık olmuyor. Hayatımda tanıdığım en mükemmel insansın fakat olmuyor. Ben senin yanında eğleniyorum ama sana doyasıya sarılmak gelmiyor içimden, elini tutmak gelmiyor. Sanırım seni istemiyorum artık hakan

Hayatınızı verdiğiniz kadının ağzından bu sözleri duymak nedir bilir misiniz ? Bilmeyenler düşünmeye çalışmasın, inanın tahmin edemezseniz. Ulan etimi diri diri kesselerde bu sözleri duymasaydım dersiniz kendi kendinize. ve dün gece ki olaydan sonra ikinci defa bir kadın için ağladım. Aynı kadın için hemde. Ebrum için, hayallerim için, mutluluğum için. nolur ağlama dedi ağlayarak. Çok trajikomik bir olay ama aynen böyle oldu. O an kalbimden geçenleri söylemek istedim, sadece kalbimden geçenleri. ve başladım konuşmaya. Ya benim eğlencem ne olacak ebru ? Sadece senin yanındayken, senin sesini duyduğunda gülen bu surat ne olacak ?Her gece yatmadan önce kurduğum hayallerin hepsi bana küsecek senin yüzünden. Hayallerim, mutluluğum, hiç bir şey senden önemli değil mi ? bunlar çıkabilmiş ağzımdan. Farkında değildim. Bu sefer ben değil ebru ağlıyordu. Alışırsın dedi. tak alışırdım ben sensizliğe, sessizliğe.

Şunu hiç bir zaman unutmayın. Vücudunuzda ne olursa olsun Gurur diye dokunamadığımız, görünmeyen bir organ vardır ve aslında hayatımızı kalbimizden çok bu belirler. istenmediğiniz, artık sevilmediğiniz birinin evinde, karşısında oturamaz insan. insan olan oturamaz. Artık birinin kalbinin ev sahibi değilseniz, onun evinde oturmanızında bir anlamı yoktur. Sanırım bu ebruyu son görüşüm olucaktı. Her şeyin farkındaydım. Ayağa kalktım, ebruyu ayağa kaldırdım. Tıp ki hayal ettiğim gibi, düğünümüzden sonra duvağını açıp alnında öper gibi alnında öptüm. Kendine iyi bak kadınım diyebildim. Kendine iyi bak kadınım ...

O günden sonra ne aşık oldum, ne adam gibi mutlu oldum. Çocuklar, gençler, kardeşlerim, benden büyük olanınız varsa abilerim. eğer ben bu olayı yaşamasaydım, hayatta en büyük şansın aşk olduğunu düşünürdüm. Böyle bir olayı yaşadım ve artık eminim ki hayattaki en büyük miras dost ve dostluktur. Hikayemi burada izninizle bitirmek istiyorum. ama eğer okursanız size ufak bir tavsiye vereceğim. En başta hikayeyi trolleyenler için bana destek oldunuz, mesaj attınız onların adına özür dileyenler oldu. inanın hepinizi çok seviyorum, çok harika insanlarsınız siz. Şimdi tavsiyeme gelirsek, Ne olursa olsun, neyi bulursanız bulun, hayatta ki en iyi şeyi, dostunuzu asla satmayın. Ebruyla artık görüşmüyoruz fakat Fatih benim hala yanımda. Dost herşeydir. Dinlediğiniz, benimle birlikte biraz üzüldüğünüz için, her şey için çok teşekkür ederim. iyi akşamlar