hayat sevmek için çok kısa

dlnliyor musunuz dıbına koduklarım ?

reserve amk 5. sigaramı yaktım okumaya başladığımdan beri

Odaya girdiğimizde patronun bize attığı bakışı hiç bir zaman unutmam. okulda büyük bir haylazlık, yaramazlık yaptığımız zaman müdür bizi odasına çağırır, girdiğimizde nasıl bakarsa aynı o bakışı attı bize. Oo beyler, ne gerek vardı. bugün sizin izin gününüz neden geldiniz ya diyerek aklınca sitem etti dıbına koduğumun ayısı. Murat bey çok özür dileriz diye atladı bizim tıfıl Fatih. Dün akşam hakan ufak bir kaza geçirmiş tüm geceyi hastanede geçirdik diyerek gibko bir yalan attı ortaya fatih. Eh be oğlum öyle yalan mı olur, sadece elimde sargı var dedim içimden. Bunu duyan patronun yüzündeki kızgınlık ifadesini yarı yarıya şaşkınlık aldı

3. kat, patronun olduğu kata geldik. Çıktığımızda sekreter masasında kimse yoktu. gülsüm neredeydi acaba. Hazır o da yokken patronun odasına girmek için ilerlerken içeriden gülsüm çıktı. Bizi görünce yüzünde ki rahatlama ve korku ifadelerini rahatlıkla görebiliyordum. Ya hakan, fatih ne hallere düştüm, nerelerdesiniz ya insan bi söyler diyerek sitem etti. yine bir kızdan yemiştik tribi. Gülsüm muhabbeti hoş, kafa bir kızdır. Fatih hiç bir şey demeden elimi gösterdi. Elimi gören gülsümün şaşkınlığı iki katına çıkarak ikinci soruyu hakan ne oldu eline diyerek yöneltti

Hayırdır hakan ne oldu diyerek şaşkınlığını gidermeye çalıştı. Önemli bir şey değil murat bey, odamda ki gardolap üstüme devrildi diyebildim. Fatih o ara kendini gülmemek için öyle bir sıktı ki, elimde ki kanlı sargıdan daha kırmızı oldu dıbına koduğum. Vücudumda ve elimde kegibler var diyerek ikinci yalanı da attım ortaya. ee dıbına koduğum kafanda hiç bir şey yok derse ne deyecektim bilmiyorum ama o huur çocuğu patronda onu soracak akıl yoktu. Yüzünde ki kızgınlık tamamen gitmiş, şaşkınlık ve üzüntüyle Çok geçmiş olsun hakan bilmiyordum. Böyle durumlarda bize ulaşabilirsen her türlü yardımı yaparım dedi. Bu sözü duyunca kanım ısınmaya başlamıştı murata ama bu onun huur çocuğu olduğu gerçeğini değiştirmiyordu

Ebrunun evine gelmiştik. Zaten alışıktım bu eve. Girer girmez salona doğru yürüdüm oturdum salona. Arkamdan ebru geldi, oturdu yan koltuğuma. Hayatımda bağırmadığım kadar bağırdım. Bu kadar güçlü sesim olduğunu bilmiyordum dıbına koyayım. Anlat ebru diye bağırdım. Korkmuştu. Ben bile korkmuştum dıbına koyayım. Anlatıcam bağırma lütfen dedi.

Daha öncede belirttim. Dostunuz en büyük mirasınızdır. Ben üzülüyorum diye ebruyla konuşmaya gitmiş. Başka bir erkek çıkıncada boyuna posuna bakmadan üstüne atlamış adamın. Harika ulan bu adam. Bir tane.

@167 fışkırtmış.. saygılar

barzolarında kalbi varmış amg

Eve gitmeyecektim. Kadınım, ebru benden ayrılmamıştı. Bunu kendime anlatamazdım. Çıkardım telefonumu ebruyu aldım. Tam hatırlamıyorum 5 veya 6. çalıştan sonra alo hakan diyerek, üzüntülü ve yorgun bir sesle açtı telefonu. nerdesin ebru diye sordum. Hakan lütfen dinlenmek ve yalnız kalmak istiyorum. Lütfen anla beni diye cevap geldi. Bu sefer beklemeye niyetim yoktu. ebru geliyorum dedim. 3-4 saniye sessizlikten sonra offff gel tamam ya diyerek izni verdi

Ayrılık sözünü ebrudan duymayı hayatım boyunca beklemiyordum. Bu sözü duyunca bir daha şok geçirdim. Bir daha ayrılık sözünü kullanırsan belanı giberim senin diyerek ikinci küfürü ettim hayatımın, rüyalarının kadınına. Ağlamaya başladı. Ulan ben onu ağlayarak görmeye dayanabilir miydim ? Sus dedim. Hakan sen sus dedi. Ya hakan anla artık seni sevemiyorum dedi. Ne olur hakan kabullen dedi. Hayatımda aşağılanmaya alışmış bir insanımdır. Ama 23 senedir bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyordum. Ebru, sevdiğim kadın canımı inanılmaz derecede yakıyordu

Selamın aleyküm günaydın gençler. Burda olan 3-5 kişi varsa anlatmaya başlayabilirim

Hakan acıyor demesiyle kendime geldim. Her şeyi yapardım ona zarar veremezdim. Bıraktım kolunu. kolunu ovaladı. gel yukarıya dedi. Biraz rahatlama olmuştu içimde. Arkamı döndüm. Dışarda ve camda olan kalabalık ayıp, bu kadar olmaz sesleriyle dağılmaya başlamıştı. Ebru 10 adım önden, ben geriden onun evine doğru gidiyorduk. Benim biraz arkamda da o huur çocuğu gelip gelmemekte kararsızdı. Ebrunun Nolur bülent sen gelme demesiyle adının bülent olduğunu öğrendim. O andan itibaren bütün bülentleri gibesim geldi.

Camda olan kişilerin sayısı 10 a çıkmıştı sanırım. Hatta 2-3 tane de kadın çıkmışlardı. Komşular kendi aralarında ne oldu tarzı konuşuyolardı. Duyuyordum. Bu kadar ses arasından hayatımı adadığım kadının sesini duydum. Ebrunun sesiydi bu dıbına koyayım. Dünyada ki herkes konuşsa yine aradan ebrunun sesini çıkarırdım. Tekrar oraya doğru baktım ebru bu huur çocuğunun yanındaydı. Bir şeyin var mı diye soruyordu. Ebru diye bağırdım. Sabah sabah beni duymaması imkansızdı. Ama dönüp bakmadı. Hala o lavuk ile konuşuyordu. ikinci defa bağırdım

Dışarıya çıkanlar lavuğa vurdum sandılar sanırım ve onun yanına koştular. huur çocuğu gib gibi durmasına rağmen geriye çektiler. Beni o anda zorla çöp kamyonunun olduğu yere zütürdüler. Yaşlı olan abim tekrar ne oliyir hemşerim sakin ol iki dakika anlat dedi. içimden bir de sana olayı mı anlatıcam dıbına koyayım dedim. Susuyordum. Neler olduğu yeni aklıma geliyordu. Eminim demin olan olaylar istemsizce olmuştu

Saat 13.35'di. Ebrunun evine vardım. Koşa koşa yukarı çıktım. Ebru kapıyı açtığında hiç bir şey demeden Fatih'e noldu dedim. Hiç bir şey olmadı hakan sakin ol dedi. Ebru bunu dediğinde gözleri şişmişti. Belliydi ağlamıştı rüyalarımın kadını

Bilirsiniz çöpçülük, simitçilik gibi çok da yüksek maaşlı olmayan ve herkesin küçümsediği meslekleri. Asıl delikanlı abiler, kardeşler, Asıl yürekli insanlar bu mesleklerden çıkar. Bizi görmüş olacaklar ki kamyonu yolun ortasında bırakıp bizim yanımıza koştular. Koşma seslerini görünce onlara döndüm. Biri yaklaşık 35 yaşlarında esmer, zayıf, uzun boylu biriydi. Diğeri ise 55 yaşında, zayıf denilebilecek bir abimdi.

Yarım açık olan camı tam açtı. Bak buraya senin için geldim. Ebru evde. Dün geceden beri burdaymışsın. Korkmaya başladı. Aradı geldim. Ebruyla birbirimizi seviyoruz. Eskidin artık onun için dedi. Kafamda geçen gün izlediğim film gelmişti. Sözler aynı böyleydi. Ulan filmdemiydim dıbına koyayım. rüyaysa bir an önce uyanmak istiyordum. Ulan ne demek eskidim. Oyuncak mı bu işler huur çocuğu. diyebilmişim istemsizce. ağzını bozmana gerek yok sözü ile emin oldum söylediğime. Belliydi, Ankara çocuğu değildi bu. yoksa bu kadar küfüre illa ki kavga çıkıcaktı. Zengin bir lavuktu, belliydi. Ben ömrümden ömür alan kadından ayrılırken, bu huur çocuğunun sakince tavırları devreleri yaktı bu sefer. Ne olduğunu bilmeden arka cdıbına yumruk attım. Kırıldı dıbına koduğumun camı. Camın kırılınca refleks olarak kendini dışarıya attı. ikinci yumruğun ona geleceğini hissetti sanırım. Direk uzaklaştı benden. O sırada saat 7 olmuştu sanırım. Ankarayı bilen bilir. Bu saatlerde çöp konteynırları temizlenir. Büyük bir çöp kamyonu mahalleye girdi.

Fatih tekrar bizim eve çekti arabayı. Eve girdiğimizde kalan 1 bira vardı. Açtım 2 bardağa bölüştürüp birini fatihe birini kendime aldım. Son birayı içmeye başladık

yine çocuklar yine çocuklar. bıktım hepinizden cidden bıktım. bu türk halkı ile bir gib yapamayız kusura bakmayın ama, toplum olarak ne bir yere saygı ne de dikkat gösteriyoruz. bir çay alıp yazmaya başlıyorum