hayat sevmek için çok kısa

O günden sonra ne aşık oldum, ne adam gibi mutlu oldum. Çocuklar, gençler, kardeşlerim, benden büyük olanınız varsa abilerim. eğer ben bu olayı yaşamasaydım, hayatta en büyük şansın aşk olduğunu düşünürdüm. Böyle bir olayı yaşadım ve artık eminim ki hayattaki en büyük miras dost ve dostluktur. Hikayemi burada izninizle bitirmek istiyorum. ama eğer okursanız size ufak bir tavsiye vereceğim. En başta hikayeyi trolleyenler için bana destek oldunuz, mesaj attınız onların adına özür dileyenler oldu. inanın hepinizi çok seviyorum, çok harika insanlarsınız siz. Şimdi tavsiyeme gelirsek, Ne olursa olsun, neyi bulursanız bulun, hayatta ki en iyi şeyi, dostunuzu asla satmayın. Ebruyla artık görüşmüyoruz fakat Fatih benim hala yanımda. Dost herşeydir. Dinlediğiniz, benimle birlikte biraz üzüldüğünüz için, her şey için çok teşekkür ederim. iyi akşamlar

Bitti hakan. Özür dilerim ama bitti dedi. Bindi dıbına koduğumun arabasına. Şok sözü atlatamadan lavuk geri geri gitti. 5 yaşında vazoyu kırdım diye babamın attığı dayaktan sonra ilk defa ağlıyordum. Gözümden 2 yaş geldi. Sanki biraz önce giden megane bana çarptı, o derece halsizleşti ve tutmadı bacaklarım. Yere düştüm.

Anasını gibtiğimin alarmına küfür ede ede uyandım. telefonu ararken noluyoruz dıbına koyayım dedim. 10 saniyelik şaşkınlığın ardından nolduğunu hatırladım. Alarm 6.45'e kuruluydu.

vay be bi kucaktan bi kucağa ulan harbi kızlar hayat yaşıyor lan

yanımda olan, hikayeyi batıran insanlara kızan kişilere teşekkür ediyorum. Akşam başlayacağım ve bu gece bitireceğim hikayeyi.

bülent ersoyu da mı la

Çalışan adam 11.30 - 12 de yatmaya alışmıştır. Saat 2.30 oluyordu ve bünye alışmasından dolayı uykum gelmişti. Bu acının üstüne ne oldu bilmiyorum ama uykum gelmişti anasını gibiyim. Bindim arabaya. Burdayım dedim içimden. Yatırdım koltuğu. Uyudum

Arabaya indim. tek gidebileceğim yer olan Ebru'nun evine gitmeye karar verdim. Gecenin 2 sinde boştur ankara yolları. 15 dk'ya gittim ebrunun evine. Apartmanın 5. katında oturuyordu ebru. baktım lambalar yanmıyor. Ne olur ne olmaz diye gidip zile bastım. Yaklaşık 2 dakika boyunca basılı tuttum dıbına koduğumun ziline. Açan olmadı

tabi ben biraya pek alışkın birisi değilim 3 birayla züt oldum. sonra fatihe döndüm ve o kahkahayı patlatacak şeyi söyledim "gib beni fatih" fatih başta güldü sonra ciddiye aldı. sanki ebrudan soğumuştum ve hayatıma yeni birini bulmuştum. evet çocukluktan beri dostum olan fatihe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım.

dediği gibi 1 dakika sonra bir doktorla içeri geldi. günaydın dedi doktor. ağzımı açmadım. Fatih Günaydın dedi. gibtiri taktan yapmaya çalıştığım sargıyı çözüyordu doktor. Açtığında Hmmm dediğini duydum. Yüzüme baktı, yüzüne baktım ama konuşmadım. Halden anlayan biriydi sanırım ki soru sormadı. hemşireye tıp dilinde bir gibim anlamadığım ilaç isimleri söyledi. Hemşire gitti. tekrar geldi. odada hiç kimse konuşmuyordu. Hastaneydi bura dıbına koyayım. Ölü evi gibi sessizce pansuman yapıyordu. Ben bile sıkılmıştım

Kahvaltımızı ettikten sonra bindik arabaya. Saat 10 olmuştu. Şirkette Fatihle bizi gibeceklerdi. bunu ikimizde biliyorduk fakat gitmeyecektik bugün işe. En azından fatih bunu söylemişti. Gitmeyelim dıbına koyayım demişti. Canıma minnet lan zaten. Tekel bayiiler 10 da açık olmaz ankarada. Önce bizim eve gittik, biraz yattık. Saat 11.30 gibi fatih dışarıya çıkıp bir kaç bira aldı eve döndü

ulan zütveren, 19 sene oldu hayatına gireli. Büyük bir olay oluyor ve bana söylemiyorsun dedi. Anladım nedenini. Ebrudan daha çok trip atıyordu bu gibik. Ama dosttu lan. Şu hayatta ailenizden sonra en büyük zenginliğiniz sağlam 1-2 dost olur gençler benden size tavsiye. Ama 1-2. Gerçekten sağlam. Daha fazla değil

Bu sefer baktı ama bir şey demedi. Noluyor lan noluyor diye bağırdım. Koduğumun mahallesinde hatta ankara da ki herkes ve her şey susmuş bize bakıyordu sanki. Çıt çıkmıyordu. Buraya gel hakan dedi kurban olduğum kadın. Yanlarına koşar adım gittim. Ebruyu tuttum kolundan. Kolundan tutmamla beni tutması bir oldu huur çocuğunun. Ebruyu bırak diyecekti ki sen konuşursan ağzını giberim dedim. tekrar döndüm ebruya. neler oluyor ebru. Anlat yemin ediyorum yakarım burayı dedim.

trafik iyice artmıştı. Yaklaşık 25-30 dakika sonra kızılayda bir pastaneye çekti bu lavuk arabayı. indik, girdik bir mekana oturduk. 5 poaça, 3-4 simit, 2 de çay aldık. Konuşmadan yiyorduk. Fatihe bir şeyler olmuştu. Bu huur çocuğu böyle susmazdı. 12-13 saatten sonra bir gülme geldi bana. Nasıl gülüyordum anlamadım. Fatih konuşsana lan noldu dıbına koyayım derken gülmüştüm. Daha fazla dayanamadı o da. Hani birine sinirli olursunuz ama yine de gülersiniz ya, hah onun gibi güldü işte

Yaklaşık 15 saniye sarılı durduktan sonra Fatih giberim tamam ebrudan da ayrıldım yazarım şimdi sana diyerek kahkahaya boğdum ikimizi. O an yanımızdan geçen garson duymuş olacak ki istemsizce ve bize bakmadan o da güldü. Bu dıbına koduğumun kekosu gerçeğe bağlar diye de korkmadım değil

dostunuzun omzuna attığınız bir el vardırya, o güven duygusuyla elimi omzuna attım fatihin. yüzüme baktı. kardeşim dedi sarıldık. Bu zor anınızda böyle biri olunca yanınızda, giberim her şeyi. Buna bir şey olmasın diyorsunuz. ne olursa olsun diyorsunuz emin olun

fatih arıyordu. Evet dedim sarhoş kafayla bi yannan yaptı bu dıbına koduğumun oğlu. Ne yaptın lan ne oldu diyerek açtım telefonu. Hakan ben Ebru dedi. Ulan nolduğumu şaşırdım. 4.30 saat uyuyan, 3 birayı içen ben değilmişim gibi kalktım ayağa. Korktum. Ebru fatih nerde lan dedim. Yanımda bizim eve gelmen gerek dedi. Hay ananı gibiyim senin fatih diyerek çıktım evden

Fatih beni düşündü olacak ki itiraz edersen belanı giberim dedi. '' kalk gidiyoruz dedi. Hayır diyecektim ki konuşma hakan giberim belanı dedi. Zorla üstümü değiştirmeye gönderdi. Üstüme gömlek, kumaş pantolon giyip yanına gittim. Evde kimse yoktu. Büyük ihtimalle arabaya gitmiştir diye aşağı indim. Arabada beni bekliyordu. Bindim. ne ben konuştuk, ne fatih. Ankarada oturanlar bilir tekrar. Gazi hastanesinin acil servisine çekti arabayı. yüzyüze geldik, in dedi. indik girdik servise. Fazla dolu olmadığından hemşire bizi bir odaya alıp 1 dakika bekleyin dedi.

amk salağı yaşın 23 24 falan...

tama kanın yanıyor amk asalka gerizekalısı

bak koçum yaş 37

biliyorum kimse giblemez beni... bende senin gibi malık yaptım. 30 bin tl lik arabayı pert ettim. neyse uzun hikaye
bu yaşa geldim...

amk asalağı bak iyi oku>>>>> hiç bir huur amı zütü patlak için kapısına gitmem... bırakırsa taşağımı kaşır biramı içer sahile gider maçımı izlerim.
bak tekrar sölüyorum amı zütü patlak hiç bir kezban için gidip kendimi rezil etmem

güldüm lan yazdıklarını okuyunca
arabanın cdıbını kırma slonda bagırmalar

kezbanlar

en aşağılık bencil yaratıklardır
hiç ummadıgın anda senden sıkılı verir
arkadaşça konuşursun ve o uzaktan sevdigi birini anlatır
o bunları anlatır ama sanada garip şekilde sinyal gönderir
sen umutlanıp cevap verirsin
reddeder
ama yine sinyal gönderir
olum amlı kezbanlar bencildir. bak yine diyorum duygusuzdur. duygusunu dıbını öttürecegi erkege verir
hiç acımaz

akıllı olun yaa

Böyle durumlarda kalbiniz sayıp söver, binbir türlü şey söyler fakat ağzınıza gelmeden biter, söner o cümleler. hiç birşey diyemıyordum. Öylece susup dinliyordum ebruyu. Hakan seni 3 sene sevdim. Senden sonra hemen başka birini bulacak kadar şerefsiz değilim diyebildi Ebru. Dışarda gördüğün benim okuldan arkadaşım dedi. Bu söz nasıl bir duygu bırakıyor içinizde biliyor musunuz. Koca bir ev yanarken onu kovayla söndürmeye çalışan bir insanın umudu gibi. Biraz olsun rahatladım.