ertesi gün biraz geç gitmiştim işe, patrondan da haliyle bir fırça yemiştim, patronu salladım ve çalışmaya koyuldum, telefonumda herhangi bir mesaj yoktu beyler, öğlene kadar böyle gitti bu sürekli telefonuma bakıyordum çünkü merak etmiştim tuğçeyi ne tak yedi diye, en sonunda beklenen mesaj geldi, günaydın diye

t- günaydın *
• Günaydın mı öğlen oldu şunu tünaydın yapalım
t-her neyse işte dün çok fazla kaçırmışım herhangi bir olaya karıştıysam özür dilerim
• sen çok içince taşınmazsın ben sana söyliyim az kilo ver ( aslında kızın fiziği çok iyiydi beyler taşak geçmek maksatlı konuşuyordum nasıl olsa)
t- sen benim göbeğime takmışsın ama senin kulaklarını nasıl kapatıcaz (hafiften kepçelik olduğu için)
• he yani artık kusurlarımızla dalga geçilecek kadar muhabbetliğimiz var *
t- bence öyle
• tamam o zaman daha yakın konuşmaya çalışırım *
t- ne o alışamadın mı yoksa *
• yok kafamda başka şeyler var onlarıda sonra konuşuruz istersen ama rica ediyorum bu sefer az içerek *
t- peki öyle olsun *
• ben işimin başına tekrar geri döneyim yoksa 2. fırçayı yemek üzereyim müsait olduğumda mesaj atarım kendine iyi bak *
t-Peki, kolay gelsin *

en azından merak duygusu gitti içimden, ama herhangi bir şey hissetmiyordum ben tuğçeye karşı sadece arkadaş gözüyle bakıyordum beyler, hani bir kız gelir tanışmak ister atılırsınız ben bunu giberim dersiniz ya o his yoktu bende, kalpte bir kişi olunca gib herkeze kalkmıyor yani, tekrar işime devam ettim panpalarım, oturup kalkan çok olurdu gündüzleri, akşamları da pek iş olmadığından dolayı ben erken çıkarım, zaten ya denize girenlere satarız birayı ya da gavur amı gibi yakan güneşten bunalan müşterilerimiz açar birer kapak, düşük bütçeli iyi kazandıran bir iş yeri, rutin iş temposunu bitirdikten sonra, tekrar eve geldim beyler, duşumu alıp üstümü giyindikten sonra sahile doğru indim, canlı müzik yapan bir kafeye oturdum içki yoktu ama çay vardı oralet vardı dışarıya doğru bir masa buldum kendime, çayımı söyledim oturup bir yandan denizi izleyip bir yandanda şarkıyı dinlerken düşünceler aklımda birbirini gibiyordu, tamam eyvallah ben buralara kadar geldim ama buse ne yapıyordu memlekette, birbirimizi çok çabuk unutmamışmıydık, çok çabuk çıkmamışmıydık birbirimizin hayatından, yaptığım şeyleri ne kadar çabuk unutmuştu, hiçbirine bir tane anlam yükleyememiştim beyler, bu soruları tek çözecek kişi buseydi, ama mesaj atarsam tekrar gibik durumuna düşecektim, ve diyecekti ki ulan amcık hani umurunda değildim ?, bu muhabbetleri ben düşünürken karşımda sandalye çekildi, sandalyeyi çeken tuğçeydi beyler, kız gerçekten çok güzel olmuştu bu akşam daha farklıydı, büsbüyük gözlerine sadece kalem çekmişti ve o kadar çok yakışmıtı ki ona inanın bakamadım bile

• sen nerden biliyodun benim burda olduğumu
t- kuşlar söyledi ( arkadaşlarını kastederek)
• anladım *
t- güzel olabilmişmiyim *
• eh klagib türk kızı işte *
t- daha iyilerini buldum diyorsun yani
• yok bulamadım gözlerimi kapattım ben senelerce
t- nasıl yani
• boşver sonra anlatırım
t- hadi marinaya gidelim
• orada ne yapıcaz oturalım burda sıcak çay var işte
t- borçluyum sana(bar olayından bahsediyor aklınca)
• ne konuda
t-barda tek kuruş ödemeden çıktım ödemem lazım bu borcu *
• ne gerek var istersen burda da çayını ben söyliyeyim
t- yok burası olmaz marinada bildiğim güzel bir restorant var hadi gidelim biraz gezdireyim seni *
• tasmamıda tak kaçmayayım bari *
t- şakanın sırası değil hadi *
• peki ama ilk önce senin yanına yakışmam için eve gitmem gerekiyor *
t- tamam gidelim beraber hem öğrenmiş olurum

dedi ve yola koyulduk beyler, ikimizden de tek çıt çıkmadı yolda yürürken, zaten pek fazla konuşmayı sevmiyordum, ya da konuşacak konu bulamıyordum, söylediğim her bir kelimenin anlamı olmasını istediğimdendir belki bilemiyorum, eve vardık sonunda, içeri davet ettim, tuğçe salonda beklerken bende üstüme ona uyumlu olacak şekilde giyindim beyler dışarıdan gören iş adamı sanar aq, salona gittim tuğçeyi aldım ve taksi çağırdım marinanın yolunu tuttuk ikimiz, bilen bilir yalovada leman kültür vardır marina da ve gidilip görülmesi gereken bir mekandır beyler, oturduk bir masaya, garson geldi siparişlerimizi verdik.

t-susacakmısın
• ne konuşayım ki
t- gözlerinin neden kapalı olduğundan bahsedebilirsin mesela
• bunu anlattıktan sonra arkadaşlığımızın bozulmasını istemiyorum ben belki iyi geliyorsundur bir yerlerime
t- bozulacağını kim söyledi hadi bekliyorum

dıbına koydumun garsonuda bi gitmedi iki saattir

t- bekliyorum hadi *
• tamam anlatıcam meraklı melahat az bi sabır et destur çek
t- ben 7 aylığım hadi
• annene de yazık nasıl durdun içeride oda hayret etmiştir
t- konuyu saptırma

beyler şaraplarımızı içerken ya o sarhoş etmişti beni ya da şaraptan dolayı bi cesaret gelmişti bana her ne yaptıysam anlattım.

acaba mesaj atsam rahatsız edermiydim, bu başıma ne işler verir aq boşver eray zaten gurbettesin seni burda giberler zütünün üstüne oturamazsın gibi kendi kendime düşünmeye başladım beyler, 3. birayı açmış bulundum ve daha çok düşünmeye başladım, ulan hep ben mi gibilmeye mahkumum birazda ben gibeyim diyerekten açtım mesaj bölümünü girdim numarayı salladım mesajı

• Nasılsın
t-...

saate baktım 1 e gelmiş bu saatte uyumuştur diyip telefonu koyup içmeye devam ettim yaklaşık bi 10 dakika sonra mesaj geldi

t- mesaj atacağını sanmıyordum
• gördüğün gibi yazmışım ama
t- muhabbetimiz gene yarıda kalmasın da
• yarıda kesmek istesem mesaj atmazdım sanırım *
t- en sinir olduğum şeylerin listesini sana gönderirim bir gün
• bende ona göre ayağımı denk alırım demek isterdim ama kendim bile bayağı dengesizim
t- dünyada tek olmadığını da öğrenmiş oldun bu sayede
• doğrudur yarın ne yapıcaksın
t- biradan başka şeylerde vardır umarım çalıştığın yerde
• bizim orası biraz kazık telefon numaran var bence buluşmak için bir sebep yok
t- öyle olsun bakalım
• ben yorgunluktan uyuya kaldım hadi iyi geceler *
t- iyi geceler *

diyip muhabbeti bitirmiştik beyler, yorgunluktan ve biradan dolayı bende uyuya kalmışım zaten, ertesi gün işe gidip tekrar çalışmaya başladım, gibimsonik gibimsonik insanlar geliyordu beyler, ama kişileri tipine göre yargılayamazdım istemeyerek de olsa biralarını verip çalışıyordum bildiğiniz rutin çalışma temposu işte, akşama doğru işten çıkıp tuğçeye mesaj attım

• ben işten çıktım müsaitsen gel al beni
t- tamam da benim bildiğim erkekler almaz mı kızları
• tamam da buralarda yeniyim işte diretme gel
t- tamam neredesin
• çiftlikköy sahildeyim x kafede
t- peki geliyorum

evet beyler fazla yorucu bir iş yapmıyordum ama güneşde gavur amı gibi yakıyordu bedenimi, duş almadığımı unutup eve gittim zaten evle sahil çok yakındı, naciz bedenimi iki dakika tazikli suya tuttum tekrar kafeye gittim, gittiğimde tuğçe gelmiş çayını söylemiş bekliyordu bile tabiki telefona bakmayı unuttuğumdan dolayı mesaj yağmuruna da tutulmuştum ama bu ilgi çok fazla değilmiydi ? bence çok fazlaydı

t- nerdesin sen ?
• duş almayı unutmuşum evim yakındı sahile gidip duş aldım beklettim mi seni ?
t- biraz
• sürekli erkekler bekleticek diye bir kaide mi var az da siz bekleyin *
t- emrin olur ya *

diyip bir bara geçtik beyler yalova merkezdeydi zaten yalova da küçük şehirdi gideceğiniz yere max 45 dakikada varırdınız, fazla sürmeden bara geçtik bana da söylediği gibi vodka içmeye başladı, sanırım 3-4 bardak vodka içtik peşine tekila da gömdük, ve birayla kalan muhabbetimize devam ettik etmesine ama tuğçenin gözleri kapanmaya başlamıştı bile, benim başıma kalmasın diyerek onu bardan çıkarttım hatırladığı kadarıyla evi tarif etti taksici abiye, eve kadar çıkarttım, arkadaşlarına teslim ettikten sonra bende eve nasıl gideceğimi düşünmeye başladım, hesapda biraz kabarık geldi ama önemli olan para değildi beyler benim için muhabbetinin güzelliği yeterdi para kazanılırdı elimiz kolumuz tutuyor allaha şükür, neyse beyler bende bi taksiye binip evin yolunu tuttum ve kafamı vurup yattım zaten yeterince içmiştim.

buda küçük yudumlarla birasını içip beni izliyordu hala farkındayım beyler hani birisi sizi izler farkedersiniz ya ha o his işte öyle bir his var içimden gözümün ucuyla baktığımda da görüyordum zaten neyse beyler, peçete kalem istedi tuğçe, bıraktım önüne doğru tekrar temizliğe giriştim, işimi en fazla 20 dk sonra bitirdim, kalkıp baktığımda tuğçe masada yoktu ama bardağın altına kıstırılmış bi peçete vardı beyler bende jeton yavaş yavaş düşmeye başladı, belli ki bir şey yazılıydı o peçetede aldım cebime koydum hiç merak etmeden, bir bira açtım kendime oturdum biramı içtim o an zaten patron geldi, abi biraz yorgunum temizlik uzun sürdü işimi bitirdim geçebilirmiyim ben artık dedim, tamam kardeşim sen dinlen görüşürüz yarın deyip saldı beni, saldığı gibi evin yolunu tuttum, eve gittim beyler telefondan şu şarkıyı açtım https://www.youtube.com/watch?v=r7KKNnMQ6Dk kendime bir bira açıp kafa dinlemeye başladım, aslında bu kafa dinleme değildi, daha çok olanları tekrar edip kinlenmeme yardımcı olduğum bir seanstı benim için, ulan herkesin isteyeceği gibi bir hayat yaşıyordum ama hep birşeylerim ekgibti, hiç tam yaşayamadım hayatı diyordum kendi kendime, birden aklıma tuğçe geldi peçeteye yazdığı şeyler geldi, cebimden peçeteyi çıkardım, peçetede numara yazıyordu altına bir de küçük not düşmüş

"yanlış anlamanı istemem, benimkisi sadece muhabbet için" yazıyordu notta evet beyler dışarıdan bakıldığında hiç yollu tipi yoktu tuğçe de ama ülkemizde neleri mevcut hepimiz iyi bliyoruz, bu arada memleketimden gitmeden önce kendimi bildim bileli dostum olan emreye buse hakkında beni bilgilendirmesini istemiştim, gidip dershanede dövdüğüm çocukla konuşmuş mesaj geldi ondan

emre- kardeşim nasılsın
• iyiyim kardeşim hayrola
emre- bir hatır hal sormak içinde mesaj atamıyacakmıyız amk
• iyi yaptın kardeşim buralar iyi keyfim yerinde allaha şükür
emre- kardeşim şu dövdüğün elemanla konuştum ben aralarında birşey olup olmadığını felan sordum o mevzudan sonra zaten bir şey olamaz başıma bela etmek istemem dedi
• anladım kardeşim, artık benden çıktı ne halleri varsa görsünler
emre- biraderim biliyorum ama içine gömdün onu çıkartamazsın ordan
• sen nasıl dostsun aq ben umutsuzluğa kapılmıyorumda sen nasıl kapılıyosun anlamış değilim
emre- kardeşim benim ilkler sıkıntıdır

yazdığı mesaja daha cevap vermedim beyler zaten kafam bi dünya dolu birde şimdi yazmaklamı uğraşıcam dedim kendi kendime tekrar tuğçeyi düşünmeye başladım

devam ediyorum beyler, bahar yaklaşmak üzere bilirsiniz günümüz havaları gibi oluyor, akşamları genellikle soğuk olur yalova bu aylarda bilenler bilir, neyse panpalarım ben iş arayacaktım ama bir yandan da aklım memleketimdeydi, annemle telefonda konuştuk iyi olduğumu iş arayacağımı belirttim telefonu kapattık, iş arayacaktım ama beyler inanın dünya gibimde değildi, allah nasıl olsa rızk verir durumundaydım, cebimde belirli bir miktarla gitmiştim beni sallardı 1 ay kadar, neyse beyler yalovada bulunan aile dostlarımızla da görüştükten sonra evin elektriğin suyunun açılması lazımdı, onları da hallettikten sonra ben kendi kendime yaşamaya başlamıştım o evde beyler, yaz zaten yakındı fazla değil 1 ay sonra yalovaya yazlıkçılar araplar gelicekti, bende çalışıp parayı ezmeye başlayacaktım, bunun hevesiyle günler günleri kovaladı, sonunda sezon açılmaya yakın canlılık gösterdi yalova, ama birşeyler hep ekgibti panpalarım, kolay değildi yaşadıklarım, artık ne tak yerse yesin diyordum kendi kendime ama açılan bira kapaklarının haddi hesabı yoktu, içerdim ama zararım kendimeydi öyle huur çocukluğu yapmazdım asla, sezon açıldı beyler, bende barlarda iş kovalamaya baktım, bilen bilir, yalova çiftlikköy taraflarında sahil kısımlarında böyle bara benzeyen içki satışı yapan mekanlar bulunur en sonunda orda bir yerde işe girmiştim, amaç kafa dağıtmaktı beyler olanları az da olsa kafamdan silebilmek, çalışmaya başladım sezon yeni başladığı için pek kimse gelip gitmiyordu bende bira açıp içiyordum kendi kendime tezgahın başında müzik felan dinliyordum, biri kız geldi tezgahın önüne oturdu bir bira söyledi, birasını içti bende işimle ilgileniyordum, bir bira daha açarmısın dedi ama önündeki bira bitmemişti daha, herhalde arkadaşı felan gelicek hesabına bir bira daha açtım koydum, işle ilgilenmeyi kesmeyecekmisin dedi, arkama döndüm şaşkın bir suratla baktım ne diyor bu aq diye elimdeki bezi attım kenara yanına doğru gittim, ben tezgahın arka tarafındayım o da ön tarafındaydı beyler, yardımcı olabilirmiyim dedim

• yardımcı olabilirmiyim ?
t- sohbet ederek yardımcı olmaya çalışabilirsin, biranı söyledim ben
• muhabbet etmek isterdim ama, çalışmam gerekli
t- ikinci birayı içebileceğimi sanmıyorum
• ne yapmam gerekli ?
t- en azından birayı bitirip muhabbeti kesebilirsin
• peki öyle olsun o zaman

diyip masaya oturdum beyler, kız türkiye şartlarına göre güzel sayılabilirdi beyler, kezbanımsı tavırları felan da yoktu muhabbeti de sıkıydı bunlar benim düşündüklerim

t- ne zaman başladın ?
• 1-2 gün kadar oluyor
t- burdamı yaşıyorsun peki
• hayır x şehrinden geldim, burda yazlığımız vardı, sıkılıp buralara kadar gelebildim, bir şey daha var ne diye hitap edeyim sana ?
t- pardon kendimi tanıtmayı unuttum ben tuğçe
• memnun oldum eray
• peki sen burda ne yapıyorsun buralımısın ?
-yok hayır istanbulda oturuyorum burda okuyorum, arada sırada gelirim buralara arkadaşlarımın yanına, onlar burda okuyorlar
• peki anladım, birayı bitirdim sanırım artık kalkabilirmiyim
t- söz verdiğim gibi sözümü tutarım *
• teşekkür ederim *

muhabbet böyle gelişti beyler, o muhabbetten sonra pek giblemedim bakmadım onun oturduğu kısıma, ben çalışmaya devam ettim, o da birasını küçük yudumlarla içmeye ve beni izlemeye devam etti, zaten başımda bi bela vardı aq ikincisiyle uğraşmak hiç içimden gelmiyordu