neyse devam ediyorum panpalarım sizi daha fazla bekletmeyeyim.

salondaydık beyler zaten kanepe de uyuya kalmışım ben tuğçe de filmi izliyorum sanıp kapatmamış en son uyuduğumu anlayınca kendini çekip üstümü örtmüş fazla uyuyamadım zaten beyler, yattığım yeri yadırgarım ben hep başka yatakta felan yatarsam gecede sürekli uyanıp etrafıma bakar tekrar yatarım öyle bir huy var bende de, tuğçe üstümü örtmüş karşımdaki kanepe de kıvrılmış uyuya kalmıştı, midem kazındığı için mutfağa yöneldim dolaptan çıkarttığım kahvaltılıklarla iki lokma ekmek koydum ağzıma, telefonumu çıkarttım nedensiz bir biçimde ben bile hatırlamıyorum telefonumu çıkarıp mesaj kısmına neden girdiğimi neyse beyler, ilk başta buseden gelen mesajları gördüm ki böyle bir mesaj yoktu benim telefonumda, ben uyuduğumda buseden gelen mesaja tuğçe yanıt vermiş

-nasılsın ?
t-tanıştığıma memnun oldum
-ne demek istiyorsun eray
t- ben eray değilim, kendimi takdim edeyim tuğçe ben
-sen kimsin erayın telefonunun sende ne işi var ?
t-şuanda eray kanepe de uyuya kaldı, üstünü örttüm ve telefonuna senden gelen mesaja ben cevap vermek istedim
-sen beni nerden tanıyorsun ?
t- erayın gözlerindeki burukluğun nedenisin sen, neden tanımayayım ki
- ne demek istiyorsun açık konuş
t- buse ben seni az çok erayın anlattığı kadarıyla tanıyorum, sen beni tanımıyorsun, ki zaten konumuz şuanda sensin, açık konuşacağımı bilmeni isterim, ki zaten saman altından su yürüten biri varsa oda sensin, eray yalovaya neden geldiğini anlattığında onun yerine ben ağladım, aynı acıların anavatanıydık çünkü ikimizde, sana nasıl tanıştığımız hakkında birşey söylemek istemiyorum, kendisi benden bahsetmemiş olabilir, erayı kırdığın yetmedi mi peki, hala mesaj atıyorsun
-seni tanımadığım için herhangi bir hakarette bulunmayacağım, eray uyandığında mesaj attığımı söylersin
t- tabii ne demek

bayağı kızışmıştı ortalık, ama tuğçenin benim özel hayatıma müdahale etmesi normal değildi beyler, bu arkadaşlık arkadaşlıktan öteye gitmeye başlamıştı belliydi bu, sürekli düşündüğüm için gözlerimi bir noktaya kitlerdim bende, tuğçenin uyanıp beni bulması uzun sürmemişti ki sesiyle altıma da sıçmıştım zaten, ve olanları öğrenmek için konuşmayı gene ben başlatmıştım

t- uyanmışsın
• evet uyuduğumda çok şeyler olmuş belli ki
t- gördün mü mesajları
• görmeseydim böyle tepki vermezdim emin ol
t- eray daha fazla kırılmanı istemediğim için konuştum ben buseyle
• haklısın ama, kırılan benim sen neden telaşlanıyorsun ki
t- telaşlanıyorum çünkü daha fazla kırılmanı istemiyorum, çünkü sen kırıldıkça kırıkların bana batıyor, çünkü sen kırıldıkça kalbinde olan yerim darlaşıyor çıkamıyorum işin içinden
• tuğçe benim hakkımda ne düşünüyorsun
t-ben düşünemiyorum artık eray
• zaten bunları düşünmeden yaptığın belli tuğçe, hayatıma müdahale etmeyeceğin konusunda hem fikir olmamız gerekiyor anlaşılan
t- eray ben seni sadece arkadaşım olarak görseydim zaten o mesajları görüp cevap yazmadım
• peki ben senin arkadaşın olarak ne yapabilirim bu duruma
t- ben sen olsaydım beni sevmeye çalışırdım
• neyse tuğçe bütün bunları ayık kafayla çekemem
t- haklısın

deyip dolaptan vodkayı çıkardım beyler, içim acıyordu artık aq, artık kafam başka bir soruyu alamayacak kadar doluydu, hiçbir şeyi düşünemeyecek kadar ağırdı kafam, kalbimde buse vardı, ama en yakınım tuğçeydi ne yapacaktım ki ben

bilemiyordum beyler zaman vermem lazımdı kendime, çok zor şıklardı ikisi de yarın bir gün hayatımı gibip giden ikinci bir isim tuğçe olabilirdi, hayat en fazla kaç defa gibilirdi ki, zaten herşeyi boşvermişlikle bunları düşünürken bir yandanda vodkayı su bardaklarına koyuyordum, içilmezdi ama yangın büyüktü, vodkaları doldurup bir bardağı önüne koydum birayı bile yavaş yavaş içen kız fondip yaptı vodkaya, bu kez buz dolabının soğutucusunun sesinden başka hiçbir ses yoktu etrafta, birbirimize bakmıyorduk bile ikimizde vodkayı sek fondip yapıp bardağı masaya bırakıyorduk, ayağa kalktı beyler, parmak uçlarıyla destekledi ayaklarını elleriyle tuttu kafamı, hiçbir söz söylemeden dudaklarıma verdi nefesini, ne kendisi konuştu ne beni konuşturdu, alıştırdı nefesine ilk önce, sonrasında parmak uçlarıyla bir elini beyincik tarafıma koyarak çekti beni kendine, dudaklarında buldum dudaklarını, dedim ya beyler hiçbir söz söylemeden ve söylettirmeden alıştırdı dudaklarına, benim amacım ne dudaklarıydı ne de iki bacağının arasındaki yarıktı, umurumda değildi bana sundukları, beyler oturup olgunca düşündüğünüzde sexin sadece anlık olduğunu sizde anlayacaksınız, neyse beyler ben öpüştüğümüz an içerisinde buseyi düşünüyordum, belki yaptıklarım ona ihanet etmekti, ya da şöyle diyelim tek taraflı saf sevgime ihanetti, çünkü buse ağzıma sıçıp bırakmıştı yarı yolda beni, evet intikam olarak kullanabilirdim tuğçeyi ama çok kırılmıştı, belliydi saçlarından, gözlerinden, öpmeyi abartmadan kibarca dokundum dudaklarına, ellerimi tuttu, ben seninle mutlu olmak istiyorum sözleri döküldü ıslak dudaklarından

t- ben seninle mutlu olmak istiyorum, olacaksa bu seninle olsun
• tuğçe şuanda yaptığım ihanet sayılır mı
t- objektif olarak cevap vermem gerekli sanırım
• mümkünse
t-peki o zaman, yaşadıklarından yola çıkarsak eğer, mutlu olmayı hak eden isim sensin bu hikaye de, biliyorum kalbinde bir buse olamam ama burada ümitsizliğe düşmemeliyim, baştan kaybetmek istemiyorum seni
• söylediğin her sözü kayıt ediyorum gönül günlüğüme

deyip bu sefer ben öpmeye başladım salonun gecelikleri kapandı beyler, bu sex daha çok romantizm içerikliydi benim için mutluluk çok yakınımdaydı, elimi uzatsam gelir, kahrımı çekerdi, elimi uzatsam göz yaşlarını silebilirdim, kalbindeki tüm kırıkları temizleyebilirdim, elimi uzattım ilk önce parmak uçlarıma dokundu dudakları, ardından boynuma, ne yapılabilirdi ki bende göğsünün üstünü öpmekle yetindim, birbirimizi soyup soğana çevirdikten sonra, uzun bir süre öpüp durduk kırılmış yerlerimizi teker teker, yaşanması gereken şeyler yaşandı, mutlu bir sabaha uyanıldı.

o tek kişilik kanepe de nasıl iki kişi uyumuşuz hala çözemem aq, ama hayatımda iyi giden tek şey tuğçeydi, belliydi göz kapaklarından, mutluluk görecelidir yaşa göre, ama hangi yaştan bakarsanız bakın mutluydum lan sonunda, belki varlığından dolayı mutluydum, belkide bana hisettirdiği güvenden dolayı, ama hiçbir zaman yüzüne karşı mutlu olmadım, hep içimde patlatıyordum havai fişeklerini, biliyordum çünkü yüz verirsem zütüme incir ağacı dikebilirdi tuğçe de, her kız böyle değilmiydi zaten, neyse beyler günün aydınlığıyla kahvaltılıkları masaya koydum iş saatimden çok daha erken kalkmıştım rahattım o yüzden, güzel bir çay demledim, domates salatalık olsun istedim manava uğradım, eve tekrar geldiğimde tuğçe hazretleri çoktan uyanmıştı, herşeyi istediği şekilde yapmıştım sanırım öpücükle ödüllendirildiğime göre öyle olması lazımdı

t-tamam ben bunu da gördüm ya gözlerim açık gitmem
• boynumun borcu o benim : )
t- erken kalkmışsın bayağı randevun felan mı var : )
• yok rutin iş temposu bildiğin gibi içki ver içki iç işte çok boşladım bu aralar zaten ha kovuldum ha kovulacam
t- sana iş mi yok güzelim : )
• bana mı yavşıyosun sen : )
t- her zaman ki gibi : )
• her zamankinden farklısın bu sabah bende : )
t- rüyamda görsem inanmazdım, inandırdın teşekkür ederim : )
• hadi ben sigara içiyorum televizyon karşısında gel iki sabah programı izleyelim de neşemiz yerine gelsin : )
t- geliyorum birazdan *

beyler, bilirsiniz sabah programlarında olan entrika bizim yaşantımızda yoktur aq, her zamanda taşak geçmek için bakarım artık bi hobi haline getirmiştim anlayacağınız, telefonuma bakındım, herhangi bir mesaj yoktu buseden, olmasını da istemiyordum aslına bakarsanız, artık ne kadar eskisi gibi olabilirdik ki, unutamam yaptıklarını, ama her zaman kalbimin baş köşesinde adı durur, bu şimdi bile öyledir beyler, tuğçeyle sabah programlarına bakıp taşak geçme keyfini de yaşadığıma göre işe gitme vakti gelmişti, iş yerine gittiğimde barın dıbına koyulmuştu beyler, harabe gibiydi ortalık, tezgah komple yerdeydi, hadi bunu fırtına yaptı desem illaki farkında olurdum fırtınanın, bu işin içinde bir bit yeniği vardı, patron tezgahın başındaydı zaten

• abi geçmiş olsun hayrola ne oldu buraya ?
& dıbına koydumun çocuğu gece gelip tezgahı yıkmış olan bu
• abi olay ne ki müsade varmı olayı öğrenmeme
&amcaoğlu biraderim, geçen gelip yüklü bir miktarda para istedi olduğunu da biliyor, bende boşuna heba edecek diye vermedim esirgedim paramı, karıya kıza yedirecekti huur çocuğu biliyorum
• abi geçmiş olsun diyelim

evet beyler, iki kuruş kazanıyorduk onunda dıbına koydular, patron sadece bar işiyle uğraşmıyordu beyler yalova merkez de iki üç tane de kafesi vardı herifte para taktu ticaret aklıyla da işlerini geliştiriyordu, dul karı ayakları da vardı ne tak olduğu bilinmeyen karılarla sahile gelir içer gibtir olup giderdi, ama iyi adamdı vesselam, ee şimdi ben ne tak yiyecektim açıkta bırakırmıydı meçhul, tezgahı toplamaya ortalığı temizlemeye koyuldum, ordaki işi bitirdiğimizde sen gidebilirsin kardeşim dedi, cebime de 500 600 lira kadar bi para koydu, ben seni haberdar edicem deyip gönderdi beni, bende zütüme bakarak tekrar tuğçeye geri döndüm

• ne yapıyorsun
t-evdeyim etrafı topluyorum, herhalde ya kovuldun ya da boşsun
• sorma ya bizim ekmek teknesini harabeye çevirmişler
t-hayrola ne olmuş
• bilmiyorum bizim patronun amcaoğluyla arasındaki meseleler para istemiş vermemiş felan filan intikam amaçlı oynanan oyunlar
t- geçmiş olsun ne yapmayı düşünüyorsun
• boşsan geliyim diyecektim
t-bizim kızlar birazdan gelirler istersen ben geleyim sana ?
• olur o zaman ben eve geçiyorum
t- tamam işlerimi bitirdikten sonra ben sana mesaj atarım
• peki o zaman kolay gelsin

beyler moral gene sıfırdı bende, ulan iki kuruş kazanıp gül gibi geçiniyordum, ne gereği vardı oç amcaoğlu neler yapıyorsun sen öyle demekle yetindim kendi kendime, eve girdim duşumu aldım, duşun etkisiyle ağır basan uyku kaçırmadı beni kendinden uyuya kalmışım