Dinledikçe şaşkınlığımı koruyamadım, önceden büyüklerin söylediklerine hak verdim iyilik yap at denizeydi babamın yaptığı, yıllar sonra oğluna yaramıştı nerden bilecekti ki, ya işte böyle genç adam dedi, insana hayatın neler getireceğini bilemeyiz baban benim çok yakın bir arkadaşımdı paranın değiştirmediği nadir insanlardan biri, o kadar imkanı varken düşüncesizlik etmedi ve kimseyi hakir görmedi , senide öyle görüyorum bugün ofise geldiğinde karşımda seni gördüğüme şaşırdım, dünya gerçekten küçükmüş diye içimden geçirdim, sana yardımcı olmak istiyorum ve sonuna kadar arkandayım dedi, ben artık kalkıyorum davetin için teşekkür ederim diyerek evden çıktı

Edit: Kusura bakmayın geç yazmak durumunda kaldım 1 saat sonra hızlı bir şekilde devam edeceğim burda olanlara teşekkür ederim lütfen isyanınızı tatlı bir dille belirtin küfür etmeye gerek yok birbirimizi kırmayalım teşekkürler

Çocukluğum film şeridi gibi geçti gözümün önünden, babam büyük adammış dedim onu hovardalıklarıyla tanıdığım için, ciddi anlamda üzüldüm yaptıklarını bilmiyordum sadece bundan haberim olmuştu ve onuda henüz yeni öğrenmiştim, belki yapıpta bilmediğim daha nice şeyler vardı ama ben bilmiyordum, gerçekten babama olan sevgim çok farklı bir boyut aldı yüce bir adam olduğunu öğrendim, yaptığı kötülükleri gerçekten istemeden yaptığını farkettim , anne ve baba dolduruşuyla hareket etmişti, bu da onun saflığından kötü düşümediğindendi insan annesiyle babasına inanmaz güvenmezse sırtını yaslayacak kimi kalırdı ki,

Bir iç çektim ve bir sigara yaktım viskimi tazelemek için mutfağa gittim tezgaha yaslandım ve gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım, anılar gözümde canlanıyordu ilk aşkım geldi gözümün önüne, çok seviyordum ciddi anlamda çok aşıktım bir şeyi çok istersen olmazmış ya o da olmamıştı zaten yaptıklarım geldi sonra aklıma muzip muzip gülmeye başladım ne kadar deliymişim diye geçirdim içimden hiç unutmam, ayrılmıştık ve yollarımız bir daha kesişicek türden değildi önce yollar girdi aramıza sonra denizler, birgün gezerken gözüm birine takıldı arkadan görüyordum tam net değildi ama uzun dalgalı kahverengi saçları vardı, ne güzel kızmış diye iç geçirdim içimden giderek yaklaşmaya başladım fakat düşündüğünüz gibi abazanlık değildi amacım aynı yolda gidiyorduk ve adımlarımı yavaş atmayı sevmediğimden aradaki mesafe haliyle azalıyordu 10 en fazla 15 adımlık bir mesafe kaldı aramızda yoldan geçen birine selam verdi, o ana kadar herşey normaldi fakat ,o ses , o sesi nerde duysam tanırım bu oydu hemen yolumu değiştirdim , her mahallede bir fırlama olur ya bizimkinde de vardı haliyle hemen gittim yanına yengen gelmiş dedim hemen söylediklerimi ilet ona (callmemaybe59 abim seninle ... Yerde ... Saatte buluşmak istiyor ) ve bana haber ver dedim cebinede bir dondurma parası koydum 1 saate geldi yanıma tamam abi ayarladım dedi. Ne yalan söyliyim hiç olucak gözüyle bakmamıştım çok kötü ayrılmıştık neticesinde, her neyse eve gittim erkenden yattım sabah kalktım en güzel kıyafetlerimi giydim parfümümü sıktım ve başladım koşuşturmaya önece direk mekana gittim mekan 2 katlıydı yerin sahibiyle konuşup 2. Katı kapattım oradan çiçekçiye koca bir buket çiçek yaptırdım küçük te bir not yazdım ve çiçeğe iliştirdim hemen mekana gidip çiçeği tatlıların olduğu dolaba koydum solmasınlar diye, teybede bir kaset koydum içeri girdiğinde yukarı çıkıcaktık garson çiçekleri masaya getirecekti bende sinirli bir şekilde çiçekleri alıp notu okuduktan sonra ona vericektim garson o sırada teybi açıcaktı

Ayten Alpman dan söyle buldun mu çalacaktı herşey hazırdı,bir çay söyledim ve beklemeye başladım daha buluşmaya 2 saat vardı sohbet muhabbet derken buluşma saati geldi çattı oradaki herkesin durumdan haberi vardı , saatler geçti, geçti ve geçti saate baktığımda 4 saat kadar gecikmişti ama heran gelecek gibi bekliyordum, bir yandan da konuşulanları dinliyorum bu çocuğa yapılır mı bu yazık, diyenler bir hayli fazla sinirlendiler haliyle, bende sinirlendim ama bir umut bekliyordum hava karardı ve saat bir hayli geç oldu mekanda bir tek ben kaldım garsonlar temizliklerini yapmıştı ve artık kapatacaklardı abi artık kapatıyoruz sıkma canını olsun dedi biri, saol kardeşim dedim paltomu aldım hesabı ödedim tam çıkıyordum garson seslendi abi çiçekleri unuttun dedi, arkama döndüm ve çiçekleri aldım, 5 6 adım ileride bir çöp konteyner ı vardı çiçekteki notu cebime koyup salladım çöpe, güzel bir kazık yemiştim ama inanır mısınız o notu hala cizdanımda taşırım,

Edit: Çok fazla ayrıntıya giriyorum farkındayım ama sanırım trend gibi bir amacım olmadığını herkese kanıtladım, burda 3 5 kişi var okuyor ve bende yazıyorum, siz okuduğunuz sürece yazıcam, ayrıntıyla ilgili bir sıkıntınız olmadığı sürece de devam edicem, ama kısa kes derseniz son 3 partta bitirip sözlüğü bırakırım

O sırada elime dokundu biri gözlerimi açtım alara yanımdaydı nabıyosun burda dedi, hiiiç dalmışım öyle ya dedim sen ne yaptın inmedin aşağı dedim, yok ya inmek istemedim birşeyler konuşuyordunuz bölmek istemedim bende dedi, hmm gel bakalım dedim kendime doğru çektim onu bir buse kondurdum ve sarıldım, hayatıma giren ve herşeyi değiştiren güzel kadın seni çok seviyorum dedim, bende seni herşeyim dedi hadi yatalım geç oldu, yorulmuşsundur diye ekledi yukarı çıktık kendimi yatağa attığım anda uyumuşum sabah kalktığımda yanımda mışıl mışıl uyuyordu, eşofman larımı giydim ve evden çıktım sitede küçük bir yürüyüş yapmak istedim, dışarı çıktığım gibi günaydın efendim diye hep bir ağızdan korumalar karşıladı , henüz alışmış değildim zamanla alışacaktım ama günaydın beyler dedim, yürümeye başladım iki tanesi sağlı sollu peşime takıldı, çok sık boğaz oluyordum alt tarafı bir kaç tur atıp gelicektim, noldu diye seslendim yok bir şey efendim sizinle geliyoruz dediler, ya ne gerek var arkadaşım surda alt tarafı iki tur atacağız kim ne yapacak diye çıkıştım, ama emiri benden değil kalender abiden almışlardı belli, maalesef efendim sizi yalnız bırakamayız dediler ve arkamdan gelmeye devam ettiler yürüdükçe insanların bana bakışlarını süzüyordum aylar önce beni polise şikayet edicek insanlar şimdi bana selam veriyordu insanlar kalıba göre şekil almayı çok iyi biliyorlardı , bi süre yürüdüm eve döndüm Yoruldum haliyle sigara var alkol var bünyeyi biraz açmak lazım bu yürüyüşlerle, yukarı çıktım duş aldım giyindim alara hala uyuyordu belliki baya yorulmuştu

Edit : yarın devam edeceğim rezleri alın görüşmek üzere iyi geceler

Uyandırmadım, biraz yalnız kalmak istediğimden dışarı çıktım malum evden çıkar çıkmaz peşime toplaşıyolardı ama, yapıcak bişey yok, bindim arabaya sürmeye başladım 2 tanesi da peşimden takip ediyorlardı, yaklaşık 2 saat kadar sürdüm benzin bitmek üzereyken bir akaryakıt istasyonunda mola verip depoyu doldurdum, sonra yola devam ettim fakat fütursuzca sürüyordum nereye gittiğimi bilmeden telefonum çaldı arayan rızaydı nereye gidiyorsun dedi , bilmiyorum öyle sürüyorum biraz yalnız kalmak istiyorum dedim, tamam arkadaki araç bizden bilgin olsun dedi, lanet olsun zaten biliyordum, evet evet biliyorum dedim ve telefonu kapadım şimdi biraz eğlenecektim, trafik olağan gidişatını korurken adrenaline ihtiyacım olduğunu hissettim ve gazı kökledim çok süratli gidiyordum, makaslarda cabası , arkamdaki arabaya izimi kaybettirdim 10 dakika geçmeden telefon çaldı arayanın rıza olduğunu görünce açmadım sürmeye devam ettim 3 saat kadar böyle gittim güzel bir yerleşim yerine geldim, yazlık mekanlarıyla ünlü bir yerdi karnım da biraz acıktığından arabayı sakin kuytu bir restoranta çektim güzel bi lüfer söyledik ten sonra yanına da 35 lik bir Tekirdağ rakısı istedim , biraz kafa dinlemeyi haakediyordum

Siparişim geldi bir sigara yaktım balığa hiç dokunmadan rakıyı bardağa koyup 2 tane buz ekleyip bir yudum aldım, denize vuran dalgalar, martı sesleri , bardaktan gelen anason kokusu hepsi bir uyum içindeydi sigaranın dumanı arşa yükselirken adeta dans ediyordu , bu güzelliği telefonun çalması bozsada aldırış etmeden, devam ediyordum, garsonu çağırıp çalan şarkıyı değiştirmesini istedim, belki tahmin etmişsinizdir ama yine de söyleyeyim Ayten Alpman dan söyle buldun muyu çalmasını istedim, neden istedim bilmiyorum ama biraz nostaljiden kimseye zarar, ziyadesiyle iyi gelir hatta, lakin telefon susmuyordu bu kez de alara aramıştı telefonu açtım bana bağırmaya başladı, nerdesin sen meraktan öldüm, kimse nerde olduğunu bilmiyor ne yapmaya çalışıyorsun sen, bir ton bağırdı çağırdı, ses biraz kesilince konuya girdim biraz yalnız kalmak istediğimi endeşelencek bir şey olmadığını ve döneceğimi söyledim aldığı cevaptan pek memnun olmamakla beraber telefonu kapadı bende yemeğimi yemeye başladım, gün biraz ağırmaya başladı, sırtımı yaslayıp kendimi şarkıya dalgalara ve rakıya bıraktım

Kimler geldi hayatımdan kimler geçti hiçbirisi hasretini gidermedi en güzeli senin kadar sevilmedi, dizelerini işitmeye başladım, naçizane bir ortam yakalamıştım, gün batımını önümde rakımla izlerken fondan Ajda pekkanın yegane şarkısı kulaklarımda dalgalanıyordu, bütün olumsuzlukları kafamdan sildim hiçbirini düşünmek istemiyordum, geçmişi geleceği yaşananları ve yaşanacak olanlara dair hiç bir şeyi düşünmek aklıma getirmek istemiyordum herşeyi sildim kafamdan an'a ayak uyduruyordum, sahilde yürüyenleri izliyordum, güneşin batışına aldırış etmeden denizde oynayan çocukları, ağaç altında öpüşen gençleri... Birçok kişinin sahip olamayacağı şeylere sahiptim belki ama ne düzenli bir hayatım ne de arkamda olduğunu bildiğim akrabalarım vardı, her şeyin belirli bir yaşı vardır yaşanması gerekenleri oraya sığdırabilmek herkesin harcı olmadığı gibi, benimde değildi, ne kadar hatırlamak istemesem de, yapılanların ve açılan yaraların unutulması, hiç bir şey olmamışçasına devam etmek zordu ve olmuyordu, elbet bir yerden yakalıyordu seni, bazen bir şarkı, bazen iki satır söz, bazende bir duble rakı , gözlerini kapatıp üçe kadar sayınca herşey unutulsa keşke... Zaman ilerledikçe ilerledi, çalan şarkılar ve dalgaların sesi hiç farkettirmedi, gece yarısı olmuş mekanın ışıkları azalmış ve insanlar gitmişti bir tek ben kaldmıştım, garsonu çağırdım hesabı ödedim , yanıma gelen 15, 16 yaşlarında bir gençti içeri doğru baktım kimsenin masaya bakmadığı anda cebine iki yüzlük sıkıştırdım , abi hiç gerek yok gerçekten dese de, ses çıkarma dedim bu gece topla arkadaşlarını sabaha kadar oturup dolunayın tadını çıkarın, mekandan çıktım tam arabaya doğru ilerleyeceğim gencin sesini duydum, diğer garsonlara birşeyler söylüyordu, abi az önce son kalan müşteri bana iki yüz lira verdi bizde 4 kişiyiz 50, 50 aramızda pay edelim dedi, çok güzel bir harekette bulunmuştu ben parayı ona vermeme rağmen o paylaşmayı tercih etmişti

https://youtu.be/dCEnXSFxgsY

Vay be diyerek, arabaya doğru yöneldim eve dönme vakti geldi de geçiyordu, kısa süreli molalar vererek 7 saat gibi bir sürede eve ulaştım, hava aydınlanmıştı üzerimde tarif edemediğim bir yorgunluk vardı kapıdakilere selam verdim ikisi yanıma geldi izimi nasıl kaybettirdiğim konusunda şaşırmışlardı tebrik ettiler, içeri girdim, yukarı çıkaana kadar üstümde sadece boxer ım kalmıştı alara uyuyordu yanına yattığım anda uyumuşum, gözümü açtığımda saat 5 e geliyordu ve uykumu almış değildim aşağıdan konuşma sesleri geldiğini işittim giyinip aşağı doğru inmeye başladım alarayla kalender abi birşeyler konuşuyorlardı ikisinin de yüzü gülüyordu, geldiğimi ilk kalender abi farketti, heh işte kaçak uyanmış dedi gülerek, hoşgeldin fasılları bittikten sonra ne yaptın sen öyle deli adam niye insanları meraklandırıyorsun dedi, gerekçeleriyle beraber neler yaptığımı anlattım o da bana hak verdi biraz yalnız kalmak herkese iyi gelir tabi diyerek, hadi çıkıyoruz dedi, kızım sende giyin bu akşam da ben sizi ağırlamak istiyorum diye ekledi, alara bana baktı onaylamışçasına gözlerimi kırptım ve yukarı çıktı yarım saat kadar sonra aşağı indi, yine çok güzeldi ve gözlerimi kamaştırıyordu

Arabaya atladık ve kalender abinin aracını takip ediyorduk, arkadan da siyah minibüs takipteydi, lakin benim evi zannettiğim yerin evi olmadığını yeni anlamıştım bu sefer gittiğimiz, yer oraya bir hayli uzak ve elit bir semtti kapılar açıldı içerisi takım elbiseli adamlardan geçilmiyordu girişten biraz ilerde bir ev belirdi fakat mütevazi sayılabilecek türdendi fakat orayı geçtik biraz daha ileri doğru gittik, saray denilecek türden efsane gösterişli bir yapı duruyordu karşımızda, kapıdaki yerde tahminen müştemilattı, arabaları tam stop ettik kapılarımızı açtılar hoşgeldiniz diye karşıladılar, merdivenlerden çıkmaya başladık evin ciddi anlamda kale kapısına benzeyen bir yönü vardı kapı açıldı, gördüklerime inanmadım evin içi resmen tarih kokuyordu türlü tablolar işlemelerle bezenmiş korkuluklar, aradığınız her kitabı bulabileceğiniz bir kütüphane düşünün, tam karşımda duruyordu, ilerledik ve merdivenlerden yukarı doğru çıktık merdivenlerin bitim yerinin tam karşısında büyük bir salon bulunuyordu büyük dediğime bakmayın bu büyükten de öteydi nerdeyse yarım futbol sahası büyüklüğündeydi, çok ihtişamlı duruyordu, her bir duvar içinde küçük bir tarihi barındırıyordu, salonun tam ortasında camekanla çevrili eşyaların olduğu bir yer vardı altlarında küçük notlarda kimden ve hangi zamana ait olduğu yazıyordu sene 1979 mart 13 ve yanında amcamın adının yazılı olduğu birşey gördüm bu bir tesbihti, ve bahsi geçen tesbih bizim ailede önemli bir yere sahip olan bir tesbihti, bu tesbih babamın anlattığına göre taşınma esnasında kaybolduğu öne sürülen tesbihti
Edit: Bir , Bir buçuk saat içinde devam edicem şuan biraz meşgulüm, yavaş yavaş bitirebilirim ya da sürdürebilirim kararı size bırakıyorum nasıl istediğinizi belirtmeniz yeterli, yeni bir hikâyeye başlamak için bunu bitirmeyi bekliyorum, akabinde yenisiyle buraları sallarız, siz okuduğunuz sürece de en iyiisi olmaya devam edeceğiz, modların tutumuna karşın hala burda benimle birlikte olanlara sonsuz teşeklürlerimi sunarım

Ayaküstü bunun nasıl burada olduğunu sordum, başladı anlatmaya, sene 79 kumarın hızlı olduğu zamanlar belki bilirsin baban bahsetmiştir, amcan kumara çok düşkündü babanın arabasının üstüne bile kumar oynamışlığı var ,tabi bunuda tahmin ettiğin gibi kumarda kaybetti bu onun oynadığı en büyük kumardı, fakat düşündüğün üzere bana değil, o zamanın ileri gelenlerinden kuyumcu hüseyin vardı, büyük kumarcıydı ve büyük oynardı, bizlerse onların yanında yancılık yapardık, bir akşam yine kumar başladı amcan kazanıyordu, kazandıkça büyük oynamaya başladı ve blöfü de çok yapmaya başladı bu ona yine pahalıya patladı haliyle kazandıkları suyunu çekti, dibe vurdu, poker oynarlardı ve en son masadan kalkmadan önce zar atılırdı yine masadan kalkma sırasına gelindiğinde amcan cebinden bu pırlanta işlemeli tesbihi çıkarıp masaya koydu ve kuyumcuyla karşılıklı zar attılar sonuç olarak bunu da kaybetti babanın bana anlattığı kadarıyla tesbihin hikayesini biliyordum benim bile içim acıdı yıllar yılı aştıktan sonra bu konuma ulaştığımda hüseyinden bu tesbihi alıp buraya koydum diyerek sözlerini sonlandırdı, tarih karşımda duruyordu, tam lafa girecekken korumalardan birine işaret etti ve bir anahtar aldı camekânı kaldırıp tesbihi bana verdi bunu babana zütür ve ... abininin sana selamı var de dedi, sonuç olarak çok değerli bir teşbih olduğundan bunu karşılıksız alamazdım kalender abi bu tesbihi senden karşılıksız alamam dedikten sonra sonra sırrtımı sıvazlayarak, sakın bunu bir daha söylemeye yeltenme dedi ve camekanı kapatıp masaya doğru yöneldi

Masaya geçtik ve bir güzel yemeğimizi yedikten sonra, şimdi size bir süprizim var beni takip edin dedi, merdivenlerden yukarıya doğru çıkıyorduk çatıya çıktığımızda ise malum manzarayla karşılaştık karşımızda bir helikopter duruyordu ve kalkışa hazırdı, hadi gelin aya biraz daha yakından bakalım dedi, yerlerimizi aldık ve helikopter havalandı 1 saatlik bir gezintinin ardından geri döndük, EE nasıl buldunuz diye sordu doğruyu söylemek gerekirse, uçağı sık kullanırım fakat helikopter benim için eşsiz bir deneyimdi, herşey çok güzeldi kalender abi, çok teşekkür ederiz dedim saatte biraz geç olduğundan biz artık müsadeni isteyelim dedim , müsade sizin ne demek dedi, kapıya kadar bize eşlik etti, giderken tesbih için çok teşekkür ettiğimi ve en kısa zamanda bunu babama ulaştırıp seldıbını ileteceğimi söyledim, ardından yola koyulduk eve vardığımız gibi helikopter gezisinin verdiği yorgunluktan dolayı hemen çıkıp yattık, şuan berat akıbetini koruyor halen karşımıza çıkmış değil ara ara adamlarını görüyoruz fakat bir zararı dokunmadı, tesbihi bir hafta sonrasında babama zütürdüm ve kalender abiden ve alaradan bahsettim göz yaşlarına hakim olamadı, korumalar hala evin etrafını çevrelemiş vaziyetteler , kalender abiyle olan bağımız ciddi anlamda kuvvetlenmiş durumda hemen hemen haftanın en az 3 günü birlikte vakit geçirmekteyiz, alarayla ise ciddi düşünüyoruz fakat şuan için yaptığımız planları uygulamış değiliz...

Hikayemi burda noktalandırıyorum şuan bu saatte hala burda yazdıklarımı okuyanlara teşekkür ediyorum ben sözümü tuttum umarım kendimi kanıtlayabilmişimdir, en kısa zamanda yeni hikâyelerle devam etmek istiyorum hepinize iyi geceler başka bir hikayede görüşmek üzere