+2
-1
öncelikle uzun oldu biliyorum ama
okuyun okumazsanızda banane gibikler.
şu gibtiğim oyunu bize hayat ile ilgili o kadar çok şey anlatıyor ki...
küçük olarak başlarsın aynı bizim bi bebek olarak hayata gelmemiz gibi. herkes eşit, herkes tatlı ve küçük, tatlıyız lan. ama diğer bebeklere göre değil büyüklerimize göre tatlıyız. diğer bebekler bizim düşmanımız hatta ilgiyi onlar alabilir. aynı agar da oyuna yeni başlarken büyük abilerin sizi giblememesi tatlı diyip geçmesi gibi, aynı diğer küçüklerin bizim düşmanımız olması gibi...
orta halli olabilmek için küçükten küçükten toplar yeriz, büyümeye calışırız, kimi zaman sağda solda rastgele çıkan toplarla (ki bu helal yoldan kazanılan para) kimi zamanda rakiplerimizi yemeye çalışarak (ki bu da başkalarının haklarına girme, puştluk yapma vs.). hayatın kahpeliği burada beyler: birinin üstünden ya da birini arkasından bıçaklayarak elde ettiğimiz kazançlarda nasıl daha çok kazanıyorsak agarda da mantık öyle.
artık büyüdük orta halliyiz, amacımız tek bölünmede(tek puştlukta, tek arkadan bıçaklamada, tek muallaklikte) elde edebilecegimiz max kazançlı bi ortam bulabilmek. az ilerleriz ve birbirini yemeye çalışan iki top görürüz atlarız onlara doğru. aynı hayatta köşeyi dönmeye çalışıp bi türlü başaramayan sonunda gördüğü ilk fırsatta arkadaşlarını satan binler gibi. hatta açın ufkunuzu beyler bu köşeyi dönme değilde bi kız meselesi de olabilir. asırlık kankalarını bi kız için satan az mı var. ilk fırsatta satacaklar. satmamışlarsa aradıkları fırsatı bulamadıklarındandır, sizi sevdiklerinden değil.
puştluklarla çıktınız sıralamada en üste (helal yolla yani rastgele sağda solda çıkan topları yiyerek o sıralamaya girmek imkansız oynayan panpalar bilir). burada rahat olmanız gerekir. oyunun başından beri burayı hedeflediniz. ama o da ne, oyun başı sizi pek de etkilemeyen yeşil virüsler(siz değdiğinizde sizi patlatan şeyler) başınızın belası artık. o kadar hayalini kurduğunuz yer aslında hiçte rahat değil. ve herkes sizin etrafınızda dolanıyor. sanmayın ki sizi sevdiğinden, sizi patlatmaya çalıştıklarından. sizi parça parça edecekler ve her şeyinizi yiyene kadar durmayacaklar. oyun biter ve küçük bi top olarak tekrar doğarsınız. artık küçük olmanın zevkini, huzurunu anlamışsınızdır. o yüksekteki hedefleriniz bir anda sizin için cehennem olur. ama patlamasaydınız daha da kötüydü, yanınızdakileri dost sanardınız. gerçek yüzlerini görmezdiniz.
ee dostlar aynı hayat gibi işte, hep en yükseğe oynarız. en iyi diş hekimi olacağım, en iyi mimar en iyi doktor, mühendis. kimsenin ortalama bi hayali sıradan bi yaşantı isteği yoktur. ama o hayallerimizdeki yerlere gittiğimizde ne olacak söyleyim mi? yapmacık insanlar, sahte arkadaşlıklar, hatta sizi sırf konumunuzdan dolayı kullanan bi karınız. o sahteliğe o kadar alışacaksınız ki biri sizi bıçaklayana kadar hayatınızı normal sanacaksınız. siz bill gates in şimdi evinde rahat rahat oturduğunu mu düşünüyorsunuz. o adamın her an apple microsoft u geçecek google bizim kârlardan fazla kâr etti diye ödü takuna karışıyo. hayatta böyle bi kahpe beyler. huzur fakirlikte demiyorum ama ne üç beş kuruş için ne de o fiyattaki kızlar için arkadaşınızı satmaya değmez. yemin ederim değmez. huzuru bulduğunuz an yapışın ona bırakmayın. kimde yada nerede bulduğunuzun bi önemi yok.
edit: ne kadar büyük olduğunuzun bi önemi yok, bi zaafınızı buldular mı oradan calışırlar sizi parçalamaya, aynı agarda sizin parçalarınızını yemeye calışan aç gözlü binler gibi.