hayat hikayesi var beyler

damarları artık ilaç alamayacak hale gelene kadar . bi ara vermemiz gerekiyordu bu ilaca mecbur olduğumuz için verdik arayı. herkes evde korku içinde eski günleremi dönecek diye ?
ama tarığım yapmadı bunu sanki ilaç almaya devam eder gibi geldi sarıldı bana abi dedi gözümden yaşlar aktı tutamadım kendimi bende ona sarıldım .şimdi sıra gelmişti tarığa birşeyler öğretmeye. Gittim hemen almere bi okey seti aldım . eve gittim aldım tarığı karşıma çıkardım taşları sırasıyla dizdim renklerine ve sayı sırasına göre yaklaşık bir haftada 4 renk ve 13 e kadar saymayı öğrettim binler daha sonra sıra geldi konuşma faslına artık biz kendi aramızda konuşurken aradan kelimeleri öğreniyordu . mesela her sabah okula giderken tarık bana : abi nere gidiyosun ? diye soruyor hep aynı cevabı alıyordu *
nasılsın diye sorulduğundaysa iyiyim , sen nasılsın diyebiliyordu . ancak şunu farkettim bunlar ezberdi . farketmem şöyle oldu tarık bi gün koltuktan düştü ağlıyordu ama benimlede konuşuyordu ağlarken ne oldu falan dediğimde orda sordum nasılsın ? diye iyiyim abi dedi çocuk * evet bu aşamalardanda geçtik . böyle 1 yıl kadar geçti beyler tarık süper gidiyordu ama asla hastalanmaması lazımdı çunki cocuğun damarları zaten hep ilaç doluydu yani hastalanırsa ilaç almak zorunda kalacaktı ve bu kadar fazla ilacı kaldıramazdı küçük bedeni . bunada çare bulan kişi umut doktor'du yeni bir ilaç önerdi bize ' octagam ivig ' bağışıklık sistemini güçlendiren bir ilaçtı bu bu ilacı ayda birkez alabiliyorduk çunki çok pahalıydı . aslında parası bizden çıkmıyor sigorta ödüyor ama ipnelik yapacakya ayda 1 tane kotasını koydu tabi. neyse beyler tarık süper gidiyordu . bir gün test yaptırmak için çağırdı umut doktor . gittik test için kan alındı tarığın kolundan ( bu arada şu özelliğini söylemem lazım tarık iğnelerden ilk başta korkuyordu ama şimdilerde sedyeye kendi çıkıyor ve kolunu uzatıyor ağlamıyor bile ) test sonucu geldi herşey normal dedi sadece ... değerleri biraz yüksek neden acaba falan dedi ama bizi yolladı ben bu değerlerin ne olduğunu araştırdım beyler devleti karalıyor gibi gözükmek istemem ama bu değerlerin sonucu tarıkta aşı zehirlenmesi olduğunu gösteriyordu . annemin tarığa aşı vurdurması tarığın aşıdan once iyi olması aşı vurulduğunda 2 hafta hasta kalması sonrasında bu hallere düşmesi herşey yerine oturuyordu şimdi ... aşı zehirlenmesini yarın anlatıcam sabah
görüşmek dileğiyle ...

tamam beyler son part girip çıkayım sağolun ilgi için bilgilenin bu konularda.
aşı zehirlenmesi : bunu anlatmak için öncelikle aşının nasıl yapıldığını bilmemiz gerekiyor. beyler aşı laboratuvar ortamında yapılır içindeki maddeler ise bildiğimiz virüstür yani mesela en basitinden kızamık . bu muallaktör bilim adamları kızamık virüsünü alıyor zayıflatıyor yada öldürüyor sonra aşının içine koyuyor. bu aşı yapımlarında hatalar olabiliyor beyler mesela adam zayıflatamıyor yada öldüremiyor yada aşı bayatlamış oluyor bu hatalı aşıların küçük bedenlere enjekte edilmesidir aşı zehirlenmesi .
bir bilgi : şu anda türkiyedeki her 10.000 kızdan birisi otistik ve erkeklerdede bu oran yanlış hatırlamıyorsam 25.000 'di yanlışlık olabilir beyler.
evet beyler bunuda öğrenmiş olduk annem ve ben annem bunu duyduğunda kendi elleriyle çocuğunu zehire zütürdüğünü öğrendiğinde cinnet geçirdi beyler zor sakinleştirdim bilemezdik biz vs. hatırlamak istemiyorum ayrıntıyı geçicem.
bunu öğrendiğimizden yaklaşık 1 ay sonra otizmlilerin ve ailelerinin her yıl buluştuğunu ve 3gün4gece tatil yaptıklarını burada bilgi alışverişleri olduğunu öğrendik. ve bizde katıldık bu tatile kapadokyaya gidildi ordaki bir otele adını hatırlamıyorum. evet beyler işte orada tanıdığım ve otizmi bana sevdiren umut vardı adanadan geliyorlardı umut ve ailesi beyler hafif otizmde kişinin takıntısı neyse ona öyle bir odaklanıyorki herşeyi ezberliyor zeka fışkırıyor yani. evet beyler umutun takıntısıda otobüslerdi *
adanadaki halk otobüslerinden herhangi birinin numarasını söylediğin zaman umut hemen gittiği yerleri yani istikametini söylüyordu . yalan söylüyor mu diye kontrol ettim beyler mesela 270 diyorsun kaldırıldı diyor 2 gün sonra tekrar sordum 270 i yine kaldırıldı dedi .
neyse umutuda anlatmış oldum . o tatilde tarığa havuz demeyi öğrettik sonra yoldayken araba gelirse kaçmasını öğrettik yani araba geliyor diyordum tarığa kaldırımdan inmiyordu eskiden hiç giblemez tam bir adam gibi yani cevap bile vermez yürür giderdi beyler . ama tarığım iyileşiyordu * evet beyler tarığın diğer bir sorunu artık canımızı sıkmaya başlamıştı. tuvalet terbiyesi yoktu. yani konuşmasından el becerisinden tuvaleti öğretmeye fırsatımız olmadı . bu eğitimede anamur/mersin 'e teyzem ve kuzenimin yanına gittiğimizde başladık . eğitimi sıkı tuttuğumuzda bi sorun yok ama bi bırakalım hemen kaçırıyordu. ( merak edenler için sorun bu çarşamba halledilecek sünnet ile ) beyler bu kadar yeter artık elim kolum gibildi aman diyim verdiğim bilgileri hafife almayın sadece araştırın beyler göreceksiniz haklı olduğumu ... iyi geceler dilerim.

mersindeyiz annem tarık ve ben babam işlerinden dolayı gelemiyordu tarık gerçekten iyiydi ordada bi hemşire bulup ilacını vurduruyorduk. mersine gittiğimizden 1 hafta sonra öğrendimki sınıfta kalmıştım kimse bana kızamıyordu çünki tarıkla ilgilenmekten ders çalışamıyordum yükseltme sınavları için ben erken döndüm sınavlara girip tekrar dönecektim ve ayrılık zamanı geldi ilk defa tarıktan ayrı kalacaktım hemde 2 hafta kadar bir süre tarık henüz bunu bilmiyordu . beni yolcu etmek için terminale geldiler ben otobüse bindim ama tarık bir türlü bırakmıyordu beni en sonunda otobüsün kalkma zamanı geldi. tarığı zorla çıkarttı annem ama çok ağlıyordu kıyamadım beyler giberim sınavını dedim indim otobüsten koştum tarığa doğru sarıldım ama içini çekerek ağlıyordu tamam abim gitmiyorum hiçbir yere dedim sıkıca sarıldı bana gitme abi dedi tabi herkes anlamadı onun dediğini tam anlaşılmıyordu çunki konuşması ben ve annem anlamıştık * o gün akşama kadar peşimi bırakmadı nereye gittiysem oda gelmedi korkuyordu bırakıp gidicem diye. neyse beyler mersinde baya eğlendik deniz falan . dönüş zamanı geldi bindik otobüse gidiyoruz yolda tarık ağlamaya başladı ne oldu demeye kalmadan bi baktık ağzından kan geldi korkudan ne yapacağımızı şaşırdık . ağzının içini açtım ve baktım birşey göremedim 10 dakika sonra tarık elini ağzına alttaki dişine attı oynattı o zaman anladık işte tarığın ağzından gelen kan dişi oynadığı için geliyordu nasıl rahatladık anlatamam * kayseriye döndük döndükten 1 hafta sonra kozaklıya gittik ailecek ordaki termalya oteline giriş yaptık . akşam yemeğinden sonra babam tarık ve ben havuza indik havuzun aqua parkı vardı öyle ahım şahım birşey değil ama tarık için eğlence kaynağı olmuştu . bu arada beyler tarık artık belli kurallara uyuyordu mesela aqua parkın suyu kesildiğinde artık kayılmayacağını biliyordu ve kaymak için ısrar etmiyordu . yada akşamları dişlerini fırçalaması için ısrar etmemiz gerekmiyordu çunki artık onun hayatı buydu yani kurallara göre yaşamak . termalyadan dönünce gibko babam bana ders vermek amacıyla bi lokantaya komi olarak işe başlattı beni sabahtan akşama kadar olduğu için kardeşimi çok özlüyordum tüm akşamı odaya girip tarıkla müzik dinleyerek bazen birlikte söyleyerek geçiriyorduk . ilk öğrendiği şarkı gerçekten benim kardeşim olduğunu kanıtlıyordu şarkı : duman - ah ' dı *