hayat hikayemi anlatıyorum pş216

beyler masada ki rıfattı yemin ederim şok olmuştum. hiç bişey diyemedim, beynim error verdi orda.
karşısına geçtim mal mal baktım. bana hiç bakmadan o yemeğine devam etti.
o karşımda yemek yerken geçmişin hatıraları gözümün önünden geçti beyler. özlemiştim lan rıfatı özlemiştim. çok çabuk geçmişti sanki herşey. sanki rüyaydı. bi daha asla göremem galiba dediğim ilk kişiyi görmüştüm.

zaman ne çabuk geçiyodu beyler ?

http://fizy.com/#s/12c8qr

zor bi gündü benim için.

benden çakmak isteyip utanan kız.
tuturulamayan zarlar.
hangi okula yazılıcam düşünceleri..
ve son olarak..

rıfat...

yemeği bitirdikten sonra gitti dolaba büyük ayranlardan alıp bi seferde dikledi sonrada geğirdi bin hayvan gibi. eline sağlık usta dedi. usta şaşırdı amk napsın adam. benim ve rıfatın anormal davranışları karşısında kim olsa şaşırırdı ki ben bile şaşırmıştım.

-dost zor günde belli olur onur dedi rıfat.
+nerden biliyosun zorda olduğumu şuan şoktayım olum nasıl geldin nerden geldin niye geldin ? amk malmısın ?

-eskişehir'i mi satın aldın ? istediğim şehre giderim olum sanane.
+nerden buldun beni ?
-yeni indim otobüsten.
+eeee
-sana telefon edicektim ziraat bankasının önünde oturdum, babanı aradım sadece lokantanın ismini alabildim saatlerdir arıyorum ama demin kız arkadaşlarınla karşılaştın ya orda gördüm seni. çakıyodun hani orda.
+kız arkadaşım değil olum o.
-neyin ya ? çok hızlı çıktın be onurum. bu ne hız ayrıca kızda güzeldi. binoz demek bizden gizli iş koyarsın kızlara he. akşam konuşcaz bunları konuşcaz.
+saçmalamaya başladın gene. usta ben bi izin alabilir miyim bugün için ?
-iyi. boşları al ondan sonra git.

porsuğa doğru ilerlemeye başladık eller cepte,

http://fizy.com/#s/1412nn

dünyanın dıbına koyduk sanki beyler. yok böyle bi mutluluk lan. elimiz gibimizde geziyoruz.

akşama kadar gülüp eğleniyoruz ben eskişehir maceralarımı anlatıyorum bu bi yandan gülüyo bi yandan ağlıyo. akşamı ettik tabi porsuk çayının orda atladık çimlere oturuyoruz elimizde bira eski günleri yadediyoruz. çıkardım sigarayı uzattım buna. ne o lan marlboroya mı başladın ? o kadar çarçur etme olum naptın suyu çekti mi paralar yoksa ?

eğer evet dersen bi kaşık suda giberim seni !

+yok olum ne suyu ne çekmesi. 9,5 milyar var şuan. ilk başlarda pansiyondu yemekti otobüstü tramvaydı. şuydu buydu biraz gibtim parayı ama şimdi çalışıyorum gördüğün gibi lokantada kalıyorum biliyosun yemeğide ordan yiyorum haftalık cebime kalıyo rıfat.

-aferin lan. aferin. takdir ettim seni. o zaman bu gibtiğim şehirde 1 hafta 1,500 milyarı kaldırak sonrada milli olup geçelim samsuna he ne diyon bu işe ?

+gibtir git diyorum rıfat. gibtir git. aklımı çelme malmısın amk bin herif milli olmaya mı geldin buraya. genelev mi olum burası ? bi araba patlatsaydın gideydin karıya ?

-folloş karıya ?

+heee anladım ben sen 0 km. istiyon ?

-he valla bildin.

+ruhunu giberim çocuk gibtir git gece gece. mutluyum ben burda...

-ben senin derdini biliyorum ama onur.

+neymiş ?

-sabah ki kızlara yazdın sen anlamadım sanma.

+yok olum onlar beni bozar. görmüyo musun bişey anadolu lisesi yazıyo bakar mı o bize.

-sen niye çaktın peki sigarasını sokakta başka adam mı yok.

+amann fazla uzattın be rıfat.

-demek eses maceranda böyle ha onur efendi. tamam tamam üzülme söz sana yarın o kızı ayarlıcam.

+harbi mi lan !

-harbi lan ! kereta seniii..

+sabahlar olmasın be rıfat !

-valla lan ! hadi kalk gidiyoz..

+nereye ?

-olum aylardır eseste olan ben değilim sen zütürüyon asıl ben sana soruyom nereye ?

+222'ye ;)

http://fizy.com/#s/19olxn

ordan beri geçiyoruz 222'ye ama içeri değil dışarda n şöyle bi bakıyoruz ortama..

+olum rıfat.

-he söyle.

+burası samsun değil nası gircez biz buraya ?

-9,5 milyar parası olan ben değilim onuda sen düşün.

+hay amk. nefes alsan para..

dışarda ki ağır abilerle rıfat bişeyler konuştu. sonrada koydu ceplerine 500 kağıdı.. girdik içeriye ortamı görmeniz lazım beyler öyle böyle değil resmen herkes birbirini gibecek. bi yandan rıfata bakıyorum ortamı gördükten sonra ağzının salyaları akacak cinsten...

orda o biçim eğlenip sabahı ettik uykulu uykulu ertesi günde işe gitmedim. haberde vermemiştim adama zaten görse belkide atıcaktı beni işten.

o gün işe gitmemiştim ama dükkanın etrafında dolanıyodum kızı bi daha görme umuduyla.. rıfatta söz vermişti kızı bana ayarlıycaktı. ki rıfat verdiği sözleri tutan bi insandı. ne kadar bin olsada iyi insandı benim gözümde..

o günkü çabalarımız sırf kızın ismini öğrenme niteliğindeydi.
hep kızı konuştuk kalbim küt küt atmaya başlamıştı ilk defa ama
kızı görememiştik bile..

size bişey diyeyim. hayatımda hiç o günkü kadar su tüketmemiştim

2 eylül 2009-

beyler işi gitgide asmıştım komple.. artık daha gitmiyodum oraya ustanın bana açtığı telefonlarada bakmıyodum. rıfat aklımı çelmiş, ve adeta o günkü kıza odaklanmıştım artık.

son yazdığım günden şuan anlattığım güne kadar geçen olayları özet geçiyorum.

rıfat iyice boşbeleşliğe sarmış sabah akşam pansiyonda bazende sıkıldığında nete giden bi hal kazandı ki ben bu işe uyuşturucu işine bulaşmasın diye kötünün iyisi olarak bakıyodum.

bende kaldırım mühendisi olarak dışarda boşbeleş gezen ama iş aramayan bi hal kazandım. resmen o kıza odaklanmıştım. hatta rıfatla kızın ismini isimsiz koymuştuk. ondan bahsederken isimsiz derdik.

parayı net olarak 7 kağıta indirmiştik. bu gidişle piyasaya borçlu çıkıp tekrar eski hayata eskişehirde başlayabilirdik. o yüzden sağlam bi kararla artık ne yapıcağımızı düşünmeliydik ve bu işi bi karara bağlamalıydık. çocuk oyuncağı değildi bu hayat meselesi...

her gece dışarda dolaşıp dışarda uyuklardık, pansiyon olmasada olurdu ama para her geçen gün suyunu çekmeye başlıyodu.

o günlerde (yani 2-3 günlük zaman zarfında 2 eylülden sonraki..) rıfatta değişik bi hareketlilik vardı. bi anda benden önce uyanmaya benden önce hazırlanmaya ve benden daha sağlam bi tarza sahip olmaya özen gösterir oldu beyler.

bi anlam veremedim, kahvaltıya çıkmıştık o günlerin sabahından birinde..

çıkar dedim içindeki sakladığın şeyi bu zamana kadar gizlimiz saklımız mı oldu dedim.

yok olum öylesine kız kesiyorum işte dışarda o yüzden böyleyim belki bi talip çıkar işte dedi.

inandım beyler.

günler birbirini kovaladı ama çok uzun zaman geçmedi bu olayların üzerinden tabi ben gene o kıza taktım kafayı düşün düşün aklımı oynattım. gezerken dışarıda yorulmuştum bi soğuk su bide kibrit aldım hiç unutmam .. anadolu lisesinin önünde oturdum öyle, öğle saatleriydi

soğuk suyu diktim kafaya peşinede yaktım sigarayı oturuyorum öyle..

baktım okul dağılmaya başlıyo hafiften kendimi kenara çektim merdivenden devam ediyorum bi yandan sigaraya.

derken oda ne !

günler önce kafayı taktığım kız tam karşımda bana öyle bakıyodu beyler. öyle mal mal baktık birbirimize kaşlarını çatmıştı görseniz içimden geçiriyorum ki ya bu kız beni öpücek ama yapamıyo yada benimle bi derdi var.

bi yandanda arkadaşları bana doğru itmeye çalışıyo kızı zorla..

hafif bi konuşma yapıcak gibi sahte bi öksürdüm. sonra kız cesaretini toplayıp yanaştı bana. bu konuşmalar sırasında hafif tebessümle konuşuyorum şok oldum gibi bişey ama bi yandanda şaka mı yapıyo yada iş mi koyuyo diye düşünmüyo değilim.

http://fizy.com/#s/1vi2p0

-ne biçim insansın lan sen ha ?
+efendim ?
-ne biçim insansın diyorum türkçen yok mu ?
+na na nasıl ? ni ni niye ki ?
-geçende ufak bi tanıştık ufak bi yakınlaşmamız oldu diye beni ne işlerine alet etmek istiyosun ?
pislik herif ?
+ne işi anlamadım ben. yani ben kısa bi süre önc..
-yeter kes. tamam ilk başlarda yalandan ateş istedim senden ama gerçekleri öğrendikten sonra gözümde
şu kadarcık değerin kalmadı. insan değilsin sen. şimdi uç git burdan. birdahada aynı havayı soluma benimle senin
senin samsundaki raconun burda geçmez. burayıda kirletmeden benden sana bi öneri git samsununa..

bir iç geçirdim beyler.. bu kız bunları nerden öğrendi samsundan geldiğimi ? benim eskiden ne işlerle uğraştığımı.. amacımın ne olduğunu tam olarak kestirememişti ama geçmişimi biliyodu.. kimdi bu kız ? anlam veremedim. bu soru işaretleriyle kafamda pansiyona gittim. ölü gibi..

rıfat jilet gibi giyinmiş yatağın üzerinde yatıyodu dergiye falan bakıyodu.
karşıdaki koltuğa oturdum beyler boş boş halıya bakıyorum desenlerini falan inceliyorum.

-ne oldu gene bebe ?
+ ..
-şii sana diyom.
+..
-lan armut !
+..
-asstirrr noldu lan kızı mı gördün yoksa ? yoksa çıkmaya mı başladınız ?
+..
- yada öptü ?
+..
-konuş ulan konuş. noldu mal.
+..
-bak ne diycem. ben samsuna dönüyom.

+bende geliyorum.

http://fizy.com/#s/1293ra

-ciddi ciddi geliyo musun lan ? şaka dedim olum konuşturmak için. neden gelicen lan ? paramız var allaha bin şükür. he ? olum ne oldu bak çok merak ettim. söylesene !

+bişey olmadı.

-peki lan. madem söylemiyon. peki.. zamanı gelince mutlaka anlatıcan ne olduğunu ama, an itibariyle gündem düştü onur efendi. samsuna gidiyom dedim. tamam bende geliyorum dedin lan !

+ne var lan bunda sıkıldım işte.

-ne şıpsevdi bi adam çıktın olum. tamamda madem istiyosun. geri dönelim samsuna bu parayla tezgahı kuralım. artık büyük işlere girelim ha ne dersin ?
he de bak. çok zengin olacaz lan samsunun kralı biz olucaz lan !

+bakarız.

-heytt bee kardeşim benim.

-ben biletleri alıyorum olum. hadi bak sen yat istersen masajda yapiyim sana uzan dinlen lan ! sen he dedin ya bana. dünyalar benim lan artık. helal koçuma..

+ tamam zevzeklik etme bileti ne kadar erkene alırsan o kadar iyi.

-tamam telefonu alıyorum gecikirsem ara kontör yok bende.

+peki çabuk ol.

akşam saat 7:30 gibi rıfat geldi beyler. o kadar uyumaktan başım döne döne açtım kapıyı,
rıfat bu gece saat 23:30'a samsun'a aktarmalı bi bilet bulmuştu iki kişilik..
o saate kadar pek bi hazırlık yapmamıştık zaten.. çünkü geldiğimizde ikimizde bavulla gelmedik eses'e.
aldığımız üç beş parça eşya vardı onlarıda sırt çantalarına sıkıştırdık öyle saat 11'i bekleyip durduk.
saat düşüncelerimden hızlı çıktı, daha herşeyi düşünüp yolu yorddıbına koymadan guguk kuşu çıktı yuvasından ötmeye
başladı..

çantaları sırtlayıp pansiyon sahibiyle aşağıda parayı ödeyip helalleştik. taksi çağırdık gara doğru yola çıktık.
garda fazla beklemeden otobüse yetişmiştik zaten, hemen atladık rıfatla yanyana oturuyoduk o gün. beni çok konuşturmaya çalıştı
ama hiç birinde başarılı olamadı malesef.

geçen yoldaki gibi düşüne düşüne devirdim uzun yolun saatlerini..

http://fizy.com/#s/12dd2y

herşeyi geçtim beyler. herşeyi,

samsuna indik en sonunda.. rıfat attı elini omzuma helal lan eskişehir'ide gördün geldik şimdi buraya önümüz açık dedi.
öyle ya dedim bende devam ettik tabi atladık dolmuşa ilk durak tabiiki mekana gittik..

samsunsuz geçirdiğim günleri düşününce özlediğimide farkettim. geçmiş gözlerimin önünden film karesi gibi akmaya başladı. tekrardan.

yaşadıklarımdan sonra bi hırs bürüdü içimi, bana karşı çıkan hayata inat pislik çıkarıcaktım hep...
çektiğim acıları başkalarınada tattırmak istedim biraz. biraz sabredip ileride her sıkıntıda ilk aranan insan olucaktım.

mekanda oturup rıfatla dertleşmeye başladık. ama rıfatın farklı bi sıkıntısı var gibi geldi bana. diğerlerinden farklı. açamadı bi türlü farkettim bunu ama sormadım hiç..

samsundaki günümüzü geçirdik öyle..

eskişehirden döndükten sonra 1 ayımızı hala es-esteymişiz gibi geçirdik. hiç vukuata bulaşmadık. insanlar normal olarak nasıl dışarda ise bizde onların içine karışmıştık bi nevi. gündüz inimizde plan, gece inimizden işlere çıkmıyoduk. aşkın ne olduğunu ilk eskişehirde öğrenmiştim. kısa bir süre zarfında eskişehir'in hayatıma katkısı çok oldu tabi. babamla olan ilişkilerimi düzeltmiştim biraz olsun, samsunda bi liseyede kayıt olmuştum evelallah. yuvarlanıp giderdik. şimdi sorucaksınız bana ; babanla aran eskisi gibi iyi miydi diye..

hayır beyler. değildi. hiç bir zaman eskisi gibi olmadı, olmayacakta...

25 ekim 2009 -

liseye ilk adım.

sanki dünyalar arası geçiş gibiydi bu adım beyler. farklı bi dünyaya,
rıfatla o kadar işler becerdik hiç bişey olmadı. hiç bişey değişmedi hiç büyümedik sanki,
ama liseye geçince büyüdüğümü farkettim. 1 adım önde olduğumu farkettim geride kalanlardan.
eskişehirin bende bıraktığı izleri görmeye başlamıştım yavaştan..
ama herkesin içindeki iyi ve kötü kavramları yoktu bende olmadı hiç bi zaman.
mesela iyi onurla kötü onur kavga etmedi içimde...

içimdeki samsun ile eskişehir hırpalardı birbirini...

--- bu arada o zamanlar kendimi şuan hiç sevmediğim şarkılardan birine kaptırmıştım..

dj akman'dan seninle ilk defa *

http://www.fizy.com/#s/1aic35

http://fizy.com/#s/186lkt

samsun derdi ki ;

oğlum onur sen burdan geldin. bu çamurun içinden çıktın girdin bi kere çıkmayacaksın tadını çıkaracaksın pis hayatın.
inadına şut atacaksın hayata...
bazen auta çıkacak top.
bazen direkten dönecek ama yılmayacaksın ! tekrar şansın olacak bir kez daha vuracaksın !
bazense ilk vuruşta gol olacak.

öyle yada böyle olacak...

içimdeki eskişehir ise hep karşı çıkardı samsuna ;

geçmişin ne olursa olsun temiz hayatın temellerini çoktan attın sen derdi bana..
ben zekiydim. akıllıydım. güçlüydüm.

ve bu özellikleri taşıyan bir mimar asla yarıda bırakmazdı inşaatını...
temeliyle ortada bırakamazdım temiz hayatı.

en azından eskişehir öyle derdi...