1. 26.
    +8 -1
    annem zaten kötü durumdaydı, bi de bu yüzden üzülmesini istemedim amk..

    ayrıca babam sadece beni çağırıyordu yanına, annemden eski anılar hariç mailin hiçbir yerinde bahsetmemişti.

    onu çağırmıyodu. (halbuki 10 yıl ceza süresi çoktan geçmişti)

    ben tabiki annemi o durumda bırakıp babamın yanına gidemezdim binleerr. hem gururuma da yediremezdim diğer ailesiyle olmayı..

    nese.. arada bi kaç kez daha mailleştik babamla!

    Yeni yılda falan mail attım, paraya ihtiyacın var mı diye sormuştu bi kez..

    ben de hayır yok işe girdim yazmıştım cevap olarak..

    tabi ortada iş güç yoktu.. o an iş aramaya başladım amk..

    babama yalan sölemiş olmak istemedim..
    ···
  2. 27.
    +7
    çıktığın kız malmış panpa. gümüş yüzük değil altından kalbim var benim diyip kalkaydın :'(
    ···
  3. 28.
    +7
    nese binler.

    ben babamın amerika'da çalıştığı hastaneyi biliyorum, o doğum günü olayından sonra bu hastaneyi aramaya karar verdim amk..

    3-4 ay geçti ben cesaretimi toplayana kadar..

    anadolu lisesi mezunuyuz, az biraz ingilizcemiz de var tabi. aramadan önce biraz da kendi kendime yüksek sesle ing pratik yaptım..

    nese sonra gittim postaneden bi kart aldım, galatasaray lisesinin yanındaki telefon kulübelerinden (mekan önemli beyler) hastaneyi aradım. pratik yalan oldu, kadının ne dediğini pek anlamasamda, saat farkından dolayı hastanede olmadığını öğrendim.. teli kapattı bu kadın bişiler daha söledi..

    ben istiklal'de iki üç tur attım.. bi yandan da içimden ingilizceme sövüyorum..

    nese sonra bi daha aramaya karar verdim..
    ···
  4. 29.
    +6
    kızla 10-15 gün arkadaş gibi mesajlaştık.

    sonra bir gün bana bir mesajında animasyon sinemasını çok sevdiğini ve buz devri'nin 2. filmini çok merak ettiğini yazdı.

    ben de tabi bu mesajı alarak " ben de çok merak ediyorum, istersen bi gün birlikte izleyelim." dedim.
    halbuki ilk filmi bile izlememiştim amk. animasyon filmleri çocuk filmi gibi gelir bana hep.

    neyse sinemada film izlemekten çok birbirimizle muhabbet ettik. hatta çocuğunu filme getiren bir kadın arkasını dönerek baya bir azarladı bizi. ancak o gün hiçbir şey tadımızı kaçıramıyordu.

    film çıkışında da bir kahve içmek için beyoğlu mado'ya gidip oturduk.

    ben artık dayanamıyordum ona önce gözlerimle, sonra da gücümün yettiği kadar sözlerle "seni çok seviyorum, sen benim ilkimsin." dedim.

    hatta kendimi tutamayıp "keşke bütün ömrümü senle geçirsem." dedim.

    o gülümsedi ve biraz duraksayıp bana hayatı boyunca bir insanın söyleyebileceği en anlamlı cümleyi söyledi. "keşke! belki de öyle olur."
    ···
  5. 30.
    +8 -2
    söyleşi boyunca pek konuşmadık. arada şahan'ın esprilerine gülerken "çok komik." dimi der gibi yüzüme baktı sadece o kadar.

    benim içimi yine o ilk keman dersinde onu telde gülerek konuşurken kapladığı his kaplamıştı. ama bu defa daha umutluydum lan.

    ben aşkımdan cayır cayır yanıyordum ama o da en azından bana karşı boş değildi sanki beyler. bu bile bir şeydi amk.

    söyleşi bitti dışarı çıktık, yağmur başlamıştı.

    kızın yanında 2 tane arkadaşı daha vardı "biz sütlü kahveye gidiyoruz, isterseniz siz de gelin bişiler içelim." dedi bize..

    bu arada sütlü kahve istanbul üniversitesi gençliğinin vazgeçilmez mekanlarındandır amk. laleli'de sıradan bi kafe aslında altı üstü.

    bizim kankalar iyi çocuklardır ama bu konularda hepsi malın önde gidenidir. "bizim 4'te ders var ya gelemeyiz." dedi amcıklar.

    o sırada bizimkilere dönüp öle bi bakmışım ki hala arada anlatır dalga geçerler benle.

    bi şey söyleyince "tamam hemen o günkü gibi bakma lan." falan derler.

    ben hemen kıvırdım tabi, gelin lan "notların hepsi fotokopicilerde var nasılsa amk." dedim ve bizimkilerin jeton düştü 1 fire vererek meşhur sütlü kahveye gittik beyler.

    daha sonradan kızla konuşurken ilişkimize başladığımız gün olarak o günü seçmiştik..
    ···
  6. 31.
    +8 -2
    sütlü kahvede çok sıcak bir ortam oldu beyler.

    2 saat boyunca bol bol güldük, yedik içtik sohbet ettik. ben gözlerimi ondan alamıyordum sadece. tek derdim oydu o an.

    onu bakışlarımla rahatsız etmekten çekiniyordum.

    1 aydan uzun zamandır hep o anın hayalleriyle yaşamıştım. mümkün olduğu kadar tadını çıkarmak istiyordum.

    o dakikalarda aklıma ne babamın bizi terk etmesi, ne ömrüm boyunca annemin çöküşünü izlemek zorunda kalmam, ne de yaşadığımız ekonomik sıkıntılar geliyordu.

    ben de gayet normal bir üniversite öğrencisiydim işte. arkadaşlarımla sohbet edip, gülüyor ve bir kızdan hoşlanıyordum.

    tekrar, tekrar söylüyorum amk: hayatımın en mutlu dakikalarıydı.

    ve ben kendimi o dakikaları yaşadığım için çok ama çok şanslı hissediyorum beyler.
    ···
  7. 32.
    +6
    yemekten sonra annemle babam beni sokağa saldılar.. çıkmak istemedim ama bi şekilde ikna olup çıktım..

    o sırada babamla annem boşanma davasıyla ilgili konuşmuşlar. avukat falan tutmuş babam anneme kağıt imzalatmış.

    sonra babam annemle dışarı geldiler, babam benim annemle fotoğraflarımı çekti..

    bi kaç tane de onunla çekildik. acaba saklıyor mudur hala çok merak ederim..

    sonra babam gitti binlerr. ardında benim için getirdiği uçak maketini bıraktı..

    hala odamdadır o maket. uçakları da sevmem o yüzden..

    o gün ilk ve son kez gördüm onu..

    bi daha hiç aramadı..

    sadece 2-3 kez mailleştik o da nasıl oldu anlatıcam..
    ···
  8. 33.
    +5
    bunları gerçekten yaşadıysan o başlığa gibtir git yazan elimi gibeyim ben

    edit : günde en az 1 kere gibiyorum zaten
    ···
  9. 34.
    +6 -1
    adam öyle bir geçer zamanki osman beyler
    ···
  10. 35.
    +6 -1
    sokucam muallaknin sigarasinada essek kadar adam oldu halen kendi yasadiklarina kendi duygulaniyo
    gibko, birak biz okuyup duygulanalim
    ben gidiyorum amina koyim giberim
    aksam okurum
    ···
  11. 36.
    +6 -1
    annem 2 hafta önceden bana haber vermişti: " yakında baban gelicek." bekle demişti.

    ben de baba diyince o zamanlar yeşilcam'dan filmlerini çok izlediğim için kadir inanır gibi bir adam gelicek diye bekliyorum..

    bi daha gitmicek, filmlerdeki gibi, komşuların ailesi gibi bir aile olucaz artık hep birlikyte yaşıcaz sanıyorum amk..

    o 2 haftalık heyecanımı anlatamam size binleerr..

    annemi sorularımla bunaltmışım artık, her sabah " babam geldi mi?" diye açıyomuşum gözümü.. nese!!

    bi gün gerçekten de geldi amk
    ···
  12. 37.
    +5
    @286 kusura bakma hocu

    " vay huur vay "
    ···
  13. 38.
    +7 -2
    nese devam ediyorum bu sefer uzun yazıcam çünkü daha sonrasında iş görüşmesi için dışarı çıkmam gerekiyor.

    yüzüğü boğazın derin serin sularına bıraktığımı söylemiştim.

    geçen ay çok ilginç bi şey oldu hiç inanmazdım böyle şeylere ama oldu işte binler ben de hala şaşkınım.

    kapı çaldı ve karşımda onları gördüm: boğaza fırlattığım gümüş yüzükler!

    gümüş yüzükler yıllar sonra bile kokuyu takip edip sahiplerine geri döner derlerdi de inanmazdım.

    o gümüş yüzükleri ayak parmaklarıma taktım ve sözü aşağıdaki arkadaşa bıraktım.

    adam haklı olabilir beyler.

    sözü burda alıyorum

    bak güzel kardeşim. sen güzel bir arkadaşa benziyorsun.

    seni takip ediyorum ilk başladığın andan beri. hafiften bi zütoşluk var kabul et.

    hatta bu başlıktaki http://inci.sozlukspot.co ... t-desinnnnnnnnnnnnnnnnnn/ @1 ve @3 ünü tekrar okuduktan sonra

    orostopanın önde gideni olduğunu daha net anlayabiliyorum.

    amk malları diye başladın daha sonrasında ben burdan gidersem pipim düşer sizsiz yaşayamam canlarım benim şeklinde devam ettin.

    lütfen tekrar okuyunuz 1. ve 3. entryi. bariz huur çocukluğu yapıyorsun.

    hayatın boyunca yaşayamadığın ego tatminini bu şekilde kurduğun kirli tezgah ile dibine kadar yaşayacaksın biliyorum.

    bir insan niye kendi kendini giber?

    eğer anlatmak istediği bir derdi varsa esas olay bunu paylaşmaksa neden amk malları beni gönderemezler kiii diye liseli nidalarıyla

    dolaşır ortalıkta. tek bir nedeni var. ilgi çekmek amın feryadı ilgi çekmek. aziz yıldırım geliyor aklıma senin bu kumpasını hatırladıkça.

    ben bırakıyom başganlığı deyip sonra taraftarların evinin önüne yürümesini beklemesi gibi bu yaptığın.

    kimi gönderdiğinize bakın demiştin malum başlığın @3 ünde. be bu başlığa yönlerdirdin bizleri.

    küçük osman a üzülüyoruz bir de sana artık. işimiz gücümüz sen oldun.

    sende senin anlattığın hikayede kendimizden bir şeyler buluyoruz çünkü satır aralarında.

    ben senin ve babanın kim olduğunu çok iyi biliyorum bin.

    mehmet öz ün böyle bir yavşaklığa imza atacağını çoğu kişi tahmin bile edemez.

    hikayenin sonunda yapacağın açıklamada vereceğin detaylarla birlikte

    bu iş sözlükten taşıp medyaya taşınıcak ve inci nin ismi de duyulacak gündem sarsılacak bunu da biliyorum.

    şimdi devam et ve biz de mehmet öz sen ve şimdilerin çok ünlü dizi oyuncusu kızımızın ( kod adı: karışık ızgara)

    içinde bulunduğu bu sarsıcı hikayeyi öğrenelim.

    söz sende gibimin kenarı unutma hiç bir cinayet kusursuz değildir
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    +6 -1
    kafeden ayrılırken bana, keman derslerine devam edip etmediğimi sordu.

    ben de arada gittiğimi söyledim. halbuki annemin rahatsızlandığı o hafta hariç hiçbir dersi kaçırmamıştım binler.
    o hiçbirine gelmemişti.

    laf olsun diye ben de . "peki sen gidiyor musun" diye sordum..

    o da kemanın ona çok zor geldiğini bi de derslerin yoğunluğundan dolayı artık devam edemeyeceğini söyledi. belki gitara başlarım diye de ekledi.

    bir de bana "sen sakın bırakma, sen de öyle bir ışık görüyorum." diyerek de gülümsedi.

    o tatlı gülümseyle söylenen ne olursa yapmaya hazırdım beyler.

    aramızda sonradan yaşanan tüm olaylara rağmen onun sözünden dışarı çıkıp da kemanı bırakmayı hiç düşünmedim.

    o akşam tam ayrılırken bana döndü ve dediki " arada seni dinlemeye gelirim belki kulübe, senin telefonun ben de yok versene, uğramadan ararım seni."

    sonra o da bana söyledi.

    ve o gece ona ilk mesajımı attım beyler.
    ···
  15. 40.
    +5
    ikinciye aradığımda " can you please give me his e-mail number." demeyi başardım binleer..

    ("e-mail number" ne? amk salağı..)

    nese kadın insafa geldi de anladı e-mail'ini istediğimi..
    söledi bişiler. ingilizce alfabeyi anlamak zor olsa da kadını hayatından bezdirerek 10 defa tekrarlattım ve mail adresini aldım beyler..

    hem mail telefondan daha garantiydi.

    tel de ne söylenir ki amcıklar, maille yazarsın olur biter dimi.

    mail atmaya karar verdim.
    ···
  16. 41.
    +5 -1
    @1 ağlattın bin..

    lan 10 liselinin lafına uyup mu gitcen amk..

    seni sevdim çok lan, gitme amk.. pm at bana arada konuşalım.

    bu arada hikayeni mutlaka tamamla amk.. bi yolunu bul lan o kadar okuduk.
    ···
  17. 42.
    +4
    @26 beynini giberim. devam kanka.
    ···
  18. 43.
    +5
    @283 la olum dur bi yaaaa, sıçtığın tak haliç'e varmadan hemen evlenme mi teklif edilir. feriştahını gibtiğimin duygusalları nasıl bu kadar duygusallaşıp, mallaşabiliyosunuz ya. gerçi böyle diyorum da bazen de ben de senin gibiler gibi duygusal bi bin olmak istiyorum.
    ···
  19. 44.
    +4
    babam çok duygusal bi mail yazmıştı beyler..

    annem beni istanbul'a zütürürken onun yanından ayrıldığı için yıllarca mutsuzluğun nedeni olarak beni gördüğünü ve bu yüzden beni ilk başlarda hiç sevmediğini itiraf etmişti. (o satırları okumak çok zor olmuştu binler..)

    ancak daha sonra bunun ne kadar yanlış bir his olduğunu anlayıp pişman olmuş fakat sonra da artık yeni bi aile kurduğu için ikinci ailesini de ilki gibi dağıtmak istememiş..

    mailin en sonunda da " sen benim oğlumsun, istediğin zaman kapım sana açık." yazmış..

    bu satırları okuduğum an ne kadar mutlu olduğumu anlatamam binler..

    en azından babam artık beni kabul ediyor ve diğer kızı gibi yanında istiyordu amk..

    bu mailden anneme hiç bahsetmedim.
    ···
  20. 45.
    +5 -1
    size böyle rahat rahat anlattığıma bakmayın beyler.

    ben en yakın arkadaşıma bile bu kadar detayı anlatmadım.

    onlara "babamla annem ben küçük yaştayken ayrılmışlar, babam amerika'da, biz istanbul'da yaşıyoruz. annem de zamanında yaşadıklarının etkisiyle biraz fazla duygusal bir kadın." diyerek özet geçerim.

    ilk başlarda o kıza da öyle anlattım. onun tadını kaçırmak istemedim bi de işte anlatamadım beyler.

    onun bu olaylar etkisiyle beni daha az sevmesinden hatta en sonunda onu kaybetmekten korktum.

    ancak ona deli gibi aşıktım ve ben bu konularda biraz fazla sahiplenici biriyim galiba.

    ve işte nasıl olduysa oldu ve madem özel gün, o günü çok önemsiyor diye düşünerek, ona o yemekte evlenme teklifi etmeye karar verdim beyler..
    ···