1. 176.
    0
    ertesi hafta dersten bir önceki gün annem çok fenalaştı beyler.

    arada yalnızlıktan kendi kendine konuşuyor. ben artık alıştım.

    o öyleyken eskiden laf atardım, artık hiç araya girmiyorum.

    kendi dünyasında mutlu binler. niye böleyim ki o mutluluğu.

    ancak o gün üzerinde bir tuhaflık vardı.

    son bir kaç gündür hiçbir şey yemiyordu. yüzü sapsarıydı.

    anlaşılan ertesi gün bakırköy parkına yolculuk vardı.

    o hafta da keman dersine ben derse gidemedim binler. her açıdan oldukça zor ve yavaş geçen bir haftaydı.
    ···
  2. 177.
    0
    hadisene amk yaaaaa
    ···
  3. 178.
    0
    Rezerve
    ···
  4. 179.
    +1 -3
    @139 telefonda hatunu mutlu eden bendim itiraf ediyorum amk
    ···
  5. 180.
    0
    rezerved
    ···
  6. 181.
    0
    rezerve.
    ···
  7. 182.
    +1
    Hasgibtir Mola verdim verdim yine sona geldim tikandim anlatsana artik sovucem cok pis
    ···
  8. 183.
    0
    reserved
    ···
  9. 184.
    0
    olum seni gibecekler. 15000'e az kaldı. sıyır donu.
    ···
  10. 185.
    0
    hadi be amcık az hızlı anlat
    ···
  11. 186.
    +4 -2
    doktor anneme her zamanki ilaçlardan yazdı. annem ilaç içmekten nefret eder.

    çünkü doktorun yazdığı ilaçların bazılarının halüsilasyon gibi yan etkileri var.

    bir defa o yüzden gece tüm apartmanı "evin içinde bir hırsız bıçakla dolaşıyor." diye ayağa kaldırmıştı binler.

    bu arada annem 20-30 yaşları arasında gayet sağlıklı, normal bir insandı.

    babam ondan boşanıp, polonya'lı kadından çocuk doğurduktan sonra bu hale geldi diyebilirim.

    2001 yılında dedemi kaybetmemiz ve dayımında iş icabı sürekli yurt içi gezilere çıkması onun çöküşünü hızlandırdı. etrafında benden başka kimsesi yoktu çünkü.

    mahallede de "doktorun amerikada çocuk yapıp, istanbul'a yolladığı kadın" diye anılması da onu çok etkiledi.

    neyse ilaçlarını da malum halüsilasyon korkusuyla içmediği için o dönem annem ve benim için zor geçmişti.

    işin içine bir de benim o bahsettiğim kıza duyduğum aşırı özlem girince tamamen çekilmez bir dönem olmuştu.

    ama ondan sonraki 4-5 ay hayatımın en güzel günlerini yaşadım binler.
    ···
  12. 187.
    0
    çok heyecanlı gidiyo duygulandım be hocu bir gözüm tezek reyiz de bir gözüm sende devam et
    ···
  13. 188.
    +6 -2
    bir gün hiç beklenmedik bir anda tekrar gördüm onu..

    ana kampüse "şahan gökbakar" söyleşiye gelmişti. o yıllar recep ivedik falan yok. daha düzgün bi imajı vardı o adamın..

    bölümde de de ilk sene ders araları çok uzundu. boş boş oturup kantinde ders bekleyeceğize kankalarla kalkıp söyleşiye gitmeye karar verdik amk..

    istanbul üniversitesi hukuk a1 anfisini bilirsiniz beyler. ya da ne biliyim belki bilmezsiniz amk anlatıyım lan..

    kankalarla "açık tribün" deriz biz oraya.. bir stadyumun açık tribünü kadar büyüktür çünkü lan.

    neyse gittik söyleşiye, şans mı artık kader mi ne derseniz diyin beyler..

    anfide yer aramak için yukarıya doğru çıkarken onu gördüm. ayakta arkasını dönmüş montunu yerleştiriyordu, sonra bana doğru döndü ve bir an duraksadı ve gülümsedi.

    o an isteğim olmuştu binler. o artık sadece benim için gülümsüyordu. eliyle işaret yaptı "gelin gelin boş yer var." burada.
    ···
  14. 189.
    +13 -2
    şahan söyleşiye yarım saat kadar geç geldi.

    keşke daha geç kalsaydı amk. hatta herkes gitseydi bi biz kalsaydık onla o koca anfide.

    onunla ilk defa orada derinlemesine sohbet etme imkanı bulabildim.

    okuduğu bölümü, tuttuğu takımı, doğum gününü, en son okuduğu kitabı, en yakın arkadaşını, jazz sevgisini ve italyanca'ya olan aşkını o yarım saatte öğrendim.

    hani klişe bir soru vardır ya " zaman makinası icat edilse hangi zaman dilimine geri dönmek istersiniz diye?"

    ben hiç düşünmem binler tam olarak o yarım saate dönerim ve ömrümün geri kalanını o anfide geçiririm amk.
    ···
  15. 190.
    0
    devam bin
    ···
  16. 191.
    0
    reserved
    ···
  17. 192.
    +2
    yazdıgın her entryını sukuladm bin ama yatmam lazm

    sakın anlatımı kesme
    ···
  18. 193.
    +8 -2
    söyleşi boyunca pek konuşmadık. arada şahan'ın esprilerine gülerken "çok komik." dimi der gibi yüzüme baktı sadece o kadar.

    benim içimi yine o ilk keman dersinde onu telde gülerek konuşurken kapladığı his kaplamıştı. ama bu defa daha umutluydum lan.

    ben aşkımdan cayır cayır yanıyordum ama o da en azından bana karşı boş değildi sanki beyler. bu bile bir şeydi amk.

    söyleşi bitti dışarı çıktık, yağmur başlamıştı.

    kızın yanında 2 tane arkadaşı daha vardı "biz sütlü kahveye gidiyoruz, isterseniz siz de gelin bişiler içelim." dedi bize..

    bu arada sütlü kahve istanbul üniversitesi gençliğinin vazgeçilmez mekanlarındandır amk. laleli'de sıradan bi kafe aslında altı üstü.

    bizim kankalar iyi çocuklardır ama bu konularda hepsi malın önde gidenidir. "bizim 4'te ders var ya gelemeyiz." dedi amcıklar.

    o sırada bizimkilere dönüp öle bi bakmışım ki hala arada anlatır dalga geçerler benle.

    bi şey söyleyince "tamam hemen o günkü gibi bakma lan." falan derler.

    ben hemen kıvırdım tabi, gelin lan "notların hepsi fotokopicilerde var nasılsa amk." dedim ve bizimkilerin jeton düştü 1 fire vererek meşhur sütlü kahveye gittik beyler.

    daha sonradan kızla konuşurken ilişkimize başladığımız gün olarak o günü seçmiştik..
    ···
  19. 194.
    0
    http://imgim.com/fd9c5240.jpg
    ···
  20. 195.
    0
    @165 çok yavaşsın bin
    ···