1. 25.
    0
    ilkokul hayatım bu kadar zaten gibleyen yok devamı gelmeyebilir

    en acıklı dönemlerimde buraya kadardı zaten
    ···
  2. 24.
    0
    bu arada yeni kardeşim oldu. Adı deniz doğduçu gün gördüm bu ne amk diyip yurda döndüm. Yurt programı 04.30 namaz 05.00 temizlik 06.00 kahvaltı 06.30 okula gitme 12 dönüş sonrası namaz ders vb derken dinde bir sürü açık yakaladım o güne kadar müslüman olan ben şüpheye düşmüştüm. Kitapları araştırdım bir sürü yanlış buldum ama tam olarak dinden dönmemi sağlayan 2şey oldu. Biri kuranı türkçe okumak diğeri ise sübyancı hocalar. Evet bana değil fakat diğer çocukları istismar eden hocalar gördüm bu kadar iğrenç varlıklar nasıl varolabiliyor dedim. Bunu yurt müdürüne söylediğimde öyle bir şey yok abartıyorsun gibi ibareler kullandı ısrar edincede sinirlendi dayak attı o sırada kalbimdeki ağırlığın kalktığını hissettim masasında duran dolma kalemi böbreğine sokup kaçtım rahattım ama sonra annemin üzüldüğünü görünce içim sızladı. Yurda zaten geri dönmezdim hem de atılmıştım zaten. Pislik aşağılık yaratıklar! Biri çocuğun elini gibine zütürüyor diğeri çocuğun alt dudağını yalıyor diğeri ise çocuğun ağzına su koyup çocuğun ağzından içiyordu. Hepsi de bundan hiç kimseye bahsetme tamam mı diyordu pişkin pişkin. O an hepsini öldürmek istedim ama olmadı
    ···
  3. 23.
    0
    eve gittiğimde annem direk sarıldı bana neyse sonraki gün pgiboloğa gittik ben yine mutlu surat ifadesiyle aptal aptal bakıyorum bir kaç test yaptı bir şeyler sordu neyse kurtulduk dedim yine çıkardılar beni annemle pgibolog konuşuyor. Bu çocuğun tehlikeli bir zekası var yanlış yola saptırılsa felaket olur falan filan. Buradan o pgiboloğa sesleniyorum. Senin peygamberini gibim! Falan filan dediğim kısımda anneme süleymancıların yurdunun adresini vermiş. Annem ağlayarak seni yurda yazdırsak olur mu dedi. Önümüzdeki sene olur dedim. Yaz tatili geldi ve sünnet olacaz. Neyse sünnet olduk abim dışarıda taso oynuyor. Çocuğa yenildi sinirledi bu git evden tasoları getir dedi. Karşıdan karşıya giderken arabanın teki çarptı. Eve gittiğimde gibim kanıyordu. Anem hemen sünneçiyi çağırdı sünnetçi geldi beni hastaneye zütürdü. Orada uyuşturmadan yeniden dikiş attılar. Çektiğim acının haddi hesabı yok ama katlandım. Sonraki yıl yurda başlıyordum...
    ···
  4. 22.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=ecdy4ntedw0
    en sevdiğim şarkı olmasının nedeni onunda en sevdiği şarkı olmasıydı. Mezarının başında ağladım ve kendimden geçmişim uyandığımda akşam olmuştu
    ···
  5. 21.
    0
    duydum ama duymamış gibi davrandım. Sonraki gün annem beni kırılan yerime bakması için (!) doktora zütüreceğini söyledi. Olmaz bu gün 18kasım dedim ve o gün okula gitmedim. Parka gidip en güzel çiçekleri topladım. Güllerin dikenlerinide söktüm zütürdüm mezarlığa. Bu gün i dayımın ölüm yıl dönümüydü. Öldüğü gün çok sevdiğim birinin ölmesinin yanı sıra başka bir şeye de üzülmüştüm. Öldüğü gün yağmur yağıyordu. Gömüldükten sonra ben ve annem dışımda hiçkimse kalmamıştı. Ailesi için herşeyi yapan hiçkimseden hiçbirşeyi esirgemeyen herkese yardım eden i dayımın cenazesine toplam 7 kişi gelmişti (ben ve annem dahil) üstüne üstlük hiçbir kardeşi ve dedem bile gelmemişti. 14 kardeşler ve gelen tek kardeşi annem. O gün insanlardan nefret etmeye başladım. Mezarının yanına gittiğimde yemyeşildi. Mezarını suladım çiçekler serpiştirdim ve en sevdiğim en sevdiğim şarkıyı söyledim.
    ···
  6. 20.
    0
    devam ediyorum. Kafatasım çatladığında 2ay komada kalmışım uyandığımda annem karşımdaydı yine. Fakat eskisi gibi değil sara hastalığının üstüne tam çökmüştü. Mosmor şişmiş göz altı torbaları eskisinden çok daha zayıftı. Sevimip bana sarıldığında kalbime bir ağırlık bindi. Elleri neredeyse sadece kemik olmuş saçları beyazlamıştı. O an dakikalarca bana sarıldı fakat sevinemiyordum. Hissettiğim tek şey kalbimdeki ağırlıktı. Annem dışarı çıktı ve sonra doktorla içeri girdiler. Doktor tuhaf bir şeyin var mı dedi. Söyleyecektim ki annemin yüzünü gördüm ve gülümseyerek hayır dedim. Annem o gün dondurma oyuncak künefe bir sürü şey aldı ve parkta oynattı abimle beni çok mutluymuşum gibi davrandım. Sonra okula geri döndüm arkadaşlar(!) dersler her şey bir yükmüş gibi bindi kalbime. bir gün çocuğun biri beni tuvalette sıkıştırdı okul harçlığını ver diye gerçi sadece sakız alacak param vardı ama hayır dedim. Çocuk sinirlendi ve bana vurdu ama çok hafif bir acı hissettim. Yine hayır dedim. Çocuk sinirlendikçe kalbimdeki ağırlık hafifliyordu ve güçleniyordum. Normalde elimi bile sıkamazdım ama çocuk benden çok büyük olmasına rağmen çocuğun kafasını tutup pisuvarın yanındaki taşa geçirdim. O an mutluluk huzur karışımı bir şey hissettim. Çocuğun başındaki kanları görünce gülümsedim arkadaşları bunu alıp başını yıkayıp revire zütürdüler. Annemin çağrılmasına rağmen hiçbir ceza almadım çünkü o başlatmıştı. Müdür beni odadan çıkarttı ve anneme beni pgiboloğa zütürmesini söyledi
    ···
  7. 19.
    0
    neyse bu olaydan sonra o lanet evden taşınıp başka bi yerde seyhan isimli ünili bi ablayla kaldık annemi ilk kez gerçekten mutlu görüyordum. Fakat bir akşam o ateşten kaçmaya çalışırken kendimi 2.kattan aşağı attım. Hatırladığım tek şey bir pikapla hastaneye gidişimizdi. Kendimi hastanede buldum sonra. Annemgil başımda bekliyordu. Onlar damdan düştüğümü sanıyorlardı ama gerçeği bilmiyorlardı. Abimle annem zaten sara hastasıydı üzülmesinler diye hiçbirşey söylemedim. Annemin elinde kinder süpriz vardı. Çok fakir olduğumuz için ne abim ne de ben annemdwn tek bir şey bile istemezdik. Çünkü istediğimiz bir şeyi yapamadığında üzüntüden bayılırdı. Bayıldığında ise korkmamıza rağmen başınım altına yastık koyar üstüne battaniye örter ellerini çözmeye çalışır ve battaniye örterdik üstüne. Asla kolonya kullanmadık çünkü kolonyadan nefret ederdi. Hastaneden çıktık ve 1 hafta sonra hayatımı değiştiren olay oldu. inşaat yerinde taso görmüştüm almak için koştum ve 2.kattan kafama kiremit düştü ve kafatasım çatladı.
    ···
  8. 18.
    0
    bu gün 25e tamamlayıp ilkokul hayatımı bitiriyorm. Zaten benden başka entry giren olmaz herhalde.
    ···
  9. 17.
    0
    beyler sizin sevdiğiniz gibi gibişli sokuşlu hikaye olmayabilir ama okuyun lütfen.
    ···
  10. 16.
    0
    (bkz: anı)

    ölümü bir yana ölüm hikayesi bile beni zevkten dört köşe ediyordu zevkten. Bir gün yattığı yataktan kalkarken ayağı kalkarken ayağı kaydı ve düştü. Ben olsam gibseler kurtarmazdım huur karıyı ama annem benim gibi değildi. Bütn eziyetlere ve küfürlere rağmen doktora zütürdü. Doktorun odasında bile anneme küfür ediyordu. Doktor bunu muayene etti ve kalça kemiğin çıkmış yerine oturttuk fakat 2hafta istirahat et düzelirsin dedi fakat ondan sonraki gün ben 2 hafta dayanamam beni ameliyat edin diye yaygara çıkardı. Kimse başa çıkamadığı için zorlada olsa ameliyat etmek mecburiyetinde kaldılar ameliyattan sonra bir şeyler oldu. Tam hatırlamıyorum bunun bi yerini mi kapamayı unuttular. Neyse 2 hafta boyunca acı çekerek öldü. ironi kısmı çok güzel. 2 hafta bekleyemedi zevki yüzünden 2hafta acı çekerek öldü. Yaşattığının hesabını az da olsa vererek öldü.
    ···
  11. 15.
    0
    anlatmaya devam ediyorum. 1 kişi bile okusa kardır. Bu olaylardan sonra abim de sürekli bayılmaya başladı ve şizofren oldum. Şizofren oldum dememmin asıl sebebi şizofrenliği aşmış olmamdır. Normal insanların aksine benimki biraz farklıydı her gün her gece o evin damın üstüme ateşli ayı tuzağı gibi bir şey gelip beni yutuyordu. Bu sorunlarla okula başladım. Anaokuluna hiç gitmedim 1.sınıfta ise zaten okuma yazma ve 4 işlemi biliyordum. Yani 3e kadar boş beleş geçtim. Okuldaki herkesden uzak duruyordum çünkü annem bana arkadaşlarının senin kişiliğini belirlediğini söylemiştim ve doğudaki çocukları bilirsiniz. O sıralar çocukluğumun en güzel olaylarından birini yaşadım. Babaannem ölmüştü.
    ···
  12. 14.
    0
    neyse babam 2 yıl sonra geri döndüğünde yanına ve "o" eve hiç gitmek istememiştim fakat aşiretler arası kan davası çıkmasın diye annem zorla geri gönderilmişti fakat i dayım buna tamamiyle karşı olmasına rağmen dinlenmemişti. neyse geri döndük o lanet eve ve annem yine ölümüne çalışıyordu. o sıralar hamamböceklerinden nefret ettim ev büyük olduğu için her yerdeydiler dıbına kodugumun yaratıkları bu gün nerede hamamböceği görsem öldürmeden duramam. bu sırada küçüklüğümün en kötü olayı yaşandı. irfan dayım eve alıp beslediği 3-5 evsiz tarafından bıçaklanmış. cebinde olan toplam parası ise 9 tane 1000 liradı. (çoğunuz bilmez bilmeyenler googleden aratın o parayı.) çünkü bütün parasını yine o evsizlere yemek ve kıyafet almak için harcamıştı. cebindeki parayı esirgemezdi. evden apar topar çıktık direk mersine gittik. şansımıza (ya da şanssızlığımıza) dayımın son anlarına denk geldik miras olarak bana bıraktığı kahverengi gözlüğünden başka hiçbirşey yoktu öldüğünde. hiçbir zaman o kadar ağlamadım o zamanlar hayatımda en sevdiğim insandı irfan dayım gözlerimin önünde gömüldükten sonra gece yarısına kadar mezarı başında durdum. neyse beyler ben akşama doğru yazarım duygulandım. şimdi bile o kahverengi gözlüğünün iki camı ve sylvesterli silgisini yanımda taşırım
    ···
  13. 13.
    0
    i dayımı ben de çok severdim neyse o günden itibaren her hafta annemle mektuplaştılar aylık ziyaretine gidiyorduk. plastik boncuk gibi olan küçük şeylerden anneme çanta ve cüzdan yapmıştı annem çok sevinmiş fakat yaşadıkları yüzünden sevincini yansıtamıyordu. ablalarımın öldüğünü söyleyince 2side ağlamışlardı dakikalarca gözümün önünden oradaki polis beni dışarı çıkarmıştı etkilenmim diye. neyse git gel iyice bağlanmıştım i dayıma hapishaneden çıktığında çok sevinmiştim. tabi sevinmeye fırsat kalmadan kötü olayların devamı gelmişti. babam bir hostesle evden kaçmıştı ve onu bir daha 2 yıl boyunca görmedik ilk aylar aynı evde kaldık fakat baba tarafının baskılarının artması yüzünden irfan dayım bizi yanına almıştı. 5 yaşında bana el yazısı yazmayı ve okumayı öğretti. o sıralar ahmet kayanın bir sürü şarkısını da ezberlemiştim fakat dayımın en sevdiği şarkısı "sürüler içinde sürmeli koyun" şarkısıydı. bu arada tarafsız bakın sağcılar dayım adam gibi adamdı her gün evsizlere yardım eder parasını neredeyse hiç kendisi için harcamazdı sürekli bizi mutlu etmek için hediyeler alır yapmadığı iş olmazdı.
    ···
  14. 12.
    -1
    okumadım ama oç olduguna kanaat getirdim
    ···
  15. 11.
    0
    o sıralar sağ sol kavgası oluyordu. annem tarafı solcuydu bir gün eve haber geldi 4 dayımı sorguya çekmişler. hiçbirini 6 ay boyunca göremedik. 6 ay sonunda 3ü geri çıktı. büyük olan k dayımın (baş harflerini yazıyorum sadece) sağ elinden 4 parmağı kırılmış ve vücudu yara bere içindeydi. ortanca olan h dayımın ayak tırnakları çekilmiş ve darp edilmişti. (o günden sonra bir daha ayak tırnakları çıkmadı) küçük olan m dayım ise sadece vücudunda ağır yaralar vardı ki hepsinde vardı bu durum fakat annemin en sevdiği kardeşi i dayım hapishaneye atılmıştı
    ···
  16. 10.
    0
    şimdilik partları küçük küçük yazmamın sebebi konuyu uplama çabamdır ileride daha uzun entryler gireceğim.
    ···
  17. 9.
    0
    küçüklüğümde ilk darbeyi ordan aldım biz 6 odada yaşarken (hepsi soğuk geçiriyor) kış aylarında ısınacak sobamız bile yoktu çünkü babamız ırağa mal zütürüp getiriyordu. bu arada babam nakliyatçıydı. o zamanlar annemin küçüklüğünün verdiği tecrübesizlik ve soğukluktan 1 ay arayla 2 ablamı da kaybettim . ve nenemle yengem bütün suçu anneme yıktılar çocukları boğdu diye. halbuki onlar sağlam yapılmış üst katta hem elektrikli hemde odunlu sobala ısınıyorlardı hem de hiçbir iş yapmıyorlardı. bu olaydan sonra annemle ruhsal çöküntü ve sara hastalığı başladı.
    ···
  18. 8.
    0
    neyse hayatımın kötü günleri o zamandan başlıyor. Doğu illerinde kalanlar varsa avlulu evleri bilir. Bizimki şehrin en büyük evi denilebilecek bir evdi. Takribi 500 metrekare bir ev 6 oda bodrum zemin kat yaşadığımız yer 3 3 2 oda diye ayrılıyor motel gibi tabi mutfak tuvalet avluda. Üst kat 4 oda 1 mutfak ve 2 dam nenem ve yengeö hiçbir işi kendileri yapmıyor hep anneme yaptırıyordu. Haftada 2 kere buraları temizlemek zorunda kalıyordu tek başına ve bu işi 4 kişi bile zar zor yapardı.
    ···
  19. 7.
    0
    @5 hikayenin tam bir sonu olacağını söyleyemem fakat üniden öteye geçireceğime söz veririm
    ···
  20. 6.
    0
    işte kötü olaylar bundan sonra başlıyor. Düğün olduktan sonra o evde kabus gibi günleri başladı ve bizimde en kötü günlerimiz o evde geçti. Nenem ile yengem hakiki oruspulardı. Annemi her işe koşturuyorlardı. O zamanlar ben abim ve 2 ablam vardı. Ablalarım ikizlerfi nilay gülay mehmet ve ben kadir. (o zamanlar ismim kadirdi 4 tane ismim var.)
    ···