/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 201.
    +1
    Yol yorgunluğu bir yandan, kafa yorgunluğu bir taraftan baya bir uyumuşum. Yaklaşık 18 saat. Uyandığımda tarih değişmişti. Sabah olmak üzereydi. Yatakta gözlerim açık bekledim biraz. Kalkıp su içtim. Melek içerde uyuyordu. Ben izin alma desem de melek 3 gün izin almış.

    Melek uyanana kadar balkonda sigara içip oturdum. Melek uyanmış bana bakmaya gelmiş, içerde göremeyince telaşlanmış, balkona çıkıp beni görünce rahatladı.

    M:ne zaman uyandın
    K:Bilmem 1-2 saat oldu.
    M:Napıyosun burda?
    K:sigara içiyorum.
    M:Sabahın köründe.
    K:evet.
    M: içeri gel hava soğuk, hasta olacaksın, zaten kötü gözüküyorsun.

    içeri geçtim. Melek kahvaltı için bir şeyler hazırladı. Birlikte yedik. Melek neler olduğunu merak ediyor ama soramıyordu.

    Bende sormasını istemedim.

    K:Hadi dışarı çıkalım. Senin şu dövmeci arkadaşını görelim.
    M: Napcaz ki onu.
    K: ben bi elime geçireyim, sonrasına bakarız.
    M: O kız lezbiyen, erkeklerle takılmaz.
    K:ooo daha iyiymiş, belki seninle takılır bende o arada şu kelebeğin hesabını sorarım.
    M: o tamamen benim suçum kızın ne günahı var.
    K: Ya melek insanın g-tüne kelebek dövmesi yaptırmak ne demek ya. Düzgün bişi olsa belki kızmıcam ama kıçımda kelebek var benim yaa.
    M: ne var canım bende de Marilyn Monroe var ben dert ediyormuyum. Hem sana çok yakışıyor.
    K: Bunun intikdıbını alacağım bilgin olsun.

    Evden çıkıp sahilde bir cafeye gittik. içecek bir şeyler istedik. Ben yaptığım ticaret işinden bahsettim, para kazandığımdan filan bahsettim. Melek konuyu nataliaya getirmeye çalıştı ben ise uzaklaştırdım.
    Sonunda dayanamadı.

    M: Peki şu kızla ne oldu? Aldın mı intikdıbını ?
    K: Aldım.

    Boğazıma bir şey düğümlendi.

    M:Mutlumusun şimdi.
    K:Bilmiyorum.
    M:Bu halin ney o zaman.
    K: bilmiyorum, bunu sonra konuşalım.
    M: Tamam ısrar etmiyorum.

    Akşama kadar gezdik, akşam aynı ritüeller için alkol aldık ve eve geçtik.

    Melek masayı balkona hazırladı, bende yardım ettim.

    Bir iki kadehten sonra iyice vidalarımız gevşedi. Ben başladım dökülmeye. Ne var ne yok anlattım. En başından en sonuna, en ince ayrıntısına kadar. Melek beni şaşkın gözlerle dinliyordu. Belki benden tiksindi belki benden nefret etti. Bu kadar gaddar olabilmeme inanamıyordu belki. Ben ağlamaya başlamıştım, hem ağlıyor hem de aldığım intikamdan bahsediyordum. Melekten beni onaylamasını bekliyordum. Melek suspus oturuyor, anlattıklarımla yüzü biraz daha düşüyordu. Ve bir gün öncesinde yaşadıklarımızı ve natalaiyı nasıl terk ettiğimi anlattım. Hem sinirliyim hem üzgün, hem üzülüyorum hem de ben haklıyım diyorum.

    Duygular karıştı. Mekanlar karıştı. Kendimi ilk doğduğum gecekondunun tek göz odasında buluverdim. Odada babam annem birde ben. Her şey kırmızı renklerde. Herkes benden uzak duruyor. Yanlarına almıyorlar beni. işaret parmakları ile beni gösterip uzaklaşıyorlar.

    Uyandığımda kanepede iki büklüm buldum kendimi. Nasıl geldim buraya, melek nerde anlayamıyorum. Baş ağrısı yüzünden kafam çatlamak üzere. Elimi yüzümü yıkadım banyoda. Melek içeride uyuyor. Masa boş şişeler ile dolu ve geceden kalmış.

    Melek benim sesime uyandı. Bana bakışlarını görebiliyordum. Bana kızgındı. Belki nataliaya yaptıklarım için belki kendime yaptıklarım için. Bilemiyorum. Ama dayanamıyorum o bakışlar.

    M: Günaydın
    K:Günaydın, ağrı kesicin var mı başım çok kötü.
    M:tahmin edebiliyorum. Çok içtin.
    K: Buraya nasıl geldim hatırlamıyorum.

    Birlikte kahvaltı yaptık ama melek çok fazla konuşmadı. Bende benden nefret etmesini istemedim. Gitmek istedim.

    K: Bugün eve geçiyorum.
    M:Neden ? bir hafta buradaydın hani.
    K: gitsem daha iyi, senide işinden etmeyim.
    M: Ne alakası var, ben 3 gün izin aldım senin için.
    K: Dün anlattıklarımdan sonra bana olan düşüncelerin değişmiş gibi bakıyorsun.
    M:nasıl yani ?
    K:yargılar gibi.
    M: tamam yaptıklarını dinledim, onayladım diyemem ama bu senin seçimin.
    K: Belki haksız olduğumu düşünüyorsun, belki aşırıya kaçtığı mı! Düşünebilirsin.
    M: Ben sizin için üzüldüm sadece, ne bileyim belki sonu iyi olabilirdi.
    K: son diye bir şey yok benim için.

    Masadan kalkıp balkona çıktım. Bir sigara yaktım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 202.
    +1
    Melek arkamdan geldi, bir sigarada o yaktı.
    M:şaşırdım sadece, bu kadar severken nasıl bu kadar gaddar olabildiğine.
    K: ben mi gaddarım ! Natalia beni bir telefonla terk etti. Ve ne için ? Para için. Zenginlik için. Bir yıl önce senin yanına gelirken taksiye binecek param yoktu, şimdi cebim para dolu. Varmı sana karşı bir değişikliğim ? Arkadaşlarımı artık zengin insanlar içinden mi seçmeliyim ?
    M: O bir yanlış yapmış, bunu biliyoruz zaten, senin de aynı yanlışı yapmana gerek yok. Yaptığın herşey sana zarar verir, başka kimseye değil.

    Meleğin bu sözleri beni iyice sinirlendirmişti. Belki haklıydı belki doğru olanı söylüyordu. Ama benim duymak istediğim şey ler değildi bunlar.
    Sigaram bitince içeri geçip valizimi topladım. Melekte daha fazla bir şey söylemedi.
    Meleğin yüzü düştü, benimde ama gitsem daha iyi olacak. Evden çıkmadan meleğe teşekkür ettim, yanaklarından öpüp evden çıktım. Taksiye binip esenlere otobüs terminaline gittim.

    Bir bilet, bir yolculuk sonrası bir ev…. Anne baba kardeş.
    ···
  3. 203.
    +1
    Ev aynı sıcaklıkta. Annem en sevdiğim yemekleri yapar, babam akşamları sohbet eder, kardeşim beni örnek alır.
    Planım 1 ay kalıp dönmek. Ama bir bahane bulmam lazım. Çalıştığımı söyleyemem. Evdekiler başımın etini yerler. 1 hafta boyunca sadece yattım. Melek birkaç defa aradı, kısa kısa konuştuk. 1 hafta sonra baga yı aradım. işleri sordum, bir sıkıntı olup olmadığını sordum. 1 ay sonra geleceğimi söyledim oda tamam dedi. Natalia ile ilgili bir ley söylemedi, bende sormadım.

    1 hafta sonra babamla konuştum, staj için okula geri dönmem lazım. Yabancı şirkette zorunlu olduğunu anlattım. Babam orunluysa yapacak bir şey yok dedi. Ama bunu anneme söylemem gerekiyordu. Annem tabi babam gibi karşılamadı bu durumu, hemen ağladı. Daha 1 hafta oldu sen gideceğim diyorsun diye bana sızlanmaya başladı. Ama yapacak bir şey yoktu.

    1 ay boyunca görüşebildiğim tüm eski dostlarla görüştüm. Ebru nun nişanlandığını öğrendim, hem de ayçadan. Ayça ile bir akşam bir şeyler içmek için buluştuk. Çok uzun kalamadık, erkek arkadaşı varmış. Çok kıskançmış. Eski iş yerlerini gezdim, eski arkadaşları ziyaret ettim. Akrabaları gezdim dolaştım. Ve bir ayı bitirdim. Artık dönmem gerekiyordu. Dönüş için bilet aldım. Meleğe haber vermedim.
    ···
  4. 204.
    0
    Not: Önemsiz yerleri kısa tutacağım. Zaman hızlı geçebilir.
    ···
  5. 205.
    +1
    Herkes ile vedalaşıp istanbul’a doğru yola çıktım. Meleğe haber vermediğim için bana çok kızacağını biliyordum. Ama her şeyi bilen birinin bana o gözlerle bakasına dayanamam.

    Atatürk havaalanına girdiğimde telefonum çaldı. melek sanki hissetmiş gibi aradı.

    M: kitap kurdu naber
    K: iyidir sen ?
    M: iyiyim bende. Alışabildin mi eve.
    K:bilmem.

    Arkadan gelen kalabalığın sesi, güvenlik noktasındaki polislerin sesleri artınca meleği duyamadım.

    K:arıyım mı ben seni?
    M:Nerdesin sen ?
    K:arıyorum birazdan, deyip kapadım telefonu.

    Güvenlik noktasından geçtim, valizimi alıp sessiz bir yere geçtim. Meleği arayıp ne diyeceğim diye düşünüyorum. Biliyorum kızacak. Aradım.

    K: melek
    M:neoldu ya anlamadım.
    K:Güvenlik noktasındaydım.
    M:neredesin ki ?
    K: havaalanında.
    M: nereye gidiyorsun ?
    K: okula geri dönüyorum.
    M: bana niye haber vermedin ?
    K: bilmiyorum.
    M: iyi b-k yedin, s-ktir git o zaman. Ne önemi var ki zaten meleğin. Varsa yoksa kitap kurdu bey.
    K: ya bak, haber veremedim, çok ani gelişti.
    M: tamam ya s-ktir git işte. Ben rahatsız etmem merak etme.

    Çat telefonu yüzüme kapattı. Aradım ama telefonu komple kapatmış.

    Her şey bo-ka sardı, Anlatabildiğim bir kişi vardı, onu da küstürdüm. Yine tek başımayım, yine yalnız.

    Uçağa bindim, uzun bir yolculuk beni bekliyor.
    ···
  6. 206.
    +1
    Uçak indiğinde iyice moralim bozulmuştu. Melek bir yandan, natalia bir yandan.

    Ama işte hayat bu yaşayacaksın. Ödeyeceksin tüm bedelini.

    Uzun bir otobüs yolculuğundan sonra, terminale gelmesi için baga yı aradım. Baga benim arabam ile gelmişti. Baga nın evine gittik. Yemek yedik ve ben uyudum. işleri konuştuk. bir sorun gözükmüyordu.

    Okulun açılmasına daha 2 ay vardı. Ve işimizi genişletmek için tam zamanıydı. ilk günden plan yaptık. Yoksa burada zamanın geçmesi pek mümkün değildi. Yeni bir ev tutmam lazımdı. Gidip 2-3 ev gezdim. Okula uzak bir semtten, içten dublex bir ev tuttum. Ev 2+1 ama benim içini dolduracak eşyam yok. Natalia ile yaşamaya alışmışım, bu kadar büyük evde ne yapacağım diye düşündüm. Alışacağım çaresi mi var.

    Natalianın evinin yakınlarından hiç geçmedim. Onunla karşılaşabileceğim hiçbir yerde gezmedim.

    1 ay sonra dağıtım ağımız iyice genişlemiş, işler baya iyi durumlara gelmişti. Okulunda daha açılmasına bir ay vardı. Bizimle çalışan sayısı 4 den 6 ya çıkardık. 2 kişi daha aldık. Okullar açıldığında benim için sorun olmaması ve anlaşılmaması lazımdı. Okulların açılmasına 15 gün vardı.

    Başkentteki firma bizi görüşmeye çağırdı, görüşmeden önce tüm işlerlimizi toparladık. Gittiğimizde adamların karşısında elimiz dolu olsun istiyorduk. Gece yola çıktık ve başkente gittik. Hazırlandık ve görüşmeye gittik.

    Genel olarak iyi geçti, bizden sermayeyi artırmamızı istediler, bizde bir miktar daha para koyduk ortaya. Bir gün başkentte kalıp dönecektik. Akşam eğlenmek için dışarı çıktık. Sonraki gün yola çıkmadan önce tren istasyonuna gidip bizim için yüklenen ürünlere baktık.
    Ve hayatımın geri kalanı işte orada taka sarmaya başladı.
    ···
  7. 207.
    +1
    istasyondan çıkarken insanların beklediği peronlardan geçiyorduk ki. Biri ismimi söyledi sanki.

    Dönüp arkama baktım ama kimse yok. Ses iyice yakınlaşmaya başladı. Ben sağa sola bakarken kendi dönemimden bir kız yanıma geldi. Tokalaştım. Şaşırdım baya. Yanında 4-5 kız daha vardı. Hepsi Türk.
    Konuştuğum kızın adı yılan olsun. Çünkü tüm hayatımı sokacak bu kız.

    K: Ne yapıyorsunuz burada ?
    Y: okula gidiyoruz, sen ne yapıyorsun burada.
    K: Bende okula gidiyorum
    Y:tren le mi ?
    K: yok arabayla.

    Baga iki adım öteden bize bakıyor.

    Y: arabayla mı ?
    K:Evet.
    Y: ya senden bir şey isteyebilirmiyim.
    K: tabi.
    Y: Kız kardeşim hasta, çok kötü üşütmüş sanırım, trenle çok uzun sürecek yolculuk. Bizde sizinle gelsek olur mu ?

    Kardeşinin yüzü bembeyaz olmuş. Tamam dedim, 2 kişi gelebilirsiniz. Diğer kızlarla vedalaşıp bavullarını aldık. ( aklımı s.keyim diye düşünüyorum şimdi, sana ne başkasının işinden )

    Baga bavulları arabanın arkasına yerleştirdi. Kızlar arka koltuğa oturdular. Önümüzde uzun bir yolculuk var. Ama yılanın kardeşi terliyor. Yola çıkmadan bir eczaneye uğrayıp ilaç aldık. Sonra düştük yola.

    Yol boyunca yılan durmadan sorular sordu. Araba kimin, sen ne iş yapıyorsun. Neden tren istasyonundaydın. Durmadan sorular soruyor bende durmadan konuyu değiştiriyorum. Baktım olmayacak çektim sağa arabayı baga ya verdim. Geçtim yolcu koltuğuna ve uyudum. Baga saatlerce tek başına araç kullandı. Kızlar yurdunun önüne geldiğimizde yılanın kardeşi toparlamıştı. Teşekkürler sonrasında yılan numaramı istedi, bende vermek zorunda kaldım. Yurdun önünden ayrıldım.
    O telefonu hiç vermemeliydim
    ···
  8. 208.
    +1
    Okullar açıldı ve artık 3. Sınıftaydım. Alttan 3-4 dersim vardı ama sallamıyordum pek. Derslikler natalianın sınıflarının yakınlarıydı geçen seneki gibi. Geçen sene dua ettiğim şeyden bu sene nefret ediyordum. Natalaiyı görmemek için neredeyse sınıftan çıkmıyordum, yada okula gitmiyordum.
    Tüm sosyal hayatım baga dan ve iş yaptığım marketlerden ibaret olmuştu. Neredeyse hiç Türklerle konuşmuyor, hiç bir şey paylaşmıyordum. Bu durum iyice paranoyak olmama sebep oldu. Sanki Türklerle konuşursam işlerim bozulur diye düşünmeye başlamıştım.

    Okullar açıldıktan yaklaşık 1 ay sonra dersten çıkıp park yerindeki arabama doğru gidiyorum. Natalia bir ağacın arkasına saklanmış beni bekliyormuş. Aracın kapısını açıp binerken diğer kapıdan da natalia yoldu koltuğuna oturdu. Kalbim öyle hızlı atmaya başladı ki bayılacağımı zannettim. Nefesim kesildi. Natalianın gözlerinden nefret okunuyordu. Beni öldürür mü acaba diye düşündüm.
    Bağıra bağıra konuşmaya başladı.

    N: Tamam mı, istediğin oldu mu ?
    K: Burada konuşmayalım, öğrencilerin bize bakıyorlar.

    Arabayı çalıştırıp anayola oradan da daha sakin bir sokağa gidiyordum. Natalia yumruklarıyla yüzüme vurmaya çalıştı. Bir yandan da küfrediyordu. Kaza yapmamız an meselesiydi.

    Zor durabildim. Natalianın ellerini tutmaya çalıştım. Sonra benimde kafam attı ve bağırmaya başladım.

    K: Sen beni bırakıp gittiğinde tam olarak böyle hissettim, ve ben kimseyle konuşamadım. Şimdi anlamışsındır neler yaşadığımı.
    N: o zaman niye tekrar geldin yanıma, niyee

    Bir yandan ağlıyor bir yandan bağırıyordu. Benimde iyice canım yanmaya başlamıştı.

    K: biz diye bir şey yok artık, biz çok önce kaybettik.
    N: Sen hiç mutlu olamayacaksın, hemde hiç.

    Deyip kapıyı vurarak indi arabadan.

    O giderken arkasından ‘’ Zaten değilim ki ‘’ diyebildim içimden. Bu kadar ağır olmasını beklemiyordum, ama oldu işte. Natalia ile olan tüm ilişkimiz bir yol kenarında bitti.

    Yine gidip alkol aldım, ve işin gene takunu çıkardım. Sabaha kadar içtim. Unutmak için, bir daha üzülmemek için, bir daha hatırlamamak için içtim o gece.

    Sabah uyandığımda vücudum kabarmıştı. Ne olduğunu anlayamadım. Baga yı arayıp beni hastaneye zütürmesini istedim. Hastanede tahlil yaptılar ve karaciğerin alkole dayanamayıp vücuda ürtiker attığını söylediler. Birkaç ilaç verdiler, 1 ay alkolden uzak durmamı söylediler ve gönderdiler. Natalia kalbimden sonra vücuduma da zarar vermeyi başarmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 209.
    +1
    Okula devam edip dersleri aksatmamaya çalıştım. Zaman geçiyor para kazanmaya devam ediyordum. Her şey tatsız ama rutininde gidiyordu.2 aydan fazla zaman geçmişti.

    Ve yılan bir gün akşam beni aradı.

    K:efendim
    Y:Kitap kurdu nasılsın ?
    K:iyiym teşekkür ederim sen ?
    Y: bende iyiyim, sana teşekkür edemedim. iyi ki o gün denk geldin, yoksa bizim için zor olacaktı.
    K: önemli değil.
    Y: ya sen nerde oturuyorsun ?
    K: ne oldu ki ? ( paranoya işte )
    Y: Bugün kızlara pasta yaptım, sanada teşekkür için bir dilim getireyim diyorum. Tabi müsaitsen.
    K: siz yiyin benim ev biraz uzak, yemiş kadar oldum. Teşekkür ederim.
    Y: Peki sen nasıl istersen ama borcum olsun o zaman.
    K: Tamam borcun olsun. iyi akşamlar
    Y: iyi akşamlar.

    Konuyu uzatmamak için tamam demiştim. Bir daha aramaz diye düşünüyordum. Tabi öyle olmadı.

    Birkaç gün sonra okul çıkışı karşılaştık mı yoksa bilerek mi geldi bilemiyorum ama çıkışta denk geldik.
    Bu başladı konuşmaya, bırakmıyor gideyim. Anlatıp duruyo. Baktım olmayacak bari yemek yerken konuşsun istedim.

    K: yemek yermişin.
    Y: Yerim ama ben ısmarlarsam.
    K: iyi hadi bin o zaman.

    Araca binip orta halli bir yere gittik. Bir şeyler söyledik, yiyoruz ama bu kız hiç susmuyor. Arada bana sorular soruyor ama ben konuyu yine ona çeviriyorum. Yemek biterken kardeşi aradı. Ona da paket yaptırdık.

    Yemek bitti, ben artık gider diye düşünüyorum ama kız gelip arabaya oturdu. Bende mecburen evinin adresini sordum. O tarif etti ben sürdüm. Binanın önüne geldiğimizde

    Y: yukarı çıksana kardeşimde sana teşekkür etmek istiyor.
    K: Ne gerek var şimdi.
    Y: ya ne olacak, çay demlemiştir içeriz beraber.
    K: rahatsız etmeyim!
    Y: yok gel hadi.

    Birlikte evlerine çıktık, kardeşi kapıyı açtı. Kardeşinin ismi çiçek olsun. Çünkü bu kız ne kadar yılansa oda o kadar çiçek.

    Çiçek bizi içeriye aldı. Ablası ile öpüştü, biz tokalaştık.
    Çiçek aldığımız paketteki yemeği yerken çayı koydu. Ben salonda oturdum. Çok uzun süredir böyle bir ortamda Türklerle konuşmuyordum. Kendimi garip hissettim. Çiçek tüm samimiyeti ile teşekkür etti.
    Birkaç bardak çay içtim, ve ortam çok hoşuma gitmişti. Samimi ve bizdendi.

    Yılan ne kadar sinsi sorular soruyorsa çiçekte tam tersi anlatmadığım hiçbir şeyde üstelemiyordu.
    Birkaç saat sonra teşekkür edip evden ayrıldım.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Geceye not; 14.12.2017 05.25

      Bazen uyku uğramaz bana
      Düşmanmışız gibi bekler kapıda.

      Gözlerimin altı yine şiş, yine bir baş ağrısı.

      Yak bir sigara, dumanıyla karışırsın belki havaya.
      ···
  10. 210.
    0
    günün müziği- enstrümantal

    https://www.youtube.com/watch?v=hg2CU0hSPaE
    ···
    1. 1.
      0
      https://m.youtube.com/watch?v=j8OjXywkU18

      Ben gelene kadar idare edin.
      Günün müziği
      ···
  11. 211.
    +1
    6 ay geçmşti. Tekrar kış tekrar soğuk. Natalia ile 2 3 defa okulda karşılaştık. 2 yabancı gibiydık. Birbirimizi görünce yolumuzu değiştiriyorduk.
    Okul sonrası spora devam etmeye çalışıyorum. Yılan bir gün beni aradı ve
    Y: kitap kurdu senden bir şey isteyeceğim.
    K: söyle yılan.
    Y: biz kızlarla akşam içmek istiyoz. Alkol getirsene bize.
    K: niye siz almıyorsunuz
    Y: biri görür diye.
    K: tmm okul çıkışı alır bırakırım.
    Yılan dediğim kızı size tarif edeyim. Ablam kapalı, baş örtülü. Ama yemediği tak yok. Ama dışardan bakınca o kadar masum ve dini bütün ki.
    Sırf kardeşinin iyi niyetinden dolayı konuşuyorum.
    Neyse bir kaç votka meyve suyu meyve filan alıp bıraktım evlerine. Tabi yılanın teşekkür msj ları gecikmedi.
    Akşam bunlar içiyorlar. Tabi işin takunu çıkarmışlar. Gecenin bir yarısı çiçek aradı.
    Ç: kitap kurdu ablam çok kötü gelir misin.
    K: ne oldu?
    Ç: bilmiyorum çok kusuyo.
    K: tmm geliyorum.
    A.q nerden bulaştım ben bu işe diye düşünüyorum.
    10 dk sonra eve ulaştım. içeriye girdim. içerde 6 7 kız hepsinin kafa güzel olmuş.
    Çiçek beni ablasının yanına zütürdü.
    Yılan ufak bir orada halının üstüne dizlerinin üstüne çökmüş. Yanında bir kova. Öğüre öğüre kusmaya çalışıyo. Rengi atmış.
    Ne yediler diye masaya bakmaya gittim. Mezelerden sonra Yaş pasta yemişler. Oda yılanı mahvetmiş.
    Çiçeğe banyoya getir dedim ama yılanı kaldıramadı yerinden.
    Mecbur kolundan tutup kaldırdım. Banyoya girdik. Kussun diye bekliyorum ama yok kusamıyor. Gözler filan gitti iyice. Arkadan kıza sarıldım, ağzını elimle açıp parmağımı boğazına soktum. Benim el kol komple battı. Ne var ne yok çıktı. Bir midem bulandı nerdeyse kızın üstüne kusacaktım.
    Suyu açıp kafasını ve yüzünü yıkadık çiçekle. Kız soğuk soğuk diye bağırınca durduk. Bilinci gelmişti.
    Kafasını sarıp içeriye zütürdük. Yatağa yatırdık. Çiçeğe koyu şekersiz kahve yap dedim. Diğer kızlarada yetsin dedim.
    Çiçek kahveyi getirdi. Yılana zorla içirmeye çalıştık. Midesi yatışsın istiyordum.
    Kahveden sonra evden çıktım ben. Eve gidip sıcak bir duş aldım. Kokudan halen midem bulanıyordu.
    Bir gün sonrasında yılan aradı tabi ki.
    Y: çok özür dilerim yaa, beni öyle görmeni istemezdim.
    K: o kadar şey karıştırılır mı.
    Y: haklısın. Bende anlamadım. Çok teşekkür ederim. Çiçek üstüne kustuğumu söyledi. Elbiselerini yıkamak isterim.
    K:gerek yok ben hallettim.
    Y:o zaman yemeğe gel bize
    K: uğrarım bir gün.
    Y:uğrama gel işte.
    K:tmm konuşuruz.
    Bu kız bana yavşamaya başladı. Uzak durmam gerekiyor.
    Biraz araştırdım bu yılanı. Çok tehlikeli. Kız kendine zengin istediğini yapacak erkek arıyo. Yani kişiliği böyle. Kardeşide tam tersi düzgün mütavazi.
    Okulda bir kaç defa karşılaştık. Havalar soğuk olduğu için mont kaban takılıyoruz. Yılan koridorda yanıma geldi.

    Kabanın üst iki düğmesi açık, içinde gömlek üstünde de hırka var. Gömleğinde düğmeleri açık. Kızın göğüsleri gözüküyor. Kafada baş örtü var ama göğüsler ortada. Dayanamadım.
    K: şu düğmelerini kapatsana.
    Y: çok sıcak içerisi.
    K: sıcak mı, iyide için gözüküyo.
    Y: bakma o zaman.
    K: sen bilirsin.
    Kız lafı ağzıma soktu. Bende bana ne dedim içimden. O rahatsız olmuyorsa bana ne.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 212.
    +1
    Bu kızdan acil uzaklaşmam lazım. Kız her gördüğü yerde yapışmaya başladı. Zorla evimin adresini öğrenmeye çalışıyor bende söylemiyorum.

    Uzun süredir alkol almıyorum, vücudum kabarıyor içince. Baga ile eğlenmeye çıkıyoruz benim elimde soda 😊
    Akşam eve kız ile dönmüyorum, yada bir kızın evine gitmiyorum. 6 -7 ay elime dişi sinek değmedi. Bende fazla ilgilenmiyorum.

    Bir hafta sonu akşam en sevdiğim gri pijamalarımı giydim evde bilgisayar başında oyun oynuyorum. Sabaha kadar bilgisayarda takıldım. Hafta sonu da deli gibi uyurum diye düşünüyorum.
    Pazar sabahı kapı çalıyor hem de alacaklı gibi. Birisi zile parmağını dayadı çekmiyor. Çalar çalar gider diye yataktan çıkmadım bende. Ama inatla bekliyor. Sinirle yataktan fırladım. Kapıyı çalan kimse o parmağını kırıp zütüne sokmayı planlıyorum. Demir kapıyı bir açtım karşımda yılan. Halen parmağını zilde tutmaya devam ediyor. Suratında alaycı bir gülümseme ve elinde bir kek ile ‘’ Günaydınnnnnn Kitap kurdu ‘’ dedi.

    Zilin üstündeki parmağını çekip sinirli bir şekilde

    K: Deli misin ya ne yapıyorsun sabah sabah
    Y: kek yapmıştım sana da getirdim. Kahvaltıda yeriz diye.
    K: Ne kahvaltısı, hem sen burayı nasıl buldun.
    Y: Şimdi davet edersin diye düşünmüştüm, istersen bende hazırlayabilirim.

    Dedi ve içeriye girdi. Benim daha afyonum patlamamış. Ne olduğunu bile anlayamıyorum. Kapıyı kapatıp içeriye girdim.

    Y: evin güzelmiş.
    K: Sen burayı nasıl buldun. Beni mi takip ettin.
    Y: Yooo arabanı daha önce burada görmüştüm, aşağıdaki kadınlara sorunca da öğrendim.
    K: tamam da bu saatte ne işin var, belki evim müsait değil, belki evde kız arkadaşım var.
    Y: Dur bakıyım içerde kız var mı ?
    K: var diyelim, neyapcan ?
    Y: ona göre kahvaltı hazırlarım.
    K: ya bak daha uyuyalı 1-2 saat olmadı. Çok fena uykum var.
    Y:tamam sen git yat, ben hazırlar haber veririm.

    Konuşmanın anlamı yok, gidecek gibi de değil. Ben içeriye odama gidip yattım, yatmam ile uymam bir oldu. Evime uzun süredir gelen giden olmadığı için ev incin ötesi. Dolapta bir şey varmı bilmiyorum bile. Tüm kıyafetler dağılmış her şey her yerde.

    Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Yılan kapıyı vurdu,

    Y: Gelebilirmiyim.
    K:Gelme, müsait değilim.

    Tabi dinleyen kim, kız kapıyı açtı odaya girdi.

    Aynen tarif ediyorum kızın elbisesini.

    Kafada başörtü ama saçlar yanlardan çıkmış, üstünde ince mavi bir kazan, kazağın sırtı birbirine paralel kegiblerle neredeyse tüm sırtı gösteriyor, altında kot pantolon ama darlıktan patlamak üzere. Tüm hatları belli oluyor. Kızın iç çamaşırı giymesine gerek yok, çünkü saklanacak her şey bakınca görünüyor zaten.

    Kız birkaç adım atıp odaya baktı,

    Y: ne kadar incinsın sen
    K: Burası yatak odam, özel bir yer.
    Y:Tamam çıkıyorum, kahvaltı hazır hadi gel.

    içimden bir of çekip kalktım yataktan. Duşa girdim. Kısa bir duş, sonra üstümü giyinip indim aşağıya. Sofra hazırlanmış, çaylar demlenmiş. Çok bir şey olmasa da kek işi kurtarıyor gibi.

    Kahvaltı yaparken sohbet etmeye başladık. Yılan hep benim ile ilgili sorular sormaya, benden cevaplar almaya çalışıyor. Ben konuları değiştirip başka başka konular açıyorum. Bu devamlı saldırıyor bana. Bende buna saldırdım.

    K: Kıyafetin biraz iddialı değil mi ?
    Y: yakışmış mı ?
    K: Bana biraz açık gibi geldi, hem havalarda soğuk üşümüyormusun.
    Y: Demek ki yanıyorum.
    K: Dışarda böyle gezdiğini hiç görmedim sanırım.
    Y: üstümde montum var zaten, çıkarmıyorum ki.
    K: iyide hiç mi kapalı bir yere gitmiyorsun.
    Y: Her zaman giyinmem, özel günlerde sadece. Yakışmış mı, bak doğru söyle.
    K: özel bir gün mü
    Y: Bilmem belki.

    Bu kız kesin bana yürüyor. Acil bir çıkış kapısı bulmam lazım.

    Telefonu elime aldım, baga arasın diye mesaj atacam. Bahane ile evden çıkacağım. Telefonun şarjı bitti.

    Kahvaltı sonrasında bir sigara yaktım, yılanda yaktı. Kız sigarayı yüzüme yüzüme üflemeye başladı.
    Elimden bir kaza çıkacak diye korkuyorum. Kalkıp masayı toplamaya başladım. Yılanda yardım ediyor. Toplama dediğim mutfak taşına bırakıyorum 😊

    Telefonu şarja takmak için içeriye geçtim. Yılan bardakları yıkadıktan sonra kahve yapmak istedi ama evde kahve yok. O zaman kahveye de bize gidelim dedi. işte aradığım fırsat.

    Tamam dedim. Aklımda yolda nasıl olsa bir bahane bulur bunu ekerim diye düşünüyorum. Arabanın anahtarını aldım, daha telefon şarj olmamıştı. Evden çıktık. Kızların evinde doğru giderken yoldan pasta almak istedi. Tamam dedim bende. Pastaneye girdiğinde ben arabadan inmek istemedim. O pastayı aldı geldi.

    K: Ya bir şey diyeceğim, kahveyi başka zaman içelim olur mu, bir arkadaş aradı. Gitmem lazım.
    Y: ayıp ama yaptığın, ben sana ikram etmek için pasta aldım. O zaman akşam geleceksin.
    K:Söz vermiyim ama bakarım.
    Y:Gelmezsen ben gelirim haberin olsun.
    K: tamam görüşürüz.

    Kızı 2 sokak uzaklıktaki evine bıraktım ve eve geri döndüm. Yatağa girip uyudum. Ama biliyorum, ben gitmezsem o gelecek.

    Tok karnına deli gibi uyumuşum, hava kararmış. Telefonu açtım, yılan 20 tane msj göndermiş. Gelmezsen ben gelirim diye. Msj attım geleceğim diye. En azından evde kardeşi olduğu için rahattım.

    Öyle bir uyumuşum ki henüz acıkmamıştım. Uyurken üstümü bile çıkarmamıştım. Kalkıp üstüme bir parfüm sıkıp evden çıktım. Elim boş olmasın diye giderken tatlı aldım. Kızların evine vardım bastım zile.

    Kapıyı yılan açtı. içeriye buyur etti. Bende geçtim. Montumu çıkarmadan öpüştük. Elimdeki tatlı paketini verdim.

    Y: teşekkür ederim ne gerek vardı. Bu arada parfümün güzelmiş
    K:Teşekkür ederim.

    içeriye geçtim. Odada kimse yok. Mutfağa seslendim.

    K: çiçek nerde.
    Y: Bugün yok, yurtta kalacakmış.

    Güzel bir haaaaasssssiiikkktiiiiiiiiirrrrrrr geçti içimden.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 213.
    +1
    Çiçek evde yok ve ben bu kızla evde yalnızım. Neyse bir şekilde kurtulacağım. Kahvemi içer çıkarı hemen.

    Y: Kahven nasıl olsun,
    K: Orta

    5 dk sonra hem pasta hem tatlı olan büyük iki tabak geldi. Bende tatlıyı çok seviyorum. Kahvede geldi. Bir yandan yiyoruz bir yandan sohbet ediyoruz.

    Pasta bitti, kahve bitti, bir paket sigara bitti. Bu yılan devamlı diğer kızların dedikodusunu yapıyor. Bende konu bana dönmesin diye pür dikkat dinliyorum. Gülüyorum filan. Tüm okuldaki kızların kimlerle gezdiklerini, kimlerle tozduklarını, kimin kiminle neler yaptığını anlattıkça anlatı. Sohbet iyice kızlar arasındaki özel konulara kadar kaymaya başladı. Kızın üzerindeki kot patladı patlayacak. Yani sanki kemerle değil halat ile bağlamışsın. Göğüsleri sohbet uzadıkça daha çok görünmeye başladı. Artık müsaade isteyip kalkmam lazım. Nezaketen tabakları mutfağa zütürmek için ayağa kalktım, yılanda arkamdan bardaklarla geldi.

    Mutfak zaten daracık, iki kişi yan yana zor geçiyorsun. Tezgaha tabakları bıraktım, yılanda bardakları bıraktı, ben yanından geçerken değmemek adına parmak uçlarımda arkasından geçmeye çalışıyorum, Yılan arkaya doğru yarım adım attı. Ben kızın kalçalarına sürtüne sürtüne geçtim.

    Ben hiçbir şey olmamış gibi içeriye doğru yürüdüm. Yılanda arkamdan geldi.

    K: Ben gideyim mi artık
    Y: Daha erken değil mi ya konuşuyorduk.
    K: Konuştuk ya o kadar
    Y: hep ben anlattım ama , birazda sen anlat.
    K: Başka zaman yine konuşuruz.
    Y: Tamam dedi

    Ben paltomu aldım, dış kapıda ufak bir tokalaşıp çıkacağım, yılan boynuma sarılıp ıslak bir öpücük kondurdu boynuma. Yani ben abartmıyorum, kızın dilini hissettim.
    Ben oha demeye kalmadı ve elektrikler gitti.

    Yılan çığlık attı.

    K: Ne oldu.
    Y: ben karanlıktan çok korkarım.
    K: Nasıl yaa
    Y: Karanlıkta tek kalamam.
    K: Ee nolcak şimdi.
    Y: Elektrik gelene kadar beklesene.
    K: Ya gelmezse.
    Y: Olsun bekle işte.
    K:ee uyu işte ne güzel.
    Y: Yok korkarım ben. Uyuyamam.

    Kız koluma girdi bırakmıyor, seni yurda bırakayım desem geç oldu, benim evime gelebilir. En mantıklısı yine beklemek.

    K: tamam bekleyelim. Mum var mı evde.
    Y: Olacaktı.

    Telefonun ışığı ile mutfakta mum aradık ama yok. Telefonların ışığı da ne kadar aydınlatacak.
    Ben tekrar montumu çıkardım, kanepeye oturdum. Yılanda yanıma geldi oturdu, koluma girdi.
    O kadar karanlık ki yanımda oturan kızı göremiyorum.

    Y: Ya ben çok korkarım karanlıktan, koluna giriyorum ama
    K: Bekleyelim bakalım, gelir birazdan sanırım.
    Y: gelmezse ne yapcaz.
    K:Sen uyursun bende giderim.
    Y:Gitme ben çok korkarım uyuyamam.
    K: Sabaha kadar oturacakmıyız
    Y: Ne yapalım
    K: Yani böyle beklenmez ki.
    Y: Ya sen niye bu kadar gerginsin. Biraz rahat olsana.
    K: Bilmem.
    Y: Ben seni rahatlatırım.
    K:Nasıl yani!

    Yılan kolumdan çıktı ve bir el pantolonumdan içeriye girdi. O kadar hızlı oldu ki ne olduğunu anlayamadım. Yılan kazağımı yukarıya sıyırıp kasıklarıma yakın yerleri öpmeye başladı. Ben 6-7 aydır hiç bir kız ile yakınlaşmadığım için acayip kötü oldum. Kızı göremiyorum bile. Sadece kafasının karartısı ve bir eli kazağın içinde göğsümde diğer eli penisimde. Pantolonumun düğmesini çözüp pantolonu aşağıya doğru çekti. Ben kendimden geçmek üzereyim ama bunun olmasını istemiyorum. Yılan oral olarak penisimi ağzına aldığında nerdeyse boşalmak üzereydim.

    Ve pat…. Geciken elektrik geldi.

    Kanepede pantolonu sıyrılmış oturan ben, Dizlerinin üstüne çökmüş, göğüsleri açılmış sakso yapan yılan.
    Işığın gelmesi ile başka yerlerime giden kan beynime gitmeye başladı. Hemen ayağa kalktım. Yılan hiç istifini bozmadan devam ediyordu. Kendimi geri çekip pantolonumu çektim.

    Y: ne oldu.
    K: bunu yapmamalıyız.

    Yılan ayağa kalkıp boynuma sarıldı.

    Y: Neden, korkuyormusun ?
    K: sadece istemiyorum.
    Y: neden istemediğini söylermisin.
    K: Doğru değil çünkü.

    Ben üstümü düzeltmeye çalışıyorum, Yılan elini belime sırtıma sokmaya çalışıyor.

    Y: ben istiyorum ama, hemde çok fena istiyorum.

    Sinirlendim iyice.

    K: ben istemiyorum, ve aramızda bir şey olmayacak.
    Y: beni böyle bırakıp gidemezsin.
    K: izle o zaman.

    Montumu alıp, kapıdan çıktım.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 214.
    +1
    Arabaya indim. Halen dizlerim titriyor. Onca zaman sonra biriyle yakınlaşınca istemesem de ereksiyon halimi durduramıyorum. Eve gidip hemen duşa girdim. Ve karar verdim artık Türk kızlar ile arama mesafe koyacaktım.

    Yılanı 1 hafta 10 gün hiç görmedim. Ne aradı ne mesaj attı. Okulda da karşılaşmadık. iyi artık aramaz kurtuldum derken pat bir mesaj.

    Y: Konuşmamız lazım.

    K: Neyi konuşacağız a.q o geceyi mi ! Asla ! unut gitsin.

    Y: Sadece bir şey merak ediyorum, hoşuna gider diye düşünmüştüm ? sorun ne ? Kız arkadaşın filan mı var ?

    K: sadece istemiyorum, ne bir şey yapmak ne de konuşmak.

    Yarım saat kadar mesaj gelmedi. Sonra bir mesaj daha.

    Y: Peki sen bilirsin. Ama nasıl para kazandığını gördüm. Başkaları da öğrenecek.

    Vay a.q kız beni tehdit ediyordu. Belli ki evime geldiğinde ben uyurken odaları karıştırmış listeleri ve promosyon ürünleri görmüştü.

    K: Beni tehdit etme. Tavsiye etmem.
    Y: o zaman konuşalım.
    K: tamam akşam xx cafeye gel. Bekliyorum.
    Y: tamam.

    Okula gitmedim o gün. Kızı nasıl ikna ederim diye düşünüyorum. Akşam olmadan cafeye gittim. Kendime sinirlenmeyeceğime söz verdim.

    Beklemeye başladım. Yılanın gelmesi ile localardan birine geçtik.

    K: Evet dinliyorum seni.
    Y: yemek söylemeyecekmisin
    K: Yemek yemeye mi geldik buraya.
    Y: çok açım buranın pizzaları çok güzel.
    K: Tamam.

    Garsonu çağırıp pizza söyledik.

    K: Evet pizzalar gelene kadar konuşabiliriz sanırım.
    Y: Konuşalım. O gece beni öyle bırakıp gitmene gıcık olduğumu bilmeni isterim.
    K: kızım sen manyak mısın. Dışardan bakınca düzgün birine benziyorsun ama
    Y: ama evet. Ne yani sizin canınız çekiyorda bizim çekmiyor mu sanıyorsunuz.
    K: iyide biz sevgili yada bir çift filan değiliz ki. Sadece 2 arkadaşız. O gecede ani bir şey oldu. Olmaması gereken bir şey.
    Y: Seni bilmesek inanacağım sadece sevgilinle birlikte olduğuna.
    K: o ne demek.
    Y: sende çok masum değilsin. Kim bilir kaç kızla birlikte oldun.
    K: ne alakası var bunun. Ben hiçbir kızla zorla beraber olmadım. Yada kimseye zorla bir şey yapmadım.
    Y: olabilir, ama beni bırakıp gittiğin gerçeğini değiştirmez bu.
    K: Ya kızım git istediğinle ne istersen yap. Benden ne istiyorsun.
    Y: Ne istediğim belli.
    K: Yapmazsam ?
    Y: Yönetime söylerim.
    K: Yaptıktan sonra senin bunu kullanmayacağını nerden bileyim.
    Y: Bilemezsin.
    Pizzalar geldi. Bir dilim koparıp büyük bir ısırık aldı.

    Y: istersen burada bile yapabiliriz.
    K: Sana bir şey soracağım.
    Y: Sor.
    K: Bakire misin?
    Y: niye merak ettin ?
    K: bu kadar istediğine göre değilsin.
    Y: belki arkadan seviyorum. Belki ikisinden de.

    K: sen beni okula söylersen bende tüm okula senin erkeklerle yatığını yayarım.
    Y: hahahay, Kime inanmaz ki. Biraz ağlarım, biraz göz yaşı. Sen bile inanamıyorsun. Kim inanır.

    Kafamı ellerimin arasına alıp ofladım.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 215.
    +1
    K: Hiç korkmuyormusun
    Y: Niye korkayım ?
    K: Seninle birlikte olmak için eminim bir sürü erkek can atıyordur. Ne yaptığın nasıl yaptığında önemli değil. Ama benimle değil. Ben istemiyorum.
    Y: Tamam o zaman, sen bilirsin. Yarın yönetime gider bildiklerimi anlatırım.
    K:Kızım manyakmısın, ne anlatacaksın ki ?
    Y: Bir şey yoksa korkmana da gerek yok.
    K: Pişman olacağın şeyler yapma, benimle düşmen olma. Sana afiyet olsun.

    Hesabı ödeyip çıktım. Bu kız başıma bela olacak biliyorum. Ama blöf yapmaktan başka şansım yok. Okuldan atılmakla kalmam, ticaretten dolayı hapse bile girebilirim.

    Birkaç hafta yılandan hiç ses çıkmadı. Arada çiçek arayıp ne var ne yok diye sordu, çaya çağırdı ama gitmedim. Kime ne anlattı ne kadarını anlattı bilemiyorum. Cesaret edemez diyordum kendime. Sırf bu kız yüzünden baga ile tahsilata akşam saatlerinde çıkmaya başladım.

    Bir gün okuldayım. Telefon çaldı.

    Y: Naber
    K: iyidir senden.
    Y:karar verdin mi ?
    K: Bende bir değişiklik yok.
    Y: güzel, bende rektörlükteyim, birazdan rektörün odasına bir mektup bırakacağım. Seninle ilgili.
    K: Saçmalama.
    Y: gel kendin gör.

    Dersten apar topar çıktım. Rektörlüğe gittim. Kevaşe cidden elinde bir zarf ile rektörün sekreteriyle konuşuyor. Yanlarına gidip selam verdim. Beni görünce gülümsedi yılan.

    K:Merhaba
    Y: Aaa sende mi buradaydın
    K:Seni görünce geleyim dedim. zamanın var mı konuşalım.
    Y: tamam.
    Birlikte dışarıya çıktık.

    K: ne yapmaya çalışıyorsun.
    Y: Söylediklerime pek inanmadın sanırım.
    K:bak tamam bunu yine konuşalım olur mu
    Y: Artık konuşmak istemiyorum. Ya istediğim gibi, yada sen bilirsin.
    K: tamam lan, peki. Ama benim evimde olacak. Sana güvenmiyorum çünkü.
    Y: Tamam. Ama bu hafta olmaz regl oldum. 5 gün sonra ancak.
    K. tamam arıcam seni ve bu konuyu kapatacağız.

    Yanından ayrıldım, şimdilik yırtmıştım. Bir kızın regl olmasına hiç bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum.

    Tekrar okula döndüm. Acaba konuyu çiçeğe söylesem mi diye düşündüm. iyide ne diyecektim. Ablan tam bana oral yaparken elektrikler geldi bende ablanı bırakıp çıktım. Eee demez mi siz o noktaya nasıl geldiniz diye. Vazgeçtim. Bu işten sıyrılmam lazım, bu kız başıma bela açacak çünkü biliyorum.
    ···
  16. 216.
    +1
    1 gün geçti 2 gün geçti düşünüyorum düşünüyorum yok, aklıma bir şey gelmiyor. Bu kız ile birlikte bile olsam beni tehdit etmeye devam eder diye düşünüyorum. Sonunda aklıma görüntüleri videoya almak geldi. O zaman bu günkü kadar ufak kameralar da yok. En ufak kamera Kafam kadar. Gidip kamera kiraladım 1 aylık. Kamerayı yatak odasında sağa sola yerleştirmeye çalışıyorum, ama ne yaparsam yapayım lens gözüküyor. En son dolabın üzerine sabitleyip üzerine yorgan örttüm. Birkaç deneme ve en iyi açıyı yakaladım. Artık yılan eve geldiğinde içeri girmeden kayıt tuşuna basıp yorganı üstüne örtmek.

    Ve yılan aradı.
    Y: yarın regl bitiyor. Duşa alır akşam gelirim.
    K: Bir gün daha bekle, akıntın tam kesilsin.
    Y:Fark etmez, bir gün önce bir gün sonra. Başka istediğin.
    K:Pürüzsüz olmalısın, ne vajinal ne anal hiçbir tüy istemiyorum.
    Y:neden ?
    K: Kuralım bu.
    Y: Sen nasıl istersen.

    Bir gün sonrası için akşam saatlerinde sözleştik. Yılan gelmeden birkaç kadeh içmem gerekiyordu. Başka türlü olamazdı zaten.

    Sözleştiğimiz saatte yılan kapıyı çaldı. Kamerayı çalıştırıp kapıyı açtım.

    Montunu aldım. içeriye buyur ettim.
    Üstünde mor bir kazak, altında siyah uzun bir etek. Kafasında siyah bir başörtü, dudaklar mor.
    Yılan aynı duvara çizilen grafiti gibi olmuştu. Konuşmak istemiyordum. Konuşmaya tahammül edemezdim çünkü. Ama korkutmak istedim ve,

    K: Şimdi ben ve 2 arkadaşım senin istediğini yapacağız.

    Kızın gözleri açıldı ve ayağa kalkıp kapıya doğru koştu, sırtını kapıya verip içerden birilerinin çıkmasını bekliyor garibim. O korkusu bana yetti.

    K:merak etme kimse yok, ama isteseydim daha kötüsünü bile yapardım. Kız elindeki çantayı bana doğru fırlattı.

    Elinden tutup zorla odaya zütürdüm, bana direnmeye çalıştı.
    K: Kimse yok, korkma. Ama sana nazik davranmayacağımı bilmelisin.

    Tecavüze uğrayan ben isem tadını çıkaracak, ama yılanında canını çok fena yakacaktım.
    ···
  17. 217.
    +1
    Yılan şaşkın şaşkın gözlerimin içine bakıyordu. Belli ki onun hayal ettiği daha yumuşak daha nazik şeylerdi. Kameranın açısında olduğumuzdan emindim. Artık tüm ipler bendeydi. Ve nazik olmaya hiç niyetim yoktu.
    Yılanın yanına yaklaşıp arkasına geçtim. istediğini alacaksın dedim. istiyorum diye karşılık verdi.
    Yılanın baş örtüsünü çıkarıp yatağa fırlattım. Saçlarını elime doladım. Canının yandığını görebiliyordum. Boynundan bastırıp dizlerinin üstüne çökmesini sağladım. Şaşırmış ve canı yanmış şekilde gözlerime bakıyordu. Diğer elimle pantolonumun düğmesini açıp iç çamaşırımı sıyırdım. Penisimi yılanın ağzına soktuğumda bunu zevk ile değil öfke ile yapacağımı anlamıştım.
    Yılan birkaç dakika gayet rahat ve istekli bir şekilde oral sex ile penisin tadını çıkardı. Ama ben zevk değil sinir oluyor ve yılanın canının yanmasını istiyordum. Onun diline daha fazla dayanamadım ve kontrolü ben sağlamaya başladım. Saçlarına doladığım elim yılanın kafasını ileri geri hareket ettirirken ben ise tüm gücümle tüm penisimle yılanın ağzında git gel yapıyordum. Yılanın rimeli akmaya başlamış, acıdan gözleri yaşarmıştı. Ama benim durmaya niyetim yoktu. Birkaç dakika içinde tüm spermlerimle yılanın ağzına boşalmıştım. Ama canının yanması için penisimi çıkarmıyor, iyice bastırıyordum. Spermler ağzının yanlarından çıkmaya başlamıştı. Yılan boğulma tarzı seseler çıkarmaya başlayınca yılanın saçlarını bırakıp kendimi geriye çektim. Ve yılan tüm spermlerimi halıya boşalttı. Eliyle ağzını sildi ve kafasını kaldırıp bana baktı.

    Ben nefes nefese kalmıştım. iç çamaşırımı çekip mutfağa su almaya gittim. Bir bardakta yılana getirdim. Yılan bıraktığım yerden kalkıp yatağın ucuna oturmuştu. Suyu içip bardağı geri verdi.
    Gözlerini silmek için çantasını alıp banyoya gitti. 5 dk sonra makyajını silmiş olarak geri döndü.
    Y:Böyle başlayacağını hiç düşünmemiştim.
    K:Yeni başlıyoruz.

    Çantasını alıp odanın bir köşesine doğru salladım. Belinden kavradığım yılanın boynuna bir iki öpücük kondurdum. Kendisini bırakmasını istiyordum. Daha fazla canını yakabilmek için.

    Yatağın yanına zütürüp yüz üstü yatağa yatırdım. Üstünü bile çıkarmamıştım. Amacım sevişmek değil sadece canını yakmaktı. Zevkten çok acı duysun istiyordum. Yere attığım baş örtüsünü alıp arkadan ellerini bağladım. Artık tamamen savunmasızdı. Uzun siyah eteği bacaklarının arasında sadece işimi zorlaştırıyordu. Eteğini sırtına kadar sıyırdım. Kalçaları artık önümdeydi. Kırmızı renkte Fantezi iç çamaşırı giymişti. Hazırlandığı belliydi. Kırmızı benim rengim değildi ama. iç çamaşırını çıkaracağımı zannetti yılan. Ama uğraşmaya, onu memnun etmeye niyetim yoktu. Elimle parçaladım çamaşırı. Yırtılırken kasıklarından geçen ipleri canını yaktı ve yılan çığlığı bastı. Umurumda mı değil.
    iç çamaşırı paramparça elimde kalmıştı. istediğimde buydu. Dizlerinin üstüne doğrulmasını sağladım. Kalçaları ve vajinası önümdeydi. Benim istediğim gibi tüysüz ve pürüzsüz. Elleri bağlı önümde öylece yatıyordu. Ben canını yakmıştım, hatta nazik bile değildim ama yılanın vajina yanakları şişmiş, zevkten su içinde kalmıştı. Bu beni iyice öfkelendirdi.
    Yılanın bakire olup olmadığından emin değildim. Bu yüzden anal yapacaktım. Yılana güvenemezdim. Daha rahat hareket edebilmek için üstümü çıkardım. Prezervatifi taktım ve ylanın kalçalarını ayırdım. Yılan krem sürmemi istedi. Ben ise daha fazla canı yansın istedim. Tüm ağırlığım ile yüklendim. Yılan çığlığı bastı. Elimle ağzını kapattım, sadece burnundan hızlı hızlı nefes alışını duyuyordum. Birkaç dakika sonra prezervatifin kayganlığı kayboldu. Hem onun acısı arttı hem de benim. Prezervatifi değiştirip krem almak için yılanın içinden çıktım. Ellerim yılan nefes almaya çalışırken yılanın ağzındaki tükürük ile batmıştı. Ben yılanın içinden çıkar çıkmaz yılan bacaklarını uzatıp yatağa uzandı ve

    Y: Ne olur daha fazla yapma, çok canım yandı.
    K: Çok istiyordun hani.
    Y: Böyle değil. Ellerimi açarmısın.
    K: Açamam, daha yeni başlıyoruz.

    Prezervatifi değiştirip yenisini taktım. Kremi iyice sürdüm. Tekrar yılanın arkasına geçip kalçalarını havya kaldırdım. Kalçalarının arasına da bir parmak krem sürdüm. Yılan yavaş olmam için ricada bulunuyordu. Umurumda mı. Tüm enerjimle kalçaları arassında gidip gelmeye başladım. Kremden rahatlamış gözüküyordu yılan, ama yinede acı çekmesi gerekiyordu. Elimi saçlarına dolayıp kendime doğru çektim. Diğer elimle Boynundan yakalamıştım. Elleri arkadan bağlı olduğu tüm yük saçlarına ve tuttuğum boynuna biniyordu. Belki kalçasından çok buralar acıyordu.
    Ağırlığını taşımaya gücüm yetmeyince yüzünü tekrar yastığa bastırdım. Çok terlemiştim. Yılanın üstünü bile çıkarmamıştım. O benden de fazla terlemişti. Ensesine yaklaşıp boşalacağımı söyledim. Oda yalvarırcasına gel dedi. Boşalıp durmamı istiyordu. Ve yılanın içine boşaldım.
    Yılan ellerini çözmem için yalvarmaya başladı. Onun ellerinin bedenimde dolaşmasına dayanamazdım. Prezervatifi çıkarıp gerekli yerleri peçete ile sildim. Yatağın üstüne oturup ellerini çözdüm. Yılan ağlamış gözlerle bana bakıyordu. Tekrar sırt üstü yatırdım yatağa. Tekrar gücümü kazanana kadar biraz beklemeliydim. Önce eteğini çıkardım. Sonra üstündeki mor kazağı. Sutyeni aynı tanganın takım parçasıydı. Önden kopçalı. Onu da çıkardım. Yılan onunla sevişeceğimi zannediyordu.
    Artık çırpıl çıplaktı. Kucağıma alıp yatağın ayak ucuna çevirdim yönünü. Ayak ucundaki bir ayak kısmına doğru çapraz yatırdım. Tekrar ellerini bağladım ve ayak kısmının içinden geçirdim. Artık sırt üstü elleri bağlıydı. Ellerini bağlamam için çok ısrar etti hatta karşı koymaya çalıştı ama yapamadı.
    Tekrar hazır olmak için beklerken mutfağa gidip kolayı kafama diktim. Bir sigara yaktım. içeriye geldim. Yılan da sigara içemk istediğini söyledi. Birkaç defa ona da çektirdim. Sigaram bitince tekrardan başlamak için ayağa kalktım. Daha fazla canını yakmak istiyordum. Yılan yatakta sırt üstü ters çapraz şekilde yatık vaziyette, ben ise aynı köşede yatağın dışında ayakta ters olarak yılana bakıyorum. Dizlerimiz üzerine çöküp yılanın yanığına birkaç tokat attım. Yüzünün kıpkırmızı olmuştu. Ayağa kalkıp Penisimi ağzına sokarken ellerimle de göğüslerini sıkıyordum. Zevk için değil, acı çeksin istiyordum. Ben irileştikçe onun sesi değişiyordu. Tekrardan hazır hale gelmiştim. Penisimi ağzından çıkarıp tekrar diz çöktüm.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 218.
    +1
    . Ve birkaç tokat daha attım.
    K: bakire misin?
    Ağıza dolan tükürük boğazına kaçıyor, konuşamıyordu. Kafaasını yan çevirip tükürükten kurtulmasını sağladım.
    K:Söyle bakire misin.
    Y: Hayır.
    K: Doğru söyle.
    Y: Değilim.
    Her soruşumda yüzüne bir tokat atıyor, göğüslerini var gücümle sıkıyordum. Bu kadar şeyden sonra bakire olsa ne olmasa ne diye düşündüm.
    Mutfağa gidip bir votka şişesi çıkardım dolaptan. Buz gibiydi. içindekini önce kafama diktim, kalanı lavaboya boşalttım.
    Yılana elinde şişeyi görünce iyice korktu. Ama artık kaçış yoktu. Şişeyi yanıma koyup yılanın üstüne uzandım. ilk defa çıplak bedenlerimiz birbirine değmişti. Boynundan öpüp kulağına fısıldadım,
    Bakalım öyle mi ?
    Elimle vajinasının yanaklarını okşadım, iyice yumuşayıp kendini bıraksın istiyorum. Ben vajinasını okşarken yılan inlemeye başladı. Vajina iyice sulanınca iki parmağımı yavaşça içine soktum. Tam olarak g noktasını bulmak istiyordum. Ben iki parmağımla g noktasını okşarken yılan yatakta belini kıracak gibi kendini yukarıya kaldırmaya başladı. Vajinası iyice açılmaya başlamıştı. Ben parmaklarımı çıkarınca kafasını kaldırıp ‘’ yalvarırım devam et ‘’ ‘hadi lütfen ‘’ demeye başladı. Yanda duran buz gibi şişeyi aldım elime. Ve yavaş yavaş şişeyi itmeye başladım. Şişe halen buz gibiydi ve yılan her itişimde gözlerini daha fazla açıyordu. Şişenin kalın tarafı vajinaya yaklaştıkça canının yandığını görebiliyordum. Ama herhangi bir kanama olmamıştı. Kanama olmaması hoşuma gitmişti. Daha fazla canını yakabilirdim. Şişeyi çıkarıp yılanın tükürüğü ile kaplanan penisimi yılanın içene doğru gönderdim. Bacaklarını kollarımla perdeledim ki vajinası öne doğru çıksın ve tüm ağırlığımı hissetsin.
    Ben yılanın içinde gidip gelirken o inliyor bende sinirleniyordum. Her inlemesinde ya tokat atıyor ya göğüslerini ıssırıyor yada kalçalarını sıkıyordum. Kızın yüzü tokattan ve sıkmamdan kıpkırmızı olmuştu.
    Boynunun 2-3 yerinde elimin izi oluşmuştu. Yılanın gözleri iyice kızarmış, saçlarından terler boşalıyordu. Elleri yatağın ayağına bağlı olduğu için başka bir pozisyona çeviremiyordum. Ayağa kalkıp belinden kaldırım ve yere indirdim. Bu sefer elleri yatağın ayak kısmına bağlı ama ayakta duran, bellinden eğilmiş gibi oldu. Tam istediğim gibiydi. Tekrar içine girecektim ama canını yakmak için kalçalarına defalarca tokat attım. Kalçaları da kıpkırmızı olmuştu. Tekrardan içine girdim. Terlemekten tiksinmiştim. Terimin bu yılanın üstüne düşmesine vücuduna karışmasını istemiyordum. Boşalmaya yaklaştığımda iiçinden çıkıp prezervatifi çıkardım ve tekrar yılanın ağzına giriş yaptım. Birkaç dakika sonra tekrar yılan spermlerime boğuldu. Penisimi peçeteye silerken halen öfkem geçmemişti. Ama tekrar yapmak istediğimden emin değildim.
    Yılanda artık bitmiş durumdaydı. Çözülmek istiyordu. Çöz beni diye birkaç defa ısrar etti. Yatağa uzanıp bir sigara yaktım. Yılanın ellerini çözdüm. Yılan kalkıp hemen banyoya gitti.

    Ben üstüme sadece bir eşortman altı giydim ve salona geçtim. Yılan 5 dk sorna elini yüzünü yıkamış bir şekilde yanıma geldi.
    Y: Bu kadarını beklemiyordum.
    K: Sen istemiştin unuttun mu ?
    Y: tamam ama yüzüm boynum kalçamda hep izler var
    K: Biraz makyaj biraz başörtü hiçbir şey görünmez. Birazda bol giyin.
    Y: Hoşuna gitti mi
    K: Duşa girmek istermisin.
    Y: çok iyi olur.

    Yılan duşa gitti ben hemen çantasını kurcalamaya başladım. işime yarayacak bir şey bulurum diye bulamadım. Kamerayı yerinden alıp kayda baktım ve gayet iyi gözüküyordu. Kaseti yerinden çıkardım ve kamerayı kaldırdım. Artık beni tehdit etmesine imkan yoktu.

    Yılan duştan çıktı, kızın kalçaları ve boynunda cidden kızarıklıklar vardı. Kendimi kaybedip iyi zarar vermişim diye düşündüm. Ama hak etmişti ve kendi istemişti. Hatta işimiz bittiğinde teşekkür bile edebilirdi bana.

    Yılan o gece benim yatakta uyudu, bende salonda kanepede. Sabah yılandan erken kalkıp evden çıktım. Elimde kamera ve kaset. Kaseti bağaya verip cd ye aktarmasını söyledim. Tabi güvenebileceği bir yerde. Baga o işleri halletmek için gitti. Yılan aradı.
    Y: Nerdesin
    K:çıktım işim vardı.
    Y: Tekrar ne zaman görüşeceğiz.
    K:,.Bu akşam.
    Y: Bu akşam mı ! Biraz dursaydık, aynı tempoya dayanamam ben.
    K: Sen akşam gel bakarız.
    Y: Ciddimisin.
    K: Evet saat 6 da evde ol.
    Y:Tamam.

    Ben dışarda yemeğimi yedim, işlerimi hallettim bağadan cd yi ve kaseti aldım. Eve gidip cd yi izledim. Gayet netti her şey. Kaseti sakladım. Ve yılanın gelmesini bekledim. 5-6 arası kapı çaldı. Yine suratta devasa
    bir makyaj. içeriye girdi. Birkaç dakika sohbet ettik. Bir sigara yaktı.

    K: Bugün seninle bir film izleyelim.
    Y: olur, ismi ney.
    K: ismi yok yeni çekildi.
    Bilgisayarın play düğmesine bastım ve film başladı. Yılan görüntüyü görürgörmez ayağa kalkıp bağırmaya başladı.

    Y:gerizekalı sen beni video ya mı aldın.
    K:Evet çok güzel değil mi! Canım sıkıldıkça açar açar izlerim, yada sen canımı sıkmaya devam edersen herkesle birlikte izlerim.
    Y: şerefsiz herif. Ver o cd yi bana

    Bilgisayardan çıkarıp eline verdim.
    K: bundan daha çok var bende. Tekrar söylüyorum beni bir daha rahatsız eder, tehdit edersen herkes öğrenir.
    Y:nasıl güveneceğim sana
    K:Güvenemezsin demiştin hatırladın mı. Ama sen bana güvenebilirsin. Eğer aramızda sır olarak kalırsa okul biterken gerçek kaydı sana veririm.
    Y:Ne istiyorsun benden.
    K:senden hiç bir şey istemiyorum, dün gece yaptıklarımın hiç birinden zevk almadığımı bilmelisin.

    Yılan kalkıp ağlaya ağlaya evden çıktı. Söylemeyeceğine emindim. Ama artık kızların evine gidip sohbet edemezdim. Tekrar tek başıma yalnız bir adam olacaktım.

    Ben kurtuldum sanıyordum ama yılan hayatımı s..kmeye söz vermiş o gün.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 219.
    +1
    Yılana yaptığımı daha doğrusu bir bayana böyle yaklaşmayı hiç doğru bulmuyorum. Ama kendisi kaşınmıştı. Beni tehdit etmişti.
    Artık rahattım. Yılan işi son bulmuştu. Kafam rahattı. Kışın sonuna doğru baga bir sabah telaşla beni aradı. Acilen depoya gelmemi. Depoya birilerinin geldiğini söylüyordu. Evden çıkıp arabaya atladım. Depoya gittiğimde kapıda 3-4 araba dışarda 10 -15 kişi ellerinde silahlar bekliyorlardı. Arabadan indim. Adamların arasından geçip içeriye girdim. Bizim için çalışan 6 kişi ve baga içerdeydi. Karşılarında bir adam bekliyordu. iri uzun boylu ve esmer. Baga beni görünce adama beni gösterdi.
    Adamın ismi gayrat.
    G: kitap kurdu senmisin.
    K: evet
    G:arkadşına anlattık, yarın patron sizi görmek istiyor.
    K:tamam geliriz.

    Adamlar arabalar binip gittiler.
    Bizim çocuklardan 3 ünü dövmüşler belliki. Çocukların yüzleri gözleri şişmiş. Baganın kolundan tutup dışarıya çektim.

    K:bunlarda kim.
    B: tanıştırayım, mafya.
    K:Bizden ne istiyorlar iyide.
    B: paylarını.
    K: ne payı a.q biz o kadar büyüdük mü ki
    B: bilmiyorum, ama adamları gördün. Ne yapacağız ?
    K: Bilmiyorum sakince düşünmemiz lazım. Senin eve geçelim.

    Çocuklara depoyu kitleyip evlerine gitmelerini söyledik. Bizde bağanın evine geçtik.
    ···
  20. 220.
    +1
    Baga ile yolda konuştuk ama ikimizde korkmuştuk. Dışardaki adamların ellerinde kaleşnikof rus ismiyle avtomat lar vardı.
    Bu iş bizi aşardı. Karşı durmamız imkansızdı. Polise gitmeyi düşündük ama bu seferde canımızı tehlikeye atacaktık. Hem de yabancı bir ülkede.
    Gayrat giderken bağaya bir adres vermiş. Adres bulunduğumuz şehre yaklaşık 45 dk mesafede bir yer. Kim bu adamlar diye çalıştığımız birkaç büyük markete sorduk. Adamlar isimi duyunca konuşmayı bıraktılar. Ve biz bir gün sonra adamların yanına görüşmeye gidecektik.
    Belki de ufak bir para isteyip bizi rahat bırakırlar diye umut ederek bir sonra ki günü bekledik. Sabah en şık kıyafetlerimizi kıravatlarımızla birlikte takındık süslendik. Hediye olarak altın bir tepsi aldık. O zamanın parası 2 bin 500 dolara yakın para verdik. iyi niyet göstergesi.

    Benim arabamla yola çıktık. Yol boyu baga da bende çok tedirgindik. Hatta bir an gitmesek mi acaba diye konuştuk. Ama herşeyi bırakıp gitmekte istemiyorduk. Adrese vardığımızda kendimizi bir inşaat firmasının önünde bulduk.
    Gayet sıradan bir giriş, gayet güler yüzlü bir bayan karşıladı bizi. içerde yarım saat kadar bekledikten sonra gayrak koridorun diğer tarafında görüldü. Adamın yüzü bile insanı korkutmaya yeterdi.

    Elimizi sıkarak bizi içeriye davet etti. Sarı loş ışıkların sarmaladığı bir koridordan geçerek büyük bir ahşap kapıdan içeriye girdik. içerisi gayet büyük bir odaydı. Odanın içinde 2 kapı daha vardı. Biz ayakta beklerken kapılardan biri açıldı ve patron içeri girdi.

    Eliyle oturmamızı işaret etti. Bizde emredileni yaptık. Adam ceketini çıkarıp yandaki uşağa astı. Ve koltuğuna oturdu. Gayet sıcak yüzlü, gülümseyen bir adam ile karşı karşıyaydık. içimden acaba bizi yanlışlıkla mı getirdiler. Bu adamın neresi mafya diye düşündüm bir an.

    Adam isimlerimizden başlayarak sorular sormaya başladı. Bizde gayet rahat cevaplıyoruz. Yaptığımız iş ile ilgili detraylı sorular sormaya başladı. Baga bazı sorulara yalan söyledi. Kazandığımız para yada gönderdiğimiz sermaye gibi ufak detaylar. Sonra patron elindeki bir listeye bakarak yalan söylediğimiz tüm detayları doğruları ile değiştirdi. Ben o zaman ciddi bir takun içinde olduğumuzu. Gayret bağanın yüzüne bir yumruk indirdi. Ben ayağa fırladım kendimi korumak için. Baga nın burnu kanamaya başladı. Patron oturmamı söyledi. Gayrat geri çekildi bende yerime oturdum. Kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum. Bunlar bizi öldürü diye düşünmeye başladım.

    Patron tekrar konuşmaya başladı. Özetle. Bizim yaptığımız işten haberlerinin olduğunu, işi bizim devam ettirmemizi ancak güvenlik için onlara her ay düzenli ödeme yapmamız gerektiğini söylediler. Kısaca bizi çalıştırıp paramızı almayı istiyorlar. Yani bize çöküyorlar.

    Adama hediye aldığımız tepsiyi bırakıp odadan çıkarıldık. Gayrat bize telefon numarasını verdi ve aradığımda açık olacak dedi. Binadan çıkıp arabay bindik. Baga nın üstü kan olmuş ama burun kanaması durmuştu. Artık mafyaya karışmıştık. Daha doğrusu mafya bizi öpmeye başlamıştı.
    Tümünü Göster
    ···