-
226.
+1Geceye not: 16.12.2017 23.00
Bu gece biraz not düşelim, daha sonra geçmişimizden devam ederiz.
izlediğim yabancı bir dizide ki bir replik getirdi beni buraya. ‘’Mr.robot’’
Şöyle diyordu bir uyuşturucu satıcısı;
‘’ insanlar etrafta dolaşıp nefretin ne olduğunu bildiklerini düşünüyorlar. Kimse bilmez, ta ki kendinden nefret edene kadar. ‘’
Ve bir şair;
Mademki oluyor akşam ,
Bırak istediğimiz gibi olsun. -
227.
+1işler tekrardan taka sarmaya başlamıştı. Ve bizim halledebileceğimiz türden şeyler değildi. 1 hafta kadar işlere devam ettik. Baga ile her akşam oturup enine boyuna konuştuk. Nasıl kurtulabilirz diye. Ama işin içinden çıkamadık. Artık düşünmekten beynim yanma noktasına gelmişti. Konuyu ürün aldığımız şirkette açıp kurtulmak için onlardan yardım istemeye karar verdik. Ya bize mal vermemelrini sağlaycak böylece para kazanmayacak ve mafyadan kurtulacaktır. Yada bize bir çözüm yolu bulacaklardı. Sonuçta karşılıklı kazan kazan olayındayız. Ve bir yıldan fazla süredir hiç giremedikleri pazarlara girmelerini sağladık.Tümünü Göster
Baga ile başkanete gitmek için günü belirledik. Ancak benim kafamı dağıtmak için 3-4 gün önce Türkiye’ye gidip kafayı dağıtmam lazım. Meleği aradım açmadı. Bende ısrarla defalarca aradım. Ve sonunda telefon açıldı.
M:Efendim kitap kurdu.
K:Nasılsın.
M:iyiyim sen nasılsın.
K:Bende iyiyim. 3 gün sonra yanına gelmek istiyorum.
M: Sen her istediğini kafana estiğinde yapabileceğini mi düşünüyorsun.
K: Hayır! Niye böyle söyledin ?
M:Niye mi ? Çıkıp geliyorsun, sonra kafan atıyor gidiyorsun. Sonra dönerken haber bile vermiyorsun. Aradan 6 ay geçiyor, bir telefon ve yanına geliyorum diyorsun. Kusura bakma ama giberler öyle hayatı.
K: Biliyorum bana kızgınsın, belki haklısın da ama işte senden başka içimi döküp huzur bulabileceğim kimse yok ve
M: Kitap kurdu, erkek arkadaşım var artık. Ve gelsen bile evimde kalamazsın. Benimde işlerim çok yoğun. Yani bu aralar müsait değilsin. Sonra konuşuruz.
K: Anladım. Kendine dikkat et.
Telefonu kapattığımda mideme bir taş oturdu sanki. Melek beni yanında istememişti. Haksızda sayılmazdı. Sonuçta ben onun neyi oluyordum ? Kıza haber bile vermeden bir sürü iş karıştırıyor, sonra içinden çıkmak için ondan yardım istiyordum. Sonuç ?
Ve bir telefonla en yakınım dediğiniz insan en uzak insan oluyordu.
Sinirlendim, öfkelendim, sakinleştim, hak verdim ve üzüldüm kendime. Kime neyi nasıl anlatacaktım şimdi. Kime güvenecektim.
Baga yı arayıp Türkiye ye gitmeyeceğimi söyledim. Acilen başkente gidip başımızdaki sorunu görüşelim istedim. Kopacaksa kopsun diye düşünüyorum. Yine öfke ile hareket ediyorum.
Baga ile başkente gidip şirket ile görüştük ve tüm olanı anlattık. Adamlar da gayet relax dinlediler. Ve bize yardım etmek yerine payımızı %1 daha artırarak yardım edebileceklerini söylediler. Böylece biz ödemelerimizi daha kolay yapacak, adamlarda bizi kaybetmeyeceklerdi.
Baga ile sürdürmeye karar verdik. Biraz daha şansımızı deneyecektik. Eğer işler sarpa sararsa o zaman bırakacaktık. Baga başkente gelmişken eğlemek istedi. Ben istemedim. Baga eğlenmeye çıktı, ben otele geçtim. Kendime viski ısmarladım. Güzelce kafayı bulup dünyayı unutmak istiyordum. Tv yi açtım. Elimde viski bardağı ile kanallar arasında zap yapıyorum. Rus polisinin uyuşturucu ile mücadelesini anlatan bir haber vardı. Ve ben uyuşmak istiyordum.
Bağayı aradım ama açmadı. Duymadı muhtemelen. Üstümü giyip dışarı çıktım. Başkentte bildiğim birkaç büyük bardan birine gittim. Ne alçağımı bilemediğim için cepten internete baktım. Bu işin en basiti kokain olarak gözüküyordu. Bağımlılığı yok, fiyatı yüksek ve uyarıcı bir madde.
Barmenin yanına gidip bir içki söyledim kendime. Sonra konuya girmek için 20 dolar çıkarıp tezgaha bıraktım. Barmen kulağını beni dinlercesine ağzıma yaklaştırdı. Sadece kokain dedim. Adam yüzüme garip garip baktı. Sonra 100 dolar çıkarıp tekrar tezgaha bıraktım. Parayı alıp cebine koydu. 5 dk geçmeden yanımda bir adam belirdi. Garsonla konuşup beni işaret etti. Barmen adamla gitmem için işret etti. Tuvalete benzeyen bir koridorda elime 3 poşet bırakıp gitti. Bardan çıkıp arabaya döndüm. Arabada almanın tehlikeli olacağını düşünüp otele döndüm.
Üstümü çıkardım, Üstümde sadece şort var. Banyoda ki mermer tezgaha tüm poşetleri döktüm ama ne kadar almam gerektiğini bilemiyorum. Bir video açıp burundan ne kadar çektiklerini anlamaya çalıştım. Kart ile tozu 3 parçaya böldüm 3 uzun çizgi oluşturdum. Ne hissedeceğimi bilemediğim için korku ve heyecanı aynı anda yaşıyordum. Ve 1. Çizgiyi var gücümle burnumdan içeriye çektim. -
228.
+1Not: herhangi bir uyuşturucu yada uyuşturucuyu tavsiye etmiyorum. Sigara dahil olmak üzere.
1.çizgiden sonra ne olduğunu anlayamadım. Klozetin üzerinde oturuyorum. Bir şey olmadı diye 2. Çizgiyi de çektim ve beynimde patlama yaşandı. Beyaz ışıklar iyice parlamaya, eşyaların renkleri iyice belirgenleşmeye, eşyalar hareket etmeye başladı. Banyodan çıkıp kendimi yatağın üzerine bıraktım. Gözlerim ışıktan acımaya başladı. Odadaki tüm kokular sanki birleşmiş ve burnumun ucuna toplanmıştı. Yan odadaki televizyonun sesini kulaklarımda çınlıyordu. Koridorda biri yürüyor, topuğundan çıkan ses kulaklarımı tırmalıyordu. Vücut ısım artmış, sanki birisi odadaki petekleri sonuna kadar açmış, oda sıcaktan durulamaz hale gelmiş gibiydi. Tekrar banyoya gidip suyun altına girmek istedim. Şortumu çıkarmak için ellerimi kullanamadım. Bende öylece suyun altına girdim.
Suyu en soğuk kısma alıp sonuna kadar açtım. Kafam soğuktan donmak üzere. Sanki kafama buz kütleleri düşüyor, ama vücudum hamamdaymış gibi hissettiriyor. Suyun altından çıkıp tekrar yatağa yattım. Üstümde havlu yada bornoz gibi bir şey almayı akıl edemedim. Çünkü tüm beynim yanmak üzere.
Kendimi kaybetmişim. Uyandığımda soğuktan donmak üzereydim. Üstüm ıslak bir şekilde yattığım için titremeye başlamıştım. Yatakta üstümü çıkarıp tekrar banyoya girdim. Sıcak suyu ayarlayıp ısınmaya çalıştım. Tezgahta kalan tek çizgi kokaini elimle sıyırıp lavaboya döktüm.
Bornozla banyodan çıkıp yatağa uzandım. Üstüme yorganı çekip saate baktım. Sabah olmak üzereydi. -
229.
+1Baga ya hiçbir şey söylemdim. Bir gün sonra tekrar şehrimize döndük. işlere tekrardan hız verdik. Alacaklarımızı çıkardık, hesaplarımızı kontrol ettik. Ben okula devam etmeye çalıştım. Kalan derslerimin notlarını alıp akşamları çalışmaya çalıştım. Haftada bir gün gayrat la buluşup ufak miktarlardada olsa rüşvetimizi vermeye başladık.Tümünü Göster
Okulda ne natalia ile nede yılan ile hiç karşılaşmadım. Kafam zaten incin, birde bunlar çıkmasın istiyorum. Havalar ısınmaya başladı. Bahar kendini belli etmeye, yağmurlar durmadan yağmaya başlamıştı. Şehir beyazdan sarıya yeşile dönmeye başlamıştı.
Olaylardan yaklaşık 1 ay kadar sonra çiçek beni aradı. Telefonu açıp açmamakta tereddüt ettim. Acaba yılan olanları anlatmış mıydı ? Korkmanın anlamı yok, açtım telefonu
Ç: Kitap kurdu
K:Efendim
Ç:Nerdesin sen yaa, hiç aradığın sorduğun yok. Gelmiyorsun da eskisi gibi.
K: Öyle oldu dimi, okul filan derken işte. Napıyosun nasılsın ?
Ç: Akşam bizdesin tamam mı, kek yapıyorum kızlarda gelecek.
K: Bugün mü ?
Ç: Evet, kesin geliyorsun, dedikodu yapacağız. Akşam görüşürüz.
Ben daha bir şey demeden telefonu kapattı çiçek. Nasıl olacak acaba diye düşünüyorum. Yılan ile karşılaşmak istemiyorum. Ama insanlarla konuşmaya ihtiyacım var. Belki de beni çağırıp hesap soracaklar ablasına yaptıklarım için. iyice paranoyak olmuştum.
Akşam hazırlanıp evden çıktım. Kızların evine ulaştığımda kapıda birkaç kız ayakkabısının yanında birde erkek ayakkabısı varı. Gözümden kaçmadı. Ve yine paranoya başladı.
Kapıyı çaldım ve çiçek açtı.
içerde çiçek, yılan ve 4 kız ve birde yılanın yanında bir erkek vardı. Herkesle tokalaştım. Erkekle kafaları tokuşturduk. Erkeğin ismi akrep olsun. Dağ keçisi gibi kafalarımızı vurduk. Ufak tefek hal hatır vs den sonra millet kendi yakınlarının yanına çekildi. Yılan akrebin koluna girmiş oğlana sırnaşıp duruyordu.. Mutfağa gidip çiçeğin yanına oturdum.
K: Ablan ile akrep sevgili mi oldular.
Ç:Evet, bende anlamadım nasıl oldu. Ama ablam çok mutlu.
K:Allah bozmasın. Çok iyi olmuş.
Ç: Nasıl yani?
K:ne güzel diyorum yakışmışlar.
Kafamın içinde gerçek bir yılan ile akrebin çiftleşmeye çalışması geçiyor. Gülümsüyorum.
Ç:Sen neye gülüyorsun acaba? Hem sen nerdesin onca zamandır.
K:Bildiğin gbi bir değişiklik yok.
Nasıl anlatayım ablanla yemediğimiz tak kalmadı, ayrıca zütümüzü kesmek için hazırda bekleyen birde mafya var.
Ç: Bende bir sürü haber var ama anlatmayacağım.
K:neden ?
Ç:sen hiçbir şey anlatmıyorsun da o yüzden.
K:ne anlatayım ki ?
Ç: Sevgilin var mı mesela !
K Cevap veriyorum: yok
Ç: O rus kız ne oldu. ( natalia dan bahsediyo)
K: Boş ver onu, bitti o.
Ç: Sende boş ver takma, belki yeni birileri olur.
K: hayırlısı bakalım.
içeriye geçtik. Akrep tavla oynamayı önerdi. Kızlar kahve yapıp getirdiler. Yenilen fincanları yıkayacak. Kızlar üçe üç ayrıldılar. Tavlayı 4 e 4 karşılıklı oynuyoruz. Kızlar zarları atıyor akreple biz oynuyoruz. Zaten kızların bağırmasından oynamak pek mümkün değil. Yılanda akrebin yanında oturmuş ellerini adamın karnına dolamış, bu benim pelüş oyuncağım der gibi duruyor. Benimde işime geldi. Ne güzel işte artık bana sarmaz, yılanla akrep birbirleri ile uğraşır durular.
Tavlada yenildim. Daha doğrusu konsantre olup oynayamadım. Ama sorun yok güzel zaman geçirdik. Fincanları yıkamak için mutfağa gittim. Sözümüzü tutalım. içerdeki kızlardan biriside yarım etmek için yanıma geldi. Ben gerek yok desem de ısrar etti. Bu kızın ismi Dilek olsun.
Dilek kısa boylu, sohbeti güzel, anlayışlı, yardımsever birisi. En azından ilk tanıdığımda böyleydi. Ben yıkadım oda duruladı fincanları. Bu arada sohbet ettik. işimiz bitince mutfakta birer sigara yaktık. Telefon numaralarımızı aldık. Arada çiçek geldi, gitti. Sohbeti bölmedi. Kafam rahatlamıştı. Boş sohbet etmek bile iyi geliyordu bana.
Evden çıkarken akrep ile yine kafaları tokuşturduk. Hangimizin boynuzları daha sert diye ölçmeye çalışyordu sanırım. Yılan gözleri ile ‘’ işte bu benim erkeğim ‘’ diyordu akrebe bakıp. Bende birbirinizi yiyin diyordum içimden. Al birini vur ötekine a.q
Evden çıkarken diğer kızları da evlerine bırakmak bana düştü. -
230.
+1Havalar iyiden iyiye ısınmaya başlamış, okulların kapanmasına 1 ay gibi kısa bir süre kalmıştı. Yine vize final kaygıları harici işlerin devam etmesi için sahaya inmeye başlamıştık. Gündüzleri sıcak olduğu için sabaha kadar oturup akşama kadar yatıyordum. iyice baykuş moduna geçmiştim. Yaz tatili için türkiyeye dönüp dönmemek konusunda kararsızdım. Gitmek istemiyordum. Ama gidip meleği görmek istiyordum. Evdekilere ne diyecektim ? birde öyle bir sorun vardı.Tümünü Göster
Bu süre zarfında kızların evine gidip gelmem iyice sıklaştı. Dikkat ettiğim şey, evde sadece çiçek ile ablası yılan varsa gitmiyordum. Yılanla birbirimize laf sokarken konunun bir yerden patlamasını istemiyordum. Bu gidip gelmelerde Dilek ile aramız baya sıkılaştı. iyi iki arkadaş olmuştuk. Milletle dalga geçiyor, insanların kusurları ile kendi aramızda dedi kodu yapıyorduk. ( kimseyi incitmeden )
Tabi bu arkadaşlık neticesinde ben dilek ve ev arkadaşının evine de gitmeye başladım. Dileğin en sevdiğim huyu sorduğu sorulara cevap vermediğimde üstelemiyordu. iki arkadaş gibi takılıp gidiyorduk.
Final haftası yaklaşmış, tüm öğrenciler dönüş biletlerini almaya başlamışlardı. Ben ise halen kararsızdım.
Bir gün ders çalışıyorum evde. Kapı çaldı. baga dır diye kapıyı kolundan açıp bıraktım. Yukarı gelince içeri girer diye. Gidip tekrar masaya oturdum. Kapı açıldı ve kapandı. Bir sigara aldım paketten, tam yakmak için yüzümü kaldırdığımda Natalia karşımda duruyordu. O an ne hissettiğimi anlatamam. Sevgi, korku, umut, üzüntü hepsi karıştı midemde. Konuşamadım.
N: Şaşırdın herhalde ?
K:Evet, sen….
N: Konuşmak istiyorum sadece.
Ne konuşacağız ki ! Yaşadığımız onca şeyden sonra. Masum yada suçlu mu arayacağız ? Ne anlatacağız ! Birbirimizi nasıl tükettiğimizi mi !
Natalia koltuğa oturdu, ben ayağa kalktım. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Elim ayağım birbirine dolaştı. Elimde sigara kalakaldım.
N: mutlumusun ?
K: Sen ?
N: Bilmiyorum onca şeyden sonra.
Derin bir nefes aldım, ne diyebilirdim ki.
K: Bildiğin gibi, zaman geçiyor.
N: Peki bana olan kızgınlığın geçti mi ?
K: Bilmiyorum, belkide sadece sana değil aynı zamanda kendime de kızgınım.
N: Peki ne olacak şimdi. Bitti mi her şey.
K: Sen söyle, benimle birlikte bir gelecek düşünebiliyor musun ? Ben düşünemiyorum artık.
N: Sana olan sinirim geçmedi ama düşünüce ikimizde haklıyız sanırım. Ama bende bir gelecek hayal edemiyorum artık.
K: o zaman neden geldin ?
Birkaç dakika konuşmadık. Öylece bakıştık. Sonra natalia ayağa kalkıp yanıma geldi ve boynumdan tuttu.
N: Sevişmek istiyorum seninle, dedi.
Ayakta başlayan öpüşmemiz yatak odasında devam etti. Uzun uzun seviştik. Yorulana kadar, terlerimiz birbirine karışana kadar seviştik. Ne o bir şey bekledi, ne ben bir şey istedi benden.
Sevişmemiz bitince üstünü giyinip öylece çekip gitti. Neydi şimdi bu ! bir bedeni özlemek mi ! Eski bir duyguyu hatırlamak mı ! Yoksa sadece bedenin ihtiyacını gidermek mi ! Hepsiydi aslında, yada hiç biriydi. -
231.
+1Final haftası gelmiş tüm öğrenciler sınavların peşinde koşmaya başlamışlardı. Havalar çok ısınmıştı ayrıca. Gündüzleri 40 dereceyi bulan sıcaklar insanı zorluyordu. Sınavı biten öğrenciler birer birer ülkelerine dönüyorlardı. Ben ise halen bir bilet almamıştım. Tüm öğrenciler gitti. Çiçek yılan ve ablası gitmeden bir gün önce buluştuk. Vedalaştık. Ben biletimi daha geç bir tarihe aldığım yalanını söyledim.
Baga ile işlerimize bakmaya devam ediyorduk. Gayrat bir gün bizi çağırdı. Adam kendi şehirinin en lüks mekanlarında birinde buluştuk.
Adam bizden toplu bir para istedi. Ve istediği para yılık karımızın nerdeyse yarısı. Adama durumu anlattık ama bizi çok sallamadı. Adam tutarı anladığımızdan emin olduktan sonra kalkıp gitti. Şehrimize dönüp baga ile parayı hazırladık. Adama parayı teslim ettikten sonra tekrar döndük. Baga işi bırakmak istediğini söyledi. Haklıydı da. 1 yıl boyunca adamlara çalışıyor gibiydik. Ama marketlerde olan alacaklarımızı tahsil etmemiz ve bize yeni mal gelmesini önlememiz lazımdı. Baga ya 6 ay daha dayanmasını söyledim. Sonra bırakacaktık. Ama şimdi bırakamazdık. Bagaya işlere devam etmesini söyledim. Kendime bir uçak bileti aldım. Ve yola çıktım. -
232.
+1istanbula indiğimde saat 04:00 gösteriyordu. Havaalanında bir şeyler atıştırdım. Saatin 7 olmasını bekliyordum. Meleği arayacaktım. Onu görmem gerekiyordu. Tlefonu defalarca çaldırdıktan sonra açtı melek
M:efendim
K:melek günaydın,
M:Sen kimsin ?
K:kitap kurdu tanımadın mı ?
M:tanıdım, neredesin?
K: havalanındayım, gelebilirmiyim.
M:Dışarda buluşalım, erkek arakdaşım seni burada görmesin
K: tamam, bana haber ver ama .
M: birazdan çıkarım, söylediğim adrese gel .
Adresi alıp telefonu kapattım. Takside giderken ‘’ demekki ciddi birisi ‘’ Kız çekiniyor çocuktan ‘’ dye düşündüm.
Cafeye gidip oturdum, birkaç bardak çay sonra melek geldi.
Meleği ilk gördüğümde tanıyamadım. O kadar zayıflamış ki yüzündeki kemikler ortaya çıkmıştı. On sarılmaya çalıştım, sırtındaki kemiklere değdiğimi hissettim. Hoşbeşten sonra meraktan duramadım.
K: Ne kadar zayıflamışşsın melek, rejim filan mı yapıyorsun.
M: yooo, bilmem çok mu zayıflamışsın.
K: evet hem de baya, baksana yüzündeki kemikler ortaya çıkmış.
M: hiç dikkat etmedim.
Melek söylediğim ufak tefek atıştırmalıklardan birkaç lokma aldı ki midesi bulanmaya başladı. Kusmamak için kendini zor tuttu.
Hesabı ödeyip kalktık. Açık havada sahile indik.
M: Kitap kurdu sana bir şey söylemek istiyorum
K:Tabi söyle.
M: Artık beni aramasan olur mu ?
K: neden ? erkek arkadaşın istemiyor diye mi ?
M: hayır ben istemiyorum.
K: iyide ben sana kötü bir şey yapmadım ki, biz arkadaş hatta dost değilmiyiz ?
M: Görüşmek istemiyorum, beni aramanı istemiyorum. Seni unutmak istiyorum.
K: Anlamıyorum, ben sana bir şey yapmadım ki. Şimdi durduk yere seni görmek istemiyorum diyorsun. Tamam seni üzdüm kırdım belki, ama beni silmek istemeni alayamıyorum.
M: Nedeni yok, beni aram lütfen.
Dedi ve dönüp arkasını gitti. Sahil kenarında ismail abi gibi kaldım a.q (*trt-leyla ile mecnun-ismail )
Keşke gitseydim peşinden keşke öğrenseydim gerçeği. O beynimin taaa a.q
Sahilde biraz daha oturup ne olduğunu anlamaya çalıştım. Niye böyle olduğunu anlamlandırmaya çalıştım. işin içinden çıkamayınca ‘’ demek ki erkek arkadaşı istemiyor ‘’ basitliğinde düşündüm.
Aldım bir bilet evin yolunu tuttum. -
233.
+1Geçen yaz sadece 1 ay kaldığım için annem çok özlemiş belli ki kadın sarıldı bırakmıyor. Meğer ondan değilmiş. Eve girelim 15 dk olduktan sonra 2 aile büyüğümüz amcamız ve yakın akrabamız olan bir kadını kaybettiğimiz haberini öğrendim. Annem ağladı biraz, sonra toparladı.Tümünü Göster
Okulda ve işte iyice taka sarmıştım. Bari bu yaz 2 aylık bir tatil yapıp rahatlamak istedim. işten güçten okuldan, insanlardan uzaklaşmak iyi gelecekti bana. 10 günden fazla yattım evde. Hiçbir şeye elimi sürmedim. Sadece odamda sigara içip yattım. Annem korktu biraz bu durumdan. Daha fazla korkutmamak için dışarıya çıkmaya başladım. Annem öğrenci olduğum için cebime para koymaya çalışıyordu. Bende durumu anlamasınlar diye parayı alıp teşekkür ediyordum. Sonra o parayı fazlasıyla kardeşime veriyordum. ihtiyacı olursa söylemesini istiyordum.
Sosyal medya yayılmaya başlamış, insanlar facebook dan bahsediyorlar. Ama hiç umrumda değil. Sosyalleşmek en son isteyeceğim şey.
Bir gün dışardayken telefonum çaldı. Telefonu açtım. Ve arayan kim ? Dilek.
D: alo kitap kurdu ben dilek, nasılsın
K:Dilek, iyiyim. Sen nasılsın. Numaramı nerden buldun ?
D: Okulun kayıtlarında varmış.
K:Okulda mı ? neyse ne yapıyorsun ?
D: iyiyim, tatilin keyfini çıkarıyorum. Senden bir şey rica etsem olur mu ?
K: hayırdır ?
D: Biz kızlarla vize almak için senin yanına gelsek bize yardımcı olurmusun ?
K: Kızlar kim ?
D: Çiçek, yılan, ayşe ve ben. Sabah gelip akşam döneceğiz. Sadece yolları çok iyi bilmiyoruz, yarımcı olursan çok sevinirim.
K: tamam yardım ederim sorun olmaz.
5 dk sonra çiçekte aradı, bizi nereye zütürecek ne yedirecek filan diye bir sürü şey istedi. Hallederiz dedim, misafir sizsiniz.
Neyse bunlar 1 hafta sonra geldiler. Bunları teminalden aldım. 4 kız bir ben, sanki bu kızlar yıllardır birbirlerini görmemişler gibi car car car konuşuyorlar. Dedim bi susun. Bu ne a.q kafam dağıldı 2 dk da. Yılan tabi aynadan pis pis bakıyor ama en ufak bir laf sokma yada gıcık davranış yok. iyi diyorum kendi kendime demek ki akıllanmış kevaşe.
Bunları konsolosluğa bırakıp dışarda bir sigara yaktım. Sonra bende girdim. Ve beklenmeyen başımıza geldi. Çiçeğin pasaport numarasında hata var. Ve vize işelmi için 1 gün daha kalması lazım. Diğer kızlarda onları bırak gidemezler. Gitmezler. Bunlara bir otel ayarlasam olmaz. Ve en son çare salak gibi evi aradım. Annemi durumu anlattım, kadın da okuldan arkadaşlarımla karşılaşacağı için sevinçten ölüyor.
Kızlara bizde kalabileceklerini söyledim. Önce kalmak istemediler haklı olarak, ama en mantıklı seçenek buydu. Kızlar evlerini arayıp durumu anlattılar, izinler alındı ve gerekirse babam ile görüşebilmelri için babamın numarasınıda verdim. içleri rahat etsin diye. Ama salaklık bende. tak mu var iyilik yapıyorsun. Sana ne. zütür otele, ne tak yerlerse yesinler. Niye böyle dediğimi anlayacaksınız. -
234.
+1Eve gittik, annemle tanıştırdım hepsini. Anne hepsi ile ayrı ayrı ilgilendi. Kadın 3-4 çeşit yemek koymuş ocağa. Kızlarda eve girince anneme yardım etmeye başladılar. Akşam eve baba geldi, hep birlikte yemekler yenildi. Çaylar içildi. Kızlar kahveleri yaptılar. Her şey gayet iyi gözüküyordu. Akşam 2 odaya yatakları yapıldı. Tabi anne kontrolünde bizden uzak odalara yatırıldılar. Sabah mutfakta 5 kadın, hepsi bir yandan sofayı kuruyorlar, bir yandan da annemle sohbet ediyorlar. Öğlen saatlerine doğru çıkmamız lazım. Saat daha erken. O gün araba ile ilgili bir sıkıntı varı tam hatırlayamıyorum. Ben sıkıntıyı çözmek için sanayiye gidip döndüm. Ne olduysa ben dönene kadar olmuş.
Annem benimle ilgili birşeyler sormuş. Kız arkadaşı var mı, arkadaşları nasıl diye . ben hiçbir şey anlatmazdım çünkü.
Yılan fırsatı bulunca tüm zehrini akıtmış, benim bir kızla aynı evde kaldığımı, orada iş yaptığımı, deli gibi alkol aldığımı…. Siz biliyorsunuz zannettik demişler. Kadının rengi atmış tabi. Eve geldim herkes sus pus. Ne oldu diyorum kimse bir şey söylemiyor. Ulan dedim yılan yoksa bana tecavüz etti filan mı dedi aq.
Evden çıktık, kızlar annemin elini öpüp arabaya bindiler. Annemim bana bir bakışı var anlatamam. Kesin bir şey oldu.
Köşeyi döner dönmem durdum.
Ne oldu evde ?
Kızlar sus pus bana bakıyorlar. Sonra yılan
Y: Ya yok, senin kız arkadaşın var mı diye sordu, bizde önceden yabancı biri vardı dedik ona bozuldu sanırım. Bir şey yok anne işte, dedi.
K: Bu ise sorun yok, hallederim dedim bende.
Kızlarla konsolosluğa gidip işler hallettik. Dışarda yemek yiyip bunları tekrar terminale bıraktım. Herkes hayatından memnun. Kızları bırakıp birkaç arkadaşın yanına uğrayacaktım. Babam aradı.
B: Nerdesin
K:terminalden çıktım, noldu ?
B:Eve gel
K:tamamda ne oldu bir şey mi oldu
B:hemen eve gel.
Eve gittim annem ağlıyor, babam put gibi oturmuş salonda beni bekliyor. -
235.
+1Babam kanepeden kalkıp üzerime yürüdü, dişlerini sıktı.
B:Biz seni ne diye gönderiyoruz, senin karıştığın işerlere bak. Utan utan.
K:ne yaptım şimdi ben ?
B: Kızın biri ile aynı evde kalıyormuşsun.
K:yok öyle bir şey.
B: yalan söyleme. Okulu bırakıp iş adamı olmuşsun? Biz seni bunun için mi gönderdik ?
K: ne için gönderdiniz, diploma için değil mi ? oğlunuzun diploma alması için göndermediniz mi ? Bende o diplomayı alacağım. Merak etmeyin.
B:bana sesini yükseltme.
Annem ağlamaya devam diyor, babamın sesi yükseldikçe yükseldi. Ben içinden yılanın tüm geçmişine sövüyorum.
Babam annem ağladıkça iyice sinirlenmeye başladı, bende altta kalmayınca aramızda olmaması gereken şeyler olmasın diye dışarı çıktım. Arabaya binip birkaç tur attım. Sakinleşmek için zamana ihtiyacımız vardı. Akşam eve dönmeyecektim. Babam msj attı eve gel diye.
Tekrar eve dönmek zorunda kaldım. Annem yatmış, babam salonda saçma sapan tv izliyor. Beni görünce tv yi kapatıp oturmamı söyledi. Bende oturdum. Sonra gayet sakin konuşmaya başladık. Ben olanı biteni biraz değiştirerek anlattım. Ufak tefek yalanlarla. Babam annemin benim için endişelendiğini. Yabancı bir kız yüzünden geri dönmememden korktuğunu söyledi. Onları da anlamaya çalıştım ama ne kadar aynı düşünebiliriz ki. Sonra babam ile biraz dertleştik. Babam alkol aldığımı öğrendiğini söyledi. Bende inkar etmedim. Güldü. iç ama edebinle iç, az iç. Annen anlamasın ikimizi de öldürür dedi. Babam içimi rahatlatmıştı. En azından aramızda kötü bir şey yaşanmamıştı.
Tatil boyunca annemin gönlünü almak için her türlü şaklabanlığı yaptım. Her gün erken kalkıp kahvaltısını hazırlayıp yemek yapmasında yardım ettim. Birlikte alışveriş yaptık. Bana yakıştırdığı ne varsa aldım. beğenmesem de aldım. Sırf o mutlu olsun diye. Annemle hiç nataliadan konuşmadık. Ne o sordu ne ben açtım. Baba ile konuşmak kolayda anne ile zor bence.
Zaman geçti, tatil bitti. Ve bileti aldım.
Size son günümde annemle konuştuğum o anı anlatmak istiyorum. Her şey hazır, bavulu aldım evden çıkmak üzereyim. Annem kapıda sarıldı başladı ağlamaya. Tamam dedim ağlama artık. Kulağıma yaklaşıp, Oğlum geri dön, başka bir şey istemiyorum senden. Lütfen dedi.
O an anladım annemin ne kadar korktuğunu. -
236.
+1istanbula gitmeden önce meleği arayıp aramamak konusunda tereddüt ettim. Arayıp ne diyecektim ki. Yine giderken arıyorsun diyecekti. Zaten görüşmek istemiyor. Arayıp birde küfür yemeyelim.
Uçağa bindim, sıkıntılar ile yüzleşmeye gidiyorum. Birde o yılanın cidden ağzını kıracağım. Ne olursa olsun, artık çiçekte durduramaz beni.
Baga beni almaya geldi. Adam ben yokken iyice bunalmış. Şehre dönmeden, otelde tekrar oturup hesap kitap yaptık. Şirkete gidip işi bırakacağımızı ve artık mal göndermemelrini söyledik. Adamlar bizi vaz geçirmek için uğraştılar. Adamların malını satıyoruz sonuçta. Daha fazla devam edemeyeceğimizi söyledik. Adamlarla anlaşıp son bir dondurma sevkiyatı için anlaştık. Son işimiz olacaktı.
Baga ile şehre döndük, depomuzdaki malı hesapladık, dağıtım ve paramıza baktık. Kısaca artık dükkanı kapatıyorduk. Evimin 1 yıllık kirasını peşin vermiştim. Sorun yoktu. Ama artık devamlı para akışı olmayacaktı. Ve patrona gidip bize artık mal verilmiyor, bizde bu yüzden size para vermiyoruz diyecektik. Tabi bu kısım bizi en çok korkutan şeydi. Adamlar inşaatın temeline gömebilirlerdi bizi.
Tüm öğrenciler gelmeye başlayınca kampüs iyice dolmaya başladı. Havalar sıcakken dondurma sevkiyatından gelen ürünlere müşteriler hazırdı. ^konteynır dondurma geldi. Tüm marketlere irili ufaklı dağılımı yapıldı. Bu nasıl bir dondurma ise bir alan bir daha alıyor. Teşekkürler magnum 😊
Millet Magnuma açmış meğer. 3 konteynır ürün 20 günde tükenmişti. 5 konteynır daha istedik. Söz de işi bırakıyoruz. En azından havalar soğuyana kadar bekleyelim istedik. -
237.
+1*şurayı atlamayalım: Şehre dönünce ilk işim yılanı aramak oldu. Tabi telefonu açmadı bende çiçeği aradım. Verdim çoşkuyu, bağırdım çağırdım. Ablası için defalarca özür diledi. isteyerek yapmadığını, ağızlarında kaçırdığını söyledi. Tabi benim tepkimden sonra çokta konuşamadı.
Bir gün okulda dilek ile karşılaştık. Beni görünce yanıma geldi konuşmak için. Ben görmemezlikten geldim. Kız yanıma gelip
D: Ayıp ama yaptığın, benim ne suçum var.
K: Ayıp mı ? Ben size yarım etmek için evime zütürdüm, siz eve tüm olan biteni anlatmışsınız. Daha ne olsun.
D: Ya vallaha benim bir suçum yok. Yılan ağzından kaçırdı.
K: onun ben ağzını s……
D: Özür dilerim, inan böyle olacağını bilmiyorduk.
K: her neyse.
Aradan birkaç hafta geçti, çiçek ile dilek defalarca aradılar. Açmadım telefonu. Ben telefonu açmayınca bunlar taksi kiralayıp beni takip etmişler ve evi öğrenmişler.
Aynı gün akşam baga ile patronun yanına ne zaman gidelim de durumu anlatalım diye plan yapmaya çalışıyoruz. Kapı aldı, kapıyı açtım. Dilek ile çiçeğin elinde kocaman bir pasta kapı girişinde süprizz diye bağırıyorlar. Benim üstümde atlet, altımda kot. Elimde sigara.
ilk tepkim: noluyo a.q
Kızlar tabi benim bu tepkim karşısında mal gibi kaldılar. Ne ben davet ediyorum ne onlar içeriye girebiliyorlar. Baga yanımıza geldi. Kızlar bağayı görünce korktular normal olarak.
Baga ya yarın konuşalım dedim, telefonunu alıp çıktı. Kızlar içeriye girdiler. -
238.
+1Ziyaretinizi neye borçluyum kızlar ?
Ç: ya biz özür dilemeye geldik.
D: evet özür dilemek için, sana pata yaptık. Kendimiz yaptık.
K: aynısını ben size yapsam acaba ne düşünürsünüz?
Ç: ne desen haklısın ama oldu işte.
K: Oldu ama olan bana oldu. Evdekiler her şeyi öğrendiler. Annem 1 hafta ağladı.
D: Gerçekten çok üzgünüz, yılanda bilemedi. Ağzından çıkı verdi bir anda.
Ulan yılan nasıl bir insan bir bilseniz diyesim geldi. Ne haltlar karıştırdığını, bana neler yaptırdığını, onun nasıl bir şeytan olduğunu bir bilseniz. Söylemedim ama, söylesem ödeşmiş olurduk ama söylemedim. insaniyetim tuttu gene.
K: pastayı sizmi yaptınız ? Yersek ölürmüyüz ?
Ç: Biz yaptık, çokta güzel oldu. Çiçeğe mutfağı gösterdim, birkaç tabak çıkarıp pastayı dilimledi. Birlikte yedik. Sonra kızları evlerine bıraktım.
En azından son sene konuşabileceğim birileri olacaktı yanımda. Çiçek te dilek te iyi kızlardı. Ama yılan yılandı. Ondan şüphem kalmamıştı. Ve yılanın bilerek ağzından kaçırdığına emindim. -
239.
+1Natalia ile birkaç defa okulda karşılaştık. Artık ikimizde çok sallamıyorduk. Ne o nede ben.Tümünü Göster
Bazen arkasından bakar, çocuklarımız olsa nasıl olur du diye düşünürdüm. Hayal işte.
Baga ile patronun yanına gidip son vergimizi verip artık depomuzda mal olmadığını ve bize mal vermediklerini anlatacaktık. Gayratı arayıp randevu istedik. En şık halimizle ve bir paket para ile yola çıktık. Şirkete vardığımızda gayrat bizi karşıladı. Patronun odasına zütürdü. Biz tüm masumluğumuzla yaptığımız işleri anlattık, ancak şirketin bize mal vermeyi durdurduğu ve daha büyük bir yatırımcı ile işe tekrar başlamak istediğini söyledik. Adam bizi sallamaz yüz ifadesi ile dinledi. Sonra eliyle çıkın dedi. Gayrat dışarda bizimle baya bir sohbet etti. Gelip kontrol edeceğini filan. Bizde gelin bekleriz dedik. Ve böylece yurt dışı ticaret hayatımız bitti. Yaklaşık 100 bin dolar para kazanmıştım 2 sene gibi bir sürede. Tabi yediğim içtiğim gezdiğimde cabası. Ama artık dikkatli harcama yapmam gerekiyordu. Her zaman aynı şansa sahip olamazdım.
Baga ülkesine geri dönecekti. Gitmeden felekten bir gece çaldık. Eğlendik, içtik gezdik. Arabsını sattıktan sonra terminalden uğurlamak çok zoruma gitmişti. Ama burada daha fazla duramazdı.
Bağadan sonra artık kimse kalmadı çevremde. Sadece bazı günler çiçek ile dilek bana geliyor, evi topluyor, yemek yapıp yaşadığımdan emin oluyorlardı. Bende tüm zamanımı evde geçiriyordum. Yıl başı yaklaşmıştı. Dışarda tüm ağaçlar süslenmiş, tüm şehir alkolün pençesindeydi. Herkes sarhoştu. 7 den 70 e herkes. 1 hafta kala içemeye başlamıştı millet. Ben evde bilgisayar başında yada alttan kalan derslerime çalışarak zaman geçiriyordum. Yıl başından önce meleği aramak istedim. Belki özlemiştir beni. Belki tekrar konuşabiliriz. Ona anlatırken bulduğum huzurum ekgibti çünkü. Belki daha da iyi olabilirdik. Belli mi olur belki daha da fazlası……
Aradım ama telefonu kapalı değil, tamamen iptal olmuştu. Güzel bir hagibtir çekip oturduk zütümüzün üstüne. Bahanem hazırdı, kelebeği sildirmek için yardım isteyecektim. En azından suçu olduğu bir şeye yardım eder, geri çevirmez diye düşünüyordum. Ama telefon da olmayınca yapacak bir şey kalmamıştı. Birkaç mail attım, ama cevap gelmedi tabi ki.
Çiçek ile dilek bana gelip gitmeye devam ettiler. Ama dileğin bakışlarından bana karşı birşeyler hissettiğini düşünmeye başlamıştım. Belki ben yanlış anlıyorum diye düşündüm, üstünde fazla durmadım. Yıl başını evimde sessiz sakin geçirmeyi planlıyordum. Tabi kızlar bu planıma karşı çıktılar. Son yıl olduğu için çılgınca şeyler yapmak istiyorlardı.
Çılgınca dediğime bakmayın, birer votka içip şampanya patlatmak istiyorlar. Heyecan dediğim bu yani. Yıl başı akşamı kızlarla dışarı çıkacaktım ama tek şartım vardı gece 00-000 olmadan eve dönecektik. Çünkü o saatten sonra dışarda işler karışabilir. Benim başımı sokmaya pek niyetim yok.
Gece boyu kızlara bekçilik yaptım. Gece yarısından önce kızları evlerine zütürüp bende kendi evime geçtim. Son yıl başımı kendi evimde yalnız geçirmek istiyordum. Ve istediğim gibide oldu.
Yeni yıldan bol huzur istedim. Olmadı. Hayatım s…ldi o sene. -
240.
+1Ve artık okuldaki son 6 ayımız. Son sınıf olmanın tek avantajı ders yok, tüm sınıf tez konusu almış deli gibi tez hazırlığı yapılıyor. Bende artık başlıyım diyorum ancak biter çünkü. Ara tatilde Türkiye ye dönüp dönmemek konusunda kararsız kaldım. Bazı haftalar hiç evden çıkmadığım olurdu. 5-6 tane ekmek alır buzluğa atardım. Bir hafta 10 gün evden dışarıya adım atmazdım. Bazı günler dilek ile çiçek çıkıp gelirlerdi. Bir gün çiçek ablasının benden özür dilemek istediğini söyledi. Bende gerek olmadığını söyledim. Ama çiçek ısrar etti. Yılan ile birlikte geldiler bir gün. Yılan tüm rol yapma becerisini kullanıp benden özür diledi bende kabul ettim. Ama biliyordum bir bin lik olduğunu. Çiçek ile dilek her gelişinde yılanda yanlarında oluyordu artık. Konuşmalarımız normale dönmüştü.Tümünü Göster
Yılan bir gün tek başına bana geldi. Cd yi istemek için gelmiş. Zaten işlerimiz bitmiş, okulun bitmesine de kısa bir zaman kalmış. Kaseti ve örnek cd yi çıkarıp gösterdim. Cd nin gerçek olduğunu göstermek için bilgisayara takıp kısa bir süre açıp kapattım. Sonrada gözünün önünde kırdım her şeyi.
K: Artık aramızda bir sır yok. Ben unuttum sende unut.
Y: Sana bir şey soracağım, peki cd yi başka birine izlettin mi ?
K: Hayır tabi ki, o günden sonra ben bile ilk defa açtım az önce.
Y: Sana inanıyorum, unuttum bende.
Yılanı evden yolcu ettim. Kafam rahattı artık. yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım, ama sonunda bundan da kurtulmuştum.
Son 2 sene aşırı derecede film izlemeye başlamıştım. Günde 4-5 film izliyor son filme geldiğimde ilk filmi unutuyordum. Sabaha kadar oturup akşama kadar yatıyordum. Yapabildiğim en iyi şey alkolü azaltmak oldu. Şubat ayının başında meleği bulmak için geceleri araştırma yapmaya başladım. Eski iş yerinden bulabildiklerimi aradım. Sosyal medya denilen şeyi ilk defa öğrendim. Adres yada telefon bilgisi var mı diye araştırdım. Bir telefon numarası yeterdi bana. Bir defa sesini duysam yeterdi. Belki 14 şubattan önce bir şeyler değişirdi. Belki Melek ile aradığım huzuru bulabilirdim.Ne kadar uğraştıysam da olmadı. Meleğe ait hiçbir şey bulamadım.
Çiçek ile dileğin bize geliş gidişleri iyice sıklaştı. Kendi tez konuları için internetten kaynak bulmaya çalışıyorlardı. Ve o dönem evimin bulunduğu yerde internet hatları en iyi hıza sahip sistemlere sahipti. Onlar tez konularını araştırıyorlar, genelde bende uyuyordum. Yada kalkıp çay içip sohbet ediyorduk. Dilek benimle konuşurken gözlerinden anlayabiliyordum bana karşı bir ilgisi olduğunu. Sohbeti güzel, iyi kalpli birisiydi. Bende içimdende olsa neden olmasın diyordum. Ama kendimi tüketmeye hiç niyetim yoktu. Yaşadığım onca şeyden sonra daha düzgün, daha yavaş, her şeyin yerine oturduğu bir ilişki istiyordum. Dilek ile olan sohbetimiz iyice arttı, hatta çiçekten daha fazla görüşmeye başladık. Bazen çiçek bozuluyordu bu duruma. Arada yılanda geliyordu kızlarla birlikte. Günler geçiyordu.
Bir gün çiçek tek başına geldi, ve sohbet ettik.
Ç: Dilek hakkında ne düşünüyorsun ?
K: Niye sordun ?
Ç: Biliyorsun niye sorduğu mu.
K: Hayırlısı çiçek, zaman lazım.
Ç: iyide okul bitiyo.
K:Bitince ne oluyo ki ?
Ç: Yani burada birşeyler başlarsa sonrasında devam eder belki.
K: Kısmet diyelim biz çiçek, olur mu.
O gün çiçek ile gayet güzel sohbet ettik, beni anladığını düşünmüştüm. Yanılmışım. Meğer çiçek ablası ile bir olmuş. Daha doğrusu Çok sonradan öğrendiğim bir şey var; Yılan çiçeğe benim kendisine tecavüz etmeye kalktığımı söylemiş. Ve bunu yaparken de kayda aldığımı anlatmış. Aslında çiçek bilerek bana yakın davranıyormuş. Ablası ile bir olup kaydı geri almak içinmiş her şey.
Çiçek gidip dileğe yetiştirmiş her şeyi. Tabi yılanda oradaymış. Sonra hayatımı s…len planı yapmışlar. -
241.
+1Çiçek beni aradı, alkol istedi. Bende her zaman ki gibi alıp zütürdüm. Eve bile girmeyecektim. Ama dilek ısrar etti. Birkaç kadeh birlikte içtik. Sohbet gayet iyi. Kafalar hafif çakır olmaya başladı ve alkol bitti. Ben eve dönmek için izin istedim ama kızlar tekrar alkol almam için ısrar ettiler. Daha sıkı birşeyler istiyorlardı. Shot alacaktım ama yılanın daha önce düştüğü durumu bildiğim için olmaz dedim. o zaman bizde kendimiz gider alırız dediler. Gecenin bir yarısı kızların o halde dışarı çıkmasını istemedim. Tamam dedim ben gider alırım. Kızlar da dışarı çıkmak için ısrar edince 3 kız bir ben dışarıya çıktık. Ben ufak bir votka ile bir shot aldım. Kızların evine geçecektik, ama benim evin daha yakın olması ve yılanın telkini ile benim eve geçtik.
Bardakları doldurup aynen devam ettik. Kızlar shot istemediler, votkayla devam ettiler. Bende içmediğim günlerin acısını çıkarırcasına shotun dibine burdum. Zaten 3. Bardaktan sonra her şey dönmeye başlamıştı. Ve o gece olan olmuştu. Yada ben öyle sanıyordum….. -
242.
+1Sabah kendi yatağımda gözümü açtım. ilk gördüğünüz şey hiç olmasını istemediğiniz bir şey olunca yüz ifadenizi düşünün. Yanımda dilek uyuyordu.Tümünü Göster
Gözümü açar açmaz korkuyla yataktan çıktım. ikimizde çıplaktık. Yataktan çıkıp başımı ellerimin arasına aldım. Rüya bu kesin rüya a.q diye dişlerimi sıkıyorum. Odada çıplak bir şekilde bir sağa bir sola ne yapacağımı bilemeden dolanmaya başladım.
Kasımlarımda kurumuş kan lekeleri vardı. Kan lekelerini görünce bağırmamak için elimi ıssırdığımı hatırlıyorum. Yorganı yavaşça kaldırıp bakmak istedim, yorgan da aynı şekilde kan lekeleri mevcuttu.
Üstümü alıp odadan çıktım, Giyinip dışarıya çıktım. Ne oldu dün gece diye düşünmeye başladım. Hatırlayamıyorum….. nasıl oldu biz dilek ile aynı yatağa girdik ? Diğer kızlar neredeler ? Ne oalcak şimdi ? Kafam patlamak üzereydi. Yürüyerek baya bir yol almıştım. Sonra kendimi telkin etmeye başladım. Belki de kendi istemişti! Ne vardı yani olan olmuştu, ben zorla bir şey yapmamıştım ki. isteyerek olmuştu belli ki. Yoksa yanımda niye uyusun. Takisye binip eve döndüm. Kapıyı açıp eve girdim, dilek odadan benim kazaklarımdan birini üstüne giymiş şekilde çıktı ve koşup boynuma sarıldı
D: Sevgilim, seni çok seviyorum.
Kız bana sarılmış yarı çıplak bir şekilde. Ve sevgilim diyor. Noluyor a.q. Ne sevgilisi.
Kız kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Ben şaşkın bir şekilde bekliyorum.
D: ne oldu ?
K: bende onu soracaktım, dün gece ne oldu ?
Bir adım geriye gitti dilek.
D: nasıl ne oldu, hatırlamıyormusun ?
K: Yemin ederim hatırlamıyorum
D: nasıl hatırlamıyorsun, dün gece birlikte olduk, her şey çok güzel diyordun bana, beni sevdiğini söylüyordun. Şaka mı bu !
Ne şakası a.q ne şakası…… Şaka olsa, rüya olsa keşke.
K: Dilek yemin ederim hatırlamıyorum, en son birlikte içiyorduk. Hem diğer kızlar nerde ? biz nasıl birlikte olduk.
Dilek suratıma tokatı yapıştır. Hayvan herif ile başlayan ve ardı sıra takip eden bir çok küfür ile kanepeye oturup ağlamaya başladı.
Ne diyeceğimi, nasıl bir şey söyleyeceğimi bilemiyordum. Hatırlamadığım bir şey nasıl olmuştu. O an kendime o kadar kızdım ki. Ne işin var senin Türk kızları ile, içecek başka kimse mi kalmadı a.q.
Dilek ağladı ağladı, bana küfürler saydırdı. Sonra kalkıp odaya gitti. Üstünü giymek için. Bende peşinden gittim.
K: dilek bunu düzeltebiliriz.
D: Nasıl düzelteceğiz, dün gece olan oldu, sen şimdi düzelticem diyorsun. Nasıl ?
K:Bilmiyorum, ama düzeltirim.
D: defol git oo.. ç…..
Dilek üstünü giyip evden ayrıldı. Ben kaldım tek başıma yine. Ne yaptım ben, nasıl oldu bu olay diye düşünüyorum. Diğer kızları aramayı düşündüm ama eğer haberleri yoksa iyice yaymak istemiyordum. Bekledim bir süre. -
243.
+1Duşa aldım, yatağın üzerindeki çarşafı hatta yorganı çöpe attım. Sanki delillerden kurtuluyorum a.q.
Duşa alıp üstümü başımı temizledim. Hiç olmamış gibi olması için dua ettim. Keşke hiç olmasaydı .
Akşama doğru çiçek telefon etti. Telefonda bir sürü şey söyledi. Sen nasıl yaparsın, sonrada kıza neler söylemişsin. Kız ağlamaktan öldü burada. Biz seni yanlış mı tanıdık. Çiçeğe hatırlamadığı mı anlatmaya çalışıyorum, tam suçlu pgibolojisi içindeyim. Ama dinlemiyor tabi. Kızın her şeyini al sonrada hatırlamıyorum de,sen gerçekten tam bir hayvansın.
Ulan ablanla yediğimiz taku anlatsam ağzın açık kalır, kimse de kapatamaz ama anlatılmıyor işte.
Gerçi çiçek biliyormuş ama ablasının anlattığı kadarını.
Neyse 2-3 gün ses çıkmadı tabi. Ben evden çıkmamaya devam ediyorum. içimden unutulur gider diyorum kendi kendime. Sonuçta birlikte yaptık, ben tecavüz etmedim ya kıza. Ama üzülüyorum bir yandan da, nasıl böyle bir şey yaptım diye kızıyorum kendi kendime.
Çiçek aradı bir gün, eve geleceğini söyledi. Tamam dedim. konu belliydi. Benimde soracaklarım vardı.
Kısa hoş beş cümlelerden sonra çiçek asıl konuya girdi, en can alıcı noktadan.
Ç: Eee ne oalcak şimdi ?
K:Bilmiyorum çiçek.
Ç: Kız hergün ağlıyor, senin yüzünden.
K:Benim yüzümden mi ? Ben hatırlamıyorum diyorum. Hem sen o günü bi anlatırmısın. Siz nerdeysidiniz? Neden dileği de alıp gitmediniz.
Ç: Biz gidelim dedik, siz dilek ile mutfakta sohbet ediyordunuz. Biz sohbet ediyoruz siz gidin dediniz. Ablamın midesi bulanmaya başlayınca bende ablamı alıp gittim. Nerden bileyim sizin böyle bir şey yaşayacağınızı.
K: iyi tak yediniz, gittiniz başımıza neler geldi.
Ç: olan oldu artık, bunu nasıl temizleyeceğimize bakalım.
K: neyi temizliyoruz a.q
Ç: Kızı öyle bırakamazsın?
K: Ne yapayım, evleneyim mi ?
Ç: Güzel fikir, ama önce gönlünü al.
K:Yaa saçmalama çiçek ne diyorsun ne evlenmesi.
Ç: Ne olacak başka, Bu duyulursa ne olur biliyormusun, kızın hayatı kayar.
Çiçek durmadan baskı yapmaya devam etti. Bende durmadan defans. Biraz zaman geçsin üzerinden, kafamızı toparlayalım. Sağlıklı düşünmemiz gerekli.
Çiçeğe bu işi çözeceğimi söyleyip gönderdim. Sadece zaman kazanmaya sağlıklı düşünmeye çalışıyordum. -
244.
+1Dilek ile gerçekten normal şartlarda sağlıklı bir geleceğimiz olabilirdi. Ama durumlar bu noktaya gelmişti bir kere.Tümünü Göster
Bu olay üzerinden 15 günden fazla geçmişti. Dilek ile konuşmak için evine gitmeye karar verdim. Çiçeği arayıp dileğin evde olup olmadığnı sordum. Tek başına olmaz bende geleceğim dedi. Olur dedim. En azından bir şey olursa yanımızda başka bir kızın olması daha iyi.
Kapıyı çaldım dilek açtı. Gözleri şişmiş, göz altında torbalar oluşmuş. Çiçek odada oturuyordu. Ufak bir selam verdim. Dilek ile kendi odasına geçtik.
K:Nasılsın
D: Sence nasılım ?
K: iyi gibisin
D: değilim ama.
Kız ilk dakikadan vurmaya başlamıştı.
K:sakin ol, konuşmamız lazım.
D: Konuş dinliyorum.
K: Bak o gece gerçekten istemediğimz şeyler olmuş, ve hatırlamıyorum .
D:sen hatırlamıyorsun diye kurtuluoyrmusun ?
K: Öyle demek istemedim.
D: ama şimdi öyle diyorsun. Ben hatırlamıyorum, sen ne yaparsan yap diyorsun bana.
K:Dilek lütfen, be öyle bir şey demiyorum. O gece ne olduysa oldu, bunu nasıl çözeceğimizi konuşalım.
D: Nasıl çözmeyi düşünüyorsun ?
K: bilmiyorum, seninle konuşmaya geldim o yüzden.
D: ya biz seninle ne güzel arkadaş, dost gibiydik. Seni seviyordum hatta ben. Ama söyleyemiyordum. O gece senin de beni sevdiğini zannettim. Şimdi bundan bir sorunmuş gibi bahsediyorsun.
K: Dilek bende bilmiyorum nasıl olduğunu ama olmuş işte. Bir şey soracağım. Ertesi gün hapı aldın mı!
D: hayır neden !
K: ya hamile kalırsan ? Nasıl almazsın yaaa
Kız tekrar ağlamaya başladı. Ben başımı ellerimin üstüne aldım. Birde baba olmaya dayanamazdım.
Çiçek içeri girdi. Dileğin yanına oturdu.
K:ertesi gün hapı almamış, ya hamile kaldıysa ?
Ç: Nerden bilelim beyefendi, sizin gibi tecrübeli değiliz.
Dışarıya çıktım, hemen bir eczane bulup gebelik testi aldım. Eve tekrar döndüm. Dileğe verdim ve test yapmasını istedim. Salonda oturuyoruz, kimseden ses çıkmıyor. Dilek 3-4 bardak su içti. Tuvalete çıkması lazım. Testi alıp gitti. Ben ve çiçek kapıda bekliyoruz. Hayatımda beklediğim en zor anlardan biriydi. 5 dk sonra çiçek elinde test eli çıktı. Tek çizgi vardı, yani hamile değildi. Derin bir ohh çektim. Dilek tekrar ağlamaya başladı ve bana saydırmaya
D: rahatladın şimdi değil mi, geri zekalı, senden iğreniyorum.
K:ya bi dur, şimdi hamile olmadığına üzülelim mi.
Evden çıktım. En azından hamile değildi. Bu bile sevindirici bir haberdi benim için. Ama dileğin durumu iyi değildi. Yüzünden okunabiliyordu. -
245.
0Dilekten iyice korkmaya başlamıştı. Her aradığımda ya ağlamaya başlıyor yada küfrediyordu. Çiçek dileğin intihar edebileceğini söylemişti bir keresinde. Bende iyice tırsmaya başlamıştım.
Ne kadar önemliymiş bir et parçasının yırtılması da bu kadar sorunlara yol açıyormuş. Ben erkeğim diye her şeyi yapabiliyorum ama evleneceğim zaman kızın eline erkek sinek konmasın istiyorum. giberler öyle işi.
Ben artık iyice paranoyak oldum, kızlık zarı dikimine filan bakıyorum nasıl olur ne kadara mal olur diye. Bulduğum çözüm bu çünkü. Basit çözüm.
Tabi bunu dileğe söylemek çokta kolay olmadı, oda kabul etmedi zaten. Belli olur, anlaşılmaz mı zannediyorsun gibi şeyler söyledi. Bende ısrar edemedim. Ama evlenemem bu kızla. Her şey normal gitse belki olabilirdi ama bunca şeyden sonra mümkün değil. Olmaz demeyin her şey olur bu dünyada.
Bir gün yine dilek ile konuşmak için çiçeklerin evine gittim. Dilek biraz daha toparlamıştı. En azından devamlı ağlamıyordu. Çiçek ile dilek oturma odasında tez için hazırlık yapıyorlardı. Bende mutfağa geçip sigara yaktım. O zaman kadar konu hakkında konuşmayan yılan yanıma geldi ve;
Y: Ya nelerle uğraşıyosun !
K:Anlamadım.
Y: içerde ki kızdan bahsediyorum.
K: ne yapalım, bırakıp gitmeseydiniz sizde, başımıza bunlar gelmezdi.
Y:sen de onla uğraşana kadar benimle uğraşsaydın, hem ben sana sorunda çıkarmazdım.
K: ne diyosun yılan allah aşkına ya , zaten kafam bozuk başlıcam şimdi.
Y: Tamam tamam bişi demedim. Gidiyim ben.
Yılan sinirimi tepeme çıkardı ve gitti.
başlık yok! burası bom boş!