/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4
    Burada anlatılanlar siz inandığınız kadar gerçek, inanmadığınız kadar yalandır. Fazla takılmayın. Siz bu anlatılanın neresindesiniz ona bakın.

    2003 yılında lise bitti. Ne yapsak acaba okusak mı işe mi girsek diye düşündüğümüz zamanlar. Kanımızın hızlı aktığı zamanlar. Şimdiki gibi facebook vs gibi sosyal iletişim araçlarının olmadığı cep telefonu olan adamın zengin sayıldığı günler. Telefonların kılıflar içinde belde taşındığı günler. ( vay aq ne günlerdi be ) Daha deli yürek yeni bitmiş kurtlar vadisinin fragmanları yayında. Ajda Pekkan 14 yaş daha genç düşün artık. Kısa çorap bizim mahalleye uğramamış henüz. Cd lerin Maltepe pazarında satıldığı ( genelde içinden ferre çıkar ) zamanlardı. Yabancı müzik dinleyenlerin küpe takanların totoş kabul edildiği zamanlar. ( ülke nereden nereye gelmiş aq, gittikçe asimile oluyoruz sanırım  )
    işte böyle zamanlardan bir gün evin kapısı çaldı. Mahalleden komşumuz olan Alper gelmiş annem içeri davet etmiş ama içeri girmemiştir. Benimle konuşmak için dışarı çağırıyordu. Alper sessiz sakin ama düzgün bir çocuktu. Evimiz müstakil olduğu için girişteki büyük balkonda oturduk, hoşbeş iki muhabbetten sonra gelişinin sebebini anlattı. Alper 1 yıl önce yurt dışına okumaya gitmiş. 1 yıldır yurt dışında okuyormuş. Bu yıl için kontenjan açılacağından bahsetti ve benimde gelmemi istedi. ( Okulun ismini vermeyeceğim) Okul hakkında konuştuk sohbet ettik ben bazı notlar aldım vs derken Alper gitti. Yaktım bir sigara düşünüyorum.
    Yurt dışı
    Üniversite.
    Gelecek
    Hayaller

    Annemin sesiyle irkildim bir an, içme şu zıkkımı diyordu kapıdan bakarak. Of tamam diyerek söndürdüm sigarayı ve girdim içeri. Okul hakkında biraz araştırma yapayım dedim, internetten baktım ama çok detaylı şeyler bulamadım.

    1 ay kadar gezdim tozdum aylak aylak yaşadım hayatımı, Ne yapacağımı bilemeden. Ailenin oluşturduğu baskıyı az çok bilirsiniz. Her akşam yemeğinde babanız sorar ne yapacaksın diye, anneniz evde kavga çıkmasın diye dua eder. Yaşarsınız sadece günleri, zaman akıp gider. Her gün yeni bir stres yeni bir sıkıntı karşılar sizi. Hergün elalemin oğlu şunu yapmış bunu yapmış şurayı kazanmış burayı okuyor diye haberler gelir. Bu aslında mesajdır size. Artık gitmenin zamanı gelmiştir.

    Kavga ile biten bir akşamın sabahında Alper aranın. Buluşmak için kızılayda bir cafe kararlaştırılır ve yola çıkılır.
    Artık karar verilmiştir. Gidilecektir bu ülkenden, Neresi olursa olsun, gidilebilecek en uzak noktaya gidilecektir.
    Alperle sohbetten sonra tüm detaylar alınır ve başvuru için neler yapılması gerektiği belirlenir.

    Nerden bilebilirdim tüm hayatımın ülkeden binlerce kilometre uzakta değişeceğini.

    1 ay kadar pasaport vize işleri sürdü. Bu süre içinde tüm arkaşlarla buluşuldu gezildi tozuldu vedalaşıldı.
    Lisedeyken kızlarla aram hep iyi olmuştur. Tabi şimdiki nesil kızlarla aram iyi diyince sadece gibişmek olarak baktığı için anlamazlar. Siz yeni nesili gibtir edin. Kız arkadaşlar içinde ebru isminde sarışın mavi gözlü bir kız vardı. 170 boyunda ince uzun bir kız. Aynı okuldaydık ama ortamlarımız farklıydı. Bu kız benim gideceğimi öğrendikten sonra benimle daha fazla konuşmaya başladı. Niye gittiğimi, burada bir ünv.de neden okumadığımı vs. Bu arada kızın sevgilisi var mıydı yok muydu ? bilmiyordum. Fazlada umursamadım, nasıl olsa gidecektim 1 hafta sonra.

    Ebru 1 hafta boyunca hep bahanelerle bana ulaştı, sohbet ettik ama arkadaş olarak. Gitmeme 2 gün kala kendisini unutmamamı söyledi. Kağıtlara msn ve ICQ (dönemin modası yeni nesil bunuda bilmez) adreslerini verdi.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    devam ediyoruz
    ···
  3. 3.
    +1
    Ebruya ilerleyen zamanlarda dönüş yapacağız.

    Tüm hazırlıklar tamamlandı. Pasaportlar evraklar okul için bir miktar para vs.
    Evdeki son gece beyler. Kendi yatağınızdaki son uyku. Bavulumu tıka basa doldurmuşum, zorla kapanmış ve üstünde sadece pasaportum durmakta. Uzandım yatağa ama uykunun gelmesi mümkün mü ! ?Mümkün mü insanın tüm hayatını bir bavula sığdırması! Neler düşündüğümü hatırlamıyorum. Tek hatırladığım annemin gelip gözlerime bakarak boşver gitme demesiydi. O kadar üzgün söyledi ki bunu gidip gitmemek konusunda tereddüt ettim. Aklıma evde yaşadıklarım ve muhtemel yaşayacak olduğum sıkıntılar geldiğinde gitmek zorunda olduğumu söylediğimi hatırlıyorum.

    Sabah istanbula doğru yola çıktım, uzun bir yolculuktan sonra nihayet Atatürk havalimanına varabildim. Uçağın kalkmasına 2-3 saat vardı. Çevremdeki insanlar durmadan nasihat pomapalıyorlar beynime. Durmadan konuşuyorlar. Vedalaşıp helalleşip kontrol noktasından geçtiğimde dönüp arkama bakmadım. Film sahnesi olsun diye değil sevdiğim bildiğim bütün dünyayı arkamda bırakmak için.

    Bindiğim uçakta aynı okula gittiğimizi anladığım 2-3 kişiyi gördüm. Tanıştık konuştuk sohbet vs. Hostesler yemek sonrasında bir şeyler satma yarışına girdiler sanki. Ellerinde kataloglar ile sigara alkol hediyelik eşya vs satıyorlardı. Bir an kendimi semt pazarındaymış gibi düşündüm, yaşı genç bir ergen olarak en güzel hostesten 1 karton sigarayıda aldım tabi. (aynı sigaranın indiğim ülkede yarı fiyatına satıldığını gördüğümde hostes ile baya akraba olduk )
    ···
  4. 4.
    0
    Yemek sonrasında hosteslerin ikramı olan ufak bir bardak votkayı içtikten sonra yorgunluktan bayılmışım koltuğa. Hostesin kemerimi takmam konusunda uyarmak için dürtmesiyle uyandım. Camdan dışarı bakarken havalimanının şehrin içinde olduğunu anladım. Tüm şehir akşam karanlığında alev almışçasına parlıyordu camdan. Cama yansıyan sülietimi gördüğümde hadi dedim kendime yeni bir başlangıca hoş geldin.

    Pasaport kontrol noktasından geçmek için beklemeye başladım, dilini bilmediğim bu ülkede her şey garip görünüyordu. Polisler askerler görevliler... kontrol noktasından geçerken olmayan ingilizcem ile görevliye sadece ‘’student’’ diyebildim anlamasını umarak. Sorular soruyor ama anlamadığım için mal mal bakmaya devam ettim. Sonunda pasaportuma vurulan mühür ile başka bir ülkeye giriş yaptım.
    Ogün dünya ağırsıklet taks maçı olduğunu alandaki tüm insanların çok büyük bir tv de maçı izlediklerinde anlamıştım. Bilemezdim bu ülkenin taks ile yatıp taks ile kalktığını.

    Okuldan bizi karşılamaya gelen kişiler ellerinde isimlerimizin yazılı olduğu kağıtları tutuyorlar ve gözleriyle bizleri arıyorlardı. Bizi fark ettiklerinde ufak bir selamlaşma sonrasında bavullarımızı alarak bizi bekleyen araçlara doğru çoktan yönelmiştik. Biz merakla çevreye bakarken onlar acele ile bizi araçlara bindirmeye çalışıyorlardı. Anlamamıştım bu aceleciliğin sebebini. Sonradan öğrenecektik bu ülkede polislerin rüşvet ile geçindiğini.
    ···
  5. 5.
    0
    Şehrin içinde büyük bir türk restoranında yemek yedik önce, sonra bizi karşılayan arkadaşların evine geçtik. Hepsi okumaya gelmiş ama ticarete atılmış kişilerdi. Durumları gayet iyiydi. O gece sabaha karşı 3 öğrenci kaderin bizi buluşturduğu o evde uyuduk. Sabah okula gidecek ve okula ait yurda yerleşecektik. Sabah kahvaltı için dışarıya çıktığımızda inanılmaz bir sıcak bekliyordu bizi. Araçların klimaları bile bu sıcağı durdurmaya yetişemiyordu. Kahvaltı yaptıktan sonra bizi yurda yerleştirdiler. Kaldığımız evden sonra yurt tam bir yıkım olmuştu bizim için. Odalar 4-8 kişilik, tuvaletler ortak, banyolar ortak vs. Buraları fazla detaylandırmadan aksiyon dolu günlere geçişler yapacağım.
    ···
  6. 6.
    0
    ilk 3 ay okula çevreye yeni insanlara alışma süreci ile geçti. Hazırlık sınıfında rusça ve ingilizce eğitim vardı. Kısacası 1 yıl sadece 2 dersimiz vardı. Sevmediğim ingilizce yine karşıma çıkmıştı ama rusça öğrenmek ilgimi çekiyordu. ( Şimdi bazı huurlar kızlar için rusça öğrenirsin tabi düşüncelere dalmış olabilirler. )
    ilk 3 aydaki izlenimlerim şunlardı:
    1- Dil öğrenmek istiyorsan asla türklerle takılma
    2- Türk arkadaşların geneli rus peşinde koşan, arada okula yeni gelen türk kızlarıyla tanışıp belki ilerde bir şeyler olur ümidiyle sohbet eden tipler.
    3- Türk kızları azınlık olmalarından dolayı hepsinin zütü kalkmış, sanki hepsi kleopatra gibi ordada dolaşan tipler.
    4- Üst sınıflar ile alt sınıflar arasında kast sistemi oluşmuş, okula 2 yıl önce gelen huur bebesi sanki okulun sahibi gibi nutuklar atar. ( tabi dinlersen)
    5- Alkol sigara ulaşıp çok ama çok ucuz, ve paramızın karşılığı çok değerli. Buda bizi zengin yapar : )
    6- Okulun yarısı milliyetçi, diğer yarısı kız peşinde koşan tiplerden oluşuyor. Arada eğitime önem veren sayılı kişilerde yok değil : )
    7- Güvenlik alt seviyelerde, her an sokakta kavga çıkabilir ve 5-10 kişi size girişebilir. Yolda silah çekebilir.
    8- Polis güvenlik için değil sadece yabancılardan rüşvet almak için kurulmuş bir teşkilat gibi
    9- Türk olduğunu anladıklarında eğer pazarlık yapmazsan çok pis kazıklanabilirsin.
    10- Ne yaparsan yap kimseye anlatma, anlattığın şey sen daha yurda dönmeden tüm okula yayılır.

    ilk izlenimlerden sonra yavaş yavaş alışmaya başlamıştım bu durumlara. insan 3 ayda nelere alışıyor gerçekten şaşırırsınız.
    ···
  7. 7.
    0
    3 aydan sonra tekrar eden hayat sıkmaya başlamıştı. Her gün bir öncekinin aynısıydı. Farklı olan şey rusça öğrenmeye çalışmaktı. Farklı kelimeler farklı cümleler. Marketten bir şey almaya gidince hep ben konuşmaya çalışırdım, kasiyerler bozuk ruscama bakar gülerlerdi. Bende yüzlerine bakar küfür eder gülerdim. Nede olsa anlamıyorlar diye konuşur konuşur anlamadıklarında boşver dostum der hesabı öderdim. Hazırlık sınıfları iyice okula alışmış hatta ortam yapmaya bile başlamışlardı. Memleketinde kızlara merhaba diyemeyen çocuklar şimdi rusların peşinde Privet diye dolanıyorlar, konuşmaya çalışıyorlardı. Dilinden hiç anlamadığı bir kızla 2 saat boyunca yürüyen arkadaşım olmuştu. Ne konuştunuz diyince ben anlattım o dinledi demişti. ‘’ ulan kız seni anlamıyor ne anlatıyorsun ‘’ dediğimde ‘’ kız kesin bana aşık oldu ‘’ diyordu. Ah bu türk erkekleri her yerde aynılar.
    6. aya doğru ruscaya önem verenler arkadaş çevrelerini genişlettiler, tabi ortamlarınıda. Dışarıda gezerken daha bir özgüvenle daha bir hava ile gezmeye başladılar. Dil bilmeyenler ise klagib Türk mantığıyla odalarda okey oynadılar devlet yıkıp devlet kurdular. Ne demiş atalarımız 3 Türk bir araya gelir devlet yıkar, 2 Türk bir araya gelir devlet kurar.

    6 ay geçtiğinde artık ruslarla anlaşabiliyor sohbet edebiliyordum. Bu arada tüm sınıflardaki Türk öğrencilerle tanışmıştım. Üst sınıflar hazırlıklara ufaklık gözüyle bakarlar, bu sebeple üst sınıflara fazla takılmadım, sevmiyordum benden 1 yaş büyük adamın bana edebiyat yapmasını.

    Ama nereden bilebilirdim tüm öğrencilerin beni tanıyıp benimle tanışmak isteyeceklerini.
    ···
  8. 8.
    0
    Hazırlık boyunca okuldaki tüm bölümlere gittim, farklı insanlarla tanışmak için. En son kendimi okulun dans bölümünde buldum. Gösteri merkezi içindeki büyük salonda prova yapan öğrencilerle ve öğretmenlerle tanıştım. Salon 500 kişilik kapalı bir yapıya sahipti. Okulun sonunda düzenlenecek olan gösteri için provalar başlamış ve öğrenci seçmeleri yapılıyordu. Gidip kaydımı yaptırdım. Sonunun ne olacağını bilemeden girdik bir işe. Kayıt sonrasında seçmeler için gün ve saat verildi. Yatakhaneye gidip durumu paylaştığımda kimse inanmadı önce. Türk bir öğrenciyi dans ekibine almaları imkansızdı. Seçmeler gittiğimde 2 bayan 1 erkek dans hocası önce inanmadılar benim seçmelere gelen bir Türk olduğuma. Dil olarak tam anlaşamadığımız için önce beni almak istemediler. Ben ısrarla kalmak istediğimi belirttim ve sonuna ekledim. Pajalusta. ( lütfen )
    Bayan hocalar ısrarımı görünce tamam dediler, sonrasında elime bir program tutuşturdular, programı anlamam 2 günümü aldı. Programda topluca eğitimler, 3-4 kişilik grupların eğitimleri, kişisel eğitimler gibi farklı gün ve saatlerde çalışma programları vardı. Hepsine tamam dedim. Program bazen sabah 7 de başlıyor bazen akşam 10 da bitiyordu. ilk hafta çok zorlandım. Hatta bayan hocalar bayanlarla olan çalışmalarda hareketleri doğru yapamadığım bırakmam için baskı bile uygulamaya başladılar.
    ilk haftanın sonunda tüm ekip iyice alışmıştı bana. Dans ekibinde sigara içen tek kişi bendim. Aslında içenler vardı ancak hocalar sigara içilmesine izin vermiyorlar sigara içinleride sınıfta bırakmakla tehtid ediyorlardı. ilk başta çok garip gelsede sonradan anlamıştım dans eden insanın vücuduna gerçekten dikkat etmesi gerektiğini.
    Sigara mevzusu ekip içinde sigara içenler ile iyice yakınlaşmama sebep oldu. Molalarda sigara içmeye kulise döndüğümde 3-4 kişi hocaları oyalarken sigara için tüm ekip yanımda sigaramdan 1 nefes çekmek için sırada bekliyorlardı. 3-4 sigara yakıp milletin saniyeler içinde sigaradan çekip gitmesini ve dumanın kulisten salona doğru yayılmasını izlerdim. Sonra içeriden hocalar bağıra bağıra gelir, tüm ekip bir anda dağılırdı, ben dahil.
    ···
  9. 9.
    0
    Geçen 2 haftada tüm yatakhane benim artık dans topluluğuna girdiğime ikna olmuş, merak edenler yanıma gelip soru sorar olmuştu. Gelip provaları izleyenler yanıma gelip ekipteki kızların numaralarını istiyorlar, yada tanıştırmam için ısrar ediyorlardı. Ben kızların sevgilileri olduğunu söylüyordum, hatta ısrar edenlere sordukları kızların vory v zakone ( rus mafyası) den arkadaşları olduğu ve çok tehlikeli olduklarını söylüyordum. Artık günlerim genelde dans salonunda eğitimlerde geçiyordu. Hazırlık sınıfındaki hocalarıma dans eğitimi aldığımı rusacamın burada daha iyi geliştiğini anlattım ve onlardan da onay aldıktan sonra tamamen dans bölümüyle takılmaya başlamıştım. Ekip içinde 3-4 samimi arkadaşım oldu( isimlerini paylaşmayacağım) Hep beraber yemek yemeye gittiğimiz, hafta sonları evlerine davet ettikleri biri olmuştum. Yatakhanede Türk arkadaşlar gitme onlarla gezme başın belaya girer vs gibi öğütlere devam ettiler. Takmadım.

    Ufak bir bilgilendirme: Bu ülkede ahlak yada utanma duygusu bizdeki gibi değil. Bizde bir bayan beli açıldığında belini kapatmak için kırk hareket yapar ve belini örter. Neden? Çünkü ayıptır. Gelenek görenek böyledir vs. Ama dışarda böyle değil, belin açılmış olabilir, bundan rahatsızlık duymana gerek yoktur. Çünkü geleneklerinde yâda ahlak anlayışlarında böyle bir algı yok. Bunu neden anlatıyorum derseniz ileride anlatacağım şeyler size olağan üstü gelmesin. Gelirse bile bunun o kişilerin ahlaksız ya da kötü birisi olduğu anldıbını taşımaması içindir.
    ···
  10. 10.
    +2
    Okula sadece ara sınavlarımı vermeye gidiyor, sınıftan 10 dk da çıkıyordum. Sanki sahne sanatları fakültesinde okuyordum. Okuldaki tüm Türkler artık beni tanıyordu. Hiç ismini bilmediğim insanlar selam veriyor, üst sınıflar yanıma gelip sorular soruyorlardı. Tüm Türk kızlar artık beni tanıyor hatta beni gördüklerinde selam verip nasıl gittiğini soruyorlardı. ( büyük nimettir türk kızları ile sohbet etmek- nede olsa hepsi kleopatra ) Çevrem hiç ummadığım şekilde büyümüş hem türkler hemde diğer ırklardan insanlar ile dostluklar arkadaşlıklar kurmuştum. Keyfim yerindeydi.

    Taki prova sonrasında yediğim dayağa kadar.
    ···
  11. 11.
    0
    2-3 kişilik 3 grup provasında eşleştiğim bir kız vardı. ismi natalia ( Bulgar bir kız ) Bu kız 1.80 boyunda ince sarılığın dibine vurmuş bir kız. Provalarda benimle olan bölümlerini çalışırdık sadece. Çok konuşmayı sevmezdi. Sadece benimle değil ekipten kimseyle çok konuşmazdı. Çok güzel dans eder çok güzel giyinirdi. ikili provalarda kızı rahatsız etmemek için olabildiğince dansa odaklanır dikkatimi yapmam gerekenlere verirdim. Figürleri defalarca tekrar eder hocalar tamam diyene kadar çalışmaya devam ederdik. Kızdan her anlamda etkilenmemek mümkün değildi aslında, her anlamda güzel çekici bir kızdı. Ama soğuk nevalenin biriydi işte. 2 li provaların birinde kız özellikle gözlerimin içine bakarak dans etmeye başladı, ben sadece konsantre olmak için böyle yaptığını düşünüyorken kız bir anda ağlamaya başladı ve çıkıp gitti. Ben mal gibi kaldım. Hocalar bana bakıyor, acaba dedim ben dans ederken yanlış bir şey mi yaptım ? peşinden gitsem olmaz gitmesem olmaz.
    Bayan hocalardan biri kızın peşinden gitti bende arkalarından gittim. Kız elbise odasında yere çökmüş ağlıyor. Hoca ağlamaması için birşeyler söylüyor ama anlayamıyorum. Bende gittim kızın yanına salak gibi özür diliyorum bir şey yapmışım gibi. Kız döndü bana git diye bağırdı. ( idi – Rusçası ) Ulan ben ne yaptım diye diye çıktık odadan. Gittim üstümü değiştirip yatakhaneye gittim. 2-3 gün prova yok. Günlük hayatıma devam ettim, erkeklerle kız muhabbeti kızlarla dedikodu yaptım. Millet birbirine aşık oluyor. Aşk acısı çekenler, ferdi orhan dinleyenler vs vs. Olaydan 2 gün sona sabah kahvaltı için cafe ye gitmeyi planlıyorum, giyindim süslendim parfümler jöleler. Hazırlığımı yaptım tam çıkacağım girişten ananos geldi. ‘’hunisahibi ‘’ ziyaretçin var.
    Ne ziyaretçisi lan ! Dedim kesin bizim Türklerin oyunu, biri benimle dalga geçiyor. indim aşağıya girişte natalia beni bekliyor. Görünce aklıma ilk gelen şey ‘’ kız sinirini alamadı burada bana girişecek ‘’ Yanına gitsem mi gitmesem mi, gitmek zorundayım başka çıkış kapısı yok. insanların içinde tokat yemek istemiyorum.
    Kendimi topladım çıktım kapıdan, eğer kız bana vurmak isterse elini tutmayı düşünüyorum. Derken kız beni gördü ve gülümsedi. Gülümseyince benim içim rahatladı. Yanıma geldi elini uzattı selamlaştık ve enden özür dilemek istediğini söyledi. Bende kahvaltı yayıp yapmadığını sordum, yapmadığını söyleyince kahvaltıya davet ettim. Oda kabul etti. Henüz ruscam çok iyi olmadığından konuşmamış güncelik şeyler üzerinden oluyor, detaylara fazla giremiyorduk. Çünkü anlamıyordum. Ben anlamadığımda oda el kol hareketleri ile anlatmaya çalışıyordu. Beraber kahvaltı yaptık. O gün neden ağladığını sorduğumda sevgilisi ile arasının bozuk olduğunu söyledi. Durumu anladığımda fazla kurcalamadım bende. Kahvaltıdan sonra görüşmek üzere deyip ayrıldık.
    Yatakhaneye döndüğümde benim natalia nın sevgilisi olduğum, rus kızlarla çıkmaya başladığım haberleri benden önce varmıştı. Her gören ‘’ çakal seniiii ‘’ gibi laf atıyor ‘’ yürü be oğlum kim tutar seni ‘’ gibi cümleler karşılıyordu beni.
    O gün çok gülmüştüm kendime, hiçbir kız ile birlikteliğim olmamasına rağmen sanki yurdun nuri alçosu gibi karşılanıyordum. Haberi alan türk kızlarından bazıları benimle aralarına mesafe koymaya bile başlamışlardı. Sanki önüme gelene bir şey yapıyormuşum gibi. Bazıları ise merak edip kızla aramdaki durumu soruyorlardı.

    Benim için fark etmezdi, kimseye kendimi açıklama yapmak zorunda hissetmiyordum zaten.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    Dans ekibi ile provalar sıklaşmış çalışmalar iyice artmıştı. Sabah erkenden gittiğim salonlardan geç saatlerde dönüyordum. Yatakhaneye sadece uyumak için gidiyorum desem yalan olmazdı. Hocalar bu yoğunluk arasında ekip ile ( toplamda 50-52 kişi) yakınlarda olan bir şehre gezi piknik arası bir seyahat düzenlediler. Herkes memnuniyetle karşıladı. bu tempo içinde herkesin ihtiyacı da vardı. Geziden 1 gün önce son provamızı akşam yapmak için küçük salonda buluştuk ekip ile. Artık natalia ile dans ederken daha rahattım. Bazen hem dahs ediyor hem konuşuyorduk, hocalar konuşmamamız sadece dansa odaklanmamızı söylüyorlardı. Biz ise gülüyorduk sadece. Gideceğimiz yer hakkında ben sorular soruyordum, natalia ise devamlı gidilecek yerin güzelliğini anlatmaya çalışıyordu. Prova bitti ve üstümü değiştirmek için odaya gittim. Üstümü değiştirip tam çıkarken natalia bana seslendi, bayanların özel soyunma odasından bana bakıyordu. Yanına gittiğimde Elbisesinin sırtını gösterdi ve sıkıştığını anlatmaya çalıştı. Provada giyilen elbiseler genellikle tay tarzı dar elbiseler olur ki hareketin doğru yapılıp yapılmadığı anlaşılsın. Kızın sırtındaki fermuar kumaşa sıkışmış ve gerçekten de açılmıyor. Elimle biraz zorladım ama açamıyorum, elbise yırtıldı yırtılacak, tabi biz fermuarı zorlarken ister istemez sağa sola hareket ediyoruz derken odadan içeriye girdik.
    ···
  13. 13.
    0
    5 dk kadar fermuarı açmaya çalıştım ama yok açılmıyor, ben fermuarla uğraşırken kızın sırtına ister istemez dokunuyorum, gülmeye başladık ikimizde. O kadar çabadan sonra açılmayacağını anlayınca işaretle daha fazla uğraşırsam yırtılacağını, böyle eve gitmesini söyledim. Natalia yüzünü buruşturdu ve terlediği için gidemeyeceğini söyledi. Eliyle fermuarı koparmamı işaret etti. Elimle tam kumaşı yırtmaya çalışırken fermuar kendini bıraktı ve kumaş kurtuldu ve elbise açıldı. Ben ( vot—işte) diye açıldığını belirttiğimde natalia gülerek bana döndü ve teşekkür etmek için sarıldı. Şimdi bu kadar güzel bir kızdan etkilenmedim dersem yalan olur. Kan basıncının bazı noktalara hücüm etmesinden dolayı acil olarak odadan çıkmam gerektiğini biliyordum. Ufak bir sarılmadan sonra yarın sabah görüşürüz deyip odadan kendimi zor attım. Ben daha çıkmadan natalia soyunmaya başlamıştı ve bana bakıp gülüyordu bile. Odadan çıktığımda terlediğimi hissettim. Biran önce yurda gidip duş almalı ve yarınki gezi için hazırlanmalıydım. Fakültenin koridorunda akşam saatleri olmasından dolayı benden başka 2-3 kişi vardı sadece. Onlarda ya sanat fakültesi öğrencileri yada hocalardı. Koridordan çıkış kapısına yöneldiğimde girişteki güvenliğe kendi dilinde iyi akşamlar diledim ve dışarıya çıktım. Aklımda natalianın sırtı vardı. Kız çok güzeldi ama bu güzelliğin başıma sorun çıkarabileceğini biliyordum. Çıkış kapısından dışarıya sadece 4-5 adım atmıştım ki köşede sigara için 3 kişi (rus) beni işaret etti. Önce ateş sigara yada sarhoş olan adamların bira için para isteyeceğini düşündüm. Ama o kadar düzgün ve bana kilitlenmiş olarak yürüyorlardı ki anladım bir terslik olduğunu. Güvenliğe dönüp bakamadan 3 ü de yanıma ulaşmıştı. Ne olduğunu soramadan ortadaki iri yarı olan yüzüme tekme atmaya çalıştı, kendimi geriye çektim derken sol yanımdaki sağ yumruğunu sırtım ile ensem arasında bir noktaya indirdi. Adamlarla kavga etmem mümkün değil, hepsi benden kat kat iri adamlar. Yere düşmemek için geri geri giderek fakültenin merdivenlerine doğru çekildim. Merdivenlerdeki korkuluklara tutundum düşmemek için ama adamlar iyi vuruyorlar. Güvenliğin bizi görmeme ihtimali yok ama kimse gelmiyor. Adamlardan birisi ellerimi korkuluklardan kurtarmak için tuttu ve beni yere fırlattı, sonrasında yerde birkaç tekmeden sonra kendimden geçmişim, Gözümü açtığımda fakültenin hastanesinde başımda hemşireler doktorlar bana bakıyorlar ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Yüzümün kanadığını biliyorum ama kanın kafamdan mı yoksa burnumsan mı geldiğini anlayamıyordum, yüzüm uyuşmuştu. Ağrı kesici verip uyutmuşlar beni, uyandığımda yurttan birkaç arkadaş gelmişti. Konuşmakta zorluk çekiyordum, ilk korkum yüzüm ne haldeydi acaba derken odanın içinde yer alan lavabodaki aynayı işaret ettim. Arkadaşlar bir şeyim olmadığını korkmamam gerektiğini söylediler, Arkadaşlar aynayı çıkarıp yüzüme tutular. Durum çok kötü değildi, Belli ki yere düşünce yüzüme vurmuşlar ama burnum kırılmamıştı. Yüzüm morluklar ve çürükler içindeydi. Annem beni böyle görse kal krizi geçirir diye düşündüm bir an. Sırtım başta olmak üzere vücudumda aynı şekilde morluklar içindeydi. Doktor çok şanslı olduğumu, bu kadar darbeden sonra herhangi bir yerimin kırılmamış olmasının şans olduğunu belirtti. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Toplamda 2 gün hastanede yattım. Bu arada polis ifademi aldı, adamları tanıyıp tanımadığımı sordu, tanımadığımı söyledim. Ünv. Güvenliğinin olayı gördüğünü ve müdahale etmediğini belirttim ve durumu rektörlüğe de ilettim. Türk yöneticiler ziyaretime geldiler. Aslında ziyaretten çok bana bir şey olursa işlerinden olma korkusu ile gelmişlerdi. ifadeler alındı olaylar defalarca başka başka insanlara anlatıldı. Hastane yemekleri yerine türk kızların getirdiği pasta börekler yenildi. 2.gün akşamı hastaneden çıkılıp yurda dönüldü. Kavga esnasında telefon cebimden ya düştü yada beni döven adamlar aldılar bilemiyorum. Telefonum yoktu ve işin kötüsü almaya paramda yoktu. Odaya geldiğimde arkadaşlar yatağımı üst ranzadan aşağıya taşımışlardı. 2 hafta rapor vermişlerdi hastaneden. Raporu okula arkadaşlar aracılığı ile gönderdim. Aklımdaki tek soru dans ekibinin durumdan haberi var mıydı ve çürükler içindeki bu vücut ile provalara nasıl gidecektim. Telefon yok, telefon olsa bile numaralı ezbere bilmiyorum.
    içimden tüm ekibe küfrediyorum, Ulan diyorum kavgadan 1 gün sonra geziye gidecektik, kimse ben gelmedim diye arayıp sormadı bile, hadi kimse sormadı günlerdir gideceğimiz yerleri anlatan natalia bile arayıp sormamıştı. Bende küfrederek 2-3 gün hiç yataktan çıkmadan uyudum. Film izledim günlerce, Günde 4-5 filmi arka arkaya izledim. Yabancı dizilerle tanışıklığım o günlere dayanır. Yemek olayını odadaki arkadaşlara verdiğim siparişlerle ya da odada yapılan yemeklerle hallettim.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    Odadan bir arkadaş yeni telefon almış, elindeki eski telefonu kullanmam için bana verdi. Yeni bir hat aldırdım arkadaşlara. Telefonu aldık ama içinde ne numara yok. Çevredeki arkadaşların numaralarını aldım. 10 gün kadar sonra dans ekibinden alex isminde samimi olduğum bir arkadaş ziyaretime geldi. Yurda giriş yaparken sorun yaşamış ama ben misafirim olduğunu güvenliğe bildirince içeri aldılar. Beni görünce gülmeye başladı, bende eski bir dostu görmüş gibi mutlu oldum. Durmadan sorular sormaya çalışıyorum, bilemediğim kelimeleri sözlükten bakıyorum. Ama anlaşıyoruz bir şekilde. Geziyi sordum, Dans ekibini sordum, diğer arkadaşları sordum, natalia yı sordum. Geziye gidecekleri gün sabah beni beklediklerini, tlf açtıklarını ama ulaşamayınca gittiklerini söyledi. Dans ekibinin provalara devam ettiğini ama hocaların bana çok sinirli olduğunu söyledi. Benim yerime başka birini almışlar. Ben ne yapabilirim şeklinde ellerimi açtım ama bir şey ifade etmiyordu bu durum. Provalar devam etmeliydi.
    Konu dayak yediğim geceye geldi. Alex adamları tanıyıp tanımadığımı sordu. Tanımadığımı söyledim. imalı şekilde sorması beni kıllandırmıştı. Kim diye sorduğumda bana natalianın erkek arkadaşı olduğunu söyledi.
    Beynimde şimşekler çakmıştı. Olay şimdi oturmaya başlamıştı kafamda. Alex e aramızda bir şey olmadığını sadece arkadaş olduğumuzu anlattım, oda onayladı beni. Adamların tehlikeli olduğunu dans ekibine gelmemem gerektiğini hatta natalia ile görüşmesem daha iyi olacağını söyledi. Sinirleniyorum ama yapabileceğim bir şeyde yok aslında. Adamları bulsam bile dövme şansım yok. Yine dayak yer otururum büyük ihtimalle. Alex ten natalianın numarasını istedim. Önce vermek istemedi ama ben durumu açıklayıp yanlış bir anlaşılma olduğunu söylemek istediğimi söyledim ve numarayı aldım. Alex gitsin diye muhabbeti fazla uzatmadım, oda anladı zaten gitmesi gerektiğini.

    Alex gider gitmez telefonu aldım elime ve natalia yı aradım. Telefonda nasılsın diyemeden kız ağlamaya başladı, özür diliyor, bir şeyler söylüyor ama zaten ruscam iyi değil, ağlama ile birlikte hiçbir şey anlamıyorum.
    Sakin olmasını ve ağlamamasını söyledim. iyi olduğumu söyledim. Yanlış anlaşılma olduğunu söyleyemedim çünkü kelimeyi bilemiyorum : )

    Kız yarın yatakhaneye geleceğini söyledi ve kapattı. iyimi oldu kötümü oldu diye düşünmeye başladım. Bu adamlar kızın benim yanıma geldiğini öğrenirlerse bu sefer kesin gebertirlerdi beni. Akşam duşumu aldım, elimi yüzümü toparlamaya çalıştım, sabaha hazır olmalıydım. Sabah 10 gibi uyandım ne gelen var ne giden. Bekliyorum ama kız gelmiyor. Aramak istemiyorum iyice üstüne düşmemek için. Derken benim ismime anons geldi ziyaretçim olduğuna dair.

    Ufak adımlarla aşağıya indim, Yukarıdan natalia yı görüyordum ama o beni göremiyordu. Sarı uzun saçlarını örgü yapmış omzunun önüne doğru atmış, üstünde bol salaş bir tişört ve omzunun bir kısmını dışarda bırakan, altında dar bir pantolon. Kız uzaktan bile çok dikkat çekiyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    Aşağıya inerken kızın erkek arkadaşının takip edip benim yanıma geldiğini öğrenmesi geldi. Yatakhanede güvendeydim nede olsa bir sürü arkadaş vardı. Aşağıya indim, kapıdan geçtim ve natalia beni görünce başladı ağlamaya, ben yanına gidene kadar kızın yüzü şelaleye döndü. 1-2 adım kala kız bana doğru hamle yapıp sarıldı. Kızın sarılmasıyla sırtımdaki acı öyle bir hal aldı ki başka birisi olsa dövebilirdim. Yanımızdan geçen tüm öğrenciler bize bakıyor ne oluyo diye.

    Natalia nın ellerini sırtımdan almam ile sırtımın acıdığını fark etmesi aynı anda oldu. Natalia nın kolundan tutup yavaş adımlarla yurdun arka tarafındaki kimsenin geçmediği kısımda banklara oturduk. Natalia bir şeyler diyecek ama diyemiyor, yüzüme bakamıyordu. Ben ortamın biraz rahatlaması için porovaları sordum, geziyi sordum. Geziye gitmediğini söyledi, provalarda benim yerime başka birini vermişler. Ben konuyu kavga gecesine getirdim. Adamların kim olduğunu sordum. Başını öne eğerek eski erkek arkadaşı olduğu söyledi.
    Benimle ne sorunu olduğunu sordum. Neden beni bu kadar hırpalamak için uğraştığını sordum. Sadece arkadaş olduğumuzu, hatta dans için partner olduğumuzu söyledim. Erkek arkadaşının neden bukadar kıskandığını anlamadığımı söyledim. Natalia biraz suskun kaldıktan sonra olayları anlatmaya başladı. Erkek arkadaşı ile 2 yıllık bir ilişkisi olmuş. 3-4 aydır araları hep kötüymüş ve oğlan bunu en yakın kız arkadaşı ile aldatmış. Kız terk etmiş tabi ama oğlan peşini bırakmamış. Devamlı takip ediyormuş kızı. Ben ekibe dahil edilip partner olarak bu kız ile eşleşince iyice sinirlenmiş. Konuşmak için kızı çağırmış ama kız gitmemiş, çocuğa telefonda yeni bir erkek arkadaşı olduğu söylemiş peşini bırakması için, adam iyice deliye dönmüş tabi. Olaydan 2 gün önce erkek arkadaşını gebertirim tarzı mesajlar atmış buna ama natalia erkek arkadaşı olmadığı için sallamamış. Tabi bizim koca oğlan erkek arkadaşı ben zannedince olay bana patlamış.

    Dayak yediğimim akşam ben hastaneye giderken oğlan kızı arayıp erkek arkadaşını geberttim demiş. Natalia önce anlamamış ama çıkarken güvenlikten olanları öğrenince dayak yiyen kişinin ben olduğumu anlamış. Utandım gelemdim, çok özür dilerim dedi.
    ···
  16. 16.
    0
    Kıza ne diyeceğimi bilemedim o an. Önemli değil desem yediğim dayakla ölebilirdim. Ama kızında bir suçu yok.
    Polise gidip kişileri söylemeyi düşündüm ama bu seferde hem kızın başı yanacak hem polisle uğraşmak sıkıntılı. Erkek arkadaşının numarasını istedim, natalia ayağa kalktı çantasını öyle bir tutuyordu ki olmaz dedi. Seni öldürür. Sadece konuşacağımı bir yanlış anlaşılma olduğunu anlatacağım dedim, Natalia yinede vermedi numarayı. Fazla ısrar etmedim gözündeki korkuyu görünce. Tekrar oturdu yanıma.
    Konuyu değiştirmek için elbisesinin fermuarının halen sıkışıp sıkışmadığını sordum gülerek, Hiç sıkışmadığı sıkışırsa beni arayacağını söyledi kahkahalar içinde. Sırtım için doktorun verdiği kremleri sordu, sırtıma iyi gelip gelmediğini sordu. Bende göremiyorum sen bak ve söyle dedim gülerek, olur dedikten sonra sırtımı açmaya çalışması bir oldu . Ne yapıyorsun insanlar geçiyor dedim. Gülerek merak etme bir şey yapmam dedi. Sırtımın düzelmiş halini görünce bile kızın tekrar ağlaması tuttu. Ben acımadığı söyledim ama yutmadı tabi ki.
    O gün 2-3 saat bankta sohbet ettik. Güldük eğlendik. Dans provalarını takip edeceğimi söyledim, oda beklediğini söyledi. Vedalaşıp ayrıldık.
    Yurda döndüğümde tüm yurt beni ve kızı konuşmaya başlamıştı bile.
    Klagib Türk sohbeti:
    --ooooo adam rus hatun yapmış
    --olum bize de ayarlasana
    --Adamın niye dans ettiği belli oldu
    3-4 gün yatakhaneden çıkmadım, sırtım yüzüm iyice iyileşince ve artık odada durmaktan sıkılınca dışarıya çıkıp biraz sosyalleşeyim dedim. Öğlen saatlerinde yemek yemek için türk cafesine gittim. Öğlen dersten çıkan 3-4 üst sınıf türk kızları oturmuş pizza yiyorlardı. Pizzanın güzel olup olmadığını sormak için yanlarına doğru ilerledim, ufak bir selam verip pizzanın tadını sorayım derken hepsi sanki benimle yıllardır arkadaşlarmış gibi yanlarına buyur ettiler. Rahatsız etmeyim dediğimde nerdeyse kolumdan tutup zorla oturtacaklardı. Bu kızların hepsi son sınıf öğrencisiydi.
    ···
  17. 17.
    0
    Hepsiyle tanıştıktan sonra sorular gelmeye başladı, Nereden geliyorsun, kimsin nesin, kız arkadaşın var mı ? Gezdiğin kız kim ( natalia ) ? bu soruların hepsi abla şevkati ile sorulan ama merak edilen sorulardı. Pizza söyledim kendime orta boy bol peynirli. Pizza gelene kadar sohbet ettik. Sorularını cevapladım, ben sorular sordum vs Yemeğimi yerken kızlardan bir sürü nasihat dinledim. içimden tam olarak şu geçti, Bu üst sınıflar sanki buraya nasihat vermeye gelmişler durmadan şunu yapma bunu yapma şurda gezme… Tamam deyip geçiştirdim. Sonunda kalktılar masadan benim hesabımı da ödeyerek. Teşekkür ettim.
    Bir gün sonra hazırlık fakültesine gittim, hocalarımı gördüm sohbet ettim, durumumu görünce dersler ile ilgili üstüme gelmediler, bende bunu kullandım tabi. Ara sınavlarımı dert etmememi söylediler. Sadece 2 ay sonra olacak olan finallere hazırlanmamı istediler. Okuldan çıkıp alex i aradım provaların saatlerinde değişiklik olup olmadığını sordum, olmadığını öğrendim. Akşam görüşürüz deyip kapattım. Yurda döndüm güzelce giyinip hazırlandım.
    9 gibi yurttan çıktım, provalar 10 gibi bitiyordu. Büyük salona vardığımda toplu çalışmalar bitmiş gösteri içindeki özel bölümler çalışılıyordu. Salonun karanlık olan arka kısmında tüm ekibi görebiliyordum ama onlar beni göremiyordu. 10 dk onları izledikten sonra birinin omzuma dokunmasıyla sıçradım. Yanıma sessizce gelen kişi ekibi salonun reji kısmından izleyen ve tüm salonu görebilen dans hocalarımdan biriydi. Onu görünce içim rahatladı. Eliyle kendisini takip etmemi işaret etti. Beraber yukarıya çıktık, tüm ekibi sahnede rahat rahat görebiliyordum rejiden. Hocam nasıl olduğu sordu, anlattım tüm olanı. Önce bana çok kızdığını söyledi ancak sonradan işin doğrusunu öğrenmiş ve benim için üzülmüştü bile. Yabancı bile olsa bir insanın sizin için üzüldüğünü görmek, size değer verdiğini görmek çok güzel bir duygu. Fırsat bu fırsat tekrar dans etmek istediğimi hatta yıl sonundaki gösteriye çıkmak istediğimi söyledim.
    Tabi ki kabul etmedi : )
    Kaybettiğim zaman ve provalar, benim telefi edebileceğim durumlar değildi. Fazla üstelemedim bende. Ama her zaman gelip onlarla bereber olabileceğimi söyledi. Bu bile yeterliydi benim için. Hocam rejiden tüm salondaki sesi kontrol eden mikrofonu bana uzattı ve günü bitiren anansu benim yapmamı istedi.

    внимание—dikkat
    внимание—dikkat
    закругляться—bugünlük bu kadar
    братья—Kardeşlerim

    Anonsu yaptığımda tüm ekip rejiye doğru bakıp dona kalmış, anaonsu bozuk aksanımla benim yaptığımı anlayanlar bağırmaya başlamışlar, yakın olduklarım ise rejiye doğru koşmaya başlamışlardı bile. Gelen tüm ekip arkadaşlarım bana sarıldılar, öptüler, sevgilerini gösterdiler. O gün dünyada hangi ırk olursa olsun hepsinin insan olduğunun farkına varmıştım. Sadece insan.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    0
    Natalia yanıma geldi ve sarıldı bana. Üstünü değiştirip geleceğini onu beklememi söyledi. Ok anlamında kafamı salladım. Ekipteki diğer arkadaşlar ile sohbet ederken üstünü değiştirenler yavaş yavaş görüşürüz deyip çıkmaya başladılar. Natalia 10 dk sonra yanıma geldi. Üstünü değiştirmiş ter kokusunu bastırması için keskin bir parfüm sıkmıştı. Arkadaşlarla vedalaşıp salondan ayrıldık. Dışarı çıktığımızda böyle bir şeyin olacağını düşünmediğimden planım yoktu. E şimdi ne yapıyoruz dediğimde natalia yürüyelim dedi. Tamam dedim ve yurda doğru yürümeye başladık. Yurt saat 24:00 da kapatılır ve içeri dışarı kimse alınmaz. Eğer içeri giremezseniz dışarda kaldınız demektir. Bunu bilerek yurda doğru yürümeye başladık. Ben kızı evine değilde kız beni yurduma bırakıyor gibi bir durum oluştu. Bunu konuştuk güldük eğlendik. Hatta ipin ucunu kaçırıp yurdun yanından geçip karanlıkta 1 saat kadar yürümüşüz. Sohbet esnasında saatin 01.00 e yaklaştığını görünce tükçe şimdi sıçtın oğlum diye tepki bile verdim kıza doğru. Oda fark etti saatin çok geç olduğunu. Natalianın evi okuldan yürüyerek yaklaşık 15 dk uzaklıktaydı. Ailesinin kızıp kızmayacağını sordum. Sorun olmayacağını sadece anneannesi ile yaşadığını söyledi. Şaşırmıştım aslında, neden diye sorup sormamak konusunda tereddüt ettim. Yurda doğru tekrar yürümeye başlamıştık, kız beni yurda bırakıp evine gitmeyi planlıyordu ama ben nasıl içeriye gireceğimi bilmiyordum. Tam bu sırada odadaki arkadaşlar aradı nerdesin diye, dışarda kaldığımı söyleyince adamlar resmen sövdüler telefonda. Daha yeni dayak yemişim bu saatte dışarda ne yaptığımı merak ediyorlardı. içeriye girip giremeyeceğimi sordum, sakın gelme güvenlik bu saatte seni dışarda görürse yönetime bildirir, yönetimde hazırlık olmamdan dolayı isterse tüm öğrenim hakkımı elimden alabilirlerdi. Tamam deyip kapattım. Natalia sorun olduğu anladı konuşmamdan. Nataliaya onu eve bırakıp yurda döneceğimi söyledim, olmaz dedi. Israr edince tamam kıramadı tamam dedi. Yaz olmasından dolayı hava çok sıcak zaten. Ben nataliayı bıraktıktan sonra dışarda parkın birinde bankta uyurum diye plan yapıyorum. Yürümeye devam ediyoruz tabi, Bendeki tedirginliğin farkına vardı natalia ısrarla ne olduğu sormaya başladı. Bende yurda giremeyeceğimi söyledim, ne yapacağımı sorunca planı anlattım, parkta kalacaktım.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    0
    Bir binanın önünde durduk, eski rus evleri 3-4 katlı soğuk binalar, her tarafından demirler görünen eski bir bina. Natalia istersem burda kalabileceğimi söyledi tabi ben red ettim. Olmaz dedim. Parkta uyursan hasta olur iyice kötü olursun dedi. Bir şey olmayacağını söyledim. Israr etti ama kabul etmedim.
    Bıraktığım için teşekkür etti, uzun uzun sarıldı bana. Bu kadar güzel bir kız size sarıldığında kanınız rahat durmaz, sinyaller çakmaya başlar kafanızda. Kız binaya girdiğinde bende yavaş yavaş yurda yakın bir parkta doğru yürümeye başlamıştım. Telefonu sessize aldım, çalarsa kimse duymasın diye. Parka vardığımda bankların güneşliklerinin sarmaşıklarla kapalı olduğunu gördüm. Güneşliğin üzerinde otlar tam bir yatak olmuşlardı bana. Zorda olsa tırmandım güneşliğe uzandım. Böylece kimse beni göremeyecek ve köpek yada sarhoşlar tarafından rahatsız edilme şansımda kalmamıştı. Karanlığın içinde gökyüzündeki tüm yıldızlar tüm ihtişamları ile parlıyorlardı. ilk okulda öğretilen küçük ayı ve büyük ayı yıldızlarının hangileri olduğunu düşündüm ama hatırlayamadım. Kapattım gözlerimi.
    ···
  20. 20.
    0
    Sırt üstü max 10 dk yatakta yatabilen ben güneşliğin üzerinde uyumamın imkansız olduğunu almam yaklaşık 1 saat sürdü. Sırtım çok kötü acımaya başlamıştı. Sabahı nasıl edeceğimi düşünürken telefonum çaldı. Arayan nataliaydı. Ne yaptığımı sordu bende durumu anlatıp sırtım ağrıdığı için uyuyamadığımı söyledim. Telefondaki o masum kız gitti, hitlerin dişi versiyonu karşımda bana hemen yanına gelmemi emrediyordu. Oha dedim kıza, anlamadı tabi. Anneannesi varken nasıl gireceğimi sordum, sorun yok sen gel diyordu. Gidiyim mi gitmeyim mi diye düşünürken düştüm yola. Binanın önüne vardığımda telefon ettim. 4.kata çıktım. Kapıda geceliğini giymiş bir melek gibi bana bakıyordu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp içeri geçtim ama ses çıkarmamak için hiç konuşmuyorum. Korkuyordum aslında, anneannesi uyansa yada bir şey olsa polis gelse ne yapardım hiç bilemiyordum. Natalia elimden tutup salona zütürdü beni. Salonda çekyatta uyuyan anneannesini gördüğümde kalbim çıkacak zannettim. Kendimi geriye doğru attığımı hatırlıyorum. Nataila yanıma gelip anneannesinin akşamları alkol almadan uyumadığını yaşından dolayı da çok zor uyandığını söyledi. Sonra yatağına taşımamız için bnden yardım istedi. Gecenin bir yarısı yabancı bir kızın evinde anneannesinin kollarından tutmuş taşırken buldum kendimi. Kadını yatağına yatırdık, natalia beni korkutmak için kadının kulağına doğru bağırdı. Ben uayanacak diye kendimi odadan dışarıya attım. Natalia gülerek yanıma geldi. Sigara istedi benden. Dasnçıların sigara içmemesi gerektiğini söyledim gülerek, oda ellerini cebime sokup zorla aldı gülerek. Kahve istedim sigara ile birlikte içmek için evde kahve yokmuş. Votka var içermişin dedi. içmek istedim ama işin sonunun başka noktalara gitme ihtimali vardı. Yok dedim içmem. Elinde bir kadeh ışıkları kapattı ve balkonun kapının önüne oturdu. Sigarasını yaktı ve öksürmeye başladı. Elinden sigarayı alıp yanına oturdum bende. Kadehinden bir yudum alıp bana uzattı, bende bir yudum aldım zaten bitmek üzere olan kadehten. Elimdeki sigarayı tekrar aldı ve sigarayı sevdiğini söyledi. Konuşmak istiyordum ama karanlıkta ne konuşacağımı bilemedim. Neden annesi babası yoktu? Neden onlarla birlikte değildi ? Ama zamanı olmadığının farkındaydım. Zaten gecenin bu saatinde bu konuları konuşmak çok saçma olurdu. Sigarayı bittiğinde salona geçtik. Salonda koltuk takımından başka eski bir televizyon eski bir büfeden başka bir şey yoktu. Koltuğu uzandığımda natalia sırtıma tekrar bakmak istedi, koltuğa yüz üstü uzandım ve üstümdeki tişötrü hafifçe yukarıya doğru sıyırdım. Natalia tam görebilmek için ışığı açmıştı. Gördüğü manzara çok iyi değildi ki yüzünü buruşturdu. içeriye gidip elinde ufak kaplar içinde kremler getirdi. Kremlerin doğal olduğunu dans ederken düştüğünde sürdüğünü, yara yada şişliklerin daha çabuk iyileşmesine yardım ettiğini söyledi. Tamam dedim ama şöyle bir sorun vardı, kızın üzerinde sadece gecelik vardı ve ışıkta ister istemez içi gözüküyordu. Yüz üstü uzandığım kanepede üstümü çıkardım ve gözleri kapadım. Natalia kıçıma oturdu ve tüm sırtımı kremledi, elleri ile morlukları ovaladı ve kanın iyice yayılmasını sağladı.
    Tümünü Göster
    ···