-
151.
+1Tüm derslere ekgibsiz katılıyorum. Hatta rehberlik saatlerine bile giriyorum. Gül hoca beni görünce şaşırıyor, ama yinede benimle konuşmuyor. Sanırım kendimi affettirmek istediğimi zannediyor.
Çalışmanın karşılığını alıyorum, notlarım ve sınıftaki diğer hocalar ile muhabbetim gelişmeye başlıyor. Sınıfta derslere katılmaya başlıyorum. Sosyal yanım çöküyor belki ama vazgeçemem.
4 ayın sonunda finallere sadece 10 gün kalmış artık dersler bitmişti.
Finalleri bitirip Türkiyeye dönmeyi ve uzun bir tatil yapmayı planlıyorum.
Finaller öncesinde öğrenci milleti bulduğu tün notları birbirleri ile paylaşmak için bir cafe de toplandık. Heyecan tavanda, bir yılın emeği var sonuçta. Cafeye gül hoca ve 3-4 hoca daha katıldı.
Şans mı kısmet mi bilemiyorum gül hoca ile yan yana oturmak zorunda kaldık. 5 dk hiç konuşmadan yanımda oturdu. Bende rahatsız olacağını düşünerek kalkmak istedim. Tam kalkmaya niyetlendim,
masanın diğer ucundan sınıftaki kızlardan biri kalkıp yanıma geldi, elindeki notlardan bana sorular sormaya başladı. Bende cevaplıyorum, istiklal marşının 10 kıtasını tüm okul önünde ezbere okuyan çocuk gururu var üstümde. Kız soruyor ben cevaplıyorum, bildiğiniz zütüm kalktı o an. -
152.
+1Gül hoca da bizi dinliyor tabi. Kadın bir anda konuşmamıza dahil oldu.
G: iyi hazırlanmışa benziyorsunuz.
K: 4 aydır aralıksız çalışıyoruz.
G: notlarınızdan belli, tüm hocalarınız sizden çok umutlu.
Yanımdaki kız salak salak sırıtarak gitti. Sanki ilk okulda yıldızlı pek iyi almış gibi gülüyordu.
K: Sizden de geçebilirmiyiz peki.
G: Benden sınava girmiyorsunuz, ama girseydin(iz) şansın çok az olurdu.
K: Seneye belki dersimize girersiniz belli mi olur ?
G: ( Kulağımda doğru eğilip ) Senin olduğun sınıfa asla.
Dedi ve lavaboya gitmek için kalktı. Bende alabildiğim tüm notları ve sınav saatlerini alıp gül gelmeden cafe den ayrıldım. Gülün söylediği söz hiç dokunmadı bana, haklıydı belki de. Kadın bana iyilik yapmış ancak ben onu istemediği bir anda öpmüş ve özel alanına izinsiz girmiştim.
Okul ile evim arasında 30 dk lık bir otobüs dolmuş vs mesafe var. Her gün duraklarda beklemek zorundayım. Durağa kadar yürüdüm. Öğlen sıcağı ki iyice kavurmaya başladı . 20 dk yı geçmiştir beklediğim süre, artık iyice bunaldım, kaldırımın kenarına oturdum küfrediyorum. Bizim sınıftan birkaç kız daha durağa geldiler. Biri yanıma gelip oturdu. Sohbet ettik biraz, biraz sınavlardan konuştuk. vs.
Kızlarla konuşurken bir anda önümüzde gül hocanın arabası durdu. Kızlar tabi gül hocayı görünce arabanın içine doluştular. Ben Sap gibi dışarda kaldım. Kuyruğu da dik tutuyoruz. Kızlar gelsene diyorlar, bende sıkışmayalım siz rahat gidin ben otobüs ile gelirim diyorum. Kızlardan biri kolumdan tutup içeriye çekti. -
153.
+1Arabanın için klimadan buz kesmiş. Kendime geldim ama konuşmuyorum. Kızlar gül hocayla kaynatmaya başladılar, sınavlardan evlilikten burçlardan vs. Kızlardan birisi dönüp doğum günümü sordu. Hangi burç olduğumu bakacak.
xx.xx.19xx dedim. 😊
O gün benim doğum günümmüş ya . Kızlar şaka yaptığımı zannettiler önce. Hatta ben bile şaka mı acaba diye düşündüm. Doğum günümü unutmuşum a.q. Ne arayan var ne soran var. içim burkuldu bir an.
Kızlar şaka yaptığımı düşünüyorlar, çıkarıp kimliğimi gösterdim. Hepsi şok oldu benim bile hatırlamayışıma. Kızlardan biri hadi bunu kutlayalım dedi. Gerek yok dedim. Kızlar illa kutlayacağız diye ısrar ediyorlar. Kızların hepsi yanağımdan öpüp tebrik ettiler. Gül hocada yarım ağız tebrik etti. Kaldığım evi sınıftan hiçbir arkadaşım bilmiyor. Şehre girdiğimizde eve yakın bir yerde inmek istedim. Teşekkür edip araçtan inerken kızlardan biri numaramı istedi. Bende verdim. Eve gittim, üstümü değiştirip yemek yemek için dışarı çıktım. Yemek yedim, hediyelik birkaç parça bir şey aldım. kendime ufak bir pasta alıp eve döndüm. 4 aydır içmiyorum, bugünde içmeyeceğim. Akşama doğru araçta numaramı alan kız aradı. ismi Diana.
D: selam nasılsın.
K: iyiyim, sen nasılsın.
D: iyidir. Evin nerede ?
K: Meydana yakın, neden sordun ?
D: Doğum gününü kutlayacağız.
K: Yok ben kutlamayı sevmiyorum, teşekkür ederim.
D: Ya ne var kutlasak, hem okulda bitti, Daha sınavlara da var. Adresi versene.
K: peki ama ben bir şey almadım.
D: Tamam ben 2 kızla geliyorum,
(birisi bizim sınıftan ev arkadaşı diğerini tanımıyorum. )
K: ok yaklaşınca ara balkona çıkayım.
Evi toparladım, havalandırdım, dolapta ikam edilecek bir şey varmı diye bakıyorum. -
154.
+2Derken telefon çaldı. Kızlar kapıya kadar gelmişler. Balkona çıkıp evi işaret ettim. Kapıyı açıp kızları beklemeye başladım. Kızlar ellerinde cips mısır patlağı alkol ve kuruyemiş ile içeri girdiler. Kapıdan giren boynuma sarılıp kırmızı rujlu dudaklarını boynuma konduruyorlar. Gelmeden birkaç tek atıkları belli. Ufak bir selamlaşma tanışma sonrasında masaya ne var ne yok açtılar. Bende pastayı getirdim. Pasta dediysem 4 e bölsen 1 parmak düşer kişi başı. Ben içmeyeceğim. Kesin kararlıyım.Tümünü Göster
Diana evi dolaştı, ev dediysem 2 oda bir yer, pastayı kestik ve kızlar bardakları doldurdular.
Ben içmemek için çok ufak yudumlar alıyorum, kızlar nerdeyse fondip yapıyorlar. Ufaktan bir müzik açtık, kızlar soru soruyorlar ben cevaplıyorum. Alkol tükendikçe kızların gülüşmeleri, konuşmaları değişmeye başladı. Sonra nasıl oldu bilemiyorum kızlar kendi aralarında doğruluk cesaret tarzı bir oyun oynamaya başladılar. Önce ufak bir bardak alkolü fondip, sonra sırayla ya doğru bir cevap veriyorlar, yada cesaret için bir şeyler yapıyorlar. Önceleri doğruluk olan oyun sonraları cesarete dönmeye başladı ve kızlar arasında öpüşmeler, Elbise çıkarmalar, benim üzerimden geçmeler şeklinde değişmeye başladı. işler iyice kötüye gitmeden durdurmak için oyunu durdurdum. Kızlar zaten sarhoş, ne yapıklarını bilemiyorlar. Ayılıp gitsinler diye bunlara acı mı acı bir Türk kahvesi yaptım. Daiana benimle birlikte içti, diğer iki kız içemedi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Kızlar dışarıda eğlenmek için dışarıya çıkmak istediler. Ben olmaz dedim. 2 kız beni dinlemedi ve gitti. Biz diana ile kaldık başbaşa.
Diana kahveden sonra kendine gelmişti. Tv de Türk kanallarını görünce biraz tv yi karıştırdı, sorular sordu bende cevapladım. iyiden iyiye uykum gelmişti.
Dianaya git diyemedim, sonuçta kız doğum günümü kutlamak için buraya gelmişti. Dianaya içerdeki odada uyuya bileceğini söyledim, bende diğer odadaki yer yatağına geçtim. Günün yorgunluğu üstüme çökmüş zaten, yatağa uzanmam ile uyumam bir oldu.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum odanın kapısı açıldı. Kapının sesine sıçradım. Diana üstünde kırmızı bir gecelik, dudakları olabildiğince kırmızı, geceliğin inceliğinden üst kısmında göğüsleri olduğu gibi gözükmekte, iç çamaşırının tüm desenleri kendini belli eder şekilde içeriye girdi. Belli ki bir hazırlık yapılmış.
Buyurun cenaze namazına. -
155.
+1Kapıdan sızan loş ışık ile yavaş adımlarla yanıma geldi. Yaşadığım şey korku, heyecan ve duygu karışıklığıydı. Bedenim bu enfes pastanın tadını çıkarmamı ama aklım bu kızdan uzak durmamı söylüyordu.
Ben hiçbir şey anlamamış gibi gözlerim yarı kısık , sanki uyanmamış gibi durmaya çalışıyorum. Ormanda ayı görmüş avcı gibi ölü taklidi yapıyorum.
Kız yanıma uzandı. Dudaklarıma ufak öpücükler kondurmaya başladı. Ben tepkisiz kalmaya çalışıyorum. Gözlerimi açıp doğruldum. Diana da benimle birlikte doğruldu. Yerde oturur vaziyette bekliyoruz.
K: Ne yapıyorsun ?
D: Doğum gününü kutluyorum, dedi gülerek.
K: Buna gerek yok.
D: Olsun ben istiyorum. Beni beğenmedin mi ?
K: hayır çok güzel gözüküyorsun.
D: O zaman neden duruyorsun.
K: Bilemiyorum, doğru değil gibi geliyor. Biz sınıf arkadaşıyız, sevgili değiliz.
D: Sorun değil , sadece güzel bir gece geçirmek istiyorum, yarın sabah yine arkadaşımsın.
Ne güzel a.q ye iç seviş sonra sabah arkadaşız. Türk kızı ile bunu yaşasan muhtemelen sabah düğün tarihini konuşuyor olursunuz.
Diana ile 4 ayın patlamasını yaşadığımız bir gece geçirdik. Detaya girmiyorum. hayal gücünüz çalışsın * -
156.
0devam panpa ben ara sıra burdayım
-
157.
+1Dıana öğlene doğu kalkıp çıktı, Sanki o gece hiçbir şey yaşamamışız gibi. Sınavlara hazırlanmaya devam ettim. Bir yandan uçak biletimi aldım. Melek ile konuşmalarımızda istanbulda misafiri olmam için ısrar etti. Bende 1-2 gün için söz verdim. Plan belliydi.
Sınavlara girmeye başladık. Her sınav arası 1 gün boşluk vardı. Her sınavın sözlü ve yazılı kısımları vardı. Sözlü kısımlarda tüm sınavlarda gönüllü olup ilk sırada kalktım. Tüm sınıf şaşkınlık içindeydi. Sınıftakilerin işine geliyordu aslında. Sonuçta zaman kazanıyorlardı.
Tüm sınavlar bitti, 10 sınavın tamamından geçer notlar aldım. Hepsi süperdi diyemem ama sonuçta 1. Sınıfı bitirmeme yetmişti. Son sıvandan sonra eve gidip eşyalarımı toplamaya başladım. Ev sahibine bir sonraki sene için kaparo bıraktım. Evimi başkasına vermesin diye.. Eşyalarımı toplayıp yurda geçtim. Arkadaşlarla vedalaştım, baga yı bulup onunlada vedalaştım. Baganın son yılıydı ama o yine gelecekti. Gitmeden gül hocadan özür dilemeye karar verdim. Evine gitmektense telefon edecektim.
Tahmin ettiğiniz gibi açmadı. Bende ısrar etmedim. Saat 10 gibi telefonum çaldı.
G: yine ne oldu acaba ?
K: yarın gidiyorum, özür dilemek için aramak istemiştim.
G: sınavları geçtin mi ?
K: hepsini hemde.
G: biliyorum notlar elime ulaştı.
K: özür dilerim.
G: Yemek yedin mi ?
K: evet ama siz ısmarlarsanız yine yerim.
G: Bana gel, sadece Üzüm suyu al. ( yerel bir içecek – dehşet bir şey )
K: Tamam 10 dk geliyorum.
Gül ile aramı düzeltecek olmanın sevinciyle cips içecek poşeti doldurdum. Alkol yok 😊
Kötü bir insan olmanın temellerini o gece attım ben.
Pişman mıyım ?
Asla. -
158.
+2Gül kapıyı açtı, ben tüm şirinliğim ile içeriye girdim. Yemek yemiş ama bahane için bir iki parça birşeyler hazırlamış. Bende bozuntuya vermeden ne kadar güzel olduğundan bahsediyorum.Tümünü Göster
Ben tekrar özür dilemek istedim ama gül konuyu kapattı. Gül ile sohbet ediyoruz, ben Türkiye ye gittiğimde neler yapacağımı anlatmaya çalışıyorum o beni dinliyor arada bir şey söyleyecek ama söyleyemiyor. Tam bir şeyler söyleyecek gibi oluyor, sonra vazgeçiyor.
Bende salak gibi gülün bana aşık olduğunu filan sanıyorum. Hoşuma da gidiyor. Ulan ne kadar yakışıklı adamım kızlar bana hayran filan…..
Mallık işte.
Gül en sonunda ağzındaki baklayı çıkardı.
G: Bir şey söylemem lazım, Doğru bir zaman mı bilemiyorum ama söylemenin doğru olduğunu düşünüyorum.
K: ( Sırıtarak--içimden : Kesin aşık oldu bana ) Söyle, çok merak ettim
G: NATALiA BURADA.
K: natalia burada ? nasıl burda ?
G: Sakin olursan anlatırım.
K: Anlat dinliyorum.
G: 1 ay önce sahne sanatlarının gösterisi olmuş ve dönem kapanmış. Natalia okulda öğretim görevlisi olmak için başvurmuş ve kabul edilmiş. Tüm bildiğim bu.
K: Bana neden anlatıyorsun ki ? Benim için bir önemi yok artık.
G: O zaman sorun yok. Seneye karşılaşma ihtimaliniz var yani.
K: Umurumda değil. Unuttum ben.
iÇiMDEN GEÇEN SORULAR :
• Niye buraya başvursun ki ?
• yanındaki dallama zaten zengin, hani bunlar evlenecekti ?
• ya evlenmediyseler ?
• evlendiyseler buraya niye gelsinler
• senin sülaleni s…… ben natalia, bu nasıl bir alevlenme.
Gül ile sohbet etmeye çalışıyorum ama aklımı toparlayamıyorum ki, kadına kegib kegib cevaplar vermeye başlayınca oda durumu fark etti. Ve konuyu açtı.
G: Sana natalianın durumunu söylesem mi söylemesem mi diye çok düşündüm, bu kız yüzünden yaşadıklarını görünce seneye tekrar aynı şeyleri yaşamaman için söylemeye karar verdim.
Sene başında tekrar aynı şeyleri yaşarsan belki bu sefer toparlayamazsın ve daha kötü olur.
K: Neden geldiğini biliyormusun ? O adamla evlenecekti ?
G: bilmiyorum. Bence sende düşünme bunları, hayatını yaşa. Mesela diana ile takıl.
K: Diana ? ( Oha bunu nerden duydu acaba )
G: Diana, hani doğum gününü beraber kutladığınız sınıf arkadaşın.
K: haaa evet, bir uğramıştı.
G: ( gülmeye başladı ) Evet ne kadar uğradığını anlattı.
Ulan yüzüm kızardı be, Gidip güle yada sınıftaki diğer kızlara mı anlattı acaba ? Ne diyeceğimi bilemeyince bende konuyu değiştirdim.
K: ben artık kalkayım, ayrın sabah erkenden yola çıkacağım. 3 ay sorna görüşürüz artık.
Gül ile ilk defa orada sarıldık birbirimize. Bir dost gibi.
Kapıdan uğurladı beni.
Çıktım dışarı yaktım bir sigara. -
159.
+1Yapmam gereken yurda dönüp uyumak ve sabah uçağıma binip ülkeme dönmekti.Tümünü Göster
Tabi ki öyle olmadı.
Natalianın eski evine doğru yürümeye başladım. O evde bulamayacağımı biliyordum ama yinede sanki her adımda nataliaya yaklaşıyormuşum gibi hissediyordum. Her adımda kinim nefretim bana yaşattıkları gözümün önüne geliyordu. Apartmanın önüne geldiğimde avazım çıktığı kadar bağırmak istedim, seni halen deli gibi seviyorum, ne kadar acı çektirsen de ne kadar ihanet etsen de, ne olursa olsun gel gidelim demek istedim.
Ama insanız, zalimiz, kötüyüz….
Yurda dönerken söz verdim kendime. intikam almak için her şeyi yapacaktım. Ne yapmam gerekiyorsa yapacaktım.
Sabaha kadar kahve sigara eşliğinde oturup, sabahın köründe yolca koyuldum. Havalimanına vardığımda gözlerim uykusuzluktan şişmiş, kan çanağında dönmüştü. Pasaporttan sonra uçağa binip öyle bir uyumuşum ki, Hosteslerin yemek servisi anonslar filan hiçbir şey duymamışım. Gözümü açtığımda uçak inmiş, insanlar el bagajlarını almak için birbirleri ile yarışıyorlardı.
2 dk sonra insen zütün mü yapışır koltuğa. Bizim millet gerçekten garip.
Welcome to Turkey
Hani derler ya Türkiye gibisi yok. Cidden daha pasaporta gelmeden bu nasıl bir ülke lan, noluyo demeye başlıyorsunuz. Millet ülkeye 5 dk önce girmek için birbirini ezmeye başlıyor. Yolcuları bekleyen arkadaş akraba yakın her kim ise artık, çıkış kapısından çıktığı anda alkışı patlatıyor.
Sahneye çıkan assolist kıvamında tüm yolcular. Ülkeye dönüş yaptıkları için plaket verilecek sanıyorsunuz.
Ve Melek….
Kapının diğer tarafında beni bekliyormuş. Konuşmamızda uçağın kalkış saatini söylemiştim ancak beni karşılamaya geleceği aklıma gelmemişti. Pasaporta vurulan giriş mührü ile rahatlamış bagajımı almış artık alkış kapısından çıkabilirim. içten içe beni de alkışlayın ulennnn diye bağırasım var.
Kapıdan çıktım, başka yolcuların alkışlarından yararlandım. Alkışları üstüme aldım diyelim.
Cüzdandan meleğin numarası ile adres bilgileri olan kağıt parçasını arıyorum. Valizi yere koyup çömeldim. Kağıt parçasını bulmaya çalışıyorum. Arkamdan birisi elleriyle gözlerimi kapattı.
Ameri-can filmi mi lan bu, kimseyi beklemediğim için böyle bir şey beklemiyorum, acayip korktum.
Hızla ayağa kalkıp bağırdım, nerdeyse yumruğu indiriyordum suratına.
Ve Melek….
Kapının diğer tarafında beni bekliyormuş. Konuşmamızda uçağın kalkış saatini söylemiştim ancak beni karşılamaya geleceği aklıma gelmemişti. Az kalsın kızın burnunda değişikliğe yol açacaktım.
Kapıda bekleyen tüm yolcular bize bakıp söyle düşünüyorlar,
Ulan kız gelmiş sevgilisine sürpriz yapmış, oğlan tam bir öküz.
ilk şoku atlatıp sarıldık. Milletin garip bakışlarından kurtulmak için hızlı adımlarla dışarıya çıktık.
K: gel bi tekrar sarılayım sana
M: Sen kilo mu aldın ?
K: Vücut yapmaya çalışıyorum, sen halen aynı çirkinliktesin
M: Serseriye bak, tipsiz kelebek.
K: yine mi kelebek yaaa
Kapıda bir sigara içip meleğin evine gitmek için istanbul un eşsiz trafiğine karıştık.
Melek 3 gün benim için izin almış. 3 gün istanbul u onun bildiği kadar gezip tozacağız. işin kötüsü bende para da yok. Varda öyle gezmeye filan yetmez. Öğrenci milleti işte.
Melek 1+1 gayet iyi bir ev tutmuş. Ev küçük ama tek başına yeterde artar bile. Evin en güzel yanı muazzam bir balkon var, Sırf balkon manzarası için bile alınır o ev.
ilk gün benim yorgunluğumdan çok bir şey yapamadık, hatta akşam kanepeye uzanmışım halde sohbet ederken uyuya kalmışım, melekte üstümü örtüp gitmiş. Gece sırtımın ağrısından uyandım, birkaç saniye acaba yine böbreğimi almak için beni kaçırdılar mı diye düşüncelere kapılmışken nerde olduğumu hatırladım. Balkona çıkıp yaktım bir sigara, güneş doğmak üzere. Kot pantolon ile uyuya kalmanın verdiği o sinir bozucu ruh haliyle çıkardım pantolonumu, bir boxer bir sigara birde balkon üçümüz takılıyoruz. -
160.
0devam panpa
-
161.
+1Güneş doğmuştu, sigaram bitmişti. Duş almak için banyoya gittim. Kendi havlumu bavulumdan çıkarıp banyoya girdim. 1+1 ev ama banyo salon kadar var. Adamlar banyodan kaçmamış. Büyük banyoları sevmişimdir hep. Küvete girip suyu doldurdum, nerdeyse sıcak suyun içinde uyuyacaktım. Yalnız yaşamanın verdiği rahatlıktan kapı kilitlemek gibi adetim yoktu. Melek sese uyanıp napıyorum diye salona gelmiş, beni göremeyince bir şey mi oldu diye pat diye banyoya daldı. Tabi ben küvette çok uygun bir durumda değildim.Tümünü Göster
M: Kelebek yaa, kapıyı kitlesene
K: Kızım sende kapı vurma alışkanlığı yok mu !
M: kendi evimde yok, bir şey oldu sandım.
K: uyandım, duş alıyım dedim.
M: Tamam, işin bitince haber ver kahvaltıya gidelim.
K: Tamam, ben kapıyı tıklatırım merak etme.
M: Utanmaz kelebek.
Biz evden çıktığımızda istanbul daha uyanmamıştı, birkaç taksi, birkaç temizlikçi dışardaydı sadece.
Beykoz da çok güzel bir mekana gittik. Biz içeri girdiğimizde çalışanlar geleli 5 dk olmamıştı. Bizi görünce muhtemelen küfrü bastılar, sabahın köründe nabıyo bunlar diye. Melek ile bir kahvaltı yaptık anlatamam. Sucuklu yumurtadan kızartmaya börekten bazlamaya ne arasanız var, Neredeyse öğlene kadar kahvaltı yaptık. O kadar abartmışım ki akşam dahil bir şey yiyemedim.
Melek ile akşama kadar sahilde yürüdük, çay içtik, martılara simit salladık, niyetçiden niyet çektik. Kızkalesinin karşısında sigara yaktık. Akşam için meyve ve alkol aldık. Akşam eteğimizdeki tüm taşları dökecektik.
Akşam balkona ekgibsiz bir sofra kurduk, en sevdiğimiz şarkılardan bir play list oluşturduk, başladık anlatmaya. ilk o başladı, işinden gücünden bahsetti. Bir iki erkekle takılmış ama olmamış, denemekten vazgeçmemiş, görüştüğü biri varmış ama çok yeni filan dedi.
Kafası güzel olan insanın dili çözülür derler ya, bu söz beni anlatıyor sanırım. Çenem düştü o gece.
Ne var ne yok, ne yaşadıysam anlattım. Natalianın beni aldattığını, tren macerası, okul durumları, gül hoca, diana, kavga gürültü, ne varsa döküldüm resmen.
Melek ağzı açık beni dinlemeye devam etti. Bir şey söyleyecek tam, ben başka bir konuya geçiyorum, meleğin iyice kafası karıştı. Tabi ben sarhoş olmaya başlayınca belki ekgib fazla da anlatmış olabilirim. Alkol biterken ikimizin de konuşacak hali kalmamıştı. Artık ben ne kadar içtiysem melek beni yatak odasına zütürüp yatağa yatırmış, rahat uymam için üstümü çıkarmış. ( pantolon-tişört- başka bir şey gelmesin aklınıza ) Kendisi de salonda kanepede uyumuş.
Ama kız tam çakal. Aklında hep bir fırlamalık. Sabah erken saatlere telefonu kurup kalkmış, Üstüne siyah bir çarşafı dolayıp yatak odasında yanıma yatmış. Çarşaf siyah olunca çıplak gibi görünüyor, aslında bilerek çıplak görüntüsü vermiş kendine. Yastığı alıp yüzüme vurmaya başlamış. işte ben tam o sırada uyanıyorum. Geceden kalmışım, başım çatlıyor, Gözümü bir açtım, melek yanımda çıplak ( ben öyle sanıyorum) benim üstümde sadece boxer var, başka bir şey yok, kız bir yadnan yastıkla vuruyor, bir yandan ‘’ Biz ne yaptık Kelebek ‘’ diyor.
Hani kafanızdan kaynar sular dökülür ya, suçlu değilsiniz ama tüm suç üstünüze yıkıp kaçmışlar, sizde ne derseniz deyin kimsenin inanmayacağını bilirsiniz. işte tam böyle bir ruh halinde yaklaşık 10 sn kala kaldıktan sonra melek yüzümün haline daha fazla dayanamayıp gülmeye başladı.
Üstündeki çarşafı yere atınca üstünde geceden kalan pijamalar göründü.
M: Korkma kelebek, şaka yaptım.
K: senin ben a.q böyle şakamı olur, yüreğime indirecektin.
M: ( kahkaha eşliğinde) Hadi kalk daha çok işimiz var.
K: ( yastığı fırlatıp bağırdım ) Gel buraya gel, sana şakanın nasıl yapılacağını gösteriyim.
M: Sapık kelebek.
Meleğin şakası gerçekten çok korkutmuştu beni. Böyle bir şey yapabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama intikam almalıydım. Gitmeden kesinlikle intikam almalıydım.
Gün içinde yine de bir sürü mekan gezdik, Beşiktaşa vapurla geçtik, taksim istiklal dolanıp durduk.
Dövme konusu açtım ve benim plan işlemeye başladı.
K: Yeni dövmen var mı ?
M:Var ama küçük şeyler.
K: Yer kaldı mı vücudunda.
M: Daha çok yer var, daha büyükler için zaman lazım.
K: Göstersene bana, ben özellikle Marilyn Monroe olanı çok merak ediyorum.
M: iyide sen onu görmüştün.
K: tamdıbını göremedim ama, yarısı ekgib.
M: o kadarı yeter sana. Yanlış hatırlamıyorsan bir şartım vardı,
K: ne şartı ?
M: Sana kelebek dövmesi yaptıralım, Monroe nun kalanını göstereyim. Ekletmelerde yaptım, eskisinden daha güzel oldu.
Aslında benim istediğimde tam buydu. Ben kelebek dövmesi yaptırmayı kabul edecektim, sonra dövmecide sarılık geçirdim diyecektim. Dövme yapamayacaklardı. Planım buydu.
K: Tamam kabul, nerede yaptırıyoruz.
M: ( şaşkın şaşkın yüzüme bakarak ) Yaptıracaksın yani !
K: Evet, ama önce Monroe ablamızı bi görelim.
M: ya yaptırmazsan ?
K: söz verdim. Sen göstermek istemiyorsan orası başka.
M:Kelebek dövmesi yaptıracaksın, sen !
K: Söz dedim ya, senin gittiğin yeri ara yarın için randevu al.
M: Eminmisin ?
K: Evet.
Melek benim istediğim noktaya gelmişti. Kendi ayaklarıyla tuzağıma düşmüştü. -
162.
+1Kendi ayaklarıyla tuzağıma düşmüştü.Tümünü Göster
Akşama doğru eve geçtik, Yine balkonda oturuyoruz, deli bir sıcak var. Bugün için Melek daha önceden aldığı viskiyi dolaptan çıkardı. Sadece viski içeceğiz. Zenginiz bugün 😊
Birkaç kadeh içtikten sonra bir gün önceki muhabbetten meleğin anlayamadığı yerleri tekrar anlattım. Detaylar, detaylar.
Konu döndü dolaştı, dövmeye geldi.
K: Monroe ablamızı ne zaman göreceğiz ?
M: bak yarın vazgeçersen konuşmam seninle.
K: Tamam dedim, adam yaparsa yaptıracağız.
M: tamam o zaman, ben içeri gidip hazırlanıyım, 5 dk bekle tamam mı.
K: Neye hazırlanacaksın ?
M: Dövmenin tamdıbını göstermem için çıplak olmam lazım, o yüzden elbise mi ayarlayıp geliyorum. Sadece resme bakacaksın tamam mı, sapık kelebek.
Melek içeri gidip üstüne beyaz, ince bir gecelik giyip geldi. Salonun lambasını iyice kısıp loş bir ortam oluşturdu. Sonra beni çağırıp Tekli koltuğa oturmamı istedi. içerisi sabah gün doğumu gibi olmuştu. Melek tüm güzelliği ve fiziğiyle karşımdaydı. Işıktan dolayı vücudu görünmüyordu, görünmesine gerekte yoktu, Güzelliği karanlıkta bile belli oluyordu.
Melek yanıma doğru geldi ve ‘’ Dikkatli bak bir daha göremezsin ‘’ dedi.
Melek Sağ kolu ve sağ kalçası bana bakacak şekilde yan ve ayakta duruyordu. Sağ eliyle geceliğini yukarıya doğru sıyırdı, Sağ bacağı kalçasına kadar açıldı, Dövme sağ diz kapağından başlayıp kalçasına doğru büyüyerek gidiyordu, Yavaşça kalçasını bana doğru döndürdü ve geceliği beline kadar kaldırdı, Monreo ablamızın tüm bedeni sağ kalçadan başlayıp bel bölgesine çıkıyor, oradan da sola doğru kıvrılıp sol koltukaltından devam ediyor ve göğüs ucunda bitiyordu. Bu söylediğim toplamda 10 saniye kadar sürmüştü, ama beni fena etkilemişti. Melek birkaç defa ‘’ dövmeye bak kelebek ‘’ demişti.
Işığı açmadan geceliğini çıkarmak için yatak odasına gitti. Ben gördüğüm şeyin ( dövmenin yani, yanlış anlaşılmasın ) etkisinde kalakaldım. Tek parça bu kadar büyük dövme hiç görmemiştim, Ayrıca sırtında bacağında belinde yer alan diğer dövmeleri saymıyorum bile. Sahilde bikini giyse, ırmak kurbağası muamelesi görmesi içten bile değil. Melek üstünü değiştirmiş yanıma geldi.
M: Evet ne düşünüyorsun ?
K: Tam anlayamadım ki ,tekrar bakabilirmiyim?
M: kelebek yaa, ciddi soruyorum.
K: Çok etkilendim, çok güzel gözüküyor.
M: Beğenmene sevindim. Sıra sende, yarın kelebek yapılıyor. Söz verdin.
K: tamam yarın hallediyoruz.
Bir erkek olarak meleğin vücudundan etkilenmemeniz mümkün değil, ne olursa olsun.
Gece sohbet muhabbet devam etti. Meleği yatağına yatırıp bende salonda uyudum. Kızı hergün yatağından mahrum etmek olmaz.
Sabah melek tüm heyecanıyla kahvaltılık birşeyler hazırlamış, nede olsa dövme yapılacak bugün.
M: Nereye yaptıracağız ?
K: Bilmem, nereye yaptıralım ?
M: şimdi kelebek erkekte yanlış anlaşılabilir, Gözükmeyen bir yerine yaptır bence.
K: Hımm, doğru, söylüyorsun, nereye yaptıralım peki ?
M:Bence bacağına yaptıralım, ama kıllarını temizleyip öyle gidelim.
K: kıllarım ? temizleyip ?
M: Kıllarını almamız lazım,
K: haydiii, nasıl olcak o iş ?
M: Ağda ile ?
K:yürü git, manyak mısın yaa, ne ağdası .
M: Bişey olmaz ufak bir yer sonuçta. Bozuk para kadar.
Kız gitti bir şeyleri ısıtıp geldi, dondurma çubuğu gibi birşeyle sağ kasığımın içine sürdü. Sıcak sıcak bacağım yandı resmen.
içimden diyorum ki ‘’ ulan bir dümen çeviriyoruz, gerçekçi olsun diye bacağımıza ağda bile yaptırıyoruz’’.
Sıvı bal renginde olan şey katılaştı, elimle çekmeye çalışıyorum gelmiyor, yok böyle bir acı. Ulan yatırıp s…. Böyle acımaz herhalde.
Melek eliyle bir asıldı ağdaya, kıllarla birlikte ruhumu da çıkardı resmen.
Öğleden sonra dövmecinin yolunu tuttuk, her zamanki gibi merdiven altı bir dükkana girdik. Melek daha önce yaptırdığı birini ayarlamış tabi, yaptırdığı kişide bayan. Kadının kaşlarından dövmeler fışkırıyor. içimden ‘’ Şeytan bu olsa gerek ‘’ diyorum. Kadında korkutucu bir ifade var.
Kadın iğneyi hazırlarken benimle sohbet etmeye başladı, ilk dövme mi ? nasıl karar verdin ? kelebek mollerini gösteriyor felan. Ben can alıcı sorunun gelmesini bekliyorum ama kadın hiç oralı değil. insan bir sorar hastalığın var mı, bulaşıcı hastalığın varmı diye. Yok ama hiçbir şey sormuyor.
En son ben sormaya başladım. Hijyenik mi ? Herhangi bir hastalık bulaşır mı ? vs vs.
Ve kadın can alıcı soruyu sordu,
• 1 yıl içinde sarılık oldun mu ?
• yada 6 ay içinde korunmasız cinsel ilişkiye girdin mi ?
içimden eveeeet diye bağırasım geldi. Ama en masum ve saf halimle,
K: Evet ne oldu ki ?
• Bunlardan emin değilsen dövme yaptıramazsın.
K:Yani sarılık mı bilemem ama okuldayken 1 hafta hastanede yatmıştım.
M: Gerçek mi söylüyorsun ?
K: Evet, sarılık mı bilemiyorum ama !
• peki korunma olmadan cinsel ilişki !
K:Maalesef oda var.
Melek yanıma yaklaşıp kulağıma eğildi ‘’ doğru söyle bak’’
K: Diana yı anlattım ya, zaman yoktu ne yapayım.
M: Gerizekalı.
K: Neren bileyim ben engel olacağını.
Toparlanıp, çıktık. Kadına hazırladığı iğne için 50 lira bıraktım. Meleğin yüzü beş karış oldu tabi.
K: ya nereden bileyim ben.
M: dün söyleseydin ya, şimdi senin istediğin oldu, benimki olmadı.
K: ya tamam söz dedik, bir dahaki sefere yaptırırız, kaçmıyor ya bir yere.
M: hadi hastalığı geçtim, insan korunmaz mı ? ya hastalık kaptıysan ?
K:merak etme bir şey olmaz.
M: bak doğru söyle, yaptırmamak için söylemedin değil mi ?
K: Ya kızım anlattım ya diana yı.
M: her ne taksa
K:Okula dönünce kıza soracağım söz veriyorum.
M: Gidip hastanede kontrol olma sakın. Hatta kıza sormuşken bir kez daha mutlu et. Bulaşmamışsa da bulaşır belki.
K: Güzel fikir aslında.
M: Sapık kelebek, sapıksın işte.
Melek ile gün boyu gezdik, 1 gün sonrasına sabah erken saatlere bilet aldım. Artık eve dönme zamanıydı. Akşam bavulumu toparlayıp her şeyi hazırladım. Melek ile salondaki kanepeye oturduk. Yan yana Korku filimi izledik. O korktu bana sarıldı, bende hiç olmadığı kadar huzurla uyudum yanında.
Sabah ikimizde kanepede uyandık, her yerimiz ağrısa da huzur ile uyanmak başka güzel.
Artık veda vaktiydi. -
163.
+1Meleğe yaptığı her şey için teşekkür ettim. Dönüşte tekrar uğrayacağıma söz verdim. Benimle beraber terminale gelmesini istemedim. Sevmiyorum sevdiğim insanlarla vedalaşmayı.
Uzun bir yolculuktan sonra yine başladığımız yere döndük.
Annem…. Kadıncağız yaşlanıyor, yüzündeki çizgilerin arttığını görebiliyorum. Kapıda uzun uzun sarılıyoruz. Yine en sevdiğim yemekleri 1 hafta boyunca yapmaya devam etmiş. Gelirken haber vermeyeceğimi bildiği için işini şansa bırakmamış. Her şey bıraktığım gibi, mutfaktaki tuzluk bile değişmemiş.
3 gün sadece yiyip içip yattım. Tatildeyim sonuçta. Kendimce plan yaptım. Döndüğümde Nataliayı kazanmak için her şeyi yapacaktım. Ancak natalianın beni terk etmesindeki en büyük sebep paramın olmamasıydı. Ve ben halen orta halli bir ailenin fakir çocuğuydum. Para kazanmam lazımdı. Bir yolunu bulmalıydım, en azından nataliadan intikamımı alana kadar. Hesap kitap yaptım, benim istediğim para garsonlukla, clup ta çalışılarak kazanılmaz.
O zaman kendi çözümümü yarattım. Pembe bir ruj , siyah delikli bir jartiyer, sesimide biraz incelttim mi artık geceleri kitap kurdu oldu size ‘’ay ol kitapçık kurtçuğu…….’’
Kalp atışlarınız hızlandı dimi, hemen adam zütü kaptırdı zannettiniz. Yok artık, takunu çıkarmayın. Hemen kötü düşüncelere kapılıyorsunuz. Merak etmeyin, sıkıntı yok, biraz korkutmak istedim. Natalia için kötü yola mı düşelim a.q. -
164.
+1Okuduğum ülkede ki Türk şirketlerini araştırmaya başladım. Bulabildiğim şirketlere mail gönderdim, bir umut cevap dönerler belki diye.Tümünü Göster
Ee gelmişiz memlekete arkadaşları aramdan olur mu! Eski dostların hepsini aradım. msn den tüm arkadaşlara yeni numara mı gönderdim. Arayan oldu, msj atan oldu, sallamayan da oldu 😊
1 hafta olmuştu ve ebru aramamıştı. Tam kurtuldum dediğim anda çat msj düştü.
‘’Hoş geldin hayırsız. ‘’
Ulan cevap versen bir türlü vermesen başka türlü.
Bilerek hemen yazmadım önce, birkaç saat sonra cevapladım.
‘’ Hoş bulduk. ‘’
Sonra msj lar arka arkaya gelmeye başladı tabi.
E: şaşırmadım, insan bi nasılsın diye sorar.
K: yemek yiyordum yazamadım, Nasılsın ?
E: inanmadım ama neyse, iyiyim. Kaç gün olmuş geldiğin benim yazmamı mı bekliyorsun.
K: yok, hat değişince tüm numaralar silindi.
E: Bunu da yemedim. O kadar mail attım, arada msj atmaya çalıştım, hiç doğru düzgün bir şey yazmadın.
K: Kusura bakma bu sene okul biraz sıkıntılıydı, internet cafeye çok gidemedim.
E: hııııı kesin öyledir. Kız arkadaşınla barıştın mı ?
K: hayır, orası biraz karışık. Uzun hikaye.
E: tamam o zaman buluşalım da anlat.
K: Yapmam gereken işler var, ama buluşalım bir gün.
E: Sana güvenmiyorum ama öyle olsun. Sen aramazsan ben hergün rahatsız ederim.
K: tamam ben haber vereceğim.
Ebru aynı ebru. Kızdan kurtuluş yok, Evlense de kurtulsam diye düşünmedim değil hani.
işe girip para biriktirmem lazım. Gittim leman cafeye. Sonuçta eski mekan. Mekan nasıl bıraktıysam aynı şekilde duruyor. Sadece geleni gideni 2 katına çıkmış. Gece gündüz full çekiyor. Millet çalışmaktan yılmış artık. Patron beni gördü, gidip selam verdim. Kısa hoş-beşten sonra adam odasına gitti. insan bi sorar işe ihtiyacın var mı ? Yok ama patron işte. Ben yine emekçilerin yanına döndüm.
2-3 hafta olabildiğince gezdim, mail ile şirketler le iletişime geçmeye çalışıyorum. Tamam öğrenciyiz ama olumsuz da olsa geri döner dimi. Bunlar hep kapitalizm.
Ebru taciz mesajlarına 1 er gün ara ile devam ediyor. Ama dikkati mi çekti hep akşam saatlerinde msj atıyor. Sordum bende. Meğer kız çalışıyormuş. Bende iş arıyorum dedim. Konu olsun işte. 2 gün sonra kız sana iş buldum diye msj attı. Oha a.q. Bu paranın gözü kör olsun.
E:Sana iş buldum.
K: iş mi buldun ? Ne işi ?
E: Araç ile dağıtım yaparmısın ?
K: Ne dağıtımı ?
E: Dağıtım işte.
K:Sen nasıl buldun ?
E: iş benim çalıştığım yerde.
Hay anasını yaaa diyemedim tabi. Benim gibi bir adama şoför lük teklif edilebilir mi ?
Edilir tabi. Sen kimsin a.q - Kral Richard mı, Şoför kitapkurdu mu ?
Ebru o kadar çok ısrar etti ki gidip ücreti beğenmemeye ve işi kabul etmemeye böylece ebrunun msj larından da kurtulacaktım. işyerinin adresini aldım. Sabah saçlarıma 1 avuç jöleyi bastım, tüm cool halimle adrese gittim. Kapıya gelmeden ebruya da msj attım. Kapıdayım diye.
işyerini söyle tarif edeyim: Giyim üzerine konfeksiyon atölyesi ve toptan depo , şehirdeki mağazalara toptan mal sevkiyatı yapılıyor. 3 katlı bir bina, alt kat depo, giriş idari kat, üst kat patron katı.
Girişteki sekreter Sekreter olabilmek için saçlarını civciv sarısına boyatmış. Hi-men diye çigi film vardı, aynı oradaki gibi saçlar sarı kaşlar siyah. Alman gülle takımındaymış gibi.
Neyse iş başvurusu için geldiğimi, ebru hanımın bilgisinin olduğunu söyledim. Sekreter içeriye telefon ederek birilerine haber verdi. Eliyle yolu tarif ederek Ahmet beyi görmemi söyledi. Ok deyip koridorda yürümeye başladım. Tam asansöre geldim ebru asansörden çıktı. Beni görünce gülümsedi, gayet serin kanlı bir şekilde elini uzatarak, Hoş geldiniz kitapkurdu bey dedi.
Kesin dedim bu sefer böbreklerimi çalacaklar.
Ebru normalde beni görünce önce sarılıp sonra tokat atması lazım. Bende hiç bozuntuya vermeden aynı şekilde hoş bulduk dedim. Ahmet beyin yanına gitmeden ufak bir cv doldurduk. Ne yazmamı bekliyorlar sa ?
F1 pilotuydum sıkıldım şimdi dağıtım işine girmeyi planlıyorum,
Kariyer planımda temiz bir sayfa açayım istedim a.q. -
165.
+1Cv benden önce patronun yanına gitti. Patronun sekreteri 5 dk sonra beni içeriye davet etti.Tümünü Göster
Daldık odaya.
Patron Bülent Serttaş ın bir tık üstü, kahvaltıda bol soğanlı lahmacun yiyen, alfabemizdeki bazı harfleri hiç öğrenememiş, kroyum ama para bende diyen bir adam.
Ve adam pat diye konuya girdi.
P: Sigorta yapmam, zaten 45 günlük bir iş, kısa süreli.
K: Ücret ?
P: Araç akşamları sende kalacak, sana güvenebilirmisiniz?
K: Sigorta yapmıyorsunuz ama güvenebilir miyim diye soruyorsunuz ?
P: Ebru hanım güvenilir olduğunu söyledi, birde senden duymak istedik.
K: Merak etmeyin güven konusunda bir sıkıntı yaşamazsınız, ancak ücreti söylemediniz! Öğrenciyim para biriktirmem gerekiyor.
P: kağıtta yazıyor, yurt dışındaymışsın.
K: evet
P: Ne zaman gideceksin ?
K: 2,5 ay.
P: Bizim iş 45 günlük, ama 60 güne de uzaya bilir. Uyar mı ?
K:Sorun yok, çalışabilirim.
P: peki, 1 hafta deneme süren var, emin olmam lazım.
K: Tamam
P: Ücret olarak haftalık 500 lira alacaksın.
Haftalık 500 deli para o zaman, asgari ücret aylık 800 tl. Benim gözler açıldı. Bunlar ne taşıyorlar a.q yanlış işlere bulaşmasak bari diye düşünürken.
P: Ne oldu az mı geldi ?
K: Yok yeterli,
P: hayırlı olsun, Hasan sana yapacağın işi göstersin adresleri öğren hemen.
iş tanımı: opel corsa van 2008 molde sıfır araç ile belirli adreslere gün içinde tekstil sevkiyatı yapacağım. Küçük araç olmsından dolayı daha çok acil işlere ben koşturacağım. Mesai sabah 5 de başlıyor, Öğleden sonra 4,5 da bitiyor. Araç bende kalıyor. Hafta sonu Pazar tatil günü.
Hasan aracı bana teslim ederken o kadar çok şey söyledi ki, bir an nasa da uzay aracı verecekler diye düşündüm. Tamam anladık araç vereceksiniz de, sigorta yapmadığınız adama nasıl araç emanet ediyosunuz ? Ülkenin kontrol sistemi yok ki.
Hasan ile adres listesine bakıyoruz, Hasan durmadan saçma sapan üstünlük kurma çabasında. Yok şöyle kontrol ederim, faturalar ekgibsiz olacak, müşteriler nereye teslimat isterse gideceksin, araç ile kaza yaparsan ödersin vs vs. ben daha ilk dakikadan bu adama gıcık oldum ama haftalık 500 işin ucunda, para lazım sonuçta.
işi öğrenmem 1 haftamı aldı, Akşamdan ürünleri yükle, sabah 5 de dağıtıma başla, 11 de şirkete geri gel, yemek ye 2. Parti dağıtıma başla. 4 de işini bitir ve günün kalanı senin. ilk 10 gün işler akşam 7-8 e kadar sürdü, oda adresleri ve mağazaları tam net bilediğim için. ilk hafta 500 ü elime saydıklarında tamam dedim para sağlam, en azından ödüyorlar.
Ebru her gün öğleden önce msj atıp 2. Parti yükleme için depoya geldiğimde yanıma geliyor. Tabi depodakilerin dikkatini çekti bu durum. Hasanda ebruya yazıyormuş, benim haberim yok tabi. Adam iyice bana gıcık olmaya başlamış.
Yine bir gün 2. Parti için öğlen arasında şirkete geldim, ebru yemeğe çıkalım dedi, Normalde ben şirkette yemiyorum ama ısrar edince olur dedim. o gün yemekte tatlı vardı, bende tatlıyı çok severim, biraz fazla yemişim( 3 tabak kadar ) Yemez olaydım.
Ebru bir gün sonra ben tatlıyı seviyorum diye pasta almış, Depo ya elinde kocaman bir dilim pasta ve çay ile geldi. Bende salak gibi ;
K:Dilim biraz küçük olmuş
E: iyi işte seversin sen, sana getirdim.
Depoda millet bize bakıyor, bildiğiniz utandım. Normalde o giyimde bir kızın o depoya gelmesi bile sakıncalı, kız elinde pasta ile gelmiş, birde benimle sohbet ediyor. Ee depo daki herkesin diline düştük bir kere.
Ben utana sıkıla pastadan 2-3 dilim aldım.
K: kalanını yiyemem, çok fazla.
E: ver ben yerim,
Benim çatalımı alıp yemeye başladı. 2-3 dakika daha sohbet ettik sonra ofise gitti. Depocuların hepsi bana kaş göz işareti yapıyorlar, Net bir şekilde arkadaşım sadece deyip kestirip attım.
O yediğiniz o tatlıların acı acı çıkması var birde….. -
166.
+1O yediğiniz o tatlıların acı acı çıkması var birde…..Tümünü Göster
Artık işe alıştım, en erken şekilde işimi bitirip kalan zamanı değerlendirmeye çalışıyorum. Sabaha kadar hiç uyumuyorum, işten sonra 1 gün full uyuyorum, diğer gün hiç uyumuyorum. iş bitiminde araba bende kalıyor. Araba ile işim yok normalde, ama bir gün önceden ürün yüklendiği için sabah dağıtım kolay oluyor.
Neyse pasta mevzusunun olduğu gün işten sonra uykusuzum, eve gelip yemek yedim yattım. Akşam saat 11-12 gibi tlf çalıyor. Hasan arıyor.
H: s.a
K:a.s
H: kardeş uyumadın dimi ,
K: hayırdır ?
H: Aracı getirmen lazım, artık araç akşamları sende kalmayacak.
K: iyide bu saatte ne yapacaksınız aracı. Yarın dağıtımdan sonra veriyim.
H: yok şimdi getireceksin.
K: Şimdi getiremem, hem getirsem nasıl döneceğim.
H: ben bilmem
K: o zman adresi vereyim gelip alın, kapıda duruyor araç .
H: Sen getireceksin, şimdi.
Ben uykusuz olunca çekilmez bir adam olurum, birde karşımdakine gıcık olursam vay haline karşımdakinin.
K: Ben getiremem, gel al.
H: sen kiminle konuşuyorsun, ben getir diyorsam getireceksin.
K: Getirmiyom a.q.
Deyip adamın suratına kapadım telefonu. Telefonu da kapadım. Sabah gider aracı bırakırım. 2 haftalığı almışım zaten.
Sabah kalkıp telefonu açtım, arayan soran yok, msj filan da yok. Dağıtıma çıktım, saat 9 da ebru aradı.
E: Günaydın,
K: benim için öğlen oldu ama sana günaydın.
E: Hasan bey ile bir şey mi oldu ?
K: evet de sen ne alaka ?
E: Şimdi patronla senin hakkında konuşuyordu, bende kulak misafiri oldu, Adama küfür mü ettin ?
K: a.q küfür ise sanırım küfür ettim. Neyse öğlen aracı bırakmaya geleceğim, o zaman görüşürüz.
işlerimi halledip şirkete vardım. Aracı depoya çekip ürün yüklemeyin dedim. Depodakiler şaşırdılar.
Ebru geleceğimi takip edip aracı görünce depoya inmiş. Girişte karşılaştık.
E: Gelsene, önce biz bi konuşalım.
K: Ne konuşacağız.
E: Ne olduğunu anlatsana.
K: Bir şey olduğu yok, adam gece 12 de arayıp aracı getir dedi, bende olmaz dedim. Israr etti.
E: Aracı niye istedi ki ?
K: ne biliyim ben.
E: Araçla başka bir yere gitmedin dimi.
K: Evet ebru, kapalı van araç ile aleme aktım, oradan dağıtıma çıkıyorum. Kızım kendi aracım yok mu benim, manyak mısın sen.
E: Bende anlamadım.
K: neyse ben patronun yanına gideyim anlarız birazdan.
E: Bende geleyim.
K: senin ne işin var, ben kendim giderim.
E: Olsun ben de geleyim.
K: Ebru hayır dedim.
Üst kata çıktım, Patronun sekreterini görüp görüşmek istediğimi söyledim. Kadın sanki birleşmiş milletler temsilcisi ile görüşmek istiyormuşum gibi deftere dakikalarca baktı. Müsait boşluk arıyormuş. Durumu izah edip hemen görüşmem lazım dedim. 20 tonluk kıçını kaldırıp zorla odaya gitti. Sonra saçma bir ses tonu ile, paaatroooon siziii beeeeekliyor; dedi. Sanırım patrondan sekretere konuşma bozukluğu geçmiş diye düşündüm.
P: Gel bakalım patron. ( çalışanları ile konuşurken patron diye hitap eder. )
P: Hasan birşeyler anlattı, biz seni başka şekilde tanıdık. Ebru seni önerirken hiç böyle düşünmemiştim.
K: Siz yine beni öyle tanıyım.
P: Hasana küfür etmişsin.
K: Sabah 5 de dağıtıma çıkıyorum, uykusuz olmamak için erkenden yatarım. Saat 12 de arayıp aracı getir diye emir veriyor, Tamam da ben nasıl döneceğim dediğimde ben bilmem diye cevap veriyor.
Bende getirmeyeceğimi söyledim.
P: Hasan araç ile gezdiğini söyledi. Doğru mu ?
K: Gezmek mi ? bizim evde kendimize ait aracımız var, ihtiyacım olursa kendi aracımla gezerim.
Hem araçta takip cihazı yok mu ?
P: var dı sanırım.
K: O zaman kayıtlara bakın. Nereye gitmişim nerelerde gezmişim görürsünüz.
Patron telefonu açıp sekreterden hasanı istedi. 2 dk sonra hasan önü ilikli şekilde içeri girdi.
P: Hasan şu aracın kayıtlarını getir bakalım.
H: hangi kayırları patron.
K: Gps kayıtları, geziyorum ya hani, birlikte bakalım. Nerelere gitmişim öğrenelim.
H: tamam patron.
Hasan gitti gelemiyor. Belli ki ters giden bir şeyler var. Patron çay söyledi, hiç dokunmadım.
K: benim yaptığım işte bir ekgiblik var ise anlarım ama böyle bir şey yapmam. Zaten arkadaş gelemediğine göre pek bir şey bulamadı sanrım. Zaten ben böyle bir şey yapmış olsam anahtarı bırakır kaçar giderim. Resmi olarak çalışanınız bile değilim ama ihanet edecek biri değilim.
P: Bende ihtimal vermedim ama hasan söyleyince, dur bakalım gelir şimdi.
Hasan içeriye girdi. Yanında ebru da var.
P: Getir bakalım kayıtları.
Hasan elinde 20 sayfa çıktıyla geldi. Benim aracın kayıtları. Bir sürü adres ve bilgi var. Patron anlamıyor tabi. Kağıtları aldım elinden açtım masaya. Durduğum tüm noktaları işaretledim. Patronun bilgisayarından Google maps açtım. Her girdiğim koordinat bilgisi bir adrese çıkıyor, her adres bizim mağazalara çıkıyor. 4-5 mağaza sonra patron anladı durumu.
P: tamam kitap kurdu daha fazla bakmamıza gerek yok
K: Bence de yok ama hasan bey nerden varmış bu kanıya merak ettim.
H: merak etme
K: Sen mi kadar vereceksin
H:Evet ben karar vereceğim.
K: Sen git çalışanlarına söz söyle.
P: kitap kurdu tamam, yanlış anlaşılmış.
ikinizde birbirinizden özür dileyin, sen yanlış anlamışsın, sende küfür etmişsin. Konu kapanmıştır. Herkes işine baksın.
K: Ben hasana bağlı çalışmam artık, zaten işimde yokta, beni arayıp aracı getir diyecekse gelsin kendi alsın.
P: Tamam kitap kurdu, araç sende kalsın, kimse istemeyecek.
Ebru ben hasan odadan çıktık, ama havada barut kokusu var, kıvılcım çıksa patlayacak. Birbirimize ters ters bakarak karidorda yürüdük ve ayrıldık. Depoya gidip aracı yüklemelerini rica ettim. Adamlar yükleyene kadar yemek yemek için yukarı çıktım. Ebru telefon ediyor konuşmak için. Yukarı gel dedim.
Ben yemek yiyorum ebru yanıma geldi oturdu,
E: napıyosun
K:Yemek yiyorum.
E: Sana bir şey söyleyeceğim.
K: Allah aşkına kötü bir şey söyleme, zaten sinirliyim.
E: Bu hasan var ya.
K: hasanın şimdi
E: ya bi dur, hasanla biraz takıldık sonra ayrıldık, yine görüşmek istiyor. Sanırım seni kıskandı.
K: Ne güzel işte, takılsaydınız ya.
E: Erkek işe, aklı fikri çüklerinde.
K: Allah allah bunu sen mi söylüyorsun. Tam uyumlu bir çift olurmuşsunuz aslında. Dışardan bakınca hoş bile çocuk, içerden biraz yavşak ama.
Adam senin pasta getirdiğini görünce tabi çileden çıktı, bana patladı. Bende neden diye düşünüyorum.
Yemeği bırakıp masadan kalktım, depoya gidip aracı aldım. işe koyuldum.
Akşama kadar ebrudan msj geldi. Ben nerden bileyim böyle olacağını diye. Salak olsan bilirsin de işte….. -
167.
+2Artık hasanı hiç görmüyordum, şirkette durmuyor sadece mal yükleneceği zaman ve muhasebeden para alacağım zaman. Ama hasan arkamdan kuyu kazmaya devam ediyormuş. Adam benim gittiğim tüm müşterileri arayıp teslimatta ekgiblik yada benim tutumumda yanlış var mı diye hergün arıyormuş. Bir hafta sonra teslimta gittiğim bir çalışan söyledi. Hasan beyle bir problemin mi var, adam senin her teslimatını kontrol ediyor diye. Hiç umursamadığım adama iyice kin beslemeye başladım.Tümünü Göster
Plan yaptım, bu yavşağın canını nasıl sıkarım diye. Formül belli, şirkette git, ebru ile yakınlaş.
Artık öğle aralarında şirkette yemek yiyorum, ebru ile herkesin görebileceği şekilde konuşuyorum, odasına gidip ebrunun yanağında öpüyorum. Sırf hasan görsün diye. Ebru yada söyledim bilerek yaptığımı, o da halinden memnun. Akşamları işim bitince eve gitmiyorum, şirkete dönüp depocularala takılıyor, eve giderken ebruyu da alıyorum. Hasan iyice kudurmaya başladı. Biliyorum bu işin sonu kötü bitecek ama inat bir kere.
Tabi bu arada ebrunun ayarları ile oynamaya başladım. Kıza bir iyi bir kötü davranıyorum. içim kötü oldu. Bari dedim arkadaş olduğumuzu hatırlatayım.
işten eve dönüyoruz, sohbet ediyoruz. Bana arada okul ile ilgi şeyler soruyor, bende bazı şeyleri anlatıyorum. Ne o bana sarkıyor, ne de ben ondan bir şey bekliyorum. Nataliayı sordu, konuşmak istemediğimi söyleyince ısrar etmedi. Afferim dedim içimden, bu kız akıllanmaya başlamış.
Melek ile bu olanları 2 güne bir konuşuyoruz, sohbet muhabbet iyi. Dövme meselesini anlatamıyorum, küser diye çok korkuyorum. Ama söylemeden de zevki olmuyor. Bu konuya daha sonra tekrar geleceğiz.
Tabi benim maşallah dediğim kafayı kırıp uçan tekmeyle 20 kişiye daldığı için çok yaşamıyor. Ebru da kafayı kırıp yavaş yavaş eskisi gibi saçma sapan mesajlar imalar mesajlar yazmaya başladı. Tabi ben bu kızın konuşularak akıllanacağına inanmadığım için hiç o toplara girmedim.
Hafta içi bir gün ebru öncülüğünde şirketteki kızlar hafta sonu için havuza gitmeye karar vermişler, ama kim zütürecek ! Tabi ki süper kelebek var.
Cuma günü mesai çıkışına ebruyu aldım, eve doğru gidiyoruz.
E: Senden bir şey isteyebilirmiyim?
K: söz veremem, senin ne isteyeceğin belli olmuyor.
E: Hafta sonu kızlarla havuza gideceğiz ama araç kullanmayı bilmiyoruz, bizi zütürsene.
K: Kızlar ?
E: şirketteki kızlar.
K: Ya benim ne işim var ebru, siz başka birini bulun.
E: ben ayarladım havuzu, hadi kırma beni.
K: Nerede bu havuz ?
E: xxx ilçesinde.
Bahsettiği yer en az 45 dk araç ile ve havuzdan başka gidilecek bir yer yok.
K:iyide kızım ben ne yapacağım, akşama kadar sizi mi bekleyeceğim araçta ?
E: Sen de gel, havuz karışık zaten. Ne olacak ki.
Yazın sıcağında, tatil yapamamışım, mantıklı geldi havuz işi.
K: Tamam kaç kişiyiz ?
E: Seninle 5 kişi
K: ok benim kendi aracım ile gidelim, şirket ile gitmek olmaz.
E: tamam yani.
K: tamam, ama kızlar rahatsız olmasınlar.
E: olmazlar merak etme. Çok sevindim gel bi öpeyim.
Kız boynuma sarılıp ıslak ıslak yalap şap öptü yanağımdan. Ebru işe değişmez.
Cumartesi iş sonrası Pazar sabah için sözleştik, erkenden gidilecek.
Benim plan kızlarla havuza gidip, onlardan ayrı akşama kadar güneşlenmek. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar. Yanıma bide kulaklık aldım, müzik dinlemek için.
Sabah tüm kızları evlerinden topladım, kızların hepsi havuza değil de sanki düğüne gider gibi süslenmiş, makyaj yapmışlar. Yolun yarısında dayanamayıp hepsine laf soktum. Kendi mi alamıyorum.
Benim laf sokmam kızlar da sanırım yakınlık duygusu oluşturdu, hepsi gayet rahat benimle sohbete başladılar. Onlarda bana laf sokmaya başladılar. Biz araçta 5 kişi sallana sallana gidiyoruz. Kızlar da güzel kızlar şimdi allah var, hepsi manita olacak cinsten. Ama bende o ruhiye yok. -
168.
+2Havuz yarı olimpik, 1.40 ile başlıyor 5 m ye doğru gidişi var. Kızlar girişte benim parayı da ödediler.Tümünü Göster
Oh miss, bugün güzel geçecek.
Soyunma kabininde en ciksi şortumu giyip vücudumu güneşin sıcağına bıraktım.
4 kız ne ara mayolarınızı giyip gittiniz anlamadım ki. Kızlar gidip şezlonglarda yer ayarlamışlar bile. Neyse yanlarına gittim, gitmez olaydım. Kızların ayakları görünce benim el ayak gitti. içim bir kötü oluyor bir kötü oluyor sormayın. Kızlar tabi, su bulmuş kurbağa gibi havuza zıpladılar. Ben efendiliğimi bozmamaya çalışıyorum. Gayet ciddi adımlarla havuza girdim. Ebru tabi hemen yanıma geldi, suyla şaka yapmaya çalışıyor. Diğer kızlar kendi hallerindeler. Havuzun derin kısmına gidip diplere dalmaya çalışacağım. 1-2 deneme sonrasında dipleri gördüm. Ebru kenardan beni izliyor, sonra yanıma geldi. Olimpik havuzun tam ortasındayız.
E: Ben çok iyi yüzme bilmiyorum.
K: o zaman köşeye git.
E: Senden tutunurum.
K: Ben nerden tutayım ?
E: Bir şey olursa sen kurtarırsın.
K: tabi tabi.
Köşeye tutunmak için gittik, sohbet ediyoruz.
K: şirketteki kızlar bu kadar güzelmiydi ya ?
E: Bak sen! Hangisi güzel ?
K: Genel olarak söyledim.
E: Hııııımmm, varsa içinden beğendiğin ayarlayayım.
K: Ayarlarmısın ?
E: Hangisi ?
K: Siyah saçlı, kumral olanı ayarla. ( dalgasına )
E: Ayça. tamam ayarlarım, güzel kız. Benden güzel değil ama.
K: Senden güzel olma şansı var mı ?
E: Dalga geç ancak.
Ebru diğer kızların yanına gitti, bende çıkıp güneşlenmeye başladım. Kızların ayaklarını görmemek için yüzümü de havlu ile kapattım.
Kızlarda havuzdan çıkıp güneşlenmek için geldiler seslerini duyuyorum. Kızlar tabi hazırlıklı, güneş kremleri her şey tam. Kızlar birbirlerini kremlerdiler, şezlonglara uzandılar, Bir yanımda ayça var, diğer yanımda ebru. Ayça bana seslendi;
A: Kitap kurdu sende krem sür, çok kötü olursun.
K: olur deyip doğruldum,
Ayça kremi verdi, sırtım ebruya yüzüm ayçaya dönük.
Göğüslerime, kollarıma bacaklarıma ulaşabildiğim kadar dürmeye çalışıyorum, Ayça gülmeye başladı.
K: niye gülüyorsun ?
A: Krem kıllardan sürülemiyor ki ? ona gülüyorum.
Çok kıllı biri değilim, aklınıza hanzo gelmesin, Kıvanç tatlıtuğun kılları kadar kıllıyım 😊
Ama sonuçta krem kolay dağılmıyor.
K: Ne yapalım ayça hanım, erkek dediğin Kıllı olur diye seseimide kalınlaştırıp bir laf ettim.
Ayça iyice gülmeye başladı.
A: Gel yardım edeyim
K:sırtıma sürermisin, diğer yerleri ben hallettim.
A: tamam ama aramızda kalacak.
K: Söz ben kimseye söylemem, sen şu kızlardan kork.
Yüzümü ebruya döndüm, ayça sırtıma krem sürüyor, Ebrunun gözünde güneş gözlüğü var, gözlerini göremiyorum ama ateş saçtıklarını hissediyorum. Alnındaki damarlar ortaya çıkmış durumda. Kremin kutusunu kafamda parçalayabilir.
E: Ayça sen bunun her dediğini yapma, sonra elini verir kolunu kaptıramazsın.
A: Aaaaa, öyle mi ?
E: Bunun yurt dışında sevgilisi filan var, bunun arkadaşları buna Kazanova diye lakap takıyorlardı. Düşün artık sen.
A: Kız arkadaşının ismi ney ?
K: Kız arkadaşım yok, geçmişe fazla takılmamak lazım.
A: Yaaa lütfen söyle, merak ettim.
Konuyu kapatmak için ‘’ uyursam uyandırın ‘’ deyip havluyu yüzüme tekrar örttüm. -
-
1.
0Ulan emmi 400 günde bi hikaye bitmezmi ya
-
1.
-
169.
0Rezerve
-
170.
0ReREZERVED
başlık yok! burası bom boş!