/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +8
    "Umutsuz olduğu bir anda sevmek, ister her insan.
    Birazcık şanslıysan neden olmasın
    " dedi benim mırıldandığım şarkıya karşılık. Çok güzel söylemişti melodik bir ses ile. Sesi zaten mükemmeldi. Söyledikleri de çok anlamlıydı başımı başına yasladım biraz durduk öyle ve sonra;

    "Çok güzelmiş bu" dedim. "Kimin şarkısı ?"
    "Pinhani.." dedi. Biliyordum hatirlamistim. Bir gruptu bu. Meşhur Kavak Yelleri dizisinde çalardı şarkıları. Izlemememe rağmen duyardım ondan bundan hep.
    "Hayırdır kavak yelleri mi izliyorduk" dedim.
    "Yoo hayır dedi. Bir wattpad hikayesinde karşılaştım solucan diye bir hikaye."
    Wattpad mi? Yok artik ya dedim
    "Sen de mi bunları okuyan kızlardansın" dedim.
    "Hayır dedi. Arkadaşım okuttu ben de okuyunca ister istemez begendim güzeldi. Zaten ondan başkasını da okumadım" dedi.
    "Neyse" dedim "şarkı için teşekkürler çok güzeldi."
    "Önemli değil seninki de öyleydi ben de tesekkür ederim hem akşama devamı da var" deyip güldü. Yine icime kurt dusurmustu isi gucu merak ettirmekti bu kızın. Ama böyle çok iyiydi. Çok tatlıydı.

    "Biz birbirimize daldık saati unuttuk" dedi.
    Baktım saat 4 olmuştu. Yaklaşık 3 veya 3.5 saattir öylece duruyorduk o bankta. Insan sevdigiyle beraberken gercekten anlamiyor o vaktin nasil gectigini. "Evet, baya olmuş ya ama ben böyle iyiyim" dedim.
    "Ne yalan söyliyeyim ben de iyiyim" dedi.
    "Ama ben anneme işini görüp gelicem dedim biraz geciktim sanki" diye devam etti kıkırdayarak.
    "Hadi ya dedim istersen evine doğru gidelim"
    "Benim icin öylesi daha iyi olucak şimdilik" dedi. "Ama her zaman benden bu kadar kolay kurtulamazsın" diye ekledikten sonra gözlerini kısıp güldü dişlerini göstere göstere.
    ···
  2. 52.
    +7
    Yumuşaktı. Okadar yumuşaktı ki hemde. Hatta tadı bile vardı. Tattığım en güzel şeydi şuana kadarki. Doyamıyordum dudaklarına. Her güzel şeyin sonu olduğu gibi bunun da oldu. Evet ilk öpücüğümdü ve gerçek aşkımdan gelmişti bu öpücük. O şerefsiz beni öpmemişti yaptığı oyundan dolayı belki de. Şükrettim iyi ki de olmamış öyle bir şey diye.

    Kavuşanlar ayrıldıktan sonra sıra bizdeydi. Sarıldık sımsıkı. Ona "seni seviyorum" demek istiyordum ama olmuyordu. Çıkmıyordu ağzımdan. Tam çıkıcaktı ki saçlarına değdi burnum. Buram buram o kokuyordu. Beni benden almıştı o koku.

    Ve yine söyleyememiştim ama söyleyecektim şimdi olmasa bile elbet söyleyecektim ona.

    "Biz yine birbirimize daldık ya" dedi uzatarak.
    Sesine kavuşmuştum. Biraz da sesine sarılasım geldi ama beceremedim.

    "Evet daldık" dedim. "Bidahakine hazırlıklı ol ama boğulabiliriz" diye ergence devam ettim.

    Gülümseyerek "istersen boğulmayı da deneriz" dedi.
    "Olur dedim onu da deneyelim"

    Evlerine varmıştık. Vedalaşmak icin birkaç şey söyleyecektim ki parmaklarinin ucuna kalkip yanagima bir buse kondurdu. Ben tekrar dondum kaldım. Ama alev alev yanıyordum aşka. Buzlarımın çözülmesi fazla uzun sürmedi.

    Cevirdi yuzunu bana yan duracak şekilde isaret parmagiyla yanagina dokundu 2 kere. Ben de yavaşça öptüm onu incitmemeye özen göstererek. Son bir kez hızlıca sımsıkı sarıldı ve apartmana girip kapıyı örttü.

    Beni başbaşa bırakmıştı onun icin atan bir yürekle.
    ···
  3. 53.
    +7
    Ben durak yakındır herhalde dedim içimden. Bir sokak lambasının altından geçerken
    "Oha yüze bak" dedi. Durdu çevirdi yuzumu kendine.
    "Bu ne hal ya kıpkırmızı olmuş gözlerin" dedi. Bilmem dedim. "Olmuş mu ?"
    "Hem de nasıl olmuş karanlıkta gorunmuyordu ama şimdi çok kötü görünüyor sen eve git uyu hemen uyu" dedi. Söylediği çok güzel geliyordu şuan bana ama eve gittiğimde uyuyup uyuyamayacagım belli değil. Top atışına tutulma sabaha kadar azarlanma ihtimalim vardı.
    Kızın dediği şey tatlı geliyordu ama hala UYUMAK sözcugu çok cezbediciydi onca olan şeyden sonra.
    " Hem sabah kalkınca belki daha iyi olursun. Uyku bazen tek çaredir. Duyguların üzerini örter ferahlatır insanı" cümlesini duyup tekrar ona döndüm.
    "Bunları nerden buluyorsun böyle" dedim. Normalde konuşmam hiç çekingen oldugumdan söz etmiştim size.
    "Kitap okuyorum" dedi.
    "Ne kitabı" dedim. "Hiç öyle kişisel gelişim falan" dedi. "Pgibolojiyi seviyorum demiştim" diye de ekledi. Beni de iyice meraklandırmıştı herşeyin arasında bir de pgibolojiyi merak edesim gelmişti. Allahım ne hallerdeydim ben ya. Kafam iyice allak bullaktı.
    Nerede bu durak dedim içimden. Biraz sesli demişim ki galiba. "Dur daha 5 dakika ya oldu ya olmadı bir 10 dakika daha gidicez" dedi. Bana bu sefer saatler gibi gelmişti bu 5 dakika. Zaman sanki yavaşlamıştı. Bir garip oldum. Bu en son bana o şerefsizleyken oluyordu. Fazla takmadan koyverdim yine devam ettim.
    "Ee giderken yanında ben varım ama dönerken nasıl döneceksin sen kız başına" dedim. Malum saat geçti.
    "Sen olmasaydın da gidebiliridim ki ben, ne var bunda" dedi.
    " Bana saatten haberin var mı diyen sen degıl mıydın" dedim. Güldü.
    " Ben bu mahallenin çocuguyum" dedi. Saydı bana etraftaki dükkanları mağazaları.
    " Bak burası da babamın" dedi. Gösterdiği yer butik tarzı biryerdi. içerde ışık vardı.
    " Baban orda mı?" dedim. "Hıhı" dedi. "Siparişlerini dikiyor."
    Öyle böyle derken durağı gördüm ama şimdi de otobüs geçiyor mu acaba sorusu takıldı kafama. "Otobüs geçer mi ki" dedim.
    " Hangi numara otobüsün?" dedi.
    " 7 Numara" dedim. "Ben de kullanıyorum o otobüsü arkadaşımla biniyoruz" dedi.
    Telefonunu çıkardı mesaj attı birisine arkadaşı sanırım. anında cevap geldi.
    " Varmış 00.00 a kadar. kaçırmamışsındır inşallah" dedi.
    Vallahi saatlerini de fazla bilmiyordum ortada kalabilirdim. Otobüsü beklemeye başladık.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    +7
    Bugün birisiyle buluşmam gerekti. 5 yıl bana parfüm tarzı şeyleri yasaklamıştı doktor. Anasını satayım odasına bir ton oda spreyi sıkmış ayıp olmasın diye 5-10 dakika durdum odada ama sonra kötü olunca söylemek zorunda kaldım dışarıya çıktık ama o 5-10 dakika günümü zehir etti hala devam ediyor. Tam geçti derken. iyi oldukça yazıyorum yapacak başka birşeyim de yok zaten zıbarıyorum evde.Şuan bana iyi gelen tek şey sizsiniz sağolun var olun. Yazmak istiyorum ben de.Bugün yazarım ama daha. ilk gün geceye kaldım dün kalamadım bugün de kalamam sanırım. Kusura bakmayın gençler
    ···
    1. 1.
      +1
      panpa biraz balkona falan çık temiz hava al varsa yanında şu içine çekmeli olan astım ilaçlarından al biraz iyi gelir birde derin nefes al ver biraz ablamda astım hastası oradan biraz biliyorum nelerin iyi geldiğini. geçmiş olsun
      ···
      1. 1.
        +2
        Sağol kardeşim ablana da büyük geçmişler olsun. Allah kimseye vermesin bundan. inşallah ablanınki ilerlememiştir. ilerlemediyse de inşallah geçer kardeşim. Geçen gün doktora gittim 2 Hap verdi 2 de şurup. Şurup ne alakaysa anlayamadım. Haplar Cefaks ve Allerset. Şurubun teki Levopront diğeri de Perebron. Perebron çocukluğumuzun efsanesi öksürük şurubu. O şerefsizi içince öksürük başlıyor. Doktora söyledim dün gittiğimde normal falan dedi olması gerekiyormuş. Olması gerekiyor ama agzıma ediyor burada. Ayrıyetten o fısfıslardan iki tane var birisine Turbuhaler diğerine Aerolizer deniyor. Ablan ilk saydıklarımı kullanıyor mu bilmiyorum ama son 2 sinden inşallah aerolizer i kullanıyordur. Turbuhaler ise büyük ihtimalle ablanla aynı sayılırız allah yardımcısı olsun seviyesi ne olursa olsun inşallah en tez zamanda geçer kardeşim.
        ···
      2. 2.
        +1
        Teşekkür ederim kardeşim. Ablamda neyse ki çok ileri değil ayda bir genelde oluyor ve 1-2 güne geçiyor
        ···
      3. 3.
        +1
        Aman kardeşim iyi iyi. inşallah daha iyi olur. Kendine dikkat ederse geçiyor zaten. Benim de bir ara geçiyor demişti doktor ama 6 ay giblemedim kontrole gitmedim. Azmış da azmış şimdi acısını çekiyorum işte. Ablan sakın ha aksatmasın böyle şeyleri.
        ···
      4. diğerleri 1
  5. 55.
    +7
    Sıkıcıysa atlayarak anlatabilirim çok mu ayrıntı veriyorum ?
    ···
    1. 1.
      +1
      Yok kardeşim iyi böyle
      ···
  6. 56.
    +7
    Hepsini anlatırsam biraz uzun sürer sanırım. duruma göre belki kısa keserim bilmiyorum kararsızım şuan okuduğunuz için gerçekten teşekkürler içimi rahatlatıyorsunuz gençler
    ···
  7. 57.
    +7
    Lan şaka mi yapiyon amk gibtir git hasteneye ne kusuru amk hikayesini gibeyim senin sağlığından değerli mi amk
    ···
    1. 1.
      0
      Sağol kardeşim ilgin için çok teşekkür ederim. Gittim geldim
      ···
    2. 2.
      +1
      Ne demek panpa bekliyorum
      ···
  8. 58.
    +7
    Kızdan gelen ses sonucu çok korktum kısa süreli bir şoktan sonra hemen arkama dönüp bildiğin yardırdım. Baktım Begüm yerde çocuk salıncakta hala sallanıyor. ikisi de gülüyor falan. Ben hala şaşkınım ne oluyor bu kız niye yerde falan neden ah dedi.

    "Ne oldu birşeyin var mı?" dedim.
    "Hayır yok" dedi kahkaha patlattı. "Aras bana salıncağın çarpmasından korkuyormuş da ben de ona bi şaka yapıyım dedim sadece."
    "Aras" dedim."Kardeşine göz kulak ol bak yaramazlık yapıyor".
    Hepimiz birden güldük. Derken Aras ı annesi aldı biz kaldık parkta öyle bank a geçtik.
    Dedim; "Yalan mı ama çocukla çocuk oluyorsun bir an çocuk senden büyük bile göründü gözüme" .

    "Hoşgeldin" dedi.
    "Nereye hoşgeldim" dedim.
    "Aramıza" dedi. "Benim dünyama. Çok az bişey ani oldu beklemiyodum ama iyi ki geldin" ve sırıttı.

    "iyi ki" dedim. Kolumu yavaşça omzuna doğru koydum. Kendime doğru çektim onu, bir yandan kelebekler uçuşurken içimde.

    Öylece kaldı bir süre. Ama sonra kırmadı o da beni. büktü boynunu koydu omzuma doğru yaslandı. izledik parktaki ağaçları. Uçan kuşları. Koşuşturan çocukları. Daha önce hiç bu pencereden bakmamıştım hayata. Her şey ne kadar da güzel oldu bir anda. Hayatıma renk katan bana tekrar doğmuşum gibi hissettiren şey yanımdaydı. Onun hızlı hızlı atan kalbini hissediyordum. Her ne kadar kalbine dokunmuyor olsam da hissedebiliyordum. Ah be dedim Feridun Düzağaç'ın da şarkısında Dediği gibi ;

    "Birbirimize birkaç aşk kadar geç kalmış olmasaydık
    Hep yanlış gidenlerin ardından yorulmasaydık"
    ···
  9. 59.
    +7
    Mesaj yazacaktım yazmasına ama Begüm olayı tamamen öğrenecekti. Tabi Begüm lere gidip gidemeyeceğim de belli değildi. Teyzesini tanımıyordum hem niye alacaklardı ki beni evlerine?
    Vazgeçtim mesaj atmaktan. Tek çarem begümdü sanırım ama saçma geldi düşününce.

    Oturdum öyle salıncakta. Yanımdan geçen çocuklar gülüyordu ama benim kafamda neler vardı bir bilseler.
    Düşündüm bayağı orada.
    Başka birşey aklıma gelmemişti sanırım tek şansım olan şeyi deneyecektim.
    Ve begüme mesaj attım.
    "Müsaitsen bir 40 dakika sonra oradayım dışarıda buluşalım mı?"

    ---

    "Geldim"
    "Ojgeldin" dedi gülerek. "Ne oldu nereye gittiniz amcanla"
    Aha zamanı gelmişti. Yalanım ortaya çıkacaktı. Hem de ben çıkaracaktım ne kadar komikti.

    "Gitmedim ben aslında" dedim.
    "Nasıl yani?" dedi.
    "Hani geçen sen bu kızı bir güzel hallettin ya?"
    "Ee"
    "işte bu gitmiş herkese benim yaptığımı söylemiş" dedim
    "Oha gerçekten mi?" dedi
    "Evet" dedim "Bunun tanıdığı biri beni tehdit etti onunla uğraşıyordum sana söylemek istemedim.
    "Ya nasıl söylemedin ? Niye söylemedin ya?" dedi.
    "Halledip sana dönecektim ama olaylar karıştı" dedim.
    "Karıştı mı?"
    "Evet bunun yanındaki o şerefsizin arkası varmış. Ben de bizim orda durmayayım dedim. Başka biryerlerde takılmam lazım bu aralar."
    "Oha. Nerede takılacaksin ki?"dedi.
    "Bilmiyorum" dedim. Aslında söylemek istediğim şey bu değildi ama karşımda o olunca cidden söyleyemiyordum çekiniyordum.
    "Gel bize?" diye sorarcasına dedi ve benim içime bir rahatlık çöktü. işte benim kızım ya.
    "Nasıl gelicem?" dedim.
    "Dur bekle ben çağırıcam seni" dedi.

    Çok heyecanlıydım onun evinde onun odasında kalacaktım. Bundan daha iyi birşey olamazdı. Teyzesiyle de tanışmak zorundaydım bu arada. Neyse tanışırdım. Hem zütümü sağlama almış olacak hem de meleğimle baş başa kalacaktım. Muhteşemdi.

    5-10 dakika sonra geri geldi.
    "Teyzem uyuzluk çıkardı ya" dedi. Bunu demesiyle beraber tüm hayallerim suya düşmüştü. Başımı öne eğdim yere bakmaya başladım. Ne yapacağımı düşünüyordum ciddi ciddi. O da aynı pozisyona getirdi kendini. Başını öne eğdi.
    "Kusura bakma" diye bir ses duydum hafiften. Hemen başımı kaldırdım ve;
    "Ne kusuru ya saçmalama" dedim.
    Gözlerime baktı başını tekrar aşağıya eğdi ve sustu.
    Bu sefer ben ona ayak uydurdum ve başımı tekrardan aşağıya ben de indirdim. Tabi başım aşağıdaydı ama gözlerim yukarıya doğru kalkık ona bakıyordum. Onun yanımda olması ve ona bakabilmem en büyük nimetti benim için. Her saniye bir fırsattı. Kaçırır mıydım? Hayır.

    Derken bir anda tek kaşını kaldırdı ve;
    "Olur mu ki acaba ya?" dedi dudaklarını öper gibi büzüştürüp ve gözlerini bana doğru kaldırıp.
    O nasıl bir söyleyişti allahım. Gözümün önünde şimşekler çaktı kısa süreliğine. Hemen kendime geldim saniyeler içinde ve sordum:
    "Ne olur mu?"
    Tümünü Göster
    ···
  10. 60.
    +6
    "Saat kaç oldu uyuyan güzel kalkmıcakmısın artık"
    Saate baktım 11 buçuk. Normalde erken kalkardım. Dünkü yorgunlukla baya baya uyumuştum.
    "''Kalktım kalktım Günaydın""'
    "Sana da günaydııın öğlen oluyor ama tünaydın mı deseydim" dedi.
    "Ne öğleni ya daha var" dedim.
    "Ee bugün buluşuyor muyuz?" dedi.
    Beni bu halde gormesini istemiyordum. Suratım dağılmış gibi duruyordu resmen. Onu gormeyi ne kadar çok istesem de bu halde yanına gidemezdim. Olanları da hiç anlatasım yoktu açıkçası. Ortamı bozmak istemiyordum böyle çok tatlıydı. Bahane bulmam gerekiyordu gitmemek için ancak ne bulacaktım. Ne bahanem olabilirdi ki şimdi. Yataktan kalktım içeriden sesler geliyordu.
    Allah allah dedim. Biraz dinledim annemin sesiydi. Aha dedim yağmurdan kaçarken doluya yakalanıcaz şimdi.

    Olaya girmeden begüme mesaj attım.
    "Annem eve gelmiş düğün hazırlıkları için yardım etmem gerekiyormuş bilmiyorum işim bitince belki buluşuruz"dedim.

    "Aa düğün mü vardı kimin düğünü?" Dedi.
    "Amcamın" dedim.
    "Tamam tamam boşver sonra buluşuruz sen yardım et. Selam söyle annene. Şaka şaka sen söylersin şimdi unut onu" dedi. Şu ikilemde bile beni guldurebiliyordu ya ne diyeyim ben bu kıza.
    Kalktım içeriye geldim allahtan babam yoktu. Tek sıra top atışına tutulacaktım.
    "Riseofevil ? Oglum bu ne hal kiminle kavga ettiniz nasıl dövmüşler seni böyle kim yaptı bunu?" dedi.
    "Hayret" dedim. "Kuşlar söyleyemedi sana herhalde bu sefer". Komşularımızı kastediyordum her taku yetiştirirlerdi normalde. Ama bu sefer yetiştirmemişlerdi.

    "Bırak şimdi kuşu heryerin şişmiş başımıza iş mi açıcan sen" dedi.
    Ulan dedim icimden beni dusundugunu sanmistim ama o basina gelecek işten korkuyordu.
    Daha fazla devam etmek istemedim bunu duyduktan sonra. Ne dedigi umrumda degildi. Giyindim aldım telefonumu çıktım evden. Arkamdan birşeyler dedi ama ben takmıyorum. Devam ettim. Kızın yanına gidemezdim bu halde. Eve de gidemezdim artık. Telefonumu çıkardım baktım şarjım da baya azalmış. Hasgibtir ya dedim. Herşey üst üste gelmek zorunda mı?

    Dere vardı bizim orda. Derenin yanına doğru gittim. Pek tekin değildi orası. Gündüz de olsa tinercisi iti kopuğu her turden olma ihtimali vardi. Hangi kafayla gidiyorsam artık bilmiyorum. Ama o suyun sesini duymaya ihtiyacım vardı. Bana huzur veriyordu.

    Derenin kenarına geldim suyun sesi cidden iyi geliyordu ruhen.

    Yandan sesler gelmeye başladı. Inleme sesleri.
    Tinercidir dedim bitaraflarim hafif tutuşmaya başladı. Ama merak.. başımın belası merak..

    Çalının arkasına doğru gittim. 3 kişi vardı sanırım aralıktan fazla birşey gorunmuyordu.

    Inleme sesleri artmıştı. Neyin nesi bu dedim içimden.

    Kafamı iyice kaydırdım bakmak için. Gordüğüm şey beni çok şaşırttı aralarından birisini tanıyordum.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Kesin kavga ettiğin çocuktur amk
      ···
  11. 61.
    +7 -1
    Kollarını sıyırmış 3 kişi gördüm. Oturmuşlardı inleme sesleri onlardan geliyordu. Uyuşturucu tayfasıydı bunlar. Normalde hiç bulaşmam gordugumde direk tüyerim ama aralarındaki bir kişi gitmeme engel oldu. Normal bir tanidigim olsa yine giblemezdim tüyerdim ama Mustafaydı oradaki.

    Mustafanın bu işlere sardığını biliyordum bana söylemişti. Garip bir çocuktu tumblr takılırdı. Tumblr dan tanistigi cocuklarla bulustugunu soylerdi. Sevdigi bir kiz vardi buna yuz vermiyordu. Kafami dagitiyorum kanka iyi geliyor diyordu. Uyusturucu mevzusuna da kuş öttürüyoruz diyordu. Ben espri yaptigini dusunuyordum ta ki onu boyle canli gorene kadar.

    Yanindakiler ben yaklasinca kim lan bu gibisinden hareketler yaptılar. Mustafanın hali hic iyi gozukmuyordu. Beni tanıyamamıştı uyusturucunun etkisiyle.

    "Ne yaptınız oglum siz böyle ambulansı arıyorum durun" dedim
    Olaya alışık olan bitanesi bilincindeydi. Bana donup cevap verdi.
    "Arasan da kimse seni giblemez artık böyle şeylere gelmiyo o ambulans" dedi.
    Tabi ben inanmadım ve aradım. Çocuğun kıcı da tutusmuyor degildi. "Dur ugrastirma bizi simdi polis molis girerse ise" diye kem küm etti.

    "Alo 112 ?"
    "Evet" demişti ki lafını bolüp adresimizi verdim durumu anlattım.
    "Aramayın bizi artık böyle şeylerle meşgul etmeyin şu servisi başlarım sizin şakanıza" dedi ve kapattı.
    Durdum öyle mal mal kaldım mustafaya baktım.
    Yaklaşmaya çalıştım ama çocuk çakısını çıkardı elinde sallamaya başladı.
    "Sen az uzak dur bakıyım" dedi.

    Bu işten bir tak çıkmayacağını anladım. Kapıcılar genelde zemin katta kalırlardı ama her binada kapıcı olmazdı bizim sitede. Allahtan derenin yakınında bir bina vardı kapıcısı olan. Aklıma tek çare o geldi. Koştum hemen kapılarını çaldım.

    Kapıyı birisi açtı. Kapıcıyı sordum şuan yok dedi buyur ben yardimci olayim?

    Mevzuyu özet geçtim. "Biliyorum onları bekle sen" dedi. iceriye girdi yanında birisiyle geldi.
    Doğululardı. Yapılı uzun boylu iki kişiydiler. Beraber mustafanın yanına doğru gidiyorduk. Gittik gitmesine ama ortada ne diger cocuklar vardi ne de mustafa. Zeki olan goturmustu bunları sanırım. O halde nasıl gittiler hicbir fikrim yoktu.

    Gitseler bile ne kadar uzağa gitmiş olabilirlerdi.
    Ah ulan mustafa ne işler çeviriyorsun sen dedim.
    Çocuk her işimde bana yardimciydi onu öylece bırakamazdım şimdi.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 62.
    +6
    . normalde PC den yazacaktım ama elektrikler kesildi sabahın 9 undan beri yok. telefondan yazmaktan sıkıldım. Geliyorum Net Cafeye geçeceğim
    ···
  13. 63.
    +6
    "''Hayır'" dedim. "Sadece şaşırdım".
    "Ne hakla vuruyor ya o sana" dedi.
    "Ne mal olduğunu gördün işte" dedim.
    Ne kadar huur oldugunu gordun diyecektim aslinda ama Begüm'e karşı o tarz kelimeler kullanamıyordum.
    O narinliğe hakaret gibi geliyordu bana.
    "Sen nerden çıktın öyle bir anda" dedim.
    Cebinden birşey çıkardı ve uzattı.
    "Bunu kahve içtiğimiz yerde unutmuştun çıkarken ben görüp aldım ama sana vermeyi unuttum" dedi. Dikkatlice baktım , elindeki şey ilacımdı. "Sana onu getirecektim geldiğimde çatır çutur tokat yiyordun ama" dedi.
    "Kız olmasa bilirdim ben ona yapacağımı" dedim.
    "Kız değil o, ona kız demek kızlara hakaret olur." dedi.
    Gayet haklıydı. Icimden dedim ben niye bunu dusunup soyleyemedim ki diye.
    Sustum kaldım öylece. O ise huur a bakıyordu ne kadar uzaklaşmış diye. Kaşları çatıktı. Ortam çok gergindi.
    Birsey diyeyim dedim ortamın gerginligini almak için.
    Dusunmedim ama hiç. Ilk aklima gelen şeyi sordum;
    "O bot neydi öyle. Bu havada bot mu giyilir?" Bunu ben cidden sordum mu amk. Kendimden utandım. Bu kadar yersiz ve saçma soru olamazdı. Icimden , birdaha ilk aklıma geleni söylersem ne olayım dedim.
    Tip tip baktı bana. Kaşları aşırı derecede çatıktı.
    Hiç iyi şeyler olmayacaktı gorunen o ki.
    Ağzına bakıyordum ne diyecek acaba diye. Çok korkmuştum bide bu taktan mevzu yuzunden aramiz mi bozulacakti şimdi.

    Konuşmak için derin bir nefes aldı. Aha dedim gibi tuttuk.
    ···
  14. 64.
    +6
    Okuyamayan arkadaş için son partın 3. bölümü:
    "Neden ?" dedim.
    "Erdoğan abiye vermiş anahtarı"
    "Ee zor olan ne gidelim erdoğan abiye, alalım ne olacak ki" dedim.
    "Adamın nerede olduğunu bilmiyosun" dedi.
    "Neredeymiş?" dedim. Bizim burada heryer merkeze yakın demiştim zaten. Gerçekten de öyleydi max 1 saat e heryere gidilirdi. Tabi yayan değil.
    "Dağın tepesinde taa" dedi.
    "Ne işi var adamın dağda" dedim. Çok saçma gelmişti ne dağı ne adamı?
    "Kovanları var orada. Hem ahşaptan evler var günlük kiralıyorlar kalıyorlar. Başında birisi durmalı dimi oranın? işte o erdoğan abi" dedi.

    Bir işim de kolay olsa şaşardım zaten. Her işte bir takluk çıkıyordu beni yıldıracak.
    "Ee nasıl gidicez?" dedim.
    "işte ben de onu düşünüyorum" dedi.
    Düşünüyoruz ne yapsak ne etsek nasıl gitsek diye. Bir anda begüme söylediğim yalandan bir kesit aklıma geldi:
    Amcam beni biryere zütürecekmiş

    Amcama söylesem büyük ihtimalle zütürürdü beni. Hep müsaitti o. Serbest takılırdı sabit bir işi yoktu. Ara sıra babamın yanına gider çalışırdı.
    Söyleyecektim söylemesine ama Begüm ü bilmiyordu. Daha geçen beni aldattı demiştim. Tabi kim için dediğimi bilmiyordu. O konuda rahattım da, Ee hani biri seni aldatmıştı sen de az çapkın değilsin hemen bulmuşsun bir tane falan der diye çekindim bir an düşününce.

    Yine tek çarem vardı. Mecburen arayacaktım. Artık ne derse de derdi umrumda değil.

    "Ben biliyorum nasıl gidiceğimizi" dedim.
    "Az önce nasıl gidicez diye soran sen değil miydin gaipten sesler mi duyuyorum?" dedi.
    "Yeni aklıma geldi. Amcamı arıyıcam" dedim.
    "Ee zütürür mü ki arasan" dedi.
    "Bakıcam işte" dedim ve telefonu çıkardım. Parmaklarımı tuşların üzerinde seri seri gezdirip amcamın telefon numarasını yazdım. Rehberi açsam uzun sürecekti. Daha babamın telefon numarasını bilmiyordum ama amcamınkini ezberlemiştim. Bu da açıklıyordu sanırım babamla aramızdaki ilişkinin ne denli sıcak olduğunu değil mi?

    Ve yeşil arama tuşuna bastım. Birkaç saniye çaldı ve hemen açtı amcam;

    "Efendim Riseofevil?".
    ···
  15. 65.
    +6
    Gördüğüm kişi beni çok şaşırttı. Yok artık rüya mı bu amk falan dedim. Huur duvara toslamıştı. Yapışmıştı hatta. Tekmeyi atan kişi saçından tuttu huur un.
    Donup kalmıştım mudahale de edemiyordum. Saçını kavradı iyice huur u durağa kadar saçından tutarak goturdu. Durağa vurdurdu kafasını sonra ileri doğru ittirdi.
    "Gibtir git bir daha seni onun yakınında gormeyeyim!" diye bağırdı huurun arkasından.
    Huur omzunu tutarak seke seke yuruyordu. Ağlama sesi de geliyordu sanki.
    Arkasına döndü bana baktı "sen şimdi bittin" dedi ağlayan bir ses tonuyla.

    Botu huur a indiren kişiye döndüm ve
    "ne yaptın kıza öyle" dedim çok şaşkındım hiç böyle birşey beklemiyordum.

    "Ne oldu bide acıdın mı ona yoksa?" dedi.
    Aslında izlemek bana zevk verdi istemsizce. Intikam duygusu boyle birşeydi sanırım. Onun ağlaması bile benim kalbimi rahatlatmıştı. Ne kadar hayvancıl olsa da rahatlatmıştı.

    Sonraki partta o kişiyi söyleyeceğim. Tahmin var mı
    ···
    1. 1.
      +1
      Amk senin kiz iste onu da anladik
      ···
  16. 66.
    +6
    "Acaba" dedi "Sorsam?".
    "Neyi sorucaksın" dedim.
    Beni cevapsız bıraktı yine. Apartmana doğru koştu. Önceden de dediğim gibi bu kızın hobisi olmuştu artık beni merak içinde bırakmak.

    Yine bir 5-10 dakika geçmişti ki elinde telefonla geldi.
    "O ne oluyor?" dedim.
    "Dinle, öğrenirsin şimdi" dedi. Çok acelesi vardı sanki. Bana ne olduğunu bile söyleyemeyecek bir acele.

    ---

    "Alo?"
    --
    "Hiiç birşey sorucaktım da baba."
    --
    "Sen bu dükkanın anahtarını yanına aldın mı?"
    --
    "Tamam nerede peki?"
    --
    "Canım sıkıldı birşeyler dikicem"
    --
    "Nasıl bilmiyorum baba öğrendim ya ben"
    --
    "Ya hayır dikerim ben sen merak etme"
    --
    "Ne tehlikesi okadar izledim seni ya"
    --
    "Ne olmaz bal gibi olur sen söyle şu anahtarı nereye bıraktığını"
    --
    "O kim?"
    --
    "Ha tamam hatırladım nerede ki onlar"
    --
    "Oha baba ya vericek başkasını bulamadın mı?"
    --
    "Neyse tamam alırım ben"
    --
    "Birşey olmaz baba ne olacak"
    --
    "Gece gitmem merak etme"
    --
    "Bir şey olmaaaz"
    --
    "Ya baba olmaz diyorum"
    --
    "Giderim ben bir şekilde merak etme"
    --
    "Gittiğim gibi dönücem nasıl dönücem baba"
    --
    "En fazla ölürüz" dedi gülerek.
    --
    "Tövbe."
    --
    "Ettim işte baba nesini duymadın?"
    --
    "Te ö ve be e. Tövbe."
    --
    "Tamam ararım"
    --
    "Tamam dönerken de ararım"
    --
    "Endişelenmeni gerektiren birşey yok ki"
    --
    "Tamam baba her adımımda ararım olur mu?"
    --
    "Dalga geçmiyorum ama sen de hep ara diyorsun?"
    --
    "Ya baba tamam ben anahtarı alıp eve dönünce seni ararım"
    --
    "Hadi görüşürüüüz"
    --
    "Anneme selam söyleee"
    --
    "Hadi baba kapatıyorum yeter"
    --
    "Tamam kapattım"

    ---

    "Vallahi ne konuştun gram birşey anlamadım" dedim.
    "Tamam tamam söylicem" dedi. "Babamdan dükkanın anahtarını istedim orda kalıcaksın"
    "Yuh valla mı?"
    "Valla ya" dedi kahkaha atarak. "Ama önce almamız lazım"
    "Tamam hadi gidelim" dedim.
    "işte o kadar kolay değil" dedi.
    "Neden ?" dedim.
    "Erdoğan abiye vermiş anahtarı"
    "Ee zor olan ne gidelim erdoğan abiye, alalım ne olacak ki" dedim.
    "Adamın nerede olduğunu bilmiyosun" dedi.
    "Neredeymiş?" dedim. Bizim burada heryer merkeze yakın demiştim zaten. Gerçekten de öyleydi max 1 saat e heryere gidilirdi. Tabi yayan değil.
    "Dağın tepesinde taa" dedi.
    "Ne işi var adamın dağda" dedim. Çok saçma gelmişti ne dağı ne adamı?
    "Kovanları var orada. Hem ahşaptan evler var günlük kiralıyorlar kalıyorlar. Başında birisi durmalı dimi oranın? işte o erdoğan abi" dedi.

    Bir işim de kolay olsa şaşardım zaten. Her işte bir takluk çıkıyordu beni yıldıracak.
    "Ee nasıl gidicez?" dedim.
    "işte ben de onu düşünüyorum" dedi.
    Düşünüyoruz ne yapsak ne etsek nasıl gitsek diye. Bir anda begüme söylediğim yalandan bir kesit aklıma geldi:
    Amcam beni biryere zütürecekmiş

    Amcama söylesem büyük ihtimalle zütürürdü beni. Hep müsaitti o. Serbest takılırdı sabit bir işi yoktu. Ara sıra babamın yanına gider çalışırdı.
    Söyleyecektim söylemesine ama Begüm ü bilmiyordu. Daha geçen beni aldattı demiştim. Tabi kim için dediğimi bilmiyordu. O konuda rahattım da, Ee hani biri seni aldatmıştı sen de az çapkın değilsin hemen bulmuşsun bir tane falan der diye çekindim bir an düşününce.

    Yine tek çarem vardı. Mecburen arayacaktım. Artık ne derse de derdi umrumda değil.

    "Ben biliyorum nasıl gidiceğimizi" dedim.
    "Az önce nasıl gidicez diye soran sen değil miydin gaipten sesler mi duyuyorum?" dedi.
    "Yeni aklıma geldi. Amcamı arıyıcam" dedim.
    "Ee zütürür mü ki arasan" dedi.
    "Bakıcam işte" dedim ve telefonu çıkardım. Parmaklarımı tuşların üzerinde seri seri gezdirip amcamın telefon numarasını yazdım. Rehberi açsam uzun sürecekti. Daha babamın telefon numarasını bilmiyordum ama amcamınkini ezberlemiştim. Bu da açıklıyordu sanırım babamla aramızdaki ilişkinin ne denli sıcak olduğunu değil mi?

    Ve yeşil arama tuşuna bastım. Birkaç saniye çaldı ve hemen açtı amcam;

    "Efendim Riseofevil?".
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +5
    Peki devam ediyorum
    ···
    1. 1.
      +1
      Detaylı anlat panpa aklımızda soru işaretleri kalmasın
      ···
    2. 2.
      +1
      Aynen detaylı anlat. Böyle çok iyi de PC'ye geçsen çok iyi olacak
      ···
  18. 68.
    +5
    Ulan bir de pinhani çıktı ha...
    Benim çok dinlediğim bir şarkı var , daha doğrusu dinlemek zorunda olduğum .
    Belki onun yanına gittim çok güzel anlar geçirdik ama
    O hiç gelmedi
    En azından henüz.
    Bu yüzden bu şarkıyı çok anlamlı bulurum.

    Gel, bu gece bana gel. 
    Uyumadım hiç, döndüm bütün gece sağa sola. 
    Gör, uykunda beni gör. 
    Rüyamda sarıldım sana ve kokladım buram buram,  
    Saçını okşadım. 
    Son seferinde, bana bıraktığın resimlere baka baka, 
    Hep ağladım. 
    Sen, düşünme beni hiç. 
    Önemli olan sadece kavuşmamız, 
    Ne yapardım ya sen olmasaydın? 
    Hiç bilmez bu şehir, 
    Hiç anlamaz bu şehir. 
    Hiç görmedi seni, 
    Hiç görmedi bizi,  
    Birlikte. 
    Çok uzun bir zamanı geride bıraktık;  
    Ama kimi zaman da ayrıyız. 
    Bu kez daha da uzun sürecek, 
    Ayrı ayrı geçen o her günü, 
     ilerde her an hatırlayacağız. 
    Hiç bilmez bu şehir. 
    Hiç anlamaz bu şehir. 
    Hiç görmedi seni, 
    Hiç görmedi bizi, 
    Birlikte.

    Belki Ankara hiç görmedi bizi birlikte ama biz ileride ayrı ayrı geçen o her günü hatırlayacak ve sıkıca sarılacağız...
    ···
    1. 1.
      +2
      Abi gözlerim yaşardı burada ya. Yemin ediyorum aynı durumdayız çok benziyor. Şarkını dinliyorum kötü oldum şimdi. Anlıyorum seni hem de nasıl. Çok zor ya çok. Ne yapacağız hiç bilmiyorum biçareyim.
      ···
    2. 2.
      0
      inşallah kavuşursun. inşallah dediğini yapabilirsiniz. imtihanı zor olanlar zor insanlardır. Basit insanlara benzemezler
      ···
    3. 3.
      0
      Sabır kardeşim sadece sabır sonunda sarılmak varsa özlemek de beklemek de fazlasıyla güzel . tamam bu bizim tesellimiz ama idare edeceğiz iki sene sonranın hayalini kuracağız ve her gün sevgimizi uzaktan da olsa belli edeceğiz .
      ···
    4. diğerleri 1
  19. 69.
    +5
    Okuyamayan arkadaş için son partın ikinci bölümü:
    --
    "Gece gitmem merak etme"
    --
    "Bir şey olmaaaz"
    --
    "Ya baba olmaz diyorum"
    --
    "Giderim ben bir şekilde merak etme"
    --
    "Gittiğim gibi dönücem nasıl dönücem baba"
    --
    "En fazla ölürüz" dedi gülerek.
    --
    "Tövbe."
    --
    "Ettim işte baba nesini duymadın?"
    --
    "Te ö ve be e. Tövbe."
    --
    "Tamam ararım"
    --
    "Tamam dönerken de ararım"
    --
    "Endişelenmeni gerektiren birşey yok ki"
    --
    "Tamam baba her adımımda ararım olur mu?"
    --
    "Dalga geçmiyorum ama sen de hep ara diyorsun?"
    --
    "Ya baba tamam ben anahtarı alıp eve dönünce seni ararım"
    --
    "Hadi görüşürüüüz"
    --
    "Anneme selam söyleee"
    --
    "Hadi baba kapatıyorum yeter"
    --
    "Tamam kapattım"

    ---

    "Vallahi ne konuştun gram birşey anlamadım" dedim.
    "Tamam tamam söylicem" dedi. "Babamdan dükkanın anahtarını istedim orda kalıcaksın"
    "Yuh valla mı?"
    "Valla ya" dedi kahkaha atarak. "Ama önce almamız lazım"
    "Tamam hadi gidelim" dedim.
    "işte o kadar kolay değil" dedi.
    ···
  20. 70.
    +5
    Okuyamayan arkadaş için Son part ın 1. bölümü :

    "Acaba" dedi "Sorsam?".
    "Neyi sorucaksın" dedim.
    Beni cevapsız bıraktı yine. Apartmana doğru koştu. Önceden de dediğim gibi bu kızın hobisi olmuştu artık beni merak içinde bırakmak.

    Yine bir 5-10 dakika geçmişti ki elinde telefonla geldi.
    "O ne oluyor?" dedim.
    "Dinle, öğrenirsin şimdi" dedi. Çok acelesi vardı sanki. Bana ne olduğunu bile söyleyemeyecek bir acele.

    ---

    "Alo?"
    --
    "Hiiç birşey sorucaktım da baba."
    --
    "Sen bu dükkanın anahtarını yanına aldın mı?"
    --
    "Tamam nerede peki?"
    --
    "Canım sıkıldı birşeyler dikicem"
    --
    "Nasıl bilmiyorum baba öğrendim ya ben"
    --
    "Ya hayır dikerim ben sen merak etme"
    --
    "Ne tehlikesi okadar izledim seni ya"
    --
    "Ne olmaz bal gibi olur sen söyle şu anahtarı nereye bıraktığını"
    --
    "O kim?"
    --
    "Ha tamam hatırladım nerede ki onlar"
    --
    "Oha baba ya vericek başkasını bulamadın mı?"
    --
    "Neyse tamam alırım ben"
    --
    "Birşey olmaz baba ne olacak"
    ···