bilerek ve isteyerek akıcı bir üslup kullanmıyorum. yaşadıklarımı dinlemek isteyen buyursun okusun.

üniversteye 2008 yılında girdim. hazırlık okurken özge adında bi sevgilim oldu. geri kalan 2 sene foss. hiç bişey yok. twitterdan bilenler bilir çirkin bi insan da değilim ama biraz seçiciyim o konularda.

1. sınıf foss geçti. o zamanlar facebook okey revaçtaydı. ordan düşürdüğüm hatunlarla takılırdım. ondan öncesinde de zaten yonja falan vardı hep.

2. sınıfta yine değişen bişey yok yine samimi olduğum 3 arkadaşım var. sınıftaki kızların adını yeni yeni öğreniyorum ama sınıftaki güzellerin hepsinin adını biliyorum.
dışardan cool duruyorum ama abazalıktan içim içimi yiyo.

yine bir gün gittim böyle okula.
okul kalabalık..
kameralar falan var.
hani artistim ya, gittim okulun girişindeki koltuklara oturdum.
herkes konferans dinliyo.
derken o geldi.
mehmet dedi bu konferans ne zaman bitecek.
bilmem ki dedim. kolay kolay gitmez bunlar.
iyi dedi benim karnım aç gelir misin benimle yemek yemeye.
eyvallah dedim. zaten ben de açım hadi gidelim yemeğe.
sanıyorum ki midpoint kitchentte falan gidicez.
antep sofrasına gittik, lahmacunları söyledik.
hiç beklemiyodum lahmacun yemesini, lan ciddiyim hala yakıştıramıyorum aq
öyle bi kız nasıl lahmacun yer.
yanına şalgam da söyledi bu.
yalnız kız sarışın, röfleli saçlar, 1.70'in üstünde boy, yani biz ona barbi diyoduk arkadaş arasında.
yedik yemeğimizi çayları söyledik, sigaraları yaktık konuşuyoruz.
bana sevgilisini falan anlatıyo.
urfalı bi sevgilisi var hapçı, esrarkeş, taksici.
kız da özel üniverstede hukuk okuyo.
uçurumu farkettiniz mi ?
ben de farkettim.

anlatıyo işte yok seko'yla çok iyiyiz, yok bilmem ne
ama işte o taksici fazla para kazanamıyo, benim babamdan aldığım harçlıklarla yaşıyoruz beraber.
anlatıyo ama ben hayretler içindeyim.
dıbınakodumun urfalısı diyom nası ayarlamış, nasıl kandırmış böyle bi hatunu.
neyse döndük okula, bu yolda yine maddi sıkıntılarından bahsetti.
daha önceden hosteslik yapıyodum thy'de ama orayı bıraktım falan dedi.
iyi dedim. bilen bilir böyle güzel kadınlara arkadaş gözüyle bakmak zor olur ama
o şekilde bakmaya çalışıyorum.
sonuçta sevgilisi var ve o da beni kendine yakın görüp anlatmış bazı şeyleri.
adamlık hamuruna sığmaz diyorum.

geldik okula beraber, derse girdik yanyana oturduk.
o bütün ders mesajlaştı sekoyla. ben de yalandan kardeşime mesaj atıyom.
okul bitti, ben arkadaşlarla batağa gidicem, çağırdım bunu da.
geldi, yancım oldu, çayını içti. sigarasını otlandı.
vay be dedim içimden keşke böyle bi sevgilim olsa.

oyun bitti, yine konu maddiyata geldi.
anlattı işte aylık 3.000 tl gelirim var ama yetmiyo çalışmam lazım falan diye.
bizim de bu ajanslarda çalışan bi arkadaş var, o da masada.
ben de keşke bana da şöyle part taym bi iş olsa da okul çıkışında gitsem diyince,
aa ortak gel dedi iyi bi iş var, tam senlik, turkcell de çalışcaksın
kıza dönüp, sen de gelebilirsin hatta sen gel bayana ihtiyacımız var dedi.

ikitelli tarafında yeni açılmış bi alışveriş merkezi var
orada acil bayan eleman lazım dedi. istersen bugün başla,
çok yardımcı olmuş olursun bana diyince, kız hemen olur dedi.
bana dönüp sen de gelsene hem işi görmüş olursun falan bişeyler dedi
zaten ben de böyle bi teklif bekliyodum.

ajansta çalışan lavuk aradı bi adamı. adam geldi hundayi getz ile.
ama tipi görseniz tam bi yavşak aq.
heh bu arada yemek yerken birbirimizin numarasını da almıştık.
adam işte alttan alttan iş atmaya başladı kıza,
ben sinirleniyorum içten içe, kız arka koltukta oturuyo, ben adamın yanında.
mesaj geldi, mehmet sevgilimmişin gibi davran diye.
inanın o an dünyanın en mutlu insanı olmuştum.

buna uygun kıyafet ayarladı. ben kızı standa bıraktım.
adamla beraber şirinevlere döndüm ordan metroyla eve geldim.
gelir gelmez mesajı çaktım, nbr? nasıl gidio diye.
bekledim bekledim cevap gelmedi.
takribi 2 saat sonra telefon çaldı, baktım o arıyo.
ya işte burası çok sıkıcı falan, ben standı da bıraktım alışveriş yapıyorum şimdi.
mesai bitmeden tekrar bi uğrıcam yarın da gelmicem falan dedi.
iyi dedim ben saat 8 gibi konuşuyoruz bunları.

saat 10 oldu tekrar telefon çaldı.
ya mehmet ben burda kaldım, minibüs otobüs falan da geçmiyo.
nasıl döncem burdan eve falan dedi.
arabada yok ki anasını gibeyim. ilk defa kendimi aciz hissettim resmen.
ya güvenliklere sor falan filan dedim.
bi şekilde bu evine gitti.
evdeyken tekrar aradı yarın okula gelcen mi? diye.

ertesi gün kahvaltı yapmaya sözleştik,
sabah uyandım bi heyecan. ne giyeceğime karar veremiyorum.
parfümü boşaltıyorum üstüme falan
neyse ayakkabıları silip evden çıktım.
dokuz buçukta güllüoğlunda oldum.
bu da işte 45 dakka falan bekletti beni.
ama beklerken sıkılmıyodum heyecanlıydım aq
en sonunda geldi.
kahvaltımızı yaptık.
yine sekodan bahsetti.
beni dövüyo falan dedi.
niye dövüyo diyorum, işte ezik o ben ondan daha zenginim,
kendine yediremiyo bunu falan dedi.
ben de safça inandım aq.

sekoya ilk başta özenirken artık nefretle dolmaya başladım.
bi şekilde fotorafını gördüm eleman tribal dövmeli falan tam keko.
kıskanmak mı denir buna bakın olayın üzerinden ne kadar zaman geçti hala
kendime itiraf edemiyorum aq.

neyse kahvaltımızı yaptık biz okula gittik.
bütün gün okulda beraber takılıyoruz.
sigara içmeye falan beraber çıkıyoruz.
herkes aramızda bişeyler var falan sanıyo.
ama işte yok abi kızın sevgilisi var samimi arkadaşız diyip geçiştiriyorum.

beyler okusanız da okumasanız da anlatcam. içimi dökmem lazım.

bu arada kız ta anasının amında beylikdzünde oturuyo.
her sabah ordan gidip geliyo.
ailesi şehir dışında, tek başına kalıyo ama çoğu zaman sekoyla'lar.

biz bayağı kanka olduk bu kızla.
kafalar da uyuşuyo, bin kurusu kendini çabucak sevdirdi.
bana dobra geliyodu o zamanlar hani bi erkekten daha delikanlı geliyodu.
bi tarafım da duygusal olarak bağlanıyodu.
ya ne diyim allah yaşatmasın size böyle duyguları.

sabah beraber kahvaltı yapıyoruz,
derslere giriyoruz,
sonra ben batak oynamaya gidiyorum o da benle geliyo.
hergünüm böyle geçmeye başladı.
hala kankayız.
borç alıyoruz birbirimizden.
benim arkadaşlarım geliyo tanıştırsana bizi falan diyo.
içten içe sinir oluyorum ama yapacak bişey yok.

neyse bu bi gün aradı,
ağlayı telefonda, seko'dan ayrıldım,
geldi beni dövdü diyo.
yemin ederim ondan daha çok acı çekmişimdir o an.
ama elim kolum bağlı yapacak bişeyim yok.
ben kimim aq ? anası mıyım babası mıyım sevgilisi miyim ?

ağlıyo telefonda benim içim parçalanıyo.
noldu neden ayrıldın falan diyorum.
ya bizim sevgimiz bitti alışkanlığa döndü artık olay diyo
bi yandan seviniyorum bi yandan içim parçalanıyo.

içimi gibeyim aq.

yapacaz bişeyler panpa

kimseye anlatamıyorum.
sevgilisi olan bi kıza iş olduğumu ne kendime itiraf edebiliyorum
ne de başkalarına.
kahpelik resmen diye düşünüyorum.

2 gün okula gelmedi kız, 2 gün de haftasonu girdi araya.
4 gün görüşemedik ama günde en az 1.5 saat telefondayız.

ben müptelası oldum kevaşenin.
o zaman gözümde dünyanın en iyi kızı ama.
herşeyini benimle paylaşıyo. neyse
pazartesi oldu.
thecarry devletler genel notun varsa bu akşam bana gelsene dedi.

cebimde 10 lira para var 3 dal da sigara var.
param yok falan diyorum. sen ordan buraya gel diyo, ben hallederim.
neyse atladım otobüse gittim bunun evine.
geldi duraktan aldı beni.
sitenin arka girişinden girdik.
güvenlikler falan hep sekonun kankası çünkü.

geçtik evine bunun.
ben heyecanlıyım. neyse notu çıkardım masanın üstüne koydum.
çok teşekkür ederim falan dedi.
daha sonra nota hiç bakmadı.
ben karşı koltuğa oturdum, rahat gözükmeye çalışıyodum
ama daha da tedirgin gözüküyodum.

aaa dedi dur alt komşum var benim onu çağırıyım, sesi çok güzel, bize şarkı söylesin.