1. 1.
    +1 -3
    üniversiteden mezun olduktan sonra askerliğimi yapıp sivil hayata başlamıştım. bir önceki entry'de anlattığım gibi 24 yaşında ticaret'e atılmak için her hangi bir birikimim bulunmuyordu. hayallerimi gerçekleştirmek için , iyi bir düzen kurup rahat yaşayabilmek için önce sermayeye ihtiyaç duymuştum. mezun olduğum bölümün mesleğini yapmak istemediğim için yine serbest piyasada geliri yüksek denebilecek bazı işlere yönelmek durumunda kaldım. bugün amele diye ezdiğimiz , gördüğümüzde adam yerine koymayacağımız insanların arasında , inşaatlarda çalışmaya başladım. inşaatta günlük 60 tl (amele yövmiyesi) alıyordum. çalışmak bana hiç bir zaman zor gelmemiştir ve en ağır işte bile zütümden ter akana kadar çalışırım. hayallerimi gerçekleştirmek adına bunlara katlandım ve uzun sayılabilecek bir süre (2 yıl) çalıştım. ilk olarak 60 tl yövmiye ile başladım. 1 ayda 4 pazar gününü çıkartınca ortalama olarak 26 gün çalışıp , ay sonu cebime 1500 tl gibi bir para giriyordu. bunun yaklaşık olarak 500 tl'si ile hayatımı sürdürüp , aylık 1000 tl'yi kenara atıyordum. sermaye biriktirmek biraz zor olacak gibi gözükse de hiç yılmadan çalışıp gerekli olan parayı kazanmam gerekiyordu.
    ···
  2. 2.
    +1 -3
    napacaz amk senin emekleme anılarını
    ···
    1. 1.
      0
      gibtirgit okuma amk
      ···
  3. 3.
    +1 -2
    sermaye biriktirdikten sonra yapacağım işten ne kadar kar edeceğimi vs bilmediğim için kredi çekme işine pek sıcak bakmamıştım. o sorumluluğun altına girmeden önce batma ihtimalini de düşünmem gerekiyordu. buna zütüm yemediği için bir kaç yıl çalışmayı tercih etmiştim. inşaat işinde yaklaşık 1 yılımı geçirdikten sonra kenara attığım para ortalama 10-12 bin tl arasındaydı. bu henüz birşeye yetecek gibi gözükmüyordu ve bu işte devam etme kararı almıştım. inşaat işlerinde (bu konuda bilgisi olan panpalarım vardır mutlaka) amele ile usta arasında yövmiye farkı vardır. işi bilen kişiler usta olarak geçer ve ustaların çalıştığı yere göre aldıkları para 80-100 tl arasında değişkenlik gösterir. 1 senemi geçirdiğim için artık amelelikten ustalığa geçmiştim ve haliyle yövmiye (günlük aldığım para) da artış olmuştu. geride kalan 1 seneye göre günlük olarak +25 tl daha alacaktım. kış ayı geldiğinde inşaat işlerinde durgunluk olurdu ancak bizim o dönemlerde elimizde olan iş yaklaşık 8 bin m2 lik bir fabrika yapımıydı. kaba inşaattan sonra 8 bin m2 lik bir fabrika o dönem çalışan işçi sayısı ile yaklaşık 2-2.5 yıl kadar sürecekti. haliyle kış dönemlerindeki durgunluk bizleri pek etkilemiyordu. sadece çok soğuk havalarda iskeleye çıkmak zorlaştığı için ve hayati tehlike bulunduğu için tatil ederdik. onun dışında tüm günler çalışırdık. yağmurlu günlerde iç cephe'de , havanın güzel olduğu günlerde dış cephe'de işimizi yapardık.
    ···
  4. 4.
    +2
    buse'nin yokluğunu hissetmediğim günlerdeydim. merve her ne kadar buse'den çok daha iyi biri dahi olsa , onun yokluğu başkadır işte. buse aklımı meşgul ettiği günlerde aldatıldığıma mı üzüleceğimi , kendi canına kıydığına mı üzüleceğimi bilemezdim. onunla kurduğum hayallerin bazılarını merve ile de kuruyordum. bazen kendi kendime çocuklaşıyordum. merve'ye karşı yanlış yaptığımı düşünüyordum. bugüne kadar her derdimde yanımda olmuştu , benimse ona karşı böyle büyük fedakarlıklarım yoktu. bunun üzüntüsü de eklenince iyice pgibolojimin dıbına koydum. günün birinde daha fazla dayanamayıp merve'nin muayenehanesine gittim. kapıdan girmeden önce bir hasta olarak geldiğimi , başka bir gözle bana bakacaksa hiç içeri adımımı atmadan geri döneceğimi söyledim. yüzündeki şaşkınlığı hala hatırlarım , hiç unutamam
    ···
  5. 5.
    +2
    günler , geceler böyle geçerken yavaş yavaş bu yıkımları geride bırakmaya çalışıyordum. merve'nin arabasını bir süreliğine kullanmak için almıştım. muayenehanesi yakın olduğu için bazı günler taksi ile , bazı günler yürüyerek gidiyordu. bazen de ben bırakıyordum. yavaş yavaş işlerime dört elle sarılmaya başlamıştım. ufak tefek tadilat işleri ile geçimimi sağlamaya çalışıyor , büyük işler kovalıyordum. teklif yaptığım bir kaç yerden haber bekliyor , merve'nin eline bakmadan hayatımı sürdürmek için çaba sarfediyordum. varlıklı bir aileden gelmediğim için maddi açıdan zorluk çekiyordum. iyi bir düzene sahip olduğum günler yaşadıklarım sonucunda çok uzaklarda kalmıştı benim için. hayallerini kurduğumuz geleceğimizi de gerçekleştirmemiz pek mümkün gözükmüyordu. yaşını almış , belli bir olgunluğa erişmiş kardeşlerim beni daha iyi anlayacaklardır
    ···
  6. 6.
    +2
    anlat panpa. gibişli kısımları anlat
    ···
  7. 7.
    +1
    ağlayarak kurduğumuz hayalleri tekrarlıyordu. kalabalığı sevmediğimi biliyor , 30-40 kişilik bir kır düğünü hayallerini tekrarlıyordu. sade bir gelinliğin içerisinde olacağı gecede , yanına hiç jilet ile kesmediğim sakallarımı ilk defa jilet ile kesmiş , sade bir damatlığın içinde beni koyuyordu. güzel hayallerdi. sonra hamile olduğunun haberini verecekti günü gelince.. ilk çocuğumuzun cinsiyetinin tartışmalarına girecektik beraber ve doğru tercihi yapan diğerine harika bir yemek ısmarlayacaktı. onun hayallerine göre ilk çocuğumuz kız olacaktı ve yemek bahisini kazanacaktı.. bir süre sonra ben erkek evlat istediğim için tekrar bu sorumluluğun altına girecektik. ilk çocuğumuzun adı ece olacaktı. 2. ve erkek olanın ismi ise teoman olacaktı. kazandığımız paranın bir kısmını çocuklarımızın geleceği için ortak bir hesaba aktaracaktık. günü geldiğinde bu paraları çocuklarımızın okuluna , ihtiyaçlarına harcayacaktık. harika bir yaşam sunacaktık onlara.. bunun gibi hayallerimizin üzerinden geçiyordu. bir yandan gözyaşlarını tutamıyor , bir yandan titreyen sesiyle bunları bana anlatıyordu. harika bir insandı o , tek yaşam kaynağımdı.. merve olmasaydı muhtemelen şuanda yaşıyor bile olamazdım , sahip olduğum herşeyi ona borçluyum kardeşlerim..
    ···
  8. 8.
    +1
    o yaştaki birinin sevgilisi , hayat arkadaşı karşısında ağlaması çok zordur. karşı cinsin yanında ne kadar güçsüz kaldığınızın kanıtıdır o gözyaşları. ne kadar sıksanız da kendinizi , engel olamazsınız buna. damla damla akıtırsınız ve engel olamazsınız. siz ağladıkça karşınızdaki insan da ağlar. bir de bunun üzüntüsü eklenir var olan dertlerinize. saçının tek bir teli için çok şeyi göze alabilecek biri bile olsanız , bu gözyaşlarınız sizi onun karşısında çaresiz bırakır. elinizden birşey gelmez , engel olamazsınız.. bugünlerin zorluğunu bir ben bilirim , bir de merve..
    ···
  9. 9.
    +1
    merve o konuşmalar sonrası adeta bir dost , yeri dolmayacak bir arkadaş gibiydi benim için. sabah hava aydınlanırken merve'nin salonunun camından güneşin doğuşunu izlediğimizi hatırlıyorum. sigara üzerine sigara yakıyor , gözlerimden akan yaşları durduramıyordum. karşımda beni çok iyi anlayan , bana öneriler sunan bir bayan vardı. güzeldi , alımlıydı.. fiziksel özelliklerinin hiç bir önemi yoktu benim için , derdimi hafifletmeye yetmişti. çocukluğumdan başlayarak geldiğim bu günleri ona anlatmıştım. tek bir yalan söylemeden , tek birşeyi gizlemeden herşeyi tüm çıplaklığıyla aktarmıştım karşımdaki melek yüzlü insana. derdime ortak olup beraber ağlamıştık , çözüm aramış , bu günleri geride bırakabilmek için yoğunlaşmam gereken yeni şeyler olduğuna kanaat getirmiştik. sabahın o saatinde evime dönerken ipeğin evine uğradığımı , zorla arayarak , kapıya vurarak uyandırdığımı hatırlıyorum. kapıyı açtığı gibi boynuna atlayıp beni merve ile tanıştırdığı için durmadan teşekkür ediyordum..
    ···
  10. 10.
    +1
    merve saate baktığında yanlış hatırlamıyorsam 6'ya geliyordu. küçük bir espri ile bunu belirtti ve saate hiç bakmadığım için , onun da vaktini harcadığım için özür diledim. daha sonra merve bir teklif yaptı bana. normal bir hasta gibi belirlediğimiz seanslarda gelip gitmek yerine hazır herşeyi anlatmaya başlamışken saatlerce devam etmemi istemişti. buna ihtiyacım vardı çünkü her seansta buse'nin konusu açılacak , her gün benim kafam allak bullak olacaktı. böyle olmasındansa tek bir seferde herşeyimi anlatmayı tercih etmiştim. kabul ettikten sonra mervelere gittik , birer kahve eşliğinde anlatmaya devam ediyordum. hiç unutmam saat 3.30'a kadar susmamıştım. en son cümlelerimi kurarken de mervenin gözlerinden yaş geldiğini hatırlıyorum. bana çok büyük bir şevkat ile sarılmıştı. o dönemlerde duygusal bir boşlukta olduğum için o kolların beni sımsıkı sarması inanılmaz iyi gelmişti. istemsizce var gücümle merveye sarıldım , omzunda ağladım. bunları yapıcak biri değilimdir , ben bile bu tavırlarıma şaşırıyordum ancak herşeyi oluruna bırakmam gerektiğini düşünüp anı yaşıyordum.
    ···
  11. 11.
    +1
    kötü günler yine beni , bizi bekliyordu. ancak kamuran ın ailesini görmemek bile benim için mutluluk sebebiydi. o perişan insanların hali gözlerimin önünde oldukça pgibolojim de alt üst oluyordu. bir süre evden çıkamadım , iş teklifi alsam da hiç birini yapamadım. pgibolojimin düzelmesi gerekiyordu. şanslı olduğum tek konu merve'nin pgibolojik desteğiydi. her zaman yanımda olduğunu sonuna kadar hissettiriyordu. hayatım boyunca onun gibi bir insanla tanışacağımı düşünmüyorum ve bugünüme kadar da onun gibi biri ile karşılaşmadım. her fırsatta gülücükler saçıyor , durumumu toparlamak için elinden geleni yapıyordu. her akşam en az 2-3 film izlemek durumunda kalıyorduk. onun isteklerini kıramıyordum. muhtemelen oda kafamın dağılması için bunu yapmaya özen gösteriyordu. bir nevi yaşadıklarımı anlık ta olsa unutturma çabasıydı merve'nin yaptıkları..
    ···
  12. 12.
    +1
    kabul ettikten sonra oturdum o deri koltuğa. gözlerimi kapatıp herşeyi anlatmaya başladım. sanki merve'yi tanımıyormuş gibi , sanki merve bunları bilmiyormuş gibi.. bırakın merve'yi , ben bile bu yaptığıma bir anlam veremedim. sadece anlatıyordum , belki acılarımı kendi kendime yaşamak yerine birilerine anlatıp vicdanımın rahatlamasının beklentisiydi bu.. belki de başka birşey , ismini koyamıyorum hala.. herşeyimi anlattıktan sonra çaresiz bakışlarıma göz yaşlarım eklenmişti.. karşımda işinde son derece iyi olan bir pgibolog vardı ancak o bile hiç birşey söyleyemiyordu. hayat arkadaşım vardı , ağzını bıçak açmıyordu. söyleyecek birşeyi , teselli etmeye yetecek cümleleri tükenmişti. sadece bana bakıp ağlıyordu. sarılmak için bile bir hamle yapmadı , yapamadı. sadece ağlıyordu , kaşları çatılmış , çenesi titrer halde , burnu kızarmıştı. zordu sevdiğin kadının karşısında ağlamak , çok zordu. güçsüzlüğümün kanıtıydı bu gözyaşları , çaresizliğimin kelimelere dökülemeyişiydi. derdime derman olmasını beklediğim insanlara sessiz , bir o kadar da derinden bir çığlıktı..
    ···
  13. 13.
    +1
    ayrı kaldığımız pek kısa , ama bana çok uzun gelen sürenin ardından barışmıştık hayatımın anlamıyla. günlerimiz güzel geçiyordu , tedavi sürecini , hastane koridorlarını gerimizde bırakmak için çabalıyorduk. çabaladıkça ruhen daha da çöküyorduk. henüz genç denebilecek yaşlarda olmamıza rağmen ağır şeyler yaşamıştık , haketmemiştik. bir süre daha mutlu mesut hayatımıza devam ettik. artık kontrollere gitmiyorduk ve merve'nin hastalığını geride bırakmanın haklı sevincini paylaşıyorduk. geceleri kabuslar görmeye başlamıştım. o talihsiz olayın ilk günleri gibi sıçrayarak uyanıyordum. ne uyku düzenim kalmıştı , ne iştahım. yaptığım tek şey sigara içmekti.
    ···
  14. 14.
    +1
    bu olaylar yaşanmadan önce merve ile boş vakitlerimizde tekli koltukları karşılıklı çekip , karşı karşıya oturup hayaller kurardık. en güzel , en yaratıcı hayal kuran ise o gece diğerine istediğini yaptırırdı. çok masaj yaptırmıştım bu oyun sayesinde merveye.. hatırlayınca bile kötü oldum , özlemini çok derinden duyduğum günler yaşıyorum şu sıralar. herneyse , geceleri sıçrayarak uyanmalarım git gide artıyordu. uyandığım gibi mervenin baş ucumda beni teselli edişleriyle baş başa kalıyordum. söyledikleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıyordu. kafama işliyordu adeta , tüm varlığımla inanmaya çalışıyordum ona.
    ···
  15. 15.
    +1
    sürekli komedi filmleri izliyorduk , gülüp eğleniyor , filmin sonrasında birbirimize sarılıyorduk. bazı geceler sebepsiz ağlıyor , bazı geceler sebepsiz gülüp kahkahalar atıyorduk. dengesizliğimizin zirvesinde bir ilişki yaşıyorduk. mutluyduk , yine mutluyduk.. kötü günleri geride bırakma çabalarımızın karşılığını almayı umutla bekliyorduk. maddi anlamda desteğini esirgememek için alışverişe benden habersiz çıkıyor , sürekli bana kıyafetler alıyordu. arabam yoktu , dilediğim gibi bir yerlere çıkamıyordum. iş almak için koşturamıyordum. taksi ile hiç bir işimi göremezdim. dolayısıyla o borç batağından kurtulmam için bir arabaya ihtiyacım vardı. kendimi toparlamak için çaba sarfediyordum , mervenin yardımlarıyla günlerimi mutlu bir şekilde geçiriyordum. ancak her gece kafamı o yastığa koyduğumda kamuran ile aramda geçen konuşmalar kafamda adeta tekrar yaşanıyordu. düştüğü o an , heryerime kanının bulaşması , hastane koridorlarında geçirdiğim berbat dakikalar , sevdiği kız ile evlenebilmesi için ihtiyacı olan para , bugünden çalışmaya başlayabilir miyim ağabey kötü durumdayım deyişi... uyumayı başardığım geceler bile 2-3 saat sonra kabuslarla uyanıyordum. uykudan sıçrayarak uyandığım için merve'nin de düzenini alt üst etmiştim. bu durumda kaldığımda gözlerim doluyor , mervenin uyandığını gördükçe sarılmaları ve tesellileriyle baş başa kalıyordum. ağlıyordum , en büyük desteğime sıkı sıkı sarılıyordum. onu hiç bırakmayacakmış gibi , ölene kadar yanında olacakmışım gibi.. pgibolojim alt üst bir şekilde yaşamaya çalışıyordum. omzumda sebepsiz ağlayan , destek olurken bile ne kadar güçsüzleştiğini hissedebildiğim bir melek yatıyordu. hıçkırıklar arasında herşeyi geride bırakacağımızı söyleyen bir hayat arkadaşına sahiptim. şanslıydım , pgibolojim kötü , ama mutluydum. bu durumda bile pozitif düşünebiliyordum , mervenin cümlelerini kafamda tekrarlayıp herşeyin düzeliceğine inandırıyordum kendimi.
    ···
  16. 16.
    +1
    @79 zor geliyorsa okuma , bilgisayar başında 31 çekerek geçir zamanını ne diyim

    @80 canın sağolsun : )
    ···
  17. 17.
    +1
    geldim dostlar , devam edicem varmı burada olan
    ···
  18. 18.
    +1
    özel hastanelerin bir politikası vardır. bu tarz durumlarda ödeme konusunda sıkıntı yaşamamak için ameliyat olması gereken kişiyi ameliyata almadan önce masrafları karşılayacak kişiye senet imzalatırlar.. zaten böyle bir durumda senet imzalamam ben demek gibi bir fırsatım yoktu. düşünmeden senetlerin altına imzamı atmıştım. haliyle bu 90 milyarı ödemem gerekiyordu. 50-60 milyar gibi bir para toplamıştım. arabamı acil bir şekilde yok pahasına satılığa çıkarmıştım. merve desteğini esirgememiş , elinde avucunda ne varsa yardım etmek için kullanmıştı. her ne kadar kabul etmek istemesem de kaldığım durum ortadaydı. ailenin dava açmaması gerekiyordu , onların ihtiyaçlarını sonuna kadar karşılamam gerekiyordu. ipeğin de destekleri olmuştu. yanımda olmaları bile yetiyordu ancak maddi anlamdaki desteklerini hayatım boyunca unutamam. son derece kötü günlerden geçiyordum. 50-60 milyar arası bir parayı hastaneye teslim ettim. daha sonra aileyi memleketine gönderdim , buradan gitmeden öncede bir miktar parayı aile büyüklerine teslim ettim. mahkeme ile uğraşmam gerekiyordu. iyi bir avukat buldum , avukat giderlerini karşılamak için çok zorlandım. elde avuçta birşey kalmamış , evimi bile satma noktasına gelmiştim
    ···
  19. 19.
    +1
    pgibolojim bitmiş , çevremdeki insanların teselli cümlelerini duymaktan sıkılmış , susmayan telefonumun ses tonundan iğrenmiştim. bunları bir şekilde hallettikten sonra hakimin karşısına çıkıp durumu anlattım. aile henüz şikayetçi olmadığı için o günlerde çıktığım mahkeme sadece gerekli olduğu içindi. ortada şikayet vs yoktu. aileyi memleketine , doğuya gönderirken yanımda uzun süredir çalışan doğulu bir tanıdığımdan onlarla birlikte gitmesini , cenaze sonrası durum hakkında beni bilgilendirmesini , masraflarını benim karşılayacağımı anlatmıştım. sağolsun kırmadı beni , aile ile birlikte kamuran'ın memleketine gitti. günü birlik beni arıyor , o anki durum konusunda beni bilgilendiriyordu. aile sağolsun anlayışlı tavırlar sergilemişti. ekmeğinin peşinde öldü , fre4ky'den allah razı olsun hiç bir konuda bizi mağdur etmedi gibi sözler söyleniyormuş. bu durum biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı. aile'nin böyle bir durumda tam 5 yıl dava açma hakkı bulunuyordu. herşey yoluna girdikten sonra 5. yılın dolmasına 2 gün kala aile davacı olsa , yine çok büyük derde , sıkıntıya girecektim. bunun farkındaydım ve bu da kendimi toparlamamı imkansız hale getiren etkenlerden biriydi. avukatım ve aile ile birlikte gönderdiğim doğulu kardeşim sağolsun biraz rahatlamıştım. o günlerde akıl aldığım tek kişi avukatım mehmet (takma isim)ti.
    ···
  20. 20.
    +1
    olayın üzerinden bir süre geçtikten sonra mehmet aile ile muhattap olmamamın daha doğru olacağını söylemişti. eğer muhattap olmaya devam edersem sürekli olarak benden maddi anlamda destek bekleme ihtimallerinin bulunduğunu , bu gibi durumlarda herşeyi zamana bırakmanın faydalı olacağını belirtmişti. benden daha deneyimli , daha tecrübeli biri olduğu için de tavsiyelerini dinlemiştim. daha sonra hastane'ye kalan 30 milyar gibi bir açığım bulunuyordu. kendi kendime fatura konusunda bir sürü açık olduğunu , bu kadar faturanın gelmesinin imkanının olmadığını düşünüyordum. senetler hastane sahiplerinin elindeydi. avukat yolu ile itiraz hakkımı kullanmaya karar verdim ve hastane sahiplerine dava açtım. o dönemler yanımda olan bir arkadaşımın çok yakından tanıdığı bir cumhuriyet savcısı vardı. onunla telefonda görüşüp durumumu anlatmıştım.
    ···