hayatımı mahveden ilişkimi anlatıyorum

la bi gibtirgit

hayatını gibeyim anlatma

tamam beyler grup burdaymış, 13'e kadar bekletmeyeyim sizi, başlıyorum..

up up up

rezerved

...

lan napıyor bu bakışları altında
garip dans ve akrobasi hareketleriyle body sini çıkarmaya başladı
lan noluyor demeye kalmadan bir hamlede şortunu da alaşağı etti
adı neydi ki bunun, heh özge, dıbınakoyayım adını yeni öğrenmişim
bu nasıl birşey,
bu nasıl bir dünya nereye düştüm ben,
karı karşımda pembe dantelli sütyeni ve g-string iyle dizleri üstüne çökmüş yatakta gözlerime bakıyor
tırstım önce,
kesin bir kişilik bozukluğu, anksiyete falan olmalı dedim,
hani içtiğimiz de 2'şer bira, bi bünye bu kadar zayıf olamaz,
ama hatun resmen "hadi soyunsana lan" diyor gözleriyle,
sanki 7 kişi tarafından memeleri sütyenine zorla sıkıştırılmış bir halde...

BEYNiNiN KABINI S2M PANPA

...

özge o halde kaldıktan sonra sanırım 55. saniyede şaşkınlığı atabildim ve elim gömleğimin en üst düğmesine gitti
gözlerim hala yeni ilk am gördüğüm kadar şaşkın gözlerine kilitlenmiş,
ilk düğmeyi açtıktan sonra yaklaşmaya başladı
omuzlarımdan itip sırtüstü yatırdı beni
ben düğmeleri çözerken pantolonumu çıkarmaya başladı
-ya şey.. diyecek oldum ki
-şşşş, hiç konuşmanın zamanı değil. dedi.
pantolonu çıkarmasıyla gömleği çözmem aynı ana denk geldi.
boxer ı da çıkarır diye beklerken
yüzü boynuma uzanacak şekilde üstüme uzandı.
sol kulağımın hemen altını emmeye başladı
elimi omuzuna atarken doğruldu,
elimi tuttu ve reddetti.
emmenin şiddetiyle morarmış boynum ve boxer ı parçalamak üzere olan gibimle öylece bırakarak beni kalktı ve giyinmeye başladı..

...

hiçbirşey demedim,
ne gitme, ne yapmayacak mıyız,
herşey gibi sonu da garip olmuştu, böyle olması gerekiyor dedim,
zaten olayların akışını düşününce sonunun mutlu bitmesini beklemek abesti,
ne yapmaya çalıştığını bile sorgulamadım o anda beynimde,
belki boynum tuzluydu iğrendi benden,
belki aklına bişey geldi vazgeçti,
belki de bir amaç uğruna beni o halde bırakması gerekiyordu,
hiç bakmadı ama yüzüme,
görüşürüz bile demedi,
1 dakika içinde giyinip masanın üstündeki sigarası ve telefonunu çantasına koydu, çıktı gitti
ben de hiçbirşey olmamış gibi giyindim, bir sigara yaktım ve hande yi aradım..

özge ıyıdır panpa

...

sinem çıkmıştı telefona,
oysa hande ve sinem en son fikret olayından sonra yaklaşık 2 aydır aynı ortamda bile bulunmamaya çalışıyordu
şimdi ise hande nin telefonunu açmıştı sinem,
şaşkınlığımı anlamış olacak ki sormama fırsat vermeden;
-bak sakin ol daylami, kimseye de haber verme, ailesi dahil kimse bilmiyor, çabuk hakanlara gel, hande alkol komasında sanırım.
beynimde binlerce şimşek çaktı, hani o insanların hiçbişey düşünemez olduğu anlardan
20 dakikalık yolu arabanın limitlerini zorlayarak 13 dakikada aldım,
kapıyı hakan açtı,
yüzü öyle beyazdı ki, belli ki hande ile içenlerden biri de oydu,
kolumla kenara ittim puştu bir hamlede,
hande nin bulunduğu odaya koştum..

...

bilinçsiz hareketlerle handenin alnını, boynunu yokladım,
cansız gibi yatıyordu,
bir başında sinem bir başında ebru öylece oturmuş bakıyorlardı
-lan gerizekalılar, ölmesini mi bekliyosunuz diye bağırdım.
sükûnetleri insanı çıldırtacak cinstendi.
kimseden çıt çıkmıyordu, geri salona koştum
- ne tak yediniz lan dıbına koyayım, ne tak yemeye içtiniz bu kadar diye omuzlarından sarsarak bağırdım hakan a
hakan kafasını öne eğmişti
ses sanki zütünden çıkıyordu:
-hande sana aşık olmuş daylami dedi.
ellerimin omuzlarından düşmesi ile dizlerimin üzerine çöküşüm aynı saniyede oldu..

...

bu, hayatımda olması gereken en son şeydi,
hande ile 11 senelik bir arkadaşlığımız vardı,
ortaokulda aynı servisteydik, orda tanışmıştık,
hiç o gözle bakmadan, platonik aşklarımıza kadar anlatmıştık birbirimize,
"kadından dost olmaz" diyenlerin zütüne sokuyordum ben hande yi mütemadiyen.
yıllar geçtikçe serpilmesi, güzelleşmesi bile fikirlerimde en ufak bir değişiklik yapmamıştı,
2 kızkardeşim vardı, hande de üçüncüsüydü,
şimdi ne olmuştu da böyle hislere kapılmıştı,
buna yol açacak hiçbirşey yapmamıştım ki ben oysa..

var mı lan takipçi zütomikoviçler?

...

kendime gelip odaya döndüğümde hande uyanmıştı,
bi taraftan ebru diğer taraftan sinem ilaç içirmeye çalışıyordu, hande nin ısrarlı reddedişlerini aşmaya çalışarak,
beni gördüklerinde duraksadı hepsi,
hande gözlerini daha önce hiç takınmadığı bir tavırla gözlerime dikti,
-hoşgeldin dedi
-hoşbulduk da naptın sen hande? dedim.
-bi şekilde deşarj olmam gerekiyordu, yanlış bir yol seçmişim dedi.
-hakanların evinde oluşunu ayrıca tartışacaz da ne için deşarj, neyin deşarjı bu, sen beni aramaz mıydın böyle bişeye ihtiyacın olduğunda, dedim
-senin için dedi. gözlerindeki anlam katsayısı bir level atlamıştı. bense gözlerine belki de ilk defa o kadar anlamsız bakıyordum..
-gelsene yanıma dedi,
gittim, sinem ile ebru ayağa kalkıp kapıya doğru gerilediler, karın hizasında yatağa oturdum, elimi tuttu
-nasıl oldu bilmiyorum, ben sana aşık oldum dedi ve iki eliyle sağ elimi tuttu.

@20 sanırım benim hızlı hareket etmem için öyle bişey yapmışlar, komada olmadığını sinem de biliyodu ki sesi de çok sakindi zaten. içip içip sızmış yani, olay bu.

...

elimi tutan, birinci dereceden 3. kız kardeşim.
gözbebeklerimin içine kadar girmiş, bana ilan-ı aşk ediyor,
şimdi işin hangi taktan tarafına yanmak lazım?
kardeşliğin geldiği bu hazin duruma mı
yoksa hande nin aşkına karşılık kalbimde en ufak bir kıpırdama dahi olmamasına mı
ve tabi bendeki negatifliğin hande de yaratacağı travma var.
neresinden tutsan elinde kalan bir durum
ama öyle bir kavramış ki elimi
sanki annem askere gönderiyor beni
öyle bir yoğun, öyle bir hissediyorsun eliyle yüklediği enerjiyi.
-tamam hande, sen hele bi kalk kendine gel, konuşuruz.
-kendimdeyim ben dedi, hiç olmadığım kadar kendimdeyim.
hızlı bir hareketle kurtuldum ellerinden, yatağın başında doğruldum
tam ben -kalkabilecek misin derken o da yatakta doğruldu, gözlerini gözlerimden ayırmıyordu,
ebru nun getirdiği suyu içerken bile gözleri üzerimdeydi,
ve kardeşimin bana bakışları beni rahatsız etmeye başlamıştı..

...

ve tam da o anda olması gereken birşey oldu,
telefonum çaldı, filiz di arayan,
benim, hande nin ve oradaki herkesin aklından çıkmış olan filiz,
kız arkadaşım,
nasıl ki hande düşünmüyordu elimi tutup aşkını itiraf ederken filiz i
benim de tamamen çıkmıştı aklımdan,
1,5 ay sonra 3. yılımızı dolduracaktık filiz le,
geçen ay ailesiyle tanışmıştım.
binbir düşünceyle salona geçtim,
-geçtimmmmm diye bağırıyordu telefonu açtığımda,
allah dedim, saate baktım: 17:50
kahretsini tek ders sınavı..
filiz le son konuşmamızdan sonra yolda özge denen karı denk gelmişti,
sonra hande nin olayı falan
çıkmıştı filiz ve sınavı aklımdan,
-canım süpersin, dedim, hande yi söylesem mi diye düşünerek.
-allahım kurtuldum inanamıyorum, ya biz hiç kutlama planı yapmadık, bu akşam nereye zütürüyosun beni dedi
-dur canım, ben 1 saate yanındayım dedim, kapattım telefonu, hande nin yanına döndüm..

...

-tamam ya tamam iyiyim diyodu hande ebru ile sinem in yoğun ilgisi karşısında bunalmış bir halde,
ayaktaydı,
odaya girdiğimi görünce bana doğru döndü üçü de
yüzündeki deminki şehvetli bakışlar gitmiş, az önce annesinin pahalı vazosunu kırmış çocuk bakışları yerleşmişti yerine
-filiz miydi? dedi
başımı aşağı yukarı onaylar şekilde salladım.
-iyi misin biraz daha? dedim
-eh işte. dedi.
-gel seni eve bırakayım dedim, saat 6 yı geçti, sizinkiler de merak etmesin. hem benim de çıkmam gerekiyor, filiz'in sınavı vardı biliyosun bugün,
yerin dibine geçmişliği bir kademe daha artmış bakışlarla
-haklısın, hazırlanayım çıkalım hemen. dedi
sormam gereken çok şey vardı, konuşmamız gereken, aslında bir yerlere gidip oturup teke tek konuşmamız lazımdı ama filiz bekliyordu, bugün uygun değildi. arabaya bindiğimizde, ilk aklıma gelen şey, ebeveynvari düşüncelerle hakanların evinde gündüz vakti içiyor olmasıydı.
-vallahi öyle bir haldeydim ki, suatlara bile gidebilirdim dedi.
-saçma sapan konuşup asabımı bozma diye kapattım o konuyu,
sinem le onca yaşanan şeyden sonra konuşuyor olmaları vardı,
ve tabi en önemlisi şu aşk olayı vardı,
öyle ayaküstü konuşulamayacaktı.
vazgeçtim,
başka da bişey konuşmadık yol boyunca,
evlerinin önüne geldiğinde,
11 yıldır belki de ilk defa
öpüşmeden (yanaktan tabii ki lan dalyaraklar) ve tokalaşmadan ayrıldık.
gözlerime yine 11 senedir hiç görmediğim bir hande bakışı yerleştirmişti.
-görüşürüz dedi
-görüşürüz dedim.
indi arabadan.
kafamda gibişen tavşanları şöyle bi kenarda topladım,
aklımın sağlam tarafıyla filiz i getirdim sonra aklıma,
bir saate gelirim demiştim
saat altı buçuktu,
yarım saatim vardı..