Neyse beyler sonra seherin evine gittik amk kızı fark atti peste moralim bozuldu oda moralimon bozulduğunu görünce yine ayni yere öpücük kondurdu kızardım aniden cok tatlisin dedi bende sende öylesin dedim teşekürler dedi iste sonra aciktinmi dedi evet dedim bu bişeyler hazirliyodu mutfakta ben sessizce gittim arkasindan sarildim beyler gibimi dayadim züte bu baktim saldi kendini boynunu öpmeye başladım sonra cevirdim masaya oturttum bunu dilini falan emdim ulan nasil bi tadi var hala damagimda izmirin kızları ayri güzelmiş amk neyse iste bu üstümu çıkardı soyunduk falan direk bu egildi saxoya ulan yeminle profesyonel amk koy keladamse oynasin emiyoda emiyo bir posta
bosaldim agzina bu döndü o beyaz gotune tokat attim bi kac tane kizardi sonra arkadan doggstylr
yaptim sacini kavradim kisneterek gibiyom 3
postada öyle attim sonra birlikte duş aldik o günden beri hr hafta buluşup gibisiyoz

Devam ediyorum
Sonra üstünü çıkarmaya başladı. Sütyeninin içinden portakal falan çıkardı. Makyajını sildi peruğunu çıkardı bir baktım uğur abi. dedi"Demek sen benim çalışanıma yavşıyorsun"
Titrek bir sesle "Pardon uğur abi isteyerek olmadı" dedim
Sonra uğur abi çıkardı 35 cm liği 1posta seher için 1 posta da bozduğum PC için gibti.

Bu da böyle bir anımdır.

her neyse devam ediyorum beyler. evden çıktım. otobüs, metro, metrobüs... üç vesayet bindim. okulun yolunu tuttum. kampüse giriş yaptıktan sonra sınıfa girdim. saatler boyunca sıkıcı olan girişimcilik ve aşamaları dersini dinledim amk. hoca bir şeyler anlatsa neyse de açıyor projektörü, youtube'de adamın birini açıyor. dersi adam anlatıyor parayı bizim hoca alıyor amk. her neyse bu gibik dersi dinledikten sonra biraz enes, ayhan, ercan, yasin ve utku ile takıldım. biraz langırt oynadık, biraz pes attık işte. seher'in okulunun bitmesini bekliyordum. onu ben alacaktım. sonuçta erkek adamım amk. tabi ki sebep bu değil aq. erkek adamız bahanesiyle devlet okuluna girip takılacaktım. az kafayı çalıştırdım amk zaten gibik bir kampüsümüz var. her neyse biraz da bunlarla muhabbet ettik. enes ve yasin ile tartıştık tabi (kavga anlamında değil yanlış anlamayın). yasin ekşici, enes ise uludağcı olduğundan muhabbet ederken konu sözlük olayına geldi. kendi sözlüklerimizi birbirimize savunurken bir anda telefona whatsapp'tan mesaj geldi. mesajı görür görmez şok olmuştum...

araba ile restorana gittik. arabayı park ettikten sonra arabadan çıkıp restorana girdik. girişte ismimizi falan sordular. bizde söyledikten sonra bizi masamıza zütürdüler. ardından garson geldi. "hoşgeldiniz ne alırsınız?" dedi. ardından biz siparişimizi verdik. yemeğimizi yerken konuşmaya falan başladık. birbirimizi daha detaylı tanıdık. sanki bir deja vu gibiydi. bu yaşadıklarımın hepsini sanki daha önce derinle de yaşamış gibiydim. arabayla gitmeler, eve davet edilmeler, aynı restoran. herşey çok tuhaftı...

Akşam yemeği yiyodum pardon beyler neyse ben devam ediyorum orada şok olduktan sonra seher beni aldı yanındada iki tane kevaşe tipli huur vardı, hayrola o "deathburn" bumu dedi birisi. Seher utanarak bu dedi, beni içeriye çağırdı. iceriye girince gördüğüm manzara beni şok etti 3tane zenci çıkarmış 35cmlikleri bekliyordu. Seher beni bayıltıp gibtirmişti. buda böyle bi anımdır.

Ilk gun tanisti ikinci gun randevu ayarladi 5.gunde baba mi olucan amk

Sonra arabadan indik bagajdan benzin bidonunu Alıp yürümeye başladık Yürürken el ele tutulmuştuk gerçekten çok mutluydum o anda bir yandan konuşuyor bir yandan da yürümeye devam ediyorduk sonra arkamızdan bir araba geliyordu ben otostop Yaptım ve araba durdu araba Şahin di içinde de iki tane adam vardı 30 lu yaşlarda nereye geçler dediler ben abi benzin bitti benzinciye dedim tamam gelin atalım sizi dediler biraz çekindim ama sonra bindik arabaya adamlarda kafa adamlardı gerçekten sonra benzinciye vardık ve kız tuvalete gitti bende bidonu kapının oraya bırakıp tuvalete gittim sonra bu beni tuvalete çağırdı içeri girdik kapıyı kapattım ben bu benim dudaklara yapışmaya başladı benim alet dimdik olmuştu sonra bu aşşağı indi yalamaya başladı beni iyice azdırdı tam boşalacakken durdu ve sıra sende dedi bu zütü bana dönük şekilde domaldı ben bunun pantolonu indirdim kırmız bir tanga giymişti ama kalçaları süperdi gerçekten kalçalarını öpmeye başladım Sonrada bana bırak dedi gibimi eliyle tutup zütüne yerleştirdi ben zevkten Çığlık atıcaktım neredeyse bunu bir beş dakika gibtikten sonra boşaldım bu sıra bende dedi bende aşkım ben zaten boşaldım dedim o da ben de boşalmalıyım dedi tamam dedim sonra bu bana domal dedi ben ne anlamadım dedim bu önünü bana döndü tanganın önünden yirmi üç santim damarlı belli oluyordu ben bunu görünce şok geçirdim direk kapıyı açtım kaçmak için ama tuvalette dışarda şahinci adamlar vardı nereye Kaltak sıra bizde dediler bu üçü beni orda üç buçuk saate yakın çatır çutur gibtiler en son hayatımın aşkı zannettiğim yüzüme boşaldı ve beni orda bırakıp Şahin'le uzaklaştılar buda böyle bir anımdır

Başlığı görünce kesin deathburn yazmıştır dedim

Neyse içeri girdim. etrafa göz geçirdim. koskoca kampüste seher'i nasıl bulacaktım aq? her neyse cep telefonumdan seher'i aradım. seher telefonu açtı. seherle biraz konuştuktan ve birbirimize biraz iltifat ettikten sonra seher'e nerede olduğunu sordum. seher yerini söyledikten sonra seher'in yanına gittim. fakat seher'i almaya gittiğimde gördüğüm şey ile ne tepki vereceğimi bilemedim.

panpalar devam ediyorum. telefon harbiden çekmiyordu amk. seher'e "bu işin bölümünü okuyorsun bir şey yapamaz mısın?" dedim. seher dalga geçer gibi söylediğimi düşündü "sen işletme bölümünü okumana rağmen nasıl holding sahibi değilsen, ben de o işi öyle halledemiyorum. ayrıca telefonun çekmediği bir yerde steve jobs ve bill gates araya gelse o dediğini yapamaz" dedi söylediğimi garipseyerek. ben "en iyisi biraz ötede benzin istasyonu varsa oradan şişe tarzı bir şeye doldurmaya gidelim" dedim. seher kabul etti. dışarı çıktık ve arabayı kilitledik. dışarı çıktık. dışarısı buz gibiydi. biraz ilerledik seher üşümeye başladı. üstümdeki ceketi ona verdim. giydikten sonra ilerlemeye devam ettik. arabadan biraz uzaklaştık fakat bir kurt sesi duyduk. hem de çok gürültülü ve çok yakındı. Sesi gittikçe yakınlaşıyordu...

devam ediyorum arkadaşlar. çok önemli bir işim çıktı. o yüzden biraz beklettim. her neyse devam ediyorum. birden arkada müzik çalmaya başladı. etrafta herkes dans etmeye başladı. seher bunu bekliyormuşçasına bana baktı tabi. ben aşırı özgüven ve rahatlıkla "benimle dans eder misin güzellik?" dedim. seher gülümseyerek "tabi ki karizmatik şey." dedi ve dans etmeye başladık. seher öyle güzel dans ediyordu ki, birçok kişinin ilgisini bile çekti. tabi ben öfke ve kıskançlık patlaması yaşasam da, hayatımın en güzel gününü mahvetmek istemediğim için kendimi tuttum. aradan 5-10 dakika geçti. müzik bitmek üzereyken seher dudağını benim dudağıma değdirdi ve aniden öpüşmeye başladık.

her neyse devam ediyorum. öpüşme ardından saatler geçti. yemeğimizi yedik. gitmeyi düşündük. seher "deathburn gidelim mi artık hayatım? en güzel dakikalarımızı geçireceğiz daha" dedi. ben "tabi ki tatlım artık gitme vakti. seninle şu filmi izlemek istiyorum." dedim arabaya bindik. seher'in evine doğru yol aldık. seher'in evine doğru yol aldık. buraya geldikten bir öğrenci evi tutmuş. tek oturuyormuş. her neyse bu bayağı sürdü. kırsal bir alandan geçmeye başladık. sessiz bir alana girdik. fakat çok kötü bir şey oldu. arabanın benzini bitmişti ve etrafta hiç benzinci yoktu...

Beyler geç kaldığım için özür dilerim. istanbul dışına misafirliğe gittiğimizden bakamıyorum fazla. Her neyse seher bana "şu kurtlardan daha azgın olduğunu göster deathburn" dedi. zinaya derinle yaptıktan sonra tövbe etmiş olsam da, dayanamadım ve kıza girişmeye başladım. emaneti soktum bunun yuvarlak kısma. 20 dakika git gelden sonra bunun suratına boşaldım. emaneti yalayıp bütün beyazlıkları yuttu. ardından "çok lezzetliydi. daha fazlası yok mu?" dedi.

10 dakika kadar arabada seher'i bekledim. nered olduğunu merak ettim. arabadan çıktım. seher yolda yerde yatmış duruyordu. ben "seher bu hal ne?" dedim. seher "deathburn anca sıcaklık azaldı." dedi. ben bunun üstüne çıktım. sarhoş kafayla "seher, sarhoş kafasından çıkabildin mi?" dedim. seher de sarhoş kafayla "hayır çıkartamadım." dedi. fazla sarhoş olduğum için kendimi kontrol edemedim ve "o zaman ben çıkartırım" dedim ve emaneti çıkardım. tam girişmeye başlayacakken seher eliyle dur işareti yaptı ve az ötedeki kurtları gösterdi.

arkadaşlar okuyanlar belli etsin kendini 3-4 çıkarsa akşam seri bir şekilde devam ettiricem

seher'i görünce resmen büyülendim amk. bu nasıl bir güzellikti lan. üstüne gri renk body, altına siyah dar bir tayt giymiş. saçlarını dalgalı yaptırmıştı. elinde dosyalar vardı. "ee deathburn buluşmaya nereye gidiyoruz bir fikrin var mı?" dedi. tabi ki vardı. bizim oralarda deniz kenarındaki restorana gitmeyi planlamıştım ve yer bile ayırtmıştım. bizim cenk pekekentinin eskiden sahibi olduğu restorandı amk. en son eski sevdiğim kız olan derin ile gitmiştim. iyi ki gibtir olup gitmişti o cenk dene puşt. karısını aldatması ile mahalleye ifşa olduğundan pılını pırtını toplayıp memleketine kaçmıştı muallak. hiç sevmezdim o adamı. bir keresinde 14 yaşındaki bir kız çocuğu sırf 20 kuruş ekgib verdi diye bulaşık yıkattırmıştı pekekent. her neyse o gibtir olup gittikten sonra tabiki restoranı başkası aldı. ben "tabi ki seher. o kadar düşüncesiz mi sandın beni?" dedim. seher gülümsedi ve bu sefer diğer yanağıma öpücük kondurdu ve "diğerine öpücük kondurmuştum. buna da kondurmuş olayım da haksızlık olmasın." dedi. ardından "bu arada kampüsten bir arkadaşım arabasını bana ödünç verdi. restoranan onunla gideceğiz. ehliyetin var mı?" dedi. ben "maalesef yok sınava 2 ay sonra gireceğim" dedim. seher gülümseyerek "merak etme benim var." dedi. ardından arabaya bindik ve restoranın yolunu tuttuk.

ya bütün gün evde oturup pipisini okşuyor sonra buraya gelip yok sehermiş yok deathburn muş hikaye yazıyor onun bunun evladı gibtir git gözüm görmesin dıbına koduum gerizekalısı inanıp okumayın bu salağın hikayesini. boşu boşuna başım döndü 5 sayfa okudum

devam ediyorum. ardından kurt tekrar ulumaya başladı. seher ile koşmaya başladık ki, seher topuklu ayakkabılardan dolayı koşamadı tabi. dengesini kısmen kaybetti ve ayağı burkuldu. onu kucağıma aldım ve arabaya hızla koştum. arabaya vardıktan sonra kapıyı kitledim. seher "sanırım maalesef bu gece sabah kadar buradayız deathburn" dedi. ben de "heralde gecemizi yaşayamacağız seher." dedim. maalesef geceyi arabada geçirecektik. Allah'tan annemle babama önceki gün, sonraki gece bir arkadaşıma gecelik gideceğimi söylemiştim de merak etmeyeceklerdi. ardından seher elimi tuttu. "ben gecemizin mahvolmasına izin verir miyim deathburn?" dedi gülümseyerek. arka tarafa geçti. arka koltuğun içinden poşet çıkardı. poşetin içinde çeşitli içkiler çıktı. seher "ee deathburn geceye hazır mısın?" dedi.

neyse beyler devam ediyorum. size de günaydın amk. neyse. seher eliyle kurtları gösterdi. başta tırstım tabi. ama saldırmadıklarını görünce rahatladım. gözümüzün önünde çiftleşmeye başladılar. seher "aynı bizim gibi sevişiyorlar" dedi. ben "seher bizi hayvanlarla bir mi tutuyorsun?" dedim gülerek. seher de kahkaha atarak "biz onlardan daha hayvanız. inanıyorum ki sen daha iyi becerirsin beni. sonuçta beceriksiz değilsin" dedi esprili bir şekilde. işte o an fena şeyler oldu.

Hacker hikayem
http://www.incisozluk.com...trol-eden-hacker-hikayem/

Ruh hastası kız
http://www.incisozluk.com...C4%B1-k%C4%B1z-hikayem/1/

Gizemli adamlar
http://www.incisozluk.com...anlarla-ilgili-hikayem/1/

Mahalledeki Çete
http://www.incisozluk.com...%B1zan-%C3%A7ete-hikayem/

Antalyadaki ingiliz kız
http://www.incisozluk.com.tr/e/166828324/

Ölen teyze
http://www.incisozluk.com...B6l%C3%BCm%C3%BC-hikayem/

Belalılar
http://www.incisozluk.com...n-belal%C4%B1lar-hikayem/

Bu arada diğer hikayelerimi okumak isteyenler buradan ulaşabilir. Değerimi bilin panpalar. Bazılarını henüz bitiremedim. Onları sonra tamamlayacağım.