m: tamam tamam hadi hazırla bişeyler de affediyim seni.

gittim içeriye, ekmeğin hepsini kendim yemiştim. melisa'ya söyledim ve ekmek almaya çıktım. yolda yürürken acaba ne yapsam diye de düşüniyorum. bakkala girdim, ice tea falan aldım. nutella falan yer diye küçük nutellalardan aldım. işte çok bekletmiyim diye hızlı yapıyorum bunları. hızlı adımlarla eve döndüm. bi de paket almıştım, benimkinin içinde 4 5 tek vardı. ikimizede yetmezdi gün boyu.

zili çaldım, kapıyı açtı. neden bilmiyorum ama sımsıkı sarıldı. şaşırmıştım ve kalbim hızlı atmıştı. hemen öptüm ve kokladım onu. içeriye geçtik, ben ona kahvaltı hazırlıyprum falan. gönül isterdi domateslerden şekil yapıp jest yapayım ama evde domates yoktu. daha doğrusu sebze de yoktu. hızlıca peynir falan çıkardım. tabakları hazırlayıp ice tea'sini koydum. şeftali ice tea'yi çok severdi.

çağırdım masaya, yüzü güle güle geldi. oturdu karşıma, ben onu izledim yerken o yemeklerine dikkatlice baktı. yemek yerken de tatlıydı. yeni uyanmış birine göre nasıl bu kadar güzel olabilirdi ki. çok güzeldi. yaklaşık 2,5 su bardağı ice tea içti çünkü gerçekten çok severdi.

b: çok seviyosun heralde.
m: neyi ya.
b: şeftalili ice tea.
m: ya evet çok seviyorum, çünkü hayattaki en güzel şey.
b: limonlu daha güzel ama sen bilirsin, zevkler tartışılmaz gerçi hahahahah.

beyler uyuyorum hepinize iyi geceler sabah bitirmeyi planlıyorum hikayeyi, hepinize iyi geceleeer.

beyler 2-3 gün bunun gibi monoton geçti, aramız günden güne sıklaşıyordu. sanırım o da benim hissettiklerimi hissediyordu ki benim gibi o da 1 hafta sonra ne yapacağını soruyordu. 1 hafta küsür birşey kalmıştı. gerçekten ne yapıcağımı bilmiyordum. bana telefondan idare edip edemiyeceğimizi sordu. bana göre hava hoştu idare ederdik bence. ama 10 aydan daha fazla bi süre sadece telefondan dayanabileceğime inanmıyordum.

uyandım saat 7 civarı. işe gitmem lazımdı, kalktım yavaştan ama hiçte kalkmak istemiyordum. neden bilmiyorum ama sanırım bir rüya görmüştüm, 1 hafta bitiyordu ve bir daha hiç görüşmüyorduk. moralim çok bozulmuştu gerçekten. onsuz yapabileceğimi düşünmüyordum. sanki o olmadan önce yaşamıyomuşum gibi geliyordu.

kalktım, kahvaltımı yaptım. sigaramı efkarla içtim ve üstlerimi değiştirmek için odama yöneldim. ve melisa'yı aradım.

m: alo, eric iyi misin? bişey mi oldu bu saatte arıyosun?
b: yok yok iyiyim ben. boşsan bugün bişeyler yapalım mı.
m: olur canım. ama işin yok mu senin?
b: izin alırım ya dert etme sen. seninle zaman geçirmek istiyorum.
m: tamam bana uyar eğer sorun olmayacaksa.
b: hallederim ben. yarım saat içerisinde bize gelsene.
m: tamam gelirim.

aradım ve gelmesini söyledim. çünkü 1 haftamız kalmıştı ve ben onla doya doya zaman geçirmek istiyordum.

Sigara koymak nedir aq

evin yolunu tuttuk muhabbet ede ede, çok hızlı geçmişti o yol. onla konuşunca hızlı geçiyordu tabii. evin önüne vardık. anahtarımı çıkardım, kapıyı açtım içeri girdik. kanepeye oturttum, televizyonu açtım.

b: içecek bişey ister misin? ice tea olur, başka bişey olmaz çünkü başka bişey yok. ice tea ister misin.
m: haahahah. olur olur içerim canım.

canım diyişine erimiştim. bi insan nasıl bu kadar güzel canım diyebilirdi ki. ice tea'leri doldurdum. çerez vardı evde, nerden kalmış bilmiyorum ama isteyip istemiyeceğini sordum. istemedi, zütürmedim bende. gittim yanına oturdum, bayağı bi muhabbet ettik. gözlerinde daldım, dinleyemediğim için cevaplayamadım sorularını ve kızdı bana, beni dinlemiyosun sen diye. gözlerinde dalıyorum diyemedim, çünkü hala gözlerine dalılı bi haldeydim. sanki konuşuyor ama sesi bana gelmiyor. nasıl oluyodu bu hiçbi fikrim yok ama oluyodu işte.

m: neden cevap vermiyosun.
b: gözlerin, beni etkiliyo, dalmışım pardon. (diyip gülümsedim)

bunu dedikten sonra yine o aşşağıya doğru bakışını attı. kafasını kaldırdım ve öptüm. öpüşmemiz uzun sürdü ve kucağıma doğru çektim. etkilenmiş olmalı ki, kucağıma doğru geldi. uzun bi süre ellerimi gezdirerek öpüştük ve yavaş yavaş üstünü çıkarmaya başladı. tabii sırayla bende çıkarmaya başladım ve sanırım 1 saat gibi bi süre seviştik.

yarım saat içinde 3 dal sigara yakmışım. 3.yü hatırlamıyorum ama kül tablası öyle demiyordu. içmişsin 3.yü aha da burda diyordu. yarım saat geçti. kapıyı çalışından onun olduğunu anladım. gerçi sabahın bu saatinde başka kim çalıcaktı kapıyı. ama zile 3 kere ard arda basıp beklemişti. çok samimi bi zil çalışıydı bana göre. ben sanırım aşık olmuştum yahu. bi insanın zile basışı diğer bi insanı etkileyebilir mi ya, etkiliyor işte. insan böyle duygular besleyince etkiliyor işte.

güzelliğim kapıdaydı. açtım kapıyı saçlarını toplamıştı. toplamak da değil de at kuyruğu işte. ona at kuyruğu gerçekten çok yakışıyodu. en çok at kuyruğu yaptığında seviyodum saçlarını. ama her zaman da seviyodum saçlarını, kumral saçlarını. içeriye gelmez misin dedim şakayla karışık, yok seni görüp gidicektim dedi. ama şakaydı sanırım anlayamamıştım başta ama sonradan dank etti.

içeriye aldım onu. saat 8'i geçiyordu. yeni uyanmasına rağmen yüzü hala çok güzeldi ve hep güzeldi. altında şort üstünde askılı vardı. çok güzel olmuştu.

b: kahvaltı yaptın mı.
m: beraber yaparız diye yemedim ama, yemişsin sen heralde.

dedi içerideki tabakları göstererek.

b: ya aslında birden gelişti. ilk kahvaltıyı yaptım sonra aklıma geldin ondan böyle oldu.

beyler hikaye uzadı farkındayım ama yaya yaya anlatmak istedim, yayma diyorsanız kısa kesip bitiririm yay diyosanız yayarım bu entry'e cevap olarak yazar mısınız. çoğunlukta olanı seçicem.

Ne gib varmış be sende hergun 2 şer saat

giberim daşak geçiyor amk 5 dk da bir abi isim var abi isim var ulan işin varsa vergi levhan nerde a ibine.

Pampa asliyi gibtir et melisa verir sana

Aslıyı gibtir etme gruba git bin

Ben bu adamin işini cozdum beyler hepsi uydurmaydi şuan da senaryo bulamiyor oç

Yengde Eric gibi kütür kütür.

yarım bıraktı bin, inşallah gece zebaniler düdükler seni

Panpalar telefondan yazmaya devam ettiğim için şarjım yetmiyor şukularınızı ekgib etmeyin.

Koyun oraya, vardık 2.5 litrelik ice tea de almıştım prensesim seviyor diye. Havluları serdik tam denize gireceğiz

Melisa seslendi.
m:eric hadi gel bir kere daha karşıdaki kumlu yere kadar yarış yapalım.
b:olur dedim ama hala iyi yüzemiyordum.
m:orda sana bi süprizim var, dedi sevdiceğim.

Kumlu yere vardığımızda Prensesim önden gidip "dur süprizi hazırlayıp geliyorum" dedi bekledim biraz, 10-15 dk geçti bi baktım bana bağırıyor birisi çok endişelenmiştim sese doğru yöneldim melisa'ydu bu.Koşup gittim hemen.

b:ne oldu niye bağırıyorsun?
m:eric sana süprizim buydu işte.

ilk anlamamıştım sonra gelen seslere odaklandım "ahh uhh ohh hadi aşkım" Endilenmiştim bi baktım bizim Mustafa abi Aslı'yı çatur çutur gibiyor. Anladımki bunlar Mustafa Abi için benimle takılmışlar.Bu hayatta bi kere daha sırtımdan vurulmuştum. Son

Edit:çugulayanlar aslı'yı gibmek isteyip elini gibenler :d

Melisaya aşık oldum pnp numarası varsa paslarmisin (izmirliyim)

Hay sizinde hayatinizida değiştiren kızında

beyler bi işim var yazamıyorum akşam 7 8 gibi yazmaya devam edicem sağlıcakla kalın. özür dilerim tekrardan

Aq kızı nasıl anlattın kıza ben aşık oldum numarasini versene pampa

Aq kuzeni tabi numarasını neden bilmesin 😂