uppppppppppppppppppppppppppppp

uppppppppppppppppppppp

uppppppppppppppppppppppppppppp

UH-1 ‘in içinden yeliz kaymış ve Kuleye çarpa çarpa doğruca aşağı düşmüştü.
Sercan hemen bombanın olduğu çantayı açtı ve kodları girerek bombayı durdurmayı denedi.
O sırada Burak ve Kutay helikopterden halatlar yardımıyla Sercan’ın yanına inmişlerdi.
Kod her defasında çalışmıyor ve geri sayımda bitmek üzereydi.
Fransanın göbeğinde nükleer bir bomba patlayacaktı.
Burak bu şekilde olmayacak dedi ve içindeki asıl tahribat yaratacak 500 Gram ağırlığındaki nükleer maddenin olduğu parçayı içinden sökerek çıkardı.




Komutanım atın şimdi dedi Kutay…
Nereye diyordu Sercan. Anlamsızca bakarak.
Helikoptere dedi Burak…..Çantanın içinde sadece patlayıcı madde kaldı……helikoptere doğru atın şunu hemen….
Sercan çantayı aldığı gibi son gücüyle helikopterin pervanesine doğru savurdu ve sonrasında grup kendini asansöre attı.
Bomba çok şiddetli bir şekilde patlamıştı.

Gene Mükemmel Bir Hikaye.

uppppppppppppp

Burak ve Kutay söyleneni yaparak trenin arka kısmına doğru ilerlemeye başladılar.
Vagonun içine aynı anda girdiler fakat içerisi bomboştu….
Tam ortada oturan Galena dışında…..
Kadın vagonun ön tarafından giren Burak ve Kutay’ı görünce yerinden kalkmak istedi ama arkadan gelen Sercan “SAKIN AYAĞA KALKAYIM DEME YOKSA BEYNiNi ÖN KOLTUĞUN iÇiNE PÜSKÜRTÜRÜM SENi ADi FAHiŞE” dedi.
Galena arkadan sesin geldiği yöne hızlıca döndüğü zaman bu sefer Burak “ HAREKETLERiNE DiKKAT ET…..” diyerek uyardı kadını.
Kutay Sercan’a bakarak “ BURASI BOMBOŞ…..KiMSE YOK “ dedi.

Girdiği zaman iki kişinin silahlarını bırakarak oturduklarını gördü….silahlarını almaya çalışırlarken gövdelerine aldıkları mermileri ile vurarak öldürdü hepsini.
Öteki odaya geçtiği zaman dışardan bir helikopter sesi duydu.
- Yeliz dışardan bir helikopter sesi geliyor… nedir bu ?
- Adamın olduğu yere bir LiTTLE BiRD helikopteri geldi….çabuk ol yoksa kaçacak….
Sercan tahta kapıyı kırarak dışarı çıktı ve çıktığı gibi tüfeği ile küçük helikoptere ateş etmeye başladı.
Helikopter yerden biraz kalkmıştı ve pilot aracı Sercan’ın üzerine sürmeye başlamıştı.
Sercan arkasını dönerek atladı….helikopterin pervaneleri sırtını az farkla teğet geçmişti…tüfeği elinden düşmüştü Sercan’ın…belindeki tabancasını çıkararak helikopterin arkasından ateş etmeye başladı. Mermileri kuyruk bölümüne ve pervanesine denk gelmişti ama adam kaçmayı başarmıştı.
- YELiZ BEN SERCAN…ADAM KAÇTI…DERHAL ADAMIN KOORDiNATLARINA UÇAK GÖNDERiP VURUN ŞUNU…..YELiZ CEVAP VER…..YELiZ ADAM KAÇIYOR CEVAP VER……ALLAH KAHRETSiN…..
Elindeki tabancayı yere fırlattı sinirden….

Bida rez anlayim sonra uzun ara verdi diye hikayeyi bırakmayak

Helikopterdeki bomba Akdeniz’in ortasında büyük bir gürültü ile patlamıştı……
Patlamanın şiddeti o kadar büyüktü ki o bölgede 5 şiddetinde bir deprem meydana getirmiş , oluşan mantar şeklindeki alev ve dumanlar ADANA, LÜBNAN VE KIBRISTAN açık bir şekilde görülmüştü…
Etrafında 5 metrelik bir dalga oluşturmuş patlamaya yakın yerlerde Tsunami alarmı verilmişti.
Bütün bu olanlardan habersiz Sercan, Burak ve Kutay kendilerini almaya gelecek olan helikopteri beklemeye başladılar.
Uzaktan helikopterin sesi geldi ve Kutay yerini belli etmek için elini kaldırdı. Helikopter alçalmaya başladığı zaman patlamanın oluşturduğu rüzgar ile savrularak düştü…..

Devam usta ne kadar uzun ara versen de burdayız

Arsamı alayım

Aradan 3 saat geçtikten sonra Siyah renkli bir BELL 429WLG tipi helikopter fransaya doğru son hız ilerleyen trenin tepesinde trenle aynı hızda ilerliyordu.
Ellerindeki tüm imkanları kullanarak bombanın içinde olduğu treni parise az bir mesafe kala yakaladılar.
Burak ve Kutay bu görevde Sercan’ı yalnız bırakmamışlar ve Sercan’ın tek başına gitmesine razı olmamışlardı.
Hızlı bir şekilde ilerleyen treni helikopterle takip etmek hiçte zor değildi zira yolun iki tarafındaki direkler sürekli sorun çıkartarak grubun trene geçişini zorlaştırıyordu.
En sonunda pilot bir yolunu buldu ve tren bir köprüden geçerken iyice alçaldı ve grubu trenin üzerine bırakmayı başardı.
Etrafta çok ses vardı Sercan, Burak ve Kutay’a siz vagonun arka kısmından girin bende ön kısmından giricem ortada sıkıştıralım ve bir yere gitmemelerini sağlayalım dedi.

Kadının yanında gri parlak renkte bir çanta duruyordu... Sercan gözlerini kadından ayırmadan çantayı eline aldı ve “ BU iKiNCi BOMBA SANIRIM “ dedi.
Kadın cevap vermiyordu.
EVET O ELiNDEKi iKiNCi VE SON BOMBA dedi arkadan bir ses….DiKKATLi TUT YOKSA BURADAN PARiSE KADAR YAŞAYAN KiMSE KALMAZ…..
Konuşan Yeliz Üsteğmendi…
Sercan arkasını dönerek silahını doğrulttu… Burak ve Kutay’da kadına nişan alarak Sercan’dan gelecek haberleri beklediler….

Ama o sırada Burak ve Kutay’ın arkasından bir ses daha geldi.
SiLAHLARINIZI iNDiRiN YOKSA BURADAKi HERKES ÖLÜR….
Konuşan Rus ajandı….
Adam grubu tam arkasından yakalamıştı. Ya silahlarını indirecek yada burada hepsi ölecekti.
Sercan yavaşça arkasını döndü.
Burak ve Kutay’a silahlarınızı indirin dedi.
Kutay indirdi ama Burak bir süre daha Yeliz’e nişan almaya devam etti. Sinirden gözlerinden alevler çıkıyordu adeta.
Şu or.spuyu vuriyim bari komutanım dedi.

BURAK SiLAHINI iNDiR BU BiR EMiRDiR…..Sercan’ın sesinden sinirli olduğu ve ciddi olduğu anlaşılıyordu.
Neden dedi sadece.. Sercan kadına bakıyordu…..

Anlaşılan dışardaki adamlar Rus ajanın öldüğünü henüz bilmiyorlar dedi Sercan….
Öyle görünüyor dedi Kutay.
Sis bombası atalım ve oluşan perdeyi kullanarak buradan dışarı çıkalım dedi Burak….vakit kaybediyoruz burada.
Çantasındaki sis bombalarından birini çıkartarak askerlerin olduğu yere doğru attı Burak…
Oluşan sarı sisi kullanarak hemen garı terk ettiler. Rus askerleri sarı sisin içine gelişi güzel ateş ediyorlardı fakat hiçbir mermiden isabet almadan dışarı çıkmayı başardı grup.
Fransanın sokaklarında silah sesleri yükselmeye başlamıştı.

Askerler heryere dağılmaya başlamış dedi Burak.
Gardan çıkarak ara sokaklarda gözlere fazla yakalanmadan Eyfel kulesine ulaşmaya çalıştılar. Girdikleri bir ara sokak büyükçe bir caddeye açılıyordu ve silah sesleri olabildiğince fazlaydı cadde üzerinde bir çatışmanın olduğu belliydi ama kimin kime üstünlük sağladığını bilemiyorlardı. Uzaklardan polis ve ambulans sirenleri gelmeye başlamıştı.
Paris sokaklarında büyük bir çatışma çıkmış şehre inen Sovyet askerleri polislerle çatışmaya başlamıştı.

Ne kadar çabuk geldiniz dedi Sercan. Evet komutanım diyerek cevap verdi Burak Kutay bir merdiven buldu oradan direk indik aşağı….ama buraya doğru gelen bir tank var…..onun için biraz bekleyin…dedi.
Kutay’ı alarak dışarı çıkmak istediler. Bir binanın bodrum katıydı burası ve merdivenlerden çıkarak dışarı ulaşmaları gerekiyordu.
Kutay durun bi dakika dedi... Bu ses gelen tankın sesi olabil……..
O sırada kapının orada bekleyen askerlerin olduğu yerde büyük bir patlama meydana geldi..
Tank gelmiş ve ilk olarak çıkacakları binanın kapısındaki askerlerin üzerine ateş etmişti.
iki asker orada can verdiler….
ANASINI S.KTiMiNiN ÇOCUKLARI diyerek bağırdı Burak……OR.SPU ÇOCUKLARI……….S.KiCEM ŞiMDi SiZi…..HEPiNiZiN ANASINI S.KiCEM ŞEREFSiZ P.ZEVENKLER…….

Gemi Lübnan’a doğru ilerleyen bir gemi….ve silahlı kişiler tarafından korunuyor…bu yüzden hücumbotla sızma işlemi iptal….havadan paraşütle ineceğiz….helikopter opsiyonuda iptal….zaten bir kargo gemisine helikopterle sızma işi tam bir aptallık olur değil mi?... havadan paraşütle ineceğiz…şansımız yaver giderse adamı gemiden kaçamadan bomba ile birlikte ele geçircez…..uydu görüntülerine göre gemide LiTTLE BiRD HELiKOPTERi var….bunu kullanarak kaçabilir…..buna göre tüm olasılıkları göz önünde bulundurarak ona göre hareket edeceğiz….anlaşılmayan bir şey varmı ?
Mert, Batura baktıktan sonra YOK KOMUTANIM dedi.
O sırada uçağın içindeki kırmızı ışıklar yeşile döndü ve pilot telsizden…..
Atlayış için şu an tam sırası…..hedefin tam üzerindeyiz….dedi.