hayaldi geçek oldu muhteşem hikaye

meğer herkes gelecekmiş, cengiz alper bey nazlı hanım falan filan amk. koyim ben öyle mi hayal ediyordum.

ne umdum ne buldum. evet sayın seyirciler bir kez daha şansımı gibeyim dedim.

neyse bekleyelim başa gelen çekilir dedim. normalde çok soğukkanlıyımdır. ani tepkiler gösteririm ama kısa zaman sonra aşırı normal davranmaya başlarım. sakinimdir yani.

yine sakin davranmaya devam ettim cool tavırlar yani. yeşim ise evde kimsecikler olmamasından cesaretle baya açık giyinmişti ve devamlı kucağımda yanımda oturuyordu. zeynep ise altından dar bir kot pantolon ve üstten de açık bir blüz giymişti. başörtüsü yokktu. son derece güzel giyimliydi. saçları da bakımlıydı onu ilk defa böyle görüyordum.

aklım karışmıştı. çünkü cengiz birazdan gelecekti ve onu böyle görse onu önümüzde bir daha giberdi diye tahmin ediyordum.

muhabbet gırla gidiyordu üçümüz arasında, yeşim arada sırada dudaktan öpücük konduruyordu bana bende delleniyordum ama gözlerim hep zeynepte. tam bir kadındı. muhteşem bir fiziğe sahipti. yüzündeki tatlılığı ise anlatamam.

muhteşem de bir parfüm sıkmıştı. her şeyiyle rüya gibiydi. aklıma cengizin onu bu akşamda gibeceği geldiğinde deli oluyordum.

aradan 30 dk gibi geçmişti. zeynep mutfağa gidip biraları getirdi. şaşırmıştım

- ooo hayrola zeynep dedim.

merak ettim dedi. hiç içmedim hayatımda nasıl bişey diye. dedim bu gerçek bira değildir. yani en azından gerçek biranın verdiği etkiyi vermez dedim. ama içebilirsin.

hem millerin tadımı normal biradan daha güzel olduğundan kolayca içer dedim. bi tane açtım bir tane de yeşim istedi, bende 1 tane açtım. amk bileydim böyle olacağını 20 tane alırdım toplam 6 bira var.

zeynep sanılanın aksine bira içmeyi beceremiyordu, tadı da hiç hoşuna gitmemişti. yanına su aldı sanki rakı içiyor bitanem, bi yudum bira içiyor ondan sonra dayanıyor suya.

yeşim ise alışık şıllık ikinci birayı bitirmek üzereydi. bense birayı fazla sevmem ikinci biradaydım.

zeynep daha ilk biranın yarısın bile gelememişti.

kimsecikler gelmemişti. neredeyse 1 saati geçmişti. hani millet dedim. oo boşver dedi her ikisi birden.

- nasıl boşver gelmeyecek mi millet dedim?

- gelirler

dedi zeynep.. amk iyice kıllanmıştım.

yeşim 3. birayı da açtı onuda içmek istedi. yavaş dedim aşkım napıyorsun.

- amaaan dedi.

şılllık ailesiyle yaşıyordu o gün evden izin almıştı. yalan sıkmıştı. yani pek bi dışarı çıkamıyordu geceleri. o günü ise fırsat bilmişti 3. birasınında sonuna gelmişti.

ama artık iyice saçmalamaya başladı. dudaklarıma yapışıyor ve bırakmıyordu. gibimi daşşaklarımı pantolunun üzerinden ellemeye çalışıyordu zeynepin yanında. bende buna izin vermiyordum haliyle. zeynepte gülüyordu sadece yeşimin o haline.

yeşim sarhoş olmuştu. hareketleri çocuksu idi. zaten çocuktu. göğüslerini açıyordu. ağzıma vermeye çalışıyordu. iyice saçmalamaya başlamıştı. tamam ben bu hatunu gibmek istiyordum ama hem zeynep orada ve usturuplu bir şekilde oturuyordu hem de millet her an gelebilirdi diye düşünüyordum. bu durumda beni rahatsız ediyordu.

her defasında yeşimi azarlıyor rahat rahat oturmasını istiyordum.

yeşim anlamsızca ağlamaya başladı. zilli deli gibi ağlıyordu. sonra birden kusma girişiminde bulundu. kusacak gibi oldu.

zeynep yeşimi tuttuğu gibi onu banyoya zütürdü bende peşlerinden gittim. yeşimin başını klozete soktu ve yeşim başladı kusmaya. ama deliler gibi kusuyor ve ağlıyordu. sanki çıldırmıştı amk huursu.

şansıma bak dedim. gibmeye geldiğim kız pert oldu, diğeri taş gibi onu da birazdan kocası gelip gibecek. şansımı aklımı gibeyim dedim.

neyse yeşim kötü olmuştu, seni doktora zütüreyim dedim yok dedi. beni yatırın dedi. elini yüzünü yıkadık zeynep ile beraber ve yeşimi ayçanın odasına yatırdık.

veee...

oturma odasına gittik, bi sigra çıkardım ve zeynepin birası tam gibi duruyordu. içiyorum dedim.

dur sana bardak getireyim ben ona ağzımı dayadım dedi.

- gerek yok dedim ve dayadım birayı ağzıma.

bir yudumda içtim.

- nasıl içtin o acı şeyi dedi.

sırıttım sadece, ama sinirden patlıyordum. zeynepin üzeri hafif bulaşmıştı. bluzumu çıkarayım dedi. içeri gitti yeşime seslendi ama yeşim ses vermedi, oralı olmadı. orada ayçanın bi tane badisini bulmuş ve giymiş.

yanıma geldi. pampalarım size şunu söyleyebilirimki belki de dünyanın en güzel göğüsleri o badinin arkasındaydı. böyle ne büyük ne küçük tam ele avuca göre diri ve dik göğüsler.

badinin altında öyle toplu duruyorlardı ki ellerimle sıkıp badininn üzerinden yalamak istiyordum onları.

eee ne olacaktı şimdi...

zeyneple başbaşa kalmıştık. güya millet gelecekti. ben tedirgin ve sinirli idim.

zeynep hemen telefona sarıldı ve cengizi aradı. (ama meğer aramamış)

cengiz gelmeyecek dedi bana. bende artık birşeyler sezmeye başlamıştım.

alper abiyi arama ihtiyacı bile duymadım, çünkü biliyordum gelmeyecek. zaten benim eve gelmemden 1,5 saat geçmişti. gelseler çoktan gelirlerdi.

zeynepin bana tavırları iyice samimi olmaya başlamıştı. zaten normalde çok samimi davranıyordu bana. öyle içten idi ki. sanki kız arkadaşım.

geldi ve yanıma oturdu.

- o biraları neden aldın dedi

benimde huyumdur genelde soruya soruyla cevap veririm. genellikle hatunlara doğru cevap verdiğim pek görülmez. sorularına soru sorarırm

- benim biraları neden aldığımı boşver senin burada ne işin var onu söyle dedim? ben kız arkadaşımın yanına geldim dedim.

- oo biliyorum, zaten evlenme teklifi etmişsin dedi

- bende evet ettim dedim. (aslında etmemiştim, kıskandırmak için)

- ee dedim cevap, sen neden burdasın...

- yeşimi aradım ayçanın evinde tek olduğunu söyledi, gel beraber onuru da çağırırız dedi. oturur laflarız dedi. bende kabul ettim dedi.

demek öyle dedim

- üçümüz beraber güzel bir pazar günü geçiririz diye düşünmüştük dedi. hem cengiz de fuarda imiş. istanbulda bile değilmiş.

iyi peki dedim ama yeşim ortamın için etti dedim.

- evet dedi tatlı bir gülümseme ile.

içimin yağları eridi. söyledikleri çok hoşuma gitmişti.

hayaldi gerçek oldu diyorum ya sanki öyle olacaktı.

yeşimden hiç ses çıkmıyordu amk huursu heralde uyudu kaldı. zeynep muhteşem badisi ile yanımda oturuyordu, parfümü beni deli ediyordu. artık faaliyete geçmenin vakti gelmişti.

neye niyet neye kısmet dedim içimden... ama olaya nasıl girecektim. zeynep bana yakınlık gösteriyordu ama o zaten öyle idi işyerinde bile. yakınlık göstermek gel beni becer demek değildi...

- zeynep dedim
- efendim dedi

- cengizle mutlu musun dedim
- evet hemde çok dedi.

vay amk bu ne dedim. bi daha gib kalkmışken gibemezsem keser atarım bunu diye düşündüm.

Evet pampalarım ben geldim. dün hikayeyi yazarken incisözlük patladı yarım saat denedim giremedim. sonra da işten çıktım.

şimdi geri döndüm ama. hikayenin sonundayız var mı takip eden. yoksa da geldiği zaman okur

evet hikayemiz nerede kalmıştı...

yeşimden hiç ses çıkmıyordu amk huursu heralde uyudu kaldı. zeynep muhteşem badisi ile yanımda oturuyordu, parfümü beni deli ediyordu. artık faaliyete geçmenin vakti gelmişti.

neye niyet neye kısmet dedim içimden... ama olaya nasıl girecektim. zeynep bana yakınlık gösteriyordu ama o zaten öyle idi işyerinde bile. yakınlık göstermek gel beni becer demek değildi...

- zeynep dedim
- efendim dedi

- cengizle mutlu musun dedim
- evet hemde çok dedi.

vay amk bu ne dedim. bi daha gib kalkmışken gibemezsem keser atarım bunu diye düşündüm.

evleneli 2 yıl olmuştu zeynepin

-neden çocuk yapmıyorsunuz

dedim (aklımı gibeyim, böyle durumlarda en gereksiz soruyu sorma özelliğim vardır. arar bulur en gereksiz soruyu sorarım)

- bana böyle sorular sormaaaaa

dedi zeynep. ama nasıl bir "sormaaaaaa" dedi anlatamam. kırıta kırıta gel beni gib der gibi. liseliler boşalabilir. baş hareketi ve konuşması artık beni dellerndirmişti.

dudaklarına yapışmak için an kolluyordum. çünkü bu "sormaaaa" kelimesi öyle masum bir kelime değildi. besbelli taşın altından bişey çıkacaktı.

"sormaaaaaa" dan sonra

- peki ne yapayım o zaman
- buraya gelmeden önce yeşime ne yapmak varsa aklında bana da onu yap

der demez sayın seyirciler dudaklarına yumuldum. artık iş belliydi.

dudakları öyle tatlı idi ki normalde az makyaj yapardı. o günde dudaklarında çok hafif ruj vardı.

önce kanepede yanımda oturuyordu öyle öpüşüyorduk. sonra benim kucağıma oturdu dizlerini geri kıvırdı. ben kanepede normal oturuyordum o da benim kucağımda idi.

iki elimle yüzünü tutmuştum deliler gibi öpüşüyorduk... sonra ellerimle kalçalarını okşamaya başladım. hem kalçalarını okşuyordum hemde dilimle ağzının içinde keşfe çıkmıştım.

zeynep artık inlemeye başlamıştı dudaklarımız ayrıldığında tahrik edici sesler çıkartıyordu...

zeynep diliyle öyle güzel öpüşüyordu ki delleniyordum. dillerimiz dakikalarca birbirine kenetlendi. kalçarını elliyordum bir yandan ama hedefim göğüsleri idi.

o badinin altından o kadar muhteşem gözüken göğüsleri yalamalıydım. bir an önce göğüslerini yalamak için can atıyordum.

kucağımda doğruldu ve badisini çıkardı. altında pempemsi bir sütyen vardı. muhteşem göğüsleri sutyeninden belli oluyordu. şeffaf gibi bir sütyendi. ucları hafif ten renginde idi. yani iğrenilecek hiçbir tarafı yoktu. bu muhteşem göğüsleri şeffafta olsa sütyenin kapatmasına izin veremezdim.

elimi zeynepin arkasına attım ve sütyeni çözdüm. artık tüm doğallığıyla o dünyanın 8. harikası göğüsler karşımdaydı.

zeynep'te anlamıştı göğüslerine hayran kaldığımı, ciksi bir gülümseme attı bana.

göğüslerini yalamam için eğildi ve üzerime abandı. yavaş yavaş göğüslerini yalamaya başladım.

not: özel bir göğüs yalama tekniği geliştirmiştim kendime. aynısını zeynebede uyguladım tabi.

sol göğsünün yalanmasında belli deli gibi haz alıyordu bende genellikle sol göğsüne çalışıyordum. ben göğüslerini yaladıkça zeynep muhteşem sesi çıkarmaya başlamıştı. inliyordu resmen.

artık dayanamazdım hemen bu dünyanın en güzel kızının içine girmeliydim.

not: vucudu ateş gibiydi. sımsıcak yanıyordu. teni bembeyaz ve kusursuzdu. tenine değince yanacak gibi oluyordum.

zeynepi ayağa kaldırdım ve kanepeyi yatak pozisyonuna geçirdim. pantolonunu çıkardım ve bende soyundum.

kızın fiziği zaten muhteşemdi. kanepeye uzandı ve bende hemen üzerine abandım. saksı çekmeyi ve çektirmeyi sevmediğimden direkt olaya girmek niyetindeydim.

hafiften amcığını yokladım parmaklarımla. iyice sulanmıştı. muhteşem bir amcığı vardı. temizdi.

- şimdi sana geliyorum dedim

ve dalgayı yavaş yavaş içine gömmeye başladım...

altımda öyle kıvranıyordu ve inliyordu ki anlatamam.

ama muhteşem hareketler yapıyor ve adamı delilendirecek sözler söylüyordu.

inlemelerini ve konuşmalarıni dinleyerek boşalabilir bir insan.

içinde gidip geliyordum tek pozisyon o da bel hareketleriyle ve elleriyle beni belirtiyordu. öyle sıcak bir amcığı ve vucudu vardı ki ateş gibi.

aradan heralde bi 5-6 dakika geçmişti ter içinde kalmıştı güzelim. bende her zaman aynı tempoda gidip gelmiyordum içinde bazen yavaş bazen hızlı. zaten güzelim öyle ayarlıyordu ki ritmi bana pek fazla bişey bırakmıyoru.

resmen inleyerek yönlendiriyordu beni.

önümde dünyanın en güzel yüzü ve göğüsleri. bense muhteşem bir amcığın içindeyim. artık dayanamıyordum ve nerederyse 15 dakika olmuştu. boşalacaktım. ritmi ayarlayamıyordum. boşalacaktım.

iyice hızlanmaya başlamıştım, zeynep boşalacağımı anladı ve inleyerek yalvarır gibi.

- lütfen içime boşal

dedi.

sanki dünyalar benim olmuştu. daha bir hızlanarak ve evet hırlayrak o güzel amcığa boşaldım. üzerine abandım ve içimde ne var ne yok zeynepin amcığına boşalttım. dünyalar benim olmuştu sanki.

hayaldi gerçek olmuştu...

evet panpalarım işye öyle bir gibişti.

zeynepin içine boşalarak dünyalar benim olmuştu. o gün biraz daha seviştik ve evden çıktım.

yeşimde zaten uyanmamıştı. birşey anlamadı. zeyneple daha sonra 4 kez daha beraber olduk. ben daha sonra işten ayrılmak zorunda kaldım ve gurbete çıktım.

hayatımda gördüğüm en güzel vucuda ve göğüslere sahip zeyneple 5 kez beraber olmuştum. Ve hepsinde de içine boşalmıştım. hem de daşşaklarıma kadar.

öyle güzel sevişiyordu ki onun gibi sevişen ve inleyen hatun görmedim ben. hala arada sırada telefonla görüşürüz çok nadir. ama yüz yüze görüşme şansımız daha olmadı

o günkü olaydan sonra da yeşimle samimiyetimiz günden güne azaldı.