Güzeller güzeli bir kız Yeşil, yumuşak çimenlerin üzerine oturmuş, gözlerinden birbiri ardına yuvarlanan göz yaşlatı arasında bana bakıyordu.
Saçlarından süzülen damlalar g0nrşin etkisiyle buhar olacak ama olamıyordu. Saçlarıda onunla beraber ağlıyordu. Neden bu güzel havada bir insan ağlarki. Ben ağlamam mesela.
Gök yüzüne baksana, masmavi. Ne kadarfda parlak bir renk.
Bütün renklerden ayrılmışçasına oracıkta duruyordu.

Kafamdaki bu düşünceleri kağıt gibi buruşturup attım bir köşeye. Kıza yavaşça yaklaştım. Onun ağlamasını istemiyordum. Daha bu güzel alana gireli 10 dakka olmuştuki bu kızla karşılaştım.

Nediyeceğimi bilemediem yanına gidip o bana bakan gözlerine odaklandım.
Rahtlaması için bende yumuşak çimlere oturdum. Yüzüme çarpan güneş ışınları beni ne kadar rahatsız etsene çaktırmadım. Ona iyimisin diye sordum. Cevap alamamıştım. Sadece gözlerimin içine bakıyordu.
Neden yüzmüyorsun diye sordum. Hangi akla hizmet vu soruyu sordum acaba.
Gözlerinden süzülen yaşları bir anlık refleksle sildim.
Tam o sıra bana güvenmiş olacakki konuşmayan ağzından kelimler dökülüyordu.
Yüzmeyi bilmiyormuş, az önce havuza düşmüş bunun için ağlıyormuş hanımefendi.
içimden vay amk, biz ne dertlerle boğuşuyoruz kızın ağladığı şeye bak diye geçirmeden edemedim.
Ellerimi toprağınmüzerine koyarak biliyormusun burdkai çoğu kişide yüzme bilmiyor. Hatta bir zamanlar bende bilmiyordum.
Kız rahatlamıştı. O parlak yemyeşil gözleri beni baştan aşağı süzüyordu.
Süzsün bakalım. Nerden biliyorsun diye o minicik, kıpkırmızı dudakları, ve gamzesiyle gülümsedi.
Tahim ediyorum sadece dedim.
Tam o sıra babamın sesini duydum. Parlak biley diye etrafa bakınıyordu.
Benim gitmem lazım diyerek yanından kalktım.
Bana bağırarak teşekür etti.

Babamı bulduğumda, lojmanlara bakacağımızı söyledi.
100 metre ilerisi zaten lojmandı, 50 metre ileriside karakoldu. Bizim geçici olarak konaklayacağımız yerde rütbeli personelin tatile geldiği otel gibi bir yerdi.
Lojmanlar eskiydi falan ama güzel yerdeydi.
Sadece bir daire boştu diğer 4 daire doluydu. Lojmanın arkasındada mini bir park vardı.

Yurtta 2 ay dayanabildim. Daha sonra gidiş geliş yapmaya başladım.
Aslınsa bu işi sevmiştim. Sabahın beşinde kalkıyordum. iremi, arıyordum. Ona aşık olıyordum sanırım. Çok sıkı dostlardık. Her gün ben uyandırırdım onu.
Sabahın beşinde bize kahvaltıya gelirdi yada ben onalara giderdim. Böyle böyle kış gelmişti bile.

Hiç unutmam birgün gene aradım iremi. Uyku sersemi.
Bize kahvaltıya geldi.
Birşeylrr yiyip eldiven ve şapkalarımızı giydik. Kırmızı kırmızı yanakları vardı. Ayrıca şapkasıda o kadar yakışıyordu ki.

Dışarı bi çıktık heryer kar içinde.
Lehre giden minübüsü nöbet kulubesinde ısıtıcı eşliğinde karanlık havada beklemeye başladık.
Askerleri sevin beyler çoğunun birsürü derdi var.
Minübüse bindik. Tek öğrenci ikimiziz. Başka öğrenci yok. işin garip tarafı fazla kişide yok. Ama aklımıza gelmiyor ki okulların tatil olacağı.

Sırtımızda çanta şehrin girişinde indik. ikimizin okul serfiside oraya geliyordu. Benimki daha geç geliyordu ama.

O güzel minnoş ağzından şu sözcükler süzülüdü.
-bu tabağı yalasam naparsın, sende yalarmısın diye
Hooop kızım bune azgınlık daha tanışalı 3 saat anca olmuştur.
Ama belkide o anlamda söylememiştir. Benmi safım diye geçirdim içimden.
Kafamı salladım sadece. Korktupum şeyi yaptı tabağı yaladı.
Güneşede bulut girmişti. Ulan güneş sen gidince bak başıma neler geliyor diye düşündüm.
Hızkı bir hamleyle bende yalayı verdim. Çavuş hiazaya geçti hafiften. Kız kıkırdayarak, bunu beklemiyordum dedi. Utanmıştı baya. Birden açıklama yapmaya başladı beni yanlış anlama diye. Ayağa kalktım saçlarını okşadım işaret parmağımla rekreasyon havuzunda yaşlılarla ve benime suya girebilirmisin dedim.
Şöyle bi kıkırdayıp mayomu giyip geliyorum hemen dedi.
Eve gitti koşarak. içimden geçridim annesi demeyecekmi bu kızın daha az önce mayosu u değiştirdi diye. Neyse kendi kaşındı dedim.

Kız yanıma geldi, ulan çok güzel duruyordu beee.
Yaşlılarla sıack suyun tadını çıkarttık.

Günler günleri kovaladı. Biz lojmana taşındık. Onlar bize geldi, biz onlara gittik. Okularda başlayacaktı.

Ama küçük bir sorunum vardı. Nedenini bilmediğim ama tahmin ettiğim bir sorun. Hazır olun sözlük tüm zincirlerimi kırdım. Şu an özgür bir hayat sürüyorum.

Bu bilgi sizin için küçücük birşey ama benim hayatıma yön veren şey bu oldu.

Oraya taşınmadan tam 4 ay önce ilaç kullanmaktan iyice bıkmıştım. Bir takada yaramıyordu. ilaç kullanmayı kestim. Ve sonuçlarına katlandım.

Okullar başlamadan burdaki hastaneye kaydımızı yaptırdık. Benim hastalığımn ismi nefrotik sendromdu. Shiymke sendromu denen taktan bir rahatsızlıkta peşindeydi.

Doktor beni hastaneye yatırdı. Akciğer filmine gitmiştim. Nefes darlığımda vardı. Birde ne görüsnler sol ciğerimin %75 i gözükmüyor. Acil müdaheyle beni sedyeye alıp uyutular. Uyutan hemşire uyandığımda iyi olacağımı söyledi.

Çünkü hüngür hüngür o gün ağlıyordum. Kimse beni anlayamaz. Çyle bir korkuyordum ki.

Uyandığımda hafif bir acı vardı göğüsümde.

Neyse beyler aramızda bunlar. Günler günleri kovaladı. Okula 2 hafta geç başladım. Okula başlamadan önce o kızla vedalaşmak zorunda kaldım. O küçücük ilçeden şehre gidiş geliş yapacak halim yoktu. Mecbur yurta kalacaktım. O kız bu duruma çok üzülmüştü. Sabah 6 da hergün okuluna gitmek için yola çıkıyordu. Sadece haftaaonları görüşüyorduk

Ordan bi dolmuşa atlayıp alışveriş merkezine vardık. ismini unuttuğum bi filme dalıverdik. Koltuklarımıza yerleştik.
içerisi sıcacıktı. Dışarıda hafif tipi vardı.

ilk defa orada yakınlaşmıştık.

Yavaşça ben onun bpynundan o benimkisinden öptü. içeride kimse yoktu. Sadecw ikimiz vardık. Yavaşça öpüşmeye başladık. O kahverengi saçları, kıpkrımızı dudakları yemyeşil gözleri

Sinemadan çıkarken koluma sarıldı. Seni çook ama çoook seviyorum dedi.

Ulan ilk defa bir kız arkadaşım oluyordu.
dıbınakoyayım çooook mutluydum lann.

Yemek yedik sonra. Daha sonra kahve içtik.

Beyler yazım hatalaeım için kusurma bakmayın ellerim biraz kaygan ve tirek. Neden böyle olduğunu hikayenin ilerleyen bölümlerinde öğreneceksiniz.

ikimizde servisi gelmedi.
Ben benim servisçiyi aradım. adam uykulu birşekilde kahkağa atara bu gün okul tatil dedi.
Ulan mutlu olsum amk.
ireme dönerek bu gün okul tatilmişki amk ne yapacaz şimdi dedim. Gözleri o soğukta güneşim oldu.
Karın içinde yürümeye başladık. Sabahın daha saat 07:30 uydu. Simit sarayı vardı çarşıya yakın bir yerde.

Oraya doğru yürüdükte yürüdük.
Ne bitmez yolsa. içeriye kendimizi zor attık.
Yaklaşık yarım saat sonra ilçeye giden minübüs geçecekti. Bilseydik hemen simit sarayının önünde inerdik.
Ne yapsak diye düşünürken o annesini ben annemi aradım. işte biraz gezecektik.

2 saat oturmultuk neredeyse. Sohpet sohpeti kovalamıştı.

Heycan içinde, parlayan bir güneş gibi bizde burda otueuyoruz. Desene bu sene canım sıkılmayacak dedi.

Bende mutlu oldum. Hikayenin başından beri size çaktırmıyorum , yalan söylemek istemiyorum. Cılız biriyim. Çok zeki falanda değilim. Normal bir tipim var. Ne yakışıklı ne psizim yani.

Sadece şansım yaver gitti diyelim.

Konuşmayı seven bir insandım. Kızları cinsel obje olarak görmüyordum. Hatta onlarla ciks düşüncesi bile aklımdan geçmezdi. Mastürbasyonda yapmıyordum o sıralar.

Kızın isimini hala sormamıştım. Ama daha sonra sordum tabiki. ismi iremmiş.
irem ne de güzel bir isim. Patateslrer bitti.
Kızın yaptığı işem anlam verememiştim. Öyle birşey söyledi ki. Aklıma cinsellik bir anda girivermişti

Biraz lojmanı inceledik. Odamıza yerleştik. Duş falan aldım. Daha sonra rekreasyon(kaplıca) havuzuna girmek istedim. Babam gil bu güzel tatil beldesini dolaşacağını söylerek yanımdan ayrıldılar.
Rekreasyon havuzunun kapısında askeri bir doktor vardı. Onunla 3-5 kelime lafladık. Sevdi beni. Daha 3 aydaha buradaymış.
içeriye bir girdim alev gibi. Yaşlı kaynıyor hertaraf bune amk diyerek geri. Çıktım. Aslker biraz sırıttı. Havuza girdim bende. Güzel kızlar vardı.
Bayabir yüzdüğümü hatırlıyorum. Daha sonra o kızı gördüm. Bana bağırıyordu. ismimi öğrendi tabi.

Havuzdan çıkıp yanına gittim.
Bu kız hangi ara bu kadar temizlenmiş, üzerini falan değiştirmişti.
Anlam veremedim.
Ama gibimdede değildi. Bu konuşma ona iyi gelmiş. Hep böylemi konuştuğumu sordu. Bu soru hayatı sogulatmıştı bana.
Normalde boş konıuşan, işsizliklerin babası biriyimdir.
Krndime hayret ettim. Sana bi teşekür borçluyum diyerek havuz başı büfeyr gittik. Bir tabak dolusu patates kızartması aldı.
Bir masaya geçtik. Hayır diyemedim. Çok açtım çünkü.
Beraber yedikte yedik.
Kız patateslerini yerken kaç günlüğüne tatile geldiğimi sordu. Ama biz tatile gelmedik ki, banamın taini buraya çıktı lojmana taşınacaz dedim.
Kız patates yemeyi kesti. Sanki milli piyango tuturmuşçasına bana bakarak gerçektenmiii dedi. Evet dedim koşup bana sarıldı. Noluyoruz amk dedim. Hayatımda hiç bir kıza sarılmamış biriydim.

Up up up

trend ferresi

Up up up

Up up up

Rezervasyon

Up up up up

Rezervatif

Up up up

Up up up

Up up up

işim yok mecbur okuyacağım rez

Rezervasyon