-
1.
+1 -2akşamdan kalmıştım, çok bir şey hatırladığım söylenemez. dün geceden bahsetmiyorum, kim olduğuma dair en ufak bir fikrim yok. üstümdeki deri ceket muhtemelen bana ait değil. bu kadar pahalı bir kıyafet gidip aldığımı hatırlamıyorum.
-
2.
+1sol şakağımda inanılmaz bir ağrı hissediyorum, elimle biraz bastırırsam geçer diye düşünüyorum ama pek bir işe yaradığı söylenemez. hava çok soğuk, içeri geçmek aklımdan gelmiyor. kıyıda üsküdar'ın irili ufaklı düzensiz evlerini izliyorum bir süre boş boş. büyük ihtimalle soğuk yüzünden gözlerim biraz yaşarıyor, elimle siliyorum. bir sigara içmem şart.
-
3.
+3adam şizofren beyler.
-
4.
-1nerden bulduğumu bilmediğim ceketin ceplerini yokluyorum, kahverengi bu çok şık ceket üstüme tam oturmuş, kim bilir belki ben bile almış olabilirim. sağını solunu iyice yokladıktan sonra bu kahverengi ceketin cebinden bir o kadar kahverengi paketi ile birlikte camel marka sigara buluyorum. tercih ettiğim söylenemez. siyah ve ucuz bir çakmağın yardımıyla ilk nefesimi almayı başarıyorum.
-
5.
0o kadar derin bir nefes alıyorum ki başım dönüyor. sanki kafatasım bir çeliğe dönüşmüş gibi başım öne düşüyor. nefesi bırakıp rahatlayacakken sağ tarafımdan hafif boğuk bir ses duyuyorum. "delikanlı burada sigara içemezsin."
-
6.
0açık hava bu boğuk sesli adamı sersemletmiş olacak diye düşünüyorum. denizin ortasında bu soğuk havada benim sigarama kim karışabilir diye düşünürken başımı adama daha doğrusu sesin geldiği yöne doğru çeviriyorum.
-
7.
+2başımı kaldırdığım an gördüklerim karşısında dehşete düştüğümü hatırlıyorum. karşımda üsküdar, altımda bir vapur yok. karaköy'den tünel'e çıkmakta olan tramvayın içindeyim. sigara yakmışım, karşımdaki kadın kucağındaki çocuğun da verdiği kibir ve cesaretle gözlerimin içine bakıyor. sanki insanlık suçu işliyorum ama ben tramvayın içerisinde bile değildim. bütün dumanı birden salıyorum...
-
8.
0aklımı yitirmek üzereyim. başımı ellerimin arasına alıyorum. garip bakışların üzerimden kalktığını umut ederek kafamı kaldırdığım anda boş bir salonda yeşil renkli bir koltukta tek başıma oturmakta olduğumu görüyorum. üzerimdeki kıyafetler aynı. başımdaki ağrı aynı. ama her seferinde bulunduğum mekan değişiyor. sessizce bir süre oturuyorum.
-
9.
0hadi bakalım önlerden reserv
-
10.
0en son o kısacık küt saçları ile hafif kıvrılmış üst dudağını hatırlıyorum. kafamdaki tek imge bir kadına ait. bana her şeyin düzeleceğini söylüyor. ama sanki ağzından kelimeler yarım yamalak çıkıyor, toparlayamıyorum. suyun içinde yüzen bir adamdan ve onun çalınan kıyafetlerinden söz ediyor, 30 yıllık hayatımda kafamda kalan tek diyalog ve tek imge bu sanırım. odanın kapısı açılıyor, içeri bir adam giriyor.
-
11.
+1karşıma geliyor. odanın köşesinde duran eski sandalyeyi alıp karşıma oturuyor. bir sigara uzatıyor fakat almıyorum. gözleriyle onaylar gibi bir hareket yaptıktan sonra sigarasını yakıyor. ilk nefesten sonra bütün dumanı bana doğru üfleyerek "hikayeni bir kere bile olsa doğru anlatabilecek misin?" diye soruyor.
-
12.
0devam et huur çocuğu senaryo gibi beynimde kamerayım filmi izliyorum
-
13.
+2@13 ama hiç bir huur evladı ilgilenip okumuyor. üzülüyorum dıbına koyayım...
-
14.
0anlatım tarzını beğendim panpa ama bazı kelimeleri çok sık kullanıyosun göze batıyo mesela " söylenemez "
-
15.
+1Kim olduğunu bilmiyor ama inci şifresini hatırlıyor.
-
16.
-1efsane olur
-
17.
+1hikayemin ne olduğuna dair hiç bir fikrim yok. adama bir süre boş boş bakıyorum. beyaz bir kazağı var, kazağın sol omuz kısmı biraz yıpranmış, inceliyorum. o sırada gözüm arkadaki bir tabloya takılıyor. balık etli ve çıplak bir kadın çölde bir vahada uzanmış gökyüzünü izliyor. hemen arkasındaki kayanın yanında bir yılan gözüme çarpıyor, o sırada omzuma dokunan kadın "tabloyu çok beğendiysem fiyatta bir indirim yapabileceğini" söylüyor. "çok iyi bir imitasyon" olduğunu da eklemeyi unutmuyor. moda'da bir dükkanın içerisindeyim.
-
18.
0böyle başlık mı açılır
-
19.
0reserved
-
20.
0içinde bulunduğum dükkan, içerisinde bir sürü ıvır zıvır bulunan bir antikacı, orta yaşı geçmiş bol makyajlı kadın işletmecisi haddinden fazla ilgili tavırlarla sanırım bana kur yapmaya çalışıyor. "başınızı kötü çarpmışsınız sanırım" diyor, sakar bir gülümseme ile sol şakağımı işaret ediyor. ses çıkarmadan onaylıyorum. ağzımdan çıkan ilk cümle "saat kaç?" oluyor.