1. 26.
    +1
    uptamil junior devam sütü
    ···
  2. 27.
    +1
    Hava değişikliği Öyle çabuk ve kesinlikle meydana geliyor ki, olup bitenin bir rüya olup olmadığını ilk kez o an merak ediyorum. Öte yandan yağmur suyu ve havanın soğukluğu yüzünden sertleşmiş olan cildim, birbirine yapışmış olan saçım ve sakalım, kıyafetlerimi çıkardıkça şaşırtıcı bir biçimde sanki üstlerindeki ağırlıklarından arınıyorlar. Yüzüm artık daha parlak gözüküyor. Saçım
    daha az karışık, sakalım ise daha kısa sanki. Kazağımı çıkardığımda biraz daha, tişörtümü yerdeki mavi poşete çıkarıp koyduğumda biraz
    daha... Sonunda tamamen çıplak kaldığımda kararmış aynadaki silüetimi görüyorum az önceki adamla aynı kişi olmadığımı düşünüyorum fakat bu mucizevi değişikliğe rağmen şaşırmak adına en ufak bir belirti dahi oluşmuyor yüzümde. Elbiselerimi koyduğum mavi poşeti,
    giyinirken bana engel olmaması için alıp hemen arkamda duran oturma yerine bırakıyorum. Gri renkte, parlak olmayan moherden, Fas
    kumaşını andıran yumuşak görüntüsüyle, usta bir terzinin elinden çıkmış gibi duran bu güzel takım elbiseyi üzerime giymeye başlıyorum.
    Yüzüm her zamankinden daha temiz ve güzel gözüküyor. Saçlarım düzgün bir biçimde taranmışa benziyor, sakalım ise sanki az önce usta bir berber tarafından usturaya vurulmuş gibi adeta yüzümden uçup gitmiş. Aynaya değil de "Dorian Gray'in Portresi"ne baktığımı düşünüyorum bir an.
    ···
  3. 28.
    +1
    devam binoz
    ···
  4. 29.
    +1
    sol şakağımda inanılmaz bir ağrı hissediyorum, elimle biraz bastırırsam geçer diye düşünüyorum ama pek bir işe yaradığı söylenemez. hava çok soğuk, içeri geçmek aklımdan gelmiyor. kıyıda üsküdar'ın irili ufaklı düzensiz evlerini izliyorum bir süre boş boş. büyük ihtimalle soğuk yüzünden gözlerim biraz yaşarıyor, elimle siliyorum. bir sigara içmem şart.
    ···
  5. 30.
    +1
    bana karşı isyan etmiş saçlarımı düşünürken çay isteyip istemediğimi soruyor bir adam. elinde tepsi denizin ortasında çay dağıtıyor. sesimi çıkarmıyorum elindeki tepsiye bakıyorum sadece "vereyim mi abi?" diyor. gözlerimi yüzüne çeviriyorum, çok kısa bakıştıktan sonra söylenerek uzaklaşıyor. biz karaköy'e yaklaşıyoruz.
    ···
  6. 31.
    +1
    karşıma geliyor. odanın köşesinde duran eski sandalyeyi alıp karşıma oturuyor. bir sigara uzatıyor fakat almıyorum. gözleriyle onaylar gibi bir hareket yaptıktan sonra sigarasını yakıyor. ilk nefesten sonra bütün dumanı bana doğru üfleyerek "hikayeni bir kere bile olsa doğru anlatabilecek misin?" diye soruyor.
    ···
  7. 32.
    +1
    adam dostoyevski beyler.
    ···
  8. 33.
    +1
    soğuk çok etkilemiyor artık. sanırım alıştım. başımdaki ağrı ise neredeyse uyuştu, o da beni rahatsız etmekten yoruldu ve dinlenmeye karar verdi sanırım. saçlarım çok karışık, vapurun camında kendime bakıyorum ama pek tanıdık bir yüz değil diye düşünüyorum. gözümde hafif bir morluk var kavga etmeyi sevmem diye düşünüyorum. o sırada ufak bir balıkçı teknesi küçüklüğünden mahçup olacak kendini hatırlatmak için bir selam veriyor. vapurun camından görüyorum. içerideki o sonradan sarışın kadın bana mı bakıyor? saati sorsam gidip ama zaten sormuştum. saçımı düzeltiyorum, zihnim bir görüntüyü canlandırıyor. çocukken çok dik diye saçlarımı kestiğimi hatırlıyorum, hafifçe saçımın tepesinde dikilmiş güruhu düzeltmeye çalışıyorum. nafile... rüzgarın da yardımı ile bana karşı açtıkları isyan bayrağını cesurca dalgalandırıyorlar.
    ···
  9. 34.
    +1
    Kim olduğunu bilmiyor ama inci şifresini hatırlıyor.
    ···
  10. 35.
    -1
    efsane olur
    ···
  11. 36.
    +1
    hikayemin ne olduğuna dair hiç bir fikrim yok. adama bir süre boş boş bakıyorum. beyaz bir kazağı var, kazağın sol omuz kısmı biraz yıpranmış, inceliyorum. o sırada gözüm arkadaki bir tabloya takılıyor. balık etli ve çıplak bir kadın çölde bir vahada uzanmış gökyüzünü izliyor. hemen arkasındaki kayanın yanında bir yılan gözüme çarpıyor, o sırada omzuma dokunan kadın "tabloyu çok beğendiysem fiyatta bir indirim yapabileceğini" söylüyor. "çok iyi bir imitasyon" olduğunu da eklemeyi unutmuyor. moda'da bir dükkanın içerisindeyim.
    ···
  12. 37.
    +1
    bu arada denizde bir adam yüzüyor kıyafetleri ile uzun süredir gözüme takılıyor ama inanmak istemediğim için bakmıyorum. belli belirsiz görüyorum. bir süre izliyorum, uzaklaşıyor ve dalıyor. sesimi çıkartmıyorum yanımda oturan ve soğuk bir çayı büyük bir iştahla içen adamın, benim gördüklerimi görüp görmediğini merak ediyorum. ayağa kalkıyorum, iskeleye yanaşmak üzereyiz. bir an önce inmek istiyorum.
    ···
  13. 38.
    +1
    devam et anasını gibtiğimin çocuğu
    ···
  14. 39.
    -1
    nerden bulduğumu bilmediğim ceketin ceplerini yokluyorum, kahverengi bu çok şık ceket üstüme tam oturmuş, kim bilir belki ben bile almış olabilirim. sağını solunu iyice yokladıktan sonra bu kahverengi ceketin cebinden bir o kadar kahverengi paketi ile birlikte camel marka sigara buluyorum. tercih ettiğim söylenemez. siyah ve ucuz bir çakmağın yardımıyla ilk nefesimi almayı başarıyorum.
    ···
  15. 40.
    +1
    kadına "acilen telefon etmem gerektiğini, cüzdanımın çalındığını" söylüyorum. o sahte yardım etme isteğini ateşlemeye çalışıyorum. genişçe sırıtan ağız düşmanca bir şekilde yerini incelmiş ve kapanmış dudaklara bırakıyor. istemeyerek de olsa dükkanın telefonunu kullanmama izin veriyor. içerideki toz kokusu boğazımı kaşındırıyor. şu anda bir kadını öpmek ve saatlerce uyumak istiyorum. telefon numarasını çeviriyorum, üçüncü çalışta karşı taraf aramamı cevaplıyor.
    ···
  16. 41.
    0
    Kabinin içine giriyorum, kapıyı sanki kıyafetlerimi değiştirirken onu görme ihtimali olan birileri varmışçasına ardından kapatıyorum, fakat kapı eski alışkanlıklarını bozmayarak yarı açık kalmaya devam ediyor. Islak kıyafetlerimi tek tek çıkartırken dışarıda canlanan hava gözümden kaçmıyor. Az önce sessizce uyuyan o soğuk manzara adeta yeni uyanmış gibi hareketleniyor, güneş ışığı aralık kapıdan, çatlak tahtalardan ve yer yer delik tavandan içeri doğru hücum ediyor. iskandinav kıyılarını andıran doğa, dakikalar içerisinde adeta bir Ege adacığına dönüşüyor.
    ···
  17. 42.
    0
    Hemen girişin sol yanında açık mavi renkte, dört ayaklı, sağlam bir askılık, askılıkta gayet düzgün bir şekilde katlanmış sanki özellikle onun için hazırlanmış bir takım elbise ve hemen dibinde boş mavi renkte bir poşet görüyorum. Askılığın yanındaki duvarda ise neredeyse tamamen kararmış eski bir ayna olduğu gözüme çarpıyor.
    ···
  18. 43.
    0
    O sırada güneş, bulutların arasından aniden yüzünü göstermeye başlıyor. Denizden kıyıya doğru vuran hafif rüzgar vücudumda kısa süreli bir ürpertiye yol açıyor. Öpmek istediğim, bana fısıldayan kız içeriden çıkmış değil. Kabinin yarı açık duran kapısını açıyorum ve içeriye göz atıyorum. Kabin bomboş... kız orada değil... ilk gözüme çarpanlar; tahta bir zemin, o zeminle bir yaşam kavgası veren otlar ve yarısı kırılmış üstelik paslı vidalarla duvara zar zor tutunmakta olan artık asli görevlerini yerine getiremeyecek durumda bir oturma yeri oluyor.
    ···
  19. 44.
    0
    reserbed.
    ···
  20. 45.
    0
    devam devam ;)
    ···