hatunumun ablasına nasıl kaydım anlatıyorum

sevgilimin yazamadım başlık dolu çıktı aq hatunum kullanmam normalde dalga geçmeyin giberün.

her neyse. hikaye detaylıdır uzun solukludur. sevişme ve bol aksiyon vardır. yalan yoktur, hikayenin sonunda kızın ablasının mesajlarından oluşan bir caps alıcaksınız. rezervleri alın kahve suyunu koyup geliyorum.

aaa muallaklere bak, okuyun diye capsi sona saklıyoruz zütverenler. suyu koyup geliyom, oturun kıcınızın üstüne bekleyin.

@11 yok panpa caps en sonda. hikayenin kronolojisine göre alacaksınız capsleri.

başlıyorum, hikaye uzun soluklu bol detaylıdır. küfredenin anasını giberim. ikinci nesilden hikaye dinleyeceksiniz hala ağlıyosunuz dıbına koduklarım.

ben o çoğunuzun küfrettiği ortam çocuklarındanım kendi şehrimin merkezinde. zaten büyük bi şehirde yaşamıyorum o kadar, abartılcak bi durum değil yani. ortam çocuğu dediysem öyle justin bieber gibi sarışın yakışıklı bir züt değilim, standart tipe sahibim. hatta biraz kiloluyumda sayılabilir. fakat çevrem çok geniş şehirde. şehirde ki mekanlardan birinde gel zaman git zaman merve adında bir kızla tanıstım. kız sarışın ama renkli gözlü değil, aslında pek sarışında değil ama halk dilinde neden bilmiyom kıza sarışın diyorlar amk. vücudu falan çok güzel, biraz kısa ama her şeyi bedenine göre iyi yani. tanıstığımız gün böyle hani göbeğe kadar uzayan etekler oluyo ya üstüne t-shirt giyince mini etek gibi görünüyo. onlardan var, altınada siyah kilotlu çorap giymiş. kız cayır cayır yanıyor hacu.

kız bizim arka masaya oturdu. aklımda böyle hiç tanışmak falan yok. medeni cesareti tavan bir insan değilim, öyle hiç tanımadığım kıza gibsen kalkıpta meraba falan diyemem. bizde insanız lan sonuçta, utanıyoruz amk. ama kız arka masaya yürüyüp geçerken nasıl baktığımı arkadaşlarım anlatıyo, kızı gözümle yemişim resmen. e ben farkında değilim ilik gibi kız amk. o ara kızı ne kadar fazla kesersem o kadar kardır diye düşündüğümden aklımda ne varsa uçup gitti. valla böyle kızın arka masamızda falan olduğunu unutmuşum bi 20 dk falan geçtikten sonra, mekanın içine bizim kız arkadaşlardan hazal diye bi kız girdi. canımdır kendisi çok uzun süre beraber vakit geçirdik yakın arkadasım. selamlastık falan, meğer hazal merveyle buluşmaya gelmiş, tesadüf ya benle karşılaştı. gelin bizim masamıza oturun dedi. bende genelde bunu erkekler yapar ama ne alakaysa amk diyip tamam dedim. mervelerin masasına otururken kibar bi el selamıyla merveyle ilk bakışmamızı yaşadık o anda.

masada muhabbetler dönmeye başladı, klagib türk kızı olarak sevmedikleri kızları çekiştirmeye falan başladılar bunlar. bizde he,anlıyorum, hahaha gibi tipik yapmacık gülüş ve kelimelerle muhabbete dahil olduk arkadaslarımla. merve bana ne yapıp ne ettiğimi sordu durup dururken. bende boş adamım ben, gezerim öyle sadece. zaman katiliyim, vakit öldürmekten başka işim yoktur falan deyip kızı etkilemeye çalıstım. kızda böyle bin gülüşü yaptı bana. sonra inci sözlükteki en kral salaklıklarımızı burda anlatıyoruz başlığından çaldığım hikayeleri kendi hayatıma göre kurgulayarak kızı güldürmekten öldürdüm masada. (sizde deneyin). ondan sonra saat akşam 9'a doğru gelirken kızlar biz kalalım babamlarla papaz olmayalım bahanesiyle mekandan çıkmak istediler. bizde hayvan değiliz,biz bırakırız dedik..

salak gibi kendimize mi anlatıyoruz lan, dinleyen yoksa anlatmıyorum amk.

dinlediğinizi belli edin amk iştahlanıyım, böyle benimde anlatasım gelmiyo neyse.

biz çıktık yola işte. uzak bi semtte oturuyolarmış, dört kızlardı, hepsi aynı siteden tanısıyolarmıs. olduğumuz şehirde site olarak bulunan evler merkezden biraz daha uzakta kalır. daha lüks ve moderndirler. neyse bi masadaki kadar yoldada muhabbet yaptık. merveyle cok nadir ikili muhabbetler yasıyoruz. biz oraya gidene kadar saat aşağı yukarı 10.30 falan oldu. sitenin kapısına kadar geldik bıraktık. bunlar kapıdan girdiler işte güvenlikçiye selam falan verdiler. biz siteye girdiklerini görünce eve doğru yardırdık. hepiniz evlerine bırakır bırakmaz gibecem sandınız ama gerçek bi hikaye bu amk, yalan yok bizde. hiç bir gib olmadı. eve girdiğimde tanımadığım bi numaradan mesaj geldi ama.

mesajda " merhaba yavuzcum, merve ben. bi şey sorucaktımda, müsait misin? " yazıyodu. elim ayağıma dolaştı amk. hazaldan falan aldı numarayı herhalde diye giblemedim direk mevzuya daldım. " müsaitim,ne oldu? " dedim bende. o da " hazal söyledide, sende operada ki darbuka kitabı varmış. ben onu bizim burda bulamadım, nerden aldın? " dedi. kitabı bizim şehirden almamıştım, zaten çok tanındık bir kitap değil. izmir hastahanede satıyolardı kitabı. orada denk gelipte almıştım. haliyle " kitabı burdan almadım ki ben ya. " dedim. kızda " of ya lanet, neyse teşekkür ederim, rahatsız ettim " dedi. tarihin odunluğunu yaparak bi 20 dk kıza cevap vermedim. ondan sonra kafama dank etti. kendime " lan hırdo, kıza kendi kitabını vermeyi teklif etsene yarma " dedim ve kıza " istiyosan benim kitabı veriyim, okuyunca geri verirsin,ben bitireli baya oldu" dedim. o da " böyle bi iyilik yaparsan çok sevinirim " dedi. 2 gün sonra aynı mekanda buluşmak için sözleştik.

2 gün geldi geçti işte. aynı mekanda buluşmak için sözleştik. sabah " ya ben öyle ikinci kez buluşucağım insanla tek basıma oturamam, utanırım,konusamam, hazalla gelsem sorun olmaz di mi " yazdı. bende ulan ben sanki çok konusucam diyerekten içimden " aynı şeyi ben söylicektim, bende mertle geliyim o zaman iki kızın arasında kalmıyım öyle " dedim. " hahaha, tamam,orada görüşürüz " dedi. gittik mekana işte. oturduk kitabı verdim iki lak lak ettik. hava cayır cayır yanıyodu. eve gidelim artık çok sıcak dedi hazala, bende aynen bizde kaçalım eve dedim merte. onlar eve biz eve gittik. öğlen 3 gibi olduğu için bırakma gereği duymadım. zaten evleri çok uzak, feleğim gibiliyodu amk. eve geldik mertle işte. mert en yakın arkadasımdır. süper yemek yapar amk, otelcilik lisesinden mezun aşçı bölümündeymiş. mutfağa soktum onu, geçtim salona açtım klimamı yayılıyom don kilot. ve yine bir mesaj telefona..

mesaj hazaldandı. " yavuz, dışarda kaldık amk, güneşte hayvan gibi piştik, allah aşkına bizi evine al,mervenin anasıyla babası çalışıyo bizde oturcaktık benim annemde alışverişe çıkmış. " dedi. bende " sizin için sorun yoksa benim içinde yok, gelin farketmez " dedim. geldiler bunlar işte. mert baya şey hazırladıydı zaten. oturduk. salonda muhabbet ettik baya. ben eski bir akvaryumda akrep besliyodum o zamanlar. akvaryumun içi su dolu değil tabi küfretmeyin amk. ben bi ara mutfağa su içmeye gittiğimde mervenin sesini duydum " allah kahretsin, offfff " diye. hışımla içeri girdim amk baktım akvaryumun kapağı açık, akvaryumun içinde akrep ters dönmüş. merve elini tutuyo amk. dedim noldu. hazal bu salak akrebi sevmeye kalktı,mal mıdır nedir amk soktu galiba falan dedi. normalde gibseniz yapmam öyle bi şey, akrebimi seviyodum amk. küçücük bi şey zaten. ama öyle mervenin sızlandığını görünce bi tane bardakla akrebin kafasını ezdim. zehiri dısarı aktı. o zehirle mervenin elini iyice sıvazladım. üstünüde sargı beziyle sardım. 1 saat falan acıyo dedi ama sonra hiç bir şeyi kalmadı. akrep beslediğimden bilirim böyle şeyleri

sol eliyle tutup sağ eliyle sevmeye kalktığından akrebi gibmiş sol elini. sağ eliyle kolumu cimcire cimcire sürdüm zehiri eline. acısı geçene kadar kolumu sıktı bırakmadı, omzuma yaslanıp ağladı. bende teselli falan ediyordum. geçicek,merak etme falan diye. ondan sonra acısı geçince bıraktı tabi. 1-2 saat daha oturdular, sonra mervenin annesi aradı. işten geldim ben nerdesin hadi yemek yicez falan diye. kızda geliyorum tamam dedi mecburen. hazalla beraber gittiler bunlar. normalde sadece el sıkısırdık. o gün el sıkısırken öpüştükte. ama normal amk, öyle sağ yanak ve sol yanaktan, arkadaş gibi yani. teşekkür ederim çok dedi gitti. bende sevilcek hayvan var, sevilmicek hayvan var akrep sevilir mi,hiç düşünemedin mi sokacağını diyerek güldüm. o da ne bileyim be evde beslediğine göre sokmaz diye düşündüm falan dedi. kapıda az lak lak ettik öyle. sonra gittiler. gece 1 gibi evde dizi izliyodum yalnızdım. tahmin edeceğiniz üzere yine mesaj geldi telefonuma..

dinlemiyonuz mu lan

" ya cidden moralim bozuldu, benim yüzümden hayvanı öldürdün. sana yenisini alsam olur mu ? " dedi. bende " köpek mi kızım bu,nerden alcan akrep. boşver,kimsenin canından daha önemli olamaz " dedim. " ya seviyodun ki besliyodun, kendimi iyi hissetmiyorum vicdanen " dedi. bende " kafana takma, geldi geçti işte. senin elin nasıl sen ondan haber ver " dedim. " hiç bi şey kalmadı, sızlamıyo bile. ama biraz şişti " dedi. bende " olacak o kadar " dedim. " ikinci kez buluştuğumuza göre artık yalnız buluşabiliriz, sana yarın bi yemek ısmarlıyım akrebin özrü için o zaman " dedi. bende " yemeği akrep için ısmalıcaksan istemez ama görüşmek için ısmarlıcaksan olabilir " dedim. o da " yemek ısmarlamak istiyorum, sen nasıl algılıyorsan algıla * " dedi. bende " iyi olur,her türlü yerim sıkıntı yok " dedim. ne yiyeceğimizi falan kararlaştırdıktan sonra 3-4 gün sonrası için sözleştik.

kız yarın demişti ama ertesi gün abimin doğum günüydü mecburen 3-4 güne sarktı. içim içime sığmıyodu amk. buluşcağımız güne kadar geceleri uyuyamıyodum. kızı sıkmamak içinde buluşacağımız güne kadar mesaj atmadım. buluşcağımız gün geldi. sabah uyandım " buluşuyor muyuz? " diye mesaj attım. " ben hazırım, seni bekliyorum " diye yapıştırdı cevabı. mal gibi kaldım amk. benden mesaj bekliyomuş meğer. hazırlandım falan. merkezde ki balıkçılardan birine gittik. bi güzel balık yedik. ondan sonra mevlana alanı diye tüm şehri yukardan gören bir yer vardır burda, oraya gittik çay içmeye. sonra kız başladı anlatmaya. neler sevdiğini, nelerden hoşlandığını, nelere sinir olduğunu falan. kafama bir bilgisayar gibi kaydettim hepsini amk. kızı eve bıraktıktan sonra sevdiği grupların albümlerini, şarkılarını falan araştırıp dinledim. sevdiği filmlerden bir kaçının belli başlı bölümlerini izledim yarım yamalak fikir sahibi olcak kadar. kızın ilgisini çekecektim amk kafama koymuştum.

kızla ilk o mekanda ki karşılaşmayı saymazsak 2 kere buluşmuştuk. ikisindede o teklif etmişti. biri kitap birisi vicdanının rahat olmaması yüzünden. ama son buluşmamızda onu ne akrep soktu,ne de başka kitap istedi benden. yani buluşmak için bahane kalmamıstı onun açısından. yani sıra bendeydi amk. bi şekilde kızla buluşmam lazımdı. gece saat 2 sularında " merve? " diye mesaj attım son buluşmamızdan 2-3 gün sonra. oda " efendiiiim. " yazdı. napıyosun falan deyip konuşmaya başladım. standart klişe cümleler işte. konuşmanın bi bölümünde gaza gelip " bi gün bi şeyler yapsak ya, sardı senin muhabbetin beni. " dedim. o da " valla seninkide beni sardı, olur ne yapalım? " dedi. bende " fikir benden çıktı,ne yapacağımıza sen karar ver " dedim. o da " sinemaya gidelim mi? uzun zamandır gitmiyorum " dedi. fırsattı bu. her şey olabilirdi sinemada. öpüşmek, yiyişmek,ön sevişme. her şey yaşanabilirdi. fakat bi sorun vardı. ben kapalı ve karanlık yerlerde duramıyorum. korkuyorum. panik atak yaşıyorum. titriyorum. bunu kıza nası söylicektim amk? söyleyip söylememekte kararsız kaldım. cevap vermedim bi 10 dk. kız mesaj attı " pardon, ileri gittim galiba çok. kötü bi teklifti " dedi. bende " saçmalama, dalga geçicen diye korkuyorum " dedim. o da " neyden " dedi. durumu anlattım sonra. o da " bunda dalga geçecek hiç bir şey yok " dedi..

kıza rezil olup olmadığımı düşünmeye başladım konuşurken bir yandan. sonra gene gaza gelip " illa film izliceksek, bizim evde izleyelim. bir tane kablo alırız televizyona bağlarız bilgisayarı, televizyondan izleriz salonda. sinema gibi. hem yayılırız daha güzel olmaz mı? mısır ve cipsler benden! " dedim. o da " ooo, süper olur, tamam ne zaman? " dedi. bende " sen ne zaman istersen " dedim. klagib olarak ertesi günü boş değildi. bi kızın ne zaman ertesi gün boş olur ki zaten amk. neyse 2 gün sonrasına sözleştik. evi biliyodu. evde darmadağın amk. buluşcağımız günün sabahında erken kalkıp evi bi toparladım güzelce. her şeyi hazır ettim. mısırları, cipsleri,içicekleri. her şey dört dörtlüktü. sadece mervenin eve girmesi kalmıştı.

eve gelmişti. kısacık etek giymiş üstündede yıldızlarla dolu bir askılı vardı. içim ürperdi, tüylerim diken diken olmuştu amk kızı görünce. içeri aldım. salona geçti. filmi açtık. korku filmiydi. iğrenç filmlerden hoşlanmıyomuş testere tarzı. cinli perili filmler daha korkunç oluyomuş ona göre. öyle dediğinden ona göre bir film seçtik. şimdi kız girer girmez salona oturdu uzun koltuğa. şimdi salonda bi uzun koltuk daha var 2 tane de tekli koltuk. içeri girer girmez tekli koltuklara mı otursam, diğer uzun koltuğa mı otursam yoksa kızın yanına mı otursam bilemedim. hayvanlık yapmak istemiyodum amk. aklıma bir cinlik geldi ve " kalk kız sen içicekleri doldur bende cipsleri getireyim " dedim. yerinden ettim onu. kalktı o doldururken ben cipsleri getirdim. oturdum koltuğa amk. sonra o bardaklarla geldi. yanıma oturdu. yani sorun yoktu. sadece biraz uzak oturuyoduk birbirmize. filmi açtım, izlemeye başladık.

o günde klima arıza yapmıstı amk, mecbur iki balkon kapısını açtım ceryan yapsın diye. filminde tam böyle fenalık yerleri. nasıl tırsıyom anlatamam amk. kıza belli etmemeye çalısıyom ama içim içimi gibiyo yani öyle böyle değil. ceryandan oturma odasının kapısı bir çarptı amk allaaaaaah yarabbiii dedim baktım merve bana sarılıyo amk. yavuz o neydi yaaa falan diyo. bende ceryandan kapı çarptı heralde içim çıktı dedim. o da allah kahretmesin, ölüyodum be falan diye tepkiler verdi. ben kalkıp çarpan kapıyı açıyım dedim, tuttu kolumdan ayyy gitme valla korkuyorum, sonra açarsın dedi yapıştı koluma. ondan sonra elini bıraktırdım kolumdan, bildiğin omzuna attım kolumu. kendime doğru çektim, kafasını göğsüme yasladı. parmaklarım kızın dirseğine geliyordu.bir eliyle karnıma sarılmıştı diğer eliyle dirseğine gelen parmak uçlarımla oynuyodu filmi izlerken kız.

@66 iki diğer kullanmısım yanlıslıkla hemen battı dimi züt. oku sen .

uzun süre öyle kaldık. ondan sonra çekildi göğüsümden esnedi, yandan bir bakış attı bana. sonra gözlerime baktı iyice, hiç durmadan sonra bir bin gülümsemesi daha attı ve " şimdi yapacağım,bu evden dışarı çıkmayacak " dedi. bende " ney? " dedim mal mal bakarak. o da yanaştı bana ve kafamı kendine doğru döndürdü. " bu " dedi. yapıştı amk. birden öpüşmeye başladık. öyle insan gibi değil ama bildiğin hayvan gibi öpüşüyoduk amk. elleriyle boynumu tutuyodu, tutmuyodu cimciriyodu hatta amk bende beline atmıştım ellerimi. bazen dudaklarından çekilip boynunu öpüyordum. sonra saçımdan tutup kaldırıyodu kafamı, tekrar yapısıyordu dudaklarıma. omuzlarını öpüyordum bazende. bir ara kulak mememe yapıştırdı dudaklarını. dilini o kadar iyi kullanıyodu ki gebericektim zevkten. ondan sonra otururken birden yatıyo vaziyette bulduk birbirimizi. ama öyle sevişme pozisyonunda falan değil birbirimize dönük şekilde ben onu bellerinden o beni boynumdan tutuyordu hala. öpüşüyorduk deli gibi.

o yatağın dış tarafındaydı. sağ ayağını iki bacağımın üstüne attı ve elimi bacaklarının üstüne koydu. hafiften üstüme doğruldu. üstümüzde hala kıyafetler vardı ama sırılsıklamdık terden. zaten kız aşırı güzeldi, öpüşürken bu kızla nasıl yaşıyorum bunları diyordum kendi kendime. sonra iyice yarım şekilde üstüme çıktı ve tam gibimin üstüne dıbını denkleştirdi. kıyafetlerin üstünden sürtünmeye başladı. zevkten çıldırıcaktım. tam o sırada gaza gelip askılısını biraz yukarı çıkartıp ellerimi çıplak olan bellerine zütürdüm. hala öpüşüyorduk ve o sürtünmeye devam ediyordu. arada öpüşmeyi bırakıp çok çok çok kısık bir seste inliyordu. sonra tekrar yapışıyordu. iyice zevke gelmiştim üstümden kaldırıp askılısını çıkartmak için hamle yaptım fakat o sırada dur dedi. " ne oldu ? " dedim. " yapma " dedi. " peki " dedim sadece. kalktı üstümden tamamen. üstünü başını düzeltti. " ben eve gidiyorum. " dedi. bende " bırakıyım mı ? " dedim. o da " gerek yok, görüşürüz " dedi ve gitti.