-
63.
0adam kendine anlatmış amk dinleyen yok
-
62.
0bu gecelik daha fazla devam etmek istemiyorum arkadaşlar, kafamın içinde ciddi sorunlar dönüp dolaşıyor. hikayenin burdan sonraki kısmında; yaşanmışlığı değiştirmeden, insanların özel hayatlarına saygım açısından isimleri değiştirip devam etmem gerekecek. önceki entrylerimden bazılarını da isim bütünlüğünü bozmamak açısından editlemem gerekecek. yarın sağlam kafayla devam ederim.
-
61.
0bu mutluluğu dahi bana yaşatamayan bir insan bana ne derece baba olabilir diyordum. sonra o msn konuşmaları elime geçti. ve sonra annemle bitmek tükenmek bilmeyen kavgaları. ikisinden de her geçen gün daha çok soğuyordum ve bütün bunlar ben de kurt cobain altyapısı oluşturuyordu. inceldiği yerden kopsaydı, umursamaz önüme bakardım. artık tek isteğim bir yere varmasıydı.
güzel bir mart ayıydı ve biz arkadaşlarla taksimde içiyorduk. kafam bütün bu baba topiklerinden uzaklaşsın diye çok çıkar olmuştum dışarı. bu gecenin ise tek farkı akın'ın eylül adındaki arkadaşıydı. uzun zaman sonra ilk kez içten bir şekilde safa'lık bir hareket yapıyordum. birine o kadar uzun süre bakmak ki, bakmaya ne zaman başladığını unutmak. tıpkı leonardo'nun inception'da dediği gibi, bir rüya ne zaman başlar hatırlamayız değil mi?
ama eylül biraz farklıydı. hareketleri, cana yakınlığı çok özeldi. hani şu ingilizlerin uniqe dediği türden. büyüsüne kapılmak çok zor değildi, ama büyüsü güzelliğinden gelmiyordu. gülüşü insanı hem aptal ediyordu hem de korkutuyordu. öyle garip bişey ki dostlar, bir kız size hem ne kadar güzel ve cana yakın olduğunu empoze ediyordu hem de habitatına girerseniz sizi ne kadar üzebileceğini. o gece bittiğinde ben 3 sene sonra birinin yanında doğal yollardan kalp çarpıntısı yaşamıştım. ve bu burda kalmamalıydı.
işte böylece; 3 ay boyunca bir buluşma daha kovaladım. aptal olmuştum ve ilk kez kokain içmiş bir esrar bağımlısı gibi acaba bir daha denersem ne olacağını anlamak istiyordum. merakım evet ya da hayır yemenin çok ötesinde yanında durup biraz daha müptelası olmaktı. sanki merve'nin panzehirini bulmuştum ama dozajı arttırmazsam hiçbir anlamı olmayacaktı.
ve böylece hayatımı boşa harcayan trio'nun ilk üyesiyle tanışıyordum, yani eylül'le. -
60.
0biramı masaya dökmem sonucu verdiğimiz kısa ara bittiğine göre gelin 2011 yılına geri dönelim tekrar.
benim için merve harici önemsiz olan aşk kitabını kısa süreli de olsa baskısız bırakıp rafına yerleştirmiştim. artık sırada babam vardı. önce ablam'ın usbsine bir kopya bıraktım o konuşma kaydını sonra da annem'in aklına. yapılması gerektiğine inandığım şeyi yapıyordum. ancak bu durum evi yalnızca daha kötü bir hale getirmişti. aşırı büyüyen kavgalar dedemin hastahaneye kaldırılmasıyla perçinlenmiş olan benim derslerime olmuştu. kafam hiç bir zaman sevmediğim bir bölümü okuyabilecek kadar rahat bırakılmamıştı ve ortalamam her geçen gün daha kötüye gidiyordu. eh tabi bir yandan da arkadaşlık bağlarımı rayına oturtmaya kime ne derece önem vereceğimi kestirmeye çalışıyordum. tabi bitmek bilmeyen illuminati araştırmalarım da bana kalan tek zaman yani geceleri işgal ediyordu. kısacası dolu günler geçiyordum. belki mutlu değildim ama hayat bir şekilde akıyordu ve buna ses çıkarmaya niyetim yoktu.
babam diyorduk. ah erdal ah. ah canım babam ah. ortaokulda kazanamadığım o büyük liseler seni bana düşman etti sanıyordum o zamanlar. ta ki ösym nin o saçma arayüzünde yıldız teknik üniversitesi makina mühendisliği yazana kadar.
karının hüngür hüngür döktüğü göz yaşları ve ciyaklamaları arasında oğlunun gözleri hep seni aradı. acaba ne zaman eve gelecek. ne zaman oğlunu tebrik edecek, onun mesleğini devam ettirecek olmak seni ne kadar gururlandıracak diye. 17 yıldır sonunda sana gerçekten istediğine inandığı bir şeyi başardığı için yaşayacağın o mutluluk...
ah babam ah. ah o senden beklediklerim yok mu... seninkilerin arasında kaybolan.
babamla aramdaki sorunu adlandırma evrem o gün başlar işte. eve gelir gözlerimin içine bakar ve kaçırır kendini sonra. dönüp temas etmekten tiksinircesine başımı okşar yalnızca ve ağzından o ironik cümle dökülür,
yıldız teknik olduğu için baya üzüldüm, ama makine fena değil -
59.
0hikayeyi okurken fon arayan arkadaşlar;
https://play . spotify.com/user/raninionline/playlist/5JMHkBVtECeDUJC9gsJ704?play=true&utm_source=open. spotify.com&utm_medium=open
adresinden devam edebilirler. hepsi olmasada geneli güzel bir playlist. -
58.
0reserve , dinliyoruz panpa
-
57.
0Rezerv3sdrw
-
56.
0okuyan varsa eğer ses çıkarırsa çok sevinirim bu arada. en azından oralarda bir yerlerde göz gezdirdiğinizi bilmek motivasyon oluyor.
-
55.
0peki ben 3 gündür neden ağlıyorum? hala merak ediyor musunuz bilmiyorum, o yüzden devam etmek en iyisi.
gamze benim kusursuz planımda baharat etkisi yaratıp şeyma'yla aramın açılmasını sağlamıştı. ancak büyük kozum sondaydı, nazlı'yı yani o red yediğim kızı şeyma'ya açıklayışım. 1 ay benim için şeyma'yla yaşanacak en uzun süreydi ve artık dur da demem gerekiyordu.
böylece şeyma'ya nazlı'yı anlattım o sırada onunda eski erkek arkadaşını evine davet ettiğini öğrendim. yo aldatılmamıştım ve aldatılmayacaktım da. eminim. ama fake bir türk erkeği oldum o an için ve bunu da lehime kullanıp nazlı'yla harmanlayıp şeyma'ya elveda dedim.
insanlara sevgili yapabildiğimi ama sevmedikten sonra bunun birşey ifade etmediğini gösterdim böylece. benle ilgili düşüncelerini kendilerine saklamaları için bir adımdı. cemre gibi şeyma'da iyiki hayatıma girmiştir derim hep o yüzden. baskıyı azalttıkları için. -
54.
0karşıdan karşıya geçtim ve son bir kez arkama baktım. camdan beni izliyordu. minibüs ivmelenmeye başladıkça benle açısını korumak için de arkasına dönmeye başlamıştı. artık bu kadarı çok fazla geldi ve el sallamaya başladım. hoşçakal yaşanmamışlık edasıyla ona el sallıyordum.
sigaramı yaktım ve evime doğru yürümeye başladım. 50-60 metre sonra arkadan ayak sesleri gelmeye başlamıştı. ihtimal bile vermediğim şey için arkamı dönüp baktığımda aramızda sadece 20 santim vardı ve bana bakıyordu.
-hey dur diye bağırdım beni duymadın mı?
-be..be..be-ben buna ihtimal vermiyordum pardon.
-hayatımda ilk kez böyle bir şey yapıyorum.
-sarhoş musun?
-kesinlikle hayır.
-dinle, gerçekten çok isterdim ama sevgilim var.
-konu neden buraya geldi hemen, onu gerçekten bu kadar mı seviyorsun.
-evet. (HAYIR hayır hayır hayır ve yüzlerce kez hayır)
-tamam en azından öp beni ve gideyim.
.. yanağından öper.
ben bu muydum? ilk kez birinin bana benim için birşey yaptığını görüyordum ama kıza hayvan gibi davranmıştım. o kadar karışıktı ki kafam dost bir bilsen.
-gamze ben.
-safa.
-burda mı oturuyorsun, nerde okuyorsun?
-evet kazasker. yıldız teknik, sen?
-şey uzun hikaye.
-dinlemek isterdim ama gitmem gerekiyor.
burdan sonrası kızın şok bakışları ve benim kıçımı dönmem. daha sonra kızın über üzgün bir şekilde arkamdan bakması ve benim dayanamamamı içeriyor. akşam lisesinde okuyan gamze'nin telefonuna numaramı yazışım ama birşey yaşayamacağımızı söyleyişim. ve ertesi sabah aldığım : hayatım boyunca seni birdaha rahatsız etmeyeceğim, evet çok haklıydın yanlış birşey yapmamak en iyisi mesajı.
hayatım boyunca yaşadığım en büyük pişmanlıklardan biridir gamze. -
53.
0açık konuşmam gerekirse başlama hikayemiz beklentilerimin üstündeydi. 2 gün önce nazlı denen bir aptal sarışından sağlamından hayır yemiş hafif bir özgüven çalkantısı yaşamıştım. (oh sen buna özgüven sorunu diyorsan daha dur hele bi safacım) 2 gün sonunda kendimden 2 yaş büyük bir kıza açılacak olmak biraz garip geliyordu.
ama yaptım. o gün o doğumgünü kızına açıldım ve destansı hikayemiz başladı. şeyma babasını hemen hemen hiç tanımamış, eskişehirli annesinden kopup marmara'ya okumaya gelmişti. kalburüstü bir müzik kültürü, esmer teni ve antihijyenik bir bünyesi vardı. teknik olarak benim istediğim en temel 3 şey de onun en ekgib olduğu konulardı. ama inatla ve ısrarla denemeye çalıştım. kendimi sevdirmek istiyordum ve mümkün olduğunca yapmacık olmadan bunu yapmak istiyordum. ama olmuyordu.
sıradan kavgalarımızın birini yaşadığımız bi gece evinden gönlünü almış sigaramı bitirmiş minibüs biniyordum.
en arkanın bir önüne oturdum. benden başka yalnızca hemen şöförün arkasında oturan bir dayı vardı içerde. çok geçmeden minibüs yolcu almak için durdu. içeri giren bembeyaz tenli sarışın mini etekli bir liseliydi. gerçek anlamda çok güzeldi ve benim fiziki tüm kriterlerime hızlıca check atmıştı. gözümü aldığım noktada parasını uzatıp benim arkama oturdu, yani en arkaya.
şöför 5 kuruş para üstünü arkasındaki adama uzattı o da bana. dönüp vermek istediğimde yüzüme güldü. bu ne şimdi 5 kuruşa ne gerek vardı dedi. artık verdi bence almalısınla karşıladım bu güleç ifadesini.
buraya kadar bir makinacı için olağandışı da olsa burdan sonrası belki biraz sıradışı inanın.
önüme dönüp camdan dışarı bakmaya başladığım an yanımda birşey hissettim, kız kalkıp yanıma oturmuştu. dönüp nedenini sorgular bir bakış attım.
-burası daha rahat geldi gözüme..
-peki tamam öyleyse.
evet yalnızca bunu konuştuk. ta ki benim inmem gerekene kadar;
-rahatını bozucam ama inmem gerekiyor
-peki tamam öyleyse.
çok tatlı bir muhabbetti ve şeyma'yı da sevmiyordum. teknik olarak sadece numaramı verip şeymadan ayrılıp birşeyler yazabilirdim. ihanet olmayacaktı, bir şey hiç benim olmadıysa ona nasıl ihanet edebilirdim ki? di mi cemre...
hiçbirşey yapmamayı seçtim ve minibüsten indim. -
52.
02011 yazı o kadar derin geçen bir senenin ardından bodrum'un hareketli gece hayatıyla kendini göstermişti. liseden o çok sevdiğim arkadaşlarımla gümbet'e gitme hatası yapmıştım. gitmemize yakın bir zaman kala en yakın arkadaşım çağlar'ın sevgilisinin ev arkadaşıyla ilgili kafamda bazı planlar vardı.
insanlardan bu denli derinleştiğimi saklamak aklımda salak saçma bir spider-man olgusu yaratmıştı. ikizler erkeğini sergiliyor ve içimle dışımı ayrı tutuyordum. işin en zor kısmı insanlara bunu açmak istemezken cemre baskısı nın kendini yine göstermesiydi. insanlar yavaş yavaş ''unut artık şu merve'yi'' diyalogları kurmaya başlamışlardı. ve buna dur demem gerekiyordu. işte plan da tam olarak buydu.
kendimden iki yaş büyük 90 doğumlu şeyma'ya yazıcaktım. emser şeyma'ya. yıkanmanın sadece insan içine çıkılacağı zaman uygulanan bir eylem olduğunu düşünen şeymaya. ve işte böylece o evde zıbardığımız boş gümbet gecelerinin birinde şeyma'nın whatsappına selam yazdım.
işin en can alıcı noktası ise benim kusursuza yakın çizdiğim plandı. tatil dönüşü başka bir kız'dan hayır yemiştim ve o hayır'dan tam 2 gün sonra 21 eylül'de şeyma'yla yaşayacağım en sahte, en huzursuz ilişkim başlayacaktı. -
51.
0unutmadıysanız kendimi saklamakta sıradan bir insana göre iyiyimdir. hayalet sevgilim'i dinlediğim o servis merve'yi benden uzak tutmuyordu. kendimi dahi benliğimden uzak tutmamı sağlıyordu. o sene ben bunu yapmaya tekrar başlamıştım. babam odaya girdiğinde knight online oynuyordum. babam odama girdiğinde film izliyordum. bazen müzik bazen başka şeyler. ama ben zaman öldüren o iğrenç çocuktum. böyle olması için de uğraşıyordum.
cevaplarımı almak benim için en önemli şey olmuştu. aslında hala da öyle. neden sosyal canlılar gibi yaşıyorduk. neden kendimizden güçlü birşeyin varlığı bizi rahatlatıyordu. neden yaşıyorduk? 9 ayda bunlarla ilgili çok farklı cevaplar bulacaktım. hiçbiri benim için hala yeterli olmasa da. aramaya başlamak en zoruydu ve artık yapabildiğimi biliyordum en azından.
illuminati, mason loncası, skulls n bones, tanrının arabaları, karma, secret, komik yanıyla murphy'nin yasaları. bütun bunlara buddha'ya kadar uzanan bir kültürel din arayışı da eklenince kafam overload geziyordum. bütun bunlara kendi hatalarım ve merve de eklenince işin içinden çıkamıyordum.
1 yıl böyle sürdü. koca bir yıl. teoloji yapmak yasak olmasaydı inanın burayı çok daha uzun anlatırdım. en azından bir cevap istiyorsunuz biliyorum. neye karar vermiştim.
tanrı'ya karar verdim. beni yarattığına. kalan herşeyi ise sorgulamam gerektiğine. dinler kitaplar kültürler. herşeyi... -
50.
0sorgulamam hikayem işte o gün başlar. sadece aşk sadece para ya da sadece meta değildi. beyin fonksiyonlarım, algım o kadar farklı o kadar açıktı ki artık bu basitlik bana hafif geliyordu. daha fazlasını ve daha fazlasını çözmeliydim. hani bi geometri sorusunu çözemediğiniz ama o an geldiğinde tek bir kalem hareketiyle işi bitirdiğiniz zamanlar olur. sanki limitless'dan fırlamış gibiydim, tek hareketimle istediğim cevapları bulabileceğimi hissediyordum.
ve öyle yaptım. sorgulamaya başladım.
neden merve'yle ayrılmıştım, neden istemediğim bir liseye gitmiştim. neden babamın bunu yaptığını görememiştim. neden? bütun bu nedenler tek bir kapıya açıldı içimde, allah'a.
1 yıl boyunca herşeyi ama en önemlisi amacımızı sorguladım. din bize sadece ibadeti gösteriyordu, ibadet ibadet ve daha fazla ibadet. ruhsal bütünlüğün gelene kadar ibadet. belki o zaman içindeki yaşam amacını bulabilirdin. ama bu bana yetemiyordu.
birşeye gözü kapalı inanmamız; sonunda ise doğru cevabı bulacağımız veriliyordu. peki ya gözü kapalı inandığımız için bulmuş olduğumuz gerçeği, bununla yüzleşiyor muyduk? hayır.
kuran, incil tevrat. bu 9 ay benim için bunları okumaktan fazlasıydı. kendimi öyle kaptırmıştım ki 1.dönem 2.0 olan ortalamam ikinci dönemin sonunda 0.98'e dönüşecekti. 5 dersin 5'inden de kalarak. -
49.
0scroll'da aşşağı doğru indikçe zaman çizelgesinde yaramı deşecek kadar geriye gitmeye başlamıştım. artık günler haftalar bitmiş, aylar yıllar konuşmaya başlamıştı ekranda. ve ben merve'den ayrıldığım dönemi görmüştüm babamın bilgisayarında. cebime koyacak 5 liram olmadığında babamın kadının kızına senin fotoğraf makinen var mıydı, sana bir tane alalım yazışını görmüştüm.
evet babam hiçbir zaman harika olmamıştı. babam hiçbir zaman sevgisini belli etmemişti. ama babam, benim babamdı. benim için çalıştığına, benim için uğraştığına güvenmiştim. belki çok sağlam bir erkek çocuğu yetiştirmemişti ama babamdı o benim. güvenimin tam olduğu tek insan.
gözümü son kez kapattım ve açtığımda artık farklı hissediyordum.
boom.
sanki tanrı 15 yaşındaki ruhumu cımbızla tutup 10 yıl ileriye atmıştı. ekrana bakarken artık sadece ekrana bakmıyordum. ekranı da yatağı da hatta karşımdaki dolapları da çok detaylı incelemeye başlamıştım. kendimden korktuğum sıradan anlardan biri gibi geliyordu ama değildi. o düşünce bulutu. insanlar aldatıldığını öğrendiğinde karşındakine sadece bakmıyordu. düşünüyordu. belki o yaşına kadar yaşadığı herşeyi, tek bir anı bile.
işte 3. tekil şahıs olarak bunu tadmıştım. sadece annemi değil, kendimi de aldatılmış hissediyordum. en azından sadece 3.tekil şahıs olacaktım, şimdilik. -
48.
0evet 2 gün önce algısı açık olmayan kafayla 4 saatte ''laptop'un önüne kurulduğum o an'a kadar gelebilmişim. teknik olarak bu hikaye bir üçleme olsaydı, 1. filmin finali için bundan daha uygun bir sekans da olamazdı zaten. biten bu chapter'ın adı tecrübe olsun, zira buraya kadar okumuş kimse de buna karşı çıkmazdı. keza ben de.
ama ben şimdi başlayacağım bu 2. kısım için daha güzel bir isim düşündüm aynı zamanda: sorgulama.
peki neden sorgulama?
babamın bilgisayarında dosyalar arasında gezmek içimdeki james bond dürtüsünü açığa çıkarmıştı. hızlı hızlı geçişler yapıyor, onlar gelmeden işimi bitirmeye çalışıyordum. adrenalin vücuduma girdikçe saflığımdan da birşeyler koptuğunu hissediyordum.
sanki biliyordum biliyo musunuz dostlar.
sanki babamın hastalandığını düşünecek kadar saf olmadığımı ama olmak için uğraştığımı görüyordum.
en sonunda karşıma msn kayıtları adlı o başyapıt çıktı. klagib bir msn kayıt klasörüydü, tek farkı yerinin farklı bi dizine atanmış olmasıydı. konuşulan 20'ye yakın insan arasından sadece biri göze çarpıyordu. diğerlerinin en az altı katı büyüklükte dosya yapısıyla.
msn rumuzunu da, nick'ini de, gerçek adını da. herşeyini çok iyi hatırlıyorum o kadının. ama hikaye'yi benle birlikte yaşamanız için isimleri değiştirmemiş ben bile burda kendime dur demek zorundayım. o yüzden ismini vermek istemiyorum.
evet babam annemi aldatıyordu -
47.
0piskolojik stabilliğimi sağlamam biraz uzun sürdü, bir de arkadaşın biri geldi evime ve kovamadım yazmaya başlamak için o halde devam edebilirim artık.
-
46.
0arkadaşlar dışarı çıkarıp terapi yapmaya çalışıyorlar bana 2 gündür. şimdi dedemi ziyaret ettikten sonra devam edicem akşam. okuyan okur, zamanı geldiğinde herkes okuyacak zaten. sadece henüz beklemem gerekiyor...
-
45.
0@43 olm niye yazmıyon ya
-
44.
0@43 okuyorum hacı ben devam et yarın
-
hakikimall vardi aga be
-
cok konusma wow girlcik
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 26 11 2024
-
ramstein nobete misin
-
kan bagisi yapmam aga
-
google yazinca cikmiyan sozlluk
-
27 kasım 2024
-
ulan birfoto atsan nolur
-
bu sözlüğe nolmus yav offf
-
kucuk insanlarin derdi insanlar olur
-
nasıl senin fotonu elindne aldık ama
-
cüneyt arkın reenkarnasyonla yeniden
-
dexer shawnı bombalı dronla patlatmak
-
erdoğan türk tarihinin en iyi lideridir
-
abe ya abe yapay zekala iş yapacaz abey
-
izmirde hala sobayla ısınanlar var
-
almanyada askıda yemek varmış
-
ekşi sözlük ele geçirilmiş lann
-
burda neden manyakça şeyler paylaşılıyor
-
bim 31 aralık 2007
-
topal odlek ordek gezmeye gidiyor 26 11 2024
-
tesettürünü bir saniye bile çıkarmayacaksın
-
havalar sogudu iyice
-
bazen güzel bir şarkı çalınca
-
pehh yine akşamı ettik pehh 26 11 2024 22 26
-
philosophia24 memati yeni hesabi
-
yapay zeka ve robotlar çalişir
-
çaylak neden atılır
-
zeytinburnulu memo
-
hey embesiler bugün deepfake kulanıyorsnuz
- / 2