-
51.
0Ümitsiz bir cenk başladı. Leventler kaçar, kafir kovalardı. Kafir yetiştikçe ağam cenk veriyor, fakat her vuruşmada birkaç levent daha şehit düşüyordu. Zaten cümlesi 340 leventti. Nihayet Oruç Reis, bir ırmağa can attı. Leventlerin yarısı da köprüyü geçmişlerdi ki, ispanyollar yetişti. Köprüyü atmaya hazırlanan ağam, levendlerinin feryadına dayanamadı, hepsini bir baba evladını nasıl severse öyle severdi. Geri döndü. Askerlik ve tedbir onu icap ettirirdi ki, ağam, yanındaki leventlerle beraber Cezayir'e gele ve sonra dönüp yoldaşlarının öcünü ala. Fakat Oruç Reis'e leventleri: "Baba" derlerdi. Bir baba ne mümkündür ki oğullarını kılıç altında bırakıp kaça. Oruç Reis köprüyü gerisin geriye geçti. Kafir deryasına dalıp kılıç üşürmeye başladı. Ancak leventler o kadar mecalsizdiler ki, bazılarında, kılıç kaldıracak güç kalmamıştı. Zaten Afrika'nın kızgın bir günüydü. Susuzluktan dudaklar şerha şerha çatlamıştı. Oruç Reis'e belki yüz kişi birden kılıç üşürdü. Ağam şehit düştü. Mübarek başı kesilip ispanya Kralı'na gönderildi. Büyük ağam ishak Bey de bir kaç ay önce Kal'atu'l-Kıla'da şehit düşmüştü. Dört karındaştık. Üçünün şehadetini gördüm. Ne hikmettir ki Ulu Tanrı yalnız bana şehadeti nasip buyurmadı. Demek karındaşlarım benden çok mübarek kullarmış. Tanrı hepsine rahmet, makamlarını cennet eylesin! Amin, bi-hürmeti Seyyidi'l-Mürselin! - gazavat-ı hayrettin paşa
-
50.
0"Ey Oruç Kapdan, seni affettim. Cenab-ı Hak, affedici kullarını sever. Gerçi benim 16 pare teknemi yaktırdın. Ama içinden bir tek levendin burnunu kanatmadın. Hepsini kurtardın, kafire bir tek esir vermedin. Ben gemilerimin yanmasına kızmadım. Cenk ahvalidir, her şey olur. Senin dönüp yanıma gelmediğine kızdım. Ancak şimdi seni affettim. Hemen sağ olasın. Tekrar hatırımı aldın." Böyle deyip ağama çok ikram etti. Ağamın getirdiği hediyelerden fazla peşkeş verdi. Oruç ağam izin aldı. Kahire'den iskenderiye'ye döndü. Sultan, iskenderiye valisine emir yazmıştı. Vali, ağamı ve levendlerini ağırladı. Bir miktar safa ile vakit geçti. Bahar geldi. Oruç Reis, Sultan'a name gönderip gazaya çıkmak için izin istedi, izin çıktı. Ağam, Kıbrıs sularına doğru açıldı. O sularda 5 aded Venedik teknesini ganimet aldı. Oradan batıya gitti. Tunus sahillerinde Cerbe adasına geldi. Ganimet malını Cerbe tacirlerine sattı. Her levendin payına 25 zira Venedik çuhası, 4 tüfek, 4 tabanca ve 171,5 altın düştü. Oruç, iskenderiye'ye giden bir gemi buldu. En iyisinden çuha, tüfek, tabanca ile 13-14 yaşlarında bir kafir oğlancığı ayırdı. Mısır Sultanı'na gönderdi. Sultan : "Dünyada nimet hakkın gözeten ve iyilik bilir adam varsa," dedi; "oğlum Oruç Kapdan'dır." - gazavat-ı hayrettin paşa
-
49.
0hata: Ağam ishak, Midilli kalesinde otururdu. Ağam Oruç'la ben, derya seferlerine merak sardık. Oruç Reis, bir gemi edindi, onunla ticaret maksadıyla denize açıldı. Ben de 18 oturak bir tekne edindim. Önce Selanik ve Ağrıboz'a gidip geldik. Midilli'ye mal getirip satıyorduk. Fakat ağam Oruç, bu yakın seferlerle kanaat etmedi. Şam Trablusu'na gitmek istedi. Bir gün, küçük karındaşım ilyas'la beraber, Trablus'a gitmek üzere Midilli'den ayrıldı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
48.
0hata: Ağam ishak, Midilli kalesinde otururdu. Ağam Oruç'la ben, derya seferlerine merak sardık. Oruç Reis, bir gemi edindi, onunla ticaret maksadıyla denize açıldı. Ben de 18 oturak bir tekne edindim. Önce Selanik ve Ağrıboz'a gidip geldik. Midilli'ye mal getirip satıyorduk. Fakat ağam Oruç, bu yakın seferlerle kanaat etmedi. Şam Trablusu'na gitmek istedi. Bir gün, küçük karındaşım ilyas'la beraber, Trablus'a gitmek üzere Midilli'den ayrıldı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
47.
0Fakat çok atak olan ağam Oruç beni dinlemedi. Taarruza karar verdi. Halbuki Becaye kalesinde çok ispanyol kafiri vardı. 6 kadırgadaki ispanyol, teknelerini boşaltıp, kaledeki yoldaşlarıyla birleştiler. Ağam, kaleye hücum etti. Sahile çıktık. Kaleden üzerimize yağmur gibi top gülleleri ve tüfek misketleri yağıyordu. 60 şehit, bir o kadar yaralı verdik. Belki kaleyi düşürebilirdik. Fakat cengin en kızgın anında ağamın sol koluna bir misket isabet etti. Düşman bunu gördü. Kaleden çıkıp levendlere saldırdı. Ağamın ağır şekilde yaralanmasına çok üzülmüştüm. O hınçla 3-4 yüz levendle kafirlere öyle bir giriş girdim ki, melunları kıra kıra kale kapılarına kadar sürdüm. 300 kafiri öldürdüm, 150\\\\\\\\\\\\\\\'sini esir ettim. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
46.
0hata: midilli'ye çok tekneler gelirdi. kaptanlar, küreğe koymak için esir ararlardı. bir gün kaptanlara dedimki : "benim 827 adet fazla forsam vardır, size satayım." bu suretle kafirleri osmanlı tüccar kaptanlara sattım. bazılarını 500 altına, bazılarını 300'e, bazılarını daha az akçeye verdim. sattığım esirlerin vergisini ödedim. liman reisinin hakkını gönderdim. i̇slam evkafına bağışta bulundum. bu suretle aldığım akçanın yarısı gitti. öbür yarısını ağam oruç'la böluştük. ancak para tutmasını sevmezdik. cümle kazancımızı teknelerimizi daha iyi donatmak için harcadık. gerisini levendlerimize bölüştürdük. her levende 90 altın, reislere 195 altın düştü. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
45.
0ata: düşman gemilerindeki mallar, oruç reis'in teknelerine aktarıldı. tekneler o derece doldu ki, kaplumbağaya döndü; kımıldamaya iktidar yoktu. şenlik içinde midilli'ye geldiler. ben hızır hayreddin, ağam i̇shak'la beraber, karındaşımız oruç reis'i limanda karşıladık. bütün hısım ve akrabamız bizimle beraberdi. öpüşüp kucaklaştık. oruç reis, midilli'den çıkalı yıllar olmuştu. bu kadar zamandan beri birbirimize hasret çekerdik. oruç reis, midilli'den i̇zmir'e gitmeye, velinimeti sultan korkut ve karındaşlığı piyale bey'le görüşmeye karar verdi. fakat tam bu sırada midilli'ye bir haber erişti : sultan selim han hazretleri tahta oturmuş. karındaşı sultan korkut'la hasım olmuş. sultan korkut ziyadesiyle korkup kaçmış. oruç bey bu haberi alınca pek üzüldü. büyük karındaşı i̇shak reis, ağam oruç'a dedi ki : "var imdi buralarda durma. bu kışı i̇skenderiye'de kışla. bakalım ne ola? elindeki tekne sultan korkut'un ihsanıdır. ola ki sana zarar erişe." - gazavat-ı hayrettin paşa
-
44.
0hata: fatih sultan mehmed han hazretleri, midilli'yi kafirlerin elinden fethedince, adaya türkler'in yerleşmesini buyurdu. i̇lk yerleşenler arasında babam da vardı. babam yakub ağa, bir sipahinin oğlu idi, kendisi de sipahi idi. selanik civarında vardar yenicesi'nde tımarı vardı. midilli'ye yerleşince, şevketlü fatih sultan mehmed han hazretleri'nin emriyle kendisine adada bir tımar verildi. bu suretle yeni dirliğine kavuşan babam, ada halkından bir kızla evlendi. babam, yakışıklı bir yiğitti. anam ona dört oğul doğurdu. i̇shak, dört oğulun ulusu idi. sonra ağam oruç, sonra ben hızır, sonra i̇lyas doğdular. cenab-ı hak her birimize uzun ömürler, nice cengler ve zaferler ihsan buyurdu. - gazavat-ı hayrettin
-
43.
0hata: ümitsiz bir cenk başladı. leventler kaçar, kafir kovalardı. kafir yetiştikçe ağam cenk veriyor, fakat her vuruşmada birkaç levent daha şehit düşüyordu. zaten cümlesi 340 leventti. nihayet oruç reis, bir ırmağa can attı. leventlerin yarısı da köprüyü geçmişlerdi ki, i̇spanyollar yetişti. köprüyü atmaya hazırlanan ağam, levendlerinin feryadına dayanamadı, hepsini bir baba evladını nasıl severse öyle severdi. geri döndü. askerlik ve tedbir onu icap ettirirdi ki, ağam, yanındaki leventlerle beraber cezayir'e gele ve sonra dönüp yoldaşlarının öcünü ala. fakat oruç reis'e leventleri: "baba" derlerdi. bir baba ne mümkündür ki oğullarını kılıç altında bırakıp kaça. oruç reis köprüyü gerisin geriye geçti. kafir deryasına dalıp kılıç üşürmeye başladı. ancak leventler o kadar mecalsizdiler ki, bazılarında, kılıç kaldıracak güç kalmamıştı. zaten afrika'nın kızgın bir günüydü. susuzluktan dudaklar şerha şerha çatlamıştı. oruç reis'e belki yüz kişi birden kılıç üşürdü. ağam şehit düştü. mübarek başı kesilip i̇spanya kralı'na gönderildi. büyük ağam i̇shak bey de bir kaç ay önce kal'atu'l-kıla'da şehit düşmüştü. dört karındaştık. üçünün şehadetini gördüm. ne hikmettir ki ulu tanrı yalnız bana şehadeti nasip buyurmadı. demek karındaşlarım benden çok mübarek kullarmış. tanrı hepsine rahmet, makamlarını cennet eylesin! amin, bi-hürmeti seyyidi'l-mürselin! - gazavat-ı hayrettin paşa
-
42.
0hata: i̇brahim paşa'ya, henüz keşfedilen yeni dünya (amerika)'ya sefer düzenlesek istifade edeceğimizi de söyledim. fakat uzak denizlerle işimiz olmadığını, akdeniz'i ve hind denizlerini tutmamızın kafi olduğu cevabını verdi, müsaade etmedi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
41.
0hata: i̇brahim paşa'ya, henüz keşfedilen yeni dünya (amerika)'ya sefer düzenlesek istifade edeceğimizi de söyledim. fakat uzak denizlerle işimiz olmadığını, akdeniz'i ve hind denizlerini tutmamızın kafi olduğu cevabını verdi, müsaade etmedi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
40.
0hata: ağam i̇shak, midilli kalesinde otururdu. ağam oruç'la ben, derya seferlerine merak sardık. oruç reis, bir gemi edindi, onunla ticaret maksadıyla denize açıldı. ben de 18 oturak bir tekne edindim. önce selanik ve ağrıboz'a gidip geldik. midilli'ye mal getirip satıyorduk. fakat ağam oruç, bu yakın seferlerle kanaat etmedi. şam trablusu'na gitmek istedi. bir gün, küçük karındaşım i̇lyas'la beraber, trablus'a gitmek üzere midilli'den ayrıldı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
39.
0hata: i̇brahim paşa'ya, henüz keşfedilen yeni dünya (amerika)'ya sefer düzenlesek istifade edeceğimizi de söyledim. fakat uzak denizlerle işimiz olmadığını, akdeniz'i ve hind denizlerini tutmamızın kafi olduğu cevabını verdi, müsaade etmedi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
38.
0hata: i̇brahim paşa'ya, henüz keşfedilen yeni dünya (amerika)'ya sefer düzenlesek istifade edeceğimizi de söyledim. fakat uzak denizlerle işimiz olmadığını, akdeniz'i ve hind denizlerini tutmamızın kafi olduğu cevabını verdi, müsaade etmedi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
37.
0hata: o kışı gene tunus'ta geçirdik. bahar gelince sefere çıktık. 13 günde mora'da anapoli limanı açıklarına geldik. i̇spanya'ya gider büyük bir kafir teknesine rasladık. i̇çinde 3-4 yüz cenkçi vardı. altın işlemeli sancaklarımızı çekip toplarımızı ateşledik. yedi defa düşman teknesine yanaşmak istedik. yedincisinde yanaştık. azim cenk oldu. fakat kafir teknesini zaptettik. 150 yoldaşımız şehit oldu. 86 levend yara aldı. öğrendik ki, kafir teknesinde 525 kişi varmış. bunlar'ın 183'ünü esir aldık. gerisi ölmüştü. i̇çlerinde i̇spanya'da büyük bir memleketin valisi de vardı. bir gemi daha zaptedip tunus'a geldik. ağam oruç yaralanmıştı. tunus'ta tedavi gördü, dinlendi. ganimet malımız arasında 70-80 papağan ve 20 doğan kuşu vardı. bunları tunus sultanı'na verdik. bu seferden sonra namımız bütün kafir memleketlerine yayıldı. bizi ortadan kaldırmak için kafirler ittifak eylediler. dediler ki : "oruç ve hızır hayreddin namında iki türk peyda olmuş. bu hristiyan düşmanı yılanlar ejderha olmadan, basalım, isimlerini yeryüzünden silelim. şimdi fırsat verirsek, belli ki bu türkler başımıza çok iş açar." - gazavat-ı hayrettin paşa
-
36.
0hata: deli mehmed'in şevkini kırmamak için izin verdim. fakat onun teknesi, düşmanın teknesinin yanında fındık kabuğu gibi kalıyordu. biz de mehmed'in arkasına takıldık. düşman teknesine yanaştık. içinde bir tek can yoktu. meğer uzaktan bizim gemilerimizi görmüş, sandallarına binip kaçmışlar. tekneye çıktık. ağzına kadar buğday yüklüydü. deli mehmed'i selamladık : "gazan mübarek ola," dedik. ertesi sabah iki gemi daha zaptettik. birinde bal, zeytin, peynir vardı. diğeri bir ceneviz teknesiydi. demir yüklüydü. dağ gibi ganimetle top, tüfek atarak tunus'a geldik. cümle gaziler doyum oldular. sultan'ın hissesini ayırdık. fakir fukaraya da çok mal sadaka ettik. çok dualar aldık. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
35.
0hata: deli mehmed'in şevkini kırmamak için izin verdim. fakat onun teknesi, düşmanın teknesinin yanında fındık kabuğu gibi kalıyordu. biz de mehmed'in arkasına takıldık. düşman teknesine yanaştık. içinde bir tek can yoktu. meğer uzaktan bizim gemilerimizi görmüş, sandallarına binip kaçmışlar. tekneye çıktık. ağzına kadar buğday yüklüydü. deli mehmed'i selamladık : "gazan mübarek ola," dedik. ertesi sabah iki gemi daha zaptettik. birinde bal, zeytin, peynir vardı. diğeri bir ceneviz teknesiydi. demir yüklüydü. dağ gibi ganimetle top, tüfek atarak tunus'a geldik. cümle gaziler doyum oldular. sultan'ın hissesini ayırdık. fakir fukaraya da çok mal sadaka ettik. çok dualar aldık. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
34.
0hata: ağam i̇shak, midilli kalesinde otururdu. ağam oruç'la ben, derya seferlerine merak sardık. oruç reis, bir gemi edindi, onunla ticaret maksadıyla denize açıldı. ben de 18 oturak bir tekne edindim. önce selanik ve ağrıboz'a gidip geldik. midilli'ye mal getirip satıyorduk. fakat ağam oruç, bu yakın seferlerle kanaat etmedi. şam trablusu'na gitmek istedi. bir gün, küçük karındaşım i̇lyas'la beraber, trablus'a gitmek üzere midilli'den ayrıldı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
33.
0hata: hasan, casuslarını şövalye kılığına bürüyüp, düşman çadırlarına kadar sokmuştu. bizim leventler içinde i̇spanyolca'yı ve başka kafir dillerini ana dili gibi konuşanlar çoktu. hatta içlerinde on yıldan fazla i̇spanyol gemilerinde forsalık yapmış olanlar vardı. bunlar vaziyeti hemen hasan'a bildirdiler. oğulluğum, anladı ki, birşeyler yapılabilirse, bu gece yapılacaktır. yoksa yarın sabah, iş yaman olur. leventlerini ve gönüllülerini dağ yolundan geçirtip kafir ordugahının arkasına düştü. ay, bulutların ardına gizlenmişti. gece kapkaranlıktı. yağmur başladı ve gittikçe şiddetlendi ve testiden boşalır gibi yağmaya başladı. nihayet hava fırtınaya çevirdi. bütün bu alametler, cenab-ı hakk'ın, biz mücahit kullarının yanında olduğunu gösteriyordu. leventlerim, düşmanın burnunun ucuna kadar gelmişti. fakat düşmanın gözü yalnız gece karanlığından ve fırtınadan dolayı kapalı değildi. gözlerine tanrı tarafından gaflet perdesi de çekilmişti. sarhoş köpekler gibi, çadırlarında sızmışlardı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
32.
0hata: ümitsiz bir cenk başladı. leventler kaçar, kafir kovalardı. kafir yetiştikçe ağam cenk veriyor, fakat her vuruşmada birkaç levent daha şehit düşüyordu. zaten cümlesi 340 leventti. nihayet oruç reis, bir ırmağa can attı. leventlerin yarısı da köprüyü geçmişlerdi ki, i̇spanyollar yetişti. köprüyü atmaya hazırlanan ağam, levendlerinin feryadına dayanamadı, hepsini bir baba evladını nasıl severse öyle severdi. geri döndü. askerlik ve tedbir onu icap ettirirdi ki, ağam, yanındaki leventlerle beraber cezayir'e gele ve sonra dönüp yoldaşlarının öcünü ala. fakat oruç reis'e leventleri: "baba" derlerdi. bir baba ne mümkündür ki oğullarını kılıç altında bırakıp kaça. oruç reis köprüyü gerisin geriye geçti. kafir deryasına dalıp kılıç üşürmeye başladı. ancak leventler o kadar mecalsizdiler ki, bazılarında, kılıç kaldıracak güç kalmamıştı. zaten afrika'nın kızgın bir günüydü. susuzluktan dudaklar şerha şerha çatlamıştı. oruç reis'e belki yüz kişi birden kılıç üşürdü. ağam şehit düştü. mübarek başı kesilip i̇spanya kralı'na gönderildi. büyük ağam i̇shak bey de bir kaç ay önce kal'atu'l-kıla'da şehit düşmüştü. dört karındaştık. üçünün şehadetini gördüm. ne hikmettir ki ulu tanrı yalnız bana şehadeti nasip buyurmadı. demek karındaşlarım benden çok mübarek kullarmış. tanrı hepsine rahmet, makamlarını cennet eylesin! amin, bi-hürmeti seyyidi'l-mürselin! - gazavat-ı hayrettin paşa
-
net 60 bine anlaşmış mikroplar
-
sözlükte moda gerek mi var
-
evin için reis alfa kralin anasinin pıttağı gibi
-
savunma amaçlı spreyin içine
-
feyzullah nikli yazarın aslında
-
eski sevgilimin annesini ifşa ediyorum
-
benim adım yaşar satarımm ucuz kaşar
-
kendinizi 20 yıl sonra nerede
-
başlıgımi kim sildi benim kimmmmm
-
dennis i özledim lan
-
yarın yarım gün çalışacakmışız
-
araba ile uzun yola geceleyin arka koltukta
-
adminle konuştum bi ara
-
asansöre binerken nazik olan 2 metrelik dev
-
kamyoncukamil hakkında
-
instaya girince penisim zank zank zank oluyo
-
akp yol köprü hastane yapmaktann başka
-
yalandan grev yapıp kürtçülük yapmak
-
haddini bildirdim bu yazarın
-
amedli dostlar seri şukuluyor
- / 1