-
176.
0hata: alkodet’i tanırdım, gayetle mutaassıp bir i̇spanyol kafiri olmakla beraber, hakkaa ki yiğit bir ihtiyardı ve benim oğulluğum ve vekilim olan bu adamın bir krallık tacı için hakanına ve devletine ihanet etmeyeceğini bilirdi. fakat adamcağız ne yapsın, emir büyük yerden geliyordu. hasan’a, kont’u ne şekilde oyalaması icap ettiğini yazdım ve bu hususta vezir-i azam paşa ile mutabık kaldım. hasan, kont’a demiş ki: - gazavat-ı hayrettin paşa
-
177.
0hata: fakat satış muamelesi olmadan işler bozuldu. şövalyeler oruç’un namlı bir tacir olduğunu öğrendiler: "karındaşı hızır hayreddin reis, bodrum’dadır," dediler; "ağası için 10000 altın vermeye hazırdır. 10000 altın verilen bir esir 800 altına satılır mı?" - gazavat-ı hayrettin paşa
-
178.
0hata: tam gece yarısı hasan bey, düşman ordugahını tarumar etmeye başladı. "i̇stanbul’dan barbaros, belki büyük türk gelmiş!" diye feryat eden kafirlerden üç bini, leventlerin palaları altında can verdi. kafirler sabaha kadar uyuyamadılar. bitkin bir halde güneşin doğduğunu gördüler. ancak yeni gelen gün, haklarında daha hayırlı akıbetler getirmiyordu. kral karlos, asabiyet, tereddüt ve korku içindeydi. her an donanmay-ı hümayun ufukta görünür telaşındaydı. ancak oğulluğum kara hasan bey’in vaziyeti de iyi değildi. cezayir halkı, birkaç yıl önce tunus şehri halkının başına gelenleri hatırlıyor, türkler’i teslime zorlamak istiyordu. hangi taraf sebat gösterirse, o taraf kazanacaktı. kral karlos, bu sebatı gösteremedi. gittikçe bozan hava, yabancı topraklarda bulunan kafirlere, tanrı’nın bir gazabı gibi görünüyordu. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
179.
0hata: haçlılar’ın vaziyeti, kelimelerle anlatılamayacak derecede kötüydü. bizzat karlos kral, ki avrupa’nın yarısına sahipti, değerine paha biçilemez atını kestirip afiyetle yedi. cezayir’den kaçarken, başındaki tacı fırlatıp deryaya attı. hakanımız sultan süleyman han’a özenip ordusunun başına geçmek istemişti. fakat hakanımız gibi asker olarak yetişmiş bir hükümdar değildi. ömründe tek başına bir orduya kumandanlık etmemişti. askerlik ve derya ilimlerinin külli cahiliydi. karlos kral, az daha esir düşüyordu. ancak kendisini koruyan malta şövalyeleri sayesinde ve hasan bey’in askerinin az olması yüzünden kurtulup kaçtı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
180.
0hata: oruç’a dedi ki: "sana karındaşın hızır hayreddin reis çok selam ve dualar eder. senin kafir elinde esir olmana çok üzülmekte, gece gündüz ağlamaktadır. beni sana gönderdi. şimdi karındaşın bodrum’dadır. bir hayır haber beklemektedir." - gazavat-ı hayrettin paşa
-
181.
0hata: oruç’a dedi ki: "sana karındaşın hızır hayreddin reis çok selam ve dualar eder. senin kafir elinde esir olmana çok üzülmekte, gece gündüz ağlamaktadır. beni sana gönderdi. şimdi karındaşın bodrum’dadır. bir hayır haber beklemektedir." - gazavat-ı hayrettin paşa
-
182.
0hata: oruç, i̇skenderiye’ye giden bir gemi buldu. en iyisinden çuha, tüfek, tabanca ile 13-14 yaşlarında bir kafir oğlancığı ayırdı. mısır sultanı’na gönderdi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
183.
0hata: haçlılar’ın vaziyeti, kelimelerle anlatılamayacak derecede kötüydü. bizzat karlos kral, ki avrupa’nın yarısına sahipti, değerine paha biçilemez atını kestirip afiyetle yedi. cezayir’den kaçarken, başındaki tacı fırlatıp deryaya attı. hakanımız sultan süleyman han’a özenip ordusunun başına geçmek istemişti. fakat hakanımız gibi asker olarak yetişmiş bir hükümdar değildi. ömründe tek başına bir orduya kumandanlık etmemişti. askerlik ve derya ilimlerinin külli cahiliydi. karlos kral, az daha esir düşüyordu. ancak kendisini koruyan malta şövalyeleri sayesinde ve hasan bey’in askerinin az olması yüzünden kurtulup kaçtı. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
184.
0hata: sultan süleyman han, benimle beraber yalnız mehmed reis’i ve kaptanların ileri gelenlerinden dört, beşini huzuruna kabul buyurdu. diğerleri dışarıda beklediler. hasan bey’in namesini hakanımıza verdim. usul harici olarak bizzat açıp okudular. yüzleri aydınlandı. kaptanlara 200 altın, leventlere 100 altın, huzura girenlere hıl’atler verilmesini buyurdu. hasan’ın forsa olarak gönderdiği 1000 kafir bilhassa makbule geçti. hasan’a beylerbeyilik ve paşalık payesi verdi ki, hayatımda oğulluğumun bu saadetini görünce gözlerim yaşardı. çünkü benim de rütbem beylerbeyi idi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
185.
0hata: tam gece yarısı hasan bey, düşman ordugahını tarumar etmeye başladı. "i̇stanbul’dan barbaros, belki büyük türk gelmiş!" diye feryat eden kafirlerden üç bini, leventlerin palaları altında can verdi. kafirler sabaha kadar uyuyamadılar. bitkin bir halde güneşin doğduğunu gördüler. ancak yeni gelen gün, haklarında daha hayırlı akıbetler getirmiyordu. kral karlos, asabiyet, tereddüt ve korku içindeydi. her an donanmay-ı hümayun ufukta görünür telaşındaydı. ancak oğulluğum kara hasan bey’in vaziyeti de iyi değildi. cezayir halkı, birkaç yıl önce tunus şehri halkının başına gelenleri hatırlıyor, türkler’i teslime zorlamak istiyordu. hangi taraf sebat gösterirse, o taraf kazanacaktı. kral karlos, bu sebatı gösteremedi. gittikçe bozan hava, yabancı topraklarda bulunan kafirlere, tanrı’nın bir gazabı gibi görünüyordu. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
186.
0hata: hasan’a gereken buyrukları gizlice gönderdim. karlos kral’ın elçilerini oyalamasını, bu müddet içinde de ülkeyi büyük ölçüde bir çıkartmaya karşı hazırlamasını yazdım. bir müddet sonra karlos kral’ın elçileri cezayir'e geldi. bunlar, alonso dö alarkon ve kaptan vergara adlı iki i̇spanyol kafiri ile tabip romeo adlı türk tebaası bir yahudi idi. bir müddet müzakereden sonra hasan, iki i̇spanyol kafirini cezayir’den kovdu. fakat yahudi’yi türk tebaası olduğu için tevkif ettirip i̇stanbul’a gönderdi. yedikule’ye hapsettirdim. karlos kral’ın bu acı tecrübeden sonra artık boş hayallerle oyalanmaması gerekti. fakat ne kadar olsa frenk aklı, türk aklına benzemez. bu sefer de, sonradan hasan’ın bana yazdığına göre, hasan’a cezayir krallığı teklif etmiş. hatta hasan’ı ihanete teşvik etmek için vahran umumi valisi kont alkodet’i vazifelendirmiş. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
187.
0hata: oğulluğum kara hasan bey, şöyle cevap verdi: "kale ve ülke benim değildir ki, sana vereyim. sultan süleyman’ın ülkesini sana teslim edip dünya ve ahırette bednam olamam. senden de zerre kadar pervam yoktur. hayatın, babam hayreddin paşa’dan dayak yemekle geçmiştir. yüce tanrı elbette bana da zafer verecektir! - gazavat-ı hayrettin paşa
-
188.
0hata: oğulluğum kara hasan bey, şöyle cevap verdi: "kale ve ülke benim değildir ki, sana vereyim. sultan süleyman’ın ülkesini sana teslim edip dünya ve ahırette bednam olamam. senden de zerre kadar pervam yoktur. hayatın, babam hayreddin paşa’dan dayak yemekle geçmiştir. yüce tanrı elbette bana da zafer verecektir! - gazavat-ı hayrettin paşa
-
189.
0hata: "karındaşlarım, dün gece hayırlı bir rüya gördüm. rodos’ta zindanda iken rüyama giren ve kurtulmamı müjdeleyen ak sakallı hoca, ey oruç, dedi; yüzünü batıya çevir. cenab-ı hak, sana batıda çok gazalar, büyük şan ve şerefler nasip kılmıştır!" - gazavat-ı hayrettin paşa
-
190.
0hata: tahmin ettiğim gibi, emrimdeki 6000 arap gönüllüsü öyle zararlı bir hareketle ihanet ettiler ki, bir an önce güneye çekilmek vacip oldu. bu sözde gönüllüler, kral karlos’a yaranmak için, ben 6000 türk levendiyle surların önündeyken, şehrin hapishanelerini açıp, 10000 hristiyan esirini serbest bıraktılar. i̇çlerinde türkler’i seven, böyle bir alçaklığı irtikap etmeyecek derecede dinine bağlı kimseler vardı. fakat sözde hükümdarları mevlay hasan tarafından kandırılmışlardı. mevlay hasan’ın casusları, tunus şehrinde havayı bulandırıyor, i̇spanyollar’ın ülkeyi türkler’den kurtarmak için tunus’a geldiklerini, hükümdarlarının karlos kral’la müttefik olduğunu ağızdan ağza yayıyorlar, i̇spanyollar’ı şehre alırlarsa, bir tek müslüman’ın burnunun kanamayacağını söylüyorlardı. öyle bir an geldi ki, bu düşman muhit içinde, bir yandan şehirdeki 10000 hristiyan esirin muhafazası, diğer taraftan kafirlerle savaşmak, imkansız göründü. tam bu sırada halkulvad kalesi de düştü. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
191.
0hata: nöbetçileri, fırtınanın şiddetinden nöbet yerlerini bırakıp şuraya buraya sığınmışlardı. hey ulu tanrı! nerelere kaadir değilsin! bir avuç mücahit kulunu, karlos kafirinin yel zütürmez ordusuna ve deryayı kaplayan donanmasına karşı muzaffer eder misin? bu da senin lütfuna bağlıdır. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
192.
0hata: fakat çok atak olan ağam oruç beni dinlemedi. taarruza karar verdi. halbuki becaye kalesinde çok i̇spanyol kafiri vardı. 6 kadırgadaki i̇spanyol, teknelerini boşaltıp, kaledeki yoldaşlarıyla birleştiler. ağam, kaleye hücum etti. sahile çıktık. kaleden üzerimize yağmur gibi top gülleleri ve tüfek misketleri yağıyordu. 60 şehit, bir o kadar yaralı verdik. belki kaleyi düşürebilirdik. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
193.
0hata: fakat satış muamelesi olmadan işler bozuldu. şövalyeler oruç’un namlı bir tacir olduğunu öğrendiler: "karındaşı hızır hayreddin reis, bodrum’dadır," dediler; "ağası için 10000 altın vermeye hazırdır. 10000 altın verilen bir esir 800 altına satılır mı?" - gazavat-ı hayrettin paşa
-
194.
0hata: sultan süleyman han, benimle beraber yalnız mehmed reis’i ve kaptanların ileri gelenlerinden dört, beşini huzuruna kabul buyurdu. diğerleri dışarıda beklediler. hasan bey’in namesini hakanımıza verdim. usul harici olarak bizzat açıp okudular. yüzleri aydınlandı. kaptanlara 200 altın, leventlere 100 altın, huzura girenlere hıl’atler verilmesini buyurdu. hasan’ın forsa olarak gönderdiği 1000 kafir bilhassa makbule geçti. hasan’a beylerbeyilik ve paşalık payesi verdi ki, hayatımda oğulluğumun bu saadetini görünce gözlerim yaşardı. çünkü benim de rütbem beylerbeyi idi. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
195.
0hata: tahmin ettiğim gibi, emrimdeki 6000 arap gönüllüsü öyle zararlı bir hareketle ihanet ettiler ki, bir an önce güneye çekilmek vacip oldu. bu sözde gönüllüler, kral karlos’a yaranmak için, ben 6000 türk levendiyle surların önündeyken, şehrin hapishanelerini açıp, 10000 hristiyan esirini serbest bıraktılar. i̇çlerinde türkler’i seven, böyle bir alçaklığı irtikap etmeyecek derecede dinine bağlı kimseler vardı. fakat sözde hükümdarları mevlay hasan tarafından kandırılmışlardı. mevlay hasan’ın casusları, tunus şehrinde havayı bulandırıyor, i̇spanyollar’ın ülkeyi türkler’den kurtarmak için tunus’a geldiklerini, hükümdarlarının karlos kral’la müttefik olduğunu ağızdan ağza yayıyorlar, i̇spanyollar’ı şehre alırlarsa, bir tek müslüman’ın burnunun kanamayacağını söylüyorlardı. öyle bir an geldi ki, bu düşman muhit içinde, bir yandan şehirdeki 10000 hristiyan esirin muhafazası, diğer taraftan kafirlerle savaşmak, imkansız göründü. tam bu sırada halkulvad kalesi de düştü. - gazavat-ı hayrettin paşa
-
kamyoncukamilin cakma sarisin yasli chpli anasinin
-
vikings gene iyi
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 28 01 2025
-
sokie iyi aklıma soktun
-
50 kruş ve 1 tl ler kalksın yerine 5 ve 10 tl
-
ülkenin yarısı kürt diyorlar doğru mu
-
mabel matiz türkiyenin en delikanlı sanatçısıdr
-
ekoyu tutuklasalar da sokağa çıksak
-
hastalıkların yüzde 90 nı müslümanlar
-
dexerin korkulu rüyası gaye su akyol
-
fps oyunu oyanrken midem
-
yarım saatte 1 başlık açılacaksa
-
ülkedeki resmi kürt sayıı 13 milyonmuş
-
babam arabayı satacak iletişim özürlü
-
beyler 12 saat çalışıyorum
-
adam satmak itin uğursuzun önde gideni olmak
-
tırrık kafayı tırlatmış kişiye denirr
-
iki gündür yataktan ilk defa kalktım
-
bugun puberte gibiyim
-
sözlükte hiç karı kalmadı dimi
-
microsoft türkiyeye veri merkezi kurmamış lan
-
adamın suratı taşağa benziyor ama
-
memelilere memeli demişlerde neden
-
benim ne zaman sevgilim olacak ybaaaa
-
kız arkadaş yanında osbir çekmenin raconu nedir
-
50 şınav 23 barfix
-
havucun taku oynayana günlülk 100 tl verseler
-
mabel buna çakmış mıdır
-
dünyada yaşam başlamadan önce
-
saat 4 bucuk 2 saat sonra mesai biter
- / 2