hastanede kızı nasıl siktiğimi anlatıyorum

reserved

reserved amk hadi ya

hasgibtir şurdan

rezerved

reserved

anlatsana bin on iki buçuk oldu saat iyileştirip gibtin mi kızı

Hadi la yannan

hapı vereli aşağı yukarı 15 dakika olmuştu. yağmurun elleri mi titriyordu? bana mı öyle geliyordu anlamadım. o sırada odanın kapısı tıklatıldı. yağmura dikkat kesildiğim için birden irkildim kapı çalınca. hasan veya ismettir diye düşünmeden kapıyı açtım. biraz önce hastanenin acil kısmında gördüğüm iki polisti gelen. fazla uzatmiyim, yaralandığım için ifademi almaları gerektiğini falan söylediler. daha sonra gelsem olmaz mı desemde, beni hastanenin güvenlik odasına zütürüp ifademi almaya başladılar. beni yaralayanın kim olduğunu bilmediğimi, tinerci olduğunu falan söyledim. telaşlıydım, yağmurun yanına gitmem lazımdı. fakat polisler soru üstüne soru sorup beni alıkoyuyorlardı. bir yarım saat ifademi aldıktan sonra beni saıverdiler. koşar adım yağmurun katına çıktım. yağmurun odasının yanında bir sürü doktor toplanmış. hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. ulan yoksa öldürdük mü kızı?

hızlı yaz lan

hani sevgilinizle ilk buluşmaya giderken, boğazınıza bir şey düğümlenir ya bende öyleydim. yavaşça yağmurun odasına doğru yürüdüm. ordaki doktorun birine durumu sormak için seslenmek istedim, sesim çıkmadı. doktorun koluna dokunup, buğulu bir sesle noldu dedim. bilmiyoruz biz de, felçi hasta hareket etmiş dedi doktor. gözlerimden yaşlar süzüldü, kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. bazen iyi şeyler olabiliyormuş demek ki..

doktorlar gitsin öyle girerim içer dedim. kantine gidip bir çay aldım. dışarı çıkıp bankların birine oturdum. Aklıma kötü ihtimaller geliyordu. Bu şinasi ipnesi kızın iyileşmeye başladığını öğrenirse, kızı yaşatmazdı. yağmuru, kel ismete bile öldürtebilirdi. şinasinin eli kuvvetliydi neticede. ulan kim bu şinasi...

benimde böyle bir fantezim var.
ara sıra osbir teması yaparım bunu.
duruma gore doktor bazen hasta bakıcı
yada hademe olurum. narkozlu bi amlının
odasına girer yalayıp yutar pompalarım.

bide morg bekçisi fantazim var ki onu hiç
sormayın.

panpa sabah ise gitcem bi bitir artik sunu amk .

hemen keli arayıp hasanla beraber hastaneye gelmelerini söyledim. ben çayımı bitirmeden geldiler. muhtemelen beraberlerdi. sevişmeye devam mı ediyorlardı acaba? neyse beni ilgilendirmez. hasanla kele durumu özetledim sevindiler. kele dönüp, bak dedim, şinasi öğrenmesin bu durumu. kızın babasından bile saklayacağız şimdilik. sen git doktora söyle, artık ikna mı edersin tehdit mi, orası senin bileceğin iş dedim. kafasını tamam yaparcasına öne eğip hastaneye girdi. hasana da kızın odasının başında beklemesini, kimseyi içeri almamasını söyledim. o da tamam diyip hastaneye girdi.

3 gündür işe gidemiyorum atılacam senin yüzünden bin. bitir artık şunu. yannan gibi üfürüyon ama sarıyo, gibtirtme ızdırabını bana. ayrıca felçli kızı niye gibiyon oç.

ben de bir sigara içip hastane girdim. heyecanımdan ayaklarımı zor kaldırıp adım atabiliyordum. neyle karşılacağım acaba? süreyi uzatmak için asansör yerine merdivenleri kullanmayı tercih ettim. yukarı doğru attığım her bir adımda aklıma türlü türlü kötü gelecek senaryoları geliyordu. çevremdeki insların hep düzenli bir hayatı vardı. marjinallik buysa ben istemiyorum arkadaş! evlen, çoluk çocuk yap, akşam işten gelince yayıl koltuğa dizi izle. mutluluk bu işte dıbına koyim. amerikayı tekrar keşifetmeye ne gerek var. merdivnler bitti. hasan kapının civarında sinekleniyordu.

kiss zeni zikmiss hahahahha amini ziktimin hahahah

vir vir hadi oğlum ya

hasanın yanına gidip, nasıl dedim iyimi durumu? kafasını sallayıp, bilmiyorum girmedim dedi. kapıyı açtım, içeri girdim.
rüya gördüğümü sandım bir an. kapıdan girince kafasını çevirip bana baktı. gülümsemeye çalışıyordu ama yüz kasları yıllardır çalışmadığı için gülmeye çalıştığı zaman yanakları titriyor ağzı tekrar eski halini alıyordu. dizlerimin bağı çözüldü, yere yığıldım. boğazıma bir şey oturdu sanki. yağmur elini kaldırıp tutmamı istedi.

yerden güç bela doğrulup yağmurun yanına oturup hemen elini tuttum. konuşmuyordum. zaten söyleyecek söz yoktu. birşeyler demeye çalışıyordu bana, yıllardır konuşmadığı için sesi çok kalın ve düz çıkıyordu. birşey anlayamadım. biraz kafamı yaklaştırdım. iyi-iyimisin dedi bana. gözlerim doldu, gülmeye başladım. cevap veremedim. tebessümle bana bakarak, evetse evetse gözünü kırp dedi. boynuna atlayıp sıkıca sarıldım ona. o da ağlamaya başladı. hayatımda böyle mutlu olmamıştım.

Devam et lan yavsak