-
76.
0panpalar ergen detected olduğunun ben de farkındayım öküz gibi lise yazıyor dıbına koyayım. bu biraz hardcore, haklısınız, ayak uydurup onu yatıştırmaya çalıştığım çok oldu, angutyus reyiz kendinizden taviz vermeyin derdi. onu çok daha sonraları anladım.
bu verdiği cevaptan sonra ben koydum telefonu bir köşeye. içimden hiçbir şey gelmiyor. bi tane kısa mavi tekel 2000 yaktım. ne yaptım lan ben bunu hak edecek? diye düşünüyorum. ortada bir şey olmadığını biliyorum, ortada salt bir kuruntu, kızda şizofreni, paranoya, obesif & komplusif bozukluk ve nevrotiklik kırması tepkiler hakim. pek uyuyamadım o gece. sadece biraz gitar çaldım, hoş bir şey yapmıştım. şubat ortaları. hala o parça üzerinde uğraşırım, çok şahane oldu ama kayıt imkanlarım olmadığı için size şu sıralar yollayamıyorum panpalar. -
77.
0gece bir de yazı yazmıştım. o da kayıplarda. zaten çok da önemli değil tahminen kendimi suçlamaktan ibaret bir yazıdır tahminen. ertesi sabah yine aynı şekil, bir önceki gün gibi, kalkmak istemiyor canım. sabırla alakalı daha önceden blogumda bir yazı paylaşmıştım, o dönemler hissettiğimi birebir yansıtıyor burdaki ilk paragraf. http://derdest.tumblr.com...-analizi-uzerindeki-derin
bütün gün boyunca ne olacağını düşünüyorum, okula gitmiyorum. akşama doğru evinin muhitlerine gittim. kulağımdaki parçayı atayım sizlere http://www.youtube.com/watch?v=gcmlshqyQ_s bunu dinleyerek ve sigara yakarak intam'a doğru yürüyorum yavaştan. evinin önüne doğru geldim. ama yapacak bir şeyim yok. burda bir serüven yaşadım onu da birazdan yazıcam beyler. -
78.
0kulakıklarda bu şarkı tam gaz. ulan kafam zaten güzel. hafiften ritm tutuyorum şarkıya, melodilerini mırıldanıyorum. bu tip müziğe de yatkın yumuşak ve bir tiz sesim var şarkı söylerken. kaçınmadan eşlik ediyorum. hatunun evi civarlarında, sadece evine doğru bakıp sigara yakıyorum. 8. katta, o şubat soğuğunda gibsen balkona çıkmaz zaten. neyse. etrafta dolaşıyodum ama param yok. bir ara bir güruhun beni kestiğini gördüm. ilerledim falan geri döndüm. "abi buralarda bir iş bankası atmsi var mı?" dedim. "gel bakayım sen buraya" diye beni köşeye çektiler amk. kafada bere falan, üst tamamen siyah. arkadaş evden çıkmadan önce en azından bereyi çıkar demişti. anasını satıyım ben nerden biliyim böyle olacağını.
-
79.
0adam bana soruyo "kimsin nerelisin lan ne işin var burda" falan diye. bildiğin mahallenin bakkalı ve çetesi, fahri bekçiler dıbına koyim. ben nerden bileyim eski mahalle dayanışmalarının kısmen de olsa devam edeceğini, kimse birbirini tanımaz çekirge sonuçta diyodum. durumu izah ettim. şarkıya ritm tutarken görmüş beni, dıbına koyim ne abartıyo, alt tarafı ritm yani, "sen bişeyler kullanıyo musun? ben kullanıyorum açık açık sen de söyle" dedi aklı sıra dıbına koyim ağzımdan alacak lafı. yok dedim kullanmıyorum. dedi hırsız mısın hırlı mısın ne işin var burda. bi arkadaşıma baktım dedi. kim olm bu arkadaşın kız mı top mu muallak mi nasıl bi arkadaş bu diyo. lan ben gülmemek için kendimi zor tutuyorum orda. "kız" dedim. elimden aldı telefona baktı, ismini falan gördü işte. ama onu zor durumda bırakmak istemediğimden kim olduğunu söylememekte direttim. abi sağolsun anlayışlı çıktı, çaktırmadı bişey. nerden anladın diyosan oraya da değinicem. "böyle bi kız yok olm bu muhitte, hem kız seni sevmiyomuş zaten ne diye geldin buraya" falan dedi. "ne bileyim abi, durumlar biraz karışık" dedim. nerde okuduğumu, oturduğumu falan sordu. yatılı olduğumu söyleyince "te heykelden buraya geldin yani?" dedi. evet dıbına koyim, geldim. ne var. gülümsedi falan. dikkatli ol bak buralarda hırsızlık çok olur, allahtan iyi çocuksun da izah ettin falan dedi yol verdiler bana. hala gülüyorum rezilliğe bak. keşke o bereyi takmayayadım amk.
-
80.
0altıparmak'ı atatürk caddesine bağlayan yerdeyim. o sırada bastet mesaj attı işte. hiç konuşmamştık. "konuşmadan da iletişim içinde olabiliriz, sorun değil." "parlak mor tüylü güverinlerle ya da dumanla." benim sigara içmediğimi zannediyordu. balkondan görmüştür diye düşündüm. "dumandan kastın durağın orda yaktığım sigaralarsa görmezden gel" dedim.
aradı beni bu. "hani bırakmıştın?" falan dedi. "o an yanımda vardı ne yapayım" dedim bahaneye bak dıbına koyayım. sanki başka bi derdimiz yokmuş gibi sigaradan konuşuyoz. sonra bana "kapalı bi alana geçtiğin zaman konuşalım sesine engel gürültüler duymak istemiyorum" gibilerinden bir şeyler dedi işte. eve çıktım yavaştan. gardımı çok çabuk indirmişim dıbına koyayım, bi mesajla birden gülistan oluverdim. -
81.
0sigara molası. ccc doluşun ccc
-
82.
0eve çıktım yavaştan. sigara konusunda hayıflanıyordu. ertesi sabah gayet iyi olduk birden ama sigara konusu hala muallaktaydı. ben içmiycem diyordum, o bana "her o isimsiz pgibolojiye girdiğinde sigaraya mı sarılacaksın zayıf iradeli sevgilim benim?" demişti, unutmam bak hala. ulan içmiycez diyoz dıbına koyim daha ne yapayım, tabuta mı gireyim. ertesi günün sabahı gittim yanına yine, okula beraber gittik. ben kısmen bir şeylerden ibret aldığımı söyledim, kendimi suçladığım şeyler. bunları duymak kısmi olarak hoşuna gitmiştir onun elbet ama, az çok da benim hata payımın nerdeyse sıfır olduğunun farkında ve bu vicdanını rahatsız ediyo gibiydi. konuşmayalım bunları falan dedi. bıraktım.
akşdıbına aradı beni. dıbına koyim bakkal abi buna söylemiş oraya geldiğimi, yok hırsız gibiydi, müptela falan sandık bunu çektik köşeye falan. annesinin kulağına gitmesinden korkuyodum ben de, hassas demiştim. ama bayağı da bir methiye düzmüş işte, gördüğüm kadarıyla iyi çocuktu, iyi bir insandı temiz yüzlü falan. harbiden çirkinim falan ama gözlerimden garip bir parlaklık fışkırıyor lan, masumiyet edası. lens bi diye soranlar bile oldu kapkara göz amk. -
83.
0neyse bir sorun olmadı bunu duyması, en azından kimsenin kulağına gitmedi bu durum. bunu duymak hoşuna gitmiş ama, o civarda artık daha temkinliydim. her neyse dıbına koyim baktım telefonda öksürüyo bu. ne iş? diyorum. hiiç winston blue. diyor. vay dıbına koyim. at onu elinden falan diyorum. nedenmiş ben bu durumdan gayet memnunum falan. duman avcısı telefonun bir ucunda öksüre öksüre tüttürüyor. atsana falan diyom ben, yok. neden diyorum. "bu kadar mavilediğim bir insanın bu duman çubuğunda ne bulduğunu merak ettim sadece" diyor. al bir de burdan yak amk.
-
84.
0ccc mavilemek ccc
tdk'ya kazandırcam bunu amk. smiley yerine sarısurat kullandığımız gibi. oha dıbına koyim kendi lugatimiz vardı lan.
her neyse.
büyük bir iştahla konuşuyoruz, ciddi özlemişiz birbirimizi o kısa ara bir ilaç gibi gelmiş, onca söylenen şeyi ben hafızamdan adeta silmişim. şu an beraber iyiysek bunları gündeme taşımanın bir alemi yok, çocukluk etmeyeyim diye düşünüyorum. konuşma esnasında bir kere şu arkadaşlık meselesine değineyim dedim. değdirdiğim gibi çektim elimi, yine parladı falan. dedim gerek yok, kendi haline kalsın bazı şeyler. ertesi sabah okuluna bırakmak üzere anlaştık yanında bir arkadaşı olacak falan. kod adı ne olsun. dicle. ne alakaysa. her neyse. sabahın erken saatlerinde, gün doğmadan, deniz daha bembeyazken çıkmışım yola kürekleri tutmanın şehveti avuçlarımda. -
85.
0ulan geldim durağa bekliyorum. dicle bastet ben olucaz diye umarken bi baktım okeye dördüncü. hasgibtir annesi geliyo. saklan dıbına koyayım. wamtes var intamda bilen bilir, arkasındaki bir araziye geçtim şarkı dinliyorum. ne dinliyodum. iki tane uzun süreli alarm olarak kullandığım şarkı vardı biri budur: http://www.youtube.com/watch?v=kSETAxq-vlw sabahları dinlerim loop'a alıp. ccc cradle me i cradle youuu ccc
bi süre sonra mesaj attı işte "annem burda istersen bekle gider, seni maviliyorum."
lan diyorum, nasıl böle oldu birden. ama kafamı yormak istemiyorum, dalgama bakıp anın keyfini çıkarmak istiyorum düşünüp takunu çıkarmak yerine. -
86.
0annesi gitmiş işte geldim yanlarına. dicle'nin ilk intibası bende hoş olmadı açıkçası, okuyodur belki, dürüst olayım, dikkat çekiyodu bi direk, bastet 1,73 boyunda falan, yanında bayağı kısa kalması ve irlanda kızılı saçları olması itibariyle garip bi antipati uyandırdı ama insanları fiziğiyle yaftalamamdan değil. orda kim olsa ona da bir kalıp bulurdum dıbınıa koyim. bi de bestseller vampir romanlarındaki yan karakterler gibi bir üslubu vardı. sabahattin ali okuyon onu nerden biliyon derseniz kurcalamayın amk. doluştuk otobüse. lan ben oldum olası üçüncü şahısları sevmem, yani onlara karşı bir nefretim yoktur ama benden uzak olsunlar. tıpkı karıncalar gibi, iguanalar gibi.
-
87.
0dıbına koyim diyorum ben sevgilimle 5 dakika yalnız geçireyim ama bunu dile getirmenin bi yolu da yok hani ne diycem. kız da ben arkadaşımın yanında olcam diye tutturmuş. ben dedim "pazar sabahları trt 1'de çıkan westernlar gibi üç kişi karşılıklı bakışmayı kessek?" nerden bilecekler dıbına koyim o da ayrı bir mevzu ama biliyolarmış, şans. sonra işte ben bastet'i karşıma aldım. arkadan dicle:
+ya aslında trt 1'de ... (bastet'in gözlerine odaklıyken, aniden elimi -talk to the hand- kıvamında uzatır, lafını keserek)
-umrumda değil.
diyorum. bastet ve ben gülüyoruz. sarılıyorum falan yine ulan amk daha şimdiden onca badire var atlatılmış ama işte insan ne bileyim, seviyor. benim bugüne kadar sevebildiğim ve sevebileceğim tek insan olması itibariyle ayrı bir yeri zaten var. her neyse. bunlar gidiyor ben geri dönüyorum falan. -
88.
0biraz daha iyiyim. sanırım cuma günüydü. meyhanedeydim ben. çağdaş isminde bir abiyle tanıştım. biraz lafladık müzisyenmiş kendisi. soundını falan anlattı bana math, experimental falan uç şeyler yapıyo melodi arıyo falan ama müzikte konuşuyoruz. "post-rock?" dedim. o akşam adam bunu duyunca bütün biraları ısmarladı amk. neyse ben içerken bastet beni aradı. sesinden biraz sıkıntılı olduğu belliydi. şu sıralar annemin yanında daha çok olmam lazım falan. beyler kendisi boşanmış bir aileye mensup ve tek çocuk. sanırım 2010'da boşanmışlar. bursa'ya gelmişler sonra falan. nedenlerini sormadım, geçmişine dair hiç bir şey sormadım. kendi de fazla açmayı tercih etmezdi zaten. ben sadece "sen bilirsin" demekle yetinirdim. bana daha sonra, "yarın buluşalım mı?" dedi. pekala dedim. sesinde cidden bir sıkıntı seziyordum, bana dair olmadığını biliyordum ama insanın elinden bir şey gelmemesi kötü. dokunmak da istemedim, dönütü terslenmek olurdu tahminen.
-
89.
0@155 pekala panpa ben biraz daha kasar sonra yatarım.
-
90.
0ertesi gün buluştuk. bir mekana geldik kahve içmeye dıbına koyim rezalet bir yer. marilyn manson - sweet dreams çalıyo falan, öğrenci evi ortamı var cafeden çok. karşıma geçmiş sigara yakıyo böyle uzatıyo falan. yok dıbına koyim yok içmiycem. sadece yılların tiryakisi olarak yakamadığı zaman sigarayı ben yakıp veriyorum kuşların yavrusunu beslemesi gibi, aman ne besin. kalktık işte. yürüyoruz altıparmak'a doğru. arapşükrü'ye girdik. birden yukarıdaki yerler çekti ikimizin dikkatini de. yukarıda tarihi binalarla dolu bir gecekondu mahallesi var, sulukule gibi ama kimsecikler yok. sadece biz. iki evin arasında bir koridordayız. ne gelen var ne giden. birbirimizi kavrar vaziyetteyiz, ortam vs. her şey yine düzgün. yavaşça yaklaştım ben öpmek için, o da yavaşça uzattı dudaklarını sonra kafam boşluğa gitti amk. çekmiş kendini. oyun oynuyo kendince güya. bu böyle bi sürdü bayağı, matematik sınavı esnasında soruları çözemeyip de "aha yannanı yedik" diye içinizden geçirip gülersiniz ya. aynen öyle gülüyorum ben de. ulan şimdi de gülmeye başladım dur. vay dıbına koyim.
-
91.
0kendisi kedileri çok çok çok ama çok sever. "ben bastet'im" falan derdi hatta, beni kedi öpücüğü denen bi öpücükle öperdi böyle bazen. kedilerin yalanması gibi ulan ne hoşuma giderdi be. kod adına da o yüzden bastet dedim. her neyse mahallede dolaşıyoruz. bir ev var varoşta, kediler basmış dıbına koyim. ben de severim kedileri. acayip mutlu olduğunu gördüm o anda. çocuk bekleyen çiftlerin sokaktaki çocuklara iştahla bakarak sarılması gibi birbirimize kenetlenmişiz. yaşlı teyzelerden biri geldi kedilerin sahibi sohbet ediyoruz onlarla falan. kendisinin hiç görmediği, hiç keşfetmediği, lugatini jargonunu hiç bilmediği bir yer mahalleler. ben ise yalova'da azılı bir mahallede büyümüşüm ama bir şekilde kendimi oks ile erkek lisesine atıp, o kültürden sıyrılmışım. ona çok egzotik gelirdi böyle. kedilerle biraz vakit geçirdik falan sonra yavaştan koyulduk yola. otobüse atladık. annesinin terapi salonu vardı, ona atıfta bulunarak, seninle geçirdiğim vakitlerin yerini hiçbir terapi seansı tutamaz gibilerinden bir şeyler demişti. onda bir ekgib yön vardı, bende de. sevilmeye aç, ben ise doğrudan sevginin her biçimine. ilgi nedir bilmediğim taktan bir yaşantının boğucu havasında hoş bir dağ meltemi gibiydi cidden. her ne kadar dengesiz, nevrotik vb. addedilmeye müsaitse de, bana cidden bir dönem bir insan olduğumu ve okşanabilir bir ruhum olduğunu göstermişti. aynı şekilde onun da boşluklarını dolduracak yapboz parçaları da bendim.
-
92.
0fizyolojik ve pgibolojik olarak şu an bir düşüş grafiği çiziyorum beyler. son sigaramı içip yatıyorum. yarın geç uyanabilirim, buraları yeşerticez beraber.
ccc doluşun ccc -
93.
0yatmadan önce baktım da aramızda seri eksileyen bi tane muallak var. bastet de olabilir gerçi incide takılıyodu. her kimsen canın sağolsun amk
-
94.
0artık günlerimiz böyle kelebek gibi oynaşmakla geçiyor. iki ay önce sabahları kalkıp bekir abi'ye çay sigara yapmaya giden gnrlies, sabahın gibsen kalkmayacağı saatinde kalkıyor, dikenli tellerden atlayıp intam yolunu tutuyor ve bastet ile başlıyordu güne. herhangi bir aksilik yok. yine o karlı sabahlardan biriydi bir çarşamba günü, okulun son günlerine doğru. okullar tatil olmuş, ben söylemiştim ama inanmamış çıktık işte gittik okula kadar. ulan okulun kapısından çevirdiler, geri dönüyoruz. otobüs bekliyoruz işte duraktayız, oynaşıyoruz sürekli millet gelip geçiyor falan. çekirge otobüsü geldi atladık. intam'da indik işte.
her yer kar beyler, şubatın son çarşambası sanırım 29'uydu hatırlamıyorum. evine giden sokağın yanına doğru bir ara sokak vardı. trafo falan var böyle tam liseli hesabı hahah. karşımda soğuktan titriyor, ya da titriyormuş gibi yapıyor, sarılıyorum buna, nasıl bir ısıtma şevkiyle, orman yangınına gagasıyla kuş taşıyan su gibi amk. eve bırakayım seni dedim. tamam dedi evin sokağına doğru döneceğiz. -
95.
0tam o sırada bir arabanın yanından geçerken arabanın tavanında ne kadar birikmiş kar yığını varsa üzerime yıkmaz mı amk. ebeni gibiyim nasıl üşüyorum ben, ne oldu demeye kalmadan kartoplarını fırlatıyor ardı ardına, ben de atıcam ama zarar veririm diye bilerek sağa sola atıyorum, iyice hızlandırdı bu kartopu ataklarını ben artık savuşturmuyor üzerine doğru yürüyorum böyle. son bir kartopunu fırlatacakken kendime doğru çektim onu. bir an durduk, kıpkırmızı olmuşuz hava buz gibi ve hızlı nefes alış verişlerimizden başka bir ses duymuyorum ben. bunların hepsi çok çok çok kısa bir an ama sezdiğim detaylar bunlardı. o anın hemen ardından yavaşça kenetlendi dudaklar. bir on saniye falan bir ahenk içindeydik, ibretlik bir his, dışarısı buz gibi, gibmişim soğuğu.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
vinovatt li ya selam nabeer
-
mematinin yoklugunda tip okuyan
-
2 3 yıldır avmlere gitmiyorum
-
böyle sözlüğü gibim sokum
-
morinho ukalalığı
-
bu sozlugun en sadık yazarları
-
ne zaman misafir ve çocukları bize gelse
-
the vikings beni takip etmeyi bıraktı
-
yılbaşının kutlanılmasına izin vermeyeceğiz
-
ben kaypagim aga
-
derin derin düşünmek yerine
-
yüzde 25 zam yapıldıysa benim en az
-
bütün dünya duysun şuan da evdeyim
-
koltukta poşet vardı kendi kendine düştü
-
özbek bir eleman gelir
-
kondüktör patlamış
-
vikings 600 bin denen vileda paspası
-
atatürk de yılbaşı kutlardı
-
ocakta çalıştığım projenin geleceği belli olacak
-
yeni yıldan şahsi beklentim
-
tecavüzün milim uzağındayım
-
kadınlara nası ilgi duyuyorsunuz
-
wow girl olarak memem
-
bu ülkede ezelden beri müslüman
- / 1