1. 301.
    0
    öyle havadan sudan konuşuyoruz. babası bekliyormuşmuş bunu falan. annemle olan sorunlarımdan bahsettim biraz, "anneni sevme konusunu işlemiştik ne çabuk unuttun" diyor, anlatıyorum durumu. "o zaman ileride biz ayrı eve çıkarsak annen gelmesin :(" falan diyor böyle. gülüyorum dıbına koyim. moral verdiğini zannediyor ama şu kurduğu cümle benim camımın önünde taşşaklarını sallandıran king kong'un uyandırabileceğinden daha fazla ümit aşılamıyor bana.

    akşamdan akşama arıyor beni, te antalyada olması kötü geliyor bana ama cidden güzel hissediyorum yine de. "herkes rus kendimi çok yabancı hissediyorum" falan diyor, "angliski please" diyorum, muhtemelen sinirlenmiştir. boş zamanlarımda fruity loops'dan hip-hop beatleri yapıyorum. "ee nasıl gidiyo dj gnrlies?" diyor bana. "kendime başka bi isim bulcam dj ekleme başına direk gayrıciddi oluyo. düşünsene dj abraham lincoln. dj kennedy. dj mustafa kemal." gülüşüyoruz falan. uzakta olunca bi de yapabileceğimiz eylemler arasıında beraber travian kasmaktan başka bir şey yok. "şimdi izle aşkısı nasıl tuzağa düşücek : ))))" falan. eğleniyoruz yani.

    ccc ayraç ccc
    ···
  2. 302.
    0
    beyler grand finale'i yapıyorum. siz akşama toplandığınızda sizin için bir sürpriz olacak, umarım buraları yeşertirsiniz. sizleri seviyorum.
    ···
  3. 303.
    0
    gayet iyi gidiyorduk işte zararsız ziyansız. işte bi gün yine buna yavşayan bir çocuğun ona attığı mesajlarını yolladı, çocuğu reddetmiş falan. bana şey diyor "bu bizim okulun en iyi yüzlerinden biriydi, reddederken içim sızladı :(( " falan diye. amk gülüp geçiyoruz da şimdi şakanın da dozu var. diyo işte "o zaman bile bu çocuk 1,85'ti" falan. garip şeyler işte. pek bir şeye değinmek istemiyorum, üniversitenin en güzel kızlaının ingiliz dil edebiyatta olması fikri bile beni heycanlandıramıyordu bu kızla, daha nasıl izah edeyim lan durumumu? kız bana sonraları "seni, seviyorum." falan dedi işte. böyle bir sıkıntı yok falan, en azından ben öyle zannediyorum. aramız iyi gibi geliyor.

    bir gün konuşmadık hiç, acaba ne zaman aklına gelicem onun diye düşünüyorum. bana mesaj attı "bi çocukla tanıştım" diye. aklına gelmez olaydım bu ne amk? yine beni kıskandırma gayeli yazdığı şeylerden biri diye düşünüyorum detaylarını anlatıyor bana işte kırmızı bilekliği vardı falan. otelde 18 ve üstü olanlara kırmızı bileklik veriyorlarmış işte. ben "ne diyon dıbına koyim sen?" modundayım. bana gelip şey dedi "seni seviyorum. diğerlerine da, derim varlar, nyet, derim yoklar." russki veletlerden biri yani, bunu da anladım.
    ···
  4. 304.
    0
    ccc grand finale ccc

    her neyse, bana mesaj atıyor işte "ilk defa bu sabah otele bu kadar erken geldim eheheh * " falan diye. hiçbir şey diyemiyorum, ciddi ciddi diyecek bir şeyim yok. "çocuk anne babasından yanıma gelemiyo ki :(" falan diyo, gayrıciddi bir üslup çiziyo. ama o esnada benim aklım çoktan bana "your accent is beautiful : )))" diye yazan irlandalı kızlara sırf bu var diye koyduğum posta falan geliyo böyle. "neyse belki aklımdan çıkar çocuk senin hipap işleri nasıl gidiyor : )))" falan diyor bana. ben ona sadece şey dedim. "şu üslubundan sonra bile seninle hala konuşuyorum ya, ne yüzsüz, ne kendine saygısı olmayan bir huur çocuğuyum ben." diyorum. susuyorum.
    ···
  5. 305.
    0
    akşdıbına bana, "I follow he. :(" diye mesaj atıyor. susmuşum işte amcık bana niye yazıyorsun detayları. "why? follow me : ))" diyorum. verdiği cevap "we kissed." oluyor. ingilizce yazınca sanki dozajı düşüyor içimdeki nefretin amk. "leave me alone." diyorum. "I'm sorry (for you)" diyor. nasıl sövüyorum, diyorum nerden buluyo bu cesareti dıbına koyayım böyle işin.
    ···
  6. 306.
    0
    olma, olma çünkü ben üzgün değilim, diyorum. adına sevinmeye devam et. kaldırıp atıyorum telefonu bir köşeye, bir dal camel black yakıyorum. açıyorum oasis - don't look back in anger. http://www.youtube.com/watch?v=qA3r_QiYsME
    "please don't put your life in the hands of a rock n roll band, who'll throw it all away."
    "hayatını, onu buruşturup atacak bir rock n roll grubunun ellerine teslim etme." diyor seslendiği her kimse. ben teslim etmişim, buruşturulup, atılmışım çöp tenekesinin yanına çözüldükten sonra bir şey ifade etmeyen edebiyat teksirleri gibi. üzgün değilim, cidden. sinirliyim sadece biraz. öfkem daha da çok kabarıyor telefona bakınca:
    sevgilim?
    ···
  7. 307.
    0
    gelmiş bana, öyle bir şey olmasa dahi, böyle bir üsluptan sonra "sevgilim?" diye mesaj atıyor. yine ve yeniden o ucuz kaçanı kovalama oyunundan bir piyes sergiliyor bana. arıyor, dört defa falan ard arda. kapatıyorum telefonu, bir dahaki aramasında ulaşamayıp pes etsin diye. açıyorum telefonu sonra. "sesini duymam lazım :( " diyo bana. sesimi duyman lazım, tabii.
    ···
  8. 308.
    0
    bir saat boyunca sigara içip bu şarkıyı dinliyorum, bir aptallık yapıp ona bi mesaj atıyorum:

    "sevgilim" mi? "oyuncağım" falan diyecektin galiba. sesimi duyman gerek değil, o anda istediğin şeyi doyurman gerek. o ana da sesimi duyman denk gelmiş ama aslı önemli olan benliğini tatmin etmen. duyma sesimi falan, neme lazım? (burdan sonra yazarken ciddi ciddi matematik sınavında soruları çözemezken gülersiniz ya kahkahalarla, aynen öyle gülüyorum) lan her şeyi geçtim, tek koyan tarafı en çekilmez, en katlanılmaz dönemlerinde seni büyütmem ve hastalıklardan büyük ölçüde arındırdığım karakterinin ekmeğini başkalarının yiyecek olması. cidden koyuyo ama ne yapayım. ben sadece senden hep bir yol olu diye ümit ettim. sana katlanabilecek ve seni anlayabilen tek insan olduğumu biliyorum sen de inkar edemezsin. ama sevmiyorsun, o halde ben seni sevsem bile bir yükten başka bir şey değilsin. ben de hamal değilim. özetle: sleep inside the eye of your mind, don't you know you might find a better place to play?
    ···
  9. 309.
    0
    açın don't look back in anger'ı beyler, açın.
    http://www.youtube.com/watch?v=qA3r_QiYsME
    ···
  10. 310.
    0
    bir gün geçti sanırım. konuşmadık hiç. ardından, lys sonuçları açıklandı işte. ben sadece ona sonuçlarımı yolladım. "hayatımı gibmene rağmen başarılı bir sonuç aslında." hesabına. o da "çok güzel sayılar tebrik ederim" demiş. "rus dili ve edebiyatı garanti, istanbul" dedim. aklımda uzun süredir bir alternatif olarak vardı. sonra şöyle bir diyalog yaşadık:

    +evet onu seçersen çok kıskanırım
    -hevesinin sönme ya da rusçadan soğuma ihtimalin yok mu çünkü tek tercih yapıp onu yazacağım.
    +sana aşık olurum
    -başka bir bölüm bakayım ben o zaman.
    +eheh, ailenle de aran bozulur sanıyorum, yanlış hatırlamıyosam ingilizcenin gereksiz olduğunu düşünüyolardı artık rusçaya ne derler sen düşün

    nedense beni soğutmak için son raddede bir çaba sarf ediyor, işin patlak veren tarafı benim sinirlerimi daha da çok bozuyor:

    -hayatımdaki pek çok şey gibi inceldiği yerden kopar, bişey olmaz.
    +aile kopmamalı işte.
    -annemle konuştum hayırlısı olsun dedi.
    +o bölümü yazma, gerçekten
    -o nedenmiş
    +pişman olacaksın senin alt yapın bu yönde değil ayrıca o ırktan nefret ediyorsun lütfen kendi yolundan gitmeye devam et
    -tüm dünya dillerine ilgim var, ırka göre bişey yok, dil öğrenmek benim için çocuk oyuncağı ve her şeyden önce hiç kimsenin ya da hiçbir şeyin fiziksel, pgibolojik ya da duygusal etkisin değilim.
    +yalancı. sen seneler boyunca kıçını yırt ingiliz edebiyatı diye sonra rus özentisi sevgilinden ayrılınca kararını değiştir ha.
    -aklına bu bölümü seçecek olmamda bir etkin olduğu gibi komik bir şey geliyorsa sök at diyecektim ben de.
    +beni mi kandırıyorsun, kendini mi? beni kandırıyorsan neyse de, kendini kandırıyorsan, sıçtın.
    -kimseyi kandırdığım yok sen sadece hayatımda aldığım radikal kararları bile etkileyecek bir konumda olduğunu düşünüyorsun kendinin.
    +sen rus kızlarını bile beğenmiyorsun
    -(ben önceki mesajıma devam ediyorum) ama kazın ayağı öyle değil. böyle düşünmene sepe olan özgüven ve cesareti ise nerden bulduğun başından beri bir merak konusu. hayati kararlarımı kendi menfaatlerim doğrultusunda verebiliyor olmam fikri sana çok uzak geliyor değil mi, benim kendime dair bir fikrim olmaz hep senin etkinle biçimlenir bir şeyler kafamda hani?
    +senin böyle bir seçimin olmaz ki
    -hayır senin, benim üzerimde böyle ölümcül bir etki bırakabileceğini düşünmen için neler yaptım acaba? seni hala sevdiğim doğrudur, ama bu alternatifi oluşturmamda zerre bir katkın ya da etkin yok. sabahın köründe kalkıp durağın oraya gelmek gibi bişey değil bu.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 311.
    0
    akşama doğru bana bir mesaj atıyor: o bölümü seçersen gelir seni oklarım öldüğünden haberin bile olmaz.
    "istanbul seni yutar" ayağına, kaybolursun, diyorum. benden uzak dur. telefonu atıyorum bir köşeye, uykuya dalıyorum. uyanıp bakıyorum telefona bir mesaj var, bu tip kapışmalarda yeniden meyil timsali olan birinci çoğul şahıs zamirli bir cümleyle: "kaybolalım." diyor.
    kaybolalım.
    ···
  12. 312.
    0
    içimde gta vice city'yi bitirince geçen cast gibi bir müzik çalıyor. film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden her şey.
    kitapçının önünde konuşurken elime çay döküp, raflara baktığı gibi "aa iyileştirme kitabında belki bununla alakalı bir şey yazıyordur" demesi,
    "senin umutsuz vaka olmadığın suyun 100 derecede kaynaması gibi bir gerçek" dediğimde "sen kimsin çocuk seni boğarım suyun 100 derecede kaynadığını bile biliyorsun bu kadar mükemmel olman canımı sıkıyo" demeleri,
    kapışmalarımız ardından bütün gün boyunca mor ve ötesi - gece dinlediğim zamanlar,
    ygs'den önceki gün kent meydanındaki bir mağazanın soyunma kabinlerinde ufak çaplı sevişmemiz,
    intam parkının ordaki çalılara "1-2-3!" diyip kendimizi geri geri bırakışımız. 5 cm ötede kırık bira şişelerinin olması. yatak görevi gören çalıların üzerinde birbirimize sarılmamız
    iyi kötü, unuttuğum unutmadığım pek çok şey gözümün önünden geçiyor.
    ···
  13. 313.
    0
    --ccc the end ccc--
    çıkıyorum cama, bakıyorum telefona. "kaybolalım." diyor. güneş hafiften böyle yakıyor beni. içim gta vice city'yi bitirmişim gibi buruk. atıyorum telefonu bir köşeye, ona bir şey söyleme zorunluluğunda hissetmiyorum kendimi. çünkü biliyorum, bir şeyler dersem sarpa saracak yine her şey. "seni de gibeyim, oynadığın üç kuruşluk kaçan kovalanırlı, "biz" özneli oyunları da." diyorum.

    kendime de sövüyorum, "bencil, kendini beğenmiş, çocuksu ve çocuk, gözü her zaman yükseklerde ve elindekinin kıymetini bilmeyen, doymak bilmez, şımarık" izlenimini ilk konuşmamızda hissedip, sonra kendi gözlerimi itina ile bağladığım için.

    +kaybolursun
    -kaybolalım.

    çıkıyorum cama, bakıyorum istanbul'a doğru. "kaybol." diyorum.
    kaybol.
    --ccc the end ccc--
    ···
  14. 314.
    0
    ···
  15. 315.
    0
    @513 hahah daha makul bi yorumda bulunmanı beklerdim la. şaka bi yana iyi okudunuz beyler, sağolun.
    ···
  16. 316.
    0
    size bir teşekkür borçluyum beyler. aklıma gelen nerdeyse bütün detaylara girmeye çalıştım çünkü yaşadıklarım kocaman bir rezalet ve topyekün bir halde, çekinmeden paylaşabileceğim bir altyapıyı, bir ortamı ve sohbet havasını oluşturdunuz. umarım herkes ibret alır, benim imza attığım bu rezilliklerin benzerini yaşamaz, buralarda bu tip, fedakarlıklardan ve tavizlerden ibaret bir benlik gibilmesi örneği okumayız.

    angutyus reyis derdi de inanmazdım. aşkta cidden fedakarlık olmaz, fedakarlığa ihtiyaç duyduğun yerde bırakacaksın. kesinlikle haklı. ikinci şans vermeyin, ikinci şans istemeyin derdi, haklı. söylenenleri, geçmişi, geleceği bir silah haline getirmeyin derdi, haklı. hikayeden çok çok ama çok ders çıkardım. ama gibildikten sonra pek bir davası olmuyor, sadece inceldiği yerden kopmasını izledim ve zararın bir köşesinden dönmeye çalışıyorum.

    hala aklımda olduğu doğrudur. ama artık gözlerim açık. ona dair ilk izlenimlerimin yanılmadığını gördükçe eskiden daha teşekküllü bir insan olduğumu görüyorum.

    benden çok şey zütürdüğü, anamı gibtiği doğrudur. okudunuz, gördünüz. hatunun bende bir obsesyona dönüşümünün hikayesini dinlediniz. kendimi ondan başkasına ait olamyacakmışcasına şartlı bir hale getirdim, gözümü onun dışındakilere körelttiğim gibi onun sivri ve olumsuz yönlerine karşı da köreldim.

    imkansızı düşünelim. bana gelse dese ki, ben her şeyden ibret aldım tibet'e gittim kendimi buldum hatalarımı gördüm kendimi tamamladım, gerçekleştirdim, ben oldum ve her şeyi yeniden kurtarmak isterim. bu gerçek olsa bile ondan hayır geleceğine kalan yedi milyar insandan şer gelsin bana. o da zaten çok meraklı değildir hayrını göstermeye bana, ilişki esnasında bile belamı gibtiğini gördünüz.

    özetle, ben zihnimin buzlarını yavaşça eritiyorum. ona dair her şeyin olumsuz değil özgün olduğu yanılgısını zihnimden siliyorum ve gittikçe daha farkında oluyorum her şeyin. şu saatten sonra istediği kadar aklımda olsun. aşık değilim. onu cidden sevmiyorum. ama deli gibi sevsem bile artık aldığım bir nefesin bile ona dair bir şeyler yüklemesine müsaadem yok. sevmiyosan bu ne destan yazmışın derseniz, benim derdim, bana koyan başka.

    siz siz olun, bencilliğin, kendini beğenmişliğin yahut zorluğun olduğu yerden koşarak uzaklaşın. iki insan birbirine zorluk çıkarmak için değil beraberlik dahilindeki anları keyifli kılmak için beraber olurlar. doğru kişi falan külli yalan, tatlı bir peri masalı gibi gelebilir size. benliğinizle ne kadar örtüşürse örtüşsün, pc mavi ekran verdikten sonra kullanmaya devam etmeye benzer çabalarınız. ve o pc size inatla mavi ekran gösterirken, çalıştırmaya çabalayan, bi gayret içinde olan siz olursunuz ve bu beyhudedir. beyhude her türlü çabadan kaçının, hatta bir çaba gerektiriyorsa kaçın beyler. çaba, emek, gözyaşı, fedakarlık ister aşk martavallarına kulak asmayın.

    amk coştum yine.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 317.
    0
    hikaye finalini yaptım diye yaydıktan sonra bastet aradı amk. acaba kafamı gibecek ne bulmuştu, tüketmemiş miydi hala elindekileri amk. ne bileyim direk kapattım açmadan. duymamı istediği çok önemli bişey varsa mesajla ulaşırdı zaten, demek ki bi gib yok. bi gib olsa bile benden yana zerre tepki alması imkansız ve söylediği, yaptığı şeyler benim bile inanamadğım bir şekilde gibimden aşşa kasımpaşa.
    ···
  18. 318.
    -1
    her şeyi özetleyen swf için tıklayınız: http://inciswf.com/kacyasindasin.swf
    ···
  19. 319.
    0
    Ulan biseyler yazmaya giriyorum, hikayenin bitmesine alisamadim ben de hala.
    ···