-
126.
0so fine iyiymiş panpa beklemedeyiz
-
127.
0amk adresi verde gelip yardım edelim sende hızlı hızlı yaz panpa. duvar mı örüyonuz bina mı dikiyonuz napıyonuz amk evde. haa bi de iyi hoş ama sende bırak şu gavur parçaları kafa açıyo amk, al bakem dinle şunu saldırtma kobrayı http://www.youtube.com/wa...eDIu0&feature=related
-
128.
0seni anlıyoruz kanka takipteyiz
-
129.
0gececiyiz burdayız panpa
-
130.
0Teşekkür ederim beyler. geldim şimdi kısa bir kısım olsa da, dolu, yazacağım ccc doluşun ccc
-
131.
0ertesi gün, cumartesi günü, ben kitapçıdaydım. bana "kayboldum" falan dedi. neyse buldum nerde olduğunu kent meydanının oraya gittim, özsüt'te oturmuş kahve içip kitap okuyor falan. geçtim yanına. el ele tutuşmuş normal bir şekilde konuşuyoruz. böyle bir duruma nasıl özlem duyduğumu sizlere anlatamam beyler, kendimi nerdeyse ilk defa o an normal bir ilişki dahilinde hissettiğimi söylesem yeridir. açtım böyle bir şeye, adamakıllı, fikr-i sabit bir gidişata. Huzur vardı bir kere içimde amk.
neyse bir ara bana "sanırım o çocuk konusunda haklıydın" dedi. bir tane vardı ya, yavşayan diyordum. e tabi amk. sen 4 sene kal yurtta hemcinslerinin her bir örneğini gör sonra yüzüne bakınca aklında bir fikir oluşmasın. hiç yormadım kafasını, ellerini avcumun içinde ovuşturarark "anlatmak istediğin bir şey var mı?" dedim. pek bir şey söylemedi, kalktık beraber biraz vakit geçirdikten sonra. ertesi gün sınav var ve ben sınava girebileceğim en iyi kafayla girmek üzereydim. özellikle evine bırakırken bana:
"kendimi tam hissetmiyorum, daha fazla yapabileceğim bir şeyler varmış gibi" demişti sınava motivasyonum konusunda. gülümsedim, sarıldım ve öptüm, bıraktım evine. böyle bir desteğe ihtiyacım vardı sadece. -
132.
0akşama doğru hafiften konuşuyoruz. işte sınava bir gün var, ileriye dönük hafif. annesine bahsetmiş az, nereli olduğumu vs. falan soruyormuş da öyle garip bir muhabbet. okuduğu okul falan muhabbetine gelince yavşak yavşak "istanbul üniversitesi" dedim. sinirlendi bu bayağı. sonra ben bunu yapmak zorunda olduğumu söylüyorum, kendim için diyorum. beni egoizmle falan suçluyor. sataşacak yer arıyor yani, sözde sınav öncesi muhteşem bir moralle girecektim dıbına koyim. biraz daha konuştuktan sonra yumuşadı ortam ve ben uykuya dalmaya gittim. uyuyamıyorum anasını satıyım gözüme uyku girmiyor. gecenin bir vakti eski bir arkadaşım vardı, yakın bir kız, ciddi yakın ama. gibimden aşağı kasımpaşa tavırları yüzünden gibtir etmişim tüm bağları, o mesaj atmış. ona moralim bozuldu. mal gibi konuştum onunla, tam koydum telefonu yatıyorum derken telefona bakıyorum yeni bir mesaj:
"uzağa gitme sevgilim." -
133.
0yaptığım en büyük hatalardan biri o mesaja cevap vermek olsa gerek beyler. toparlamaya çalışıyorum bir şey dedikçe, "istanbul dediğin 2 saatlik mesafe" diyorum. bana "iki saat uzağa gitme sevgilim." diyor. başka bir çarem olmadığını söylüyorum. "gidersen tumblr'da mesafe hakkında yazan tiplerden olurum" falan diyor aklınca caydıracak. "yatağımın içinde kaybolan çorabımın teki gibi olacaksın." falan diyor, ben de "hala yatağın içinde olacağım ama." diyorum. sonra bu diyor "ama sonraları da yurtdışına gidince yataktan iyice uzaklaşacaksın." falan diyor. hiçbir şey diyemiyorum, toparlayamıyorum, boş vaatler veren recep dexer gibiyim. istanbul konusunda kararım kesin, gözüm kara ama onu da geride bırakmak istemiyorum.
aptal gibi, belki de doğru olan şekliyle, istanbul arzumun değişmez olduğunu ispat ettikten sonra uykuya daldım, ne kadar gözümün kara olduğunu ölçtü biçti pekala tarttı. gece üç oldu ben uyuyamadım. sınav saat sabahın köründe. -
134.
0kalktım sabahın köründe, kafamda filler gibişiyor. trak'a uğradım, gittim yanına. beraber bir kahvaltı yaptık ben yoluma koyuldum nuri erbak'ta giriyorum sınava teleferikte. çıktım yukarı. 1 paket de tekel 2000 aldım. kırmızı ama. ciğerim yanıyor anasını satayım. sınava girmeden önce sakladım paketi ordaki eşiklerden birine, banka kartımı falan. girdim sınava. zaten kafam gibik, sınav da tak gibi geçti. gittim o sınavın üzerine bir tekel 2000 içtim, geri döndüm maksem'e. trak'ı falan bekledim vakti geçirdim, sınavdan sonra bastet'i görüp biraz rahatlamak istiyorum sadece.
-
135.
0vtrak geldi. ben içeri girdim aldım telefonu işte, sınav meselesine o kadar içerlenmiş ki, sınav demiyor. "***" diyor. gündelik konuşmada da "beş yıldız." mesaj atıyorum ona, ne yapacaksın, görüşelim falan. "hayır bugün çok büyük badireler atlattım * )" diyor böyle. sınava girmez olaydım anasını satıyım öyle işin, ne yarak kürek bir zamanlamadır lan bu. işin garip tarafı sen niye sınava girmiş gibisin.
annesinden bana bahsetmiş. bayağı bayağı konuşmuşlar. annesi benim hakkımda en sonunda "eğer üç yıl bekleyebilirse nikahta hiçbir sorun çıkarmam" cümesini kurmuş, daha doğrusu ütopyasını cümleye dökmüş. ben önümdeki haftayı kestiremiyorum senin kızınla, sen gelmiş ne diyon bana. nasıl yetiştirdiyseniz artık amk, bayağı bir sövdüğümü de belirteyim. üç yıl ha. vay. sorun çıkarmazmış bir de, sorun çıksa hayra geçerdi aslında. her neyse, gibik bir sınavın ardından gibik bir pazar günü geçiriyor ve yavaş yavaş başka konuları da kara kara düşünmeye başlıyordum. "lys'de ne yapacağım lan ben?" -
136.
0beyler yarın, iki günde yazdığımın iki katı hızıyla devam edicem söz size. iflahım gibildi, dinlenemiyorum, umarım yarın dinç bir şekilde çıkarım karşınıza. iyi geceler hepinize.
-
137.
0rezerved
-
138.
0
-
139.
0reserved
-
140.
0Beraber biraz dolaştıktan sonra, Namazgâha doğru gittik. Oradaki playstation salonlarından birine girdik ve tabiri caizse eline verdim beyler blur'da burdan da onu deklare edeyim. Oyunda üstünlük sağladığım zaman boynuma doğru ciksi dokunuşlar vb. cazibesini kullanıp beni geçmeye çalışıyo ama nafile. dıbına koyim bi oyunu kazancaz diye yaptığım odunluğa bak. her neyse beyler, tanıştığımız kitapçıya geldik böyle. Adam bizi görünce içi açılıyor dıbına koyim, öyle olmuşuz.
Çıktık, yukarıda BKM var bilen bilir. Stephen King manyağıydı, dıbına koyim ne varsa. Her neyse gitti bi king kitabı aldı. O sırada orada boyalı kalemlerin olduğu bir reyon var, üzerinde kağıtlar falan. Deneme kağıtları böyle işte. Bir kalem aldı Kenny falan çizdi. sonra "seni seviyorum gnrlies" yazdı, ben elinden tutuyorum. ulan çok garip oluyor insan, bir gıdım ilgi insanı çığrından çıkarıyor dıbına koyim. kızları şimdi anlıyorum, fool's extacy dıbına koyim. insanı cidden tazeleyen bir his o. aşağı doğru onu durağa bırakacakken yine, "dudak okuyabilir misin?" dedim. baktı böyle, dudaklarımı oynatarak "seni seviyorum" dedim falan. uzun bir süre sonra insan gibi bir gün yaşamıştım lan. -
141.
0artık o kadar sorunsuz ilerliyoruz ki, daha rahat uyanıyorum. yıpranmıyorum, gülüyorum yavaştan. sınava bir hafta varmış falan gibimde değil. hatunla sanırım hiç olmadığı kadar iyiyiz. sadece bir gün ufak bir sürtüşme yaşadık ve onda da adamakıllı anlattı durumunu nihayet, yaklaşık olarak şöyle bir şeydi: "açım, matematik çözemiyorum, galu (kuş) sürekli beni ısırıyor ve babam beni iki yıldır aramıyor." aslında çok daha uzundu ama hatırlamıyorum. her birine adam akıllı cevaplarla yaklaşıyorum, eskiden olsa bomba imha gibi kırmızı-sarı-yeşil tel kesmek gibiydi. yok kuşun aynasını kaldır falan.
-
142.
0tek bir pürüz daha önce bahsettiğim gözüm tutmuyor dediğim çocuk, buna ben "tüm erkekler yavşaktır ama bazıları daha çok yavşaktır, onun gibi." falan diyorum. şikayetçi değil dıbına koyim ilgiden, kızların hepsi böyle. erkeklerde de hata var dıbına koyim arkadaş ayağına yaklaşıp, ilgi gösterdiğinizde kaçmadıkları zaman ümitlenmeyin lan. sadece ilginiz hoşuna gitmiştir ve ondan bir şey bekleme hakkınız da yoktur aslında. bunun gibi ufak tefek şeyler var işte, şikayetçi değilim durumumdan. sınava üç gün var, hatunla aram iyi ve işin garibi bir sorun da burda nüksediyor, sanki kendisi sınava girecekmiş gibi ve sınav hakkında herhangi bir şey söylemeye müsaade etmiyor, kendisi evham yapıyor, kendisi geriliyor. nedenini idrak edemedim ama oraya da gelicez cidden.
her neyse, haftanın son günü. öğlen okuldan çıkıyorum, buluşma ayarlıyoruz. bu günü hala unutmam ve cidden ibretliktir.
ccc doluşun ccc -
143.
0altıparmak burç'talar bunlar. sinemaya girecekler girememişler falan böyle. kent meydanı'ndaki sinemaya gideceğiz ancak vakit daha bol. ara sokaklara saptırıyorum bunları, yanımızda bir üçüncü olması ikimizin de hoşuna gitmiyor ama yapabilecek pek bir şey yok, ben sadece bastet'e odaklanmış haldeyim. filme çok var, bastet ve ben oyuncakların içinde kayboluyoruz böyle. ben oyuncak klavyelerde hava nagila falan çalıyorum. dıbına koyim. neyse çıktık yukarı aldık biletleri girdik açlık oyunları'na. film başlamadan baktı böyle "sinemada öpüşen tiplerden değilim" dedi bana. ben çok öyleyim dıbına koyim. gördük. bu kızlar neden sinemaya gidip filmi izlemez hala anlamıyorum dıbına koyim, film kötüymüş gerçi. sürekli bi oynaşma, elimi bırakmama falan. parmaklarımı çıtlatıyor, yaslanıyor omzuma falan, bi izleyemedim filmi.
-
144.
0neyse çıktık sinemadan. fark ettiğim üzere yanında biri varken pek fazla trip atamıyor ya da kaçık imajı çizemiyor ve bu hoşuma gitti açıkçası. neyse, çıktık dışarı. bir yağmur bastırdı bardaktan boşalırcasına. üçüncül şahsın ne işi var orda dıbına koyim, o da algılamıştır durumu soyutladı kendini zaten. aşırı derecede bir yağış var ve sırıksıklam olmuşuz, koşturuyor sokakta. dıbına koyim mahalle çocuğuyuz nereye koşuyon sen. iki depara yakalıyom zaten öyle bir durumda. gülüşüyoruz. yavaştan yaklaşıyorum. buz gibi yağmur suları arasında temas eden dudakların o kaygan ve sıcak hissi, aşık olduğunuz kimseyle ise hele, cidden ibretlik. bırakmak istemiyor, o an bitmesin istiyor insan.
-
145.
0evlerinin oraya doğru geldi otobüs. üçüncü olan benimle konuşuyor işte. "bastet her şeyini anlatıyor bana. sevgililer gününde yaptığın jestten bahsetti mesela çok etkilenmiş, o kitap, yazdığın o mektup her şey. nasıl anlatsam, bir dünya şey var.. ama seni çok seviyor. çok." benim hatun bu üçüncüyü susturmaya çalışıyor amk. ben cool olucam ya, yansıtmıyorum bir şey hani. içten içe nasıl zütüm kalkıyor ama var ya. gerçi bu burnu havada olma vasfı benim için anlıktan daha öteye gidemedi hiçbir zaman.
her neyse. indik otobüsten. akşam karanlığı, yağmur hala boşalırcasına yağıyor. kimsecikler yok sokaklarda. bastet yanıma geliyor, otobüste kızın söylediklerini toparlamak istiyor böyle. ilk defa onun karşımda böyle eli ayağı birbirine girmiş ve kelime seçemez bir halde olduğunu gördüm. en sonunda "evet, doğru, seni çok seviyorum." dedi. sarıldık birbirimize, kontrolsüzce ve yarın yok gibi öpüyoruz birbirimizi sokağın ortasında. yolun kenarında bir şemsiye bulmuş, uzattı bana. kırık falan ama idare ederdi, o uzatması bile. hem ben yağmurdan pek şikayetçi olmam, yol kenarında yürümeyi bilmeyenler düşünsün. en son sokak lambaları eşliğinde yavaştan uzaklaştığımı ve uzun süredir böyle mesut olmadığımı hatırlıyordum. huzur içinde kasvetten uzaktı her şey.
-
bugun bi tene bile kupon tutmadi
-
memati bukadar sure girmemesi anormal
-
kaptan kirk alay konusu oluyor musun
-
titö koy grubin ismini
-
milli fiyasko
-
560 bin yaş 30 ama zekası
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 01 01 2025
-
reddit üye olmadan içerikleri görmeyi
-
incisözlüğü 10 milyon tl ye satın almak
-
592tlyle the shining filmiyle nasil baglanti
-
memati kayrayla bulustuktan sonra kayip
-
en yüksek faiz veren banka
-
iyi geceler pelinn
-
yıl 2025 oldu ama sözlük her 12 geldiğinde çöküyor
-
10bin septime satın aldığım ev
-
birisi havuca sorabilir mi neden saç ektirmediğini
-
önündeki dev asla içindeki tanrıdan büyük değildir
-
turkiyeli kebabinin ustune yemek yok
-
vermeyeceksen açma kızım
-
kurt kardeslerimin
-
560bin tl olan adam en azindan kulturlu
-
selam ben homelander izlyien bir yikik
-
kedi uyurken hareket ediyor
-
intihar önleme timi
-
recep ivedik bu adama neden dalaylama
-
hepiniz ikiyuzlusunuz adam silik yiyince
- / 1