-
601.
0konserde aklıma geliyor bu falan. ölü gibi geçiriyorum günü, eve geliyoruz vs. sanırım bir gün sonra konserin ardından, arkadaşımın facebook hesabından bir resim koyduğunu görüyorum, üzerine "i kissed my cat." yazmış, hipster tarzı. resme bakınca gözyaşlarım bendlerini aşıyor, bana ne oluyo böyle amk? kontrolü tamamen kaybetmişim, daha doğrusu kontrolün başkasına geçmesiyle kendimi yitirmekten daha fena olmuşum. beni "kedi öpücüğü"yle öptüğü zamanlar falan geliyor aklıma, kötü oluyorum yani.
geceye doğru aklıma bir muziplik geliyor böyle, ama gülüyorum, ciddi ciddi neşelenmişim hafiften. onun "my cat" göndermesine cevaben, kendimin bir capsini yolluyorum travian hesabından ona. "my cat'in cevabı" diye. http://a5.sphotos.ak.fbcd...3988301464_56646222_n.jpg kendimi de ifşa etmiş oldum ama olsun amk. ardından bir şeyler daha yazıyorum, bastet'i öpmüş bir kedi olmam bile ziyan falan. bana telefon numarası yazıyor bi tane. hiç cevap vermiyorum, bir kere 532'li bir numara yazmış. amk sen doğduğunda girdi 532'ler tedavüle. sonra bana "pardon bu annemin numarasıydı" diyip başka bir numara yollamış. -
602.
0öğleye doğru mesaj attım ona "meow." diye. biraz zaman geçti, aradı beni. konuştuk. antalya'ya gidiyormuş falan. bir süre sonra bana "seni çok özlemişim" dedi. bir şey demedim pek, terminalde kaybolduğunu falan söylemişti onunla alakadarım daha çok. "geri dön istiyorum." dedi. hemen ardından, beni farklı bir meyildemiş gibi algıladığından olsa gerek "eğer zamana ihtiyacım var diyorsan seni anlarım." dedi. ben ilişkimiz boyunca onun böyle anlayışlı olduğu, ona böyle müteşekkir olduğum bir an hatırlamıyorum. zor durumda olan, köpek gibi yaralarını yalayan benim ama bana müthiş bir anlayış bahşediyor.
belki normaldir, belki daima hayvan gibi davrandığından o davranışını çok değerli buldum, bilinmez. ama kendimi cidden iyi hissettim ve ben "zaman deme ben artık seninle hiçbir anım çöpe gitsin istemiyorum." gibilerinden bir şeyler söyledim. bilmiyorum ne olacak, yine başlıyoruz. ama kendimi ciddi ciddi tamir olmuş ve ilk zamanlardaki gibi şevkli hissediyorum, üstelik kendi isteğimden daha çok tamamen onun meyilleriyle biçimlenmiş bir şekilde. onun böyle bir arzusu olması doğrultusunda, benimle bir şeyler düşünmesi memnun kılıyor haliyle beni de. -
603.
0öyle havadan sudan konuşuyoruz. babası bekliyormuşmuş bunu falan. annemle olan sorunlarımdan bahsettim biraz, "anneni sevme konusunu işlemiştik ne çabuk unuttun" diyor, anlatıyorum durumu. "o zaman ileride biz ayrı eve çıkarsak annen gelmesin :(" falan diyor böyle. gülüyorum dıbına koyim. moral verdiğini zannediyor ama şu kurduğu cümle benim camımın önünde taşşaklarını sallandıran king kong'un uyandırabileceğinden daha fazla ümit aşılamıyor bana.
akşamdan akşama arıyor beni, te antalyada olması kötü geliyor bana ama cidden güzel hissediyorum yine de. "herkes rus kendimi çok yabancı hissediyorum" falan diyor, "angliski please" diyorum, muhtemelen sinirlenmiştir. boş zamanlarımda fruity loops'dan hip-hop beatleri yapıyorum. "ee nasıl gidiyo dj gnrlies?" diyor bana. "kendime başka bi isim bulcam dj ekleme başına direk gayrıciddi oluyo. düşünsene dj abraham lincoln. dj kennedy. dj mustafa kemal." gülüşüyoruz falan. uzakta olunca bi de yapabileceğimiz eylemler arasıında beraber travian kasmaktan başka bir şey yok. "şimdi izle aşkısı nasıl tuzağa düşücek : ))))" falan. eğleniyoruz yani.
ccc ayraç ccc -
604.
0beyler grand finale'i yapıyorum. siz akşama toplandığınızda sizin için bir sürpriz olacak, umarım buraları yeşertirsiniz. sizleri seviyorum.
-
605.
0gayet iyi gidiyorduk işte zararsız ziyansız. işte bi gün yine buna yavşayan bir çocuğun ona attığı mesajlarını yolladı, çocuğu reddetmiş falan. bana şey diyor "bu bizim okulun en iyi yüzlerinden biriydi, reddederken içim sızladı :(( " falan diye. amk gülüp geçiyoruz da şimdi şakanın da dozu var. diyo işte "o zaman bile bu çocuk 1,85'ti" falan. garip şeyler işte. pek bir şeye değinmek istemiyorum, üniversitenin en güzel kızlaının ingiliz dil edebiyatta olması fikri bile beni heycanlandıramıyordu bu kızla, daha nasıl izah edeyim lan durumumu? kız bana sonraları "seni, seviyorum." falan dedi işte. böyle bir sıkıntı yok falan, en azından ben öyle zannediyorum. aramız iyi gibi geliyor.
bir gün konuşmadık hiç, acaba ne zaman aklına gelicem onun diye düşünüyorum. bana mesaj attı "bi çocukla tanıştım" diye. aklına gelmez olaydım bu ne amk? yine beni kıskandırma gayeli yazdığı şeylerden biri diye düşünüyorum detaylarını anlatıyor bana işte kırmızı bilekliği vardı falan. otelde 18 ve üstü olanlara kırmızı bileklik veriyorlarmış işte. ben "ne diyon dıbına koyim sen?" modundayım. bana gelip şey dedi "seni seviyorum. diğerlerine da, derim varlar, nyet, derim yoklar." russki veletlerden biri yani, bunu da anladım. -
606.
0reserved
-
607.
0ccc grand finale ccc
her neyse, bana mesaj atıyor işte "ilk defa bu sabah otele bu kadar erken geldim eheheh * " falan diye. hiçbir şey diyemiyorum, ciddi ciddi diyecek bir şeyim yok. "çocuk anne babasından yanıma gelemiyo ki :(" falan diyo, gayrıciddi bir üslup çiziyo. ama o esnada benim aklım çoktan bana "your accent is beautiful : )))" diye yazan irlandalı kızlara sırf bu var diye koyduğum posta falan geliyo böyle. "neyse belki aklımdan çıkar çocuk senin hipap işleri nasıl gidiyor : )))" falan diyor bana. ben ona sadece şey dedim. "şu üslubundan sonra bile seninle hala konuşuyorum ya, ne yüzsüz, ne kendine saygısı olmayan bir huur çocuğuyum ben." diyorum. susuyorum. -
608.
0akşdıbına bana, "I follow he. :(" diye mesaj atıyor. susmuşum işte amcık bana niye yazıyorsun detayları. "why? follow me : ))" diyorum. verdiği cevap "we kissed." oluyor. ingilizce yazınca sanki dozajı düşüyor içimdeki nefretin amk. "leave me alone." diyorum. "I'm sorry (for you)" diyor. nasıl sövüyorum, diyorum nerden buluyo bu cesareti dıbına koyayım böyle işin.
-
609.
0olma, olma çünkü ben üzgün değilim, diyorum. adına sevinmeye devam et. kaldırıp atıyorum telefonu bir köşeye, bir dal camel black yakıyorum. açıyorum oasis - don't look back in anger. http://www.youtube.com/watch?v=qA3r_QiYsME
"please don't put your life in the hands of a rock n roll band, who'll throw it all away."
"hayatını, onu buruşturup atacak bir rock n roll grubunun ellerine teslim etme." diyor seslendiği her kimse. ben teslim etmişim, buruşturulup, atılmışım çöp tenekesinin yanına çözüldükten sonra bir şey ifade etmeyen edebiyat teksirleri gibi. üzgün değilim, cidden. sinirliyim sadece biraz. öfkem daha da çok kabarıyor telefona bakınca:
sevgilim? -
610.
0gelmiş bana, öyle bir şey olmasa dahi, böyle bir üsluptan sonra "sevgilim?" diye mesaj atıyor. yine ve yeniden o ucuz kaçanı kovalama oyunundan bir piyes sergiliyor bana. arıyor, dört defa falan ard arda. kapatıyorum telefonu, bir dahaki aramasında ulaşamayıp pes etsin diye. açıyorum telefonu sonra. "sesini duymam lazım :( " diyo bana. sesimi duyman lazım, tabii.
-
611.
0bir saat boyunca sigara içip bu şarkıyı dinliyorum, bir aptallık yapıp ona bi mesaj atıyorum:
"sevgilim" mi? "oyuncağım" falan diyecektin galiba. sesimi duyman gerek değil, o anda istediğin şeyi doyurman gerek. o ana da sesimi duyman denk gelmiş ama aslı önemli olan benliğini tatmin etmen. duyma sesimi falan, neme lazım? (burdan sonra yazarken ciddi ciddi matematik sınavında soruları çözemezken gülersiniz ya kahkahalarla, aynen öyle gülüyorum) lan her şeyi geçtim, tek koyan tarafı en çekilmez, en katlanılmaz dönemlerinde seni büyütmem ve hastalıklardan büyük ölçüde arındırdığım karakterinin ekmeğini başkalarının yiyecek olması. cidden koyuyo ama ne yapayım. ben sadece senden hep bir yol olu diye ümit ettim. sana katlanabilecek ve seni anlayabilen tek insan olduğumu biliyorum sen de inkar edemezsin. ama sevmiyorsun, o halde ben seni sevsem bile bir yükten başka bir şey değilsin. ben de hamal değilim. özetle: sleep inside the eye of your mind, don't you know you might find a better place to play? -
612.
0açın don't look back in anger'ı beyler, açın.
http://www.youtube.com/watch?v=qA3r_QiYsME -
613.
0bir gün geçti sanırım. konuşmadık hiç. ardından, lys sonuçları açıklandı işte. ben sadece ona sonuçlarımı yolladım. "hayatımı gibmene rağmen başarılı bir sonuç aslında." hesabına. o da "çok güzel sayılar tebrik ederim" demiş. "rus dili ve edebiyatı garanti, istanbul" dedim. aklımda uzun süredir bir alternatif olarak vardı. sonra şöyle bir diyalog yaşadık:Tümünü Göster
+evet onu seçersen çok kıskanırım
-hevesinin sönme ya da rusçadan soğuma ihtimalin yok mu çünkü tek tercih yapıp onu yazacağım.
+sana aşık olurum
-başka bir bölüm bakayım ben o zaman.
+eheh, ailenle de aran bozulur sanıyorum, yanlış hatırlamıyosam ingilizcenin gereksiz olduğunu düşünüyolardı artık rusçaya ne derler sen düşün
nedense beni soğutmak için son raddede bir çaba sarf ediyor, işin patlak veren tarafı benim sinirlerimi daha da çok bozuyor:
-hayatımdaki pek çok şey gibi inceldiği yerden kopar, bişey olmaz.
+aile kopmamalı işte.
-annemle konuştum hayırlısı olsun dedi.
+o bölümü yazma, gerçekten
-o nedenmiş
+pişman olacaksın senin alt yapın bu yönde değil ayrıca o ırktan nefret ediyorsun lütfen kendi yolundan gitmeye devam et
-tüm dünya dillerine ilgim var, ırka göre bişey yok, dil öğrenmek benim için çocuk oyuncağı ve her şeyden önce hiç kimsenin ya da hiçbir şeyin fiziksel, pgibolojik ya da duygusal etkisin değilim.
+yalancı. sen seneler boyunca kıçını yırt ingiliz edebiyatı diye sonra rus özentisi sevgilinden ayrılınca kararını değiştir ha.
-aklına bu bölümü seçecek olmamda bir etkin olduğu gibi komik bir şey geliyorsa sök at diyecektim ben de.
+beni mi kandırıyorsun, kendini mi? beni kandırıyorsan neyse de, kendini kandırıyorsan, sıçtın.
-kimseyi kandırdığım yok sen sadece hayatımda aldığım radikal kararları bile etkileyecek bir konumda olduğunu düşünüyorsun kendinin.
+sen rus kızlarını bile beğenmiyorsun
-(ben önceki mesajıma devam ediyorum) ama kazın ayağı öyle değil. böyle düşünmene sepe olan özgüven ve cesareti ise nerden bulduğun başından beri bir merak konusu. hayati kararlarımı kendi menfaatlerim doğrultusunda verebiliyor olmam fikri sana çok uzak geliyor değil mi, benim kendime dair bir fikrim olmaz hep senin etkinle biçimlenir bir şeyler kafamda hani?
+senin böyle bir seçimin olmaz ki
-hayır senin, benim üzerimde böyle ölümcül bir etki bırakabileceğini düşünmen için neler yaptım acaba? seni hala sevdiğim doğrudur, ama bu alternatifi oluşturmamda zerre bir katkın ya da etkin yok. sabahın köründe kalkıp durağın oraya gelmek gibi bişey değil bu. -
614.
0akşama doğru bana bir mesaj atıyor: o bölümü seçersen gelir seni oklarım öldüğünden haberin bile olmaz.
"istanbul seni yutar" ayağına, kaybolursun, diyorum. benden uzak dur. telefonu atıyorum bir köşeye, uykuya dalıyorum. uyanıp bakıyorum telefona bir mesaj var, bu tip kapışmalarda yeniden meyil timsali olan birinci çoğul şahıs zamirli bir cümleyle: "kaybolalım." diyor.
kaybolalım. -
615.
0içimde gta vice city'yi bitirince geçen cast gibi bir müzik çalıyor. film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden her şey.
kitapçının önünde konuşurken elime çay döküp, raflara baktığı gibi "aa iyileştirme kitabında belki bununla alakalı bir şey yazıyordur" demesi,
"senin umutsuz vaka olmadığın suyun 100 derecede kaynaması gibi bir gerçek" dediğimde "sen kimsin çocuk seni boğarım suyun 100 derecede kaynadığını bile biliyorsun bu kadar mükemmel olman canımı sıkıyo" demeleri,
kapışmalarımız ardından bütün gün boyunca mor ve ötesi - gece dinlediğim zamanlar,
ygs'den önceki gün kent meydanındaki bir mağazanın soyunma kabinlerinde ufak çaplı sevişmemiz,
intam parkının ordaki çalılara "1-2-3!" diyip kendimizi geri geri bırakışımız. 5 cm ötede kırık bira şişelerinin olması. yatak görevi gören çalıların üzerinde birbirimize sarılmamız
iyi kötü, unuttuğum unutmadığım pek çok şey gözümün önünden geçiyor. -
616.
0--ccc the end ccc--
çıkıyorum cama, bakıyorum telefona. "kaybolalım." diyor. güneş hafiften böyle yakıyor beni. içim gta vice city'yi bitirmişim gibi buruk. atıyorum telefonu bir köşeye, ona bir şey söyleme zorunluluğunda hissetmiyorum kendimi. çünkü biliyorum, bir şeyler dersem sarpa saracak yine her şey. "seni de gibeyim, oynadığın üç kuruşluk kaçan kovalanırlı, "biz" özneli oyunları da." diyorum.
kendime de sövüyorum, "bencil, kendini beğenmiş, çocuksu ve çocuk, gözü her zaman yükseklerde ve elindekinin kıymetini bilmeyen, doymak bilmez, şımarık" izlenimini ilk konuşmamızda hissedip, sonra kendi gözlerimi itina ile bağladığım için.
+kaybolursun
-kaybolalım.
çıkıyorum cama, bakıyorum istanbul'a doğru. "kaybol." diyorum.
kaybol.
--ccc the end ccc-- -
617.
0rizarvoid
-
618.
0bitti mi panpa
-
619.
0
-
620.
0bu hikayede bitti amk ne tak yicez biz şimdi
-
konstant ifsa fena hard hd
-
inşallah rus dronuyla vurulursun
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 19 12 2024
-
30 yasindayim nickli yazara çügü atmak
-
dün skorting lisbone maci izlerken
-
560bin liralık adamın rus kompleksi var
-
gizli gizli herkesi eksileyen
-
homelanderin peak sahnesi bu
-
kızımı okula gönderdim iki hafta
-
sözlüğünn efsaneesi geri döndü
-
ben durust adamim bugin biri silik
-
huura ogul çok
-
en son ne zaman bir insana dokundunuz
-
19 aralık inci sözlük ün kuruluşu değil mi lan
-
kız evladını okula gönderen baba
-
pipi killarimi 6 7 aydir kesmedim
-
vikings vs 560bin tl si olan adam
-
regl olduğu günlerde kız kardeşimi dövüyorum
-
583 bin lirası olan adam
-
online oyunda sohbetim olan kızın akıl hastası
-
borsadan ve diger kumar turlerinden anlamiyorum
-
biri kafama sıksın lütfen
-
gene cuma gunuu
-
bazı dönemlerde sözlüğü dirilten tipler geliyor
-
imam ve ogretmen maasi
-
kukunun ustundeki kucuk delik
-
guzel is yok
-
memadi online listesjnde nickini gizlemeyi
-
ferre bana kadınların gerçek yüzünü gösterdi
-
pipimin başini toz biberle kaplayip
- / 2